Kültür Sanat Edebiyat Şiir

uğur mumcu sizce ne demek, uğur mumcu size neyi çağrıştırıyor?

uğur mumcu terimi Xyw Tud tarafından tarihinde eklendi

  • Hasan Özyurt
    Hasan Özyurt

    MİT

  • F
    F

    Herkesin, 'Onlarca gazeteci-yazar-araştırmacı varken neden içlerinden Uğur Mumcu öldürüldü acaba? ' diye sorması ve mutlaka eserlerini okuması gerkir.

    Yazdıkları bugün bile haala geçerliliğini koruyor.

  • Nedim Uğur
    Nedim Uğur

    keşke ölmeseydin be baba

  • F
    F

    'Devrimci ve Demokrat' isimli kitabında,
    'Türkiye' de devrimci birikim, bölgede ulusallık ve bağımsızlık ilkelerini yerleştirecek bir devrimci siyaset oluşturup geliştirebilir. O görkemli ulusal kurtuluş tarihine sahip olan Türk halkı, bu siyasetin doğal mirasçısıdır.
    Ne Amerikan emperyalizminin işbirlikçiliği, ne Sovyet güdümü, ne de Tanzimat batıcılığı...
    Ulusallık içinde devrimcilik özgürlük ve bağımsızlık! ...
    Devrimci siyaset işte budur! ' demiştir!

  • Eylem Yıldız
    Eylem Yıldız

    laiklikle kafayı bozmuş bir atatürkçü...
    'devrimci ve demokrat' adlı kitabında Tito'ya övgüler yağdırmıştır.

  • F
    F

    Yunus Nadi Armağanı, Makale Yarışması Ödülü kazanığı makale:

    TÜRK SOSYALİZMİ

    'Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan' mısrası, genç bir Türkiye'nin onuncu yılında mutlu yarınlara seslenişiydi. Gel gör ki, birkaç on yılın ardından Türkiye batılı tarifiyle iktisaden geri kalmış bir ülke oldu.
    NATO subayları Türkiye'de çöl zammı alırlar. İktisadi durumumuz ve itibarımız için en acı misal... Geri kalmış ülke damgasını, Türk aydını, Türk halkı, bir suçlu gibi alnında taşıyor.
    Yıllarca kendi çilesine terk edilen fakir halk, geciken yarınların ıstırabı içinde. Toprak-parlamento ağalığına dayanan demokrasimiz, son on yılda sadece köşe başı milyonerleri türetmiş. Mutlu azınlıklar, umutsuz çoğunluğun ıstıraplarıyla zenginleşmiş. İktisadi planlar siyasi müteşebbislerin kasalarına bağlanmış. Vergiler dar gelirlilerin omuzlarına yüklenmiş. Vergi adaleti, sosyal adalet, işçi hakları fantezi bir edebiyattan ileri gidememiş ve en fenası, siyasi ve iktisadi ahlak yoksunluğu bir sari hastalık olmuştu.
    Son on yılın iktisadi tablosu karşısında ibretle düşünmeye mahkûm bir kuşağız. Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız bu tablonun ressamlarıdırlar. 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' parolası ile liberalizm, en acı örneğini Türkiye'de vermiştir. Amerikan kapitalizmini sosyalizme antitez misali olarak verenler; bünye farklarını tahlil edemeyenler, oluş şartlarını mukayese edemeyenlerdir. Ne kazandırmıştır on yıllık liberalizm memlekete? ! .. Kalkınma hızı mı? .. Sosyal adalet mi? .. Çalışma gücü mü? .. İktisadi itibar mı? .. Milli gelirde artma mı? .. Yoksa Ortak Pazar toplantılarında bir geri kalmış ülke ismi mi? .. Son on yılın örneğinden ve sonuçlarından hoşnut olanlar, dünün köşe başı milyonerlerinden başkaları değildir.
    Atatürk devletçiliği ne kaybettirmiştir, veyahut iktisadi şartlarımızda ne derece bir değişiklik olmuştur? Bu soruların cevapları Türk sosyalizminin anahtarıdırlar. Sistemleri, tarihi oluşlarıyla birlikte memleket şartlarıyla düşünmek gerek. Sosyalizm, Lenin'in tarifinde bir işçi diktatörlüğü, batılı tariflerde bir iktisadi demokrasi, yani halkın iktisaden kendi kendisini idare etmesidir. Bunun içindir ki, aynı sosyalizm altında çeşitli yönler vardır. Türk sosyalizmi ne Marks'ın sosyalizmine benzemeli, ne de batı sosyalizminin bir kopyası olmalı. Memleket şartlarının yarattığı ve siyasi rejime en uygun olan bir sosyalizm...
    Türkiye'de demokrasi, kadrosuzluktan dolayı ideal safhaya erişememiş ve acı sonuçlar vermiştir. Kadrosuz sosyalizm ise kötü bir liberalizm olur. Acılarını yine milletçe çekeriz. Bugünkü bürokrasi kartvizit imtiyazı, rüşvet alışkanlığı kalkmadıkça, bilgili, rasyonel, dinamik bir kadro bulamadıkça, sosyalizmden mucizeler beklemeyelim. Kelimelerin sihrine değil, tatbikine önem verelim.
    İşte Türk halkı, şartların yarattığı bir Türk sosyalizmin ve dinamik ve rasyonel bir kadroya muhtaç...
    Her şeye Atatürk gücüyle ve onuncu yıl umuduyla başlayacağız, başlamalıyız.
    (Cumhuriyet, 26 Ağustos 1962)

