… ZİLPAYDOS …. Bir Lafontaine tuali Arpa suyundan bozma kafa bulmalara küflü naralar kütürdeten bahaneden birahanelere Zürafa giyinmiş merkep Lisanslı meyhanesinde kurt iken çakallaşan uğultu ve hırıltılarla Gizli sınıf başkanını aranıyor gibi zilpaydossss Ala kargaya Kara kargaya Kızıl doğana Timsah ejderhaya Süpersonik atmacaya Kenar köşeli örümceklere Kara sineklere Yeşillenmiş kurbağalara Aynet meymenet bukalemonlara Tek kelimeden ibaret tropikal papağan
… DÜNÜ GÜNÜYLE EZELKI YARINLARA …. Elbetteki gün nerdeyse ister kum saatiyle, ister gölge adimlariyla, ister kule, ister duyar yahut kol zuhur zaman ölcerleriyle, her saniyesi süreli ömre yazili ve kayitli olan asirlar da ordadir, asirlarin nabzini tutan dakka da ordadir.
Bu yüzden zamanin haritasini arayan her seyden evvel kendine varip kim oldugunu veya olmadigini bulmaliydi. Dünyayi arayansa yüzlesebilecegi onur haysiyet vicdan özgürlük cesaret emek zahmetten dogan hakkin hukukun huzuruna varip askin sevginin hic bir seyle takasi olmayan kutsal ve saygin divanina kurulmaliydi. Sesini arayan sazin sözün muhabbet meramina ilgi alaka merak ve meyil salmali ve duymaliydi. Yüzünü arayan alin terinden kazanilan mutluluga itibar etmeliydi. Günesi arayan yesermis caglaya, sararmis yapraga, daga, ormana , denize, ekine, bostanlara, koylara kiylara, mevsimlere ve kuslara bakarak acinin müsterisi, kahrin belanin kinin fesatligin fitnenin nefretinsiddetin zorbaligin ezikligin cürümüslügün agidin yozlasmanin kötülügün saldirganligin pisikomanyakligin bencilligin ve kaderi köhnesi degismez mutsuzluklarin müptelasi olmaksizin bütün hirs ve ihtiraslarindan kendini arindirarak iyiligin barisin özgürlügün istikrari karsilikli gücveni dünyayi coktan bulmus olaliydi ….
Ey hakki ödenmez aklim sevincim utkum kivancim sevgili kalbim, güzel ülkem ve biricik ömrüm, benimle yordugunuz ve yoruldugunuz ve kilavuzlugunuzla taniklik ettigim ve yasadigim sevinci tarifsiz her iyilik güzellige sonsuz tesekkürlerimle.
… MÜMKÜN MERTEBEDE SAYGINLIĞA HAKKA HUKUKA HUZURA ve İNSANA DAİR 2 …. Aristoteles salt ve soyut “ yağmur yağıyorsa hava bulutludur” gibi mantık önermeleriyle var olan bir şeyin hiç bir zaman değişmeyeceğinin DOGMA’ larını savunur. Ona göre ideal insan ve erdemli topluma ulaşmak için üst yapının yani idealar topluluğunun (ruhlar aleminin) belirlediği değişmez kurallara uymaktan geçer. Bu yüzden bir şey doğuştan ne ise sonsuza kadar odur. Yaşamsal ilişkileri belirlenede üst yapı ( idealizmin sultası ) yani hisler istekler arzular duygular dürtüler duyumlar beklentiler belirleyicidir. Bireyler olgular olaylar toplumlar varlıklar ve sonsuz evren kesin durağan donuk ve sabit değişmez kaideler üzerine kuruludur. Her şey ideal gerçeklerin soyut yansımasıdır ve oradan yönetilen bizim sınırlı hayatımız ve algılama gücümüz asla idealar katına ( ruhlar aleminin kaynağına ) ulaşıp erişmeye yetmez. Bu sebeple doğuştan varlıklı ve zengin hep hali vakti değişmez zengindir, değişmez kaderiyle fakirse hep fakir. Zümreciliği savunur ve her türlü soygunu vurgunu adaletsizliği sömürüyü hiyerarşiyi doğası gereğince olağan sayar. Her türlü çağ dışılığı yöneten yapan ve yönlendiren dogmaları dayatan sabit fikirli ARİSTOKRASi kavramı özü aslı esasıyla buradan gelmektedir .
Hegel Diyalektiği’yse ‘ nesnel yaşamı belirleyen duygu düşüncelerimiz olmasına rağmen her şey değilir ve dönüşür’ diyerek Aritoteles soyut mantıklı ideal dogmacılığına kafa tutar. Feuerbach ise düşüncelerimizi, yani üst nicel yapıyo belirleyen ve besleyen etkenin nesnel somut ve nitel varlıklar ve olaylar olduğunu, yani manayı anlamlandıran şeyin Maddesel somut gerçeklikler olduğunu savunur.
Diyalektik Materyalizm’se Hegel’in diyalektik kuramıyla Feuerbach’ın Materyalizm felsefi düşüncesini birleştirerek yaşamın duygunun düşüncenin belirleyici etkeninde çıkar ve üretim ilişkisinin belirleyici olduğu, emek sermaye çatışması ve çelişkisiyle belirlenen bu ilişkide hiç bir şeyin durağan sabit doğma olmadığını, sebep sonuç arasında tüm olup bitenlere dair akıl fikir mantık deneyim ve gözlemlerle insanın toplumların sistemlerin yazgıların dayatmaların olguların ve okayların değişebilirliğini savunur. Bu yüzden Aristo@ nun sabit, ön yargılı peşin hükümlü hiç değişmez ve dogmacı idealist fikirliliğine karşı çıkarak üretim ilişkilerinin tüm hayatı ( yani duygu düşüncelerimizi Maddi somutluktan edindiğimiz huzuru refahı eğitimi sanatı gelişimi kalkınmayı da maddi çıkar ve fayda esasına dayakı ilişkilerimizin belirlediği ) belirlediğinin; ve maddi somut gerçekliğe dayalı bilimselliği esas aldıkça insan ufkunun ulaşılmaz erişilmez sonsuz sınırsız sanılan her şeyin bilşnmeyenlerine açıklayabileceğiyle beraber insanın evrene yabancılaşma duygusunu yenip özgüven artıracağını ve çıkarları hiç bir zaman uzlaşmayan sınıfsal çatışmada sömürenlere ve ezenlere karşı yaşam kavgasını verenlerin dayatılmış her türlü soygun sönürü kaderciliğini kökten değiştireceğini savunur.
Aristokrasinin değişmez tekdüze sabit durağan keyfiyetçi zümreci yobaz bağnaz hükümran ve buyurganlığına karşı sürekli hareket halindeki disiplin nya toplum ve evrensel dönüm dolaşım değişen durumlarının değişen tahliline aklı fikri bilgiyi deneyimi ve gözlemlemeyi danışarak sağlanan çıkarımın vazgeçilmez ilkesidir, insan toplum devlet olay olgu oluşum madde mana her etkiye karşı verilen tepki kadar, kapsamı içeriği özü esası ömrü direnci süresi dayanıklığı cürümü karşılığı tutarlılığı hayatı ağırlığı olduğu gerçekliğinin. Bu yüzden insanlık adına en büyük serveti ve sermayedi olan duygudan düşünceden ve özgür iradeden koparılarak topyekün ve bir daha kolay kolay iflah olmaza tüm dünya geneli yeni dünya düzeni dayatmasıyla ( türkiye seksenlerinde eş zamanlı oniki eylülce ) ahmaklaştırma işinde medya magazin marketçiliği soytarılarıyla fanatik düzeyde ilahlaştıran ilgiyle kendi hayatının somut gerçekliğini terketmenin ve bozulduğu sanal bataklıkta gün öldürerek itibarsızlığa çürümeye yozlaşmaya seviye toplumsuzlaştırıcı karakter ve kişilik alçaltmanın en kullanışlı zehir zemberek laboratuvar çalışması pazar edilip piyasaya sürüldü ve bu günlerin bütün yağma yıkımları dayatanların koşulsuz kayıtsız sorgulamadan kabullenen duygu düşünce ahlak fikir inanç bilgi cesaret ilim vicdan duyarlılık yoksunu çürüme ve çöküntü talan tarumarına gelindi.
Emek sermaye çelişkilerinden doğan üretim tüketim ilişkileriyle birlikte ve topyekün hayatı belirleyen vazgeçilmez etken olan üretenlerin hak ve hukukunu aramada ( eğitim gıda enerji barınma ulaşım iletişim barınma sağlık huzur güvenlik kültür sanat istihdam…) kendinden etkin yaşam mücadelesi önderliği beklenirken sadece salon süsü ve sefil yoksulluğu kalıcı ve seçkin güruhlar tarafından buyrulmuş kaderi değişmez sömürülere baskılara dayatmalara kurumsallaştırmanın ( insanlığı ucuz satışa getiren muhasebe dekoru işleviyle ) haline getirilen işbirlikçi sendikalar sayesinde tüm dünyaya eşzamanlı olarak Türkiye’ de de yeniden buyrulan dayatmaları kutsanmış kader olarak zorunlu tüketime sunan Aristotelesliğe dönüldü.
Onun içindir ki artık dürtü ve bağımlılıklarının esiri olarak kendilerine dolgulanan, buyrulan, aşılanan ve aktarılanların güdümlümlüsü ve kovalayıcısı olarak özendirildiği alışkanlıkları sorgusuz sualsiz DÜŞÜNMEDEN davranan önyargılı, peşin hükümlü ve içgüdüsel kaba taslakçılığın kendine yabancılaşmış ve dayatılanları tüketmekle mahkum kulluk köleliğe proğramlanmış piyasa deneği haline geldi insanlık.
Toplumsal dert sorun sıkıntı somut gerçekliğini hiçe sayan; sefil yoksul kalabalıkların yaşamsal hayatiliği olan her türlü itiraz tavır duruş tepki ve duyarlılığını bozuk düzen ayarına kurulu sandığın siyaseten adamlar ve kadınlarıysa, kaymağı kıyak seçkinler topluluğundaki yerini ve safını sağlama alarak bütün gerçekliklerden kopukluğun her takasa gelen milli irade temsil hakkına çökmüş çöreklenmiş vekillik vekâletini tıpkı vurguncular magazinciler medyacılar tarikatlar soyguncular talancılar sömürücüler talancılar yağmacılar kalpazanlar gibi ortak çıkar menfaat baz ve bağlamıyla tüm toplumu kendilerine alıştırıp benzettikleriyle herkes çıkar menfaatinin ortak ilişkisini gözetip kollamanın rezil rüsvasına kendine göre çıkar ortaklarını belirleyerek özendirildiği bağımlılıkların kulluk köleliğine tav talim ve teslim olarak hiç bir onur itibar denge ihtiyat sorumluluk vicdan ahlak duygu DÜŞÜNCE akıl fikir mantık sorgulama kişilik değer ve saygınlığı umursamamakta.
…. DÜNÜ GÜNÜYLE EZELKI YARINLARA ….. Baska zaman olunca horozlari da dinlemeliydi insan. Belki azgin sapkin bir devir gelir ve insani dünyaya, dünyayi sonsuza, sonsuzlugu bir saniyelik zaman birimleriyle cavan güne isiyan hayata ve bütün kaygi dert kederlerinden bozar berbat eder ihtimaliyle, nasil birlikte yasamanin sevincini, sorumlulugunu, onurunu, adaletini, özgürlügünü, hakkini, hukukunu, ahakini, sevgisini saygisini insandan insana ve hic kimseyi- ne günü yasayamak kiskacinda debelenmeye ne de gelecekten temelli yitik kayip veya kaygili mahrumiyet ( askeri ücrete mahrum muhtaclik kabusuyla ) azabinda can cekismeye hic kimseye - muhtac etmeyen ihtiyatta ve güvende tasiyip götürecegini yoran duyan gören gözeten kuran kollayan düzenleyen ve saglayan aklil fikir duygu düsüncelerle, huzuruyla ve teminatiyla yasadigi bütün agaclara baglara bostanliklara daglara derelere akar sulara saganak yagmurlara ve cümle ertafa gözü gibi bakmali; ve horozlarin ortak yasam senfonisini dinlemeliydi insan ki, üretemedigi iyilik güzelik saglik güven bilgi beceri onur cesaret huzur ve mutlulugun yerine azgin sapkinligin sicil seceresinde ne varsa oralarin hazirindan tüketen programli denetimli piyasa kulu kölesi olmadan evvela alemi beserde ihtiyatini ve gayretini gütmelidiki, dolasimdaki hayatina denk kayda deger ilmi kivanci sanati onuru degeri ve itibari olaydi günün güncenin. Cünkü eger bugün durmasizin ardi arkasi kesilmez kara bulutlarla kaplanmis saganaksa yer gök toprak ve bulut, isigi kendinde gören inanan ve bilenindi aradigi günesin kalbindeki sicakliga yuvalanip isiklar icinde hayata ve insanliga dogacagina herkesin kendi payincasi ahir ve zahir zaman . Ve kanatlarinin götürecegi kadardi ucabilmenin sevinciyle bütün uzakliklarin neresi oldugunu tasidigi dünya kadar hayatin yolunu sirrini yide güde, yasamayi göze alacak kadar kendini kesfe cikan kuslarin.
Sebebi malumaydi ki…ola ki yolunu yönünü yuvasini dingilini eksenini ayariini carkini cevrimini ve düzenini bozar yitirir de bir ihtimale diye zuhur zemberegine hileden yalandan talandan yanlistan dünyanin saati, insanin fitrati ve menfaatine düskünlere cikar cevrimli bozuk cürüklerle donanmis devran olmus haram zikkim zamane, zerre kadar bile olsa zehirlesmeye, kokusmaya, yozlasmaya, keyfiyete, bencillige, gericilige, cehalete, sapkinliga, kötülüge, kirlenmeye, kibire, ihtirasa, gösteris düskünlügüne ve güc zehirlenmesine bütün duyarliligini ve hassasiyetini sorumlu tutarak meydan ve firsat vermemeliydi toplumsal örgüde kendi akil fikir vicdan karakter kisilik ve aidiyet payinca her insan. Cünkü yarin denen sonsuzluk, cocuklugun kendi kalbinde dogan günesin saf temiz yakin tanidik bildik samimi gercek simsicakligiyla her seye yalansiz ve filitresiz bakip gülümseyebilen; ve merak edip ilistigi her seyi hic bir ön yargi esaretiyle ertelemeden cürütmeden aksatmadan ve bozmadan gülümseyisine resmeden, cocuklugun hic bir istismara ihanete sapkinliga tacize ölüme zulume ugrama kaygisi ve korkusundan uzak cocuklugun seren serüpe hayalleri kadardi sonsuzlugu kendi dengine büyütecek olan insanlik ve yalan yanlisa kurulu ayarli kol saatlerinden ibaret degildi kusursuz iyilik güzelliklerle bezeli evren ve kendi masali kadar essiz benzersiz dünya zaman.
Nasil ki kar yagacagini haber eden cümle cihan bültenlerini ayaz söyler poyraz pervaneleri mesken meyhanda saz ile sakiye dönerek dehri dünyadan haberdar eder insani, yolun yarisini böyleceden varsin kuslar kertenkeleler tosbagalar ve nazli cicekler yürüsün götürsün, kalan yarisi zamani vebale koyar `“ dünya sevenler veli degildir, candan gecenlese deli degildir“ baglaminda sirra kadim soran bulan diyen ve bilenlere firar olmus cigliklarla, ask deminde arilarsa koklastigi ciceklerden bal eylesin ilmi kitabindan okuyan fermanla dünya ahireti ve deli doluyu. O`nedenledir ki..: Gercek YOKSUNLUK ve YOKSULLUK sebeplerden sonuclari doguran veya sonuclarin sebeplerinden kaynakli olusum ve gelisimlere es zamanli olarak kendini kayitsiz ilgisiz duyarsiz sabit durgun duragan kurak döngülerde kayittan ve sicilden düsürerek etkilesimde bulunan hic bir yasamsal dokunusa ve etkilesime tepki vermeyen veya vermekte kaliplasmis ezber kodlamalarin disinda akil fikir vicdan bilgi beceri cesaret atilganlik sorumluluk irade paylasim özgürlük birikim ve bildirimlerinde bulunamayan ; ve menfaat cikarina göre yasadigi hayatin ve insanligin bütün toplumsal hassasiyetini kendine uygun dürtülerin bagnazligiyla faturalayip fiyatlandiran RUHSUZLUGUN telef ve tenesir oldugu yerdir.
Bu yüzden MAL ve SERVET bildirimiyle zaten yasanan toplumsal hayatin yaridan fazlasinin( hatta tümüne yakini ) KAYIT DISI, kacat, carpik ve ortak yasamin temel diregi olan HAK HUKUK esasliliga ruhsuz duyarsiz kalarak, günden güne herkesin kendi menfaat ve cikar önceligini bütün degerler üstünde tutan zorbaliga artik hic kimsenin kendi ruhunu ve bedeninini sahiplenmedigi mmagazin moda reklam tüketim ve kozmetik sanayisinin yan ütrünü haline gelmis topyekün intihar girimsimli insanlik ölümündeki asosyal tabutlasmalarla hinca hinca azip kuduran kisir döngüde siddet kin nefret ayrisma bogusma satasma tehdit korku kabus gibilerle ve kokusmus cürümüslüklerle güvensizligin belirsizlikgin ve istikrarsizligin hüküm sürdügü egitimden, ayardan, düzenden, istikrardan, ilimden, saygidan, sevgiden, bilgiden, ulasimdan, beceriden, üretimden, kültürden ve sanattan ilgisini alakasini kesip güce söhrete gösterise ve ESYALASMA fetisizmine azar sapar ve tapinir kendi canina kiyan insanlik.
Hep maduriyet kostüm ve kisvesine örtünerek, sonsuz degisim dönüsümlerin kaypak ve kaygan zemininde bu yüzden tutunamayan insan degerliligi, GERCEKLIGINI yitirdigi bütün dünya cevre ve toplumsal iliskilr agindan kendini soyutlayarak kendi bildig ve buyurdugu yalan-yanlislarin ezilmis üzülmüs yasam kavgasiyla ve hayatini sürdürebilme kaygisiyla disidsen bogusan kalabaliklarin her türlü caresizligini günü ve gündemi degismez ayari düzeni vbozulmus soyut yüzeysel cansiz silik tek düze ve kisir döngülü hayatin serveti ve sermayesinden bilir ve inanir. Oysa ortak yasamin ayrismaz hayati degerleridir ki, derdine sorununa acmazinia cözümsüzlügüne akil fikir kaygi gayret caba katilim emek zahmet duygu düsünce gibi bütün insani duyarliligini refleksini ve hisse payini katmadikca her yilbasi sadece duvarda asili takvim yapraklarindan yitrtilip atilarak artik tebrik kartlarinda bile olmayan gercek disiligin seneyi seneye devirdikce herseyin daha da cigirindan cikarak azgin sapkinliga müsteri ve meyilliligin sürdürülemez iliski bozukluklariyla herkesin herkese mesafe koydugu merhum ve muhterem takvim yapraklarindan baska bir sey degildir, programli paketli gösteris ve görgüsüzlüge esir tüketim cinnetindeki insan zaman.
Insan zenginliginin ve mutlulugunun en vazgecilmez kutsal kaynagi sorgulayarak deneyimlemek ve DÜSÜNEREK DAVRANMAK, adini FELSEFE diye yazdirip okutan insanligin kendisi kadar köklü ve ezeli mirasiydi. Felsefe ise Estetik, Etik ve MANTIK gibi birbirine dayanan , yaslanan ve yardimlasan üc ana alt yapi biriminden tesekküllüydü. Mantik, Etik ( ahlak ) Estetik ( iyilikle kötülügün ayirdedilebilme ince ruhlulugu, duyarliligi, farkindaligi ve zerafeti ) olmazsa hersey degerler baskalasimiyla anlamsizlasiz söner kararir silinir kokusur cürür yozlasir ve sapkinligin kötülügü kutsadigi cikar önceligi bencillikleriyle yaratiklasan ruhsuz ilgisizlikte kendine kapanarak ( dis dünyada bi habere ) sonunu getirir. Estetik, etik, mantik ve sanat olmazsa her sapkinligini dogrulayan insan zivanadan yoldan cigrdan haktan hukuktan yoldan ilimden duyfgudan akildan vicdanda felsefeden bozulup cikarak her gün derdi sorunu cehaleti kültürsüzlügü saldirganligi korkuyu güvensizligi gecimsizligi siddeti yalnizligi kimsesizligi carpikligi ve nicelerini artiran ana sebebe kayitsiz ilgisiz kalarak „ ne kadar yoksul kalinirsa o kadar saglikli yasanir „ filan falanca gibilere ( ortam icabi geregince ) beyan ve bildirimlerde bulunur.
…. HARMANSIZ BOSTANSIZ HORMONLASMALARA …. „ Tarlada izi olmayanin harmanda yüzü olmazmis „ diyen bilen ve görenlerin, derin duygusu düsüncesi hayali hissi hevesi saygisi sorumlulugu ve felsefesiyle, aklin ve vicdanin ybirlikte yoruldugu emek kaygi gayet caba ilgi sorgu ve yüzlesbilme dengesiyle ayarini dengesini ve dönüm dolasim kaynagini bulan gözlemlerin zaman- zemin baglantisinda yasayarak kazandigi hayati degerdeki cikarimlarla yeryüzü khikayesini ve insanligi özetleyen kutsal bagisiklik ve zenginlik düzenegidir; tarlada izi yoksa bir insanin kendini hic bir katkisi ve katilimcilik payini olmadigi hayattan hic bir dilek, hayal, hisse, talep hakki ve mutluluk ölcü birimi de yoktur. Harmansiz, bostansiz ve bahcesiz kimyasallarin ilimi bilimi akademiyi sanati edebiyati sözü dili yaziyi akli vicdani aidiyet duygusunu duyarliligi kullanim tedavülünden cikaran magazin kültürü seviyesinde kullanisli ahmak üretme noktasinda popülerlestirerek soyan sömürenlere kiralik arac gerec niteligi gördügü ölüm kalim araligidir artik dünya cevre doga tabiat inanc itibar hayat toplum ve insanlik. Bundan dolayidir ki üretmeden tüketmeyi özendiren her türlü sanayilesme veya endüstrilesmeler, hep tüketim bagimlisi kulluk kölelik özendiren etüt, birim, kurum,donanim, yapi, kuruus, pilan, program ve üniteleriyle icinde ONURLU YASAMA dersi coktan bütün yozlasmis kokusmuslugunu kimyasal tezgaha koyan ve gelir dagilimi adaletsizligi yüzünden ÖLÜMÜNÜ bile zar zor kurtaran ve sürekli satin alma gücünün sefil yoksul kaabaliklar artirimiyla cehennemin dibine düstügü piyasa pazarciliginin reklam ürünü halini almis gidadan barinmaya, barinmadan giyime her sey insanlarin birbrini yiyerek siddetli bozgunlara mekik sardigi sefaletinden mutluluk payi cikarma operasyonculugunu harcar tüketir kulluk köleligiyle kaniksadigi tautlasmalara bagisiklilik saglamis olan insanlik. Bu yüzden fabrikasindan henüz yeni cikmis gibi aciya mahkum, sefalete kul, gerilime ve siddete meyilli sürekli artis egiliminin dikey derinlere kök saldigi cogalmalar, topragini toplumunu izini yolunu kisiligini ailesini kendini dünyasini yurdunu ülkesini ve insanligini BÜYÜK KOPUSLARLA yitirdigi sonsuz bitimsiz kayiplarda biraktigi sosyal siyasal ekonomik felsef ve kültürel erozyonlara agitli türkülerin fosil cigligini donatan bosluk, aidiyeti ve hayati olmayan corakliga mihenk tasi görür niteliktedir. Ve bu yüzden dünya nüfusunun artisi oraninda ölümüne kontrolünü kaybetmis hizlarda yarisarak artis gösteren - cogalan mutsuzluklar nefretler catismalar doyumsuzluklar savaslar silahlasmalar hastaliklar artik tersine hayret uyandiracak derecede olagan siradandir. Cözümler yerine istikrarsizligin her türlü kendi haline terkedilmisligini kotaran kuran ve programlayan kiralik katil sürüleriye yürütülen isgaller ve vekalet savaslari, sefaleti yoksullugu gericiligi hurafeyi zavalliligi ezikligi zorlugu kayitsizligi kuskuyu karamsarligi tükenmisligi caresizligi ve her türlü labaratuarda hususi üretilmis artan sorunlarla beraber tipki yapay insann bütün akil fikir vicdan gibi her bir degerler toplamini ve bagisiklik sistemini cürüge cikarmis hastaliklara care bulmaya hic bir ilgisi alakasi olmayanlarca ve tam tersine bagimliligini hic bir zaman özgürlestiremeyecekleri kendilerine tüketim müsterisi görüp bilenlerin köken kaynaklari, insanlarin yasama hakkina cöküp cöreklenerek zaafiyetlerini kedine soygun sömürü sermayesinden kiskirtir kamcilar ve kendilerini güvenceye alirlar . Bu sebepledir ki ÖZGÜRLÜK, insanin orda asla kendini dislanmamis kücümsenmemis horlanmamis yadirgamayan ve yabanci hissetmeyen ve hic bir haksiz hukuksuzluga ugramadigi degerler toplamina ait hissetmesidir. Hal böyle olunca soru anahtarinin her zor bela kapiyi actigi `kendine inanarak` ve hic kimsenin dangalagi sayilmayan sevgi bagiyla yasama sevincine odaklanmis mutluluk cikarimini kendi emek ve katilimciligiyla kazandigi, kazandigi deger birikim ve zenginliklari hayatinin vazgecilmezleri olarak koruyup koladigi cesaretin sayginlik degeri birimi ; karsilikli güven özgüven duygususun ilimle egitimle özdesmis gelismis ve zenginlesmis olmasiyla ilgili alakalidir.
Bütün deger, birikim, hüküm, yaptirim ve yetkilerin tek elde toplanmasi sosyal siyasal ekonomik ve kültürel hayatin liyakati bilgisi becerisi olmayan ve gösteriste israfta hukuksuzlukta kanun nizam devlet ve toplum tanimayan KEYFiYET HÜKMÜNE tikanip kaldigi yerde büyük yikimlara talanlara yagmalara tecavüzlere tahriklere tehditlere baskilara vurgunlara ve soygunlara ve sömürülere ugrayarak her gün ilgisi ve iletisimi birbirinden kopan yozlasmalara kayitsizliklara duyarsizliklara ayrismalara catismalara kutuplasmalara umursamazliklara ve cürümelere terk edilen topyekün toplumsal hayat felce ugrar ve sogumalar ve uzaklasmalar yasanir. Esit yurttaslik bilinciyle kazanilmis ortak hayatin olumlu olumsuz bütün sorumluluklarini ve haklarini paylasmayi bir türlü KABULE YANASMAYAN bu kisir ve kesat döngüde hirs yaris kibir gösteris siddet gerilim bunalim cinnetinde birbirine üstünlük taslamakla bütün enerjisini harcayan toplumsal bozgun, tükenmisligin bütün kodlayici degersizlik sucluluk ve bosvermislik lümpenligiyle iyiye ve güzele dair hic bir mutluluk paydasi, özgüven duygusu ve özgürlük kazanimi doyumu yahut kivanci saglayip üretemez. Bu yüzden de tipki hastasini kendine bulunmaz labaratuar denegi ve sömürü sanayisinin kendiliginden gönüllü müsterisi sayip bilen SAGLIK ENDÜSTRiSi gibi, hayatin her can damarina sinmis sirayet etmis yagma ve yikim pazar piyasasinin güdümlü bagimli tüketicisi olarak kurgulanip programlanan insan kalabaliklarinin esaret gündemi, tükettikce bagimlilik artiran siddetle nefretle yozlasmayla gericilikle yobazlikla cinnetle zorbalikla hurafelerle beslenyen ve bütün onurlu yasam hassasiyetini kendinden tiksiniresine yabancilastiran yol kol yöntem dizi magazin ve reklam afyonlari damarlardan kiskancliga, kuskuya, endiseye, zulüme, ölüme, kindarliga, bagnazliga, hasetlige, fesatliga, hunamliga, korkuya, karanliga, fitneye , yalnizlasmaya, cehalete, bilgisizlige, liyakatsizlige, ayrismaya egilir, bozulur, yönelir azar kudurur ve sapkinlasir.
