Ben diyorum ev yaptim kalbime Sen diyorsun boncuk moncuk eksik kapida sokakta Feryal.. Feryal …. Sandiktaki masrafa Yüz görümlügüne Hanim hanimcigim doktor moktorcugum yüksek türbülanstasin belli Lakin düsüs kur yüksek faiz bilmem anlamam ben Dünyada dolasan reel üretim ve tüketimin üc misline Hic bir zahmete katlanmaksizin katrilyonlari kumarhaneleyerek Ölmüs gömülmüs iskelet hayati yasayan yedi sekiz milyar insandan Bu pustluk pezevenlik kerhanenesini feryal.. Demokrasinin vazgecilmez kidemi kalitesi biricigi ve yeganesi diye feryal Tas yerinden bir kere oynamaya görsün ki… Hele bir görsün ki… Bicagin girdigi Tecavüzün sindigi sokuldugu Sonu sonsuz yikimlari imar eden mimar mühendis mütahit veya holding Veya piyasa kazandikca, gise rekor kirdikca Felsefenin en dogru yerinden insan kavradigini idda eden pustun pezevengin Bicak bir kere girdimiydi feryal Anlamam ben demokrasi receteli Damgasi patenti ciyan paket haptan suruptan Damla zehirinden bir yudum firt cektimiydi, doktor moktor.. Ölmedikce yahut öldürmedikce birakmayan yalan dolan hirsiz haydutun Ertesi günü ise gelecek Carsiya gidecek Ne kusulur sidiklenirse akla fikre hafizaya ve istaha Saniyesini sektirmeden yutkunup sindirecek derecede azar kiyamet Kopar kendinden haddinden hatirasindan insan da Maliyeti cöpten daha ucuz Haysiyetsizlik mülküne cüzdan bozuklugu sayilir Ben ev yaptim kalbimden diyorum bak feryaaaaaaaaaal Sense boncuk eksik ambulans giris cikisi yok diyorsun Daracik yerden Saat dokuz bes gibi mesailer sonrasi ancak Dapdaracik öpüsme sevismeler randevusundan
…… ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM 2 ………. Sen mi buldun kibriti ? Hayir, bulanlardan yandin yandirdin evi barki ormani konuyu komsuyu colugu cocugu soyu soykayi da ; baglar bozdun, daglar devirdin, dereler doldurdun, yiktin viran eyledin obayi töreyi sazi sözü kültürü esini evrenini dünyani düzenini ve toplam zarar ziyanla kendini.
Kerpici sen mi buldun ? Hayir, bulanlardan yaptin yapilandin, bostan ektin, bahar donandin, bayir gezdin, yagmur süzdün, kar bekledin, toprak eledin , camur pisirdin, ocak kurdun, duman tütüttün, bahcede dolandin , döndün gezdin dolandin sigindigin kerpicten derme catma sapa saglam dünyaya her yerden en güvenilir evin horantan sayip inanarak, güvendin, sarildin, uzandin, oturdun, sokuldun ve yatak serdin yorgan örttün ask katigindan sevgiyi saygiyi insan olmanin hayrina mest ettin.
Sen mi buldun tekeri, pullugu, mibzeri, patates toplama makinasini, havuc rendeleme kevgirini, kartezyen kuyusunu, su tulumbasini, cesme kurnasini, pencere cercevesini, kapi mandalini, kornis vidasini, dokuma cikrigini, torpido civatasini, oda sobasini, kalorifer tesisatini, duvar boyasini, banyo takim ve malzemesini, …Hayir..!
Sen mi buldun, demir bakir kömür celik cam pilastik kalay körük alasim ve bilesenlerini, sen mi buldun daktiloyu, cingirakli cingiraksiz saati, karbon kopyasini, cimentoyu, kiremidi, tuglayi, sohbeni, igneyi, civiyi, sandalyayi, makasi, mürekkebi,
Sen mi buldun elektrikli süpürgeyi, hidraulik sistemini, peneumatik refleksi, atomun agirligini, azotun miktarini,cekirdegin yogunlugunu, rüzgarin cevirme gücünü, günesin katmanlarini, ayin diger soguk yüzünü, özgül kütlenin hacmini, faraday kanununu, arsimet ölcüm birimini, paralel evrenleri, radonu, magnezyumu, boraksi, titani, vanadyumu, marsi, neptünü, uzaktan kumandayi, isiga duyarli sicakliga hassas termall mermal sinyalleri, hapi ilaci surubu…sende olmayan dünyayi sen mi yordun örgün kurdun kuruldun..? Hayir..!
Sen mi buldun , filitreyi, sibobu, lokma takimini, döverbiceri, traktörü, greyderi, kepceyi, torna vidayi, kaynak cubugunu, zinciri, halkayi, halati, süngeri, parfümü, pedali, paleti, matkabi,lazeri, kompresörü, tuvalet fircasini, sampuani, bisikleti, otomobili, büyük kayiklari, kücük jetleri, koccaman gemileri, koca koca kocaman römporklari, vincleri, fabrikalari, atölyeleri, damperi, kamyonu, kremi, telefonu, telsizi, yara bandini, ecza dolabini, cerrah malzemesini, moda tasarimini, elektro gitari, baz puanini, kumbara kilidini, radyoyu, ameliyat ipligini, televizyonu, bilgisayari, hard diskini, veri deposunu, mega gigabayt toleransini, insan sifreleme ve virisleme salginindaki , sen mi buldun ölü hayatlarin kullanicisi tasiyicisi oldugun halde, farkina bile varmadigin kukla kuluckasi zavalliligi nasil yenilir yutulur istahla harcayip tüketerek,hazmedip sindirdigin izahsiz kabulü ?.Hayir, bulanlarin, kuranlarin ve kurgulayanlarin yapim yönetim karargah kaynagina büyük bir özenti övgüyle öykünerek, icinde yerlesik yasadigi güdümlü -bagimli davranis ve kisilik bozuklugu aliskanliklariyla her türlü iradesiz yetkisizligin ezik, yoksul, bitmis, ve kahrolmus asagilik duygusunun kendine üstün gelenlere ( Uygarlik Kuranlara ) ufalip egilip kücülen takdir, tasdik, onama yahut begenileri icin, en önde gelmenin buyrulandan bile öte harcanmisligini kullandin, taksdimini yaptin, kalibina girdin, kulluk köleligini sagladin sundun.
