karanlık bir dünyanın, aydınlık kalabilmiş yüreklerini arıyordun aslında.. zira konuştukça azalıyordu anlatacak şeylerin.. vee anlattıkça artıyordu anlamızlıkların.. hoş bir ütopyaya ulaşmaktı belki tüm çırpınmaların.. güven duygunun oluşmasını istiyordun, yüzyıllara meydan okuyan kale surları gibi.. asil yürekler arıyordun, debelenmelerinin sonu geldiğinde sığınacak bir liman olan. vee o limanda seni bekleyen, hasretle sana el sallayan bir zıt ruh ikizini arıyordun.. bir mucize olur da bulabilirnisin O’nu? ..ihtimal ki evet. zira bulanlar, arayanlardır
Sözleri olmayan bir müzik çalıyor…piyano ve gitar uyum içinde, yine her zamanki büyüleyici haliyle.. Benim şehrimde akşam oluyor… Senin şehrine giden yollarda ise gün devam ediyor…senin şehrine giden yollarda yürüyorum ben yıllardır… Her şey yarım kalmış gibi dursa da ‘ eksikliğiyle tamamlıyor hayat ‘ insanı.. Gülümsemek gerek dediğimiz hayatlar içinde akıp gidiyoruz işte.. tüm olumsuzluklara rağmen.
bir ezgiysen hoşlukla hitap etmelisin kulağa.. bir manidar sözsen, yerleşmelisin akıllara hiç çıkmamak üzere.. bir senfoni olup besteleneceksen, bilmelisin kii 1 yanlış nota heder eder tüm eseri.. bir tablo olacaksan, hayata ve de insana dair tüm renkleri ihtiva etmelisin.. şimdi soruyorum sana, nedir ‘’ yeryüzüne düşmüş ‘’ en güzel dileğin :)
seni tanımak,puslu bir gecede gökyüzündeki kutup yıldızını görmek gibi bişeydi.. ne kadar yaklaşılsa da erişilemeyen.. bir bahar esti bir yel geçti gönlümün beyaz sayfalarından bir virgüldün durakladım, noktayı hiç koyamadım senle olan hatıralarıma
yetenekli olmak kafi değil, sahaya inip göster hünerini azîzim.. yok öyle hep tribünden izlemek.. ekip ruhuna uygun olarak takıma katkı sağlasana, hem başarı sahada olur, tribünde değil. :))) yokluğunda takım, telef olmuş halde vee şaşkınlıktan hep kendi kalesine gol atıyor bilesin. :)))
ellerinde MOR ojesi..
pek zordur, bilmecesi :)
Âlem içinde ne mucizeler var,
Keşfedilmeyi bekleyen seyyare gibi,
Vee bu âlemde nice nice sırlar var,
Âlem içinde, âlem gibi...
karanlık bir dünyanın, aydınlık kalabilmiş yüreklerini arıyordun aslında..
zira konuştukça azalıyordu anlatacak şeylerin.. vee anlattıkça artıyordu anlamızlıkların..
hoş bir ütopyaya ulaşmaktı belki tüm çırpınmaların..
güven duygunun oluşmasını istiyordun, yüzyıllara meydan okuyan kale surları gibi..
asil yürekler arıyordun, debelenmelerinin sonu geldiğinde sığınacak bir liman olan.
vee o limanda seni bekleyen, hasretle sana el sallayan bir zıt ruh ikizini arıyordun..
bir mucize olur da bulabilirnisin O’nu? ..ihtimal ki evet.
zira bulanlar, arayanlardır
Sözleri olmayan bir müzik çalıyor…piyano ve gitar uyum içinde, yine her zamanki büyüleyici haliyle..
Benim şehrimde akşam oluyor…
Senin şehrine giden yollarda ise gün devam ediyor…senin şehrine giden yollarda yürüyorum ben yıllardır…
Her şey yarım kalmış gibi dursa da ‘ eksikliğiyle tamamlıyor hayat ‘ insanı..
Gülümsemek gerek dediğimiz hayatlar içinde akıp gidiyoruz işte.. tüm olumsuzluklara rağmen.
bir ezgiysen hoşlukla hitap etmelisin kulağa..
bir manidar sözsen, yerleşmelisin akıllara hiç çıkmamak üzere..
bir senfoni olup besteleneceksen, bilmelisin kii 1 yanlış nota heder eder tüm eseri..
bir tablo olacaksan, hayata ve de insana dair tüm renkleri ihtiva etmelisin..
şimdi soruyorum sana, nedir ‘’ yeryüzüne düşmüş ‘’ en güzel dileğin :)
Delilik ile velîlik arsındaki çok ince bir çizgi...
seni tanımak,puslu bir gecede gökyüzündeki kutup yıldızını görmek gibi bişeydi..
ne kadar yaklaşılsa da erişilemeyen..
bir bahar esti bir yel geçti gönlümün beyaz sayfalarından
bir virgüldün durakladım,
noktayı hiç koyamadım senle olan hatıralarıma
yetenekli olmak kafi değil, sahaya inip göster hünerini azîzim..
yok öyle hep tribünden izlemek..
ekip ruhuna uygun olarak takıma katkı sağlasana, hem başarı sahada olur, tribünde değil. :)))
yokluğunda takım, telef olmuş halde vee şaşkınlıktan hep kendi kalesine gol atıyor bilesin. :)))
Patavatsızlık, bir renk olabilir.
Bir ezber bozanlık ta..
Fakaat bir durum, bir itiraz, bir karşı düşünce getirmek eylemi olamaz..!
Sustum; pencereleri yağmurludur şiirin
Kırılgan bir kapının ardında kaldı gökler.
Nurullah GENÇ
ruhumuz coşar, bu eseri ne zaman okusak...
sayfana bakıyordum, okumama vesile oldun yeniden...
hoşça bakasın zatına..