Sayginligi ve sürdürülebilirligi insanlik degerleriyle bir ve bütün olan Sosyolojik, Biyolojik, Ekolojik ve Dogal dengelerle örgütlü ekonomi siyaset hak hukuk dil kültür egitim üretim ulasim iletisim gibi hayati vazgecilmezleri sag salim devamlilikla saglayip donatan yasamsal ilkenin vazgecilmez kanunu kaidesi ve kurali, hic kuskusuz toplumuyla kazanilmis olan tüm zenginlikleri hic bir üstün seckin kollamaci kayirmaci torpilci ayricalikli üstün haydut harami imtiyazliligina tekelletirmeksizin onurda ahlakta vicdanda duyguda düsüncede tasada sevincte herkese ayni duyarliligi ve yükümlülügü pay eden GELiR DAGILIMI ESITLiGiNi ve esit YURTTASLIK BiLiNCiNi önceleyip önemseyen toplumsal kurumlasmanin emegin karsiligini gözeten dönüm dolasimdane kadar yürürlükte olduguyla ilgilidir. Esit dagitilmamis ortak deger ve kazanclara emegi ve katkisi hic olmayanlarin cöküp cöreklendigi her carpik yapilasma ve dengesiz iliskilerde üst yapiya cökmüs cöreklenmis güruhun alttaki sefil muhtac yoksul ve yoksunluklarla can cekiserek her derdin ve sorunun yükünü tasiyan kalabaliklardan soydugu sömürdügü gasp ve talanda, dönen dolasan kisir ve kurak yasam döngüsündeki ölüm kefeninini yahut mezarligini dahi yüksek fiyat endeksiyle mutluluk cikarimlari olmayan hayat pahaliligina harcayacak ; üstte cökmüs cöreklenmislerin dünya toplum ve yasam gercekliginden kopup güc ihtisam ve gösteris zehirlenmelerine taptigi ve insanligi bitmis tikanmis piyasa ve pazardaki iflas kesin ve kacinilmazdir. Yani elinde imkaninda varsa ancak, harcayacagin piyasa pazar , ürettigi kadar tüketen herkesin ortak faydasina, sevincine, kivancina, onuruna ve mutluluguna hic kimseyi ayricalikli seckin veya kücümser görmeksizin herkese ulasip eriysiyor ve hitap ediyorsa bu ugurda akil fikir vicdan emek yoran ilimin bilimin sanatin ekonominin ve edebiyatin önemi kiymeti ve gecerliligi vardir. Yoksa hayduta haramiye dönüyor ve dolasiyordur bütün hizmetini tekelci faydaciliga sunan cark ve devran.
Elektiriksiz hic bir seyin dönmedigi Edison`dan Arsimed`e Newton`dan Pascal`a, Voltair`den Dekart`a Hegel`e Kant`a…isiga, yola, yordama, düsünceye, dermana, careye, cözüme, kolayliga, iyilige, sagiliga, devaya, güvene, sefaya, huzura, mutluluga, özgürlüge, aydinliga yorulan emek ve kaygilar hep insanlik degeriyle bilgilendikce zenginligini artirip cogaltan; ve uykusuz düneksiz kalma pahasiyla bulunan akil fikir vicdan bilgi beceri liyakat ve sorumluluklarla donanmis dönüm dolasimlarin emek zahmetindendi. Cünkü yasamak, dayatmalarla sirketlesen zorunluluk degil, insanligin kendine emanet edilen en büyük kutsal mirasi; ortak kazanilan her seyi birlikte paylasarak huzur ve istikrarin saglanmasiysa, aski rehber bilenlerin bitmez tükenmezlik cevheriydi.
O yüzdendir ki yiten kaybolan ve bir daha asla yerine konulmayan ortak degerler icin yerel, mahalli, kimliklere yahut kücük ölcekli kavimere degil, akil fikir izan yol hak hukuk ahlak vicdan ve cümle YERLI YERiNDE olmayan her sey icin `burda ( almanlik italyanlik türklük rusluk degil ve dalinda aciyken incir zeyitin bostan ve yasam sofrasina doyumsuz her seyi yetistirmeyi sofrasinda tatlandiran mutlululara emeklere sorumluluklara ve cabalara dair `tarlada izi olanin harmanda yüzünün oldugu bütün emek caba gayret sorumluluk bilgi ve bercersiyle- INSANLIK tümden ölmüs denir.
… KAPIŞ KAPIŞA YIKILIR GİDERKEN SURİYE …. Suriye kapış kapış Taksitli taksitsiz ve tümden toptan zırt pırt Hususi çağrıldığı esaretin ölüsüne çullanmış çapulculuğa tapu ve zinciri sahibi Rusyanın Satıyorum Satıyorum Saaaaat…..tım ! Zımbır gümbürtüsünü dünyanın her yerinden toplanmış herkesin duyup işitleneceği şekilde tokmaklayarak Kalkışmış toplu intiharlara bezirgan, İsrail noterciliğinin zulüm hükümlü savaşları, sömürüleri ve saldırıları makul münasip görüp Her türlü cellatlıktan notercilik ettiği ve yön verdiğinin Kapıp kaçanlara resmen damgalı mühürlü pazar kurduğu açık artırmayla suriye param parça ve kapış kapış Acısı sefaleti zulmü sürgünleri katliamları ve azap öyküleri hiç dinmeyen silsile kıyamette ötekilerden akıbetli Suriye Despot kuklaların özel keyfiyetine kul kurban kan gövdeyi götürmelerine heba edilerek Dünyanın her yerinden suikastçı sabıkalı yığma toplamaları Bundan evvelcelerden mezuniyet sahibi olmuş Ve kiralık tecrübelerle vekaletlendiği siparişler faturasının her gereğini her provadan yeterince ispatlamış bilenmişlerini Pekaka ile karşılıklı paslaşmalarda ganimetten mal kırışıyor, iskambil karıyor, kumar desteliyor, oyun nöbetleşiyor Define bölüşüyor Tarım toprak aşiret devlet ve insanlık ölüsü bölüşüyor, suriyedeki acılar içinde kapış kapış kıtlık kabus kıvranarak Yerlerde sürüklenen hayatın aklına her türlü lanet ve linç işliyor, durmaksızın kan ve gözyaşı akıyor Ezilmiş bozulmuş kırpılıp kesilmelerin kenarına itilmiş dünyasına ve ayaz kalbine sonsuz evrenin Ardında vahşetin dehşetin acımasızlığın kıran kırane ve kıyasıya cinnet cinayetlerini bıraktığı insanlık dışı moloz viranesinden Sevrden sonraki sevre Says pikodan sonraki says pikoya, fransız çin japon yuroamerikan geri planlı patron tanrılar kurgusundaki Bop Eşbaşkanlığı derme çatmasından kaynaklı yapım çevrim çark ve ekseniyle Koptukça azıp kuduran kızılca kıyamet
… ALLAMESİNE KARMAŞA … Bütün tekerler kendi tarafına çekiyor Bütün rögarlar kendiliğinden kokuştuğu iğrentileri kusuyor Herkesin kendi tanrısına ötekini lanetliyor, kendine torpil geçsin istiyor ve ötekinin gazabı için dua ettiği Herkes herkesin yaşam tarzına cellatlık ediyor Hayat tasına zıkkım döküyor, kendi tarafının gürültüsünü bağırıp çağırıyor Eşyalı depoziteli meçhulün, allamesiymiş, Çürüdüğü yerlerin acıklı sinyalini duyuran kapı gıcırtısına ve eksi derecelerin soğuk egzozuna benziyor Kafa geçiyor galiba gölgeleri olmayan insan kalabalıklarıyla toz duman Kimse kimseyi zaten en baştan itibaren öyle de şartlandığına duymuyor Dinlemiyor Katlanmıyor Anlamıyor kabullenemiyor Hiç bir dosyası davası kabarık kirine cürümüne lekesine tecavüzüne cinayetine sökücü yıkayıcı sabun deterjan yetişmiyor Alüminyum bakır çinko fosfor sülfürik kalaylı alaylı asitleşmiş fosil kalıntılı bulanık nikelaj İnsan üzerindeki derin etkili envai çeşit bileşen ve bulaşanlarını Cam gibi kimyasallarla parım parım parlıyor insan fakat dalgasında köpürmüş kudurmuşları aktarıp çalkalayan dümen Dolaptaki ruj, çantadaki tırnak makası ve kapı kolunun ardındaki pembe havlu insanın insanın orasına burasına tükürürcesine Ağını sağlamdan örüyor zıvanalar arasına kıl payı inceliğinde kördüğümlü örümcek hayat Pusulasız çarkını cinnete çeviriyor Film kopuyor böylece film Makarayı insan matrağına saran film dünya sahnesinin deplek kuyusuna düşüyor çamur üstüne çamur sıçrıyor Giden yola Gelen güne Miyoptan bakan merceklerin dikine giden Dümdüz kafası kırıklığın
… ALAMETI FARiKA ve FÜCURATI FECAAT 3 ….. Her seyin makul olanlar siniri icerisinde olusum ve gelisim sürecini yasamasi ve sürdürmesi EVRIM`in tanimsal izleniminde olup biterken, makul olmayan sinirlari zorlayarak her alanda devrini dengeleyen zamanina gecikmisligin sagiltimini ve onarimini yapmak icin sosyal siyasal ve toplumsal tepkimelerle zorunlu degisimleri saglamak, DEVRIM`lerin ilgili alakalilik konusudur. Hareketin etkilesimin iletisimin ve degisimin olmadigi bir yerde asla aidiyet bagi, ortak yörüngesi, özdeslik yapisi, anlamdaslik dokusu ve yasamin bizzat kendisi asla mümkün olmadigi,hareket halindeki her sey ise kimi yerde fiziksel kimi yerde kimyasal ve evrimsel degisimleri kacinilmaz kilarken, özünde ve esasinda ULUS unsuru olmayan hic bir Devrim`inde kendini besleyen kaynak yoksunlugu sebebiyle tutunabilirligi ve devamliligi yoktur. Bu yüzden dogal sürecli cagdas döngülerle evrimsel degisim ve gelisimlerini saglayamayan tikaniklik mutlaka biriktirdigi sorunlar kabugu altndaki baskiya zorbaliga ve dayatmalara karsi daha fazlasini tasimaya gücünün ve imkaninin yetmedigi her kirilgan vcatirdamadan yahut ciban basindan patlayip püskürecegi tepkimelerle disa vurumunu gerceklestirir. Adini DEVRiM diye adlandiran bu sosyolojik baslik, Emek -Sermaye cikar celiskisinin yarattigi derin catlaklikta ULUS`u degil SINIFLAR ARASI CATISMAYI merkeze koydugu icin Rusya`da gerceklesmis olan EKiM DEVRiMi , diktatörlügünü kutsadigi PROLETARYA`nin zamanla kendinden önceki lanetlediklerinin toplumundan kopuk seckin üstün ayricalikliga bütün yolsuzuklarini rüsvetini yozlasmasini tembelligini gericiligini menfaatciligini yalinsakligini bencilligini bosvermisligini sablonculugunu ayrimciligini tembelligini hantallasmasini kendi kaderine terkedilen idaallerden geri dönüsümlüge her türlü ihanet ve istismara acik oldugu sebebiyle terk edildi. Cünkü icinde insanlik tarihi kadar kklü ve eski ULUS bilinci olmadigi sebebiyle, sadece SINIFSAL cikar ortakligina sadece sekilsel istirak etme düzeyde üretilmis yapay ve siyaseten gecerli toplumsal macunla kendini ait kalici ve kayitli göremedi RUS DEVRiMCiLERI. Ayrica da bütün sorunlarini kendi kaygisi duygusu düsüncesi emegi katilimi inanci ve katkisi olmadan hazir cözüm paketlerinde bulan bütün sovyet toplumu, cagdas yasam denen kutsal isi savsatarak pilanli programli güvencelerde hazira konmuslugun dönüm dolasiminda zaten kendini ait hissetmedigi her derli topluluga durmaksizin sistemin dibini bosaltan kapanmaz ihmal delikleri acti. Böylelikle Rus Devrimi`nin kurdugu bütün her sey yikilip yerle bir edilirken, hic kimse ne Mark`a, Ne Engels`e, Ne de Lenin`e tanidiklik bildik gösterip koruyan kollayan ve kendinden sayan sahiplenmede bulunmadi. Sanayi ermayesiyle Banka ( Finans) sermayesinin GLOBAL küreselciligin Neo Liberal Vahsi Kapitalizm`ini gelecek bütün zamanlara sinirsiz sorgusuz yayilmacilikla esir pazari GARDiYANCISI olarak kurar ve imar ederken, tarifesini OLIGARSiK ÜST GÜRUH olarak adlandirdigi cukura RUS OLIGARTLARI, BATI EMPERYALLERi`yle ortaklasa ittifak ( Gorbacov -Regan Peretroyka cinsi düzenbazlik yaygarasinda ) ederek yikip yok ettikleri DEVRiM getirilerine cöktü capulculandi. Ayni cevrim carkinin CiN cografyasini dogru dürüst ISCI SINIFI bile olmayan SINIFLARARASI catismayi kodlayarak PROLETER ÖNDERLIK etiketi giydirilip `madem bu yolun yolcusu olduk baska hic bir hayat basliginda Devrim yapamayacaksan bari KÜLTÜR DEVRIMi diye adini koyalim `a indirgenen sey, tarihsel gelisimlere uygarliklarin besigi olarak yazdiran CiN`lilerin ulusu olmayan devrimi, zaten RUS PATENTLi sahte yapim ( emitasyon ) bir seydi. Bu yüzden de kendini emperyallere pazarlayip satarak, ic döllenmeli kamburlasmadan kendisi vahsi kapitalizm dünyasina en azgin Neo Liberaller acgözlülügü ve verimliligiyle hizi giris yapan bizzat Cin`in kendisi sömürenler ve yayilmacilar listesinde konforlu yer aldi. Kissadan hisseye anlatilir : Bir coban varmis. Hergün dereden geceren bayir yüzünde gördügü sahipsiz incirlerde gözü gönlü kalir, kendi sahibi olmadigi icin de bir türlü uzanip alamazmis. Gedigi dolandigi sarpada düzde köylerin yakininda kasabalarin kiyisinda „ aaaaah havaya deynegimi havaya atip yere düsünceye kadar beni padisah yapsalar „ diye diye diye cagirir inler ünlermis. Feryadi duyanlar varmis iletmis padisaha. O`da cagirilip getirilen cobana „ at degnegini havaya düsene kadar padisah sensin „ demeye varinca is, havalanmis deynek yere düsünceye kadar „ sulak sazliktaki bag bölük sahipsiz incirler benimdir „ diyerek mümkünde MAKUL olana ihtiyac talebini karara baglatmis. Okumaya ilgili merakli herkesin bilgigi gibi Tolstoy`un kit kanaat gecimli Cifci Pahom öyküsündeyse serveti mülkü mali herkesin dilinde destan varlik sahibi Reis`in sartini yerine getiren herkese diledigi kadar zenginlik bahsedecegini duyunca sefil dürtüleri kamcilanmis talebe aday oldugunun kapisini calmis Pahom. „ Burdan baslayacaksin ve gün batmadan yine buraya döneceksin. Aksama oluncaya kadar dönemezsen yoruldugun debelendigin yanina kalacak ve zirnik koklayamayacaksin. Dönersen yol boyu gördügün diledigin her sey senindir „ demis server semaye sahibi Reis. Pohem az gitmis zu gitmis, gördügü her ihtisamli gösterisliligin pariltisi karsisinda gittikce daha da artan istahla kamasmis kaybolmus. Öyle dalmis gitmis uzaklasmis ki günün bittiginden haberi ruhu bile duymamis. Aksamin kararmaya yüz tuttugu kör noktadan öyle bir asilmis yüklenmis ki kendine, daha geriye dönüsün yari yoluna varmadan yere devrilmis, kann kusmus ve catlamis ölmüs. Atli arabasiyla daha öncekilerden akibetini bildigi yerdeki acilmis cukurun basinda bekleyen yarisin sahibi, „ yetinmek denen meselede ne istedigini bilmeyenin ölüsünü ancak toprak doyurur „ neticesine Pohem`in ölüsünü yerin dibine gömmüs. Cünkü siniri istegi talebi nicini nedeni sorgulamasi ve yüzlesmesi mümkün ve makul olana taleple, sürdürülmesi imkansizi zorlayan buyruklarin tercihlerin yarislarin ihtiraslarin ve dayatmalarin temelsiz ilimsiz kuralsiz haksiz hukuksuzlugu araligindaydi, akil fikir vicdan duygu süsünce sanat yol yordamlariyla kurulu donatili insanlik degerleri, kainatin hareketliligi ve EVRiM-DEVRiM ihtiyac gerek ve sürecleri. Bu yüzden Tolstoy öyküsünde Ciftci Poham pisi pisine adi esamesi okunmayanin kuru gürültüsüyle cesetlesirken,acaci kivanci sevinci müjdesi, haberi, duyurusu, bildirisi bir damlanin bütün yasm sevinci irmaklarini yükünde tasiyabilmenin coskisunu son nefesine kadar kosarak bekleyen hayata duyurdugu yerde ölüme teslim olan habercinin Maraton Savasi`nin dönüsü, binyillar ötesinden hale her dört yilda bir kutlanan günümüz insanligina kutlu miras olarak kaldi. Sermaye`nin ( Anamal kapitalciliginin sürekli arti deger yaratarak azmis kudurmus istahina her yolu mübah kilip herkesi ve her seyi kendine özel sahiplenme doyumsuzluguyla örgütlenen otoritenin) yasamda vazgecilmez kurulum dengesi olan iyiyle kötü arasindaki ZITLARIN BiRLiGi `ni emegin hakki ve hukukunu gözetmeyerek toplumsal hayatin her yerini özel mülkiyetlendigi hirsina, kanaatsizligine, ihtirasina, gösterisine, ihtisamina,azametine, hükmüne, konforuna, lüksüne, israfina, kapatmasina, imtiyazina, sultasina ve üstün seckinlik keyfiyetine isgal edip el koydugu karsi duruslu tepkisel itirazi olmayan TEKELCi kundakcilikta düzene bagli partiler sendikalar yahut bütün sivil toplum örgütleri piyasayi tezgahlayan PATRONTANRILARIN filitredigi kontrollü denetimine veya isaret fisegine göre tipki diger medya moda magazin gibi arac gereclerden hic farki olmayarak görünüp kaybolan programli kuklalardan baska evrimsel yapilanmasini ordan iliskilenmeyen EMEK -SERMAYE celiskisine dair hic bir etkinlik ve varlik gösteremezler. Bu yüzden Soguk Savas yillari boyunca ulus öznesi eksik RUS EKiM DEVRiMi`nin Ikinci Dünya Savasi sonrasinda bölüsülmüs dünyaya yapay sürüklenmeleriyle de olsa götürdügü Ekonomik temelli cözümlemeler ve sosyallesmeler sayesinde issizlik, ilim, barinma, egitim, sipor, saglik, ulasim…gibilerde toplumlarin asiri stoklasmanin önlendigi ve yüksek kazanc gütmeyen cogu parasiz sosyal icerikli hizmetlerden yararandilar. Ve bu yüzden Kapitalist Bati Almanya, Dogu Almanya`nin her uygulamasina o yillarda INSANI ÖNCELEYEN, yani Sermaye`ye karsi üretilen degerleri mümkün oldukca EMEKCILERIYLE paylasabilen sendikal talepleri duyuyor dinliyor ve sosyal haklarda yaristigi Dogu Almanya`ya siyasi pirim vermemek icin ondan kopyaladigi hayati gereksinimlere karsilik veriyordu. Bugünün NEO-LIBERAL DIKTATORYASI`ndysa sendikalarin bilimin sanatin egitimin ulasimin iletisimin partilerin ve yediden yetmise tükettigi her seyin kulu klesi halini almis etkisiz tepkisiz topyekün toplumun artik cevrim carkini sadece SERMAYE OTORiTERLERI´nin kosullayip belirledigi ahmak avutanlik vitrinciliginden baska hic bir islevi ve icerigi yoktur. Bu yüzden soguk savas yillarinda verilmis olan bütün haklar ve kazanimlar TORBA YASALARI yaklasimli dayatmalarla EMEK-SERMAYE celiskisinde Emekciler adina hic bir karsi duruslu toplumsal itirazin yasanmadigi sürü bagisikliligi uyumuyla ( hitler diktadtoryasinda oldugu gibi ) hepsi geri alinmaktadir. Tüm Avrupa basta olmak üzere bütün Dünya`da Almanya pilot Projesinde kendine özgün küresel ölcekli yagma yikim ve sömürü yapilanmasini kopyalamaktadir. ( Scholz`un yakin Türkiye Ziyareti, yeni Kürt Acilimi dahil buraya ilgili ve iliskindir) Merkezine ULUS KiMLiGiNI koymadigi sebebiyle Rus Ekim Devrimi ve ardil uydulari tarih sürecleri boyunca toplumlariyla özgünlesmeyi ( özdesmeyi) bulusamadigi tikali kanallarda soyut, yabanci, igreti, yüzeyse, sembolik, sabloncu ceperlerde tutunamayip, Emek Sermaye Celiskisi`nden kaynakli Endüstri caginin en temel sorunlarina odaklanilmis insanligin en temel hakli iddasini ayaklar altina düsürerek kendi kendini imha yoluna gitti. Oysa Rus Ekim Devrimi`ne ilham kaynakligi eden Fransiz Devrimi, idda ettigi her baslikta halen mevcut ve günceldir cünkü evrimini aydinlanma cagiyla gelistirip büyüterek ULUS blincini esasa alan kök ve esaslar üzerine konuslanip her alanda biriken sorunlarini toplumun kendinden bilip inandigi aidiyetlilikle olusumunu tepkimesini ve devinimini gerceklestirdi.
Burdan bakacak olursak TÜRKLER´in bütün tarih boyunca her zaman bir evrimsel gelismis evrelerden gecmis büyümüs olgunlasmis ve cagina erismis akil fikir bilgi beceri cesaret yigitlik mertlik dürüstlük sorumlu liyakatli öngörülü etkin saygin sevecen adil ve DEVRiMCi degerler toplaminda ATATÜRK ´ü olmustur. Kültegin-Bilge Kaan`larin cagina göre toplumunun üstün cikarlarina ( ulusu merkeze koyan ) devrimciligiyle, Orhun Yazitlari`ndaki tembih telkin ve kutlu bildirimler, Aatürk`ün Genclige Hitabesinin dikili taslara binyillar sürec evrim ve gelisimleriyle süzümlenen kesintisizlige yazilmis kisa özetidir. Bu bakimdan Emek Sermaye celiskisinde Sinifsal catismalari esas alan, fakat ulusu olmayan Rus Devrimi ve ardillari uygulandiklari toplumlarca bizzat üstlerinde tasiyamadiklari yabancilasmayla yikip yok ederlerken, sevgili Atatürk`ün „ muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda mevcuttur“ ön ve son sözüyle, toplumunda özdesen, ULUS`u ve Ulus bilici olan ölmez eskimezlerdeki, degeri, gerekliligi, hayatiligi, önemi ve anlami- KÜRESELCi istila bölme parcalama ve sömürme vampirlerinin Türkiye en basta olmak üzere tüm dünyayi kendilerine yikim yagma mülkü etme projeleri güncelinde- günden güne daha da artarak bize kalmis vazgecilmezligin kutlu mirasi ve kutsal sevincidir. Buradaki „ muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda mevcuttur „ özdeyisiyse hic bir sovenlik yahut üstünlük taslayan bagnazligin kurak ve soyut sloganist parolasi degil, METE` ( OGUZ ) den kendisine ( Atatürk) kadar EVRiMLESEREK gelen tarihi birikimlerin Türk ULUS kimliginde varolan bütün degerleriyle her zaman her dönemde sorumlu duyarli ilgili liyakatli hosgörülü merhametli akilli becerikli cesaretli dogru dürüst adil samimi gercekci onurlu dengeli güvenilir inanilir saygin bilgin hakki hukuka danisan ATATÜRK`leri oldugunu duyurup bildiren rehberligin siaridir. Bu toplumunun akli fikri kalbinde yediden yetmise kadar her yil katlayarak büyüyen saygida minnette onun yol göstericiligi rehberligi ictenligi sevgisi yakinligi ve kardesligi carpar cirpinir. Yasarken Feodal Yapilarin bütün gerici bagnaz ve adaletsiz pay dagiliminin ivedilikle cözümlenmesi, hizli sanayilesme, planli programli yerli üretimi önceleyen ve devletcilik halkciligi önceleyen ekonomik kalkinma, cagdas ilim bilim sanat egitim ulasima dair yarisi bitmis yarisi gelecek nesillerin tamamlanmasina birakilmis Alti Oklu Cumhuriyet ilkelerinin devrimleri yüz yil sonra bütün geri dönüstürme ihanet ve ihmallerine ragmen sürüp gitmektedir. Cünkü Ulus`unu merkeze koyan, Emek- Sermaye celiskisinde Emegin hakkini insanlik hakki düzeyinde her zaman hic bir zümre imtiyazina kul köle etmeksizin öncelikleyen; ve daha kendi yasarken „ Adalet Mülkün temeli „ noktasinda „ Haimiyet Kayitsiz Sartsiz Milletindir „ cagdasligin ve cogulculugun devrimcisi oldugu sebebiyle, O´nu , kurdugu Cumhuriyet`i ve Devrimleri`ni kendinden bilen Türk Toplumu, ülkenin her yerinde bagrina basarak he her yil Anitkabir`ine tesekkür ve minnet ziyaretini bulusup kucaklasmakta.