Günün veya hayatin neresinden bakarsan bak, seni cevreleyip kusatan tutsaklikta deyim yerindeyse igneden iplige hic birseyi kendin üretmeyip, dünü harap gelecegi rehin envanterde en lüks, görgüsüz ve gösterisli hovardaliktan ihtiyatsiz cekingesiz HACIZ MOLOZU olarak tükettigin herseyin dünya alem ahiretler ilgisizi liyakatsizi kayitsizi ve sorumsuzunda en birinciligi kimseye birakmayan kendi hayatinin yabancisiyken, tüm bunlarin karsiliginda dilini kaybettin, topragini ve ülkeni her döviz kara borsasinda satarak övüne övöne bir oldun, inancini her tacir tüccara devre mülk ettin, yolunu yitirdin, kültürünü kaybettin, tarihini cöpe attin, karakterini kulun kuluna kurban ettin, vicdanini ahlaksiz soysuza heba ettin, insanligini kibirli heybetli para güc ve ölüm zulüm fabrikasyoncularina kul köle ettin, kisiliginin bozulup berbat edilmedik hicbir hayati degerini koymaksizin harama vurguna soyguna sömürüye ihale edilmedik hic bir haysiyet ve hassasiyetini birakmadin, ne ev kaldi ne yurt ne gecmis ne gelecek, hicbir etkin yetkinligin irade ve idre sahibi olmayan soyut SABIKALARIN siddetini gerilimini bunalimini bizzat icinden yasayip hergün artan istahiyla derinden derinlere gömülerek, istikrarsizligin kol gezdigi ve haksiz hukuksuzlugun kaniksayarak kabül gördügü talanu tecavüzü yagmayi vahseti ve dehseti icsellestirerek git gide masum gördün , savunur hale geldin.
Yani adam veya kadinlarin TANRILIK ETTIGI ve INSANLIK ÖLÜMÜNÜ hem paya hem de paydaya esitlestirdigi ; ve ayrica tüm yeryüzü insanligini MUTSUZ DiRLiKSiZ yokluga, zügürtlüge, avarelige, lümpenlige, bilgisizlige, bagimli -güdümlülük afyonlarina , kutuplasmaya ve doyumsuz -kanaatsiz üretmeden üketenler bagimliligina sabitleyip degersizlestirdigi, sürekli eksiklik yenilmislik sucluluk duygusuyla, kendi varligina, hayati gercekligine, somut kisiligine ve hatta kendi sahici olan yüzüne dahi ORTAMA UYMA kistas baski ve kumpasindan bakarak yadirgayip yabancilayan dislayici igrenici ÖZGÜVENSIZLIKLE,yetersizlikle ve kuskuyla düsünüp davranarak, hissiz ruhsuzlugun tutsak kafesinde kur yapan sefaletin ihtiyaci hic bitmez muhtac müsterisini pozlanip piyaeslenmektesin.
Kadina özgürlügü sadece barlarda aksam karanliginin gün batimindan itibaren sürükleyip girdaplayan akintilari icinde öznesi kim, yüklemi ne, dünyasi neresi kendi dahi bilmeyen araliklarda bir yerdeligin bulasigini boyasini üstüne örten simsiyahligin sarhosluguna salip, raki icen, futbol konusan, berdusluk eden ve hatta `LAN`diye okudugu kitaplardan yahut seyrettigi repliklerden mafyalasmis dayilanma ve diklesmelerin KIMLIKSIZ SÜRTÜGÜNE belli belirsiz damgalar vurmak sanan FEMINIST NÖTR..
Bilmeliydi ki, tüm yukardaki hayatin kullanim geregini yerli yerine oturtabilenlerin ögrettigi ve ders verdigi IHTIYAT yeriydi UYGARLIGI kadin erkek hic farketmeksizin, ayni degerlilikle ortakca kotarip kurmak. Cünkü gelir, adalet,kültür, bilgi, beceri, üretim, emek, saglik, sipor, vicdan, akil, fikir, sevgi, saygi, toprak, yurt, onur, itibar, dayanisma, cesaret, egitim, sanat ve nice nice paydaslari olan sosyal siyasal ve tolumsal iradeye itibarli paylasma duygusu ve birebir hayata gecirilisi, UYGARLIGI KURUP YASATANLARIN kutsal ve kurumsal kaynaklaridir. Orda saglanan hic kimseyi disarda tutmayan yahut herkesi icinde sarip barindiran huzur, ayri gayriligi olmayan kadin, col cocuk herkesin güvenli saglikli mutlu dünya siginagidir. Degilse, her toplum yön durum ve tarafliligini adlandirip ayristirarak, KADIN HAKLARI, COCUK HAKLARI, HAYVAN HAKLARI vs vs diye sonu gelmeyen kovulmus parcalanmisligi AYDIN OLMAK veya ILERI DÜSÜNMEK pozuyla, tam da istahini ezerek üzerek bogarak yalniz yitik yabanciya ayrismis kopmus paramparcaliliktan UYGARLIGINI KURANLARIN bekledigi istedigi kurdugu ve ayarladigi kulu köpegi olma sefalet sosyeteciligidir.
Ayrica Türk CALISMA HAYATINDA is arama kaygisi olmayan ve tuzu gayet kuru olan memurlarin orani iscilere veya hayati esasta üretenlere kiyasla kat be kat fazladir. Buradaki yapan yönetenlerin de en az yaridan fazlasi kadindir..Eger ona yönelik siddet varsa kendi kendini hatasi sabikasi nerdedir , arizayi yoklayip silkelenip sorsa ya..! Paylasilmayan degerlerdir, veya arttikca artan borc yüklü, hovarda tüketimli öykündügüne özenerek soyut varlikta sabit cisim göstermeye ( femin nötr türban mürban karsilikli kapisarak birbirini yedekleyen sevismelere gibilere mesela ) kisi veya katman kesim bazinda degil, herkesi tepeden tirnaga sorgulayip sorumlu tutan.
Mesela, yalnizligini yutan ve bogan cözümsüz caresizligini susturup avutmak icin, kendine yapilan baskiya bin katiyla gardiyanlik ederek yitirip kaybettigi bütün insani degerlerinin BUZ DOLABI iliskisizligini, hayvanlari sevmekten ziyade adeta hayvanlasarak ruh ve beden degistiren kulüpten borsadan..
Yüzyillrdir DOGU MISTIZMI -BATI AKIL FIKIR GERCEKCILIGI diye duya, TANZIMAT` tan DIVAN edep ve sanat edebiyatina hasil vasil kendi öz kaynaklarindan kültür, kurum, alisanlik, arac, gerec, paylasim ve UYGARLIK kuramama sebebiyle, hep üfürsen ucar kartonculuguna bina olan seylerin kendini yelleyip FISILDAYAN ve öyküsü hikayesi olmayan muhtaciyla bugünleri BOP ESBASKANLIGI diye kurdu kuruldu ve hayatin her yerine nufuz ederek kurumsallasti, kisi baz istasyonlu, toplumsal ivmeli, yagma yikim ve talan.
Ve burada kiran kirana kutuplasip kurulmus BETONARME ve SÜPER MARKA maskarasi hayatlri birlikte tüketerek karsit olanlar, hep bir IMRENDIGINE özenip ÖYKÜNMEYI ve bu sayede rafta depoda vaizde panoda sitede kitapta karede kösede bucakta görünüp kabul görmeyi kendine yasadigi hayatin onur belgesi sayan, bütün kutuplar ve karsitliklar hem birbirini delik desik eden hir gür nizah dehset nefret öfke patlamalarinda ayni kimyasal zehirleyenlerle besleyip büyüttügü kopukluktan col cocuga karisip giderlerken; ve ortak yasam degerliligine birbirinden huy devsirip duyarsiz ilgisiz cöp ve moloz artirir yigarlarken, dengesi düzeni olmayan kurak ve kuru gürültüler istikrarsizliginda alismis kokusmus cürümüslügün birbirinden ayrilmaz opmaz `tecavüzcüsüne asik` hallerini yasamakta ve yasatmaktalar.