  • F
    F

    Amerikacı'lar tarafından katili olarak 'İran destekli terör' gösterilmesine rağmen, açıkça CIA ve onun Türkiye deki kliği tarafından öldürülen büyük insan.

  • F
    F

    ailesi ankarali olmasina karsin, babasinin görevi nedeniyle bulunduklari Kirsehir'de, 22 agustos 1942' de dogdu. tapu kadastro memuru sinasi hakki bey ile nadire hanimin dört çocugunun üçüncüsüdür.
    babasi ankara' ya ataninca, ulus' taki balikpazari' inda bulunan devrim ilkokulunda basladigi ilkögrenimini, bahçelievler' deki ulubatli hasan ilkokulunda tamamladi (1954) . cumhuriyet ortaokulundan (1957) , sonra deneme lisesini bitirdi, ankara hukuk fakültesine girdi (1961) . hukuk fakültesini bitirdikten sonra (1965) , kisa bir süre avukatlik yapti. dil ögrenmek için gittigi ingiltere dönüsünde, hukuk fakültesinin idare hukuku profesörü tahsin bekir balta' nin asistani oldu.
    ögrencilik yillarinda ' bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmayacagi' ni kavramis, etkin, coskulu bir gençti. hukuk fakültesi ögrenci dernegi baskaniyken onun öncülügünde yapilan toplantilara zamanin politikacilari, bilim ve sanat insanlari çagriliyor, katildigi 'münazara' lardaki basarilariyla dikkati çekiyordu. daha 20 yasindayken 'türk sosyalizmi' baslikli yazisi ile yunus nadi makale yarismasini kazandi.
    27 mayisin getirdigi özgürlük ortaminda çok okuyarak, arastirarak, yasami sorgulayarak kendi düsünce evrimini kurmaya baslamisti. 12 martin aydinlara yönelik baskici tutumundan o da payina düseni aldi. dogan avcioglu' nun yönetimindeki yön dergisinde 29 yasinda bir ögretim görevlisi olarak yaziyordu. askerligini yapmaya hazirlandigi sirada, 'orduya' hakaret etmekle suçlanarak tutuklandi. kendi deyisiyle, yön dergisi o sirada 'sikiyönetim bekleme salonu' gibi olmustu. birçok demokrat aydina cezaevlerinin kapisi ardina kadar açilmisti.
    bir yila yakin kaldigi mamak askeri cezaevinde öteki aydinlarla birlikte buz kirmak, tuvalet temizlemek zorunda birakildi. açilan davada, 7 yil hapse mahkûm edildi, ancak 'komünist düzenin getirilmesinde bayragi soldan saga sallanacagini belirtmektedir' gibi ifadelerin yer aldigi kararin yargitay'ca bozulmasindan sonra serbest birakildi ve hemen askere alindi. tuzla piyade okulundaki üç aylik egitimden sonra, okul yönetiminin 'kötü hal ve düsünce sahibi' diye suçladigi ugur mumcu, 'er' çikarildi; 'sakincali piyade' oldu. askerligini agri' nin patnos ilçesinde tamamladi.
    'sakincali piyade' sayildigi için onurunun kirilmadigina inandigindan, yedek subaylik hakki ve ayliklari için simgesel bir tazminat istegiyle dava açti. yedek subaylik hakki geri verildi, ancak askerligi sirasinda kendisi için yapilan tüm harcamalari tazminat tutarindan düsüldü. yasadiklari, gülmece ustalari için bulunmaz bir malzemeydi. kendisi de yazi ve konusmalarinda gülmece ögelerini sik sik kullanan ugur mumcu, bu dönemi, önsözüne aziz nesin' in 'bizi aci aci güldürdü diye yazdigi sakincali piyade adli yapitinda anlatti. bu yapit sonradan tiyatro oldu ve yüzlerce kez oynandi.
