Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Cumartesi Anneleri11.02.2011 - 01:46

    Canları çok yakılmış (yakılmış diyorum bakın) annelerdir.
    Gözaltında iken kaybolan çocuklarının (ya da kaybedilen çocuklarının(!)) , bir ihtimal yaşadıklarına dair bir umutla seslerini duyurmaya çalışırlar. Polislerce çok sert karşılandılar zamanında. Bir müddet sonra artık sadece devletten evlatlarının CESETLERİNİ isteyen annelerdir! Duruma bakar mısınız, bu nasıl bir acıdır... İstiklal Caddesi' nin taşları dile gelse de konuşsa!
    Başbakan geldi diye ayağa kalkmadıkları için ayıplanırlar. Unutulur onların canından bir parça olan evlatları için direndikleri...

    Bulutsuzluk Özlemi' nin Seni Görmem Lazım isimli şarkılarında selam ettiği analarımızdır...
    '
    ...
    cumartesi analarıyla
    cop yediğiminin şehri...
    ..
    '

  • İstanbul Oyuncak Müzesi11.02.2011 - 01:34

    Muhakkakkkk gidilmesi gereken bir müze. 23 Nisan 2005' te, Sunay Akın' ın ailesinden kalma Göztepe'deki köşkünde kurulmuştur.
    Hem köşkü gezmek hem 100 küsür yıllık oyuncakları görmek hem de dönemsel ve önemli tarihsel olayların oyuncaklar üzerinde bile etkisinin ne kadar büyük olduğunu görmek açısından muazzam bir tecrübe.
    Alman oyuncaklarının hepsine hayran kaldığımı söyleyebilirim.
    Sunay Akın büyük uğraşlar sonucu kurmuştur burayı. Her gittiği yerden oyuncaklar getirmiş, e bu çaba da boşuna gitmemiş. İçeri girdiğinizde burnunuza harika bir koku geliyor bir kere. Hafif pas kokusu, antika kokusu... Of diyorum yani.

    Not: Ben Sunay Akın ile karşılaşmadım ama siz şanslıysanız karşılaşabilirsiniz... Eminim harika bir rehber olur.

  • oruç aruoba08.02.2011 - 01:37

    Türkiye' de filozof deyince ilk aklıma gelen şahsiyet. Ayrıca tüm kitaplarını da iştahla okuduğum yazar. Çeviri yapar.Yanılmıyorsam Wittgenstein' i türkçeye çevirmiş tek kişidir. Bir de Türkiye' de Nietzsche üzerine Oruç Aruoba kadar konuşabilecek birini tanımıyorum. Yalın üslubu hemen içine çeker kitaplarında. Tanışma fırsatım da olmuştu, çok şeker, babacan biri.

  • çocuk olmak07.02.2011 - 21:42

    80lerin sonunda, 90ların başında çocuk olunabildi en son... Ve sonlarına yetişmiş biri olarak şanslı görüyorum kendimi. Bilgisayar yoktu. Taso oynadık, yakartop oynadık, saklambaç oynadık. Sonra da çocukluğu teknolojinin soğuk ellerine teslim ettik... Ne yazık ki, artık çocuklar bilgisayarda oyun oynuyorlar. Üstleri başları çamurlanmadan, dizleri kanamadan, akşam ezanı okunmadan eve dönebilmenin heyecanını tatmadan büyüyorlar.

  • nemrut07.02.2011 - 20:04

    Nemrud olarak yanıtlarsam; enfes müzik yapan müzik grubudur. Progressive rock yaparlar ve hakkını verirler.Türkiye’de yapılan standart rock veya popüler mısra-nakarat düzeni üzerine kurulu şarkı yapılarının ötesine geçerek; rock müziğin teknik ve kompozisyon sınırlarını zorlamıştır. Bununla birlikte şarkılarının tınılarında; klasik, caz ve avangart unsurlar bulunmaktadır.

    Şarkıları oldukça uzundur ve size nerede olduğunuzu unutturur. Yerde ya da gökte değilsinizdir artık...

    Journey of the Shaman isimli bir albümleri vardır. Yurtdışında Türkiye'den daha çok bilinirler ne yazık ki... Böyle müzik yapabilen yüzlerce müzisyenimiz varmış gibi değerini bilmiyoruz işte!

  • uykusuz07.02.2011 - 19:15

    Her perşembeyi iple çekme nedenim olan müthiş mizah dergisi. ' Kendimi durduracak değilim ' (Fırat Budacı) köşesi ayrı bir hoşuma gider. Yiğit Özgür zaten tartışmasızdır. Hem çok iyi bir çizer hem de harika bir jargona sahiptir. Sonracığıma; Umut Sarıkaya vardır. Manyağın tekidir.Yolda filan okunmaması gerekir. Zira ard arda atılmak üzere içinizde biriktirdiğiniz kahkahalar patlayabilir.

  • şu an ne dinliyorum07.02.2011 - 18:12

    Cem Adrian & Aylin Aslım - Herkes Gider Mi?

  • matruşka07.02.2011 - 17:25

    Matruşka, Rus yapımı bir oyuncak bebek türüdür. Ahşap el yapımı olan bebekler ortasından açıldığında başka bir bebek çıkar, onu açtığınızda yine başka bir bebek çıkar. Tek anne figürünün içerisinende iç içe yerleştirilmiş beş veya yedi bebekten oluşur.

    Matruşka bebeklerin 1890 yılında Moskova yakınlarında bulunan Abrentsevo Malikanesi’ne ait Çocuk Eğitim Atelyesinde doğduğu iddia edilmektedir. Birçok meşhur ve yetenekli Rus sanatçı, yerel oymacılar ile birlikte Abrentsevo Malikanesi’nin sahibi Mamontov’un atölyesinde çalışmaya başlarlar. İsmini çok beğenilen bir bayan olan Matrioska’dan aldığı söylenir.

    Matruşka hem oymacılık hem de resim açısından Rusya’nın imajı ve ruhudur.

    Matruşkalar genelde geleneksel Rus kıyafeti olan sarafan giymiş bebekler şeklinde boyanır.

  • uğur mumcu07.02.2011 - 17:16

    Yıllarca Cumhuriyet Gazetesi' nde araştırmacı gazeteci kimliğiyle haksızlıkların, yolsuzlukların, yobazların üzerine gitmiş aydın insan. 24 Ocak 93'te kahpe bir suikastle yaşamını kaybeden onurlu yazarımız.
    Bir 20 yıl daha yaşasaydı ortaya daha ne pislikler çıkarırdı kim bilir. Ben onun kadar cesur bir gazeteci/yazar bir daha geleceğini sanmıyorum bu ülkeye.

    Uğurlar olsun üstad...

  • deniz gezmiş06.02.2011 - 04:55

    Susarak özlüyorum...