…. TUTULUM …… Portakal varken Ah o siyrik yok mu Bendeki yara izi ve sendeki Sicacik yumusacik cizgi Catlamis nar gibi Iki dudaginin derinleri arasinda dillenen Bütün yoksulluktan kalan seylerin bahtina ziyaret sofrasi seren Ellerin senden evvel sarhos, kenarinda dokunur dolasir gibi rkek ve titrek Hersey lyikinaysa sanindandir sevismeler Ask lir calar sen dinlersin Atesleyen odalarinin Sirasiyla sevisen baldirin gerdanin Galerilerin .. Halden anlar Yere düsen hersey mutlaka gökyüzüne yansir Sanir misin ki her dudaga dokunmayan dilimi tepeden tirnaga Daha kac gün oldu alali bile demeden kopar dügme birden Kac gece ac saat ya da ben, Tutulumun ay gördümlerinden
… ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM ….. Bireyler her diledigi usakligin dalkavuguna, yandasliligina, yardakciligina, yalakaligina, bahanesi ne olursa olsun tüm yanlislariyla kendini gerekcelendirip kutsayan haklilik payina kukla corak cömez ve özgürken, toplumlar, iradesiz yetkisiz birlik beraberlige esir ve tutsaksa eger…burdaki ahmak avutan SAGLAMADAN kültür biriktiren, dogru-dürüstlüge inanan, mutluluk artiran ve UYGARLIK üreten etkin-yetkin insan türü ve cesidi asla cikip dogmaz.
Fotograflarda donup kalan; ve sonsuz bir lacka liyakatsizligiyle ilgisiz kayitsiz hic bir katilimciligi olmayan kenar süsü , dört duvar tutsagidir, ANI YAKALAMAK adina sonsuzlugu herseyiyle ebediyen heba eden savrulmus sökün olmus kiyassiz kontrolsüz tarumar.
Cünkü ÖZENDiGI ve ÖYKÜNDÜGÜ kaynak ve kökenlerin müsterisidir bütün yeryüzü hayatini icinde barindirip besleyen INSANLIK. UYGARLIKSA, ayrisiz gayrisiz bütün toplum katmanlarinin birbirine kin, nefret, hirs, garez, fitne, fesat, kibir, acgözlülük, tahammülsüzlük, sevgisizlik, saygisizlik, sorumsuzluk, bencillik, bunaklik gibi gibilerini yüklenip cullanmadan; hem KADININ hem de ERKEGIN vazgecilmez hayati degerliligiyle kotarilip kurulacak olan yasamsal zenginligi yapilandigi kaynaktan üreyip beslenip büyüdükce deger artiran külliyattir.
Bu yüzden, neredeyse hic bir alanda ÖZGÜN üretkenligi ve ÖZGÜRCE paylasip tüketme aliskanligi olmayali yüzyillar gectilerdeki TÜRK toplumu, kayitsiz liyakatsiz, sürekli yer zemin zaman kisilik dil kültür karakter akil fikir yol yordam degistirerek , degistirdigi her degerlilige sonsuz sinirsiz olumsuz degersizligin kokusmuslugunu, yozlasmasini ve cürümelerini imar ve imal edip, zorla tüketimin Pazar piyasasinda sanki iyilik güzellikten baska hic birsey olmuyormus kaniksayan kabulünü kendi varlik yokluguna yedirip yutturdukca, iflah olmazlarin kitlik kiyametine sürüklendi; ve halen de ayni dipsiz derinligin kabir azabini didikleyip desinmekle mesgul, ANI YAKALAMA derdine düsmüs yikim yagma fotomontajda. Cünkü neredeyse üretmeden tüketmenin mecburi istikametine soygun talan isgal ve sömürge pazari müptelasi oldugundan beri, MEDENIYET ÜRETENLERIN ürettigi herseyi öncesinden sonraya katlayan cezasi ve faiziyle beraber ülke degerlerine ve günün ahalisine geleceksizligin nesillerine bütün hayati degerde nesi varsa SATARAK kendine ÖVÜNC payi ve SAHSI CIKAR paydasi saglamakla mükellef bedel ödeyen bagimliligin izini yolunu ve buyuran kukla hükümranligini takip eder.
Günün seckisinin olan katilanlar arasinda okunan begenilen sevilen popülerligi faturalanan birincisine, gise rekorlarina, pazarlik kiskirtan hesabin en kabarik cüzdanina, giysisine tirasina makyajina forsuna pozuna maddesine malzemesine veya satiliktir yazan ürün getirisi en yüksek ambaradepoya tartiya kantara podyuma gösteriye gösterise akil fikir niyet meram ve maksat hasilati icindir bu bilinmez belirsizligin kaptirip götürdügü izdiham .
Bu bakimdan da neredeyse yüzyillardir teknolojiye, bilime, ilime, liyakate, egitime, üretime ve toplum -birey arasi hassas dengeye özen gösterenlerdir, tüm olumsuz sonuc ve gidisatina ragmen DIGITAL CAGA ve ötesine MEDENIYET üreten. Neredeyse edebiyattan sanata, sanattan siyasete hayatin her alaninda burada hic bir üretkenligi ve saglikli dengeli paylasimi olmayan TÜRK TOPLUM YASAMININ herseyi ÖYKÜNDÜGÜ KAYNAGA, yani kuramadigi medeniyeti kuranlara kedini begendirmekle ancak var olan sahte, yapay, taklit ve yasam gercekliginin tam tersidir. Derdi cok satanlar gisesi faturasi listesi yahut etiket birincisi olmanin disinda hic birseyi algilayip duyumsayamayan, siddet nefret fuhus furya bagimliliginin maddesini isler maddesini örer yogurur.
Ordan tohumlanan bütün fikirler duruslar davranislar, KARSITLIK üzerine kurulu hir gür kavga nizah rahminden, hicbir anlasilir noktaya varmayacak olan en üstün elme ve üste cikma gayretine caba güderek vaktini öldüren varligini yoran calkanti ve kargasalarin gün avutup hayati kaziklama ARABESK -ALAFIRANGA angaryasidir. KADIN FEMiNISTLER sanki pisokopat erkekleri her yanlisina arka cikarak ASKIM-BEBISIM diye diye, en siddetli sahneleri doyura seytrettire zeka küpü sandigi fakat esasta her bilgin yetkin toplumsal duyarlilik sahtekarlari olan Cem Yilmaz`dan yahut sine kültür totemi zannettigi Yilmaz Erdogan gibi gibilerinden, toplumun bütün katmanlarinin ortakca kalip giyinip kisilik bozdugu, cehalete korkuya karanliga yalnizliga yabancilasmaya ve ister kadin olsun ister erkek olsun her türlü ilkelligi kabaligi ayrismis kutuplasmis mutsuzluklarin kabullenerek benimseyip sindirmeye hissedar ve paydasi, karsitliklarin catismasini sart kosanlarin tüketim piyasasi kullari ve köleleri olarak kiskirtip kamcilayip yönetip güttügü; ve en basta kadina siddet markasiyla hic bitmeyecek olan kimsesizlige kayit düserek ölüm zulüm, öykündügüne öykülenen küresel kiyamet akintisidir dünden miras, yarina kendi hayatinda kiraci özgür birey, tutsak toplum soytarilayan matraginin.
