Devletin, tüm inançlara ve inançsızlığa karşı yansız olması,aynı uzaklıkta bulunması da,'laikliği benimsedim' diyebilmenin vazgeçilmez koşullarındandır.'İnsan haklarına sahip çıkmanın,ana haklardan olan özgürlüğünde gereğidir bu. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 2. maddesi,din ve inanç ayrımı gözetilemeyeceğini hükme bağlamıştır.
Diyanet işleri teşkilatının bir devlet kurumu olarak varolduğu bir ülkede Laiklikten söz edilebilir mi; vaizlerin imamların Cuma hutbesinde hangi Konuları işleyeceklerinin devlet tarafından tespit edilmesi laiklikle ne kadar uzlaşır.
Testere gibi olmasını isterdik ' bir sana, bir bana ', kim bilebilirdi ki ' rantçı ' tayfanın ekmek teknesi ve makam koltuğunu gösteren pusula olacağını...! !
Döndü kesere, ' hep bana, hep bana ' mantığı oluştu, olmaz ki ama...- :)
hızla ivme kazanan din tüccarlığının karşısında, laiklik kendini korumak adına zaman zaman ilkelerinden sapmak zorunda kalmıştır...bknz. nefsi müdâfâ...
laiklik devletin dine karışmamasıdır yani kişilerin dini inançlarını belirleyen olmadığı gibi sınırlayanda olmamasıdır ama malesef bu konu özellikle türkiyede islami kesim tarafından yanlış anlaşılmakta ve devamlı olarak devlet aleyhine kullanılmaya çalışılan bir konu olmaktan ileri gidememektedir Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman kişilerin dini inançlarına baskıcı uygulama getirmemiştir sadece bu yönde ileri sürebilecekleri argüman olan eğitimde başörtüsü olayıdır ki bunun da nede bu noktaya geldiğini en iyi onlar tarafından bilinmektedir. iran şahının yıkılışını hazırlayanlar üniversite gençliğiydi dini inançlar öne atılarak iran şahlığı yıkılarak yerine iran molla devleti kuruldu günümüz dünyasında refah düzeyi ve inançların en rahat yaşandığı ülke Türkiye maalesef belli bir kesim bu konuyu devamlı kaşıyarak türkiyede sorun çıkartma çalışması yapmakta (tehlikeli yazılar)
evet laiklik tek yönlüdür çünkü devlet sadece kendi varlık gerekçesine bakar ve kişiler hangi dinden olduğuyla ilgilenmez şikayet edenlerin şikayet nedenlerini başka dine mensup insanlarda yapsa devlet aynı uygulamayı yapmaktan çekinmeyecektir
İnanan insanlar daha kendi iç dünyalarındaki eksikliklerini tamamlamadan tüm toplumu düzeltmeye kalkmaları ne acıdır ve bunu Allah adına yapmaya kalkmaları ne cahilcedir
ve inananlarca her gün okunan Kur'an da sadece şu konuyu anlamamaları ne acıdır. Allah buyuruyor ki hidayeti yalnız ben veririm bu dahi anlaşılamazken insanların istedikleri bir laiklik sonrası anlayışları nasıl olacaktır acaba
not inanan kesime göre (aklı başında olanları tenzih ederim) laiklik dinsizliktir ve dinsiz rejimler tağut olarak algılanır ve tağuti rejimlerinde yıkılması gerekir
...sadece ilâhî kaynaklı sistemlerin devletleşmesini önleyip
buna karşılık
beşerî sistemlerin devletleşmesine ise
yeşil ışık yakmak..
oysa.. beşerî kaynaklı bir sistemi dayatmakla
ilahî kaynaklı bir sistemi dayatmak arasında,
baskı altına alınan
insan irâdesi açısından
bir fark yok..
Devletin, tüm inançlara ve inançsızlığa karşı yansız olması,aynı uzaklıkta bulunması da,'laikliği benimsedim' diyebilmenin vazgeçilmez koşullarındandır.'İnsan haklarına sahip çıkmanın,ana haklardan olan özgürlüğünde gereğidir bu. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 2. maddesi,din ve inanç ayrımı gözetilemeyeceğini hükme bağlamıştır.
Diyanet işleri teşkilatının bir devlet kurumu olarak varolduğu bir ülkede
Laiklikten söz edilebilir mi; vaizlerin imamların Cuma hutbesinde hangi
Konuları işleyeceklerinin devlet tarafından tespit edilmesi laiklikle ne
kadar uzlaşır.
Testere gibi olmasını isterdik ' bir sana, bir bana ', kim bilebilirdi ki ' rantçı ' tayfanın ekmek teknesi ve makam koltuğunu gösteren pusula olacağını...! !
Döndü kesere, ' hep bana, hep bana ' mantığı oluştu, olmaz ki ama...- :)
ülkemiz tek taraflı laikliğin en büyük örneği:::.
hızla ivme kazanan din tüccarlığının karşısında, laiklik kendini korumak adına zaman zaman ilkelerinden sapmak zorunda kalmıştır...bknz. nefsi müdâfâ...
laiklik devletin dine karışmamasıdır yani kişilerin dini inançlarını belirleyen olmadığı gibi sınırlayanda olmamasıdır ama malesef bu konu özellikle türkiyede islami kesim tarafından yanlış anlaşılmakta ve devamlı olarak devlet aleyhine kullanılmaya çalışılan bir konu olmaktan ileri gidememektedir
Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman kişilerin dini inançlarına baskıcı uygulama getirmemiştir sadece bu yönde ileri sürebilecekleri argüman olan eğitimde başörtüsü olayıdır ki bunun da nede bu noktaya geldiğini en iyi onlar tarafından bilinmektedir.
iran şahının yıkılışını hazırlayanlar üniversite gençliğiydi dini inançlar öne atılarak iran şahlığı yıkılarak yerine iran molla devleti kuruldu
günümüz dünyasında refah düzeyi ve inançların en rahat yaşandığı ülke Türkiye maalesef belli bir kesim bu konuyu devamlı kaşıyarak türkiyede sorun çıkartma çalışması yapmakta (tehlikeli yazılar)
evet laiklik tek yönlüdür çünkü devlet sadece kendi varlık gerekçesine bakar ve kişiler hangi dinden olduğuyla ilgilenmez
şikayet edenlerin şikayet nedenlerini başka dine mensup insanlarda yapsa devlet aynı uygulamayı yapmaktan çekinmeyecektir
İnanan insanlar daha kendi iç dünyalarındaki eksikliklerini tamamlamadan tüm toplumu düzeltmeye kalkmaları ne acıdır ve bunu Allah adına yapmaya kalkmaları ne cahilcedir
ve inananlarca her gün okunan Kur'an da sadece şu konuyu anlamamaları ne acıdır.
Allah buyuruyor ki hidayeti yalnız ben veririm
bu dahi anlaşılamazken insanların istedikleri bir laiklik sonrası anlayışları nasıl olacaktır acaba
not inanan kesime göre (aklı başında olanları tenzih ederim) laiklik dinsizliktir ve dinsiz rejimler tağut olarak algılanır ve tağuti rejimlerinde yıkılması gerekir