sizin dediklerinizin hepsi yalnıs bence cünkü bence üç nokya sey demek birseyi daha yazamadığınız zaman yanına üç nokta koyuyorsu mesela böye bakın: elma,armut,kayısı,karbuz,kavun,muz...
'...'ne anlam taşır bilir misiniz? Anlamı o kadar derindir ki kimse bilmez yada bilmek istemez. Sadece kalemle bırakılan birkaç değersiz şeydir dimi '...' (1. Nokta) Anlamı gidenlerin arkasından bakmaktır: Gidenlerin ve geri gelmeyeceğinizi sandığınız şeylerin. Değer verdiğiniz ama bu değeri hiçe sayanların arkasından gözyaşı dökenlerin, kendilerini anlattığı bir işarettir. Sevgidir, aşktır; belki de en önemlisi ihanettir, güvendiğiniz kişinin sizi yarı yolda bırakmasıdır, umutsuzluktur, sabahlara kadar acı çekmektir. Bir çocuğun elinden şekerinin alınmasıdır. AĞLAMAKTIR. (2. Nokta) Anlamı beklemektir: Bir anda silip atamadığınız, değer verdiğiniz şeyin geri gelmesini beklemektir. Size bir gün döneceğini, elbet bir gün istediğiniz şeyi elde edebileceğinizi düşünmektir. Assında bildiğiniz şeyi bilmezlikten gelmektir KENDİNİZİ KANDIRMAKTIR. (3. Nokta) Anlamı umutsuzluktur. Bekleyip kendinizi kandırdığınız günleri hatırlamak ve bir sigara yakmaktır. İçinize çektiğinizde zehirlendiğinizi bilerek bu acıyı yaşamaktır. Bir anlık zevk için bütün hayatımızı bir hiç uğruna satmaktır. Anlamı AŞK YALANDIR '...'
dumanımı sisinde tutuyorum sokak lambalarının altına sensizliği dokuyorum yalnızlığımı döküyorum gözlerimden tüm zaman kervanları umuduma hamallık eder hayatıma yüklemişken seni tüketecek yol arıyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum...
gece bana çöl karanlığı delen ışık vaha yüzüme vuran rüzgar mevsimlerime sensizlik aşılıyor beni işaretli sayma ayrılığa dair seni yaşanmış tüm aşkların toplamı kadar seviyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum… aşk yalnızca vuslat değildir yokluğuna sabretmektir bazen her bakışını senet saymıyorum geleceğimize ben yarı yolda iz bırakmam yaranın güzeli de varmış anladım içim kanadıkça büyüyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum...
gözlerin gökyüzüne düşürüyor beni seni aramıyorum yıldızların altında aşkına bir ömür nöbet tutuyorum ölü sevdalar vadisiyim sanma her durduğum yere gözyaşımdan bir ben konduruyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum...
gülüşün uzatıyor ömrümü öykümün solumazsam seni kahramanları yürüyor üzerime seni düşünerek kurcalıyorum deliliğimi bütün şüpheleri sürüyorum mecnunun çölüne kum faust’u boğar şimdi kendime seni tanımanın bedelini ödetiyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum...
saniyeler zamanımı çalıyor benden adımlarım mirasımdır esmer kaldırımlara üstüme geçmişi örtüyorum artık yüreği çalınmış bir bedenim sayende her geçen gün için saçıma beyaz bir tel ekliyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum...
ay ışığında yıkanıp kendimi temize çekiyorum nedenler ve sonuçlar akıyor üzerimden ipucu bırakıyorum sana her karanlığa bin aydınlık çakıyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum... burada rakibim yaşlı bir çınar ağacıdır her gecenin sonunda belki mat olacağım ve kimsesizliğim tekrar tekrar üşüyecek nasılsa kader bir yerde noktayı koyacak ve sen ölüm kadar yakınsın bana seni ölümü bekler gibi bekliyorum sen bitti say ben üç nokta koyuyorum...
sokak lambalarının ışıklarını adımlarımla sensizliğe dokuyorum beni bir ana kadar sev seni yar gibi seveyim düğümlü kalsın ayrılık mecbur gölgeme tutunuyorum yolun sonunda nefesin kadar uzakta nefesin kadar yakınımda sen bitti say ben üç nokta koyuyorum..
