Kültür Sanat Edebiyat Şiir

teknikler ve mistikler sizce ne demek, teknikler ve mistikler size neyi çağrıştırıyor?

teknikler ve mistikler terimi Halim Gümüş tarafından tarihinde eklendi

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Hüznün kalbimizi tunçtan bir heykel gibi yontup zamanın bahçesine bıraktığı gün anlamıştım. Nemesis içimizde hiç durmayan bir nehir...

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum,
    Durup durup ıssız yerlerde;

    “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
    Daha çok işimiz var” diyorum

    Dilaver Cebeci

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Uyuklayan sinsi böcek hayvanı gibi şeyapıyosun.
    -Ne?
    -sevgi dileniyosun.
    -bisküvi istedim lan. Çaya banmak için bisküvi istedim yuh sana.
    -o sevgi eksikliğinden kaynaklanıyo işte.
    -Bisküvisizlik onun adı. Sensin sevgisiz.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Tatile gidip biraz dinlenelim. Biraz sohbet ederiz hem.
    -Evet çok güzel olur.
    -Meltem de gelecek kızıyla birlikte. (3 yaşında)
    -Meltem'i çok severim. Olabilir tabii.
    -Bengiş de gelecek.
    -Tamam, oluur?
    -Ya bizim Sonay var ya. Onun ikiz kızları var
    8. sınıfı bitirdiler. İşte onlar da gelsin dedi annesi. Değişiklik olur çocuklara.
    -Ben bütün bir yıl boyunca ergenus ve ergenus sonrası tripus vakalarıyla uğraşan bir insanım hatırladın mı?
    -Olmaz dimi?
    -ı ıhh.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Bu ne?
    -Sivrisinek koruyucusu
    -Sivrisinekleri mi koruyor?

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Bak yeni bişey yazdım, sana da okim mi?
    -Oki.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Allah Pelin Çift'i adeta öteki sarışınlara örnek olsun diye yaratmış. Aptal olma. Pelin gibi ol. Akıllı ol.

    Bknz.pelinbizimkızımızolsana.
    Bidaha bknz hatta izleyiniz. Pelin Çiftle Gündem Ötesi

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Haksız olduğunu kabul eder misin lütfen. Haksız olduğunu kabul edeceğin bir gün gelecek mi?
    -Haksızsam evet....ama haksız olmadığım zaman? ölümüne savunurum. sefere çıkarım. fetih yaparım. oh canıma değsin derim. gördün müüü gördün müü diye pisleşirim.
    -haksızsan?
    -ölümüne savunurum, çamura yatarım, anlamazlıktan gelirim, uzaya çıkarım, magmaya giderim, sonsuza kadar ara vermeden konuşulabileceğine ispat teorem kanun olurum. yani.
    -yok yani öyle bir durum.
    -yok.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Yılın en astroütopik sorularını izlemek üzere Sahura doğru programları izliyorum. Hayal gücümün sınırlarının evren gibi esneyip daralıp kendi içinde helezonlar oluşturarak zihnimde havai fişekler çaktırması hasebiyle bu programlara olan bağımlılığım gün geçtikçe artacak gibi görünüyor ama direniyorum. Onlar olmadan da yapabilmeliyim. Sehpada oturarak namaz kılınır mı sorusunu ben bulamadıysam bu dünyada var olmamı hangi ontolojik sebebe dayandırabilirim (bu beni çaresizleştiriyor) ama direnmeleyim. Acziyetimi bilmeli ve düşünmeliyim. Çayı ağzımızda dolaştırıp yutmadan tükürürsek orucumuz bozulur mu hocam?

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    'benim anlamadığım ne biliyo musun?
    bu vofır denen şeyi,
    hani gofret var içinde çikolata
    +waffle?
    -heh. onu bulan adam
    neyi ararken buldu ki acaba? '

    Bknz. Leyla'nın Mecnun

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Ablanın biri yine kültür çağlaması yaşıyor. Bir Shindlers List izliyor, hemen akabinde Demet Akalın'dan Sepet dinliyor. Spielberg'den Demet Akalın'a. Bir şafaktan bir şafağa. Dinimiz amin.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Sevgi neydi?
    -Sevgi yemekti.
    -Lahmacundu?
    -Olabilir.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Aynı abla 'makyajdan hoşlanmıyorum, doğallıktan yanayım'diyen bayanlara ateş püskürmüş ve 'makyajla bile bişeye benzemiceklerini anlayınca yok doğallıktan yanayım dersiniz' diye de kendi gibi sonradan panda olan hanım kızlara arka çıkmış. Koca yürekli kız seniii.

