Tabii ki devlet elindeki tiyatrolarda ve filmlerde yönetmenlere astronomik rakamlar verilip, kof şeyler sunulacak. Memur zihniyeti her yerde aynı nasıl olsa,, kimseden ses çıkmaz..
Suç bende, neden bu entellektüelleri karalama ihtiyacı duyarım ki? ?
Ya da bunlar neden son çekeceğim fotoğraflar konusunda bu kadar tedirgin olurlar? bu kaç etti saymadım son foto konusunda :)))
Hakkınızda hayırlı olsun,dinleyin buyruklarımı. Yosmalardan hiç biri gelip sahnenin önüne oturmayacak. Çavuşların da, çavuşların sopalarının da sesini duymayacağım. Oyuncular sahnede iken meydancı birini yerleştireyim diye ötekinin berikinin önünden geçmeyecek. Yataklarından geç kalkmış olanlar katlansınlar ayakta durmaya. Ne vardı o kadar uyuyacak? Köle takımı uzak olsun buradan! Sütninelere de söyleyelim, meme emen çocukları oyuna getireceklerine evlerinde emzirsinler. Hem kendilerinin dilleri kurumaz,hem de baktıkları yavrucaklar açlıktan ölmez,burada oğlaklar gibi bağrışmaya kalkmazlar.”
Plautus- Kartacalı oyununun önsözü...
roma döneminde seyircilere böyle sesleniyormuş yazarlar tiyatro adabını öğretmek için..nerden nereyeee.. o zamanlar çocuklar bağırırmış oğlaklar gibi, şimdi cep telefonları...
Patronun vucut dili ile sana derki; - Hayır, hayır, hayır! yanlış yapıyorsun yine, ben sinirliyim ve senden sinirimi çıkarmaya çalışıyorum. Sense karşımda dimdik alnı açık rahat duruyorsun. Şimdi omuzlarını düşür hafif, başını öne eğ, her hiddetli ses çıkardığımda hafifçe irkil. Hah evet şimdi daha iyi, rahatlıyorum. Bak kızarmaya başladın, çok güzel çok güzel devam et..
Patron içeri girmiştir.. -Bak herkes işine dalmış yine kimse beni tınmıyor! Odanıza girdim yaşam hakkını ben verdiklerim! tüm bakışlar bana dönsün hemen! sen neden rahatsın bu kadar! görmüyormusun yüzümden ateş çıkıyor, kork benden yoksa az sonra atılacak elemanım sen olabilirsin!
''Akşit, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, en önemli sanat dallarından biri olan tiyatronun, insanlığın en eski çağlardan beri uyguladığı, tekerleğin icadı, ateşin bulunuşu kadar önemli ve eski bir buluş olduğunu kaydetti''
yalanlar yalanlar....ne kadar çok yalan söylüyoruz değil mi? .... bunların hepsi yalan...tiyatroyu falan sevmiyoruz biz...sadece öyle sanıyoruz....tıpkı kendimiz gibi...
sahnedeyken eğer dünya aklına gelirse olayı bitirmişsin demektir.. bir avuç gözlü,binlerce yağlı retina sana bakarken sadece aklına dünya mı geliyor? ..olamaz..
Yaşamın bir aynası olan, insanı, insana, insanla anlatan ciddi bir şakadır
Bence 'suya yazı yazma sanatı' olarak adlandırılabilir. O kadar çalışma, o kadar çaba, o kadar ortaya konan duygular ve bir anda dalgalar şeklinde dağılıp gidiyor. Kimler, suya yazı yazılırken fark edebiliyor, kim de ne kalıyor bu fark etme durumundan sonra bilinmez.
Dünyanın bir tiyatro dekoru olduğu düşünüldüğünde, insanlığın varolduğu süreçten günümüze değin sergilediği ve başarıyla oynadığı, ' İnsan organizmasının naturel dünya dengesini canavarca nasıl yok eder? ' adını taşıyan tiyatro oyunu. Ne yazık ki halen oynanmakta.
Tabii ki devlet elindeki tiyatrolarda ve filmlerde yönetmenlere astronomik rakamlar verilip, kof şeyler sunulacak. Memur zihniyeti her yerde aynı nasıl olsa,, kimseden ses çıkmaz..
Suç bende, neden bu entellektüelleri karalama ihtiyacı duyarım ki? ?
Ya da bunlar neden son çekeceğim fotoğraflar konusunda bu kadar tedirgin olurlar? bu kaç etti saymadım son foto konusunda :)))
Aldatılmış bir dünya kurgusunu yorumlayıp, gerçekliği sunmaktır.