… TAMTAKIR SOYUTLAŞMALARA … Pisiko sosyolojinin bütün hastalıklı ve sorunlu kişilik sicil karakter kimya oluşum gelişim ve davranış bozukluğunun bütün toplamına kök saldığı sebebiyle, kalıplaşmış ve kronikleşmiş sadistliğin kibirli, baskıcı, üstenci, ayrıştırıcı, küçümseyici, dışlayıcı, aşağılayıcı, sömürücü, ezici, acımasız , bencil bağnazlığı yükseğinden aşağılayıp küçümsediklerini her türlü insanlık dışı ölüm zulümlere reva gören kendini herkese dayatma ve ilahlaştırma sapıklığının en bilineni Hitler Faşizmi’nden kaçarak kurtulanlardan iki şanslı şahsiyetti Einstayn Albert ve Çaplin Çarli. Takip eden barış yılları ( soğuk savaş yılları demek daha doğrusu sanırım) içinde ilk defa karşı karşıya geldiklerinde Einstayn Çarli Çaplin ’ e : - “ sana hayranlık duymamak ne mümkün, yaptığın sanatın gücüyle tek kelimelik hiç konuşmuyorsun ama bütün dünya insanları seni anlıyor ve yalansız yapmacıksız tüm samimiyetiyle gülümsüyor. “ Caplin’ se Einstayn’ a aynı nezakette ve üslupta : -“ asıl hayranlık duyulması gereken sensin, yaptığın işten mesleğe ehil olanlar dışında hiç kimse hiç bir şey anlamıyor ama, tüm dünya insanı seni en az benim kadar biliyor tanıyor ve saygı duyuyor” demiş. Eğitimli liyakatli bilgili duyarlı ilgili samimi adil sorumlu vicdanlı akıl fikir ilim irfan ve KÜLTÜR sahibi olmanın onuru ve gururudur bu kıssadan hisse. Benim yakınlığım Einstayn’ ın Atom bombası gibi bir belayı kendinden sonraki yüz yıllara kıyameti tetikleyecek okan; ve sömürücü işgalcilerin baskı tehdit saldırı sataşma ve kendiliğinden teslim olmalara boyun eğdirme kozu olarak cellatlık mirası bırakmış olduğu sebebiyle Çarli Çaplin olsa da, durumu değeri hiç değişmeyen olgudur, akıl fikir ilim onur bilgi beceri liyakat vicdan hukuk kültür özgürlük saygınlık barış ve nice değerlere dayanarak ortak yaşamı ayrınsız imtiyazsız ve kayırmasız birlikte ve herkes adına sürdürülebilirliğin huzuruna güvenine ve.mutluluğuna zahmet edip katkı sunması. Ne ki… Hayatını özüne bütünleştirmeden veya her merakta keşifte öze dönmeden özgürlüğü ve özgüveni asla mümkün değildir insanın . Özgürlük saygınlık dil kültür barış sevgi onur adalet özveri cesaret kültür ilgi iletişim dayanışma doğruluk vicdan sorumluluk düşüncesi dürüstlüğü paylaşma ve aidiyet duygusuyla hiç kimsenin özeli ve tekelinde olmadığı gibi, Türklük de kimsenin şahsi menfaat malı ve istismar mülkiyeti değildir. Tüm besleyen büyüten değerleriyle birlikte deneyimli ve liyakatliliğin aşkı ve tutkusuyla değişen dönüşen koşulların hiç bir fırıldaklığına gevşeyip soytarılaşmadan her şartta her yerde kendisiyle özdeşmiş yaşanan kutlu kişiliğini ve karakterini yüklenip yaşayanındır. Ne ki… Necip fazılla Nazım hikmet aralığını Agora meyhaneciler gibisi ve benzerlerinin doldurup donattığına.. Gitti Tarkan geldi Tan Taşcı yoğunluğu arabesk hesabından, sallanıp savruluyor tüm toplum bir baştan bir başa Bop nizamında kalıba girip duraraktan.. Nitekim kendini tanıtım ortamlarının kurgulu dekorlu ortalamalarından biri olan Armağan Çağlayan Magazinciliği’ ne verdiği mülakatta Tarkan eş benzeri Tan Taşcı” acı çekmek güzel bir şeydir, olan bulan tadını çıkararak yaşasın’ diyerek zaten piyasası bol tüketilene arabesk avazı çağıranlığın (her yapay zeka karışımlı kargodan müzik ve ses boyayarak) kaynağı yapan insan ve toplum modeli formatlamakta. Olumsuzluklardan ve ayarsızlıklardan geçinmenin yolunu her karışımdan mezelenip mayalanarak bulan; ve varla yok arası sıkışmışlıkta sürekli hiç kimsesizliğin provasını yaparak asosyalleşmenin bütün sorunlar karmaşasına ve çıkışı olmayan kavşağına dağılıp bozularak yabancılaştıkları birbirine yapılıp saldırganlaşan şimdiki dünya ve insan tipi, böyle fabrikasından yapılmışlığıyla işleyip çalışıyor artık. Ne ki… Insan zehri zorbalığı sapıklığı talanı tecavüzü pasağı sahtekarlığı ihaneti istismarı fırıldaklığı dönekliği ve kiriyle alışılmış kanıksanmışlığa bozulup berbat olan yeryüzü hayatını, yine insan kiri pasağıyla temizlemenin mundarını molozunu kendi üstünde kalan suç vebal cüret cürüm ve sabıkasıyla malumun işletme yeri ve cinayet mahali oldu ve öldü, ( sataşanıyla saldıranıyla satışa getirilmişliğin tetiklenen yığınlaşmasından oluk oluk birbirinin irinli mikroplulu bulaşmalarına boşalıp akışarak ) tıklım tıklım dünya dolusu İnsanlık. Mikroplaşmalarla çoğaltılan ilişip bulaşmaların irin ve iltihaplarını tüketime sunan.. Sağlıkta huzurda kimyada ve yapısal özelliklerde Bünye ile uyuşmazlığı sebebiyle her türlü milroplaşmalardan virüslenerek işgal ve sızma girişiminin üst düzeylerinde çeperlenen gerçek dışı aldatıcı fıyalardan bölünmüş parçalar halinde insanlığı ülkeleri ve kimlikten inanca toplumsal bağı olan birlikteliğe odaklanmış her türlü tahribat yoğunluğu ( madde bağımlısı ve malzeme taşıyıcılarının alet olup taşaroncukuk yaptığıyla) yıkımları beraberinde getirir . Yalnızlık yokluk çaresizlik ve hiçlik duygusu yüklenip bastırınca hiç bir işe yaramamak korkularına kapılıp sarılarak ağır komalık ve kendine dahi sözü saygınlığı kabul görmeyen ( ilgisi itibarı geçmeyen)korsan eylemciliğin Karanlığın köşe kenarlarından yakılan cılız ışıkların kendi boşluğundan başka hiç bir yere çıkışı olmadığı ve ulaşamadığı Yaşam alanının veya çember çarkının içi dışı neresi olursa olsun, hep yalnızlığa misafir veya kalabalıklara sürgün, mutsuzluğun kül rengi giysisi gibi kurak gülümseyişlerinin çehresi ve çeperi tuzu acısı fazlaca kaçmış tatsızlıklarla kendi yarım yamalık tamtakır kumaşlarına benzeyen Kafayı kişiliği sarhoşa çekmeye, hacize yollamaya, mahruma sökmeye, fesatlaşmaya bozmaya, enetileşmeye kavlatmaya, kuşkulara takmaya ve mizahlaşmalara gevşetmeye giden zikzak boşluklarında, dolanan dönen insan biçimli gerilimli kıvrımlar gibi, kim neyin niçin müptelası ve müşterisi olduğunu dahi ve hatta, neyi niçin olduğunu ve öldüğünü kesinlikle bilememektedir… Hayatın kapladığı çukurundan zirvesine püskürüp fışkıran yol harç eziyet ve mahkeme masrafları dahil, kendini ancak tümüyle nizaha veya suskunluğa vererek sakinliğini huzurunu rızasını ve korku kaygı endişe şartına bağlı dipsiz uçurumlarda hayat sürebilmeye yıkım dengesini bulabiliyor herkes… Bir insanın değer kıymet ve karakter ölçüsü, sahiplilik mülkü hırsı ihtişamı şatafatı görkemi ünü şöhreti ünvanı markası veya ayrıcalıklı imtiyazlı etiketiyle özdeşen ve örtüşen madde veya malzemelerle ilgili alakalı değildir. İşine gelenin veya şartlanmış ön proğramlı kalıpsal formatlara uyup uymadığı sebebiyle herkes tarafından büyük bir hayranlıkla ilahlaştırılarak üstünlük övgüleriyle takdir edilenin itibar saygı ve kabul görmesi yahut itici kahredici öfke kin nefret lanet okuyan linç girişimleriyle dışlanıp reddedilmesi, çelişkilerin sürüklediği kayıplarda insanlığını bulamamanın kendine özgün ve saygın hak hukuk vicdan ahlak sevgi adalet duygu düşünce kültür sanatlarla yoğrulmuş beslenmiş büyümüş donanımlı kişilik değeriyle uzaktan yakından ilgisi samimiyeti yakınlığı gerçekliği ve alakası yokluğun sebebindendir. Toplum içinde onurlu duyarlı ilişkili ve liyakatli ( hiç bir şahsi çıkarını önceleyici yapmacık ve sahtekarlığa kaçmaksızın ) birey olup; ve asla yüzeysel iğreti ve yapay çeperlerde durumun getirisine göre davranış ve duruş sergileyen kopukluğa idareliğe aidiyetsizliğe kaypaklık edip kibirli ihtiraslı görgüsüzlük ve gösteriş böbürlenmelerine gitmeksizin , mutluluk paydasını ortak yaşam değerleri ve birikimleri paylaşımından çıkarmaya emeği sorumluluğu katkısı tutkusu ve kıvancı olanındır bir insanın değerli olup olmadığıyla ilgili alakalı kişilik ve karakter gösterge kıstası. Ne ki… Aşk sanatından doğan insanlığı sevgi saygı ilgi yakınlık hoşgörü tolerans duygusu davranışı kararlılığı duruşunda nice karşılıklı kabule ve değerbilirliklere çoğaltıp büyütmenin sınırsız kaynağı , yorulmayan özverisi, tükenmez inancı gayreti çabası serveti olan ilkesel duyarlılığıyla, konuşan, danışan, düşünen, anlaşamasa bile anlayan zenginliğin muhatap aldığı değerliliktir, her insanım diyende deneyimli birikimliliğe dair kazanılmış olması ve mevcut bulunması . Olmadığı içindir kendine özgür kişilikli kimlikli ve kazanımlı özgün değerlerden yoksun aciz ezik mahrum ve aidiyet sicili kayıp, günümüz magazin ve tüketim piyasası bağımlısı tek tipliliğinin akıl fikir duygu düşünce lilim sanat dil kültür harici imrendiği adandığı ve tapındığı hayranlık profillerinden yapay zeka taklitçiliği yaparak, yutkunduğu kuruntu artıklarıyla beslenen yozlaşmış kokuşmuş çürümüşlüğün güdümlüsü ve her sorununa alışmış kanıksamış giymiş kuşanmış insan maskeli ve sürekli her şeye kusursuzluk mükemmelciliğine hayatını kaybetmiş fakat üstün başarılara mutlu pozu kesen formatlanmış kişiliksizliklerin kukla piyesçiliğini şıllıklaşıp dangalaklaşan ; her türlü çıkar gözetmeciliğini çirkefleşmekte ölümüne birbiriyle kapışıp azan kuduran ve yarışan fakat bütün kötülükleri iyilik güzellik süsü olarak içindeki bütün pşslşkleriyle beraber ortak yaşam çarşısına kusup boşaltan ; şekli şimali dondurulmuş cerrahi kostümler içinde cesetleşmiş fakat sağlıklı görünümlüğe hem rezil hem de soytarı; hücre hücre ayrışmış özgürlüğe müşteri fakat uzaklaşmış ara soğukluklarda kendine ait olmayan yabancılaşmaların mutsuzluk, susmuşluk, sapkınlık ve şiddet diliyle konuşup saldırganlaşmasının olağan ve sıradan sayılması kimsenin ( herkesi tek kalemde eşitleyen küresel esir pazarı kıyamettinde konuşması düşünmesi anlaması duruşu davranışıyla uyuşup benzeştiği paraya şöhrete ve güç gösterisine endeksli alım satım toptancılığının mülkiyet merkezlerine haciz ) yadırgadığı mal malzeme ve madde beyanından başka bir şey değildir artık insanlık.
… GAM PERDESİNDEN …. Do kararına gelip durmadan daha Gam perdesinde serbest dolaşan yay keman ve dümbelekdarbuka Gubidik Gubidik abidik almış başını gidiyor Evden uzaklara doğru Başarılmış bir günbatımı Ve sabahlarca günaydın İklbaharın getirdiği çiçeklerle çınar dallarında esen sonbaharda İçerdeki beyaz camlı pencerelerden ve yüksek tepelerden alabildiğince Kendini affetme suçluluğu duymadan Derlermiş ki insanı dünyayı bilenler Yarınlarını güzel yaşayanlar Mutlaka geçmişinde anlamını kıymetini bilen değerden ve güzelliktendirler Yol gide gide Sıfırdan başlayıp sıfırda bitmeye Duraktan durağa inen binenleriyle küçülüp büyüyen dünyayı Olgusu Bulgusu Sezgisi İnsancı Ön tanısı Kesin tespitiydi derken Düzensizlikten düzen kurmaya aklı bozdu gubidik abidik, davul da hoş beş filandan kavrayıp getirdiklerini Çınlayan dereye Bozulan bağa Ötedeki ırmağa Tokmağın zombur gümbür kalkıp inen kol ve kaldıraç gücünden Kafayı taktı Niyeti sapıttı Kızıştıkça azıttı bozdu dağıttı azap gazaba çarketti, duvarın dibinde damın arkasında kimse kimseyi bulamazsa Muhtar mührünün Ve Kameraların görüp görmediği her köşe bucakta baldız bacanağı, bacanak baldızı, bacanak hem baldızı hem bacanağı Elti görümceyi her yol mübaha kamalayıp bıçaktan geçirdiği Bu esnada Arpalar yulaflar çavdarlar tozlu yollarda izini akıbetini zavar değirmenlerde haraba yazıp Evinde insanlık oturmayan örene virana Ağaçlar kendini bilmez oldu, cümle hükmünü murdar etti intihar eğilimli insan Sigortası attı tüketim marketlerine bağlı hakkın huzurun, aşkın vebali kötülüğün dillerine düştü Günü karardı toprak can çekiştiği yerde öldü mevsimlerin hayatı kaydı Kendi çocuklarını katlettiği sabıkadan hakkı ve üste çıkmak için ne hukuk bildii Ne ahlak tanıdı Ne vicdan ne huzur ne onur hiç Hiç Hiç Erimeye yakın Kızgın demiri döve döve döve En mükemmel ev bark çarşı balkon cadde sokak Ve insan yapacağına içten pazarlıklı Ve kafadan matematikli Ve sürekli sapmalar zarar ziyanlarıyla günden güne azalıp eksilerek Bozulmuş çürümüş bıkmış usanmış Almış başını gidiyor dünya Hiç Hiç Hiç Do kararına daha inip dokunmadan Dümbelekdarbuka
… DiPNOTUNDAN HAYATIN …. Sıfırla ölüm yaşı arasında ayırdedici hiç bir özgünlük yok artık Yılların ve yolların büyüttüğü yaşta bellekte bilinçte birikimde karakterde donanımda hiç kimsenin magazin kusmuklarına ve tüketim piyasası afyonlarına bağlı kalmaksızın kendi gerçek ve özgür yaşam dünyasından tanıklık ettiğiyle farkı olmadığı gibi yenilmişliğe yanılmışlığa biriktirerek çoğalttığı sorunlara çözümlemesi de yok. Bu sebeple herkes özendiren ve alıştıran döküntü çanağında ne varsa birbirine çalıp bulaştırarak kimsenin saygınlığında kalmayan anlamsız dağınık dolaşımdaki tezgah ürünü ağız dil ve davranışları kullanıp tüketmekte. Anlam değeri gerçek karşılığıyla olsun olmasın donanmış yüklenmiş şiddetin cinnetin vahşetin kuşkunun kibirin baskının dehşetin gırla gezip cirit attığı ve kol gezdiği kokuşmuş çürümüşlük dolaşımıyla içgüdüsellik çalkamasından Aşkım bemişim gargaralayıp tükürmekte herkes en yaygın bilindiğiyle mesela. Çünkü tahammülde toleransta paylaşımda ilgide iletişimde hiç kimsenin hiç kimseye itibarı samimiyeti ve saygınlığı olmayan; kibire hırsa ihtirasa mükemmellikçiliğe ve sürekli kazanan başarılara odaklanıp şartlanan insanlıktan çıkmış sapkınlıklarla hayatın sürüklenişi sırasında olası hata kusur sakarlık doğallık ve insanlığını ( birbirini kışkırtan ve birbirinden yapılanan hor hakir aşağılık bakan gören ve baskılayan bozulmuşluklarla ) kabullenmemekte. Duyarlılığı samimiyeti emeği gözlemlemesi yoksa sahtekarlık üretir yalandan yapaydan para odaklı ihtişam gösterişli , mükemmellik şartlandırmalı ve denetimli serbestlikliğe mahkum kişilik ve kimlik. …
Türkiye… varsa yoksa içinde toprağında denizinde güneşinde göğün altında yapragın tomurcuğunda her şeyiyle yaşadığımız gerçekliğe sımcıcacık; tan yellerince günaydın, dünya incisi ve gelincikle ekşileşmenin ülkesi ve akşamüstü çayın tüten buğusunda aşkla yoldaş olmanın tutkusu , hasret ile hayale eşsiz emsalsiz gözbebeğimizdir, kutlu vatanımız kutsal öz yurdumuzdur, bir tanemizdir , her şeyimizdir, değerini kıymetini bilene.
…. GÜNÜN GÜZELLIGINE ve SANA SONSUZ TESEKKÜRLERIMLE ……. Sevgili kardesim, sair-yazar HACI IBRAHiM SAGIR`a hithafen .. Yel yahut su degirmenlerinin akintisina - rüzgarina kapilip da, kar topu, nur topu, ates topu…hepi topu dipten bucaktan her neyse dönüstüren arac gereclere muhtac, murdar, mahkum, minnet, aciz ve mahrum olmaksizin, YASAM ENERJiSiNIi veya KAYNAK DEBiSiNi israf yoluna harcamamak icin TOPLUMSAL CÖZÜMLEMEYI bireysel keyfiyetten öncelikli kilmalidir saglik sihhat huzur mutluluk edep güven saygi sevgi ihtiyatinda kendini bilmek ve bulmak dileyen insan. Cünkü toplum cogunlugunu dengeleyip tartan bitmez tükenmez ihtiyac ve gereksinimlere bireysel keyfiyet simsiyahligini kaplayip örterek yapilan her süslü dekorlu AMBALAJ, gecici süreligine sarhos sendrumuyla insani yok sayarak kamastiran uyusturan ve kandiran aldanmalari saglasa da, narkoz etkisi gectikten sonra evvelki BOZULMUSLUKLARIN bütün hastalikli agri sizi sorun dert irinleriyle beraber kiskirtip kanattigi yerin kapanmasi asla mümkün olmayan cürümüs- kokusmuslugu katlayip en derin yirtiklardan ihmal edilen ve eden toplumlari istisnasiz her bireyiyle yüzlesmeye cekerek icindeki ölü insanligi tükürür ve kusar…
Biz…simdlerde MAGAZIN BAGIMLISI ahmakliga kul köle kilinarak ihmal ve ihanat edilen EDEPTEN EDEBIYATA tüm toplumsal degerlerin kokusmus cürümüslügü bedelindeki her insani yüzlesmeye cekip sürükledigi en sapkin , cani, yaratik, mahluk ve VAHSET bagimliliginin icindeki iltihaplasmalari disa vurdugu ve ciban basi durumundaki toplumsal cüzümsüzlüge bireysel yerinden kanayan ve bütün toplumu sabahtan sabaha kadar dönderip kivrandiran ve herkesin yillar yili kayitsiz ilgisiz soyut yapay kalmalar sonucu bir noktadan sonra kendini tanimladigi NARiN…NARiN…NARiN…NARiN..sebepler sonucunu senelerce yorduk yazdik irdeledik konustuk dertlestik söylestik sevgili kardesim IBRAKIM`le. Konusup yazmaya da devam edecegiz elbette. Sesini telefonda duydugumda, okula gidiyormusum gibi bir sevinc, bin telas. Medrese Mekaninda görüselim dedisek de, KALE`ye karsi ve Sehrin Meydanina bakan yukari bir yer olsun istedik. Yillardir bir türlü biz bize kesismeyen ve bulusmamiza engel tatil araliklarinin uzakligi sebebini en nihayet kocca bir hasret yanginiyla sarildik kucaklastik. Bastigimiz yeri sasiracak derecede üstü basi tütün kokan masada zaptedilmez bir sevincin dalginligini sanki her lafta her sözü birbirimizin dili ve keimelerinden aldik bizi bize yudumlayarak ictigimiz hasrete tastamam ettik. Saatler ötekileri kovaladi böylece, carsiya biraktigimiz horantayi filan töbeki unuttuk. Dertlestik de, hüzünlendik te, güldük sevine sevine bir olduk ta..Doyduk mu bir birimize, ne gezeeeer, diyerek, nicelerimize ve öteki bulusmalarimiza birbirimizi sarilip öpüp koklayarak görüsüp kavustugumuzun hatirasi essiz ve emsalsiz efsanesine birbirimizin ismini yazip yeniden görüsmelerimze ismarladik.
Günün güzelligine ve sana sonsuz tesekkürlerimle canim kardesim IBRAHiM. Kardesin seyfi.
…lafin sözün daha ötesi ilerisi berisi siirin hakkiydi her daim… ….. EYLÜLCELERE …… Eylene söylene dünya dedigin bir avuc toprak Bir yudum su Bir sehimlik ömür nafakasi Bir perdelik isik ve gölgeler oyunu Dünya dedigin, bir uzak yer, bir yakin yol, bir garip diyar, dünya dedigin.. Bir rüyalik arzuhal perdesi ve bir görümlük hasret kapisi, icinde sakladigi sirra mesken misafir insan dedigin bir solukluk can.. Döner bu mekanda saat Yol isler Ilmek baglar kördügüm Evler yapilir bozulur, yel eser, ates yanar, insan irgat durur kendi kendine Güz olur, günes sogur, dünya bir toz duman harmanidir Eylülcelerden, Savusur gider gülümserligin yanaklarina dokunarak avludaki hayat.. Iraklari getirir götürür konar göcerlige yaban kuslari Zaman degirmeninde herkes sirra kadem saklambaclar sürer savurur Dünya dedigin bir dönümlük hasat mevsimidir kimi kederin kiracinda Kimi irem bahcelerinde huzurun…
AKLIN ne darasi vardir ne kostünü ne bileti ne ambar cüzdani ne emanet kapisi ne dükkancidan ortaya karisik ambalaji sevgili GEREKSiZ MORFi. Kendini hic bir hacize ve tenezüle egip bükmeden yasatabildigin senindir. Sendendir. Bu kadar bozlmusluk kiri ve pasi icerisinde bu delilige akil yormak her sosyete erbabinin üstesinden gelecegi ve kalkacagi is degildir. Demek ki bu diri diri insanlik ölüsünü gömerek yutan koca cöplükte ve sonsuz boslukta tutunmaya calistigin cirpinislarindir, bence hic büyüme ve hep öylece deli divanelerde insan kal...
…. DELON DELLETİNE 3 … Hız zaman mekan mevki nüfus güç gösteriş otorite servet saltanat makam ünvan her konuda ve her alanda acımasızca yarışarak rakipsizliği elde etmek için duyarsızlığı ve markalaşmayı getiren ve bu uğurda tüm insanlığını yitiren makinalaşmış sanayileşmiş her şeyi sinemanın parlak yüzlü kadınımdı erkeği ve her tarafından şehvet fışkıran kadın tiplemesini sermayesi olarak kapatan sinema her şeyi giderek menfaati ekseninde eşyalaşan bozulmaların Emmenuella- Isabella pornoğrafik serisinden önce Birjit Bardot” u ve Alain Delon’ u hayal perdesine mimleyerek görsel pavyon sermayesi olarak kapattı. Hiç kuşkusuz ki zifirkatranı uçsuz ücralar sonsuzunda geceyi sarıp kuşatan yıldızların kamaştırdığı tarifsiz tanımsız duygusal çalkantılı etkileşimler gibisi, karanlığın içinde oturan salonların hayal perdesiydi aynı büyüleyici ve etkileyici doğurganlığı ve doyurganlığıı hayat gerçeğinden öykünerek beslenen sinema. Bu yüzden tüm diğer sanat dal kol icraat ve kaynakları gibi toplumun bireyin ve insanlığın bütün sosyal içerikli ( çünkü çoğul katılımcılığı kapsayıp hitap eden hassasiyetiyle) müjde sezgi duyum bilinç tavır duygu düşünce itiraz gözlem fikir bildirimleriyle sorun ve çelişkilerine her türlü ilgi ve yakınlıkta aklı fikri ruhu gözü kulağıydı sinema. Oysa Alen Delon ve Birjit Bardot gibileri aynı kulvarın eşzamanlısı deyim yerindeyse adeta süslü salonların kiralık garsoniyesi veya oyna deyince het çalkalamaya oynayanlığın kenar köleleri saplam gutmuş kadın kostağı erkek fahişesi lisansına, tüm bunların aksine ve hiç birine şöhretlikleri süresince varlık duyarlılık göstermediler ve hayatlarını her zaman tanrılar gibi tapılacak ilgiyle el üstünde tutulmaya odaklı ünlüler çöplüğünde yarım bırakarak hayatlarının görünmeyen kısmındaki acımasız yalnızlığın bütün azap verici öldürücü ve kahredici şizofrenleriyle murdar olup gittiler. Bu sebeple ömrü hayatınca Cezayir Vietnam da de Ruanda’ da diğer Afrika kıyı köşelerinde Orta ve Uzakdoğu ‘ nun her yerinde akka hayale gelmedik vahşet düzeyli katlamlar ve soy kırımları yapan Fransa” yı görmez duymaz bilmezden gelen bayat numaralara yatarak, yeryüzünde olup biten hiç bir haksız hukuksuz insanlık dışılığa ilişkin onurlu duruş ve tepki sergilemeyip her Fransız şöhretlisinde olduğu gibi Türkleri önyargılı Avrupa tipi fetişist dolgulamaların ırkçılığıyla söz verdiği İstanbul randevusuna gelmeyerek Erşvan’ a gidip orda bunlar soykırımcıdır diye üçüncü sınıf sahne sergilemesi, çaptan gözden düştüğü şizofrenik alçaklığa depreşmiş travmalarını susturup sakinleştirmeye çalışan Alain Delon” un piyasa ünlüleri vitrinindeki görünen kıza benzer cilalı yüzünün arka çöplük gerçeğinde tüm hayatını hortlak etmiş zavallılığın inancı yitik hayatı kayıp kişiliği ve kimliği intihar arızası ve tezgah laçkası kokuşmuş çürümüşlüğüyle en son kertede bütün insanlığa ve dünya değerlerine kin besleyip lanet okuyarak şöhret soytarısı olmalar uğruna kendini öldürünceye kadar sallanıp sarkan rol kesme repliklerden hayvan mezarlığına sığınıp tutunmaya çırpınarak hayattayken ölmüş .moruklaşmış vasiyet ve veraset sahipliliğinde kendine son verdi. İnsanların kıyaslayarak aynı seviyede yorduğu rahmetli Cüneyt Arkın’ sa tam tersi ait olduğu toplumunun ve insanlığın inandığı bildiği doğru ve yanlışlarına zıtlıkların çelişenlerenden temize çıkması uğruna hep insan tarafında kalarak hak hukuk güven özgürlük iyilik sevinç kaygı adalet vicdan hoşgörü paylaşım saygı sevgi dil kültür cesaret yiğitlik doğruluk dürüstlük mertlik kanun ilim bilim değerlerinde hiç ödün vermeyen açık yüreklilik ve kararlı duruşuyla daima çoğulcu hayatın tüm ortak dengeleyenlerine toplumsal saygıyı kültürü bağı son nefesine kadar yitirmeyip kavgasını verdiği azmiyle ve inancıyla; çocuklarının babası Türk toplumununsa zerre kadar Delon benzeşmesi olmayan ve nasıl inandıysa öyle yaşayarak tamamladığı kendisiyle ahirete göçen insan güzelliğindeki ölmez eskimez örnek rol modelidir. Hatırasına sonsuz saygıyla rahmetlinin.
