Kültür Sanat Edebiyat Şiir

tors sizce ne demek, tors size neyi çağrıştırıyor?

tors terimi Elif B tarafından tarihinde eklendi

  • Münevver Erilmez
    Münevver Erilmez

    Heykel yaratma işlemi yontma, modelleme, birleştirme ve döküm gibi işlemlerden oluşur. Eğer şekil taş, mermer gibi sert malzemelerden yapılacaksa ilk işlem yontma işlemidir; fakat kil, balmumu gibi malzemeler kullanılacaksa modelleme işlemiyle başlanır. Tarih boyunca heykel yapımında bir sürü malzeme kullanılmış. Kil, kireçtaşı, bronz, tunç, granit, alçı, fil dişi, altın ve gümüş gibi değerli madenler, balmumu ve ahşap bunlardan birkaçıdır. En çok tercih edilen şekiller ise insan figürleri, anıtlar, büstler, rölyef ve at sırtında savaşçı figürleridir. Heykeller büst, rölyef ve TORS gibi çeşitlere ayrılır. Büst kafa heykeli, rölyef duvar üzerinde kabartma heykel; TORS ise kolları, bacakları ve başı olmayan heykel anlamına geliyor.

  • H2o
    H2o

    İkimiz de hayatımızda ilk defa Paris’e gelmiştik. Ve havaalanında daha ilk adımımızı atar atmaz aşk şehrinin o büyülü havasına kendimizi kaptırmıştık. Nice zaman önce demiştim Paris için “bir gün gerçek aşkımı ölümsüzleştirmek istediğim yer” diye. Gelmiştik işte Hasret’imle aşkımızı ölümsüzleştirmeye.

    Sarmaş dolaş çiftlerin bir mutluluk nehri gibi sokakları arasında dolaştığı bu büyülü şehirde ilk gittiğimiz yer eifell kulesiydi. Hasret’imin zaten tatlı olan öpücüğünü daha da tatlı kılan, aşkımızı ölümsüzleştiren o kulenin dibinde bir soluk gibi geçen kaç saat kaldık hatırlamıyorum... sonra o sevgi nehrinde kocaman bir damla olduk biz de.. adımladık tüm Paris sokaklarını...

    Taa ki o çok meşhur müzede sarmaş dolaş gezinirken çıplak bir torsun yanında yok yere birbirimizi kırana kadar. Dilim kopsaydı da söylemeseydim dediğim o birkaç kelimeyi söyleyene kadar... “Seninle evlenmek istiyorum, hadi burada evlenelim...” oysa ben o büyüye kaptırmış kendimi, sevinç çığlıkları beklerken buz gibi oldu hava.. Hasret’im dediğim evlilik lafını duyunca tüm büyünün bozulduğunu söyledi... ve beni oracıkta, o torsun yanında tıpkı o heykel gibi elsiz kolsuz ve ruhsuz bırakıp gitti.

    Mutluyuz hala Hasret’imle, beraberiz... ama şimdi ne zaman kolları bacakları olmayan bir tors görsem evlilik gelir aklıma.. ve kalakalırım... oracıkta...

  • Özlem Özer
    Özlem Özer

    Pazartesi sabahlarından nefret ediyordum… Yine süper bir gece geçirmiştim… Çılgınlar gibi eğlenmiştik… Süper bir parti olmuştu… Yine çok içmiştim… Seviyordum viski/energy karışımını… Kendimi farklı bir âlemde hissetmeme neden oluyordu… Arada bu dünyadan kaçmak gerekiyordu ve alkol bunun için birebirdi… Alkolik olmadığım sürece tehlike yoktu…

    Ama erken kalmak ve Deniz Hocanın dersine yetişmek zorundaydım… Süper bir heyketraşdı Deniz Bey... Ona hayrandım açıkçası… Deniz… Adı bile insanı kendine çekiyordu… O denizde yüzmek istiyordum… Ve o Denizi hissetmek… Bugünkü dersde torslarımızı tamamlamamız gerekiyordu… Ben ise aptal torsla uğraşmak istemiyordum… Denizin heykelini yapmak istiyordum… Ellerimle ona şekil vermek istiyordum…

    Tanrım yine yaklaşıyor… Bu koku beni benden ediyor… Denizin kokusu… Ve tam o anda;

    “bu nasıl bir çalışma böyle… Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz! ” diye azarladı beni... o kadar kişinin ortasında… Rezil oldum… Torsun iyisi nasıl olur ki… İnanamıyorum… Herkes bana bakıyordu sanırım… Görmedim görmekde istemedim… Sınıfı hızla terk ettim… Sinirden ateşler içinde yanıyordum sanki… Deniz hocayla konuşmalıydım… Dersten çıkmasını bekledim… Mutlaka konuşmalıydım…

    “pardon hocam girebilir miyim? ”

    “tabiî ki…Buyurun lütfen” dedi..

    Öyle tatlıydıki… 40’lı yaşlarda, saçları hafif kırlaşmıştı Deniz Hocanın… Bakışlarımdan hiçbişey anlamıyor muydu acaba?

    “Hocam özür dilerim ama bana o kadar kişinin arasında davranışınız hoş değildi”
    “Lara aklın başka yerde…ilgin yok derse…asıl kızdığım bu…sanat bir yaşam tarzıdır.. ve bu sanata saygı duymayan bir kişinin o sınıfta yeri yok”
    “Ama Deniz Hocam ben sizi seviyorum” hayatımın deliliğini yapmıştım. Beni hayatta dersinden geçirmezdi artık... Yüzüme bile bakmazdı belki…

    Ama o gülümsedi… İnanamıyordum gülümsemişti... Bu gülümsemeden cesaretle “Ben sizin heykelinizi yapmak istiyorum” dedim…

    Ve Denizi yaptımmmm kendi ellerimle… Ona ellerimdeki çamurla bir kezde ben hayat verdim…

  • Süyümbike Güvenç
    Süyümbike Güvenç

    gövde...kafasız, kolsuz, bacaksız, heykel ya da figür torsu olarak geçer..

  • Elif B
    Elif B

    Baş kollar ve bacaklar çıkarıldığında kalan kısımdır..bir çeşit heykel..yontu...
    Güzel sanatlara hazırlanan bir öğrenciyseniz kaç yüz kere oturup çizmeniz gerekir...genelde böyle bir hazırlanma sürecidir yaşanılan..