ESKİDEN İNSANLAR YAZILARININ SONUNA 'ÜÇ NOKTA ' KOYARAK GÜZEL DUYGULARINI ANLATTIKLARINA İNANIRLARMIŞ...SEVEN 'ÜÇ NOKTA' KOYAR SEVİLEN ANLARMIŞ...FAZLA SÖZE NE HACET...
Anladım...Üç noktaki...Dünü bugünü yarını...ifade eder....Her noktada anlamın derinliği var... Yıllardır Kullanırım...Hayat üç noktadan ibaret... Doğum Yaşam Ölüm... Dünya üç noktadan ibaret... Dün Bugün Yarın.... Sevgi üç noktadan ibaret A Ş K
öyle biyerde kaldı sözcükler ne ileri ne geri gidebildi. oysa daha söylenecek ne çok şey vardı dillenemeden sustu. sonra yarım kalsın istemedi anlatmak istedikleri ve üç nokta koydu...
söyliyenin tatmin edici konuşamadığını bildiği üzerine pek çok yorum yapılabilecek sürüp gidecek okuyanında bunu kabullendiğini anlamasını sağlayacak işaret, aslında karşılıklı konuşmaya dökersin bi kitaptaysa bu durum her okuyan bi şeyler ekler üstüne okuyucuya hitap edersin yarım yamalakta olsa bi nevi özgürlük işaretidir o ayrıca keskin hudutlar yoktur onda
sözün bittiği yerde duygularını ifade ettiğidir insanın. konuşmanın kifayetsiz geldiği yerde eklenir cümlenin sonuna. üç nokta gibi görünür de aslında yola dizilmiş sessiz bir kervandır o. çöle uzanan bir dinginliği, denize uzanan bir deliliği vardır üç noktanın. sözün bittiği yeri değil sözün başladığı yeri işaret eder aslına. ilk cümleye takılmayın. bazen bir kaosun sunduğudur. bazen bir çemberdir başlangıç noktası bitişe tekabül eder kimi kez...
cumlenin sonuna konuldugunda; ben bu cumleyi daha bitirmedim, to be continued, aslinda bu cumlede ne derin manalar var onlari da sen dusun, daha neler neler demek isterdim de vakit yok yada onlari sana soyleyemem ancak kalbime gomerim, bu ara sen konus ben sonra devam edecegim kesin gibi manalara gelebilen uc kucuk noktacik, ici dolu tursucuk:'))
Bitmemişsen yazdıklarını bitirememişsen... Bir türlü sonunu getirememişsen... Kelimelere yüreğinden anlamlar verememişsen.. Bir kelimeye bin anlam yükleyememişsen...
Koyarsın bir üç nokta... O anlatır herşeyi muhatabına...
Aynı dili konuşmamıza sebep güldüm yüzüne, gülecek mecalim yokken bıle! Sen ünlem dedin ben virgül dedim diye, sonuçsuz bır cümle kaldı geriye. Ben ortak noktamız olduğundan üç noktayı tercih ediyorum. Şairlerin yalnızlığını tadıyorum, kalabalıklar içindeki yalnızlık...
Hayat, sonu bilinmeyen cümlelerin sonuna konan üç nokta gibi devam ediyor ama sonunu tam olarak bilemiyoruz.. . ...Satır aralığına sakladığım hayatıma kefaret biçen nergis çiçeği kendine aşıkken, ne de kolay düşüyor insan toprağa. Susamışlığın getirdiği yükü çeken her dudağın hayata karşı söyleyeceği sözü varken, asıl olananın söylenmediği bir hayatı yaşıyoruz... Masal dinleyen bir çocuğun düşlerine inanan ben kahramanı olurken bu hikayenin. Tekrarı olmayan bu hikayede suç işleyen her çocuğa verilen cezaya razı oldum. Bir film...
