TEVRAT / İŞAYA – 58 3- “Niçin oruç tuttuk da görmüyorsun, canımızı alçalttık da bilmiyorsun? ” diyorlar. İşte, siz orucunuz gününde işinizin peşindesiniz ve bütün işçilerinizi sıkıştırırsınız.
4- İşte, siz kavga ve çekişme için ve kötülük yumruğu ile vurmak için oruç tutuyorsunuz; bugün öyle oruç tutmuyorsunuz ki, yüksek yerde sesinizi işittiresiniz.
5- Benim seçtiğim oruç, insanın canını alçalttığı gün, böyle mi olur? Saz gibi başını eğmek ve altına çul ve kül sermek mi? Buna mı oruç ve Rabbe makbul gün diyorsunuz?
6- Kötülük zincirlerini açmak, boyunduruk bağlarını çözmek ve ezilmiş olanları hür olarak koyuvermek ve her boyunduruğu kırmak, benim seçtiğim oruç bu değil mi?
7- Kendi ekmeğini aç olanla paylaşmak ve yurtsuz düşkünleri kendi evine getirmek ve çıplağı görünce üstünü örtmek ve kendi etinden olandan kaçınmak değil mi?
8- O zaman ışığın tan gibi doğar ve yaran çabuk et sürer ve senin önünden kendi salahın yürür; Rabbin izzeti dümdarın olur.
9- O zaman imdada çağıracaksın ve Rab cevap verecek; feryat edeceksin ve: “işte buradayım” diyecek…
TEVRAT / İŞAYA – 59 1- İşte, Rabbin eli kısılmadı ki, kurtarmasın ve kulağı ağırlaşmadı ki, işitmesin;
2- Ancak sizinle Allah’ınız arasına fesatlarınız ayrılık koydu ve suçlarınız onun yüzünü sizden gizledi de sizi işitmiyor.
3- Çünkü elleriniz kanla ve parmaklarınız fesatla kirlendi; dudaklarınız yalan söylediler, diliniz kötülük homurduyor.
4- Doğrulukla dava açan yok ve hakikatle dava güden yok; boşluğa güveniyorlar ve yalan söylüyorlar; kötülüğe gebe kalıyorlar ve fesat doğuruyorlar.
Allah katından gönderilen dinin adı ne Yahudi'lik ne Hıristiyan'lık ne de Müslüman'lık!
Hak olan tek din vardır onun adı da İslam!
İslam dininin ilk kitabı Tevrat'tır. Yazılı Zebur da Tevrat'ın içerisinde bir bölümdür! İslam dininin ikinci kitabı Kuran'dır. Yazılı İncil de Kuran'ın içerisinde bir bölümdür!
İslam dininin dört değil iki kitabı vardır ikisi de Allah tarafından korunan kitaplardır.
Kuran'da Yahudilik ve Hıristiyanlık diye bir kavram yoktur, bir topluluğa verilen isim olan Yahudiler ve Hıristiyanlar vardır!
Yahudiler ve Hıristiyanlar; Hz. Musa'yı, Tevrat'ı, Hz. İsa'yı ve ona verilen İncil'i (yazılı değil) Hz. Muhammet'i ve ona indirelien Kuran'ı tasdik etmedikleri sürece Allah'a teslim olmuş, İslam'ı kabullenmiş olmazlar!
Allah'ın dininde bütünlük esastır; İslam'ın bir bölümü tek başına asla İslam değildir! İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar her insan bulunduğu zaman içerisinde kendisine Peygamberler tarafından sunulan İslam'ı bütünüyle kabul ederek Allah'a teslim olabilir!
Kuran da Müslümanlık diye bir kavram da yoktur; Müslüman olma kavramı vardır! Müslüman olmak, Allah'a teslim olmak, İslam'ı kabullenmek... Kuran da: Hz.Nuh, Hz.İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer peygamberin müslüman oldukları yazılıdır.
Allah'a giden dosdoğru yolda Kuran'dan başka kılavuz ve rehber yoktur.
Kişi kendi görüş ve düşüncelerini Kuran'dan almış olsa bile; dosdoğru yol budur, siz Kuran'ı anlayamazsınız benim söylediklerim kadarıyla iman edin diyemez! İslam adına otorite olmadığını tek otoritenin Kuran olduğunu söyleyerek, bilgisini paylaşabilir!
İman edenler birbirlerine hakkı (Kuran'ı) ve sabrı tavsiye ederler (Asr suresi) !
Her insan nasibini İslam'ın kaynağı olan Kuran'dan almalıdır; diğer bir insanın Kuran'dan almış olduğu nasipten değil!