    her zaman duyarli olan midesindeki rahatsizliga doktorlarin tanisi ülserdi. ugur mumcu' nun '12 mart ülseri ' tanimlamasi bu dönemi özetlemeye yetiyordu. askerlikten sonra gazetecilikte karar kildi ve üniversitedeki görevinden ayrildi. yön, kim, türk solu, ortam ve baska dergilerle, aksam, milliyet ve yeni ortam gazetelerinden sonra uzun süre cumhuriyet'te yazdi. anka ajansinda çalisirken altan öymen' le birlikte izledigi yahya demirel' e iliskin 'mobilya dosyasi' adli bir kitap olusturdu, 'hayali ihracat' kavrami böylece kamuoyunun sözlügüne girdi.
    19 temmuz 1976' da güldal homan ile evlendi, 1977' de oglu özgür, 1981' de kizi özge dogdu. aile bireyleriyle ve dostlariyla paylastigi karsilikli sevgi saygi onun üretkenligine katkili oldu. 'susmayi, kendi kabugunun içine çekilmeyi' çagin suçu olarak niteleyen mumcu 'cesur bir kere, korkak bin kere ölür' diyordu. demokrasi ve insan haklari savunucusu olarak ülkü ve ilkelerinden hiç ödün vermedi. katilleri yakalanmayan gazetecilerin, bilim ve sanat insanlarinin, tüm insanlarin kani yerde kalmasin diyerek savasini verdi. terörün SİLAH KAÇAKÇILIĞIYLA iliskisini giderek artan gerici örgütlenmenin iç ve dis boyutlarini belgeleriyle gözler önüne serdi. kamuoyu, susurluk kazasizla yeniden gündeme gelen abdullah ÇATLI adini, ülkücü MAFYA kavramini ilk kez onun yazilarindan duydu. kontrgerilla var mi, yok mu tartismalarini, yurtdisindaki görevlilerimizin ayligini ödeyen örgütleri rabita olayini, kimi aydinlarin bile yüzeysel bir bakis açisiyla ele aldigi kürt sorununu, abdullah öcalan' in iç ve dis iliskilerini İPEKÇİ cinayetinin arastirilmasini, AĞCA' yi, papa suikastinin perde arkasini yilmadan ve korkmadan arastirdi. 12 eylül adaletini, ÖZAL döneminin kural tanimayan uygulamalarini bikip usanmadan yazdi. 1990' larin sonunda yasananlar ugur mumcu' yu hakli çikardi, ölümünden önce yayimlanan 25; ölümünden sonra yayimlanan 40 kitaptaki belge ve bilgiler, etkili ve yetkili olanlarca göz önüne alinmayi bekliyor.
    mumcu' nun dikkate deger asil özelligi ise insan iliskileri idi. ailesine çok düskün olan mumcu, yakin çevresi için de 'hasta olan için hastanede, yargilanan için mahkemede, tahliye olan için cezaevi kapisinda; birisi pasaport mu almamis, kim olursa olsun o isin pesinde' diye bilinen bir dost idi. hatta tanimadigi insanlarin sorunlariyla da yakindan ilgilenir, dogrudan ya da kösesi araciligiyla çözüm bulmaya çalisirdi.
    arastirmaciliginda, telefon numaralarindan uçak biletlerinin tarihlerine, resmi gazeteden ticaret sicil gazetelerine dek hiçbir seyi gözden kaçirmayan mumcu, ayni zamanda haber için ödün vermeyen, hiç kimsenin özel yasamiyla ilgili tek satir yazmayan, haber kaynagini her seye ragmen koruyan ve belgesiz yazi yazmayan örnek bir gazeteci idi.
    yobazlarin, kaçakçilarin, hirsizlarin, sömürücülerin korkulu rüyasi olan, cumhuriyet ve atatürk' ü tüm ilkeleriyle benimseyip savunan mumcu,
    DİN MASKESİ ALTINDA TÜRKİYEYİ EMPERYALİZME TESLİM ETMEK İSTEYENLERİN gerçek yüzlerini sergiledi. silah kaçakçiligi, terör, kürt sorunu ve benzeri konulardaki arastirmalarini saglam belgelere dayandirdi. ' bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz' ilkesinden hareketle emperyalizmin, mafya araciligiyla türkiye' ye soktugu silahlarin terörü körükledigini KANITLARIYLA gözler önüne serdi.