    Bknz. Muhafız alayının gelmemesini fırsat bilen kötü kalpli üye

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    Kız muhitindeki alışveriş merkezine hitaben 'seni sevmiyorum, aradığım hiç bir şeyi bulamıyorum, çok sıkıcısın, boş kalabalığınla beynimi şişiriyosun' falan yazmış. Şimdi bu avm.nin kalbini kim tamir edecek? diye sorsam hemen bu orta zekalı ablanın muhafız alayından bir yiğit gürzünü topuzunu alıp cenge gelir. Ben en iyisi pelerinimi takıp kosmosa doğru gidem. Bakim paralel evren açılmış mı.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Sonra Batman Superman'in annesini kurtarmaya gittiğinde 'merak ermeyin hanfendi, ben oğlunuzun arkadaşıyım' dedi. Annesi de...
    -Ya hocam spoiler veriyosunuz şu anda.
    -Oğlum bu spoiler sayılmaz. Ben 6. Hissi izlerken 'biliyomusun bu adam aslında ölü' diyen insan evladı tanıyorum. Mesela filmin sonunda Superman öldü deseydim bu spoiler olurdu.
    -ya hocam ciddi misiniz. Of izlemicem artık.
    -şaka şaka ölmüyor. Öldü zannederken tabutu patlatıyor. Al sana aileboyu spoiler. Önümüzdeki yıl da kullanırsın.

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -şurda küçücük bir vücut ve muhteşem bir yaşam var. Kendi içinde inanılmaz bir varoluş, mücadele. Sadecd bir solucan diyorsun ama bir solucan aslında......
    -toprağı havalandırıyor?
    -hımm neyse. Çay içer misin?

  • Modus Operandi
    Modus Operandi

    -Bak buralar eskiden hep ormanmış. Düşünsene yemyeşil bir krallık gibi. Mutlu ağaçlar, neşeli orman canlıları. Şimdiyse kupkuru, ölgün bir doğa.
    -Antropojen bozkır.
    -Anlamadım.
    -Antropo insafsızlar. Neşeli ağaçları kesmişler.

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    1. Kitap: Debussy 1.Kitabın beş prelüdünü, No.1, 3, 2, 5, 6 sırasıyla 1909 Aralık ayında, geri kalanını da 1910 yılı başında bestelemiş ve bu 12 Prelüd Mayıs ayında Durand yayınevince basılmıştır... Debussy bu parçaları tanıtmak için 1, 2, 10 ve 11 numaralıları 25 Mayıs 1910'da Société Musicale Indépendante (Bağımsız Müzik Derneği) salonunda çalmış, arkadaşı İspanyol piyanist Ricardo Vines de 5, 8 ve 9 numaralıları 14 Ocak 1911'de duyurduktan sonra, Debussy 29 Mart 1911'deki resitalinde No.3, 6 ve 12'yi seslendirmiştir...


    No.1 - Danseuses de Delphes (Delfi'nin Dansözleri) : Si bemol Majör tonda, 3/4'lük ölçdüe, ağır ve ciddi (Lent et grave) tempoda, Apollo'nun geliştirdiği anlatılan eski Yunan tapınaklarının en ünlüsü, kehanetleriyle tanınan Delphoi'nin dansözlerinin ciddi ve arkaik dansı bir dini tören havasında canlandırılır... Karmaşık yapıdaki tema, - daha doğrusu kendine özgü birçok unsurun tematik birleşimi - hiçbir boş nota bırakmaksızın bu unsurlardan alınan ve yeniden bir araya getirilerek oluşan varyantlarla - varyasyona dönüşmeden - gelişir...

    No.2 - Voiles (Yelkenler) : Do majör tonda, 2/4'lük ölçüde, ılımlı (modéré) hızda, tüm gamın sistematik bir canlılığıyla, basın değişmeyen eşliğinde, yükselen alçalan dalgaların, belki de demirli duran bir teknenin yelkenlerini dengeli sallayışı izlenebilir... Debussy bir mektubunda da şunları yazmış: 'Dalgaların sonsuza dek gidip gelişi melankoli uyandırır.'