Kişinin inancı, bilgisi, anlayışı ve amelleri kendine ait sonucu belirler, başkalarına ait sonucu değil!
Eğer kişi Kuran'ı değil de Kuran'dan anladığını başka insanlara Allah'a giden yol budur diye sunarsa bölücülük yapmış, ona uyanlar da bütünden uzaklaştırıcı bir kopuş içerisine girmiş olur!
Hak ve batıl ölçüleri Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından belirlenir; gereğince iman edenler ise bu ölçülere ne ekleme yaparlar ne de bu ölçülerden bir şey eksiltirler, güçleri yettiğince hakkı gözetirler!
Kuran bilgisine sahip olan herkes hak ve batılı ayırt edebilme yeteneğine sahip olamaz, bunun için anlayış gereklidir; anlayış ise yalnız gereğince iman edenlere verilir!
Bilgi olmadan hidayet sahibi olunamaz ama her bilgi sahibi olan da hidayet sahibi olamaz!
Kuran; okunsun, anlaşılsın, üzerinde düşünülüp öğüt alınsın diye indirilmiştir!
Eğer İslam dininin kaynağı olan Kuran sadece Araplar tarafından anlaşılabilecek bir kitap olsaydı o kitabın evrenselliği kalmaz sadece Arapların dini olurdu!
Kuran'ın anlaşılmasını istemeyen çevreler, aklını kullanan, bilgili, düşünen bir toplum olmasından korkarlar; çıkarlarına ters düşer çünkü!
O çevreler Kuran Türkçe'ye çevrilemez derken, aslı astarı, kaynağı belli olmayan sözleri (hadisleri) insanlara sunmaktan çekinmezler! Diyelim o sözler doğru peki Hz. Muhammet o sözleri Türkçe mi söyledi? Onlar da çeviri değil mi?
Amaçları; insanları Kuran'ın gerçeklerinden uzak tutarak onlara istedikleri gibi hükmedebilmek!
Çeviri bir ilim işidir! İlmi gerçekleri sindirememiş örümcek kafalılar hala basit alicengiz oyunlarıyla insanları aldatmaya çalışıyorlar, onlar kendilerinden başkasını aldatmıyorlar!
İnsanlar başka insanlar tarafından güdülecek koyunlar değildirler; yada olmamalıdırlar!
Kendi akıl ve iradelerini kullanarak belirli kararlar verip bu kararların sonucuna ait sorumluluğu yüklenmeleri gerekir!
Akıl ve iradesini kullanmayıp bunları başka insanlara teslim edenler için söyleyecek sözüm yok!
Geçimini kazanmak için yapacağın meşru işler Kuran'dan uzak kalmana kendine ait bir yorumunun olmamasına bahane teşkil etmez!
Zekeriya Beyaz yada İsmail Nacar yada diğerleri bir konu hakkında hüküm verdiklerinde bunlar din adamı söylediklerini kabul etmeliyim ukalalık etmemeliyim mi diyeceksin!
Allah göndermiş olduğu elçilerine itaat edilmesini emreder!
Peygamberilik sona erdiğine göre din adına tek otorite vardır o da Kuran'dır! Allah'ın görevlendirmediği insanların otorite olarak kabul edilmesi insanları nereye götürür acaba!
Ben Kuran'dan nasibimi aldıktan sonra Tarikat lideri, hoca yada profösör her kim olursa olsun onların söylediklerini sorgulamadan ve Kuran'a ters düşmediğini görmeden asla kabul etmem!
Tarikat yol demekse benim yolum Kuran yolu! Mezhep yorum demekse benim mezhebim kendi yorumum!
KARŞILIĞI OLMAYAN ORUÇ VE KARŞILĞI OLMAYAN DUA
TEVRAT / İŞAYA – 58
3- “Niçin oruç tuttuk da görmüyorsun, canımızı alçalttık da bilmiyorsun? ” diyorlar. İşte, siz orucunuz gününde işinizin peşindesiniz ve bütün işçilerinizi sıkıştırırsınız.
4- İşte, siz kavga ve çekişme için ve kötülük yumruğu ile vurmak için oruç tutuyorsunuz; bugün öyle oruç tutmuyorsunuz ki, yüksek yerde sesinizi işittiresiniz.
5- Benim seçtiğim oruç, insanın canını alçalttığı gün, böyle mi olur? Saz gibi başını eğmek ve altına çul ve kül sermek mi? Buna mı oruç ve Rabbe makbul gün diyorsunuz?
6- Kötülük zincirlerini açmak, boyunduruk bağlarını çözmek ve ezilmiş olanları hür olarak koyuvermek ve her boyunduruğu kırmak, benim seçtiğim oruç bu değil mi?