Hakkınızda hayırlı olsun,dinleyin buyruklarımı. Yosmalardan hiç biri gelip sahnenin önüne oturmayacak. Çavuşların da, çavuşların sopalarının da sesini duymayacağım. Oyuncular sahnede iken meydancı birini yerleştireyim diye ötekinin berikinin önünden geçmeyecek. Yataklarından geç kalkmış olanlar katlansınlar ayakta durmaya. Ne vardı o kadar uyuyacak? Köle takımı uzak olsun buradan! Sütninelere de söyleyelim, meme emen çocukları oyuna getireceklerine evlerinde emzirsinler. Hem kendilerinin dilleri kurumaz,hem de baktıkları yavrucaklar açlıktan ölmez,burada oğlaklar gibi bağrışmaya kalkmazlar.”
Plautus- Kartacalı oyununun önsözü...
roma döneminde seyircilere böyle sesleniyormuş yazarlar tiyatro adabını öğretmek için..nerden nereyeee.. o zamanlar çocuklar bağırırmış oğlaklar gibi, şimdi cep telefonları...
sermet yeşil
T0YATRO, Türkiyede degeri bilinmeyen bir sanat.Zaten neyin degeri biliniyor ki.
daphne...
Patronun vucut dili ile sana derki;
- Hayır, hayır, hayır! yanlış yapıyorsun yine, ben sinirliyim ve senden sinirimi çıkarmaya çalışıyorum. Sense karşımda dimdik alnı açık rahat duruyorsun. Şimdi omuzlarını düşür hafif, başını öne eğ, her hiddetli ses çıkardığımda hafifçe irkil. Hah evet şimdi daha iyi, rahatlıyorum. Bak kızarmaya başladın, çok güzel çok güzel devam et..
Patron içeri girmiştir..
-Bak herkes işine dalmış yine kimse beni tınmıyor! Odanıza girdim yaşam hakkını ben verdiklerim! tüm bakışlar bana dönsün hemen! sen neden rahatsın bu kadar! görmüyormusun yüzümden ateş çıkıyor, kork benden yoksa az sonra atılacak elemanım sen olabilirsin!
''Akşit, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, en önemli sanat dallarından biri olan tiyatronun, insanlığın en eski çağlardan beri uyguladığı, tekerleğin icadı, ateşin bulunuşu kadar önemli ve eski bir buluş olduğunu kaydetti''
yalanlar yalanlar....ne kadar çok yalan söylüyoruz değil mi? ....
bunların hepsi yalan...tiyatroyu falan sevmiyoruz biz...sadece öyle sanıyoruz....tıpkı kendimiz gibi...
Sinemaya daima tercih ettigim bir göz ziyafeti...
tiyatro çeşitli gösterilerin seyirci önünde oynandığı yere denir
sahnedeyken eğer dünya aklına gelirse olayı bitirmişsin demektir..
bir avuç gözlü,binlerce yağlı retina sana bakarken sadece aklına dünya mı geliyor? ..olamaz..
ben sadece yıllık ödevim için tiyatro nedir? bunu öğrenmeliyim
biz hiç yenilmedik desem
yalan
oyuna devam.....
Bir çok piyes okudum, Mukaddes Emânet başkaydı...
Yaşamın bir aynası olan,
insanı, insana, insanla anlatan ciddi bir şakadır
Bence 'suya yazı yazma sanatı' olarak adlandırılabilir. O kadar çalışma, o kadar çaba, o kadar ortaya konan duygular ve bir anda dalgalar şeklinde dağılıp gidiyor. Kimler, suya yazı yazılırken fark edebiliyor, kim de ne kalıyor bu fark etme durumundan sonra bilinmez.
icimde ki sevgi oldu bir oyun,
Tiyatro ugruna herseyi kaybetmisim, kaderim gel beni savun...
Rock için 'temeli jazz a dayanır' dersem, o halde kareografi içeren herşey için de 'temeli tiyatroya dayanır' diyebilirim.
Dünyanın bir tiyatro dekoru olduğu düşünüldüğünde, insanlığın varolduğu
süreçten günümüze değin sergilediği ve başarıyla oynadığı, ' İnsan
organizmasının naturel dünya dengesini canavarca nasıl yok eder? '
adını taşıyan tiyatro oyunu. Ne yazık ki halen oynanmakta.
tiyatro sanat değil hayattır, tabi hat bir sanat olarak sayılıyorsa o ayrı...
07
sahte yaşamların canlandırılması sanatıdır