    toplumsal sinif ve katmanlar arasinda dengesizligin ve sömürünün, planli devletçilikle önlenebilecegini, devlet kaynaklarini genis kitleler yerine bir avuç azinliga aktarmanin bu sorunu çözmeyecegini savundu.
    demokrat, laik, cumhuriyetçi, atatürkçü, devrimci, emekten tüm hak ve özgürlükten yana, emperyalizmin, çikarcilar, vurguncular ve yobazlarin karsisinda olan ugur mumcu, 24 ocak 1993 pazar günü arabasina konan bomba ile öldürüldü.
    'ben ankara' nin yerlisiyim' diyen ugur mumcu için ankara, yalnizca yasadigi kent degil, laik cumhuriyetin simgesiydi. ankara' da yasanan ve tüm yurda yayilan olumsuzluklar yüzünden zaman zaman 'ankara' nin tasina bak / gözlerimin yasina bak / uyan uyan gazi kemal / su felegin isine bak' diye yaziyordu. bu halk türküsü, ölümünden sonra bir bakima, ugur mumcu ile özdeslesti. demokrasi, adalet özgürlükler, emek için, laik cumhuriyetin atatürk devrimlerinin yara almamasi, terörün kaynaklarinin bulunmasi, irticanin boyutlanmamasi için yasamini yitiren ugur mumcu' nun ölümü, 24 ocak 1993' ten bu yana sorgulanamamaktadir.
    24 ocak 1993' ten bu yana hükümetler kuruldu, hükümetler bozuldu; basbakanlar, içisleri bakanlari geldi geçti, ancak ugur mumcu cinayeti aydinlanamadi.
    sosyalizmin, marksist-leninst, avrupa komünizmi, maoizm gibi degisik uygulamalari olduguna dikkat çeken ugur mumcu, türkiye için de bagimsizlikçi, anti-emperyalist, kendi özgün kosullarina uygun, kendi ULUSAL DEĞERLERİNDEN KOPMAMIŞ bir 'TÜRK SOSYALİZMİ' modeli öneriyordu.
    türkiye' de arastirmaci gazeteciligin öncüsü olan mumcu, irak' a yönelik operasyonlarda incirlik üssünün kullanilmasina izin veren hükümetleri elestirdi. yolsuzluk iddialari, yabanci istihbarat örgütleri, mafya, papa suikasti gibi konularda arastirmalar yapti. abdi ipekçi suikastinin perde arkasini belgeleriyle ortaya koydu.
    siyasilere yönelttigi elestiriler yüzünden, yazilari aleyhine birçok dava açildi. hepsinde de mumcu' nun hakliligi kanitlandi.
    ankara sanat tiyatrosunda sahnelenen 'sakincali piyade' adli oyunu büyük ilgi ve basari kazanan mumcu ilk ödülünü, 1962 cumhuriyet gazetesi yunus nadi armagani makale yarismasinda kazandi. 1979 yilinda, türk hukuk kurumunca 'yilin hukukçusu', ayni yil çagdas gazeteciler dernegince 'yilin gazetecisi' seçildi. 1980, 1982, 1983, 1987 ve 1993 yillarinda istanbul gazeteciler cemiyetinin inceleme ve röportaj dallarindaki ödüllerine deger bulundu. 1984, 1985 ve 1987 yillarinda nokta dergisi mumcu'ya 'yilin doruktaki gazetecisi' ödülünü verdi. 1980'de (cüneyt arcayürek'le birlikte) ve 1988'de sedat simavi vakfi kitle haberlesme ve gazetecilik ödüllerini aldi.
    mumcu'nun baska bazi ödülleri sunlar:
    1983'te balikesir barosundan 'cumhuriyet döneminin anitlasmis hukukçusu' ödülü,
    cumhuriyet gazetesinden 1987 yilinda 'rabita olayi dolayisiyla örnek gazeteci' ve 1988'de 'bülent dikmener haber ödülü';
    ankara tabipler odasindan 1988'de 'basin saglik ödülü';
    bogaziçi üniversitesinden 1988'de 'en çok okunan gazeteci ödülü';
    hey girl dergisinden 1992'de 'yilin gazetecisi ödülü';
    ankara sanat kurumundan '1992/93 onur ödülü'

