Yedi kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (Allah'ı) tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz anlayamazsınız (idrak edemezsiniz) . Muhakkak ki O; Hakîm'dir, Gafûr'dur (mağfiret edendir) . ...........................................................(İsra Suresi 44 ncü ayet)
Kur'an da bir çok yerde: Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir, Ancak siz bunu bilemezsiniz buyurulmaktadır. Göklerde ve yerde olan herşey, canlı cansız diye nitelendirdiğimiz herşey, bildiğimiz, bilmediğimiz, duyduğumuz ve henüz duymadığımız her şey, kendi lisanları ile Allah'ı tesbih eder.
bir ipe dizili,çeşitli maddeleren yapılan belirli sayıda tanelerdir.bir ibadet eşyasıdır.Tesbihin 99 tanesi Allah ın emaül Hüsna denilen 99 adının sayılmasıdır
Üveys Efendi Karaman'da fetvâ işlerine bakar, bir taraftan da halkın irşâdı ile meşgûl olurdu. Bu hizmeti yaptığı sırada Karaman'da bulunan müderrislerden Mevlânâ Dâvûd, Üveys Efendinin kerâmet sâhibi bir zât olduğunu işitince onu halkın gözünden düşürmek için imtihan etmek maksadı ile yanına gitti.
Konuşmaya başladılar. Üveys Efendi sohbetiyle müderrisi hayran bıraktı. Onun hatırında olan nice müşkül meseleleri daha o sormadan cevaplandırdı. Cevapları ve îzâhları son derece iknâ edici ve rahatlatıcıydı.
Müderris Mevlânâ Dâvûd'un merak ettiği meselelerden biri de şu idi:
'Namazdan sonra tesbih çekerken neden önce, 'Sübhânallah' sonra 'Elhamdülillah' sonra da 'Allahü ekber' deniliyor, bunun hikmeti nedir? '
Niçin önce 'Allahü ekber' denmiyor diye düşünüyordu. Bu hususta tatmin edici bir îzâh da bulamamıştı.
Üveys Medenî hazretleri onun bu müşkülüne şöyle cevap verdi:
'Kulların kalpleri mâsivâdan yâni Allahü teâlâdan başka her şeyin sevgisinden temizlenmedikçe (ki bu da 'Sübhânallah' demekle olur) nîmetlerine şükredemez. Şükretmeyen de yâni 'Elhamdülillah' demeyen de O'nun azâmetini, büyüklüğünü anlayamaz. Bundan sonra da; 'Allahü ekber' der. Bu sebeple tesbih bu tertib üzeredir.' buyurdu...
Babasının namaz kılışını baştan sona seyretmiştir çocuk. Sıra tesbih çekmeye gelince çocuğun yüzünde şaşkın bir ifade belirir.çocuk koşarak annesinin yanına koşar ve sorar - Anne babam niye tesbih çekerken hızlı hızlı Osman Osman diyor?
bir dönemler alışkanlığımdı....................mutlaka cepli bir kıyafet giyersin ve elin cebinden asla çıkamaz olur.................zira bir bayanın öyle uluorta tesbih çekmesi yadırganıyor malum............ :)))
not: ama artık o alışkanlık kalmadı........... :))
Yedi kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (Allah'ı) tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz anlayamazsınız (idrak edemezsiniz) . Muhakkak ki O; Hakîm'dir, Gafûr'dur (mağfiret edendir) .
...........................................................(İsra Suresi 44 ncü ayet)
Kur'an da bir çok yerde:
Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir, Ancak siz bunu bilemezsiniz buyurulmaktadır.
Göklerde ve yerde olan herşey, canlı cansız diye nitelendirdiğimiz herşey, bildiğimiz, bilmediğimiz, duyduğumuz ve henüz duymadığımız her şey, kendi lisanları ile Allah'ı tesbih eder.
bir ipe dizili,çeşitli maddeleren yapılan belirli sayıda tanelerdir.bir ibadet eşyasıdır.Tesbihin 99 tanesi Allah ın emaül Hüsna denilen 99 adının sayılmasıdır
şimdi tesbih çekiyorum..
seni seviyorum
seni seviyorum....
i.paşalı
(bknz: ilahi sevgi)
elinde tesbih oldum.......istediğin yere savurduğun.... :)
Tesbihte 33 sayisinin nedeni Kameri Takviminde bizim 33 yilimizin 1 yil etmesidir..
*Bu da benden sizlere ufak bir bilgi olsun*
çeken bilir.
çekmeyen ne bilsin!
Üveys Efendi Karaman'da fetvâ işlerine bakar, bir taraftan da halkın irşâdı ile meşgûl olurdu.
Bu hizmeti yaptığı sırada Karaman'da bulunan müderrislerden Mevlânâ Dâvûd, Üveys Efendinin kerâmet sâhibi bir zât olduğunu işitince onu halkın gözünden düşürmek için imtihan etmek maksadı ile yanına gitti.
Konuşmaya başladılar. Üveys Efendi sohbetiyle müderrisi hayran bıraktı. Onun hatırında olan nice müşkül meseleleri daha o sormadan cevaplandırdı. Cevapları ve îzâhları son derece iknâ edici ve rahatlatıcıydı.
Müderris Mevlânâ Dâvûd'un merak ettiği meselelerden biri de şu idi:
'Namazdan sonra tesbih çekerken neden önce, 'Sübhânallah' sonra 'Elhamdülillah' sonra da 'Allahü ekber' deniliyor, bunun hikmeti nedir? '
Niçin önce 'Allahü ekber' denmiyor diye düşünüyordu. Bu hususta tatmin edici bir îzâh da bulamamıştı.
Üveys Medenî hazretleri onun bu müşkülüne şöyle cevap verdi:
'Kulların kalpleri mâsivâdan yâni Allahü teâlâdan başka her şeyin sevgisinden temizlenmedikçe (ki bu da 'Sübhânallah' demekle olur) nîmetlerine şükredemez. Şükretmeyen de yâni 'Elhamdülillah' demeyen de O'nun azâmetini, büyüklüğünü anlayamaz. Bundan sonra da; 'Allahü ekber' der. Bu sebeple tesbih bu tertib üzeredir.' buyurdu...
Vesselâm..
yumulboncuk....(..böceğinden daha sevimli :)))
Babasının namaz kılışını baştan sona seyretmiştir çocuk.
Sıra tesbih çekmeye gelince
çocuğun yüzünde şaşkın bir ifade belirir.çocuk koşarak annesinin yanına
koşar ve sorar
- Anne babam niye tesbih çekerken hızlı hızlı Osman Osman diyor?
dedem..
böceği........ :))
sigaradan sonra vazgeçemediğim diğer alışkanlığım. önceden bide zippo çakmağım vardı ondan nihayet kurtuldum.
bir dönemler alışkanlığımdı....................mutlaka cepli bir kıyafet giyersin ve elin cebinden asla çıkamaz olur.................zira bir bayanın öyle uluorta tesbih çekmesi yadırganıyor malum............ :)))
not: ama artık o alışkanlık kalmadı........... :))
kolye ya da bilezik olarak değerlendirilen eski tesbihler.. :))
oradaki serhoş dane olaydım, avucunu kavuran...
yeşil kehribar....
ilk tesbih tanesinden başlıyarak küçükten büyüğe doğru dizilir..sonra yavaş yavaş aynı şekilde büyükten küçüğe doğru son bulur..
şayet tesbih çekilecekse parmakların tesbih yerine kullanılması daha anlamlı olur zannımızca...
parmaklarınızın her boğumu şehadet eder...
oltu, andız,kehribar.
imame....