Filmin başroloyuncusu değilizdir başkalarına göre. Oysa en çok ağlayan olduğumuzdan filmin sonunu çizmek bizim hakkımızdır... Bize göre film; ki başı yok sonu ise sonsuz..............
Benim bildiklerim bu iken, bildiklerim bundan ibaretken ne yazayım?
Karanlığıma rağmen Antigone olup çilede kalmaya ve düşlerini emanet etmek isteyen bir kalp arayan güzel ruhların düşlerini emaneten alıp en kuytularda saklamaya razıyken ne yapmalıyım?
Çok güzel dersler
Üçnokta
Tek nokta bana resmiyeti ve keskinliği ifade ettiğinden cümlelerime bir-kaç nokta ile son veririm genelde ..
küfür:)
Bize noktalama işaretlerine art arda gelen üç noktadır
sizin dediklerinizin hepsi yalnıs bence cünkü bence üç nokya sey demek birseyi daha yazamadığınız zaman yanına üç nokta koyuyorsu mesela böye bakın:
elma,armut,kayısı,karbuz,kavun,muz...
'...'ne anlam taşır bilir misiniz?
Anlamı o kadar derindir ki kimse bilmez yada bilmek istemez. Sadece kalemle bırakılan birkaç değersiz şeydir dimi '...'
(1. Nokta)
Anlamı gidenlerin arkasından bakmaktır: Gidenlerin ve geri gelmeyeceğinizi sandığınız şeylerin. Değer verdiğiniz ama bu değeri hiçe sayanların arkasından gözyaşı dökenlerin, kendilerini anlattığı bir işarettir. Sevgidir, aşktır; belki de en önemlisi ihanettir, güvendiğiniz kişinin sizi yarı yolda bırakmasıdır, umutsuzluktur, sabahlara kadar acı çekmektir. Bir çocuğun elinden şekerinin alınmasıdır. AĞLAMAKTIR.
(2. Nokta)
Anlamı beklemektir: Bir anda silip atamadığınız, değer verdiğiniz şeyin geri gelmesini beklemektir. Size bir gün döneceğini, elbet bir gün istediğiniz şeyi elde edebileceğinizi düşünmektir. Assında bildiğiniz şeyi bilmezlikten gelmektir KENDİNİZİ KANDIRMAKTIR.
(3. Nokta)
Anlamı umutsuzluktur. Bekleyip kendinizi kandırdığınız günleri hatırlamak ve bir sigara yakmaktır. İçinize çektiğinizde zehirlendiğinizi bilerek bu acıyı yaşamaktır. Bir anlık zevk için bütün hayatımızı bir hiç uğruna satmaktır. Anlamı AŞK YALANDIR '...'
dumanımı sisinde tutuyorum
sokak lambalarının altına sensizliği dokuyorum
yalnızlığımı döküyorum gözlerimden
tüm zaman kervanları umuduma hamallık eder
hayatıma yüklemişken seni
tüketecek yol arıyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
gece bana çöl
karanlığı delen ışık vaha
yüzüme vuran rüzgar
mevsimlerime sensizlik aşılıyor
beni işaretli sayma ayrılığa dair
seni yaşanmış tüm aşkların toplamı kadar seviyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum…
aşk yalnızca vuslat değildir
yokluğuna sabretmektir bazen
her bakışını senet saymıyorum geleceğimize
ben yarı yolda iz bırakmam
yaranın güzeli de varmış anladım
içim kanadıkça büyüyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
gözlerin gökyüzüne düşürüyor beni
seni aramıyorum yıldızların altında
aşkına bir ömür nöbet tutuyorum
ölü sevdalar vadisiyim sanma
her durduğum yere gözyaşımdan bir ben konduruyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
gülüşün uzatıyor ömrümü öykümün
solumazsam seni kahramanları yürüyor üzerime
seni düşünerek kurcalıyorum deliliğimi
bütün şüpheleri sürüyorum mecnunun çölüne
kum faust’u boğar şimdi
kendime seni tanımanın bedelini ödetiyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
saniyeler zamanımı çalıyor benden
adımlarım mirasımdır esmer kaldırımlara üstüme geçmişi örtüyorum
artık yüreği çalınmış bir bedenim sayende
her geçen gün için saçıma beyaz bir tel ekliyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
ay ışığında yıkanıp kendimi temize çekiyorum
nedenler ve sonuçlar akıyor üzerimden
ipucu bırakıyorum sana
her karanlığa bin aydınlık çakıyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
burada rakibim yaşlı bir çınar ağacıdır
her gecenin sonunda belki mat olacağım
ve kimsesizliğim tekrar tekrar üşüyecek
nasılsa kader bir yerde noktayı koyacak
ve sen ölüm kadar yakınsın bana
seni ölümü bekler gibi bekliyorum
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum...