  • F
    F

    derler ki:
    'pkk-devlet-amerika' ilişkisini çözdü ve hemen öldürüldü.

  • Muharrem Güçlü
    Muharrem Güçlü

    o bence bir idoldu...

  • Yorgun Savaşcı
    Yorgun Savaşcı

    var mı ötesi...

  • Yorgun Savaşcı
    Yorgun Savaşcı

    en fazlası ismi lazım değil yola şehit gitti...

  • Mehmet Azak
    Mehmet Azak

    gazeteci.

  • Senem Shamsili
    Senem Shamsili

    Gazetecilige isik tutan guzel insan Ugur Mumcu'yu saygiyla, sevgiyle, huzunle aniyorum. Yuregim onunla...


    Cumhuriyet, 24.Ocak.2004
    'Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak'
    Mumcu, 11 Haziran 1992 tarihli yazısında, toplumun hemen hemen tüm kesimlerince benimsenen 'bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağına' ilişkin sözünü, şu değerlendirmeye dayandırıyor:
    'Bugün gazetecilikteki araştırma konularıyla, okuma, daha doğrusu 'okumama alışkanlığı' üzerinde söyleşelim. Gazeteci, her konuyu bilen ve her konuyu yazan insan değildir. Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan, bu kaynaklarından derlediği haber ve bilgileri yazan ve yayın organları aracılığıyla kamuoyuna sunan adam demektir. Gazetecilik, araştırmayı gerektirir.'

