. ... . ve öyleyse sizlerde duyun ulan, müstafiyim artık bu, hayata pantolonun paçasından bakan magandaların, ve akşam sofrasına bir arada oturamayan aileliği kütükte kalmışların ve aşkını vatanı bilmeyen, gözdelik ve ikbal peşindeki dilberlerin davasından, ah; . ... .
oysa yaşam, parmak izi bırakmadan eldivenlerini çıkarıyor maktulüne tepeden bakarak, ve zaman durdu al işte…; bıktık artık, usandı millet, tiksindi insanlık, bu altı ok\a hainlik eden kemalistlerden, ruhu sömürgecilerde rehin mütedeyyinlerden ve genleri ipotekli devrimcilerden, tiyanşan kaçkınlarından, ve bilumum kurtarıcılık konforperestlerinden…,
ki her sevda bir veda bilirsin, affet beni, yine yalnızlığa veda zamanı…, yazarken bu şiirimsi şeyleri, kelimelerim tek tek canıma batıyor, harflerim içimin kuyusunda ağlıyor, kalbimde bir serseri mayın patlıyor, içimin labirentinde yüzün beliriyor, ve beynimin kıvrımlarında, çapalı lisanının azarları dolanıyor…, ah;
ve ömrümü bilmem kaça bölen, zamanın ben merkezlilik kılıcının, keskin yanıyla tenime battığı yerde; gözleri dolu dolu derelerin, eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında, medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile, içilemez ve zehir oldu haberin var mı, mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…, ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin, ızdırabından, böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan, nilüfer gözlü, ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın, dünyaya gelişini beklemek; başını suya eğip, içine akan ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu sessizce derine bırakan..., cuma selamlığı beynamazlarının, mürted haline bakmadan, kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer /ah…,
fakirane diyorum ki; bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…, yedi cüceli masalın, içine düşen kalbimizi, kalabalık bir meydana, yağmur dualarıyla serelim, artık bahtına ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım, kalp atışlarımın arasından yol açtım, dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana, /ah elbistanın iftiharı, evet biliyorum, yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda, tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan, müstafiyim artık bu, hayata pantolonun paçasından bakan magandaların, ve akşam sofrasına bir arada oturamayan aileliği kütükte kalmışların ve aşkını vatanı bilmeyen, gözdelik ve ikbal peşindeki dilberlerin davasından, ah;
. ... ..... evet biliyorum, yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda, tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan, müstafiyim artık bu, hayata pantolonun paçasından bakan magandaların, ve akşam sofrasına bir arada oturamayan aileliği kütükte kalmışların ve aşkını vatanı bilmeyen, gözdelik ve ikbal peşindeki dilberlerin davasından, ah; ..... ... .
müstafiyim artık bu, hayata pantolonun paçasından bakan sadakatsizlerin, ve akşam sofrasına bir arada oturamayan aileliği kütükte kalmışların ve sevdasını vatanı bilmeyen, gözdelik ve ikbal peşindeki dilberlerin davasından,
soyadı 'batur'olup mogolistanda bulunan kişiyi! ! ! ! bazı politik mevki sahiplerinin bir hitap şekli.. bazı harflerin yanlışlıkla bir araya gelmiş hali...
Ulan Dün aksam canım sıkıldı Dolastım hep caddeleri Yine sensiz gecmiyorki bu agustos geceleri Sen giderken unuttugum resimlerin ellerinde Yanagıma bıraktıgın busen ah nerlerde
Ah Bu yaz geceleri Ulan her sey üstüme geliyor delirecegim Ulan sen nasıl sevdin Nasıl sevgilisin Giydim bende sensizligin içinde bir ates baslar Titrek gelin,ayısıgı,kahpe mehtap,yakamozlar Tuzak kurmus kader bana yedi bütün gencliğimi Çektim vurdum sehri o an, Gelmisini gecmisini
Ah bu yaz geceleri Ulan her sey üstüme geliyor delirecegim Ulan sen nasıl sevdin Nasıl sevgilisin?
Ulan Ulamaktan gelen bir kelimedir. Ulamak, eklemektir, böylece ulan dediğimiz birine aslında eklen,kaynaş arada kaybol manasına gelecek bir söz söylemiş oluruz.Kısacası ULAN dediğim zaman bidaha ortaya çıkma demek istiyorumdur. Ama bu bir türlü anlaşılamadığından öyle ortada anlamı olmayan bir kelime olarak dolaşagelmiştir sanılır...'Ne biri bana Ulan mı dedi...Hemen Ulanayım...'
* Sinirli iken sinirlendiren kişi lafzının hemen ardından (veya önünden) söylenen ünlem. * Oğlan demekmiş. Geçmişi Osmanlı'ya dayanan homoseksüel ilişkilerde kullanılan 17 yaş civarı narin erkek çocuğu.
.
...
.
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
.
...