sokak lambalarının ışıklarını
adımlarımla sensizliğe dokuyorum
beni bir ana kadar sev seni yar gibi seveyim
düğümlü kalsın ayrılık
mecbur gölgeme tutunuyorum yolun sonunda
nefesin kadar uzakta nefesin kadar yakınımda
sen bitti say
ben üç nokta koyuyorum..
ESKİDEN İNSANLAR YAZILARININ SONUNA 'ÜÇ NOKTA ' KOYARAK GÜZEL DUYGULARINI ANLATTIKLARINA İNANIRLARMIŞ...SEVEN 'ÜÇ NOKTA' KOYAR SEVİLEN ANLARMIŞ...FAZLA SÖZE NE HACET...
o benim işte..
Anladım...Üç noktaki...Dünü bugünü yarını...ifade eder....Her noktada anlamın derinliği var...
Yıllardır Kullanırım...Hayat üç noktadan ibaret...
Doğum Yaşam Ölüm...
Dünya üç noktadan ibaret...
Dün Bugün Yarın....
Sevgi üç noktadan ibaret A Ş K
Dünyada olamadığım anları mahşere bıraktım ben
Söylediklerimden çok Sustuklarımda Saklıyım..
Ve Gizlediklerimde Gizliyim..
Beni anlamak için; Konuştuklarımdan çok Sustuklarıma kulak verin..
Aklım Sükutu Sever benim..
Çünkü çok ağır ödeştik biz Hayatla..
Ben sonu Ölüm Noktalı yollardan geçtim..
Üç Noktalar Koymaz Bana...
üç nokta
...
Herhangi bir nedenden dolayı daha bitmemiş ya da okuyan kimsenin anlayışına bırakılmak üzere daha tamamlanmamış cümlelerin sonona konur.
öyle biyerde kaldı sözcükler ne ileri ne geri gidebildi.
oysa daha söylenecek ne çok şey vardı dillenemeden sustu.
sonra yarım kalsın istemedi anlatmak istedikleri ve üç nokta koydu...
söyliyenin tatmin edici konuşamadığını bildiği üzerine pek çok yorum yapılabilecek sürüp gidecek okuyanında bunu kabullendiğini anlamasını sağlayacak işaret, aslında karşılıklı konuşmaya dökersin bi kitaptaysa bu durum her okuyan bi şeyler ekler üstüne okuyucuya hitap edersin yarım yamalakta olsa bi nevi özgürlük işaretidir o ayrıca keskin hudutlar yoktur onda
...
ne güzel
...
nokta mana inkıtası demektir...
ama üç noktaya hudut yok...
çok kullanılması bundan..
üç noktanın ayrı manaları var...
anatılacak...