7- Kendi ekmeğini aç olanla paylaşmak ve yurtsuz düşkünleri kendi evine getirmek ve çıplağı görünce üstünü örtmek ve kendi etinden olandan kaçınmak değil mi?
8- O zaman ışığın tan gibi doğar ve yaran çabuk et sürer ve senin önünden kendi salahın yürür; Rabbin izzeti dümdarın olur.
9- O zaman imdada çağıracaksın ve Rab cevap verecek; feryat edeceksin ve: “işte buradayım” diyecek…
TEVRAT / İŞAYA – 59
1- İşte, Rabbin eli kısılmadı ki, kurtarmasın ve kulağı ağırlaşmadı ki, işitmesin;
2- Ancak sizinle Allah’ınız arasına fesatlarınız ayrılık koydu ve suçlarınız onun yüzünü sizden gizledi de sizi işitmiyor.
3- Çünkü elleriniz kanla ve parmaklarınız fesatla kirlendi; dudaklarınız yalan söylediler, diliniz kötülük homurduyor.
4- Doğrulukla dava açan yok ve hakikatle dava güden yok; boşluğa güveniyorlar ve yalan söylüyorlar; kötülüğe gebe kalıyorlar ve fesat doğuruyorlar.
Allah katından gönderilen dinin adı ne Yahudi'lik ne Hıristiyan'lık ne de Müslüman'lık!
Hak olan tek din vardır onun adı da İslam!
İslam dininin ilk kitabı Tevrat'tır. Yazılı Zebur da Tevrat'ın içerisinde bir bölümdür!
İslam dininin ikinci kitabı Kuran'dır. Yazılı İncil de Kuran'ın içerisinde bir bölümdür!
İslam dininin dört değil iki kitabı vardır ikisi de Allah tarafından korunan kitaplardır.
Kuran'da Yahudilik ve Hıristiyanlık diye bir kavram yoktur, bir topluluğa verilen isim olan Yahudiler ve Hıristiyanlar vardır!
Yahudiler ve Hıristiyanlar; Hz. Musa'yı, Tevrat'ı, Hz. İsa'yı ve ona verilen İncil'i (yazılı değil) Hz. Muhammet'i ve ona indirelien Kuran'ı tasdik etmedikleri sürece Allah'a teslim olmuş, İslam'ı kabullenmiş olmazlar!
Allah'ın dininde bütünlük esastır; İslam'ın bir bölümü tek başına asla İslam değildir!
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar her insan bulunduğu zaman içerisinde kendisine Peygamberler tarafından sunulan İslam'ı bütünüyle kabul ederek Allah'a teslim olabilir!
Kuran da Müslümanlık diye bir kavram da yoktur; Müslüman olma kavramı vardır!
Müslüman olmak, Allah'a teslim olmak, İslam'ı kabullenmek...
Kuran da: Hz.Nuh, Hz.İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer peygamberin müslüman oldukları yazılıdır.
Allah'a giden dosdoğru yolda Kuran'dan başka kılavuz ve rehber yoktur.
Kişi kendi görüş ve düşüncelerini Kuran'dan almış olsa bile; dosdoğru yol budur, siz Kuran'ı anlayamazsınız benim söylediklerim kadarıyla iman edin diyemez! İslam adına otorite olmadığını tek otoritenin Kuran olduğunu söyleyerek, bilgisini paylaşabilir!
İman edenler birbirlerine hakkı (Kuran'ı) ve sabrı tavsiye ederler (Asr suresi) !
Her insan nasibini İslam'ın kaynağı olan Kuran'dan almalıdır; diğer bir insanın Kuran'dan almış olduğu nasipten değil!
Kişinin inancı, bilgisi, anlayışı ve amelleri kendine ait sonucu belirler, başkalarına ait sonucu değil!
Eğer kişi Kuran'ı değil de Kuran'dan anladığını başka insanlara Allah'a giden yol budur diye sunarsa bölücülük yapmış, ona uyanlar da bütünden uzaklaştırıcı bir kopuş içerisine girmiş olur!
Furkan; hak ile batılı ayırt eden bilgi (Kuran) !
Hak ve batıl ölçüleri Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından belirlenir; gereğince iman edenler ise bu ölçülere ne ekleme yaparlar ne de bu ölçülerden bir şey eksiltirler, güçleri yettiğince hakkı gözetirler!
Kuran bilgisine sahip olan herkes hak ve batılı ayırt edebilme yeteneğine sahip olamaz, bunun için anlayış gereklidir; anlayış ise yalnız gereğince iman edenlere verilir!
Bilgi olmadan hidayet sahibi olunamaz ama her bilgi sahibi olan da hidayet sahibi olamaz!