  • Tarhan Tekelioglu
    Tarhan Tekelioglu

    bu ülkede, bu ülke icin ugrastigi icin saygiyla anilacak o kadar cok insan var ki...
    necip türk milleti geyikleri ile büyüyen biz cumhuriyet nesli, necip türk efsanesinin koflugunu düsünüyoruz bazen... bir irlandada bes alti yilda 196 gazeteci olaylara diklemesine dalabilme cesaretini kendinde bularak, her ne pahasina olursa olsun diyip dalarak, dalisinin pahasini ödeme cesaretini gösterebiliyor...
    bizde ise satilik medyadan baska bir lakirdi duyulmuyor...

    rüsvetci kamu yönetimi,hatta rüsvetci yargi iddialari migde kaldiriyor...
    istanbula kadarlik mazot parasi icin ata topragini ona buna satan halk yiginlari...
    bir mahkemeye sahit yazilmaya bile ürken ahali...

    bunlari gördükce,
    bu mu necip türk milleti diyesi geliyor insanin...
    ama,
    kendini vatan icin harcayan insanlarin varligi,
    ugur mumcu gibi gözüpek kalem erbabi...

    bunlar, hic olmazsa bizde de var erkek adam dedirtiyor...

    bizde cok var erkek adam...
    bu vatan icin her ne pahasina olursa olsun didinen cok adam var..
    kimisi bugün kahraman, kimisi hain...

    ama gün gelecek hepisinin de ortak paydasinin vatan sevdasi oldugu gercegi teslim edilecek...
    menderes-zorlu-polatkan gibi...

    ama o gün, onlarin hic de isine yaramayacak...
    torunlarinin da isine yaramayacak... onlarin torunlari oldugu gercegini bilmemek onurlu yasamalari icin bir gerekliliktir diye düsünülecek ve gecmissizlik onlara miras olarak kalacak...
    nesli kesilmis kahramanlar olarak bir gün minnetle mahcubiyetle yad edilecekler...

    ama mumcu hic olmazsa bu gün ayni duygularla yad ediliyor ve ailesine onuru miras...

  • Mm
    Mm

    tek suçu kel! olması...kel! sevmemde...(armağandan bulaştı)

  • Huseyin Akgün
    Huseyin Akgün

    Bugün güzelim memleketimde Ömer Dinçerler, Tayyipler, Şenol Demirözler, Cem Uzanlar, Banka hırsızları, giremeyeceğimiz AB uğrunda Kıbrısı verenler varsa bunun tek nedeni Uğur Mumcu gibi birkaçtane gazeteci ve Gaffar Okan gibi birkaçtane dürüst bürokratın yokluğundandır. Uğur Mumcuya dil uzatanlar neye dayanarak laf üretiyorlar. Uğur Mumcu banka mı hortumladı, İran'a mı özendi, suçu halkın bilmesi intenmeyen şeyleri yazması mı?

  • Mm
    Mm

    onu yüceltenler aynı zamanda alçaltıyorda..o kadar dicem...

  • Hakkı Ertan
    Hakkı Ertan

    Uğradığı bombalı saldırı sonucu 24 Ocak 1993'te aramısdan ayrılan gazeteci-yazar Uğur
    Mumcu, ölümünün 9'uncu yılında törenlerle anıldı.
    Mumcu için ilk anma töreni, Ankara'da, ölümünün ardından adının verildiği sokakta düzenlendi. Buradaki törene, Mumcu'nun ailesinin yanı sıra Devlet Bakanı Fikret Ünlü, milletvekilleri Rıdvan Budak, Mehmet Ali İrtemçelik, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi ve çok sayıda vatandaş katıldı. Mumcu'nun anısına saygı duruşunda bulunan vatandaşlar,
    öldürüldüğü yere yapılan anıta da karanfiller bırakıp mum yaktı.
    Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu, törende yaptığı konuşmada, 'Karşısındakini yok etmek aslında kendini yok etmekle eşanlamlıdır. Böyle bir kısır döngünün sonunda da insanlığın yok olacağı görülemezse, özgürlük, boş bir sözden öte bir anlam taşımaz Uğur Mumcu'nun belirttiği gibi 'terörün hüküm sürdüğü ülkelerde, anayasa kağıt parçalarından, parlamentolar taş yığınından başka bir işe yaramaz'' dedi.
    Terörün, insana insanlığını unutturduğunu kaydeden Mumcu, ilkel duyguların üzerine çıkamamış ülkelerde, hukuk devletinden ve hukukun üstünlüğünden bahsedilemeyeceğini vurguladı. Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
    'Uğur Mumcu, 'hukuk, en acımasız, en kanlı teröristlerin can güvenliklerini korumaya yarıyorsa ve onları bağımsız yargı önüne çıkarıyorsa hukuktur' derken; ancak ilkel toplum güdülerinden arınmış ülkelerin ve devlet yönetimlerinin kalıcı ve insana yaraşır olacağını söylüyordu.
    Öç alma ve kan gütme duygularından uzakta, susmadan, adalet isteyerek, direnerek, hesap sorarak, terör yoluyla can alanların ve ardındakilerin peşini bırakmayarak adalet ve demokrasinin bu ülkede ve dünyada yerleşmesi ve uygulanmasının gerekliliğini yılmadan, tam 9 yıldır buraya, Uğur'un öldürüldüğü bu yere gelerek, bize ve dünyaya gösterdiniz. Terörün yaşama hakkını yok ettiği kişilerin yakınlarının nasıl acı çektiklerini, tek bir birey olarak ve toplumca çok yakından biliyoruz. Ve bu nedenle ülkemiz ve dünya için terörsüz özgürlük diliyorum.'

