zile bastı. beklemeye başladı. nasıl olurda asansörü olmayan bir apartmanın girişinde bulunurken, bir anda daha önce yaşadığı bir çok şehrin apartman kapılarından sırayla geçip, asansörlerine binip, aynı anda o apartman girişlerini ve asansör kokularını içinde hissedebildiğini düşündü.
şimdi hangi şehrin, hangi apartmanının kapısındayım diye hafızasını toparlamaya çalıştığı anda... evde kimsenin olmadığını bildiği halde ısrarla zile bastığını da farketti.
ürpermişti. kendinden korkarak, titreyerek anahtarları çantasından çıkarmaya çalıştığında... bugün bunu ikinci defadır yapıyorum, diye düşündü.
.....
mutfağa hızlıca girdi. çaydanlığa doldurduğu suyu ocağın üzerine bıraktı. raftan aldığı fincana kuru çayı doldurdu. yanlış oldu diyerek, kuru çayı demliğin içine boşaltırken, çay yapmayacağını fincanı kahve için çıkardığını hatırladı.
ama bu defa apartman kapısının önündeki gibi kendinden korkmamıştı.sadece kendine sessizce güldü.
zile bastı. beklemeye başladı. nasıl olurda asansörü olmayan bir apartmanın girişinde bulunurken, bir anda daha önce yaşadığı bir çok şehrin apartman kapılarından sırayla geçip, asansörlerine binip, aynı anda o apartman girişlerini ve asansör kokularını içinde hissedebildiğini düşündü.
şimdi hangi şehrin, hangi apartmanının kapısındayım diye hafızasını toparlamaya çalıştığı anda... evde kimsenin olmadığını bildiği halde ısrarla zile bastığını da farketti.
ürpermişti. kendinden korkarak, titreyerek anahtarları çantasından çıkarmaya çalıştığında... bugün bunu ikinci defadır yapıyorum, diye düşündü.
.....
mutfağa hızlıca girdi. çaydanlığa doldurduğu suyu ocağın üzerine bıraktı. raftan aldığı fincana kuru çayı doldurdu. yanlış oldu diyerek, kuru çayı demliğin içine boşaltırken, çay yapmayacağını fincanı kahve için çıkardığını hatırladı.
ama bu defa apartman kapısının önündeki gibi kendinden korkmamıştı.sadece kendine sessizce güldü.
süleymaniye'de nayram namazında yahya kemale o şiiri yazdıran ilham ıtrî 'ye tekbiri besteleten ilhamın aynıdır.
aynı ilhama mün'akis olan iki eser. biri evvelcedir biri sonra.
mucib-i dikkattir: perde üstüne perde olsa dahi -bilhassa zaman kastolunmuştur- his reciever'ları bazen öyle umkuna dalmaktadır ki mevcudatın bir şiirden beste, ve bazen bir besteye güfte çıkarmaktadır yeni o zaman yeni değildir işte. kadim hakikat tevafuk şeklinde izhar ve takdim eder kendini.
zıkkım-- zıkkımın kökü-- zıkkımın dibi.. üçlüsünün aşama aşama atağa kalkması ile
yaşanılan ruh halidir kii ..
iyi ki '' zıkkım savar '' zırhımı giymişim :)))
zile bastı. beklemeye başladı. nasıl olurda asansörü olmayan bir apartmanın girişinde bulunurken, bir anda daha önce yaşadığı bir çok şehrin apartman kapılarından sırayla geçip, asansörlerine binip, aynı anda o apartman girişlerini ve asansör kokularını içinde hissedebildiğini düşündü.
şimdi hangi şehrin, hangi apartmanının kapısındayım diye hafızasını toparlamaya çalıştığı anda... evde kimsenin olmadığını bildiği halde ısrarla zile bastığını da farketti.
ürpermişti. kendinden korkarak, titreyerek anahtarları çantasından çıkarmaya çalıştığında... bugün bunu ikinci defadır yapıyorum, diye düşündü.
.....
mutfağa hızlıca girdi. çaydanlığa doldurduğu suyu ocağın üzerine bıraktı. raftan aldığı fincana kuru çayı doldurdu.
yanlış oldu diyerek, kuru çayı demliğin içine boşaltırken, çay yapmayacağını fincanı kahve için çıkardığını hatırladı.
ama bu defa apartman kapısının önündeki gibi kendinden korkmamıştı.sadece kendine sessizce güldü.
ya yaşıyorsam!
zile bastı. beklemeye başladı. nasıl olurda asansörü olmayan bir apartmanın girişinde bulunurken, bir anda daha önce yaşadığı bir çok şehrin apartman kapılarından sırayla geçip, asansörlerine binip, aynı anda o apartman girişlerini ve asansör kokularını içinde hissedebildiğini düşündü.
şimdi hangi şehrin, hangi apartmanının kapısındayım diye hafızasını toparlamaya çalıştığı anda... evde kimsenin olmadığını bildiği halde ısrarla zile bastığını da farketti.
ürpermişti. kendinden korkarak, titreyerek anahtarları çantasından çıkarmaya çalıştığında... bugün bunu ikinci defadır yapıyorum, diye düşündü.
.....
mutfağa hızlıca girdi. çaydanlığa doldurduğu suyu ocağın üzerine bıraktı. raftan aldığı fincana kuru çayı doldurdu.
yanlış oldu diyerek, kuru çayı demliğin içine boşaltırken, çay yapmayacağını fincanı kahve için çıkardığını hatırladı.
ama bu defa apartman kapısının önündeki gibi kendinden korkmamıştı.sadece kendine sessizce güldü.
metafizik ürpertiler.
süleymaniye'de nayram namazında
yahya kemale o şiiri yazdıran ilham
ıtrî 'ye tekbiri besteleten ilhamın aynıdır.
aynı ilhama mün'akis olan iki eser.
biri evvelcedir biri sonra.
mucib-i dikkattir:
perde üstüne perde olsa dahi
-bilhassa zaman kastolunmuştur-
his reciever'ları bazen öyle umkuna dalmaktadır ki mevcudatın
bir şiirden beste, ve bazen bir besteye güfte çıkarmaktadır
yeni o zaman yeni değildir işte.
kadim hakikat
tevafuk şeklinde izhar ve takdim eder kendini.
Şiirde olunca bir başka oluyo
hele hele Necip Fazıl ve Fuzûlî olunca....
korkunun yüreğe yaptığı ani baskın neticesinde
vücud tüylerinin
reaksiyona girmesi hali..
hava serinlemeye başladı. ya içeri gir ya da şu ceketi omuzuna al.
sersemin tekini.