Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor böylesine hazırlıklı değilim daha. Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda.
bağlanmak bir güçsüzlük gibi görünürken acaba bağlanan kendi gücünü mü hisseder bu bağlılıkta? Güzel güçlü bir zayıflık Karanlığı ışıklı bir siyahlıktan oluşan bir uçurum gibi çeker bizi, bir kere eğilip baktıktan sonra gözlerinizi almak kolay değildir. Karanlıklara bağlanırız ama parlak ve alevli olanlara. böylesine parlak karanlıklar ise ancak ölümde, derinlikte, ihanette, yalnızlıkta bulunur. Ve başkaları onların parlaklığına hayranolurken biz karanlığa acır ve esir düşeriz. Onun için bağlanmak ayrırır bizi diğer insanlardan. diğerlerinin meyveleri toplayıp yediği bir bahçede, o meyvelerin bozulmasından elde edilmiş lezzetli ve yakıcı içkileri içmenin sarhoşluğuna, o içkiyi keşfetmiş olmanın ve kalabalıklardan ayrılmanın hazzıyla bırakırız kendimizi. 'niye bağlanırız bir insana' diye sorulduğunda' içkileri meyvelerden çok sevdiğimiz için'deriz.
Kontrol edilmesi zor içgüdü. Arkandan ölüm kovalamıyorsa şayet; sadece çok kısa bir süre rahatlık sağlar. Bir kere yaşanmış olumlu bir tecrübe ile bilinç altına yerleşir ve artık kaçışlar farkındalığın dışında gerçekleşir. Oysa sağlıklı yol almak nerden nereye; hangi durumdan hangi duruma geçeceğini hesaplamaktır. kaçan bunu yapmaz ve genelde bulunduğu durumdan daha güç bir durumla karşılaşır. Yada başka bir deyişle kaçmamak: Ardında neyi bıraktığını ve ileride seni neyin beklediğini TAM bilmek.
Kendinide beraberinde götürdüğün müddetçe.. Herhangi bır zorlukla karşılaştığında, şüphen olmasın o gittiğin yerden muhakkak yine kaçacaksın. Sonra yine sonra yine.. Her seferinde bir öncekinden daha kuvvetli ve daha hızlı.
.... Kaçma dürtüsü korkuyla beslenir. Korku ise duvardan beline bağlı lastik gibidir. O lastik eninde sonunda artık sünmez. Ve kaçtığın hızla orantılı, o korku lastiğini ne kadar gerildi ise.. Bir o kadar o hızla o duvara geri toslarsın. Eninde sonunda yüzleşirsin.. kaçtıklarından.. Senden arta kalanlarla..
Ve kaçmak hayatının en büyük pişmanlığı olur. Çünkü o çarpmadan sonra görürsün ki.. Kaçtığın hiç birşey seni bu kadar yamultamazdı.
Şanlıurfa örencik köyü civarında dünyanın (şimdilik) en eski medeniyet kalıntısı: Göbekli tepe
- Bulgulara göre ayrı ayrı dairelerden oluşan bır tapınak - Karbon testi sonucu M.Ö yaklaşık 11.000 yil önce inşa edilmiş. - Yani İngilteredeki Stonehenge'den 7.000 yıl önce - Dikili taşların üzerinde farklı hayvan motifleri var sembol olarak. - Dairelerin dizilişi, biçimi, adedi ve taşların üzerindeki hayvan motifleri. Yıldız kümeleri ve burçları ile tamen örtüşüyor. Boğa, akrep vs. - Sadece o semboller bile ileri düşünen bir beynin delili - Yani o döneme ait 'savaşçı insan' teorileri yıkıldı.
'Güvenmek en büyük kumardır.' Ve 'Evliliğin temeli güvendir.'
'Kumar haramdır.' Yani Evlilik haramdır.
(töbee töbee, çarpılıp şaşı kalacam şimdi:D)
Tek başına doğruluğundan şüphe etmediğimiz yukardaki söylenmiş sözler. Bir araya gelince -değişik- bir hal aldı. Emekliyen; olgunlaşmamış fikir yürümeye kalkınca işte böyle ortalığı dağıtır.
Halbuki Islam dininde evlenmek; kimisi için haram, kimisi için sünnet, kimisi için vacip, kimisi içinde farzdır. (açıklamayı gerekli gördüm)
Bence fikir oturmalı sabit kalsın hiç devinmesin. Hareket halinde olunca sürtüşme, çarpışma oluyor. Ne gerek var.. :p
Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor
böylesine hazırlıklı değilim daha.
Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum:
Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda.
İsmet Özel
Bir insanı en iyi tükettiklerinden tanıyabilirsin.
Yani ürettiği çöplerden.
Hiç bir anlatım bir çöp kutusunun anlatımı kadar berrak olamaz.
- Biraz daha derin düşün!