…. EXiT FINAL ….. Ipin ucunu cekiverince Sallanir durur topuz yeri kör dügümün Burasi.. Umum kapisidir kerhanesine girmeden önceki dünyanin Köse bucak bozuk paradan daha metalik ve soguk Pencereden bakislari asili kalan Ve antikaciya düsmeden en son yanardag sehirlerinin külü dumanindan Veba ve verem salginlaryla birlikte koyun koyuna yatak dösek escinsel Üzerinde henüz hic bir antibiyotik denenmemisti bronz renginin Soy sop carpik ciflestirilmesi yapilmamisti kimseyi bulamayinca Meyhanede sizip kalan barlar fahiseler sokaginin Cok ara bir yerde bogulup kaldigindan midir nedir epik lirik didaktik pastoral Sesinde küf Cigliginda kurrabiye ezmesi lüks mekanli kan pihtisi Kadehi devirdikten sonra örtüsünü diledigi sarhosluga boyayan yatak yorgan Bütün döküntülerini insan posetli pervarzatif dokunus ve temasina Yaltak kaltak buz dolabi iliskisi yasayan Dügmenin orta ilik deligini bir türlü tutturmaktiysa maksat Iste cökmeye basladi en kirilgan yerinden dünya, daglarin boyu Dalgalarin köpügü Kumlara kumsallara kurulmus bir aksam sofrasi gibi ruj dudakli Su ve yakamoz nasil neresi yahut kim olursa olsun Sanilir ki öbür tarafa gecince gökkusaginin her yer rüyalar alemi Kirar gecirir beyaz leke siyah tül En cok yoksul yerinden parlar cünkü artik ata binmesini unutmus dizgin Yorgunlugu yüzünden okundugu Konvaya gire cika kazildigi yerden ölü cikan defile ve defin Pür tetikteki aksafonum saksafonum bekle hele.. Ipini cekince devresi degisiyor güzelliginin, iptal oluyor sevismeleri Kendini berdusa vurmus kedi kostümlü kadinin Kuru temizlikcideymis parcalarini ancak doktor seansindan Ve hamile rengini kumaslanan herkesten Nereye savrulursa savrulsun ok vuruyor mizrak deliyor Kaybettikce kaybediyor hayat Venüsün kacinci ay basiydi kimbilir bugün.. Kacin kurrasindaydi exit insan yilkisi turnike final Saksafonum saksafonum sen zil zurnayken duyamadim Herkes mi dedim ben.. Icinde kimlerin olmadigi Herkes mi, .. herkes
….. DEJAVU …. Döner cark isler kumbara yürür müddet Yasam sermayesini günden güne calip satarak insandan Kalmissa eger eskici teknesinde kelepirdir Hizla tüketilen hersey arasinda Aklin hazinesine Zihnin bohcasina Günün karakterine ve kimligine imyasina hayatin Karanligini ve karadeliklerini desip oyarak kalintilardan ölü cikan Vardi ya hani, Aristo ben bilmem eflatun devleti bilir diyor Eflatunsa ben bilmem onurlu erdemli itibarli insan sokrates bilir diyor Sokrates kimse bilmez ben de bilmem ammmaaaaa diyor Dante seytanin cani cehenneme Idealistler metafizikciler biz bilmeyiz öte dünyalar bilir diyor Ispinoza ve ötekiler herseyden süphe duyarim baska sey bilmem diyor Hegel hersey degisir dönüsür birikir Patlar infilak eder tek bildigim sey budur diyor Ruh bilmez madde bilir diyor iki kafadar marks engels Kimse bilmez bankalar borsalar bilir diyor Korsan kafa global sirketci Blackrok gibiler vesair Türk medya fantazi fahiseligiyse ben bilmem Benim bilmedigim herkesi ve herseyi esim bilir kaynatip onatiyor Dejavu…! Veni Vidi.. Yuro dolar böylece onbir yirmi Yokluga ve zikkimin köküne denk gelen Zemberekten sarmaldan
….. EKXENTRAL DÖNGÜ …. Demek sen de bilmiyorsun Hay aksi sey, bilmiyorsun sen de demek.. Gir günahima sevabimiz olsun gövdeye koza Yayilsin gece, sevinsin sokak, kilit kapi en baygin yerlerinde bulussun Sokulmus saklanmis güne konak ve enine boyuna konuk Parfümün püskürttügü kokulardan icerek Herseyi görünmez eden giysilerde gösterisi simsiyah Demek sen de bilmiyorsun zaptedilmemis kaleleri Tarihine damga vuran cigirdan cikmalari Yorgunluguna kurdele asilmamis zirveleri Kadin oldugun halde yalan yanlislarin büyüttügü rüya perisi sanirsin Dogdugu yerde ölmek kadar yeryüzüne Cadde isimleri nufus kagidindakinden daha tanidik gelen Geldimiydi mahle dilberliginden hic gitmeyen exentral Konusmasi bitmis sivasi boyasi dökülmüs Eski fabrikalardan bozma iflasiyla sanat galeriyi Bölündükce kirilan ve bozuldukca parcalanan Demek sen de bilmiyorsun arzusu coktandir uygun ziyareti beklemeyi Öpüsürken bir kadin nasil acilir sacilir Saran kollarina kizil ruhunu Ateslere yanarak boyanir teslim edermis Darmadagin olmak icin cirpinircasina nasil elden avuctan cikan bedenden Korlarda körüklenmekle beraber dipdiri Kalcadan gögüse emerken büyüyüp irilesen Ve atesler icinde dagilir erirken yumulup büzülen dudaklari dilleri Demek sen de bilmiyorsun taaa sokak lambalarina degin ne deprem seydir Hay ksi sey, Saydim otuz iki vagonu vardi saat yirmiüc otuz yük treninin Ekimin ve yildizlarin acelesi yoktu Otobüsten iner inmez sana karsi binalarin arasindan Gökyüzü kaybolmus yeryüzü katindan Ve gecenin giris kapisindayim Isiklari bekliyorum, saniyeleri sayiyorum Her limanda bir sevgiliden zili calip karsilikli zevkini cikarmaya Ne ayna daha sarhos Ne yol ne meyhane senden daha kolay yakin ve güzel Degil hayir Demek buralarin ertesi Yabancisiyim diyerek kacinci güne perhiz Kac bir kacamaktasin Yasamadikca kendini sen de bilmiyorsun Hay aksi..!
….
AMBULANSTAN HEMEN SONRA
……
Ben diyorum ev yaptim kalbime
Sen diyorsun boncuk moncuk eksik kapida sokakta
Feryal..
Feryal ….