Aşagıdaki şiir ordandır …:
DÜNÜGÜNÜ
Zaman kavramını silip süpüren Gökyüzüne saçın sergen olmuş yıldızlardan biri de benim ladesim olsun diyenlerindir Ağır ağır Dizim dizim Sıralanmış gökyüzü kolyelerine gerdan kırarak döner insicam , kainat büyür, güneşten kamaşarak Gece Şuh fenerinden med cezir olur, sular köpürür kabarır taaa ki gğnaydın olacak serğvenlere Yoklaması geleninse eninde sonunda künyesi çağrılır okunur Olmadıysa Bugündü Yarındı derken rahmetli olmadıysa, herkes bir gün ölüceği kesin kaidelere Farkındalığına varıp İnsan Farkıyla yaşadıysa vasiyeti aştır Geride kalanlarına cümleten sabır selamet
…. CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR ……. Meclis… Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis Meclis… O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken Trafik terörünü Cevre kirliligi canavarini Kayit disiligin haydut haramilerini Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir, Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
…. CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR ……. Meclis… Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis Meclis… O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken Trafik terörünü Cevre kirliligi canavarini Kayit disiligin haydut haramilerini Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir yandi tutustu kül oldu izmir… Izmir, Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
…. HUNAM KINAYE ….. Zengini yoksulu Sohbet muhabbet Beşikten mezaraydı saygı sevgi Ve taa evvelisinden kalem yokken, Kağıt yokken Ve sadece söz Yalnızca söz Çakmağın ateşlediği tabakadan tütün sardırmaktan çok daha uzun ömürlü Ve üstünde kumaşı eskiyen bütün urbalardan daha çok kıymetliydi yalınçıplak insan Tek başına rağbet gören itibarda beyana dayalı söz iken saygı sevgi ve karşılıklı güven.. Gel gör ki halde vakitte içler acısına azap kezap dünya hanemiz ve insanlık güncemiz Kime çektiyse artık lafını kifayetsiz masum kibar geçersiz ve hükümsüz bırakarak.. Damardan yediği bozuk karışımlar sayesinde herkese benzeyen Fakat hiçkimse olamamaya bulaşık ve çamurlaşmış Ortalık bir anda çatırdayarak dehşet saçan husumetle yandım aman Bozulmuş dağılmış yoldan hizadan çıkan bozguna durmayın Durmayın devam edin anonsunun kanca taktığı Tekme yumruk kafa kol diz dirsek Tüm bunlarla da kalmayıp vucut takım ve organlarının yetmediği yerden Taş sopa demir çubuk zincir kazma balta halat çelik.. Ellerine ne geçirdilerse birbirine geçirip girişerek Yaralı bereli ölü yahut daha beterine yere yıkılıp serilmelerin Başına gelmeyen kalmadığı pilakası ezik kalıbı yamuk boylu boyuncası hükmen hurda Gerek ruhen gerek bedenen mutlak surette arıza ve sakatlıklar çöplüğüdür Arkadan dolaşan ve asılsılsız fesat fitnedir Kundakçıdır Tetikçidir Arabozucudur Çaşıttır Sahtekardır Dolap dümen ne ararsan gani gani ganisiyle Kimlikleri belli Faili ve cürümü insanlık dışı kadar sabıkalısından suç.. Eksiklik alçaklık eziklik ve yoksunluk duygusuyla bütünleşik Kör topaldır genelde Kendi benzeri olmayana kin güdüp karınsızlık eden bağnazlık küfünün Üstüne yakıştıramadığı İçine sindiremediği Her şeye kin güder bugs eder kıskançlık taslar çelme çalımların muhbirci ihbarcı pususunda yatar Ayakçıdır genelde Yalakadır genelde Yancıdır genelde Yalamadır yaltakçıdır yalcıdır Genelde yalpa yamuk yardakçıdır, hindir , sinsidir, çarkıttır, çürüktür, eziktir, çoraktır, çöpçatandır Yedektir hep.. Ortak hayatımızın dibine temeline köpürüp püsküren azmış kudurmuş pisiko manyan mayın Yuvalanıp döşendiği tahrip ve tahrik kalıplarına akıl fikir fakiri Ud ihtiyat yoksunu Cinnet ve cinayet imalatçısı, kirişini kontrolünü kaybetmiş hortlak zıvana
…. HERDEM SEVGiLi ……… Haritasi vardiysa Deli divaneydi sevgi sayginin adresi Cirpinan yürekte atesin sargin yanginlarina kor körük Cesareti vardiysa ancak kitabi kalemi vardi kanun nizamin Ve ancak kitabi kalemi vardi yazacak diyecek derdi davasi duygusu düsüncesi olanlara Derdi merami vardiysa ancak siir siirdi, degilse avanak aglatan sefil yoksul zikkimzemberek Kavradigi Sordugu Sorguladigindan kelli özgün kisiligi vardiysa, inanilir samimiyette karakter sahibiydi Sanat edebiyat ve dahi her kisi.... Her kisi kendi degildiyse sözün sayginin onurun itibarin hic bir eder kiymeti yoktu Ibadet edip mülk mal hirsizlayanlar gibiydi soyut sahte maskeler altinda Piyasaya uygun ezber pozlardan caka satiyorduysa esir boncuklariyla süs kenarinin Konar göcer kelepiri ve yanar döner müsveddesiydi insan mekanizmasinin icindeki Ve disindaki furya magazincisi ariza.. Oysaki, Akli vardiysa ruhu bedeni de vardi yerin gögün pusulanin ve saatin Insandiysa aklin fikrin ehil erbabiydi dün ve yarin, Öncesi bilinmeyen Sonrasi hic bilinmeyen kimin hangi satte hangi pusula devresinde Vicdani vardiysa nerde ne zaman ne olacagi belli özgürlüktendi Özgürlügü vardiysa insanin dogdugu ve öldügü yazili olan Mezar taslarinda degil aklindaki sevgili ve kalbindeki kütüktendi Akli kalbi vardiysa ancak Sanat insandi Insan söze yaziya siire edebiyata ve sanata meraki hic gitmeyen Tutkusu hic bitmeyen Dili hic susmayan Akli fikri vicdani hic sönmeyen .. Gözleri gören, sezgileri duyan, ilim irfani her derde derman Siirin sanatin kalbi vardiysa Sorumlulugundan kacmak sinmek kaytarmak ve saklanmak gibi matrak maskaralardan Piyasalar süsleyip donatan MANKURTLASMA enayiligi yoktu siirin Sözün Edebin Edebiyatin ve sanatin.. Herdem ve herdaim, Ve böylece aklin vicdanin isaret ettigine kimsenin kulu köpegi olmamaya özgürce Aslimiz asaletimizde mülkü serveti olandi zaten ask ve insanlik Senden okuyup ögrendikce sonsuz ölümsüz oldu aska özdes hersey Ask güzelinin sila yurduysa Essiz emsalsiz Hem sevgilimiz hem de vazgecilmezimiz TÜRKiYE`dir
….. MÜJDELERiN EN GÜZELINE ASK OLAN ÖMRÜMCE ……. Dediler ki…ismi niteleyip tamamlayan SIFATTIR. Fiili eyleme geciren güclü kuvvetlilikse Zarfinan Zamir. Yoksa, dil bozulur laf bozulur söz bozulur ilim ikrar cer cöpe zarar ziyan olur , ki…insan kendi yerini terkettigi kör bulanik bozgun yerdeyse kaliplasmis kemkümlerle tekrar eder durur acisi kederi kahri derdi davasi sancisi ve eziyeti dünya vakti zamanin.. Olduysa, bulduysa, ettiyse, kendisiyse zor güc belalarin üstesinden gelen zaman zuhur insan ve kainat, tam dengi dengine gelmistir seven ve sevgili olan sihirli gizem. Astir kökten sacaga sacaktan dala daldan göge gökten yere kaplayip kucaklayan sihirli büyülü devran.. Ismin yerineyse zamir edat o veya bu su gibisinedir.. Fiilde derinlere sardirarak yük cereme dert kaygi kasabeet sorumluluk yükümlülük evet ve mutlaka ammmaaaaa.. Ettik gittik olduk eyledik ve gördük madem..Simdi SEFASINI SÜRMELERiN TAM ZAMANI ve yeridir. Ey deli divanelere sevdali ve tutkulu gönlüm, ömrün bunda daim olsun ve zaten yerin yurdun olan nerde aksam orda sabahlarcasiyla askin HASBiHALLERiNE hos geldin. Seyfi.
.. SEVKÜLLESiNCE HORTLAK SEKiLLi BOP KAYIT ……. Süt… Süt ve su Süt ve su ve toprak Süt ve su ve toprak ve kök… Sicilini sacaklandigi ve filzlenerek boy verdigi hayatin görünmez derinliklerinden Görünür dallarina ve göklerine bezenip donanan alindan yesilinden Bütün sesleri renkleri ve canli cansiz bütün envai cesitlilikleri Insanligi olmayan tabiatsizliga bozar kirlenirse minel cinnetin Osmanliyi hacize koyan darbimeselden Ihanetin ve hainligin bini üc paraya, Duyunu umumiye canagindan cömcelenmis bitlenmis Yerli görünümlü yabanci usaklarinin eski küf hücrelerinden cillenerek Kusnugunda ve kursagindaki zehir zikkim yüklü her madde bozuklugunu Kullananlarin aferinine bop kontenjan aciklarindan puanlayan birinciliklere Büyük pay kapma derdiyle kücük finoluk yapmak icin her tezgahta dört dönen Sinirsiz isgallere Sinirsiz sorgusuz yagma vurgun soygun talan ve yikimlara Engel gördükleri cagdas ilerici saygin gelismis ilkeli kuralli Atatürk Türkiyesi`ni Ve bütün saglam dayanikliligin liyakatli güvenli üreten gelisen büyüyen Inanilir güvenilir hukukun üstünlügüyle esit yurttasligi önemseyip önceleyen Aydin yarinlarin Türkiye Cumhurriyetini bir türlü icsellestirip sindiremeyen Niyette Amacta Cikarda Ganimette Yikimda Ayni gayrete sirketlesmis haydutlugun Eski bogazici holding sosyeteleriyle, bugünün bop türevleri ayni hücrede sarmas dolas Gericiligin uluslararasi militanist yobazligina bütün piyasa yazilimlari Bop merkezli patron tanrilarca tek elden Catisma kültürü ve toplum avanaklama üzerine kurulu sürekli siparislerin Isbirlikciliginde ahlak inanc din kültür had hudut kimlik ülke ve toplum tanimayan Siyasi manevrali menfaat odakli öncelige hergün bir yenisiyle Bazan da eskilerini kendi kendine karistirip bozan sinek vale papaz.. Istismar markali hortlak iskambilin Kefereligine diri diri kurtcuklasir, egrilesir pustlasir, hic sasirtmayarak Sevküllesir hersey.. Ki… Türkiye kadar güzelsin sevgili Atatürk Ölümsüz sevgiyle Türklügün ve yigitligin sen kadar , bizimlesin
…….. TERCiH MESELESIYLE HAYAT SANAT ……. Kime inanacagim neye güvenecegim temel sorunu ve sorusunun karsiligina, bir arti birle baslayan evli barkliligin bütün baslarkenki ortak yasam deger ve sevincleriyle kurulmus olan istek arzu karar haz heves düs rüya hayal arzu umut dilek ve beklentiler toplamini badanasi boyasi zevke göre ve altindan kalkilamayacak zorluklarla kurularak kefalet bedeline mutsuzluk ölcegini koyan pahadaki her baslamadan biten iliskisizligi hemencecik bozgun külliyatli bosanmalara sürükleyecegi hacizlik töhmetiyle, yüzüktür ceyizdir dekordur kostümdür kurdeledr tantanadir gösteristir müziktir danstir garnütürdür locadir gisedir…giris cikisi ayni kavsakta kesisen süslü salonlarin daha esigine atilan ilk adimla beraber birlesmeyen ayrisanlari oraya kulplanmis kaynaklanmis mevcutlu duruma dahil bütün figüranarin sahitlik tanikligiinda ve ilk cikan hir gürde bosanmaya götürüp sepetleyeceginin garanti belgesidir.
Soru, özgürce arastirip irdelemesini bilenler icin hayati hale yola koymalara iliskinligi acisindan her durumda nedenselligi doguran cevaplar bütünüdür cünkü.
`Adam veya kadin, kirsaldan bütün birikmis tikanmis ekonomik sosyal siyasal kültürel siyasi her bakimdan cöküsleri beraberinde getiren ve gelecegi görünmeyen acizligi oldugu gibi yüküne sarip sirtlayarak; söküp sürükleyen ve sürgünü mutlak eslimiyetlere mecbur birakan kokusmus cürümüs yiginlasmadaki sorunlar zenginligine hic bulasip dokunmadan kopup geliyor; ve sehir denen dev masalinin her bakimdan insan boy ve bedenini diri diri yutarak gömmeye canavarlastgi büyüklük ölcegine hantal lümpen basibos yalpalayan savrulmalarla hem sehrin zamanin hemmekanin hem de kendi geleceginin bütün arzu niyet dilek istek hayal ve beklentilerini harfiyyen ve hatta kendi rekorunu kendine kirdiran erisilmez emsalsizlikler ziyadesiyle kotarir kurtarir,kahramanlasir, devasa masalin herkesi kendine hayran biraktiran fenomenlesme yerine koyar getirir..`..
Yok böyle birsey tabi. Insanlik tarihi boyunca da fizigin matematigin felsefenin biyolojinin kimyanin sosyo ekonpminin hic bir zaman böyle bir tanimi veya kaydi olmadi, görülmedi. Cünkü kütleler ve küümeler birbirine ayrismaz iletisim cekim itim cözünüm kuvvetiyle ayrisir veya bütünesirken, hep hafif kücük azinlik olan,gerek eksende gerekse düzende agir büyük ve cogunluk olana aitlilik ve baglik mecburiyeti vardir. Bu yüzden bütün yarim eksik bitmis kokusmus cürümüs tikanmis eksik aciz yetersizligiyle KIRSALDAN KENTE sürüklenen kontrolsüz göcler, sehrin etrafinda dibinde tavaninda ve icinde zaten kendine has biriken cözümsüz tikanikliklarla beraber, hastalikli sorunlu kirsaldan getirdigini de döküp bosaltarak iyiden iyiye cökmüs cöreklenmis intiharlasmaya kamburlasan; ve hep ÜST ZÜMRENiN oldugu yeri gösteren imrentilerde ayni SOSYETE gösterisine seckin sinifliligin ayricalikli üstün imtiyazli yerli ve yerlesikligini buldugu her firsatta uyusur, degisir, baskalasir ve bütün heba edilmis insanlik degerleri pahasindan yabancisi oldugu sanal yazilimli masalin SEHIR EFSANECiLIGiNE sürüklenisini durduramayan kirsalin kücük kütlesi, sehirde zaten var olanlarla bütünleserek kokusms cürümüslügün görgüsüz ve gösterisli makinasina bütünlesir ve dönüsür.
Bu yüzden bu noktadan sonra ORTAK YASAMANIN ONURU SEVINCi KAZANCI ve HUKUKU adina hic bir kanun kural kaide inanc itibar vicdan özgürlük sanat ilim bilim ahlak düzen dinamik deger taniyip bilmemeye kendi kaderine terk edilen hayat; sürükleyenlerin haydut haramiligine dönük maddi manevi menfaat cikarciligindan baska önceleyip önemsedikleri inanip güvenilebilinecek ne bir din vardir ne cark ne isleyis ne denetim ne devlet ne irade ne kimlik ne karakter ne de kisilik.
Hersey herkesi sasirtacak derecede türlü hile dümen boya dekor süs rüsvet avans avanta maske operasyon organizasyon azarlamatürübün tezgah siddet zorbalik dayatma baskilama tezahürat saldiri cöküs cullanis abluka kusatma korku tehdit istismar vesairelerle birebir GERCEGINE YAKIN aldatmaca ve kandirmacalarin kendi basina herseye hükmeden; hickimseye hesap verme gibilere sorumlu ve yükümlülügü olmadigina inanan; diledigi keyfiyeti din iman kimlik ilim sanat edebiyat diye inandirip tapindiran; herkesi mecbur ve mutlak uyumlu esarete kendi kendini tanrilastirmanin her deger yitimiyle kazanilmisligin bogustugu sorunlar market ve markasinda sürü bagisikligini servet sermayeden bilerek sorgusuz denetimsiz soygun sömürü carkini isletip dönderme derdini davasini yidip gütmeye baslar.
Bu bakimdan daha gösteris pariltisi ve tantana gürültüsü sogumadan, kimsenin yüzü karakteri kisiligi kendine ait olmadigi kirli kahirli birbirinden bulasan hastaliklara dekor pazarlama eglence moda market ve esaret cürümüslügü endüstrisinde herkesin hic kimselestigi dekor kostüm boya maske damga cehre baldir bcak boy gövde gösterimleriyle dogudan dogruya BOSANMAYA giden yüzzük ttakma cikartma sanal ve soytari törenselligi, yeni KIRSAL`la evvelki SEHiR haydut harami sosyetesini birbirinden nispetlesen hirs ihtiras ahkam kibir lanet doyumsuzluk ac gözlülük küfür kahir asagilasma böbürlenme ve yaratiklasma ve alcaldikca adilik sifattan özneden ve yüklemden düsüklük gösteren yarislarla herkes herkese ALABiLDiGiNE GERCEGiNi veya GERCEGE YAKININI göstererek ORTAK ORTAGA hemfikirlilikte alisilmis yagma yikimlarin sürekliligini saglarlar.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakini göstererek hayatin bütün onur haysiyet adalet akil fikir emek hukuk vicdan ilim bilim yol itiraz tepki tavir durus yönüne - kayitsizligi herseyin kilidini cözen cilingir prensibi edinerek – iyiyi dogruyu degerliyi güzeli temizi güvenirliligi huzurluyu bildiren ve isteyen israrli inancli etkin ve kararli iradeye TARAF olunmayan; ve kenardan kivirttigi maskelenmis istismarciligini örtüp kaplayan soyut silik edilgen kaypak cikarci menfaatci NIHILIST vurgunlarin avcisi sanat siyaset ilim bilim edebiyata dair ne varsa kurdugu sahtekarlik sanayisi sayesinde bütün sayginligini islevini itibarini ve icerigini yitirip kaybederek YENi DÜNYA DÜZENi ölcekli BOP tasarim ve teskilartina yedekten eklenen kayirmaci destekci külüstürü sürsaltanat soytariciligindan baskasi degildir.
Ve buranin; yani KIRSAL`dan gelenlerle EVVELKI SEHiR sosyetesi, ortakca rahimleesip dogrdugu yeni ve cözümsüz sorunlar serveti üzerinden yigdigi sürükledigi depoladigi esaret kalabaliklarrina süpermarketler tapinaginin tanrisi kesilerek, sinema repliklerinin sürekli eski artiklardak kesitler kirparak güncellestirdigi gibi YANLISA DOGRUYU ÖGRETEN onurlu ve saygin ögretmenlermis gibi hic de öyle bunalimli sorunlu ÜST TABAKA ( zengin kiz fakir oglan diyalogundan ) kilasik ve bildik ayak oyunlari gezip tozmazlar.
Onlarin dünyasinda bambaska eksende hususi denetimli gözetimli ve donanimli dokunulmazligi garanti; ve bütün soygun sömürülerin en seckin her bir ihtiyacinin en lüksünde engelsiz sorunsuz temin edilip özenle karsilandigi kendi evrenlerinde dönüp dolastiklari; disardaki kakabalik yiginlar dünyasindan bi haber bütün kaynaklarin bir avuc azinlik olduklari tanrilasma kutsalligina kendi kendileri cöküp cullandigi dertsiz kaygisiz ve bulundugu ülke toplum cevre mahle civar dertlenme ortaklasma paylasma ve degerleriyle hem hal olma gibi ne bir kontaklari vardir ne ugrak dolasim birlikteligi ne de caresini cözümünü bulamadiklari agir depresyonlu bunalim yahut krizleri.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakin olani göstererek hayatin tüm celiskiler yumagini icinde yozlasarak kokusan yikima ve cürümeye terkedilen haydut haramiliklere kayitsiz ilgisiz cekingen bunak soyut istismara maskelenmis SANALDAN yapilip islenelen sanat edebiyat sinema siyaset yol ilim irfan icraat egitim ulasim veya tüm diger sosyal dokuyu kuran ve isleten degerlilikler, satildigi tezgahin pahasina göre kimliksiz ve kisiliksizlikter rakip tanimayan ganimete düskün sülüklügün ve sinekligin imar barinma arsa arazi yagmasindan baska ekokültürü olmayan BOP iskan ve iskambil kozlari gibidirler.
Oysa sanat insan olmadan evvel, yani sanat insanlasmadan evvel, yani sanat insana ilisip bulasip dokunu insani isletip dokumadan evvel, DÜNYASINA hic bir satilik etiketin maskara manyagi ve kullanisli BOP soytarisi olmadan duyarli ilgili bilgili deneyimli egitimli öggür GÜVENLI INANILIR saygin adil dengeli bilincli cesaretin; biriken veya var olan sosyal siyasal kültürel ekonomik dert ve sorunlara Iyiyi dogruyu güzeli mutlulugu huzuru ve tüm diger ezbersiz heves ve hayalleri etkin katilimciligiyla isteyen israrda tepkide durusta ve tarafta olmasi gerektigi gibi, tüm bu tikanikliklari yönlendirip yönetebilen cogunluga aklin fikrin vicdanin onurun ahlakin kisiligin ve karakterin neresi oldugunu gösteren BILGELIGI olmasi gerekir ki…sanat edebiyat sinemagilerin adina yakisir sayginligi inanirligi ve güvenirligi olaydi… Ilkelligin ilkesiz kuralsizligina kapilmis ve sürüklenip götürülen derin yaralanmisliklarin devamli birbirini kollayan denetleyen izleyen gözetleyen korunan kolacan eden kusku süphe karamsarlik endise kaygi ihtiyat cekinge mesafe iliskisizlik iltihap uclarini garantili güvenliligin sigortasi bilerek, zor kosullu yalan talan vurgun soygun sömürü carkiyla tüketim piyasasina bagli ve bagimli bütün acizligini rencide olusunu tükenmis sabrini iclerinde biriken siddetli bozulmalarin sindirren öfkesini kinini suskunlugunu degersizligini dislanmisligini ifadesizligini anlamsizligini acizligini ezilmisligini ve tükenmisligini iyiyi güzeli degerliyi farkedip isteyemeyecek kadar kendine yabancilasmisligin soyut uzak öl ve corak duyarsizliginda akildan iradeden dilden kültürden sanattan cesaretten bilgiden egitimden özgürlükten yasama becerisinden ve cagdaslik hünerinden bir bir mayinlanmis hayattan kopuklugun iletisimsizligi ve bagantisizliginda, hangi sebeple olursa olsun ( trafik Pazar panayir festival daire park salon galeri cadde carsi hastahane postahane sokak konu komsuluk vs vs. ) her yerde her firsatla birbirine dokundugu an, negatif yüklü ve pasif tahamüllü biriktirdikleri topyekün cinneti, karsilikli ölüsmenin cinayetine döküp bosaltiyorlar. Madem ki orda yoktur iyiyi isteyip secen saygin ve degerli tercih yoktur.. Madem ki yoksunuz, öteyi gayriyi artik sizi sizden arayip soran ve etiketi hergün hersaat her saniye suskunlugunuzun KÖTÜNÜN ENDÜSTRIEL ÖLÜ DOLASIM sinmisligine bagira cagira yazip bozarak mayalanmis ve markalasmis, saglam sabitlikte degiskenlik gösteren simsiyah vitrinlerin boyali badanali insan korkuluklari güncesindesiniz desenize siz sunun Bop ora burasina.
…. YAŞARKENE DÜNYAYI …. Üzülüp koparak Yanaktan yüze sökülüp dökülürken Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için Ne en iyiye Ne herşeyin en kötüsüne Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki.. Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir Defol Kaybol Bas git Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya… Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı Besbelli ya… Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden.. Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek Yunsun yukansın Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik Gerçi yanıldık Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da Uğrumuza kendimizi Öğünümüze aşkı kattık, Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin
HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE … Ziyaret yeri günü ve saatiyle İnsana Dünyaya Ve hayata görüşmek dileğiyle Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin Bohçalanmış süslenmiş, Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları Derin Uzak Ve zifir zindan göklerden Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel.. Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün Belki ağladın üzüldün Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün.. Allanır Dillenir Süslenirsin Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan Suyun toprağın hürmetine Urgansız İpliksiz Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat Solunum yetmezliği Gıda yetmezliği Konfor yetmezliği Böbrek yetmezliği Derman yermezliği Dalak yetmezliği İşitme yetmezliği Görme yetmezliği Sinir yetmezliği İşitme bozukluğu Damar tıkanıklığı ….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle Anlaşılabilir Mantıklı Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat.. Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek.. Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede Akıl yetmezliği Fikir yetmezliği Vicdan yetmezliği Kalp yetmezliği Hukuk yetmezliği İdrak yetmezliği Huzur yetmezliği Hoşgörü yetmezliği İrade yetmezliği İnanç yetmezliği Düşünce yetmezliği Duyum yetmezliği His yetmezliği Sorumluluk yetmezliği Özgürlük yetmexliği Dil yetmezliği İtibar yetmezliği Güven yetmezliği Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle …Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen …Yaşama sanatını ve Dünya yükünü, Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1 …. İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.
Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.
Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.
Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır. .. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2 .. Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.
Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan. Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.
inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir. . BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3 …. Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.
Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.
Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi. Çünkü.. Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar. .. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4 … Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir. Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.
Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5 … Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.
Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK. .. BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6 … Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki… Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad .... Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.
.. BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA … Olmak istediğin kişidir kendin Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana Bir demlikte anlıyor musın…? Bir demlikte Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara.. Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını Omzuna sarıp Kalbine koyup Aklında ve ahdinde tutarak.. Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar Akıl ettiğin kadardır vicdan Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum Hayatı dirilten Güzelliği sağıltan Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte.. Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir Sapkınlardasın demektir Kuyulardasın demektir Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan… Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak Çirkefliğe delil Ecele müşteri Doyumsuzluğa aç Pintilerin daniskası Cimrilerin kıyassız gözdesi Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın Bitiksin Yitiksin Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük.. Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır
MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT … Telgrafsız çığlıksız esip geçen Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne Titizlik ister Bakım ister Özen ister Güven ister Dürüstlük ister Vicdan ister İlgi ister Sorumluluk ister Merak ister Muhabbet ister Samimiyet ister Seyir ister Seyran ister… İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki.. Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk Mutluluk demişken… Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva.. Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına Ne kadar varsa beyaz, O kadardır siyah… Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya, Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan Ve mülkü meramı külliyen sevdadan
…
ZİLPAYDOS
….
Bir Lafontaine tuali
Arpa suyundan bozma kafa bulmalara küflü naralar kütürdeten bahaneden birahanelere
Zürafa giyinmiş merkep
Lisanslı meyhanesinde kurt iken çakallaşan uğultu ve hırıltılarla
Gizli sınıf başkanını aranıyor gibi zilpaydossss
Ala kargaya
Kara kargaya
Kızıl doğana
Timsah ejderhaya
Süpersonik atmacaya
Kenar köşeli örümceklere
Kara sineklere
Yeşillenmiş kurbağalara
Aynet meymenet bukalemonlara
Tek kelimeden ibaret tropikal papağan
Seyfi Karaca… Ocak /25
…
DÜNÜ GÜNÜYLE EZELKI YARINLARA
….
Elbetteki gün nerdeyse ister kum saatiyle, ister gölge adimlariyla, ister kule, ister duyar yahut kol zuhur zaman ölcerleriyle, her saniyesi süreli ömre yazili ve kayitli olan asirlar da ordadir, asirlarin nabzini tutan dakka da ordadir.
Bu yüzden zamanin haritasini arayan her seyden evvel kendine varip kim oldugunu veya olmadigini bulmaliydi. Dünyayi arayansa yüzlesebilecegi onur haysiyet vicdan özgürlük cesaret emek zahmetten dogan hakkin hukukun huzuruna varip askin sevginin hic bir seyle takasi olmayan kutsal ve saygin divanina kurulmaliydi. Sesini arayan sazin sözün muhabbet meramina ilgi alaka merak ve meyil salmali ve duymaliydi. Yüzünü arayan alin terinden kazanilan mutluluga itibar etmeliydi. Günesi arayan yesermis caglaya, sararmis yapraga, daga, ormana , denize, ekine, bostanlara, koylara kiylara, mevsimlere ve kuslara bakarak acinin müsterisi, kahrin belanin kinin fesatligin fitnenin nefretinsiddetin zorbaligin ezikligin cürümüslügün agidin yozlasmanin kötülügün saldirganligin pisikomanyakligin bencilligin ve kaderi köhnesi degismez mutsuzluklarin müptelasi olmaksizin bütün hirs ve ihtiraslarindan kendini arindirarak iyiligin barisin özgürlügün istikrari karsilikli gücveni dünyayi coktan bulmus olaliydi ….
Ey hakki ödenmez aklim sevincim utkum kivancim sevgili kalbim, güzel ülkem ve biricik ömrüm, benimle yordugunuz ve yoruldugunuz ve kilavuzlugunuzla taniklik ettigim ve yasadigim sevinci tarifsiz her iyilik güzellige sonsuz tesekkürlerimle.
Seyfi Karaca….Ocak / 25
…
MÜMKÜN MERTEBEDE SAYGINLIĞA HAKKA HUKUKA HUZURA ve İNSANA DAİR 2
….
Aristoteles salt ve soyut “ yağmur yağıyorsa hava bulutludur” gibi mantık önermeleriyle var olan bir şeyin hiç bir zaman değişmeyeceğinin DOGMA’ larını savunur. Ona göre ideal insan ve erdemli topluma ulaşmak için üst yapının yani idealar topluluğunun (ruhlar aleminin) belirlediği değişmez kurallara uymaktan geçer. Bu yüzden bir şey doğuştan ne ise sonsuza kadar odur. Yaşamsal ilişkileri belirlenede üst yapı ( idealizmin sultası ) yani hisler istekler arzular duygular dürtüler duyumlar beklentiler belirleyicidir. Bireyler olgular olaylar toplumlar varlıklar ve sonsuz evren kesin durağan donuk ve sabit değişmez kaideler üzerine kuruludur. Her şey ideal gerçeklerin soyut yansımasıdır ve oradan yönetilen bizim sınırlı hayatımız ve algılama gücümüz asla idealar katına ( ruhlar aleminin kaynağına ) ulaşıp erişmeye yetmez. Bu sebeple doğuştan varlıklı ve zengin hep hali vakti değişmez zengindir, değişmez kaderiyle fakirse hep fakir. Zümreciliği savunur ve her türlü soygunu vurgunu adaletsizliği sömürüyü hiyerarşiyi doğası gereğince olağan sayar. Her türlü çağ dışılığı yöneten yapan ve yönlendiren dogmaları dayatan sabit fikirli ARİSTOKRASi kavramı özü aslı esasıyla buradan gelmektedir .
Hegel Diyalektiği’yse ‘ nesnel yaşamı belirleyen duygu düşüncelerimiz olmasına rağmen her şey değilir ve dönüşür’ diyerek Aritoteles soyut mantıklı ideal dogmacılığına kafa tutar.