.
oysa yaşam,
parmak izi bırakmadan
eldivenlerini çıkarıyor
maktulüne tepeden bakarak,
ve zaman durdu al işte…;
bıktık artık, usandı millet, tiksindi insanlık,
bu altı ok\a hainlik eden kemalistlerden,
ruhu sömürgecilerde rehin mütedeyyinlerden ve
genleri ipotekli devrimcilerden,
tiyanşan kaçkınlarından,
ve
bilumum kurtarıcılık konforperestlerinden…,
ki her sevda bir veda bilirsin,
affet beni,
yine yalnızlığa veda zamanı…,
yazarken bu şiirimsi şeyleri,
kelimelerim tek tek canıma batıyor,
harflerim içimin kuyusunda ağlıyor,
kalbimde bir serseri mayın patlıyor,
içimin labirentinde yüzün beliriyor,
ve beynimin kıvrımlarında,
çapalı lisanının azarları dolanıyor…,
ah;
ve ömrümü bilmem kaça bölen,
zamanın ben merkezlilik kılıcının,
keskin yanıyla tenime battığı yerde;
gözleri dolu dolu derelerin,
eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında,
medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile,
içilemez ve zehir oldu haberin var mı,
mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…,
ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin,
ızdırabından,
böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
nilüfer gözlü,
ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
dünyaya gelişini beklemek;
başını suya eğip, içine akan
ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
sessizce derine bırakan...,
cuma selamlığı beynamazlarının,
mürted haline bakmadan,
kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
/ah…,
fakirane diyorum ki;
bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
yedi cüceli masalın,
içine düşen kalbimizi,
kalabalık bir meydana,
yağmur dualarıyla serelim,
artık bahtına
ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım,
kalp atışlarımın arasından yol açtım,
dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana,
/ah elbistanın iftiharı,
evet biliyorum,
yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
https://pin.it/6nBcUU1
.
...
.....
evet biliyorum,
yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
.....
...
.
.
...
.....
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan sadakatsizlerin,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
sevdasını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
.....
...
.
ulan bununda gorusumu olur
Bırekkk ulannn kızıı! ! .. (Orhan Gencebay'ın 'Ben topraktan bir canım filminden' bir replik)
Ulan:
Çok kaba bir biçimde öfkeyi ve nefreti belirten anlatan bir kelime.
ulan sülo ben yedim kör oldum! ! sakın yemee
gibi fıkralarda geçer
ARGO Bİ KELİME
Ulan eşek sıpaları!
yine mi siz! yok kalmadı leblebi tozu falan..!
bknz.
laz bakkal amca.
soyadı 'batur'olup mogolistanda bulunan kişiyi! ! ! !
bazı politik mevki sahiplerinin bir hitap şekli..
bazı harflerin yanlışlıkla bir araya gelmiş hali...
Ulan
Dün aksam canım sıkıldı
Dolastım hep caddeleri
Yine sensiz gecmiyorki bu agustos geceleri
Sen giderken unuttugum resimlerin ellerinde
Yanagıma bıraktıgın busen ah nerlerde
Ah Bu yaz geceleri
Ulan her sey üstüme geliyor delirecegim
Ulan sen nasıl sevdin Nasıl sevgilisin
Giydim bende sensizligin içinde bir ates baslar
Titrek gelin,ayısıgı,kahpe mehtap,yakamozlar
Tuzak kurmus kader bana yedi bütün gencliğimi
Çektim vurdum sehri o an, Gelmisini gecmisini
Ah bu yaz geceleri
Ulan her sey üstüme geliyor delirecegim
Ulan sen nasıl sevdin Nasıl sevgilisin?
herşey üstüme geliyor delirecegim:((
eskiden eşcinsel ve sübyancı takımda, oğlan diyerek çağırılardı (pasif ya da aktifi bilmiyorum..)
O laf kısaldı ulan oldu. Onun için ayıp bir laf
Ulan Ulamaktan gelen bir kelimedir. Ulamak, eklemektir, böylece ulan dediğimiz birine aslında eklen,kaynaş arada kaybol manasına gelecek bir söz söylemiş oluruz.Kısacası ULAN dediğim zaman bidaha ortaya çıkma demek istiyorumdur. Ama bu bir türlü anlaşılamadığından öyle ortada anlamı olmayan bir kelime olarak dolaşagelmiştir sanılır...'Ne biri bana Ulan mı dedi...Hemen Ulanayım...'
ben kuzenlerime kullanırım
herkesin dilinde olan bir saçma laf
sonunda başbakanımızın da ağzından duyduğumuz o argo sözcük.
vatandaşa hitap şekli.. samimiyetten olsa gerek...:P
ulan demek bence? ? ? len kelımesınden tureyerek tavır koymak gıbın bısı herqalde dusunmek lazım? ? ? ? ? ? ?
* Sinirli iken sinirlendiren kişi lafzının hemen ardından (veya önünden) söylenen ünlem.
* Oğlan demekmiş. Geçmişi Osmanlı'ya dayanan homoseksüel ilişkilerde kullanılan 17 yaş civarı narin erkek çocuğu.