Sandiktaki masrafa
Yüz görümlügüne
Hanim hanimcigim doktor moktorcugum yüksek türbülanstasin belli
Lakin düsüs kur yüksek faiz bilmem anlamam ben
Dünyada dolasan reel üretim ve tüketimin üc misline
Hic bir zahmete katlanmaksizin katrilyonlari kumarhaneleyerek
Ölmüs gömülmüs iskelet hayati yasayan yedi sekiz milyar insandan
Bu pustluk pezevenlik kerhanenesini feryal..
Demokrasinin vazgecilmez kidemi kalitesi biricigi ve yeganesi diye feryal
Tas yerinden bir kere oynamaya görsün ki…
Hele bir görsün ki…
Bicagin girdigi
Tecavüzün sindigi sokuldugu
Sonu sonsuz yikimlari imar eden mimar mühendis mütahit veya holding
Veya piyasa kazandikca, gise rekor kirdikca
Felsefenin en dogru yerinden insan kavradigini idda eden pustun pezevengin
Bicak bir kere girdimiydi feryal
Anlamam ben demokrasi receteli
Damgasi patenti ciyan paket haptan suruptan
Damla zehirinden bir yudum firt cektimiydi, doktor moktor..
Ölmedikce yahut öldürmedikce birakmayan yalan dolan hirsiz haydutun
Ertesi günü ise gelecek
Carsiya gidecek
Ne kusulur sidiklenirse akla fikre hafizaya ve istaha
Saniyesini sektirmeden yutkunup sindirecek derecede azar kiyamet
Kopar kendinden haddinden hatirasindan insan da
Maliyeti cöpten daha ucuz
Haysiyetsizlik mülküne cüzdan bozuklugu sayilir
Ben ev yaptim kalbimden diyorum bak feryaaaaaaaaaal
Sense boncuk eksik ambulans giris cikisi yok diyorsun
Daracik yerden
Saat dokuz bes gibi mesailer sonrasi ancak
Dapdaracik öpüsme sevismeler randevusundan
Seyfi
……
ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM 2
……….
Sen mi buldun kibriti ? Hayir, bulanlardan yandin yandirdin evi barki ormani konuyu komsuyu colugu cocugu soyu soykayi da ; baglar bozdun, daglar devirdin, dereler doldurdun, yiktin viran eyledin obayi töreyi sazi sözü kültürü esini evrenini dünyani düzenini ve toplam zarar ziyanla kendini.
Kerpici sen mi buldun ? Hayir, bulanlardan yaptin yapilandin, bostan ektin, bahar donandin, bayir gezdin, yagmur süzdün, kar bekledin, toprak eledin , camur pisirdin, ocak kurdun, duman tütüttün, bahcede dolandin , döndün gezdin dolandin sigindigin kerpicten derme catma sapa saglam dünyaya her yerden en güvenilir evin horantan sayip inanarak, güvendin, sarildin, uzandin, oturdun, sokuldun ve yatak serdin yorgan örttün ask katigindan sevgiyi saygiyi insan olmanin hayrina mest ettin.
Sen mi buldun tekeri, pullugu, mibzeri, patates toplama makinasini, havuc rendeleme kevgirini, kartezyen kuyusunu, su tulumbasini, cesme kurnasini, pencere cercevesini, kapi mandalini, kornis vidasini, dokuma cikrigini, torpido civatasini, oda sobasini, kalorifer tesisatini, duvar boyasini, banyo takim ve malzemesini, …Hayir..!
Sen mi buldun, demir bakir kömür celik cam pilastik kalay körük alasim ve bilesenlerini, sen mi buldun daktiloyu, cingirakli cingiraksiz saati, karbon kopyasini, cimentoyu, kiremidi, tuglayi, sohbeni, igneyi, civiyi, sandalyayi, makasi, mürekkebi,
Sen mi buldun elektrikli süpürgeyi, hidraulik sistemini, peneumatik refleksi, atomun agirligini, azotun miktarini,cekirdegin yogunlugunu, rüzgarin cevirme gücünü, günesin katmanlarini, ayin diger soguk yüzünü, özgül kütlenin hacmini, faraday kanununu, arsimet ölcüm birimini, paralel evrenleri, radonu, magnezyumu, boraksi, titani, vanadyumu, marsi, neptünü, uzaktan kumandayi, isiga duyarli sicakliga hassas termall mermal sinyalleri, hapi ilaci surubu…sende olmayan dünyayi sen mi yordun örgün kurdun kuruldun..? Hayir..!
Sen mi buldun , filitreyi, sibobu, lokma takimini, döverbiceri, traktörü, greyderi, kepceyi, torna vidayi, kaynak cubugunu, zinciri, halkayi, halati, süngeri, parfümü, pedali, paleti, matkabi,lazeri, kompresörü, tuvalet fircasini, sampuani, bisikleti, otomobili, büyük kayiklari, kücük jetleri, koccaman gemileri, koca koca kocaman römporklari, vincleri, fabrikalari, atölyeleri, damperi, kamyonu, kremi, telefonu, telsizi, yara bandini, ecza dolabini, cerrah malzemesini, moda tasarimini, elektro gitari, baz puanini, kumbara kilidini, radyoyu, ameliyat ipligini, televizyonu, bilgisayari, hard diskini, veri deposunu, mega gigabayt toleransini, insan sifreleme ve virisleme salginindaki , sen mi buldun ölü hayatlarin kullanicisi tasiyicisi oldugun halde, farkina bile varmadigin kukla kuluckasi zavalliligi nasil yenilir yutulur istahla harcayip tüketerek,hazmedip sindirdigin izahsiz kabulü ?.Hayir, bulanlarin, kuranlarin ve kurgulayanlarin yapim yönetim karargah kaynagina büyük bir özenti övgüyle öykünerek, icinde yerlesik yasadigi güdümlü -bagimli davranis ve kisilik bozuklugu aliskanliklariyla her türlü iradesiz yetkisizligin ezik, yoksul, bitmis, ve kahrolmus asagilik duygusunun kendine üstün gelenlere ( Uygarlik Kuranlara ) ufalip egilip kücülen takdir, tasdik, onama yahut begenileri icin, en önde gelmenin buyrulandan bile öte harcanmisligini kullandin, taksdimini yaptin, kalibina girdin, kulluk köleligini sagladin sundun.
Günün veya hayatin neresinden bakarsan bak, seni cevreleyip kusatan tutsaklikta deyim yerindeyse igneden iplige hic birseyi kendin üretmeyip, dünü harap gelecegi rehin envanterde en lüks, görgüsüz ve gösterisli hovardaliktan ihtiyatsiz cekingesiz HACIZ MOLOZU olarak tükettigin herseyin dünya alem ahiretler ilgisizi liyakatsizi kayitsizi ve sorumsuzunda en birinciligi kimseye birakmayan kendi hayatinin yabancisiyken, tüm bunlarin karsiliginda dilini kaybettin, topragini ve ülkeni her döviz kara borsasinda satarak övüne övöne bir oldun, inancini her tacir tüccara devre mülk ettin, yolunu yitirdin, kültürünü kaybettin, tarihini cöpe attin, karakterini kulun kuluna kurban ettin, vicdanini ahlaksiz soysuza heba ettin, insanligini kibirli heybetli para güc ve ölüm zulüm fabrikasyoncularina kul köle ettin, kisiliginin bozulup berbat edilmedik hicbir hayati degerini koymaksizin harama vurguna soyguna sömürüye ihale edilmedik hic bir haysiyet ve hassasiyetini birakmadin, ne ev kaldi ne yurt ne gecmis ne gelecek, hicbir etkin yetkinligin irade ve idre sahibi olmayan soyut SABIKALARIN siddetini gerilimini bunalimini bizzat icinden yasayip hergün artan istahiyla derinden derinlere gömülerek, istikrarsizligin kol gezdigi ve haksiz hukuksuzlugun kaniksayarak kabül gördügü talanu tecavüzü yagmayi vahseti ve dehseti icsellestirerek git gide masum gördün , savunur hale geldin.