  • Hakkı Ertan
    Hakkı Ertan

    UĞUR MUMCU DÜNYAYA gelmiş eniyi sosyal demokrat ve ATATÜK CÜ BABAYİGİTTİR
    Maratonun enuzun koşusu Türkiye de de elbette DEVRİMDİR
    Oonun engüzel yüzmetresini koştu ensekmez lüferın namlusundan fırlayarak enhızlısıydı hepimizin
    Acıyorsam sana anamavradım olsun ama sana aşkolsun

  • Yamaç Demir
    Yamaç Demir

    Ne aydını ne cahili suikastı,
    Klasik cinayet romanları methodu,
    Kimin işine yarar son zamanlarında ne ile uğraşıyordu,
    Astronomik tazminatlar niye verildi.
    kaybolan disketler,
    Neden bazı solcu gazetecilerin(niyeyse hep onlar öldürülüyor) öldürülmesinden sonra bazı kesimlere yükleniliyor.

  • Arzu Temimhan
    Arzu Temimhan

    ' Sevgilerimizle sevgilerini birleştirenlere diyorum ki: YOK ETMEK CAHİLLERE KALSIN, VAR ETMEK AYDINLARA YAKIŞIR'

    Uğur Mumcu'yu bombalayan ve bombalatanlar hem ortaktılar, hem korkaktılar.

  • Gülsüm Kurtul
    Gülsüm Kurtul

    'Ben Atatürkçüyüm, ben
    cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben anti-emperyalistim. Ben özgürlükçüyüm.
    Ben Bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben
    terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların
    düşmanıyım. Öyleyse, vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni
    aşacaklar çıkacaktır

    ne üzel söylemişsin uğur mumcu.umarım parçalarından senin gibi insanlar çıkar..

  • Gülsüm Kurtul
    Gülsüm Kurtul

    ' Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz'
    ilkesinden hareketle emperyalizmin, mafya aracılığı ileTürkiye' ye soktuğu
    silahların terörü körüklediğini kanıtlarıyla gözler önüne serdi.Toplumsal sınıf
    ve katmanlar arasında dengesizliğin ve sömürünün, planlı devletçilikle
    önlenebileceğini, devlet kaynaklarını geniş kitleler yerine bir avuç azınlığa
    aktarmanın bu sorunu çözmeyeceğini savundu.Demokrat, laik, cumhuriyetçi,
    Atatürkçü, devrimci, emekten tüm hak ve özgürlükten yana, emperyalizmin,
    çıkarcılar, vurguncular ve yobazların karşısında olan Uğur Mumcu,24 Ocak
    1993 Pazar günü arabasına konan bomba ile öldürüldü.'

  • Zeynep Aşer
    Zeynep Aşer

    tanıdığım en iyi yazarlardan biri....