* Kaç metre kadar? Vurgunu yemeyelim sonra..?
bağlanmak bir güçsüzlük gibi görünürken acaba bağlanan kendi gücünü mü hisseder bu bağlılıkta?
Güzel güçlü bir zayıflık Karanlığı ışıklı bir siyahlıktan oluşan bir uçurum gibi çeker bizi, bir kere eğilip baktıktan sonra gözlerinizi almak kolay değildir.
Karanlıklara bağlanırız ama parlak ve alevli olanlara.
böylesine parlak karanlıklar ise ancak ölümde, derinlikte, ihanette, yalnızlıkta bulunur.
Ve başkaları onların parlaklığına hayranolurken biz karanlığa acır ve esir düşeriz.
Onun için bağlanmak ayrırır bizi diğer insanlardan.
diğerlerinin meyveleri toplayıp yediği bir bahçede, o meyvelerin bozulmasından elde edilmiş lezzetli ve yakıcı içkileri içmenin sarhoşluğuna, o içkiyi keşfetmiş olmanın ve kalabalıklardan ayrılmanın hazzıyla bırakırız kendimizi.
'niye bağlanırız bir insana' diye sorulduğunda' içkileri meyvelerden çok sevdiğimiz için'deriz.
Ahmet Altan
Kontrol edilmesi zor içgüdü. Arkandan ölüm kovalamıyorsa şayet; sadece çok kısa bir süre rahatlık sağlar. Bir kere yaşanmış olumlu bir tecrübe ile bilinç altına yerleşir ve artık kaçışlar farkındalığın dışında gerçekleşir. Oysa sağlıklı yol almak nerden nereye; hangi durumdan hangi duruma geçeceğini hesaplamaktır. kaçan bunu yapmaz ve genelde bulunduğu durumdan daha güç bir durumla karşılaşır. Yada başka bir deyişle kaçmamak:
Ardında neyi bıraktığını ve ileride seni neyin beklediğini TAM bilmek.
Kendinide beraberinde götürdüğün müddetçe.. Herhangi bır zorlukla karşılaştığında, şüphen olmasın o gittiğin yerden muhakkak yine kaçacaksın. Sonra yine sonra yine..
Her seferinde bir öncekinden daha kuvvetli ve daha hızlı.
....
Kaçma dürtüsü korkuyla beslenir. Korku ise duvardan beline bağlı lastik gibidir. O lastik eninde sonunda artık sünmez. Ve kaçtığın hızla orantılı, o korku lastiğini ne kadar gerildi ise..
Bir
o kadar
o hızla
o duvara
geri toslarsın.
Eninde sonunda yüzleşirsin.. kaçtıklarından.. Senden arta kalanlarla..
Ve kaçmak hayatının en büyük pişmanlığı olur.
Çünkü o çarpmadan sonra görürsün ki.. Kaçtığın hiç birşey seni bu kadar yamultamazdı.
Hatasız kul olmaz
Hatamla sev beniii..
Şanlıurfa örencik köyü civarında dünyanın (şimdilik) en eski medeniyet kalıntısı: Göbekli tepe
- Bulgulara göre ayrı ayrı dairelerden oluşan bır tapınak
- Karbon testi sonucu M.Ö yaklaşık 11.000 yil önce inşa edilmiş.
- Yani İngilteredeki Stonehenge'den 7.000 yıl önce
- Dikili taşların üzerinde farklı hayvan motifleri var sembol olarak.
- Dairelerin dizilişi, biçimi, adedi ve taşların üzerindeki hayvan motifleri. Yıldız kümeleri ve burçları ile tamen örtüşüyor. Boğa, akrep vs.
- Sadece o semboller bile ileri düşünen bir beynin delili
- Yani o döneme ait 'savaşçı insan' teorileri yıkıldı.
Ve daha bir sürü bilgi..
Özetle Şanlı Urfa'da tarih yeni baştan yazılıyor.
Fikirin yürüyen hali
Örneğin:
'Güvenmek en büyük kumardır.'
Ve
'Evliliğin temeli güvendir.'
'Kumar haramdır.'
Yani
Evlilik haramdır.
(töbee töbee, çarpılıp şaşı kalacam şimdi:D)
Tek başına doğruluğundan şüphe etmediğimiz yukardaki söylenmiş sözler.
Bir araya gelince -değişik- bir hal aldı.
Emekliyen; olgunlaşmamış fikir yürümeye kalkınca işte böyle ortalığı dağıtır.
Halbuki Islam dininde evlenmek; kimisi için haram, kimisi için sünnet, kimisi için vacip, kimisi içinde farzdır. (açıklamayı gerekli gördüm)
Bence fikir oturmalı sabit kalsın hiç devinmesin.
Hareket halinde olunca sürtüşme, çarpışma oluyor. Ne gerek var..
:p
Ve Aşk konu mankeni boyunlarımızda
Nefessizlikten mos mor kesilmiş..
'Komedi uzun süren bir trajedinin sonucudur.'