En sevdiğim noktalama işareti... :)
...
böyle başlıyorum böyle bitiriyorum... üç nokta; dünü/ bugünü söyleyemediklerimin sanki...
yaralarımın, kabuklarımın... bir keman sesinde kayboluveren düşlerimin; başlangıcı - hayır çok daha ötesi-
evvelim, ezelim gibi duruyor üç nokta; üç hecem, üç kelimem, -nefesimi yetiremediğim- son üç cümlem, üç notam gibi...
yarım kalan hesabım, gizli iç konuşmam... söyleyemediklerim, söylemek istemediklerim belki...
sızlanan bir kelimenin refâkatinde üç nokta olup devam edelim...
ki bak, telâffuz etmekten aciz dilim...
kırılmış üç telim...
sözün bittiği yerde duygularını ifade ettiğidir insanın. konuşmanın kifayetsiz geldiği yerde eklenir cümlenin sonuna. üç nokta gibi görünür de aslında yola dizilmiş sessiz bir kervandır o. çöle uzanan bir dinginliği, denize uzanan bir deliliği vardır üç noktanın. sözün bittiği yeri değil sözün başladığı yeri işaret eder aslına. ilk cümleye takılmayın. bazen bir kaosun sunduğudur. bazen bir çemberdir başlangıç noktası bitişe tekabül eder kimi kez...
cumlenin sonuna konuldugunda; ben bu cumleyi daha bitirmedim, to be continued, aslinda bu cumlede ne derin manalar var onlari da sen dusun, daha neler neler demek isterdim de vakit yok yada onlari sana soyleyemem ancak kalbime gomerim, bu ara sen konus ben sonra devam edecegim kesin gibi manalara gelebilen uc kucuk noktacik, ici dolu tursucuk:'))
kötü bir alışkanlık...
'gerisini sen anla' babında kullanırız.
yazıya ayrı bir hava veriyor.
...sıra sıra dizer yola çıkar Mâi...
Geceniz aydınlık olsun efendim..
en çok kullandığım noktalama işareti...
Bitmemişsen yazdıklarını bitirememişsen...
Bir türlü sonunu getirememişsen...
Kelimelere yüreğinden anlamlar verememişsen..
Bir kelimeye bin anlam yükleyememişsen...
Koyarsın bir üç nokta...
O anlatır herşeyi muhatabına...
söylenecek çok sözünüz varsa,kelimeler kifayetsiz kalıyorsa...
yada söylenecek sözünüz yoksa,sessizliklerin tercümanlığına bıraktıysanız herşeyi...
güzel imdada yetişir kendileri..
;)
Aynı dili konuşmamıza sebep güldüm yüzüne, gülecek mecalim yokken bıle!
Sen ünlem dedin ben virgül dedim diye, sonuçsuz bır cümle kaldı geriye. Ben ortak noktamız olduğundan üç noktayı tercih ediyorum. Şairlerin yalnızlığını tadıyorum, kalabalıklar içindeki yalnızlık...
Hayat, sonu bilinmeyen cümlelerin sonuna konan üç nokta gibi devam ediyor ama sonunu tam olarak bilemiyoruz..
.
...Satır aralığına sakladığım hayatıma kefaret biçen nergis çiçeği kendine aşıkken, ne de kolay düşüyor insan toprağa. Susamışlığın getirdiği yükü çeken her dudağın hayata karşı söyleyeceği sözü varken, asıl olananın söylenmediği bir hayatı yaşıyoruz... Masal dinleyen bir çocuğun düşlerine inanan ben kahramanı olurken bu hikayenin. Tekrarı olmayan bu hikayede suç işleyen her çocuğa verilen cezaya razı oldum. Bir film...
Filmin başroloyuncusu değilizdir başkalarına göre. Oysa en çok ağlayan olduğumuzdan filmin sonunu çizmek bizim hakkımızdır... Bize göre film; ki başı yok sonu ise sonsuz..............
Benim bildiklerim bu iken, bildiklerim bundan ibaretken ne yazayım?
Karanlığıma rağmen Antigone olup çilede kalmaya ve düşlerini emanet etmek isteyen bir kalp arayan güzel ruhların düşlerini emaneten alıp en kuytularda saklamaya razıyken ne yapmalıyım?
Alıntı
işte bunu seviyorum nerdeyse tüm nedirlerimin sonunu süsleyen...