Feuerbach ise düşüncelerimizi, yani üst nicel yapıyo belirleyen ve besleyen etkenin nesnel somut ve nitel varlıklar ve olaylar olduğunu, yani manayı anlamlandıran şeyin Maddesel somut gerçeklikler olduğunu savunur.
Diyalektik Materyalizm’se Hegel’in diyalektik kuramıyla Feuerbach’ın Materyalizm felsefi düşüncesini birleştirerek yaşamın duygunun düşüncenin belirleyici etkeninde çıkar ve üretim ilişkisinin belirleyici olduğu, emek sermaye çatışması ve çelişkisiyle belirlenen bu ilişkide hiç bir şeyin durağan sabit doğma olmadığını, sebep sonuç arasında tüm olup bitenlere dair akıl fikir mantık deneyim ve gözlemlerle insanın toplumların sistemlerin yazgıların dayatmaların olguların ve okayların değişebilirliğini savunur. Bu yüzden Aristo@ nun sabit, ön yargılı peşin hükümlü hiç değişmez ve dogmacı idealist fikirliliğine karşı çıkarak üretim ilişkilerinin tüm hayatı ( yani duygu düşüncelerimizi Maddi somutluktan edindiğimiz huzuru refahı eğitimi sanatı gelişimi kalkınmayı da maddi çıkar ve fayda esasına dayakı ilişkilerimizin belirlediği ) belirlediğinin; ve maddi somut gerçekliğe dayalı bilimselliği esas aldıkça insan ufkunun ulaşılmaz erişilmez sonsuz sınırsız sanılan her şeyin bilşnmeyenlerine açıklayabileceğiyle beraber insanın evrene yabancılaşma duygusunu yenip özgüven artıracağını ve çıkarları hiç bir zaman uzlaşmayan sınıfsal çatışmada sömürenlere ve ezenlere karşı yaşam kavgasını verenlerin dayatılmış her türlü soygun sönürü kaderciliğini kökten değiştireceğini savunur.
Aristokrasinin değişmez tekdüze sabit durağan keyfiyetçi zümreci yobaz bağnaz hükümran ve buyurganlığına karşı sürekli hareket halindeki disiplin nya toplum ve evrensel dönüm dolaşım değişen durumlarının değişen tahliline aklı fikri bilgiyi deneyimi ve gözlemlemeyi danışarak sağlanan çıkarımın vazgeçilmez ilkesidir, insan toplum devlet olay olgu oluşum madde mana her etkiye karşı verilen tepki kadar, kapsamı içeriği özü esası ömrü direnci süresi dayanıklığı cürümü karşılığı tutarlılığı hayatı ağırlığı olduğu gerçekliğinin. Bu yüzden insanlık adına en büyük serveti ve sermayedi olan duygudan düşünceden ve özgür iradeden koparılarak topyekün ve bir daha kolay kolay iflah olmaza tüm dünya geneli yeni dünya düzeni dayatmasıyla ( türkiye seksenlerinde eş zamanlı oniki eylülce ) ahmaklaştırma işinde medya magazin marketçiliği soytarılarıyla fanatik düzeyde ilahlaştıran ilgiyle kendi hayatının somut gerçekliğini terketmenin ve bozulduğu sanal bataklıkta gün öldürerek itibarsızlığa çürümeye yozlaşmaya seviye toplumsuzlaştırıcı karakter ve kişilik alçaltmanın en kullanışlı zehir zemberek laboratuvar çalışması pazar edilip piyasaya sürüldü ve bu günlerin bütün yağma yıkımları dayatanların koşulsuz kayıtsız sorgulamadan kabullenen duygu düşünce ahlak fikir inanç bilgi cesaret ilim vicdan duyarlılık yoksunu çürüme ve çöküntü talan tarumarına gelindi.
Emek sermaye çelişkilerinden doğan üretim tüketim ilişkileriyle birlikte ve topyekün hayatı belirleyen vazgeçilmez etken olan üretenlerin hak ve hukukunu aramada ( eğitim gıda enerji barınma ulaşım iletişim barınma sağlık huzur güvenlik kültür sanat istihdam…) kendinden etkin yaşam mücadelesi önderliği beklenirken sadece salon süsü ve sefil yoksulluğu kalıcı ve seçkin güruhlar tarafından buyrulmuş kaderi değişmez sömürülere baskılara dayatmalara kurumsallaştırmanın ( insanlığı ucuz satışa getiren muhasebe dekoru işleviyle ) haline getirilen işbirlikçi sendikalar sayesinde tüm dünyaya eşzamanlı olarak Türkiye’ de de yeniden buyrulan dayatmaları kutsanmış kader olarak zorunlu tüketime sunan Aristotelesliğe dönüldü.
Onun içindir ki artık dürtü ve bağımlılıklarının esiri olarak kendilerine dolgulanan, buyrulan, aşılanan ve aktarılanların güdümlümlüsü ve kovalayıcısı olarak özendirildiği alışkanlıkları sorgusuz sualsiz DÜŞÜNMEDEN davranan önyargılı, peşin hükümlü ve içgüdüsel kaba taslakçılığın kendine yabancılaşmış ve dayatılanları tüketmekle mahkum kulluk köleliğe proğramlanmış piyasa deneği haline geldi insanlık.
Toplumsal dert sorun sıkıntı somut gerçekliğini hiçe sayan; sefil yoksul kalabalıkların yaşamsal hayatiliği olan her türlü itiraz tavır duruş tepki ve duyarlılığını bozuk düzen ayarına kurulu sandığın siyaseten adamlar ve kadınlarıysa, kaymağı kıyak seçkinler topluluğundaki yerini ve safını sağlama alarak bütün gerçekliklerden kopukluğun her takasa gelen milli irade temsil hakkına çökmüş çöreklenmiş vekillik vekâletini tıpkı vurguncular magazinciler medyacılar tarikatlar soyguncular talancılar sömürücüler talancılar yağmacılar kalpazanlar gibi ortak çıkar menfaat baz ve bağlamıyla tüm toplumu kendilerine alıştırıp benzettikleriyle herkes çıkar menfaatinin ortak ilişkisini gözetip kollamanın rezil rüsvasına kendine göre çıkar ortaklarını belirleyerek özendirildiği bağımlılıkların kulluk köleliğine tav talim ve teslim olarak hiç bir onur itibar denge ihtiyat sorumluluk vicdan ahlak duygu DÜŞÜNCE akıl fikir mantık sorgulama kişilik değer ve saygınlığı umursamamakta.
Seyfi Karaca…. Ocak/25
….
DÜNÜ GÜNÜYLE EZELKI YARINLARA
…..
Baska zaman olunca horozlari da dinlemeliydi insan. Belki azgin sapkin bir devir gelir ve insani dünyaya, dünyayi sonsuza, sonsuzlugu bir saniyelik zaman birimleriyle cavan güne isiyan hayata ve bütün kaygi dert kederlerinden bozar berbat eder ihtimaliyle, nasil birlikte yasamanin sevincini, sorumlulugunu, onurunu, adaletini, özgürlügünü, hakkini, hukukunu, ahakini, sevgisini saygisini insandan insana ve hic kimseyi- ne günü yasayamak kiskacinda debelenmeye ne de gelecekten temelli yitik kayip veya kaygili mahrumiyet ( askeri ücrete mahrum muhtaclik kabusuyla ) azabinda can cekismeye hic kimseye - muhtac etmeyen ihtiyatta ve güvende tasiyip götürecegini yoran duyan gören gözeten kuran kollayan düzenleyen ve saglayan aklil fikir duygu düsüncelerle, huzuruyla ve teminatiyla yasadigi bütün agaclara baglara bostanliklara daglara derelere akar sulara saganak yagmurlara ve cümle ertafa gözü gibi bakmali; ve horozlarin ortak yasam senfonisini dinlemeliydi insan ki, üretemedigi iyilik güzelik saglik güven bilgi beceri onur cesaret huzur ve mutlulugun yerine azgin sapkinligin sicil seceresinde ne varsa oralarin hazirindan tüketen programli denetimli piyasa kulu kölesi olmadan evvela alemi beserde ihtiyatini ve gayretini gütmelidiki, dolasimdaki hayatina denk kayda deger ilmi kivanci sanati onuru degeri ve itibari olaydi günün güncenin.
Cünkü eger bugün durmasizin ardi arkasi kesilmez kara bulutlarla kaplanmis saganaksa yer gök toprak ve bulut, isigi kendinde gören inanan ve bilenindi aradigi günesin kalbindeki sicakliga yuvalanip isiklar icinde hayata ve insanliga dogacagina herkesin kendi payincasi ahir ve zahir zaman .
Ve kanatlarinin götürecegi kadardi ucabilmenin sevinciyle bütün uzakliklarin neresi oldugunu tasidigi dünya kadar hayatin yolunu sirrini yide güde, yasamayi göze alacak kadar kendini kesfe cikan kuslarin.
Sebebi malumaydi ki…ola ki yolunu yönünü yuvasini dingilini eksenini ayariini carkini cevrimini ve düzenini bozar yitirir de bir ihtimale diye zuhur zemberegine hileden yalandan talandan yanlistan dünyanin saati, insanin fitrati ve menfaatine düskünlere cikar cevrimli bozuk cürüklerle donanmis devran olmus haram zikkim zamane, zerre kadar bile olsa zehirlesmeye, kokusmaya, yozlasmaya, keyfiyete, bencillige, gericilige, cehalete, sapkinliga, kötülüge, kirlenmeye, kibire, ihtirasa, gösteris düskünlügüne ve güc zehirlenmesine bütün duyarliligini ve hassasiyetini sorumlu tutarak meydan ve firsat vermemeliydi toplumsal örgüde kendi akil fikir vicdan karakter kisilik ve aidiyet payinca her insan.
Cünkü yarin denen sonsuzluk, cocuklugun kendi kalbinde dogan günesin saf temiz yakin tanidik bildik samimi gercek simsicakligiyla her seye yalansiz ve filitresiz bakip gülümseyebilen; ve merak edip ilistigi her seyi hic bir ön yargi esaretiyle ertelemeden cürütmeden aksatmadan ve bozmadan gülümseyisine resmeden, cocuklugun hic bir istismara ihanete sapkinliga tacize ölüme zulume ugrama kaygisi ve korkusundan uzak cocuklugun seren serüpe hayalleri kadardi sonsuzlugu kendi dengine büyütecek olan insanlik ve yalan yanlisa kurulu ayarli kol saatlerinden ibaret degildi kusursuz iyilik güzelliklerle bezeli evren ve kendi masali kadar essiz benzersiz dünya zaman.
Nasil ki kar yagacagini haber eden cümle cihan bültenlerini ayaz söyler poyraz pervaneleri mesken meyhanda saz ile sakiye dönerek dehri dünyadan haberdar eder insani, yolun yarisini böyleceden varsin kuslar kertenkeleler tosbagalar ve nazli cicekler yürüsün götürsün, kalan yarisi zamani vebale koyar `“ dünya sevenler veli degildir, candan gecenlese deli degildir“ baglaminda sirra kadim soran bulan diyen ve bilenlere firar olmus cigliklarla, ask deminde arilarsa koklastigi ciceklerden bal eylesin ilmi kitabindan okuyan fermanla dünya ahireti ve deli doluyu.
O`nedenledir ki..:
Gercek YOKSUNLUK ve YOKSULLUK sebeplerden sonuclari doguran veya sonuclarin sebeplerinden kaynakli olusum ve gelisimlere es zamanli olarak kendini kayitsiz ilgisiz duyarsiz sabit durgun duragan kurak döngülerde kayittan ve sicilden düsürerek etkilesimde bulunan hic bir yasamsal dokunusa ve etkilesime tepki vermeyen veya vermekte kaliplasmis ezber kodlamalarin disinda akil fikir vicdan bilgi beceri cesaret atilganlik sorumluluk irade paylasim özgürlük birikim ve bildirimlerinde bulunamayan ; ve menfaat cikarina göre yasadigi hayatin ve insanligin bütün toplumsal hassasiyetini kendine uygun dürtülerin bagnazligiyla faturalayip fiyatlandiran RUHSUZLUGUN telef ve tenesir oldugu yerdir.
Bu yüzden MAL ve SERVET bildirimiyle zaten yasanan toplumsal hayatin yaridan fazlasinin( hatta tümüne yakini ) KAYIT DISI, kacat, carpik ve ortak yasamin temel diregi olan HAK HUKUK esasliliga ruhsuz duyarsiz kalarak, günden güne herkesin kendi menfaat ve cikar önceligini bütün degerler üstünde tutan zorbaliga artik hic kimsenin kendi ruhunu ve bedeninini sahiplenmedigi mmagazin moda reklam tüketim ve kozmetik sanayisinin yan ütrünü haline gelmis topyekün intihar girimsimli insanlik ölümündeki asosyal tabutlasmalarla hinca hinca azip kuduran kisir döngüde siddet kin nefret ayrisma bogusma satasma tehdit korku kabus gibilerle ve kokusmus cürümüslüklerle güvensizligin belirsizlikgin ve istikrarsizligin hüküm sürdügü egitimden, ayardan, düzenden, istikrardan, ilimden, saygidan, sevgiden, bilgiden, ulasimdan, beceriden, üretimden, kültürden ve sanattan ilgisini alakasini kesip güce söhrete gösterise ve ESYALASMA fetisizmine azar sapar ve tapinir kendi canina kiyan insanlik.
Hep maduriyet kostüm ve kisvesine örtünerek, sonsuz degisim dönüsümlerin kaypak ve kaygan zemininde bu yüzden tutunamayan insan degerliligi, GERCEKLIGINI yitirdigi bütün dünya cevre ve toplumsal iliskilr agindan kendini soyutlayarak kendi bildig ve buyurdugu yalan-yanlislarin ezilmis üzülmüs yasam kavgasiyla ve hayatini sürdürebilme kaygisiyla disidsen bogusan kalabaliklarin her türlü caresizligini günü ve gündemi degismez ayari düzeni vbozulmus soyut yüzeysel cansiz silik tek düze ve kisir döngülü hayatin serveti ve sermayesinden bilir ve inanir.
Oysa ortak yasamin ayrismaz hayati degerleridir ki, derdine sorununa acmazinia cözümsüzlügüne akil fikir kaygi gayret caba katilim emek zahmet duygu düsünce gibi bütün insani duyarliligini refleksini ve hisse payini katmadikca her yilbasi sadece duvarda asili takvim yapraklarindan yitrtilip atilarak artik tebrik kartlarinda bile olmayan gercek disiligin seneyi seneye devirdikce herseyin daha da cigirindan cikarak azgin sapkinliga müsteri ve meyilliligin sürdürülemez iliski bozukluklariyla herkesin herkese mesafe koydugu merhum ve muhterem takvim yapraklarindan baska bir sey degildir, programli paketli gösteris ve görgüsüzlüge esir tüketim cinnetindeki insan zaman.
Insan zenginliginin ve mutlulugunun en vazgecilmez kutsal kaynagi sorgulayarak deneyimlemek ve DÜSÜNEREK DAVRANMAK, adini FELSEFE diye yazdirip okutan insanligin kendisi kadar köklü ve ezeli mirasiydi. Felsefe ise Estetik, Etik ve MANTIK gibi birbirine dayanan , yaslanan ve yardimlasan üc ana alt yapi biriminden tesekküllüydü.
Mantik, Etik ( ahlak ) Estetik ( iyilikle kötülügün ayirdedilebilme ince ruhlulugu, duyarliligi, farkindaligi ve zerafeti ) olmazsa hersey degerler baskalasimiyla anlamsizlasiz söner kararir silinir kokusur cürür yozlasir ve sapkinligin kötülügü kutsadigi cikar önceligi bencillikleriyle yaratiklasan ruhsuz ilgisizlikte kendine kapanarak ( dis dünyada bi habere ) sonunu getirir. Estetik, etik, mantik ve sanat olmazsa her sapkinligini dogrulayan insan zivanadan yoldan cigrdan haktan hukuktan yoldan ilimden duyfgudan akildan vicdanda felsefeden bozulup cikarak her gün derdi sorunu cehaleti kültürsüzlügü saldirganligi korkuyu güvensizligi gecimsizligi siddeti yalnizligi kimsesizligi carpikligi ve nicelerini artiran ana sebebe kayitsiz ilgisiz kalarak „ ne kadar yoksul kalinirsa o kadar saglikli yasanir „ filan falanca gibilere ( ortam icabi geregince ) beyan ve bildirimlerde bulunur.
Seyfi Karaca………..Aralik / 24
….
HARMANSIZ BOSTANSIZ HORMONLASMALARA
….
„ Tarlada izi olmayanin harmanda yüzü olmazmis „ diyen bilen ve görenlerin, derin duygusu düsüncesi hayali hissi hevesi saygisi sorumlulugu ve felsefesiyle, aklin ve vicdanin ybirlikte yoruldugu emek kaygi gayet caba ilgi sorgu ve yüzlesbilme dengesiyle ayarini dengesini ve dönüm dolasim kaynagini bulan gözlemlerin zaman- zemin baglantisinda yasayarak kazandigi hayati degerdeki cikarimlarla yeryüzü khikayesini ve insanligi özetleyen kutsal bagisiklik ve zenginlik düzenegidir; tarlada izi yoksa bir insanin kendini hic bir katkisi ve katilimcilik payini olmadigi hayattan hic bir dilek, hayal, hisse, talep hakki ve mutluluk ölcü birimi de yoktur.
Harmansiz, bostansiz ve bahcesiz kimyasallarin ilimi bilimi akademiyi sanati edebiyati sözü dili yaziyi akli vicdani aidiyet duygusunu duyarliligi kullanim tedavülünden cikaran magazin kültürü seviyesinde kullanisli ahmak üretme noktasinda popülerlestirerek soyan sömürenlere kiralik arac gerec niteligi gördügü ölüm kalim araligidir artik dünya cevre doga tabiat inanc itibar hayat toplum ve insanlik.
Bundan dolayidir ki üretmeden tüketmeyi özendiren her türlü sanayilesme veya endüstrilesmeler, hep tüketim bagimlisi kulluk kölelik özendiren etüt, birim, kurum,donanim, yapi, kuruus, pilan, program ve üniteleriyle icinde ONURLU YASAMA dersi coktan bütün yozlasmis kokusmuslugunu kimyasal tezgaha koyan ve gelir dagilimi adaletsizligi yüzünden ÖLÜMÜNÜ bile zar zor kurtaran ve sürekli satin alma gücünün sefil yoksul kaabaliklar artirimiyla cehennemin dibine düstügü piyasa pazarciliginin reklam ürünü halini almis gidadan barinmaya, barinmadan giyime her sey insanlarin birbrini yiyerek siddetli bozgunlara mekik sardigi sefaletinden mutluluk payi cikarma operasyonculugunu harcar tüketir kulluk köleligiyle kaniksadigi tautlasmalara bagisiklilik saglamis olan insanlik.
Bu yüzden fabrikasindan henüz yeni cikmis gibi aciya mahkum, sefalete kul, gerilime ve siddete meyilli sürekli artis egiliminin dikey derinlere kök saldigi cogalmalar, topragini toplumunu izini yolunu kisiligini ailesini kendini dünyasini yurdunu ülkesini ve insanligini BÜYÜK KOPUSLARLA yitirdigi sonsuz bitimsiz kayiplarda biraktigi sosyal siyasal ekonomik felsef ve kültürel erozyonlara agitli türkülerin fosil cigligini donatan bosluk, aidiyeti ve hayati olmayan corakliga mihenk tasi görür niteliktedir.
Ve bu yüzden dünya nüfusunun artisi oraninda ölümüne kontrolünü kaybetmis hizlarda yarisarak artis gösteren - cogalan mutsuzluklar nefretler catismalar doyumsuzluklar savaslar silahlasmalar hastaliklar artik tersine hayret uyandiracak derecede olagan siradandir. Cözümler yerine istikrarsizligin her türlü kendi haline terkedilmisligini kotaran kuran ve programlayan kiralik katil sürüleriye yürütülen isgaller ve vekalet savaslari, sefaleti yoksullugu gericiligi hurafeyi zavalliligi ezikligi zorlugu kayitsizligi kuskuyu karamsarligi tükenmisligi caresizligi ve her türlü labaratuarda hususi üretilmis artan sorunlarla beraber tipki yapay insann bütün akil fikir vicdan gibi her bir degerler toplamini ve bagisiklik sistemini cürüge cikarmis hastaliklara care bulmaya hic bir ilgisi alakasi olmayanlarca ve tam tersine bagimliligini hic bir zaman özgürlestiremeyecekleri kendilerine tüketim müsterisi görüp bilenlerin köken kaynaklari, insanlarin yasama hakkina cöküp cöreklenerek zaafiyetlerini kedine soygun sömürü sermayesinden kiskirtir kamcilar ve kendilerini güvenceye alirlar .
Bu sebepledir ki ÖZGÜRLÜK, insanin orda asla kendini dislanmamis kücümsenmemis horlanmamis yadirgamayan ve yabanci hissetmeyen ve hic bir haksiz hukuksuzluga ugramadigi degerler toplamina ait hissetmesidir. Hal böyle olunca soru anahtarinin her zor bela kapiyi actigi `kendine inanarak` ve hic kimsenin dangalagi sayilmayan sevgi bagiyla yasama sevincine odaklanmis mutluluk cikarimini kendi emek ve katilimciligiyla kazandigi, kazandigi deger birikim ve zenginliklari hayatinin vazgecilmezleri olarak koruyup koladigi cesaretin sayginlik degeri birimi ; karsilikli güven özgüven duygususun ilimle egitimle özdesmis gelismis ve zenginlesmis olmasiyla ilgili alakalidir.
Bütün deger, birikim, hüküm, yaptirim ve yetkilerin tek elde toplanmasi sosyal siyasal ekonomik ve kültürel hayatin liyakati bilgisi becerisi olmayan ve gösteriste israfta hukuksuzlukta kanun nizam devlet ve toplum tanimayan KEYFiYET HÜKMÜNE tikanip kaldigi yerde büyük yikimlara talanlara yagmalara tecavüzlere tahriklere tehditlere baskilara vurgunlara ve soygunlara ve sömürülere ugrayarak her gün ilgisi ve iletisimi birbirinden kopan yozlasmalara kayitsizliklara duyarsizliklara ayrismalara catismalara kutuplasmalara umursamazliklara ve cürümelere terk edilen topyekün toplumsal hayat felce ugrar ve sogumalar ve uzaklasmalar yasanir.
Esit yurttaslik bilinciyle kazanilmis ortak hayatin olumlu olumsuz bütün sorumluluklarini ve haklarini paylasmayi bir türlü KABULE YANASMAYAN bu kisir ve kesat döngüde hirs yaris kibir gösteris siddet gerilim bunalim cinnetinde birbirine üstünlük taslamakla bütün enerjisini harcayan toplumsal bozgun, tükenmisligin bütün kodlayici degersizlik sucluluk ve bosvermislik lümpenligiyle iyiye ve güzele dair hic bir mutluluk paydasi, özgüven duygusu ve özgürlük kazanimi doyumu yahut kivanci saglayip üretemez. Bu yüzden de tipki hastasini kendine bulunmaz labaratuar denegi ve sömürü sanayisinin kendiliginden gönüllü müsterisi sayip bilen SAGLIK ENDÜSTRiSi gibi, hayatin her can damarina sinmis sirayet etmis yagma ve yikim pazar piyasasinin güdümlü bagimli tüketicisi olarak kurgulanip programlanan insan kalabaliklarinin esaret gündemi, tükettikce bagimlilik artiran siddetle nefretle yozlasmayla gericilikle yobazlikla cinnetle zorbalikla hurafelerle beslenyen ve bütün onurlu yasam hassasiyetini kendinden tiksiniresine yabancilastiran yol kol yöntem dizi magazin ve reklam afyonlari damarlardan kiskancliga, kuskuya, endiseye, zulüme, ölüme, kindarliga, bagnazliga, hasetlige, fesatliga, hunamliga, korkuya, karanliga, fitneye , yalnizlasmaya, cehalete, bilgisizlige, liyakatsizlige, ayrismaya egilir, bozulur, yönelir azar kudurur ve sapkinlasir.
Sayginligi ve sürdürülebilirligi insanlik degerleriyle bir ve bütün olan Sosyolojik, Biyolojik, Ekolojik ve Dogal dengelerle örgütlü ekonomi siyaset hak hukuk dil kültür egitim üretim ulasim iletisim gibi hayati vazgecilmezleri sag salim devamlilikla saglayip donatan yasamsal ilkenin vazgecilmez kanunu kaidesi ve kurali, hic kuskusuz toplumuyla kazanilmis olan tüm zenginlikleri hic bir üstün seckin kollamaci kayirmaci torpilci ayricalikli üstün haydut harami imtiyazliligina tekelletirmeksizin onurda ahlakta vicdanda duyguda düsüncede tasada sevincte herkese ayni duyarliligi ve yükümlülügü pay eden GELiR DAGILIMI ESITLiGiNi ve esit YURTTASLIK BiLiNCiNi önceleyip önemseyen toplumsal kurumlasmanin emegin karsiligini gözeten dönüm dolasimdane kadar yürürlükte olduguyla ilgilidir.
Esit dagitilmamis ortak deger ve kazanclara emegi ve katkisi hic olmayanlarin cöküp cöreklendigi her carpik yapilasma ve dengesiz iliskilerde üst yapiya cökmüs cöreklenmis güruhun alttaki sefil muhtac yoksul ve yoksunluklarla can cekiserek her derdin ve sorunun yükünü tasiyan kalabaliklardan soydugu sömürdügü gasp ve talanda, dönen dolasan kisir ve kurak yasam döngüsündeki ölüm kefeninini yahut mezarligini dahi yüksek fiyat endeksiyle mutluluk cikarimlari olmayan hayat pahaliligina harcayacak ; üstte cökmüs cöreklenmislerin dünya toplum ve yasam gercekliginden kopup güc ihtisam ve gösteris zehirlenmelerine taptigi ve insanligi bitmis tikanmis piyasa ve pazardaki iflas kesin ve kacinilmazdir.
Yani elinde imkaninda varsa ancak, harcayacagin piyasa pazar , ürettigi kadar tüketen herkesin ortak faydasina, sevincine, kivancina, onuruna ve mutluluguna hic kimseyi ayricalikli seckin veya kücümser görmeksizin herkese ulasip eriysiyor ve hitap ediyorsa bu ugurda akil fikir vicdan emek yoran ilimin bilimin sanatin ekonominin ve edebiyatin önemi kiymeti ve gecerliligi vardir. Yoksa hayduta haramiye dönüyor ve dolasiyordur bütün hizmetini tekelci faydaciliga sunan cark ve devran.
Elektiriksiz hic bir seyin dönmedigi Edison`dan Arsimed`e Newton`dan Pascal`a, Voltair`den Dekart`a Hegel`e Kant`a…isiga, yola, yordama, düsünceye, dermana, careye, cözüme, kolayliga, iyilige, sagiliga, devaya, güvene, sefaya, huzura, mutluluga, özgürlüge, aydinliga yorulan emek ve kaygilar hep insanlik degeriyle bilgilendikce zenginligini artirip cogaltan; ve uykusuz düneksiz kalma pahasiyla bulunan akil fikir vicdan bilgi beceri liyakat ve sorumluluklarla donanmis dönüm dolasimlarin emek zahmetindendi. Cünkü yasamak, dayatmalarla sirketlesen zorunluluk degil, insanligin kendine emanet edilen en büyük kutsal mirasi; ortak kazanilan her seyi birlikte paylasarak huzur ve istikrarin saglanmasiysa, aski rehber bilenlerin bitmez tükenmezlik cevheriydi.
O yüzdendir ki yiten kaybolan ve bir daha asla yerine konulmayan ortak degerler icin yerel, mahalli, kimliklere yahut kücük ölcekli kavimere degil, akil fikir izan yol hak hukuk ahlak vicdan ve cümle YERLI YERiNDE olmayan her sey icin `burda ( almanlik italyanlik türklük rusluk degil ve dalinda aciyken incir zeyitin bostan ve yasam sofrasina doyumsuz her seyi yetistirmeyi sofrasinda tatlandiran mutlululara emeklere sorumluluklara ve cabalara dair `tarlada izi olanin harmanda yüzünün oldugu bütün emek caba gayret sorumluluk bilgi ve bercersiyle- INSANLIK tümden ölmüs denir.
Seyfi Karaca………..Aralik / 24
…
KAPIŞ KAPIŞA YIKILIR GİDERKEN SURİYE
….
Suriye kapış kapış
Taksitli taksitsiz ve tümden toptan zırt pırt
Hususi çağrıldığı esaretin ölüsüne çullanmış çapulculuğa tapu ve zinciri sahibi Rusyanın
Satıyorum
Satıyorum
Saaaaat…..tım !
