tarih derslerinde konu ne zaman bir savaşa gelse mutlaka yenilen tarafın komutanının nasıl kaçtığı anlatılır. ve ben kendimi acaba ben olsaydım ne yapardım diye sormaktan alamam. hatta o savaşın içine öyle bir girerim ki kendi kendime -kaçma oğlum! bak kaçmazsan bu kitapta savaş meydanında mertçe öldü yazacaklar. diye söylenir dururum. ve bir sıkıntı basar içimi. bana da ne oluyorsa artık... acayip bir şey.
tarih derslerinde
konu ne zaman bir savaşa gelse
mutlaka yenilen tarafın komutanının nasıl kaçtığı anlatılır.
ve ben kendimi
acaba ben olsaydım ne yapardım diye sormaktan alamam.
hatta o savaşın içine öyle bir girerim ki
kendi kendime
-kaçma oğlum! bak kaçmazsan bu kitapta
savaş
meydanında mertçe öldü yazacaklar.
diye söylenir dururum.
ve bir sıkıntı basar içimi.
bana da ne oluyorsa artık...
acayip bir şey.
cilt cilt ansiklopedilerle bile tam olarak anlatamayacağın savaşları olayları tek yarım sayfa yazı ve yarım sayfa resimle anlatabilen kitap türleri..
şimdilerde ilber ortaylının hikayesel üslûbundan ufak anekdotlarla kaleme aldığı tarih başlıklı kitabı var.. osmanlıyı yeniden keşfetmek...
bu tarza paralel ahmet sırrı arvas'ın bir kitabı var...'mucebince amel olunca'...
şayet sıkılıyorum ağır tarih kitaplarından diyorsanız bu tarz yumuşak geçişlerle tarihimizin gerçeklerine yelken açabilirsiniz...
biraz daha ciddi eserler nerdedir derseniz Prof. ahmet Akgündüzün kitapları arasında kaybolmaya davet edebilirim naçizane...