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No. 3 - 'Le vent dans la plaine' (Ovadaki Rüzgâr) : Mi bemol tonda, 4/4'lük ölçüde, canlı (Animé) tempodaki bu doğa izleniminde fısıldayan bir pianissimo ile rüzgâr, altı tane sekizlik notanın oluşturduğu grupla ustalıkla gerçekleştirilen bir kontrol altında - sanki aynı yerde dönermişçesine statik kontrastla - duyurulur... Debussy burada Charles-Simon Favart'ın şiirinden esinlenmiştir...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No. 4 - Les sons et les parfums tournent dans l'air du soir (Sesler ve Kokular Akşam Havasında Uçuşuyor) : La Majör tonda, 5/4'lük ölçüde, orta (Modéré) hızdaki bu prelüd, ünlü Fransız şair Charles Baudelaire'in 'Fleur du Mal' (Kötülük Çiçekleri) adlı kitabından bir şiirin adını taşır... Sakin ve kolay akorlarla duyurulan, ancak yorumcunun hayal gücü ve duygusallık arası denge kurmasına gereksinimi olan parçada sonda beliren 'kornonun uzak sesi', şairin 'Harmonies du Soir'ının (Akşamın armonilerinin) müzikli tablosuna nostaljik bir hava da verir...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.5 - Les collines D'Anacapri (Anacapri Tepeleri) : Si Majör tonda, 12/16'lık (=2/4'lük) ölçüde, çok ılımlı (Très modéré) tempoda başlayan parçada, hem gerilimli, hem sakin anlarla Napoli körfezinden alışılmış İtalyan ezgileri canlandırılır... Ancak önce parlak tarantella, sakin orta bölmede ise sanki mandolinle çalınan bir serenad ince alay ve şiirsellikle yansıtılır... En zor prelüdlerden biri olan bu parça aşırı tizlikteki parıltılarla sona erer...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.6 - Des pas sur la neige (Kardaki Ayak İzleri) : Re minör tonda, 4/4'lük ölçüde, hüzünlü ve ağır (Triste et lent) tempoda yine bir doğa izlenimi verilir... Bestecinin, 'Ritim, hüzünlü ve donmuş manzaradaki derinliğin tını olarak değerini yansıtmalıdır' cümlesine uygun parça teknik yönden kolay görünse bile, seslere tam değerini veren bir legato'ya gerek duyulur; çünkü geride ayak izlerinden başka bir şey kalmayacaktır...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.7 - Ce qu'a vu le vent d'Quest (Batı Rüzgârının Gördükleri) : Fa diyez minör tonda, 4/4'lük ölçüde, canlı ve gürültülü (Animé et tumultueux) tempodaki prelüd bu dizinin teknik yönden en ilgincidir... Liszt'in dramatik virtüoz stiline yaraşır arpej çağlayanlarıyla, hızlı tremololu ve yarışan akorlu pasajlarla, üstelik bunların ellerin çapraz çalışıyla olağanüstü bir doğa manzarası yaratır gibidir... Ancak Liszt'in stili sadece kısa motifler şeklinde yansır...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.8 - La fille aux cheveux de lin (Lepiska Saçlı Kız) : Si bemol Majör tonda, 3/4'lük ölçüde, çok sakin ve ılımlı anlatımlı (Très calme et doucement expressif) tempodaki parça, 24 Prelüd'ün en tanınmışıdır ve her çalgı için, hattâ orkestra için düzenlemesi yapılmış, ünlü kemancı Heifetz'in yorumuyla geniş kitlelere de ulaşmıştır... Hem içtenlikle doğanın en ince ayrıntısına gösterilen önem yanında, pentatonik sesleri de içeren bu zarif genç kız portresi, Fransız şair Leconte de Lisle'in (1818 -1894) dört İskoç güzelinden söz eden 'İskoç Şarkısı' adlı şiirinden esinlenerek bestelenmiştir... Şiirde söz edilen Melisande'ın kız kardeşi Lepiska Saçlı Kız'ı Debussy 19 yaşında, 1881'de piyano eşliğinde şarkı olarak bestelemiş, 'Kafamda işe yarar her şey burada; siz kendiniz karar verin' sözleriyle hayranlıkla sevdiği Madam Marguerite Vasnier'ye ithaf etmiş, ancak yayımlanmamıştır... Prelüd lirik bir lied formunda, yumuşak legato'lu esnek cümlelerle, çok disiplinli bir armoni ile gerçekleştirilir...