Zımbır gümbürtüsünü dünyanın her yerinden toplanmış herkesin duyup işitleneceği şekilde tokmaklayarak
Kalkışmış toplu intiharlara bezirgan,
İsrail noterciliğinin zulüm hükümlü savaşları, sömürüleri ve saldırıları makul münasip görüp
Her türlü cellatlıktan notercilik ettiği ve yön verdiğinin
Kapıp kaçanlara resmen damgalı mühürlü pazar kurduğu açık artırmayla suriye param parça ve kapış kapış
Acısı sefaleti zulmü sürgünleri katliamları ve azap öyküleri hiç dinmeyen silsile kıyamette ötekilerden akıbetli Suriye
Despot kuklaların özel keyfiyetine kul kurban kan gövdeyi götürmelerine heba edilerek
Dünyanın her yerinden suikastçı sabıkalı yığma toplamaları
Bundan evvelcelerden mezuniyet sahibi olmuş
Ve kiralık tecrübelerle vekaletlendiği siparişler faturasının her gereğini her provadan yeterince ispatlamış bilenmişlerini
Pekaka ile karşılıklı paslaşmalarda ganimetten mal kırışıyor, iskambil karıyor, kumar desteliyor, oyun nöbetleşiyor
Define bölüşüyor
Tarım toprak aşiret devlet ve insanlık ölüsü bölüşüyor, suriyedeki acılar içinde kapış kapış kıtlık kabus kıvranarak
Yerlerde sürüklenen hayatın aklına her türlü lanet ve linç işliyor, durmaksızın kan ve gözyaşı akıyor
Ezilmiş bozulmuş kırpılıp kesilmelerin kenarına itilmiş dünyasına ve ayaz kalbine sonsuz evrenin
Ardında vahşetin dehşetin acımasızlığın kıran kırane ve kıyasıya cinnet cinayetlerini bıraktığı insanlık dışı moloz viranesinden
Sevrden sonraki sevre
Says pikodan sonraki says pikoya, fransız çin japon yuroamerikan geri planlı patron tanrılar kurgusundaki
Bop Eşbaşkanlığı derme çatmasından kaynaklı yapım çevrim çark ve ekseniyle
Koptukça azıp kuduran kızılca kıyamet
Seyfi Karaca….. Aralık/24
…
ALLAMESİNE KARMAŞA
…
Bütün tekerler kendi tarafına çekiyor
Bütün rögarlar kendiliğinden kokuştuğu iğrentileri kusuyor
Herkesin kendi tanrısına ötekini lanetliyor, kendine torpil geçsin istiyor ve ötekinin gazabı için dua ettiği
Herkes herkesin yaşam tarzına cellatlık ediyor
Hayat tasına zıkkım döküyor, kendi tarafının gürültüsünü bağırıp çağırıyor
Eşyalı depoziteli meçhulün, allamesiymiş,
Çürüdüğü yerlerin acıklı sinyalini duyuran kapı gıcırtısına ve eksi derecelerin soğuk egzozuna benziyor
Kafa geçiyor galiba gölgeleri olmayan insan kalabalıklarıyla toz duman
Kimse kimseyi zaten en baştan itibaren öyle de şartlandığına duymuyor
Dinlemiyor
Katlanmıyor
Anlamıyor
kabullenemiyor
Hiç bir dosyası davası kabarık kirine cürümüne lekesine tecavüzüne cinayetine sökücü yıkayıcı sabun deterjan yetişmiyor
Alüminyum bakır çinko fosfor sülfürik kalaylı alaylı asitleşmiş fosil kalıntılı bulanık nikelaj
İnsan üzerindeki derin etkili envai çeşit bileşen ve bulaşanlarını
Cam gibi kimyasallarla parım parım parlıyor insan fakat dalgasında köpürmüş kudurmuşları aktarıp çalkalayan dümen
Dolaptaki ruj, çantadaki tırnak makası ve kapı kolunun ardındaki pembe havlu insanın insanın orasına burasına tükürürcesine
Ağını sağlamdan örüyor zıvanalar arasına kıl payı inceliğinde kördüğümlü örümcek hayat
Pusulasız çarkını cinnete çeviriyor
Film kopuyor böylece film
Makarayı insan matrağına saran film dünya sahnesinin deplek kuyusuna düşüyor çamur üstüne çamur sıçrıyor
Giden yola
Gelen güne
Miyoptan bakan merceklerin dikine giden
Dümdüz kafası kırıklığın
Seyfi Karaca….. Aralık/24
…
ALAMETI FARiKA ve FÜCURATI FECAAT 3
…..
Her seyin makul olanlar siniri icerisinde olusum ve gelisim sürecini yasamasi ve sürdürmesi EVRIM`in tanimsal izleniminde olup biterken, makul olmayan sinirlari zorlayarak her alanda devrini dengeleyen zamanina gecikmisligin sagiltimini ve onarimini yapmak icin sosyal siyasal ve toplumsal tepkimelerle zorunlu degisimleri saglamak, DEVRIM`lerin ilgili alakalilik konusudur.
Hareketin etkilesimin iletisimin ve degisimin olmadigi bir yerde asla aidiyet bagi, ortak yörüngesi, özdeslik yapisi, anlamdaslik dokusu ve yasamin bizzat kendisi asla mümkün olmadigi,hareket halindeki her sey ise kimi yerde fiziksel kimi yerde kimyasal ve evrimsel degisimleri kacinilmaz kilarken, özünde ve esasinda ULUS unsuru olmayan hic bir Devrim`inde kendini besleyen kaynak yoksunlugu sebebiyle tutunabilirligi ve devamliligi yoktur. Bu yüzden dogal sürecli cagdas döngülerle evrimsel degisim ve gelisimlerini saglayamayan tikaniklik mutlaka biriktirdigi sorunlar kabugu altndaki baskiya zorbaliga ve dayatmalara karsi daha fazlasini tasimaya gücünün ve imkaninin yetmedigi her kirilgan vcatirdamadan yahut ciban basindan patlayip püskürecegi tepkimelerle disa vurumunu gerceklestirir. Adini DEVRiM diye adlandiran bu sosyolojik baslik, Emek -Sermaye cikar celiskisinin yarattigi derin catlaklikta ULUS`u degil SINIFLAR ARASI CATISMAYI merkeze koydugu icin Rusya`da gerceklesmis olan EKiM DEVRiMi , diktatörlügünü kutsadigi PROLETARYA`nin zamanla kendinden önceki lanetlediklerinin toplumundan kopuk seckin üstün ayricalikliga bütün yolsuzuklarini rüsvetini yozlasmasini tembelligini gericiligini menfaatciligini yalinsakligini bencilligini bosvermisligini sablonculugunu ayrimciligini tembelligini hantallasmasini kendi kaderine terkedilen idaallerden geri dönüsümlüge her türlü ihanet ve istismara acik oldugu sebebiyle terk edildi. Cünkü icinde insanlik tarihi kadar kklü ve eski ULUS bilinci olmadigi sebebiyle, sadece SINIFSAL cikar ortakligina sadece sekilsel istirak etme düzeyde üretilmis yapay ve siyaseten gecerli toplumsal macunla kendini ait kalici ve kayitli göremedi RUS DEVRiMCiLERI. Ayrica da bütün sorunlarini kendi kaygisi duygusu düsüncesi emegi katilimi inanci ve katkisi olmadan hazir cözüm paketlerinde bulan bütün sovyet toplumu, cagdas yasam denen kutsal isi savsatarak pilanli programli güvencelerde hazira konmuslugun dönüm dolasiminda zaten kendini ait hissetmedigi her derli topluluga durmaksizin sistemin dibini bosaltan kapanmaz ihmal delikleri acti.
Böylelikle Rus Devrimi`nin kurdugu bütün her sey yikilip yerle bir edilirken, hic kimse ne Mark`a, Ne Engels`e, Ne de Lenin`e tanidiklik bildik gösterip koruyan kollayan ve kendinden sayan sahiplenmede bulunmadi. Sanayi ermayesiyle Banka ( Finans) sermayesinin GLOBAL küreselciligin Neo Liberal Vahsi Kapitalizm`ini gelecek bütün zamanlara sinirsiz sorgusuz yayilmacilikla esir pazari GARDiYANCISI olarak kurar ve imar ederken, tarifesini OLIGARSiK ÜST GÜRUH olarak adlandirdigi cukura RUS OLIGARTLARI, BATI EMPERYALLERi`yle ortaklasa ittifak ( Gorbacov -Regan Peretroyka cinsi düzenbazlik yaygarasinda ) ederek yikip yok ettikleri DEVRiM getirilerine cöktü capulculandi. Ayni cevrim carkinin CiN cografyasini dogru dürüst ISCI SINIFI bile olmayan SINIFLARARASI catismayi kodlayarak PROLETER ÖNDERLIK etiketi giydirilip `madem bu yolun yolcusu olduk baska hic bir hayat basliginda Devrim yapamayacaksan bari KÜLTÜR DEVRIMi diye adini koyalim `a indirgenen sey, tarihsel gelisimlere uygarliklarin besigi olarak yazdiran CiN`lilerin ulusu olmayan devrimi, zaten RUS PATENTLi sahte yapim ( emitasyon ) bir seydi. Bu yüzden de kendini emperyallere pazarlayip satarak, ic döllenmeli kamburlasmadan kendisi vahsi kapitalizm dünyasina en azgin Neo Liberaller acgözlülügü ve verimliligiyle hizi giris yapan bizzat Cin`in kendisi sömürenler ve yayilmacilar listesinde konforlu yer aldi.
Kissadan hisseye anlatilir : Bir coban varmis. Hergün dereden geceren bayir yüzünde gördügü sahipsiz incirlerde gözü gönlü kalir, kendi sahibi olmadigi icin de bir türlü uzanip alamazmis. Gedigi dolandigi sarpada düzde köylerin yakininda kasabalarin kiyisinda „ aaaaah havaya deynegimi havaya atip yere düsünceye kadar beni padisah yapsalar „ diye diye diye cagirir inler ünlermis. Feryadi duyanlar varmis iletmis padisaha. O`da cagirilip getirilen cobana „ at degnegini havaya düsene kadar padisah sensin „ demeye varinca is, havalanmis deynek yere düsünceye kadar „ sulak sazliktaki bag bölük sahipsiz incirler benimdir „ diyerek mümkünde MAKUL olana ihtiyac talebini karara baglatmis.
Okumaya ilgili merakli herkesin bilgigi gibi Tolstoy`un kit kanaat gecimli Cifci Pahom öyküsündeyse serveti mülkü mali herkesin dilinde destan varlik sahibi Reis`in sartini yerine getiren herkese diledigi kadar zenginlik bahsedecegini duyunca sefil dürtüleri kamcilanmis talebe aday oldugunun kapisini calmis Pahom. „ Burdan baslayacaksin ve gün batmadan yine buraya döneceksin. Aksama oluncaya kadar dönemezsen yoruldugun debelendigin yanina kalacak ve zirnik koklayamayacaksin. Dönersen yol boyu gördügün diledigin her sey senindir „ demis server semaye sahibi Reis. Pohem az gitmis zu gitmis, gördügü her ihtisamli gösterisliligin pariltisi karsisinda gittikce daha da artan istahla kamasmis kaybolmus. Öyle dalmis gitmis uzaklasmis ki günün bittiginden haberi ruhu bile duymamis. Aksamin kararmaya yüz tuttugu kör noktadan öyle bir asilmis yüklenmis ki kendine, daha geriye dönüsün yari yoluna varmadan yere devrilmis, kann kusmus ve catlamis ölmüs. Atli arabasiyla daha öncekilerden akibetini bildigi yerdeki acilmis cukurun basinda bekleyen yarisin sahibi, „ yetinmek denen meselede ne istedigini bilmeyenin ölüsünü ancak toprak doyurur „ neticesine Pohem`in ölüsünü yerin dibine gömmüs. Cünkü siniri istegi talebi nicini nedeni sorgulamasi ve yüzlesmesi mümkün ve makul olana taleple, sürdürülmesi imkansizi zorlayan buyruklarin tercihlerin yarislarin ihtiraslarin ve dayatmalarin temelsiz ilimsiz kuralsiz haksiz hukuksuzlugu araligindaydi, akil fikir vicdan duygu süsünce sanat yol yordamlariyla kurulu donatili insanlik degerleri, kainatin hareketliligi ve EVRiM-DEVRiM ihtiyac gerek ve sürecleri.
Bu yüzden Tolstoy öyküsünde Ciftci Poham pisi pisine adi esamesi okunmayanin kuru gürültüsüyle cesetlesirken,acaci kivanci sevinci müjdesi, haberi, duyurusu, bildirisi bir damlanin bütün yasm sevinci irmaklarini yükünde tasiyabilmenin coskisunu son nefesine kadar kosarak bekleyen hayata duyurdugu yerde ölüme teslim olan habercinin Maraton Savasi`nin dönüsü, binyillar ötesinden hale her dört yilda bir kutlanan günümüz insanligina kutlu miras olarak kaldi.
Sermaye`nin ( Anamal kapitalciliginin sürekli arti deger yaratarak azmis kudurmus istahina her yolu mübah kilip herkesi ve her seyi kendine özel sahiplenme doyumsuzluguyla örgütlenen otoritenin) yasamda vazgecilmez kurulum dengesi olan iyiyle kötü arasindaki ZITLARIN BiRLiGi `ni emegin hakki ve hukukunu gözetmeyerek toplumsal hayatin her yerini özel mülkiyetlendigi hirsina, kanaatsizligine, ihtirasina, gösterisine, ihtisamina,azametine, hükmüne, konforuna, lüksüne, israfina, kapatmasina, imtiyazina, sultasina ve üstün seckinlik keyfiyetine isgal edip el koydugu karsi duruslu tepkisel itirazi olmayan TEKELCi kundakcilikta düzene bagli partiler sendikalar yahut bütün sivil toplum örgütleri piyasayi tezgahlayan PATRONTANRILARIN filitredigi kontrollü denetimine veya isaret fisegine göre tipki diger medya moda magazin gibi arac gereclerden hic farki olmayarak görünüp kaybolan programli kuklalardan baska evrimsel yapilanmasini ordan iliskilenmeyen EMEK -SERMAYE celiskisine dair hic bir etkinlik ve varlik gösteremezler. Bu yüzden Soguk Savas yillari boyunca ulus öznesi eksik RUS EKiM DEVRiMi`nin Ikinci Dünya Savasi sonrasinda bölüsülmüs dünyaya yapay sürüklenmeleriyle de olsa götürdügü Ekonomik temelli cözümlemeler ve sosyallesmeler sayesinde issizlik, ilim, barinma, egitim, sipor, saglik, ulasim…gibilerde toplumlarin asiri stoklasmanin önlendigi ve yüksek kazanc gütmeyen cogu parasiz sosyal icerikli hizmetlerden yararandilar. Ve bu yüzden Kapitalist Bati Almanya, Dogu Almanya`nin her uygulamasina o yillarda INSANI ÖNCELEYEN, yani Sermaye`ye karsi üretilen degerleri mümkün oldukca EMEKCILERIYLE paylasabilen sendikal talepleri duyuyor dinliyor ve sosyal haklarda yaristigi Dogu Almanya`ya siyasi pirim vermemek icin ondan kopyaladigi hayati gereksinimlere karsilik veriyordu. Bugünün NEO-LIBERAL DIKTATORYASI`ndysa sendikalarin bilimin sanatin egitimin ulasimin iletisimin partilerin ve yediden yetmise tükettigi her seyin kulu klesi halini almis etkisiz tepkisiz topyekün toplumun artik cevrim carkini sadece SERMAYE OTORiTERLERI´nin kosullayip belirledigi ahmak avutanlik vitrinciliginden baska hic bir islevi ve icerigi yoktur. Bu yüzden soguk savas yillarinda verilmis olan bütün haklar ve kazanimlar TORBA YASALARI yaklasimli dayatmalarla EMEK-SERMAYE celiskisinde Emekciler adina hic bir karsi duruslu toplumsal itirazin yasanmadigi sürü bagisikliligi uyumuyla ( hitler diktadtoryasinda oldugu gibi ) hepsi geri alinmaktadir. Tüm Avrupa basta olmak üzere bütün Dünya`da Almanya pilot Projesinde kendine özgün küresel ölcekli yagma yikim ve sömürü yapilanmasini kopyalamaktadir. ( Scholz`un yakin Türkiye Ziyareti, yeni Kürt Acilimi dahil buraya ilgili ve iliskindir)
Merkezine ULUS KiMLiGiNI koymadigi sebebiyle Rus Ekim Devrimi ve ardil uydulari tarih sürecleri boyunca toplumlariyla özgünlesmeyi ( özdesmeyi) bulusamadigi tikali kanallarda soyut, yabanci, igreti, yüzeyse, sembolik, sabloncu ceperlerde tutunamayip, Emek Sermaye Celiskisi`nden kaynakli Endüstri caginin en temel sorunlarina odaklanilmis insanligin en temel hakli iddasini ayaklar altina düsürerek kendi kendini imha yoluna gitti. Oysa Rus Ekim Devrimi`ne ilham kaynakligi eden Fransiz Devrimi, idda ettigi her baslikta halen mevcut ve günceldir cünkü evrimini aydinlanma cagiyla gelistirip büyüterek ULUS blincini esasa alan kök ve esaslar üzerine konuslanip her alanda biriken sorunlarini toplumun kendinden bilip inandigi aidiyetlilikle olusumunu tepkimesini ve devinimini gerceklestirdi.
Burdan bakacak olursak TÜRKLER´in bütün tarih boyunca her zaman bir evrimsel gelismis evrelerden gecmis büyümüs olgunlasmis ve cagina erismis akil fikir bilgi beceri cesaret yigitlik mertlik dürüstlük sorumlu liyakatli öngörülü etkin saygin sevecen adil ve DEVRiMCi degerler toplaminda ATATÜRK ´ü olmustur. Kültegin-Bilge Kaan`larin cagina göre toplumunun üstün cikarlarina ( ulusu merkeze koyan ) devrimciligiyle, Orhun Yazitlari`ndaki tembih telkin ve kutlu bildirimler, Aatürk`ün Genclige Hitabesinin dikili taslara binyillar sürec evrim ve gelisimleriyle süzümlenen kesintisizlige yazilmis kisa özetidir. Bu bakimdan Emek Sermaye celiskisinde Sinifsal catismalari esas alan, fakat ulusu olmayan Rus Devrimi ve ardillari uygulandiklari toplumlarca bizzat üstlerinde tasiyamadiklari yabancilasmayla yikip yok ederlerken, sevgili Atatürk`ün „ muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda mevcuttur“ ön ve son sözüyle, toplumunda özdesen, ULUS`u ve Ulus bilici olan ölmez eskimezlerdeki, degeri, gerekliligi, hayatiligi, önemi ve anlami- KÜRESELCi istila bölme parcalama ve sömürme vampirlerinin Türkiye en basta olmak üzere tüm dünyayi kendilerine yikim yagma mülkü etme projeleri güncelinde- günden güne daha da artarak bize kalmis vazgecilmezligin kutlu mirasi ve kutsal sevincidir. Buradaki „ muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda mevcuttur „ özdeyisiyse hic bir sovenlik yahut üstünlük taslayan bagnazligin kurak ve soyut sloganist parolasi degil, METE` ( OGUZ ) den kendisine ( Atatürk) kadar EVRiMLESEREK gelen tarihi birikimlerin Türk ULUS kimliginde varolan bütün degerleriyle her zaman her dönemde sorumlu duyarli ilgili liyakatli hosgörülü merhametli akilli becerikli cesaretli dogru dürüst adil samimi gercekci onurlu dengeli güvenilir inanilir saygin bilgin hakki hukuka danisan ATATÜRK`leri oldugunu duyurup bildiren rehberligin siaridir. Bu toplumunun akli fikri kalbinde yediden yetmise kadar her yil katlayarak büyüyen saygida minnette onun yol göstericiligi rehberligi ictenligi sevgisi yakinligi ve kardesligi carpar cirpinir. Yasarken Feodal Yapilarin bütün gerici bagnaz ve adaletsiz pay dagiliminin ivedilikle cözümlenmesi, hizli sanayilesme, planli programli yerli üretimi önceleyen ve devletcilik halkciligi önceleyen ekonomik kalkinma, cagdas ilim bilim sanat egitim ulasima dair yarisi bitmis yarisi gelecek nesillerin tamamlanmasina birakilmis Alti Oklu Cumhuriyet ilkelerinin devrimleri yüz yil sonra bütün geri dönüstürme ihanet ve ihmallerine ragmen sürüp gitmektedir. Cünkü Ulus`unu merkeze koyan, Emek- Sermaye celiskisinde Emegin hakkini insanlik hakki düzeyinde her zaman hic bir zümre imtiyazina kul köle etmeksizin öncelikleyen; ve daha kendi yasarken „ Adalet Mülkün temeli „ noktasinda „ Haimiyet Kayitsiz Sartsiz Milletindir „ cagdasligin ve cogulculugun devrimcisi oldugu sebebiyle, O´nu , kurdugu Cumhuriyet`i ve Devrimleri`ni kendinden bilen Türk Toplumu, ülkenin her yerinde bagrina basarak he her yil Anitkabir`ine tesekkür ve minnet ziyaretini bulusup kucaklasmakta.
Seyfi Karaca…………..Kasim / 24
…
TAMTAKIR SOYUTLAŞMALARA
…
Pisiko sosyolojinin bütün hastalıklı ve sorunlu kişilik sicil karakter kimya oluşum gelişim ve davranış bozukluğunun bütün toplamına kök saldığı sebebiyle, kalıplaşmış ve kronikleşmiş sadistliğin kibirli, baskıcı, üstenci, ayrıştırıcı, küçümseyici, dışlayıcı, aşağılayıcı, sömürücü, ezici, acımasız , bencil bağnazlığı yükseğinden aşağılayıp küçümsediklerini her türlü insanlık dışı ölüm zulümlere reva gören kendini herkese dayatma ve ilahlaştırma sapıklığının en bilineni Hitler Faşizmi’nden kaçarak kurtulanlardan iki şanslı şahsiyetti Einstayn Albert ve Çaplin Çarli.
Takip eden barış yılları ( soğuk savaş yılları demek daha doğrusu sanırım) içinde ilk defa karşı karşıya geldiklerinde Einstayn Çarli Çaplin ’ e :
- “ sana hayranlık duymamak ne mümkün, yaptığın sanatın gücüyle tek kelimelik hiç konuşmuyorsun ama bütün dünya insanları seni anlıyor ve yalansız yapmacıksız tüm samimiyetiyle gülümsüyor. “
Caplin’ se Einstayn’ a aynı nezakette ve üslupta :
-“ asıl hayranlık duyulması gereken sensin, yaptığın işten mesleğe ehil olanlar dışında hiç kimse hiç bir şey anlamıyor ama, tüm dünya insanı seni en az benim kadar biliyor tanıyor ve saygı duyuyor” demiş.
Eğitimli liyakatli bilgili duyarlı ilgili samimi adil sorumlu vicdanlı akıl fikir ilim irfan ve KÜLTÜR sahibi olmanın onuru ve gururudur bu kıssadan hisse. Benim yakınlığım Einstayn’ ın Atom bombası gibi bir belayı kendinden sonraki yüz yıllara kıyameti tetikleyecek okan; ve sömürücü işgalcilerin baskı tehdit saldırı sataşma ve kendiliğinden teslim olmalara boyun eğdirme kozu olarak cellatlık mirası bırakmış olduğu sebebiyle Çarli Çaplin olsa da, durumu değeri hiç değişmeyen olgudur, akıl fikir ilim onur bilgi beceri liyakat vicdan hukuk kültür özgürlük saygınlık barış ve nice değerlere dayanarak ortak yaşamı ayrınsız imtiyazsız ve kayırmasız birlikte ve herkes adına sürdürülebilirliğin huzuruna güvenine ve.mutluluğuna zahmet edip katkı sunması.
Ne ki…
Hayatını özüne bütünleştirmeden veya her merakta keşifte öze dönmeden özgürlüğü ve özgüveni asla mümkün değildir insanın .
Özgürlük saygınlık dil kültür barış sevgi onur adalet özveri cesaret kültür ilgi iletişim dayanışma doğruluk vicdan sorumluluk düşüncesi dürüstlüğü paylaşma ve aidiyet duygusuyla hiç kimsenin özeli ve tekelinde olmadığı gibi, Türklük de kimsenin şahsi menfaat malı ve istismar mülkiyeti değildir.
Tüm besleyen büyüten değerleriyle birlikte deneyimli ve liyakatliliğin aşkı ve tutkusuyla değişen dönüşen koşulların hiç bir fırıldaklığına gevşeyip soytarılaşmadan her şartta her yerde kendisiyle özdeşmiş yaşanan kutlu kişiliğini ve karakterini yüklenip yaşayanındır.
Ne ki…
Necip fazılla Nazım hikmet aralığını Agora meyhaneciler gibisi ve benzerlerinin doldurup donattığına..
Gitti Tarkan geldi Tan Taşcı yoğunluğu arabesk hesabından, sallanıp savruluyor tüm toplum bir baştan bir başa Bop nizamında kalıba girip duraraktan..
Nitekim kendini tanıtım ortamlarının kurgulu dekorlu ortalamalarından biri olan Armağan Çağlayan Magazinciliği’ ne verdiği mülakatta Tarkan eş benzeri Tan Taşcı” acı çekmek güzel bir şeydir, olan bulan tadını çıkararak yaşasın’ diyerek zaten piyasası bol tüketilene arabesk avazı çağıranlığın (her yapay zeka karışımlı kargodan müzik ve ses boyayarak) kaynağı yapan insan ve toplum modeli formatlamakta.
Olumsuzluklardan ve ayarsızlıklardan geçinmenin yolunu her karışımdan mezelenip mayalanarak bulan; ve varla yok arası sıkışmışlıkta sürekli hiç kimsesizliğin provasını yaparak asosyalleşmenin bütün sorunlar karmaşasına ve çıkışı olmayan kavşağına dağılıp bozularak yabancılaştıkları birbirine yapılıp saldırganlaşan şimdiki dünya ve insan tipi, böyle fabrikasından yapılmışlığıyla işleyip çalışıyor artık.
Ne ki…
Insan zehri zorbalığı sapıklığı talanı tecavüzü pasağı sahtekarlığı ihaneti istismarı fırıldaklığı dönekliği ve kiriyle alışılmış kanıksanmışlığa bozulup berbat olan yeryüzü hayatını, yine insan kiri pasağıyla temizlemenin mundarını molozunu kendi üstünde kalan suç vebal cüret cürüm ve sabıkasıyla malumun işletme yeri ve cinayet mahali oldu ve öldü, ( sataşanıyla saldıranıyla satışa getirilmişliğin tetiklenen yığınlaşmasından oluk oluk birbirinin irinli mikroplulu bulaşmalarına boşalıp akışarak ) tıklım tıklım dünya dolusu İnsanlık.
Mikroplaşmalarla çoğaltılan ilişip bulaşmaların irin ve iltihaplarını tüketime sunan..
Sağlıkta huzurda kimyada ve yapısal özelliklerde Bünye ile uyuşmazlığı sebebiyle her türlü milroplaşmalardan virüslenerek işgal ve sızma girişiminin üst düzeylerinde çeperlenen gerçek dışı aldatıcı fıyalardan bölünmüş parçalar halinde insanlığı ülkeleri ve kimlikten inanca toplumsal bağı olan birlikteliğe odaklanmış her türlü tahribat yoğunluğu ( madde bağımlısı ve malzeme taşıyıcılarının alet olup taşaroncukuk yaptığıyla) yıkımları beraberinde getirir .