Yani adam veya kadinlarin TANRILIK ETTIGI ve INSANLIK ÖLÜMÜNÜ hem paya hem de paydaya esitlestirdigi ; ve ayrica tüm yeryüzü insanligini MUTSUZ DiRLiKSiZ yokluga, zügürtlüge, avarelige, lümpenlige, bilgisizlige, bagimli -güdümlülük afyonlarina , kutuplasmaya ve doyumsuz -kanaatsiz üretmeden üketenler bagimliligina sabitleyip degersizlestirdigi, sürekli eksiklik yenilmislik sucluluk duygusuyla, kendi varligina, hayati gercekligine, somut kisiligine ve hatta kendi sahici olan yüzüne dahi ORTAMA UYMA kistas baski ve kumpasindan bakarak yadirgayip yabancilayan dislayici igrenici ÖZGÜVENSIZLIKLE,yetersizlikle ve kuskuyla düsünüp davranarak, hissiz ruhsuzlugun tutsak kafesinde kur yapan sefaletin ihtiyaci hic bitmez muhtac müsterisini pozlanip piyaeslenmektesin.
Kadina özgürlügü sadece barlarda aksam karanliginin gün batimindan itibaren sürükleyip girdaplayan akintilari icinde öznesi kim, yüklemi ne, dünyasi neresi kendi dahi bilmeyen araliklarda bir yerdeligin bulasigini boyasini üstüne örten simsiyahligin sarhosluguna salip, raki icen, futbol konusan, berdusluk eden ve hatta `LAN`diye okudugu kitaplardan yahut seyrettigi repliklerden mafyalasmis dayilanma ve diklesmelerin KIMLIKSIZ SÜRTÜGÜNE belli belirsiz damgalar vurmak sanan FEMINIST NÖTR..
Bilmeliydi ki, tüm yukardaki hayatin kullanim geregini yerli yerine oturtabilenlerin ögrettigi ve ders verdigi IHTIYAT yeriydi UYGARLIGI kadin erkek hic farketmeksizin, ayni degerlilikle ortakca kotarip kurmak. Cünkü gelir, adalet,kültür, bilgi, beceri, üretim, emek, saglik, sipor, vicdan, akil, fikir, sevgi, saygi, toprak, yurt, onur, itibar, dayanisma, cesaret, egitim, sanat ve nice nice paydaslari olan sosyal siyasal ve tolumsal iradeye itibarli paylasma duygusu ve birebir hayata gecirilisi, UYGARLIGI KURUP YASATANLARIN kutsal ve kurumsal kaynaklaridir. Orda saglanan hic kimseyi disarda tutmayan yahut herkesi icinde sarip barindiran huzur, ayri gayriligi olmayan kadin, col cocuk herkesin güvenli saglikli mutlu dünya siginagidir. Degilse, her toplum yön durum ve tarafliligini adlandirip ayristirarak, KADIN HAKLARI, COCUK HAKLARI, HAYVAN HAKLARI vs vs diye sonu gelmeyen kovulmus parcalanmisligi AYDIN OLMAK veya ILERI DÜSÜNMEK pozuyla, tam da istahini ezerek üzerek bogarak yalniz yitik yabanciya ayrismis kopmus paramparcaliliktan UYGARLIGINI KURANLARIN bekledigi istedigi kurdugu ve ayarladigi kulu köpegi olma sefalet sosyeteciligidir.
Ayrica Türk CALISMA HAYATINDA is arama kaygisi olmayan ve tuzu gayet kuru olan memurlarin orani iscilere veya hayati esasta üretenlere kiyasla kat be kat fazladir. Buradaki yapan yönetenlerin de en az yaridan fazlasi kadindir..Eger ona yönelik siddet varsa kendi kendini hatasi sabikasi nerdedir , arizayi yoklayip silkelenip sorsa ya..! Paylasilmayan degerlerdir, veya arttikca artan borc yüklü, hovarda tüketimli öykündügüne özenerek soyut varlikta sabit cisim göstermeye ( femin nötr türban mürban karsilikli kapisarak birbirini yedekleyen sevismelere gibilere mesela ) kisi veya katman kesim bazinda degil, herkesi tepeden tirnaga sorgulayip sorumlu tutan.
Mesela, yalnizligini yutan ve bogan cözümsüz caresizligini susturup avutmak icin, kendine yapilan baskiya bin katiyla gardiyanlik ederek yitirip kaybettigi bütün insani degerlerinin BUZ DOLABI iliskisizligini, hayvanlari sevmekten ziyade adeta hayvanlasarak ruh ve beden degistiren kulüpten borsadan..
Yüzyillrdir DOGU MISTIZMI -BATI AKIL FIKIR GERCEKCILIGI diye duya, TANZIMAT` tan DIVAN edep ve sanat edebiyatina hasil vasil kendi öz kaynaklarindan kültür, kurum, alisanlik, arac, gerec, paylasim ve UYGARLIK kuramama sebebiyle, hep üfürsen ucar kartonculuguna bina olan seylerin kendini yelleyip FISILDAYAN ve öyküsü hikayesi olmayan muhtaciyla bugünleri BOP ESBASKANLIGI diye kurdu kuruldu ve hayatin her yerine nufuz ederek kurumsallasti, kisi baz istasyonlu, toplumsal ivmeli, yagma yikim ve talan.
Ve burada kiran kirana kutuplasip kurulmus BETONARME ve SÜPER MARKA maskarasi hayatlri birlikte tüketerek karsit olanlar, hep bir IMRENDIGINE özenip ÖYKÜNMEYI ve bu sayede rafta depoda vaizde panoda sitede kitapta karede kösede bucakta görünüp kabul görmeyi kendine yasadigi hayatin onur belgesi sayan, bütün kutuplar ve karsitliklar hem birbirini delik desik eden hir gür nizah dehset nefret öfke patlamalarinda ayni kimyasal zehirleyenlerle besleyip büyüttügü kopukluktan col cocuga karisip giderlerken; ve ortak yasam degerliligine birbirinden huy devsirip duyarsiz ilgisiz cöp ve moloz artirir yigarlarken, dengesi düzeni olmayan kurak ve kuru gürültüler istikrarsizliginda alismis kokusmus cürümüslügün birbirinden ayrilmaz opmaz `tecavüzcüsüne asik` hallerini yasamakta ve yasatmaktalar.