    No.9 - La sérénade interrompue (Yarıda Kesilmiş Serenad) : Si bemol minör tonda, 3/8'lik ölçüde, orta canlılıktaki (Modérément animé) tempoda, gitar tınılarını anımsatan şakacı havada, İspanyol ressam Goya'nın sesli bir kapriçyosuna benzer... Debussy'nin İspanyol sevgisini gösteren parça, hafif staccato eşlikte bir şarkı şeklinde, Endülüs renkleriyle, keskin tonalite kontrastlarıyla flamenko ezgilerini de anımsatır ve birden ölmüş gibi kesilir...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.10 - La cathédrale engloutie (Batık Katedral) : Do Majör tonda, 6/9'lük ölçüde, derin sakinlikteki (Profondément calme) tempoda eski bir Breton efsanesinde anlatıldığı gibi sulara gömüldükten sonra çan titreşimleri ve bir koral ile tekrar ortaya çıkan Ys Katedrali canlandırılır... Müzik eleştirmeni Max Harrison ise prelüdün, Monet'nin 1895'te Paris'te sergilenen Rouen Katedrali tablosunun iyi ayırt edilmeyen, bulanık çizgilerini anımsattığını da yazar... Dörtlü, beşli ve oktavlı paralel akorlarla oluşan org efektleri bir bakıma, prelüdün adının 17. ve 18. yüzyıl Fransız klavsencilerinin eser başlıklarına benzediği kanısını güçlendirir... Ancak Debussy bu prelüdü ile 'Duyguların çıplak aslını' yansıtmak istediğini belirtir... Piyanonun yedi oktavını da kullanarak piyano ile çan ilişkisini deneyen bu yoğun eseriyle Debussy, üç sesten (Do - Re - Sol) oluşa temel üzerine anıtsal bir katedral kurar: Do sesi üzerine katedralin çan seslerini içeren ilahi (koral) gelişir; bunu orta çağ orgları ile Gregoryen şarkılarını andıran bölmeler izler...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.11 - La danse de Puck (Puck'un Dansı) : Si bemol Majör tonda, 2/4'lük ölçüde, kaprisli ve hafif (Capricieux et léger) tempodaki parçada yine dans unsurları, Shakespeare'in 'Bir Yaz Gecesi Rüyası'ndaki fantastik dünyanın tezcanlı cini Puck'u canlandırmakta kullanılır... Çok zarif ve hafif, kaprisli tarzdaki ritimle ve değişkenlikle, hızlanarak ve yavaşlayarak Puck yansır...

  • La_ley_la
    La_ley_la

    Kem âlâtla kemalat olmuyor...teknik önemlidir..
    bknz.Umberto Eko/ Yorum ve Aşırı yorum__

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.12 - Minstrels (Saz Şairleri) : Sol Major tonda, 2/4'lük ölçüde, ılımlı (Modéré) tempodaki prelüd, aslında başlığındaki Minstrel'leri - Ortaçağ saz şairlerini - değil, Amerikalı bir grotesk müzikhol komiğini canlandırır... Major-minor tonların karışımıyla müzik salonlarının biraz bayağıca havası, süs notalarının özellikle temposunda uygulanması ikazıyla akorun ortasında ya da en pes sesindeki hareketi düzenleyerek ritim ve mizah değişkenliğiyle yansıtılır... Bu ilginç prelüdün, trombon kuartetine varana kadar pek çok çalgı ve topluluk için düzenlemesi yapılmış, İtalyan besteci Mario Castelnuovo-Tedesco gitara da uygulamıştır...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    2.Kitap: Debussy'nin ilk onunu 1912'de, son ikisini de 1913'te bestelediği 2.Kitaptaki prelüdler ise öncekilerden biraz daha farklıdır... Yine küçük fikirler alınarak bir tablo gibi işlenmiş olmasına karşın anlatım şekli daha kısıtlı ele alınmış, ima edilen daha soyutlanmış, biraz bilmece gibi bir hava kazanmıştır... Ancak buna karşılık yapı, armoni, ritmik iskelet daha belirginleşmiştir... Bu unsurlar da Debussy'nin son eserlerinin ortak karakteridir... Bu prelüdlerin tonalitesi genelde temel bir renk olmasına karşın, o kadar ince üst üste getirilmiş intervaller ve genişletilmiş akorlarla parçanın tonalitesi nötrleşir, tarafsız olur...



    No.1 - Brouillards (Sisler) : Do Majör tonda, 4/8'lik ölçüde, ılımlı (Modéré) tempodaki prelüd yine bir doğa izleniminin, daha doğrusu bunun çoksesli (polifonik) yansımasını canlandırır... Böylece tekrar, sisli manzaralı bir Monet tablosunu düşünmemek de olanak dışıdır... Sonbaharın ıslak, yapışkan sisi melodik çizginin ustaca kontrolü ile hissettirilir...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    No.2 - Feuilles mortes (Ölü Yapraklar) : Do diyez minör tonda, 3/4'lük ölçüde, ağır ve melankolik (Lent et mélancolique) tempoda, sonbaharın düşen yapraklarının melankolik melodi çizgisi hem durağan (statik) , hem de hüzünlü armonilerle süslenir... Ağaçtan düşen yaprağın yavaşça yere süzülüşü, 1.Kitaptaki Baudelaire'den esinli 4.Prelüde benzer yapıda işlenir...