Yalnızlık yokluk çaresizlik ve hiçlik duygusu yüklenip bastırınca hiç bir işe yaramamak korkularına kapılıp sarılarak ağır komalık ve kendine dahi sözü saygınlığı kabul görmeyen ( ilgisi itibarı geçmeyen)korsan eylemciliğin
Karanlığın köşe kenarlarından yakılan cılız ışıkların kendi boşluğundan başka hiç bir yere çıkışı olmadığı ve ulaşamadığı Yaşam alanının veya çember çarkının içi dışı neresi olursa olsun, hep yalnızlığa misafir veya kalabalıklara sürgün, mutsuzluğun kül rengi giysisi gibi kurak gülümseyişlerinin çehresi ve çeperi tuzu acısı fazlaca kaçmış tatsızlıklarla kendi yarım yamalık tamtakır kumaşlarına benzeyen
Kafayı kişiliği sarhoşa çekmeye, hacize yollamaya, mahruma sökmeye, fesatlaşmaya bozmaya, enetileşmeye kavlatmaya, kuşkulara takmaya ve mizahlaşmalara gevşetmeye giden zikzak boşluklarında, dolanan dönen insan biçimli gerilimli kıvrımlar gibi, kim neyin niçin müptelası ve müşterisi olduğunu dahi ve hatta, neyi niçin olduğunu ve öldüğünü kesinlikle bilememektedir…
Hayatın kapladığı çukurundan zirvesine püskürüp fışkıran yol harç eziyet ve mahkeme masrafları dahil, kendini ancak tümüyle nizaha veya suskunluğa vererek sakinliğini huzurunu rızasını ve korku kaygı endişe şartına bağlı dipsiz uçurumlarda hayat sürebilmeye yıkım dengesini bulabiliyor herkes…
Bir insanın değer kıymet ve karakter ölçüsü, sahiplilik mülkü hırsı ihtişamı şatafatı görkemi ünü şöhreti ünvanı markası veya ayrıcalıklı imtiyazlı etiketiyle özdeşen ve örtüşen madde veya malzemelerle ilgili alakalı değildir. İşine gelenin veya şartlanmış ön proğramlı kalıpsal formatlara uyup uymadığı sebebiyle herkes tarafından büyük bir hayranlıkla ilahlaştırılarak üstünlük övgüleriyle takdir edilenin itibar saygı ve kabul görmesi yahut itici kahredici öfke kin nefret lanet okuyan linç girişimleriyle dışlanıp reddedilmesi, çelişkilerin sürüklediği kayıplarda insanlığını bulamamanın kendine özgün ve saygın hak hukuk vicdan ahlak sevgi adalet duygu düşünce kültür sanatlarla yoğrulmuş beslenmiş büyümüş donanımlı kişilik değeriyle uzaktan yakından ilgisi samimiyeti yakınlığı gerçekliği ve alakası yokluğun sebebindendir.
Toplum içinde onurlu duyarlı ilişkili ve liyakatli ( hiç bir şahsi çıkarını önceleyici yapmacık ve sahtekarlığa kaçmaksızın ) birey olup; ve asla yüzeysel iğreti ve yapay çeperlerde durumun getirisine göre davranış ve duruş sergileyen kopukluğa idareliğe aidiyetsizliğe kaypaklık edip kibirli ihtiraslı görgüsüzlük ve gösteriş böbürlenmelerine gitmeksizin , mutluluk paydasını ortak yaşam değerleri ve birikimleri paylaşımından çıkarmaya emeği sorumluluğu katkısı tutkusu ve kıvancı olanındır bir insanın değerli olup olmadığıyla ilgili alakalı kişilik ve karakter gösterge kıstası.
Ne ki…
Aşk sanatından doğan insanlığı sevgi saygı ilgi yakınlık hoşgörü tolerans duygusu davranışı kararlılığı duruşunda nice karşılıklı kabule ve değerbilirliklere çoğaltıp büyütmenin sınırsız kaynağı , yorulmayan özverisi, tükenmez inancı gayreti çabası serveti olan ilkesel duyarlılığıyla, konuşan, danışan, düşünen, anlaşamasa bile anlayan zenginliğin muhatap aldığı değerliliktir, her insanım diyende deneyimli birikimliliğe dair kazanılmış olması ve mevcut bulunması .
Olmadığı içindir kendine özgür kişilikli kimlikli ve kazanımlı özgün değerlerden yoksun aciz ezik mahrum ve aidiyet sicili kayıp, günümüz magazin ve tüketim piyasası bağımlısı tek tipliliğinin akıl fikir duygu düşünce lilim sanat dil kültür harici imrendiği adandığı ve tapındığı hayranlık profillerinden yapay zeka taklitçiliği yaparak, yutkunduğu kuruntu artıklarıyla beslenen yozlaşmış kokuşmuş çürümüşlüğün güdümlüsü ve her sorununa alışmış kanıksamış giymiş kuşanmış insan maskeli ve sürekli her şeye kusursuzluk mükemmelciliğine hayatını kaybetmiş fakat üstün başarılara mutlu pozu kesen formatlanmış kişiliksizliklerin kukla piyesçiliğini şıllıklaşıp dangalaklaşan ; her türlü çıkar gözetmeciliğini çirkefleşmekte ölümüne birbiriyle kapışıp azan kuduran ve yarışan fakat bütün kötülükleri iyilik güzellik süsü olarak içindeki bütün pşslşkleriyle beraber ortak yaşam çarşısına kusup boşaltan ; şekli şimali dondurulmuş cerrahi kostümler içinde cesetleşmiş fakat sağlıklı görünümlüğe hem rezil hem de soytarı; hücre hücre ayrışmış özgürlüğe müşteri fakat uzaklaşmış ara soğukluklarda kendine ait olmayan yabancılaşmaların mutsuzluk, susmuşluk, sapkınlık ve şiddet diliyle konuşup saldırganlaşmasının olağan ve sıradan sayılması kimsenin ( herkesi tek kalemde eşitleyen küresel esir pazarı kıyamettinde konuşması düşünmesi anlaması duruşu davranışıyla uyuşup benzeştiği paraya şöhrete ve güç gösterisine endeksli alım satım toptancılığının mülkiyet merkezlerine haciz ) yadırgadığı mal malzeme ve madde beyanından başka bir şey değildir artık insanlık.
Seyfi Karaca….. Kasım/24
…
GAM PERDESİNDEN
….
Do kararına gelip durmadan daha
Gam perdesinde serbest dolaşan yay keman ve dümbelekdarbuka
Gubidik
Gubidik abidik almış başını gidiyor
Evden uzaklara doğru
Başarılmış bir günbatımı
Ve sabahlarca günaydın
İklbaharın getirdiği çiçeklerle çınar dallarında esen sonbaharda
İçerdeki beyaz camlı pencerelerden ve yüksek tepelerden alabildiğince
Kendini affetme suçluluğu duymadan
Derlermiş ki insanı dünyayı bilenler
Yarınlarını güzel yaşayanlar
Mutlaka geçmişinde anlamını kıymetini bilen değerden ve güzelliktendirler
Yol gide gide
Sıfırdan başlayıp sıfırda bitmeye
Duraktan durağa inen binenleriyle küçülüp büyüyen dünyayı
Olgusu
Bulgusu
Sezgisi
İnsancı
Ön tanısı
Kesin tespitiydi derken
Düzensizlikten düzen kurmaya aklı bozdu gubidik abidik, davul da hoş beş filandan kavrayıp getirdiklerini
Çınlayan dereye
Bozulan bağa
Ötedeki ırmağa
Tokmağın zombur gümbür kalkıp inen kol ve kaldıraç gücünden
Kafayı taktı
Niyeti sapıttı
Kızıştıkça azıttı bozdu dağıttı azap gazaba çarketti, duvarın dibinde damın arkasında kimse kimseyi bulamazsa
Muhtar mührünün
Ve Kameraların görüp görmediği her köşe bucakta baldız bacanağı, bacanak baldızı, bacanak hem baldızı hem bacanağı
Elti görümceyi her yol mübaha kamalayıp bıçaktan geçirdiği
Bu esnada Arpalar yulaflar çavdarlar tozlu yollarda izini akıbetini zavar değirmenlerde haraba yazıp
Evinde insanlık oturmayan örene virana
Ağaçlar kendini bilmez oldu, cümle hükmünü murdar etti intihar eğilimli insan
Sigortası attı tüketim marketlerine bağlı hakkın huzurun, aşkın vebali kötülüğün dillerine düştü
Günü karardı
toprak can çekiştiği yerde öldü mevsimlerin hayatı kaydı
Kendi çocuklarını katlettiği sabıkadan hakkı ve üste çıkmak için ne hukuk bildii
Ne ahlak tanıdı
Ne vicdan ne huzur ne onur hiç
Hiç
Hiç
Erimeye yakın Kızgın demiri döve döve döve
En mükemmel ev bark çarşı balkon cadde sokak
Ve insan yapacağına içten pazarlıklı
Ve kafadan matematikli
Ve sürekli sapmalar zarar ziyanlarıyla günden güne azalıp eksilerek
Bozulmuş çürümüş bıkmış usanmış
Almış başını gidiyor dünya
Hiç
Hiç
Hiç
Do kararına daha inip dokunmadan
Dümbelekdarbuka
Seyfi Karaca…… Kasım/24
….
…
DiPNOTUNDAN HAYATIN
….
Sıfırla ölüm yaşı arasında ayırdedici hiç bir özgünlük yok artık
Yılların ve yolların büyüttüğü yaşta bellekte bilinçte birikimde karakterde donanımda hiç kimsenin magazin kusmuklarına ve tüketim piyasası afyonlarına bağlı kalmaksızın kendi gerçek ve özgür yaşam dünyasından tanıklık ettiğiyle farkı olmadığı gibi yenilmişliğe yanılmışlığa biriktirerek çoğalttığı sorunlara çözümlemesi de yok.
Bu sebeple herkes özendiren ve alıştıran döküntü çanağında ne varsa birbirine çalıp bulaştırarak kimsenin saygınlığında kalmayan anlamsız dağınık dolaşımdaki tezgah ürünü ağız dil ve davranışları kullanıp tüketmekte. Anlam değeri gerçek karşılığıyla olsun olmasın donanmış yüklenmiş şiddetin cinnetin vahşetin kuşkunun kibirin baskının dehşetin gırla gezip cirit attığı ve kol gezdiği kokuşmuş çürümüşlük dolaşımıyla içgüdüsellik çalkamasından Aşkım bemişim gargaralayıp tükürmekte herkes en yaygın bilindiğiyle mesela.
Çünkü tahammülde toleransta paylaşımda ilgide iletişimde hiç kimsenin hiç kimseye itibarı samimiyeti ve saygınlığı olmayan; kibire hırsa ihtirasa mükemmellikçiliğe ve sürekli kazanan başarılara odaklanıp şartlanan insanlıktan çıkmış sapkınlıklarla hayatın sürüklenişi sırasında olası hata kusur sakarlık doğallık ve insanlığını ( birbirini kışkırtan ve birbirinden yapılanan hor hakir aşağılık bakan gören ve baskılayan bozulmuşluklarla ) kabullenmemekte.
Duyarlılığı samimiyeti emeği gözlemlemesi yoksa sahtekarlık üretir yalandan yapaydan para odaklı ihtişam gösterişli , mükemmellik şartlandırmalı ve denetimli serbestlikliğe mahkum kişilik ve kimlik. …
Türkiye… varsa yoksa içinde toprağında denizinde güneşinde göğün altında yapragın tomurcuğunda her şeyiyle yaşadığımız gerçekliğe sımcıcacık; tan yellerince günaydın, dünya incisi ve gelincikle ekşileşmenin ülkesi ve akşamüstü çayın tüten buğusunda aşkla yoldaş olmanın tutkusu , hasret ile hayale eşsiz emsalsiz gözbebeğimizdir, kutlu vatanımız kutsal öz yurdumuzdur, bir tanemizdir , her şeyimizdir, değerini kıymetini bilene.
Seyfi
….
GÜNÜN GÜZELLIGINE ve SANA SONSUZ TESEKKÜRLERIMLE
…….
Sevgili kardesim, sair-yazar HACI IBRAHiM SAGIR`a hithafen ..
Yel yahut su degirmenlerinin akintisina - rüzgarina kapilip da, kar topu, nur topu, ates topu…hepi topu dipten bucaktan her neyse dönüstüren arac gereclere muhtac, murdar, mahkum, minnet, aciz ve mahrum olmaksizin, YASAM ENERJiSiNIi veya KAYNAK DEBiSiNi israf yoluna harcamamak icin TOPLUMSAL CÖZÜMLEMEYI bireysel keyfiyetten öncelikli kilmalidir saglik sihhat huzur mutluluk edep güven saygi sevgi ihtiyatinda kendini bilmek ve bulmak dileyen insan.
Cünkü toplum cogunlugunu dengeleyip tartan bitmez tükenmez ihtiyac ve gereksinimlere bireysel keyfiyet simsiyahligini kaplayip örterek yapilan her süslü dekorlu AMBALAJ, gecici süreligine sarhos sendrumuyla insani yok sayarak kamastiran uyusturan ve kandiran aldanmalari saglasa da, narkoz etkisi gectikten sonra evvelki BOZULMUSLUKLARIN bütün hastalikli agri sizi sorun dert irinleriyle beraber kiskirtip kanattigi yerin kapanmasi asla mümkün olmayan cürümüs- kokusmuslugu katlayip en derin yirtiklardan ihmal edilen ve eden toplumlari istisnasiz her bireyiyle yüzlesmeye cekerek icindeki ölü insanligi tükürür ve kusar…
Biz…simdlerde MAGAZIN BAGIMLISI ahmakliga kul köle kilinarak ihmal ve ihanat edilen EDEPTEN EDEBIYATA tüm toplumsal degerlerin kokusmus cürümüslügü bedelindeki her insani yüzlesmeye cekip sürükledigi en sapkin , cani, yaratik, mahluk ve VAHSET bagimliliginin icindeki iltihaplasmalari disa vurdugu ve ciban basi durumundaki toplumsal cüzümsüzlüge bireysel yerinden kanayan ve bütün toplumu sabahtan sabaha kadar dönderip kivrandiran ve herkesin yillar yili kayitsiz ilgisiz soyut yapay kalmalar sonucu bir noktadan sonra kendini tanimladigi NARiN…NARiN…NARiN…NARiN..sebepler sonucunu senelerce yorduk yazdik irdeledik konustuk dertlestik söylestik sevgili kardesim IBRAKIM`le. Konusup yazmaya da devam edecegiz elbette.
Sesini telefonda duydugumda, okula gidiyormusum gibi bir sevinc, bin telas. Medrese Mekaninda görüselim dedisek de, KALE`ye karsi ve Sehrin Meydanina bakan yukari bir yer olsun istedik.
Yillardir bir türlü biz bize kesismeyen ve bulusmamiza engel tatil araliklarinin uzakligi sebebini en nihayet kocca bir hasret yanginiyla sarildik kucaklastik. Bastigimiz yeri sasiracak derecede üstü basi tütün kokan masada zaptedilmez bir sevincin dalginligini sanki her lafta her sözü birbirimizin dili ve keimelerinden aldik bizi bize yudumlayarak ictigimiz hasrete tastamam ettik. Saatler ötekileri kovaladi böylece, carsiya biraktigimiz horantayi filan töbeki unuttuk. Dertlestik de, hüzünlendik te, güldük sevine sevine bir olduk ta..Doyduk mu bir birimize, ne gezeeeer, diyerek, nicelerimize ve öteki bulusmalarimiza birbirimizi sarilip öpüp koklayarak görüsüp kavustugumuzun hatirasi essiz ve emsalsiz efsanesine birbirimizin ismini yazip yeniden görüsmelerimze ismarladik.
Günün güzelligine ve sana sonsuz tesekkürlerimle canim kardesim IBRAHiM.
Kardesin seyfi.
…lafin sözün daha ötesi ilerisi berisi siirin hakkiydi her daim…
…..
EYLÜLCELERE
……
Eylene söylene dünya dedigin bir avuc toprak
Bir yudum su
Bir sehimlik ömür nafakasi
Bir perdelik isik ve gölgeler oyunu
Dünya dedigin, bir uzak yer, bir yakin yol, bir garip diyar, dünya dedigin..
Bir rüyalik arzuhal perdesi ve bir görümlük hasret kapisi,
icinde sakladigi sirra mesken misafir insan dedigin bir solukluk can..
Döner bu mekanda saat
Yol isler
Ilmek baglar kördügüm
Evler yapilir bozulur, yel eser, ates yanar, insan irgat durur kendi kendine
Güz olur, günes sogur, dünya bir toz duman harmanidir
Eylülcelerden,
Savusur gider gülümserligin yanaklarina dokunarak avludaki hayat..
Iraklari getirir götürür konar göcerlige yaban kuslari
Zaman degirmeninde herkes sirra kadem saklambaclar sürer savurur
Dünya dedigin bir dönümlük hasat mevsimidir kimi kederin kiracinda
Kimi irem bahcelerinde huzurun…
Seyfi Karaca……..Eylül / 24
AKLIN ne darasi vardir ne kostünü ne bileti ne ambar cüzdani ne emanet kapisi ne dükkancidan ortaya karisik ambalaji sevgili GEREKSiZ MORFi. Kendini hic bir hacize ve tenezüle egip bükmeden yasatabildigin senindir. Sendendir. Bu kadar bozlmusluk kiri ve pasi icerisinde bu delilige akil yormak her sosyete erbabinin üstesinden gelecegi ve kalkacagi is degildir. Demek ki bu diri diri insanlik ölüsünü gömerek yutan koca cöplükte ve sonsuz boslukta tutunmaya calistigin cirpinislarindir, bence hic büyüme ve hep öylece deli divanelerde insan kal...
İnsan insan derler; insan nedir bildin mi sen?
……
FiLISTiNCE SIZLAYAN YARAYA
……..
Duvarlar…
Egriyi dogruya ipte salinan kuyu gibi
Ucurumlari birbirine egirip ören duvarlar
Kasali sarjörlerden kursunlara delik desik ve omzundaki dünyayi unutulmus bayramlarda
Esir pazarligina
Gün ortasinda ve sabaha karsi cölden basraya, ölüdenize ve sahra cicegine
Iraktan Filistine kac gün kac sene bilmem kac yüzyil
Barismasini bilmeyen savaslarin cayini sekerini eskisi bile kalmayan minderlerde zehir etmis
Insana yamali bir kiyametin önünden ardindan
Kaynayip kuduran depremlerden daha siddetli, daha cok
Kölen olayim dercesine kizlar kadinlara, kadinlar kül benizli yara bere icindeki cocuklara
Insanligi hic kimseye hatirlatan
Bütün tabelalar sökük
Koridorlar hortlak
Bahceler viran, pencereler dilsiz, duvarlar delik desik
Her dam havaya ucurulmus yirmili yasin gencecigi
Uzun kuyruklara durmus ölm gibi cöken bir kabusun yersiz yurtsuz cölüne
Gökten yagmur degil
Kar degil
Kirci degil
Tipi degil
Huzur degil güven degil mutluluk degil
Sadece ölüm kusan cinnetin bir dahaki sabahina vedalasan sonsuz siyahlik
Kahretsin….
Lanet olsun…
Tövbe yeminler olsun ki cehennem zebanileridir köpeklesip kuduran
Azgin kuduzdur insan degil..
Seyfi Karaca……..Agustos / 24
….
DELON DELLETİNE 3
…
Hız zaman mekan mevki nüfus güç gösteriş otorite servet saltanat makam ünvan her konuda ve her alanda acımasızca yarışarak rakipsizliği elde etmek için duyarsızlığı ve markalaşmayı getiren ve bu uğurda tüm insanlığını yitiren makinalaşmış sanayileşmiş her şeyi sinemanın parlak yüzlü kadınımdı erkeği ve her tarafından şehvet fışkıran kadın tiplemesini sermayesi olarak kapatan sinema her şeyi giderek menfaati ekseninde eşyalaşan bozulmaların Emmenuella- Isabella pornoğrafik serisinden önce Birjit Bardot” u ve Alain Delon’ u hayal perdesine mimleyerek görsel pavyon sermayesi olarak kapattı.
Hiç kuşkusuz ki zifirkatranı uçsuz ücralar sonsuzunda geceyi sarıp kuşatan yıldızların kamaştırdığı tarifsiz tanımsız duygusal çalkantılı etkileşimler gibisi, karanlığın içinde oturan salonların hayal perdesiydi aynı büyüleyici ve etkileyici doğurganlığı ve doyurganlığıı hayat gerçeğinden öykünerek beslenen sinema.
Bu yüzden tüm diğer sanat dal kol icraat ve kaynakları gibi toplumun bireyin ve insanlığın bütün sosyal içerikli ( çünkü çoğul katılımcılığı kapsayıp hitap eden hassasiyetiyle) müjde sezgi duyum bilinç tavır duygu düşünce itiraz gözlem fikir bildirimleriyle sorun ve çelişkilerine her türlü ilgi ve yakınlıkta aklı fikri ruhu gözü kulağıydı sinema.
Oysa Alen Delon ve Birjit Bardot gibileri aynı kulvarın eşzamanlısı deyim yerindeyse adeta süslü salonların kiralık garsoniyesi veya oyna deyince het çalkalamaya oynayanlığın kenar köleleri saplam gutmuş kadın kostağı erkek fahişesi lisansına, tüm bunların aksine ve hiç birine şöhretlikleri süresince varlık duyarlılık göstermediler ve hayatlarını her zaman tanrılar gibi tapılacak ilgiyle el üstünde tutulmaya odaklı ünlüler çöplüğünde yarım bırakarak hayatlarının görünmeyen kısmındaki acımasız yalnızlığın bütün azap verici öldürücü ve kahredici şizofrenleriyle murdar olup gittiler.
Bu sebeple ömrü hayatınca Cezayir Vietnam da de Ruanda’ da diğer Afrika kıyı köşelerinde Orta ve Uzakdoğu ‘ nun her yerinde akka hayale gelmedik vahşet düzeyli katlamlar ve soy kırımları yapan Fransa” yı görmez duymaz bilmezden gelen bayat numaralara yatarak, yeryüzünde olup biten hiç bir haksız hukuksuz insanlık dışılığa ilişkin onurlu duruş ve tepki sergilemeyip her Fransız şöhretlisinde olduğu gibi Türkleri önyargılı Avrupa tipi fetişist dolgulamaların ırkçılığıyla söz verdiği İstanbul randevusuna gelmeyerek Erşvan’ a gidip orda bunlar soykırımcıdır diye üçüncü sınıf sahne sergilemesi, çaptan gözden düştüğü şizofrenik alçaklığa depreşmiş travmalarını susturup sakinleştirmeye çalışan Alain Delon” un piyasa ünlüleri vitrinindeki görünen kıza benzer cilalı yüzünün arka çöplük gerçeğinde tüm hayatını hortlak etmiş zavallılığın inancı yitik hayatı kayıp kişiliği ve kimliği intihar arızası ve tezgah laçkası kokuşmuş çürümüşlüğüyle en son kertede bütün insanlığa ve dünya değerlerine kin besleyip lanet okuyarak şöhret soytarısı olmalar uğruna kendini öldürünceye kadar sallanıp sarkan rol kesme repliklerden hayvan mezarlığına sığınıp tutunmaya çırpınarak hayattayken ölmüş .moruklaşmış vasiyet ve veraset sahipliliğinde kendine son verdi.
İnsanların kıyaslayarak aynı seviyede yorduğu rahmetli Cüneyt Arkın’ sa tam tersi ait olduğu toplumunun ve insanlığın inandığı bildiği doğru ve yanlışlarına zıtlıkların çelişenlerenden temize çıkması uğruna hep insan tarafında kalarak hak hukuk güven özgürlük iyilik sevinç kaygı adalet vicdan hoşgörü paylaşım saygı sevgi dil kültür cesaret yiğitlik doğruluk dürüstlük mertlik kanun ilim bilim değerlerinde hiç ödün vermeyen açık yüreklilik ve kararlı duruşuyla daima çoğulcu hayatın tüm ortak dengeleyenlerine toplumsal saygıyı kültürü bağı son nefesine kadar yitirmeyip kavgasını verdiği azmiyle ve inancıyla; çocuklarının babası Türk toplumununsa zerre kadar Delon benzeşmesi olmayan ve nasıl inandıysa öyle yaşayarak tamamladığı kendisiyle ahirete göçen insan güzelliğindeki ölmez eskimez örnek rol modelidir. Hatırasına sonsuz saygıyla rahmetlinin.
Aşagıdaki şiir ordandır …:
DÜNÜGÜNÜ
Zaman kavramını silip süpüren
Gökyüzüne saçın sergen olmuş yıldızlardan biri de benim ladesim olsun diyenlerindir
Ağır ağır
Dizim dizim
Sıralanmış gökyüzü kolyelerine gerdan kırarak döner insicam , kainat büyür, güneşten kamaşarak
Gece Şuh fenerinden med cezir olur, sular köpürür kabarır taaa ki gğnaydın olacak serğvenlere
Yoklaması geleninse eninde sonunda künyesi çağrılır okunur
Olmadıysa
Bugündü
Yarındı derken rahmetli olmadıysa, herkes bir gün ölüceği kesin kaidelere
Farkındalığına varıp
İnsan Farkıyla yaşadıysa vasiyeti aştır
Geride kalanlarına cümleten sabır selamet
Seyfi Karaca. Ağustos/24
….
CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
…….
Meclis…
Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
Meclis…
O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
Trafik terörünü
Cevre kirliligi canavarini
Kayit disiligin haydut haramilerini
Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir,
Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
Seyfi Karaca………..Agustos / 24
….
CAYIR CAYIR INTIHAR TUTUSURKEN IZMiR
…….
Meclis…
Milleti toplumu hice iplemeyen kiyak kaymakliliga meclis
Dört yil boyuunca hic bir yoklama gününde yerinde ve koltugunda bulunmayan
Isini gücünü söhretini nufuzunu saglama almalarin ihalesini kovalamakla gününü dolduran
Ve dört yil sonrasi okkalisindan emeklilige kendi kendini sevk ettirmenin derdiyle
Bütün hisim akraba tanidik ve yakinlarina
Tatilde sefada sayfiyede saglikta kaplicada döner kulade yüzer havuzda
En ayricalikli toplum üstü imtiyazlarin vekilligini damgalanmis mühürlenmis vaziyete meclis
Ve toplumu milleti haricten gazellerin sefalet kapisinda birakma istismar ve ihanetiyle
Aldatip oyaladiginin muntazam zeminlerini dayanmis dösenmis
Meclis…
O partiden bu partiye oynak kaypak gezgin ve satiliklarin keyfiyetiyle odakli zimmetli
Temsil ettikleri iradeyi sahtekarligin daniskasina cirolayip transfer ederken
Trafik terörünü
Cevre kirliligi canavarini
Kayit disiligin haydut haramilerini
Ve kanunsuz hukuksuzlugun yagma yikim cellatlari ve mafyalarini ihya eden kacaktan
Alistirilarak herkesi kaniksatan ve kabullendiren kayitsizliktan evvelkiler
Ve ormaniyla dagiyla kusuyla cekirhgesiyle ötekiler gibisinin tipkisi
Cayir cayir intiharlardan kivilcimlanmis yanginlara yenisinin kundaklandigi
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir yandi tutustu kül oldu izmir…
Izmir,
Yandi yandi tutusu küloldu izmir…!
Seyfi Karaca………..Agustos / 24
….
HUNAM KINAYE
…..
Zengini yoksulu
Sohbet muhabbet
Beşikten mezaraydı saygı sevgi
Ve taa evvelisinden kalem yokken,
Kağıt yokken
Ve sadece söz
Yalnızca söz
Çakmağın ateşlediği tabakadan tütün sardırmaktan çok daha uzun ömürlü
Ve üstünde kumaşı eskiyen bütün urbalardan daha çok kıymetliydi yalınçıplak insan
Tek başına rağbet gören itibarda beyana dayalı söz iken saygı sevgi ve karşılıklı güven..
Gel gör ki halde vakitte içler acısına azap kezap dünya hanemiz ve insanlık güncemiz
Kime çektiyse artık lafını kifayetsiz masum kibar geçersiz ve hükümsüz bırakarak..
Damardan yediği bozuk karışımlar sayesinde herkese benzeyen
Fakat hiçkimse olamamaya bulaşık ve çamurlaşmış
Ortalık bir anda çatırdayarak dehşet saçan husumetle yandım aman
Bozulmuş dağılmış yoldan hizadan çıkan bozguna durmayın
Durmayın devam edin anonsunun kanca taktığı
Tekme yumruk kafa kol diz dirsek
Tüm bunlarla da kalmayıp vucut takım ve organlarının yetmediği yerden
Taş sopa demir çubuk zincir kazma balta halat çelik..
Ellerine ne geçirdilerse birbirine geçirip girişerek
Yaralı bereli ölü yahut daha beterine yere yıkılıp serilmelerin
Başına gelmeyen kalmadığı pilakası ezik kalıbı yamuk boylu boyuncası hükmen hurda
Gerek ruhen gerek bedenen mutlak surette arıza ve sakatlıklar çöplüğüdür
Arkadan dolaşan ve asılsılsız fesat fitnedir
Kundakçıdır
Tetikçidir
Arabozucudur
Çaşıttır
Sahtekardır
Dolap dümen ne ararsan gani gani ganisiyle
Kimlikleri belli
Faili ve cürümü insanlık dışı kadar sabıkalısından suç..