Seyfi Karaca……..Ekim / 21
….
TUTULUM
……
Portakal varken
Ah o siyrik yok mu
Bendeki yara izi ve sendeki
Sicacik yumusacik cizgi
Catlamis nar gibi
Iki dudaginin derinleri arasinda dillenen
Bütün yoksulluktan kalan seylerin bahtina ziyaret sofrasi seren
Ellerin senden evvel sarhos, kenarinda dokunur dolasir gibi rkek ve titrek
Hersey lyikinaysa sanindandir sevismeler
Ask lir calar sen dinlersin
Atesleyen odalarinin
Sirasiyla sevisen baldirin gerdanin
Galerilerin ..
Halden anlar
Yere düsen hersey mutlaka gökyüzüne yansir
Sanir misin ki her dudaga dokunmayan dilimi tepeden tirnaga
Daha kac gün oldu alali bile demeden kopar dügme birden
Kac gece ac saat ya da ben,
Tutulumun ay gördümlerinden
Seyfi
…
ÖYKÜNDÜGÜNE ÖZENEN TEKiL VARSAYIM
…..
Bireyler her diledigi usakligin dalkavuguna, yandasliligina, yardakciligina, yalakaligina, bahanesi ne olursa olsun tüm yanlislariyla kendini gerekcelendirip kutsayan haklilik payina kukla corak cömez ve özgürken, toplumlar, iradesiz yetkisiz birlik beraberlige esir ve tutsaksa eger…burdaki ahmak avutan SAGLAMADAN kültür biriktiren, dogru-dürüstlüge inanan, mutluluk artiran ve UYGARLIK üreten etkin-yetkin insan türü ve cesidi asla cikip dogmaz.
Fotograflarda donup kalan; ve sonsuz bir lacka liyakatsizligiyle ilgisiz kayitsiz hic bir katilimciligi olmayan kenar süsü , dört duvar tutsagidir, ANI YAKALAMAK adina sonsuzlugu herseyiyle ebediyen heba eden savrulmus sökün olmus kiyassiz kontrolsüz tarumar.
Cünkü ÖZENDiGI ve ÖYKÜNDÜGÜ kaynak ve kökenlerin müsterisidir bütün yeryüzü hayatini icinde barindirip besleyen INSANLIK. UYGARLIKSA, ayrisiz gayrisiz bütün toplum katmanlarinin birbirine kin, nefret, hirs, garez, fitne, fesat, kibir, acgözlülük, tahammülsüzlük, sevgisizlik, saygisizlik, sorumsuzluk, bencillik, bunaklik gibi gibilerini yüklenip cullanmadan; hem KADININ hem de ERKEGIN vazgecilmez hayati degerliligiyle kotarilip kurulacak olan yasamsal zenginligi yapilandigi kaynaktan üreyip beslenip büyüdükce deger artiran külliyattir.
Bu yüzden, neredeyse hic bir alanda ÖZGÜN üretkenligi ve ÖZGÜRCE paylasip tüketme aliskanligi olmayali yüzyillar gectilerdeki TÜRK toplumu, kayitsiz liyakatsiz, sürekli yer zemin zaman kisilik dil kültür karakter akil fikir yol yordam degistirerek , degistirdigi her degerlilige sonsuz sinirsiz olumsuz degersizligin kokusmuslugunu, yozlasmasini ve cürümelerini imar ve imal edip, zorla tüketimin Pazar piyasasinda sanki iyilik güzellikten baska hic birsey olmuyormus kaniksayan kabulünü kendi varlik yokluguna yedirip yutturdukca, iflah olmazlarin kitlik kiyametine sürüklendi; ve halen de ayni dipsiz derinligin kabir azabini didikleyip desinmekle mesgul, ANI YAKALAMA derdine düsmüs yikim yagma fotomontajda.
Cünkü neredeyse üretmeden tüketmenin mecburi istikametine soygun talan isgal ve sömürge pazari müptelasi oldugundan beri, MEDENIYET ÜRETENLERIN ürettigi herseyi öncesinden sonraya katlayan cezasi ve faiziyle beraber ülke degerlerine ve günün ahalisine geleceksizligin nesillerine bütün hayati degerde nesi varsa SATARAK kendine ÖVÜNC payi ve SAHSI CIKAR paydasi saglamakla mükellef bedel ödeyen bagimliligin izini yolunu ve buyuran kukla hükümranligini takip eder.
Günün seckisinin olan katilanlar arasinda okunan begenilen sevilen popülerligi faturalanan birincisine, gise rekorlarina, pazarlik kiskirtan hesabin en kabarik cüzdanina, giysisine tirasina makyajina forsuna pozuna maddesine malzemesine veya satiliktir yazan ürün getirisi en yüksek ambaradepoya tartiya kantara podyuma gösteriye gösterise akil fikir niyet meram ve maksat hasilati icindir bu bilinmez belirsizligin kaptirip götürdügü izdiham .
Bu bakimdan da neredeyse yüzyillardir teknolojiye, bilime, ilime, liyakate, egitime, üretime ve toplum -birey arasi hassas dengeye özen gösterenlerdir, tüm olumsuz sonuc ve gidisatina ragmen DIGITAL CAGA ve ötesine MEDENIYET üreten. Neredeyse edebiyattan sanata, sanattan siyasete hayatin her alaninda burada hic bir üretkenligi ve saglikli dengeli paylasimi olmayan TÜRK TOPLUM YASAMININ herseyi ÖYKÜNDÜGÜ KAYNAGA, yani kuramadigi medeniyeti kuranlara kedini begendirmekle ancak var olan sahte, yapay, taklit ve yasam gercekliginin tam tersidir. Derdi cok satanlar gisesi faturasi listesi yahut etiket birincisi olmanin disinda hic birseyi algilayip duyumsayamayan, siddet nefret fuhus furya bagimliliginin maddesini isler maddesini örer yogurur.
Ordan tohumlanan bütün fikirler duruslar davranislar, KARSITLIK üzerine kurulu hir gür kavga nizah rahminden, hicbir anlasilir noktaya varmayacak olan en üstün elme ve üste cikma gayretine caba güderek vaktini öldüren varligini yoran calkanti ve kargasalarin gün avutup hayati kaziklama ARABESK -ALAFIRANGA angaryasidir. KADIN FEMiNISTLER sanki pisokopat erkekleri her yanlisina arka cikarak ASKIM-BEBISIM diye diye, en siddetli sahneleri doyura seytrettire zeka küpü sandigi fakat esasta her bilgin yetkin toplumsal duyarlilik sahtekarlari olan Cem Yilmaz`dan yahut sine kültür totemi zannettigi Yilmaz Erdogan gibi gibilerinden, toplumun bütün katmanlarinin ortakca kalip giyinip kisilik bozdugu, cehalete korkuya karanliga yalnizliga yabancilasmaya ve ister kadin olsun ister erkek olsun her türlü ilkelligi kabaligi ayrismis kutuplasmis mutsuzluklarin kabullenerek benimseyip sindirmeye hissedar ve paydasi, karsitliklarin catismasini sart kosanlarin tüketim piyasasi kullari ve köleleri olarak kiskirtip kamcilayip yönetip güttügü; ve en basta kadina siddet markasiyla hic bitmeyecek olan kimsesizlige kayit düserek ölüm zulüm, öykündügüne öykülenen küresel kiyamet akintisidir dünden miras, yarina kendi hayatinda kiraci özgür birey, tutsak toplum soytarilayan matraginin.