Benim İslam'ı araştırabileceğim iki kaynak vardır; Kuran ve Tevrat!
Bunların dışındaki yazılı hiçbir kaynağı İslam olarak kabul etmem.
Ben Kuran'a dayanarak (Şura:23) Ehlibeyt'i sevmem gerektiğini bilirim; Ehlibeyti İslam'ın kaynağı olarak kabul etmeyi değil!
Kuran ve Tevrat Allah'ın korumasında olan yazılı kaynaklardır! Bunlar dışında hangi söz yada kitap Allah'ın korumasında olabilir!
Kuran da olmayan bir sözü Peygamber söylemiştir dersen; adama sormazlar mı sen yanındamıydın, Allah adına şahitlik ediyormusun?
Sahabiler Hz. Muhammet'in Kuran dışındaki hiçbir sözünü yazamazlar buna Peygamber de müsade etmez, etmemiştir de!
O zaman namaz kaç rekât Kuran da var mı diye sorarsan detaya inmeden şu cevabı veririm.
Namaz Hz. İbrahim zamanından beri var derim!
Göreceli bilgiyle yazılı bilgiyi birbirine karıştırma derim!
Hergün müminler tarafından kılınan namazın kaç rekât olduğu yazılı olmamasına rağmen günümüze kadar elbette ki ulaşacaktır!
Senin kaynağın yada kaynakların nedir bilmiyorum ama sen de bunları bi araştır!
Kuran; okunsun, anlaşılsın, üzerinde düşünülüp öğüt alınsın diye indirilmiştir!
Eğer İslam dininin kaynağı olan Kuran sadece Araplar tarafından anlaşılabilecek bir kitap olsaydı o kitabın evrenselliği kalmaz sadece Arapların dini olurdu!
Kuran'ın anlaşılmasını istemeyen çevreler, aklını kullanan, bilgili, düşünen bir toplum olmasından korkarlar; çıkarlarına ters düşer çünkü!
O çevreler Kuran Türkçe'ye çevrilemez derken, aslı astarı, kaynağı belli olmayan sözleri (hadisleri) insanlara sunmaktan çekinmezler!
Diyelim o sözler doğru peki Hz. Muhammet o sözleri Türkçe mi söyledi? Onlar da çeviri değil mi?
Amaçları; insanları Kuran'ın gerçeklerinden uzak tutarak onlara istedikleri gibi hükmedebilmek!
Çeviri bir ilim işidir!
İlmi gerçekleri sindirememiş örümcek kafalılar hala basit alicengiz oyunlarıyla insanları aldatmaya çalışıyorlar, onlar kendilerinden başkasını aldatmıyorlar!
Münafık İslam'ı insanlar üzerinde hüküm sahibi olma aracı olarak kullanan kişidir!
Münafık İslam'ı maddi çıkar sağlamak için kullanan kişidir!
Münafık İslamı nefsini tatmin etmek amacıyla kullanan kişidir!
Münafık namazından gaflet içinde olan kişidir!
Münafıkla aynı camide olmaktansa, inkarcıyla meyhanede sohbet etmeyi tercih ederim!
İnsanlar başka insanlar tarafından güdülecek koyunlar değildirler; yada olmamalıdırlar!
Kendi akıl ve iradelerini kullanarak belirli kararlar verip bu kararların sonucuna ait sorumluluğu yüklenmeleri gerekir!
Akıl ve iradesini kullanmayıp bunları başka insanlara teslim edenler için söyleyecek sözüm yok!
Geçimini kazanmak için yapacağın meşru işler Kuran'dan uzak kalmana kendine ait bir yorumunun olmamasına bahane teşkil etmez!
Zekeriya Beyaz yada İsmail Nacar yada diğerleri bir konu hakkında hüküm verdiklerinde bunlar din adamı söylediklerini kabul etmeliyim ukalalık etmemeliyim mi diyeceksin!
Her insan ilmi, anlayışı ve yaptıkları kadardır!
Allah göndermiş olduğu elçilerine itaat edilmesini emreder!
Peygamberilik sona erdiğine göre din adına tek otorite vardır o da Kuran'dır!
Allah'ın görevlendirmediği insanların otorite olarak kabul edilmesi insanları nereye götürür acaba!
Ben Kuran'dan nasibimi aldıktan sonra Tarikat lideri, hoca yada profösör her kim olursa olsun onların söylediklerini sorgulamadan ve Kuran'a ters düşmediğini görmeden asla kabul etmem!
Tarikat yol demekse benim yolum Kuran yolu!
Mezhep yorum demekse benim mezhebim kendi yorumum!
Peygamber değil, kral değil, iyi bir insan!