Eksiklik alçaklık eziklik ve yoksunluk duygusuyla bütünleşik
Kör topaldır genelde
Kendi benzeri olmayana kin güdüp karınsızlık eden bağnazlık küfünün
Üstüne yakıştıramadığı
İçine sindiremediği
Her şeye kin güder bugs eder kıskançlık taslar çelme çalımların muhbirci ihbarcı pususunda yatar
Ayakçıdır genelde
Yalakadır genelde
Yancıdır genelde
Yalamadır yaltakçıdır yalcıdır
Genelde yalpa yamuk yardakçıdır, hindir , sinsidir, çarkıttır, çürüktür, eziktir, çoraktır, çöpçatandır
Yedektir hep..
Ortak hayatımızın dibine temeline köpürüp püsküren azmış kudurmuş pisiko manyan mayın
Yuvalanıp döşendiği tahrip ve tahrik kalıplarına akıl fikir fakiri
Ud ihtiyat yoksunu
Cinnet ve cinayet imalatçısı, kirişini kontrolünü kaybetmiş hortlak zıvana
Seyfi Karaca…. Nisan/24
….
HERDEM SEVGiLi
………
Haritasi vardiysa
Deli divaneydi sevgi sayginin adresi
Cirpinan yürekte atesin sargin yanginlarina kor körük
Cesareti vardiysa ancak kitabi kalemi vardi kanun nizamin
Ve ancak kitabi kalemi vardi yazacak diyecek derdi davasi duygusu düsüncesi olanlara
Derdi merami vardiysa ancak siir siirdi, degilse avanak aglatan sefil yoksul zikkimzemberek
Kavradigi
Sordugu
Sorguladigindan kelli özgün kisiligi vardiysa, inanilir samimiyette karakter sahibiydi
Sanat edebiyat ve dahi her kisi....
Her kisi kendi degildiyse sözün sayginin onurun itibarin hic bir eder kiymeti yoktu
Ibadet edip mülk mal hirsizlayanlar gibiydi soyut sahte maskeler altinda
Piyasaya uygun ezber pozlardan caka satiyorduysa esir boncuklariyla süs kenarinin
Konar göcer kelepiri ve yanar döner müsveddesiydi insan mekanizmasinin icindeki
Ve disindaki furya magazincisi ariza..
Oysaki,
Akli vardiysa ruhu bedeni de vardi yerin gögün pusulanin ve saatin
Insandiysa aklin fikrin ehil erbabiydi dün ve yarin,
Öncesi bilinmeyen
Sonrasi hic bilinmeyen kimin hangi satte hangi pusula devresinde
Vicdani vardiysa nerde ne zaman ne olacagi belli özgürlüktendi
Özgürlügü vardiysa insanin dogdugu ve öldügü yazili olan
Mezar taslarinda degil aklindaki sevgili ve kalbindeki kütüktendi
Akli kalbi vardiysa ancak
Sanat insandi
Insan söze yaziya siire edebiyata ve sanata meraki hic gitmeyen
Tutkusu hic bitmeyen
Dili hic susmayan
Akli fikri vicdani hic sönmeyen ..
Gözleri gören, sezgileri duyan, ilim irfani her derde derman
Siirin sanatin kalbi vardiysa
Sorumlulugundan kacmak sinmek kaytarmak ve saklanmak gibi matrak maskaralardan
Piyasalar süsleyip donatan MANKURTLASMA enayiligi yoktu siirin
Sözün
Edebin
Edebiyatin ve sanatin..
Herdem ve herdaim,
Ve böylece aklin vicdanin isaret ettigine kimsenin kulu köpegi olmamaya özgürce
Aslimiz asaletimizde mülkü serveti olandi zaten ask ve insanlik
Senden okuyup ögrendikce sonsuz ölümsüz oldu aska özdes hersey
Ask güzelinin sila yurduysa
Essiz emsalsiz
Hem sevgilimiz hem de vazgecilmezimiz TÜRKiYE`dir
Seyfi Karaca………..Nisan / 24
…..
MÜJDELERiN EN GÜZELINE ASK OLAN ÖMRÜMCE
…….
Dediler ki…ismi niteleyip tamamlayan SIFATTIR. Fiili eyleme geciren güclü kuvvetlilikse Zarfinan Zamir. Yoksa, dil bozulur laf bozulur söz bozulur ilim ikrar cer cöpe zarar ziyan olur , ki…insan kendi yerini terkettigi kör bulanik bozgun yerdeyse kaliplasmis kemkümlerle tekrar eder durur acisi kederi kahri derdi davasi sancisi ve eziyeti dünya vakti zamanin..
Olduysa, bulduysa, ettiyse, kendisiyse zor güc belalarin üstesinden gelen zaman zuhur insan ve kainat, tam dengi dengine gelmistir seven ve sevgili olan sihirli gizem.
Astir kökten sacaga sacaktan dala daldan göge gökten yere kaplayip kucaklayan sihirli büyülü devran..
Ismin yerineyse zamir edat o veya bu su gibisinedir.. Fiilde derinlere sardirarak yük cereme dert kaygi kasabeet sorumluluk yükümlülük evet ve mutlaka ammmaaaaa..
Ettik gittik olduk eyledik ve gördük madem..Simdi SEFASINI SÜRMELERiN TAM ZAMANI ve yeridir. Ey deli divanelere sevdali ve tutkulu gönlüm, ömrün bunda daim olsun ve zaten yerin yurdun olan nerde aksam orda sabahlarcasiyla askin HASBiHALLERiNE hos geldin.
Seyfi.
..
SEVKÜLLESiNCE HORTLAK SEKiLLi BOP KAYIT
…….
Süt…
Süt ve su
Süt ve su ve toprak
Süt ve su ve toprak ve kök…
Sicilini sacaklandigi ve filzlenerek boy verdigi hayatin görünmez derinliklerinden
Görünür dallarina ve göklerine bezenip donanan alindan yesilinden
Bütün sesleri renkleri ve canli cansiz bütün envai cesitlilikleri
Insanligi olmayan tabiatsizliga bozar kirlenirse minel cinnetin
Osmanliyi hacize koyan darbimeselden
Ihanetin ve hainligin bini üc paraya,
Duyunu umumiye canagindan cömcelenmis bitlenmis
Yerli görünümlü yabanci usaklarinin eski küf hücrelerinden cillenerek
Kusnugunda ve kursagindaki zehir zikkim yüklü her madde bozuklugunu
Kullananlarin aferinine bop kontenjan aciklarindan puanlayan birinciliklere
Büyük pay kapma derdiyle kücük finoluk yapmak icin her tezgahta dört dönen
Sinirsiz isgallere
Sinirsiz sorgusuz yagma vurgun soygun talan ve yikimlara
Engel gördükleri cagdas ilerici saygin gelismis ilkeli kuralli Atatürk Türkiyesi`ni
Ve bütün saglam dayanikliligin liyakatli güvenli üreten gelisen büyüyen
Inanilir güvenilir hukukun üstünlügüyle esit yurttasligi önemseyip önceleyen
Aydin yarinlarin Türkiye Cumhurriyetini bir türlü icsellestirip sindiremeyen
Niyette
Amacta
Cikarda
Ganimette
Yikimda
Ayni gayrete sirketlesmis haydutlugun
Eski bogazici holding sosyeteleriyle, bugünün bop türevleri ayni hücrede sarmas dolas
Gericiligin uluslararasi militanist yobazligina bütün piyasa yazilimlari
Bop merkezli patron tanrilarca tek elden
Catisma kültürü ve toplum avanaklama üzerine kurulu sürekli siparislerin
Isbirlikciliginde ahlak inanc din kültür had hudut kimlik ülke ve toplum tanimayan
Siyasi manevrali menfaat odakli öncelige hergün bir yenisiyle
Bazan da eskilerini kendi kendine karistirip bozan sinek vale papaz..
Istismar markali hortlak iskambilin
Kefereligine diri diri kurtcuklasir, egrilesir pustlasir, hic sasirtmayarak
Sevküllesir hersey..
Ki…
Türkiye kadar güzelsin sevgili Atatürk
Ölümsüz sevgiyle
Türklügün ve yigitligin sen kadar , bizimlesin
Seyfi Karaca……..Subat/ 24
……..
TERCiH MESELESIYLE HAYAT SANAT
…….
Kime inanacagim neye güvenecegim temel sorunu ve sorusunun karsiligina, bir arti birle baslayan evli barkliligin bütün baslarkenki ortak yasam deger ve sevincleriyle kurulmus olan istek arzu karar haz heves düs rüya hayal arzu umut dilek ve beklentiler toplamini badanasi boyasi zevke göre ve altindan kalkilamayacak zorluklarla kurularak kefalet bedeline mutsuzluk ölcegini koyan pahadaki her baslamadan biten iliskisizligi hemencecik bozgun külliyatli bosanmalara sürükleyecegi hacizlik töhmetiyle, yüzüktür ceyizdir dekordur kostümdür kurdeledr tantanadir gösteristir müziktir danstir garnütürdür locadir gisedir…giris cikisi ayni kavsakta kesisen süslü salonlarin daha esigine atilan ilk adimla beraber birlesmeyen ayrisanlari oraya kulplanmis kaynaklanmis mevcutlu duruma dahil bütün figüranarin sahitlik tanikligiinda ve ilk cikan hir gürde bosanmaya götürüp sepetleyeceginin garanti belgesidir.
Soru, özgürce arastirip irdelemesini bilenler icin hayati hale yola koymalara iliskinligi acisindan her durumda nedenselligi doguran cevaplar bütünüdür cünkü.
`Adam veya kadin, kirsaldan bütün birikmis tikanmis ekonomik sosyal siyasal kültürel siyasi her bakimdan cöküsleri beraberinde getiren ve gelecegi görünmeyen acizligi oldugu gibi yüküne sarip sirtlayarak; söküp sürükleyen ve sürgünü mutlak eslimiyetlere mecbur birakan kokusmus cürümüs yiginlasmadaki sorunlar zenginligine hic bulasip dokunmadan kopup geliyor; ve sehir denen dev masalinin her bakimdan insan boy ve bedenini diri diri yutarak gömmeye canavarlastgi büyüklük ölcegine hantal lümpen basibos yalpalayan savrulmalarla hem sehrin zamanin hemmekanin hem de kendi geleceginin bütün arzu niyet dilek istek hayal ve beklentilerini harfiyyen ve hatta kendi rekorunu kendine kirdiran erisilmez emsalsizlikler ziyadesiyle kotarir kurtarir,kahramanlasir, devasa masalin herkesi kendine hayran biraktiran fenomenlesme yerine koyar getirir..`..
Yok böyle birsey tabi. Insanlik tarihi boyunca da fizigin matematigin felsefenin biyolojinin kimyanin sosyo ekonpminin hic bir zaman böyle bir tanimi veya kaydi olmadi, görülmedi.
Cünkü kütleler ve küümeler birbirine ayrismaz iletisim cekim itim cözünüm kuvvetiyle ayrisir veya bütünesirken, hep hafif kücük azinlik olan,gerek eksende gerekse düzende agir büyük ve cogunluk olana aitlilik ve baglik mecburiyeti vardir. Bu yüzden bütün yarim eksik bitmis kokusmus cürümüs tikanmis eksik aciz yetersizligiyle KIRSALDAN KENTE sürüklenen kontrolsüz göcler, sehrin etrafinda dibinde tavaninda ve icinde zaten kendine has biriken cözümsüz tikanikliklarla beraber, hastalikli sorunlu kirsaldan getirdigini de döküp bosaltarak iyiden iyiye cökmüs cöreklenmis intiharlasmaya kamburlasan; ve hep ÜST ZÜMRENiN oldugu yeri gösteren imrentilerde ayni SOSYETE gösterisine seckin sinifliligin ayricalikli üstün imtiyazli yerli ve yerlesikligini buldugu her firsatta uyusur, degisir, baskalasir ve bütün heba edilmis insanlik degerleri pahasindan yabancisi oldugu sanal yazilimli masalin SEHIR EFSANECiLIGiNE sürüklenisini durduramayan kirsalin kücük kütlesi, sehirde zaten var olanlarla bütünleserek kokusms cürümüslügün görgüsüz ve gösterisli makinasina bütünlesir ve dönüsür.
Bu yüzden bu noktadan sonra ORTAK YASAMANIN ONURU SEVINCi KAZANCI ve HUKUKU adina hic bir kanun kural kaide inanc itibar vicdan özgürlük sanat ilim bilim ahlak düzen dinamik deger taniyip bilmemeye kendi kaderine terk edilen hayat; sürükleyenlerin haydut haramiligine dönük maddi manevi menfaat cikarciligindan baska önceleyip önemsedikleri inanip güvenilebilinecek ne bir din vardir ne cark ne isleyis ne denetim ne devlet ne irade ne kimlik ne karakter ne de kisilik.
Hersey herkesi sasirtacak derecede türlü hile dümen boya dekor süs rüsvet avans avanta maske operasyon organizasyon azarlamatürübün tezgah siddet zorbalik dayatma baskilama tezahürat saldiri cöküs cullanis abluka kusatma korku tehdit istismar vesairelerle birebir GERCEGINE YAKIN aldatmaca ve kandirmacalarin kendi basina herseye hükmeden; hickimseye hesap verme gibilere sorumlu ve yükümlülügü olmadigina inanan; diledigi keyfiyeti din iman kimlik ilim sanat edebiyat diye inandirip tapindiran; herkesi mecbur ve mutlak uyumlu esarete kendi kendini tanrilastirmanin her deger yitimiyle kazanilmisligin bogustugu sorunlar market ve markasinda sürü bagisikligini servet sermayeden bilerek sorgusuz denetimsiz soygun sömürü carkini isletip dönderme derdini davasini yidip gütmeye baslar.
Bu bakimdan daha gösteris pariltisi ve tantana gürültüsü sogumadan, kimsenin yüzü karakteri kisiligi kendine ait olmadigi kirli kahirli birbirinden bulasan hastaliklara dekor pazarlama eglence moda market ve esaret cürümüslügü endüstrisinde herkesin hic kimselestigi dekor kostüm boya maske damga cehre baldir bcak boy gövde gösterimleriyle dogudan dogruya BOSANMAYA giden yüzzük ttakma cikartma sanal ve soytari törenselligi, yeni KIRSAL`la evvelki SEHiR haydut harami sosyetesini birbirinden nispetlesen hirs ihtiras ahkam kibir lanet doyumsuzluk ac gözlülük küfür kahir asagilasma böbürlenme ve yaratiklasma ve alcaldikca adilik sifattan özneden ve yüklemden düsüklük gösteren yarislarla herkes herkese ALABiLDiGiNE GERCEGiNi veya GERCEGE YAKININI göstererek ORTAK ORTAGA hemfikirlilikte alisilmis yagma yikimlarin sürekliligini saglarlar.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakini göstererek hayatin bütün onur haysiyet adalet akil fikir emek hukuk vicdan ilim bilim yol itiraz tepki tavir durus yönüne - kayitsizligi herseyin kilidini cözen cilingir prensibi edinerek – iyiyi dogruyu degerliyi güzeli temizi güvenirliligi huzurluyu bildiren ve isteyen israrli inancli etkin ve kararli iradeye TARAF olunmayan; ve kenardan kivirttigi maskelenmis istismarciligini örtüp kaplayan soyut silik edilgen kaypak cikarci menfaatci NIHILIST vurgunlarin avcisi sanat siyaset ilim bilim edebiyata dair ne varsa kurdugu sahtekarlik sanayisi sayesinde bütün sayginligini islevini itibarini ve icerigini yitirip kaybederek YENi DÜNYA DÜZENi ölcekli BOP tasarim ve teskilartina yedekten eklenen kayirmaci destekci külüstürü sürsaltanat soytariciligindan baskasi degildir.
Ve buranin; yani KIRSAL`dan gelenlerle EVVELKI SEHiR sosyetesi, ortakca rahimleesip dogrdugu yeni ve cözümsüz sorunlar serveti üzerinden yigdigi sürükledigi depoladigi esaret kalabaliklarrina süpermarketler tapinaginin tanrisi kesilerek, sinema repliklerinin sürekli eski artiklardak kesitler kirparak güncellestirdigi gibi YANLISA DOGRUYU ÖGRETEN onurlu ve saygin ögretmenlermis gibi hic de öyle bunalimli sorunlu ÜST TABAKA ( zengin kiz fakir oglan diyalogundan ) kilasik ve bildik ayak oyunlari gezip tozmazlar.
Onlarin dünyasinda bambaska eksende hususi denetimli gözetimli ve donanimli dokunulmazligi garanti; ve bütün soygun sömürülerin en seckin her bir ihtiyacinin en lüksünde engelsiz sorunsuz temin edilip özenle karsilandigi kendi evrenlerinde dönüp dolastiklari; disardaki kakabalik yiginlar dünyasindan bi haber bütün kaynaklarin bir avuc azinlik olduklari tanrilasma kutsalligina kendi kendileri cöküp cullandigi dertsiz kaygisiz ve bulundugu ülke toplum cevre mahle civar dertlenme ortaklasma paylasma ve degerleriyle hem hal olma gibi ne bir kontaklari vardir ne ugrak dolasim birlikteligi ne de caresini cözümünü bulamadiklari agir depresyonlu bunalim yahut krizleri.
Cünkü sadece gercegi veya gercege yakin olani göstererek hayatin tüm celiskiler yumagini icinde yozlasarak kokusan yikima ve cürümeye terkedilen haydut haramiliklere kayitsiz ilgisiz cekingen bunak soyut istismara maskelenmis SANALDAN yapilip islenelen sanat edebiyat sinema siyaset yol ilim irfan icraat egitim ulasim veya tüm diger sosyal dokuyu kuran ve isleten degerlilikler, satildigi tezgahin pahasina göre kimliksiz ve kisiliksizlikter rakip tanimayan ganimete düskün sülüklügün ve sinekligin imar barinma arsa arazi yagmasindan baska ekokültürü olmayan BOP iskan ve iskambil kozlari gibidirler.
Oysa sanat insan olmadan evvel, yani sanat insanlasmadan evvel, yani sanat insana ilisip bulasip dokunu insani isletip dokumadan evvel, DÜNYASINA hic bir satilik etiketin maskara manyagi ve kullanisli BOP soytarisi olmadan duyarli ilgili bilgili deneyimli egitimli öggür GÜVENLI INANILIR saygin adil dengeli bilincli cesaretin; biriken veya var olan sosyal siyasal kültürel ekonomik dert ve sorunlara Iyiyi dogruyu güzeli mutlulugu huzuru ve tüm diger ezbersiz heves ve hayalleri etkin katilimciligiyla isteyen israrda tepkide durusta ve tarafta olmasi gerektigi gibi, tüm bu tikanikliklari yönlendirip yönetebilen cogunluga aklin fikrin vicdanin onurun ahlakin kisiligin ve karakterin neresi oldugunu gösteren BILGELIGI olmasi gerekir ki…sanat edebiyat sinemagilerin adina yakisir sayginligi inanirligi ve güvenirligi olaydi…
Ilkelligin ilkesiz kuralsizligina kapilmis ve sürüklenip götürülen derin yaralanmisliklarin devamli birbirini kollayan denetleyen izleyen gözetleyen korunan kolacan eden kusku süphe karamsarlik endise kaygi ihtiyat cekinge mesafe iliskisizlik iltihap uclarini garantili güvenliligin sigortasi bilerek, zor kosullu yalan talan vurgun soygun sömürü carkiyla tüketim piyasasina bagli ve bagimli bütün acizligini rencide olusunu tükenmis sabrini iclerinde biriken siddetli bozulmalarin sindirren öfkesini kinini suskunlugunu degersizligini dislanmisligini ifadesizligini anlamsizligini acizligini ezilmisligini ve tükenmisligini iyiyi güzeli degerliyi farkedip isteyemeyecek kadar kendine yabancilasmisligin soyut uzak öl ve corak duyarsizliginda akildan iradeden dilden kültürden sanattan cesaretten bilgiden egitimden özgürlükten yasama becerisinden ve cagdaslik hünerinden bir bir mayinlanmis hayattan kopuklugun iletisimsizligi ve bagantisizliginda, hangi sebeple olursa olsun ( trafik Pazar panayir festival daire park salon galeri cadde carsi hastahane postahane sokak konu komsuluk vs vs. ) her yerde her firsatla birbirine dokundugu an, negatif yüklü ve pasif tahamüllü biriktirdikleri topyekün cinneti, karsilikli ölüsmenin cinayetine döküp bosaltiyorlar.
Madem ki orda yoktur iyiyi isteyip secen saygin ve degerli tercih yoktur..
Madem ki yoksunuz, öteyi gayriyi artik sizi sizden arayip soran ve etiketi hergün hersaat her saniye suskunlugunuzun KÖTÜNÜN ENDÜSTRIEL ÖLÜ DOLASIM sinmisligine bagira cagira yazip bozarak mayalanmis ve markalasmis, saglam sabitlikte degiskenlik gösteren simsiyah vitrinlerin boyali badanali insan korkuluklari güncesindesiniz desenize siz sunun Bop ora burasina.
Seyfi Karaca……….Ocak / 24
….
YAŞARKENE DÜNYAYI
….
Üzülüp koparak
Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
Ne en iyiye
Ne herşeyin en kötüsüne
Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
Defol
Kaybol
Bas git
Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
Besbelli ya…
Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
Yunsun yukansın
Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
Gerçi yanıldık
Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
Uğrumuza kendimizi
Öğünümüze aşkı kattık,
Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin
Seyfi Karaca…… Ekim/23
HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE
…
Ziyaret yeri günü ve saatiyle
İnsana
Dünyaya
Ve hayata görüşmek dileğiyle
Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin
Bohçalanmış süslenmiş,
Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle
Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek
Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan
Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları
Derin
Uzak
Ve zifir zindan göklerden
Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla
Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş
Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil
Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında
Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin
Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı
Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen
Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının
Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim
Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş
Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel..
Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası
Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün
Belki ağladın üzüldün
Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan
Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin
Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde
Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle
Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün..
Allanır
Dillenir
Süslenirsin
Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan
Suyun toprağın hürmetine
Urgansız
İpliksiz
Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat
Solunum yetmezliği
Gıda yetmezliği
Konfor yetmezliği
Böbrek yetmezliği
Derman yermezliği
Dalak yetmezliği
İşitme yetmezliği
Görme yetmezliği
Sinir yetmezliği
İşitme bozukluğu
Damar tıkanıklığı
….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan
Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak
Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle
Anlaşılabilir
Mantıklı
Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat..
Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek..
Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran
Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya
Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki
Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş
Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş
Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer
Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede
Akıl yetmezliği
Fikir yetmezliği
Vicdan yetmezliği
Kalp yetmezliği
Hukuk yetmezliği
İdrak yetmezliği
Huzur yetmezliği
Hoşgörü yetmezliği
İrade yetmezliği
İnanç yetmezliği
Düşünce yetmezliği
Duyum yetmezliği
His yetmezliği
Sorumluluk yetmezliği
Özgürlük yetmexliği
Dil yetmezliği
İtibar yetmezliği
Güven yetmezliği
Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış
Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle
…Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip
Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin
Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta
Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen
…Yaşama sanatını ve Dünya yükünü,
Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık
Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar
Seyfi Karaca…. Ocak/24
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1
….
İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.
Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.
Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.
Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir
övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır.
..
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2
..
Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.
Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan.
Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.
inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir.
.
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3
….
Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.
Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.
Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi.
Çünkü..
Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar.
..
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4
…
Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir.
Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.
Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı.
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5
…
Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.
Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK.
..
BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6
…
Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki…
Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad ....
Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.
Seyfi Karaca… Aralık/ 23
..
BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA
…
Olmak istediğin kişidir kendin
Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi
Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana
Bir demlikte anlıyor musın…?
Bir demlikte
Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin
Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki
Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara..
Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin
Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını
Omzuna sarıp
Kalbine koyup
Aklında ve ahdinde tutarak..
Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar
Akıl ettiğin kadardır vicdan
Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi
Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle
Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi
Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır
Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü
Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum
Hayatı dirilten
Güzelliği sağıltan
Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte..
Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı
Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir
Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek
İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir
Sapkınlardasın demektir
Kuyulardasın demektir
Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan…
Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde
Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan
Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak
Çirkefliğe delil
Ecele müşteri
Doyumsuzluğa aç
Pintilerin daniskası
Cimrilerin kıyassız gözdesi
Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın
Bitiksin
Yitiksin
Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış
Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük..
Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan
Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır
Seyfi Karaca…. Kasım/23
MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT
…
Telgrafsız çığlıksız esip geçen
Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat
Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak
Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan
Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne
Titizlik ister
Bakım ister
Özen ister
Güven ister
Dürüstlük ister
Vicdan ister
İlgi ister
Sorumluluk ister
Merak ister
Muhabbet ister
Samimiyet ister
Seyir ister
Seyran ister…
İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki..
Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat
Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk
Mutluluk demişken…
Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva..
Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat
Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı
Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır
Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır
Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına
Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına
Ne kadar varsa beyaz,
O kadardır siyah…
Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı
O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak
Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya,
Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum
İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan
Ve mülkü meramı külliyen sevdadan
Seyfi Karaca….. Ekim/23
…
DÜNYA KÜTÜĞÜNDE EFSANE YAZANDAN
….
Dünya kitabında kayda değer
Yıkılmaz silinmez kütüğü künyesi ve sicili yazılı olandan
kızılkaya,alacadağ,kavakpınarı,çatak, dodurga,edremit,torbalı, kırkağaç, tire, söke, yoncalı, haymana, salihli, kumluca, bahçedere, susuzören,çal, esme, gediz,kula,göçek, çukurincir..
Poyrazdamları, nergiz,ören, akyaka, elmalı,kınık,beldibi, kasaba, dalyan, serik, kundu,seydişehir, viranşehir, beyşehir,karkın,ermenek,ereğli, mut, ayrancı,ulukışla,çamardı,çamlıyayla,başakpınar, yeşilhisar, yahyalı, sızır, çandır, çayıralan, turhal, yeşilyurt, akbelen, erbaa,kavak, vezirköprü, bafra,suluova, merzifon,kazankaya, iskilip ,osmancık,boyabat, taşköprü, sarıkum, ovacık,kuzkaya, pınarbaşı, bartın, ereğli,gerede,kaynaşlı, şile, sapanca, gölyaka,derince, alaçam, çakıl, erdek, gemlik,belek,aydıncık, gülnar,erdemli,değirmendere,tarsus,sikifke, yenice,pozantı,aladağ, afşin, tufanbeyli , altınyayla,yıldızeli,niksar, görele,aybastı,bulancak, şebinhisar, imranlı,araklı,ünye,mesudiye, kozan, şiran, erzin, yarpuz, kırıkhan,elbeyli, siverek , oğuzeli, elbistan, nizip,narlı ergani, halfeti, derik, tercan,ılıcalar, arpalı,ardeşen,hopa,ovacık, arapgir, akmeşe , divriğ, hekimhan, bozova, silvan,kozluk, dumlu, ispir, pasinler, tekman, şavşat ,çıldır, arpaçay, oltu, kağızman,bulanık,karlıova, horasan, gürpınar, çaldıran, doğansu, erzin, divriğ, kozaklı, hayrabolu, evreşe, kırıkhan, kozan, erciş, doğubeyazıt, gülveren….
Şiir gibisin be mübarek
Dilde yar aşkta diyar gözde gönülde ülkeler incisi nazlı belde sevgili yurdum
Bütün saklı sırların senden seslenip konuştukça huzur veren kaynaklara çağlayıp çoştuğu
İllere yollara dağlara derelere toprak toprak
Güneşin koynundan bir kucakta, bir duvar dibinde bahar çiçekleriyle yaz bahçelerine
Birbirine sokakları açılan kapıların dünya semtinde ve ağaç gölgesinde güz dalları portakal nar
Tohumlanmış her bir sevincin ismi cismine yakışan çağrılarda dengini ve değerini bulduğu
Tutkuya mahal tükenmez bağlılığın güven verici aidiyetine sonsuzluğun komşusu
Ve emsalsiz efsanelerin şiiiri gibisin be mübarek, senden konuştukça insanın içini açan
Yüreğini ısıtan
Kederiyle dertleşen
Mutluluğuyla kaynaşanHayallerin gerçek rüyası özlemlerin doyumsuz sılası kavuşmaların ile nihayet toprağı
Sevdalısına delisine şiir gibisin be mübarek…
Dünya defterinde emsaline efsane yazan
Şiir …
Seyfi Karaca….. Kasım/23