Seyfi Karaca….Ekim / 21
….
EXiT FINAL
…..
Ipin ucunu cekiverince
Sallanir durur topuz yeri kör dügümün
Burasi..
Umum kapisidir kerhanesine girmeden önceki dünyanin
Köse bucak bozuk paradan daha metalik ve soguk
Pencereden bakislari asili kalan
Ve antikaciya düsmeden en son yanardag sehirlerinin külü dumanindan
Veba ve verem salginlaryla birlikte koyun koyuna yatak dösek escinsel
Üzerinde henüz hic bir antibiyotik denenmemisti bronz renginin
Soy sop carpik ciflestirilmesi yapilmamisti kimseyi bulamayinca
Meyhanede sizip kalan barlar fahiseler sokaginin
Cok ara bir yerde bogulup kaldigindan midir nedir epik lirik didaktik pastoral
Sesinde küf
Cigliginda kurrabiye ezmesi lüks mekanli kan pihtisi
Kadehi devirdikten sonra örtüsünü diledigi sarhosluga boyayan yatak yorgan
Bütün döküntülerini insan posetli pervarzatif dokunus ve temasina
Yaltak kaltak buz dolabi iliskisi yasayan
Dügmenin orta ilik deligini bir türlü tutturmaktiysa maksat
Iste cökmeye basladi en kirilgan yerinden dünya, daglarin boyu
Dalgalarin köpügü
Kumlara kumsallara kurulmus bir aksam sofrasi gibi ruj dudakli
Su ve yakamoz nasil neresi yahut kim olursa olsun
Sanilir ki öbür tarafa gecince gökkusaginin her yer rüyalar alemi
Kirar gecirir beyaz leke siyah tül
En cok yoksul yerinden parlar cünkü artik ata binmesini unutmus dizgin
Yorgunlugu yüzünden okundugu
Konvaya gire cika kazildigi yerden ölü cikan defile ve defin
Pür tetikteki aksafonum saksafonum bekle hele..
Ipini cekince devresi degisiyor güzelliginin, iptal oluyor sevismeleri
Kendini berdusa vurmus kedi kostümlü kadinin
Kuru temizlikcideymis parcalarini ancak doktor seansindan
Ve hamile rengini kumaslanan herkesten
Nereye savrulursa savrulsun ok vuruyor mizrak deliyor
Kaybettikce kaybediyor hayat
Venüsün kacinci ay basiydi kimbilir bugün..
Kacin kurrasindaydi exit insan yilkisi turnike final
Saksafonum saksafonum sen zil zurnayken duyamadim
Herkes mi dedim ben..
Icinde kimlerin olmadigi
Herkes mi,
.. herkes
Seyfi
…..
DEJAVU
….
Döner cark isler kumbara yürür müddet
Yasam sermayesini günden güne calip satarak insandan
Kalmissa eger eskici teknesinde kelepirdir
Hizla tüketilen hersey arasinda
Aklin hazinesine
Zihnin bohcasina
Günün karakterine ve kimligine imyasina hayatin
Karanligini ve karadeliklerini desip oyarak kalintilardan ölü cikan
Vardi ya hani,
Aristo ben bilmem eflatun devleti bilir diyor
Eflatunsa ben bilmem onurlu erdemli itibarli insan sokrates bilir diyor
Sokrates kimse bilmez ben de bilmem ammmaaaaa diyor
Dante seytanin cani cehenneme
Idealistler metafizikciler biz bilmeyiz öte dünyalar bilir diyor
Ispinoza ve ötekiler herseyden süphe duyarim baska sey bilmem diyor
Hegel hersey degisir dönüsür birikir
Patlar infilak eder tek bildigim sey budur diyor
Ruh bilmez madde bilir diyor iki kafadar marks engels
Kimse bilmez bankalar borsalar bilir diyor
Korsan kafa global sirketci
Blackrok gibiler vesair
Türk medya fantazi fahiseligiyse ben bilmem
Benim bilmedigim herkesi ve herseyi esim bilir kaynatip onatiyor
Dejavu…! Veni Vidi..
Yuro dolar böylece onbir yirmi
Yokluga ve zikkimin köküne denk gelen
Zemberekten sarmaldan
Seyfi
…..
EKXENTRAL DÖNGÜ
….
Demek sen de bilmiyorsun
Hay aksi sey, bilmiyorsun sen de demek..
Gir günahima sevabimiz olsun gövdeye koza
Yayilsin gece, sevinsin sokak, kilit kapi en baygin yerlerinde bulussun
Sokulmus saklanmis güne konak ve enine boyuna konuk
Parfümün püskürttügü kokulardan icerek
Herseyi görünmez eden giysilerde gösterisi simsiyah
Demek sen de bilmiyorsun zaptedilmemis kaleleri
Tarihine damga vuran cigirdan cikmalari
Yorgunluguna kurdele asilmamis zirveleri
Kadin oldugun halde yalan yanlislarin büyüttügü rüya perisi sanirsin
Dogdugu yerde ölmek kadar yeryüzüne
Cadde isimleri nufus kagidindakinden daha tanidik gelen
Geldimiydi mahle dilberliginden hic gitmeyen exentral
Konusmasi bitmis sivasi boyasi dökülmüs
Eski fabrikalardan bozma iflasiyla sanat galeriyi
Bölündükce kirilan ve bozuldukca parcalanan
Demek sen de bilmiyorsun arzusu coktandir uygun ziyareti beklemeyi
Öpüsürken bir kadin nasil acilir sacilir
Saran kollarina kizil ruhunu
Ateslere yanarak boyanir teslim edermis
Darmadagin olmak icin cirpinircasina nasil elden avuctan cikan bedenden
Korlarda körüklenmekle beraber dipdiri
Kalcadan gögüse emerken büyüyüp irilesen
Ve atesler icinde dagilir erirken yumulup büzülen dudaklari dilleri
Demek sen de bilmiyorsun taaa sokak lambalarina degin ne deprem seydir
Hay ksi sey,
Saydim otuz iki vagonu vardi saat yirmiüc otuz yük treninin
Ekimin ve yildizlarin acelesi yoktu
Otobüsten iner inmez sana karsi binalarin arasindan
Gökyüzü kaybolmus yeryüzü katindan
Ve gecenin giris kapisindayim
Isiklari bekliyorum, saniyeleri sayiyorum
Her limanda bir sevgiliden zili calip karsilikli zevkini cikarmaya
Ne ayna daha sarhos
Ne yol ne meyhane senden daha kolay yakin ve güzel
Degil hayir
Demek buralarin ertesi
Yabancisiyim diyerek kacinci güne perhiz
Kac bir kacamaktasin
Yasamadikca kendini sen de bilmiyorsun
Hay aksi..!
Seyfi