Kintsugi, diğer adıyla kintsukuroi, tarihi 15. yüzyıl Japonyası’na dayanan bir “tamir sanatı”. Eski Japonca kintsugi kelimesi dilimize “altın birleştirme/tamir,” ya da “altınla yamama” olarak çevriliyor.
Kintsugi zanaatının altında yatan felsefe kırılan veya eskiyen eşyalardaki güzelliği görmek şeklinde tanımlanan “wabi-sabi.” Bu felsefeye göre kintsugi tekniğiyle kırılan eşyalar yeniden bir araya getirilerek onlara yeni bir yaşam ve amaç kazandırılıyor.
Rivayete göre; zamanın Japon imparatoru, kırılan vazo ve çömleklerini tamir ettirmek için Çin’e gönderiyor ve çok değer verdiği bu eşyaların metal tellerle birbirine tutturulduğunu görünce, metal yerine altın kullanılmasını emrediyor.
kendi kendimi tamir etmeye çalışırken hep bir kaç parça arttırıyorum sana geldim sen anlarsın benden ama yeni parçalarımı eskileriyle değiştirmenden korkuyorum..
gözün kör olmayasıcaa tamirciiiii.....evindeki bütün beyaz eşyalar bozulsun da servis servis dolaşasın inşaallllaaaaaahhhhh...tüm musluklar tepene şıpıldasın inşaalllaaaaahhhhhh....evindeki lambalar sen değiştirdikçe patlasın inşaalllllaaahhhhh...duvara çaktığın çiviler yerinde durmasın ardından yere düşsün inşaaallaaahh... yahu akıtıyo diyorum işte yaaa, a-kı-tııı-yooooo! ! ! ! ! ! sen gider gitmez ardından tekrar akıyoooooooooo:((((((
yıkıcı değil yapıcı olan her derde bir derman bulmaya çalışan cansız a can vermek için kendi canını dişine takan hayata erken yaşta başlayıp erken olgunlaşan ahilik esnaf kültür ü ve felsefesini bilien.....
gururlu insanlar.. evine helal parayla ekmek götür..gerekirse salatalık sat prensibiyle yaşayan... bu nedenle de fazlasıyla saygı duyduğum şahıslardır.. düşüncelerimle ^^tamirci çırağı^^ şarkısına duyduğum düşkünlüğün alakası yoktur...
Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar Elleri bak yumuk yumuk ojeli tırnakları Nerelere gizlesin şu avucun nasırları
Otomobil tamire geldi dün bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek dalga dalga saçları Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları
Bir romanda okumuştum buna benzer birşeyi Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitapçı Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız Yine böyle bir durumda tamirci çırağına
Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları Arkası kuşlu aynamda taradım saçlarımı Gelecekti bugünleri arabayı almaya O romandaki hayali belki gerçek yapmaya (Romanlardaki hayali belki gerçek yapmaya)
Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan Arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri
Çekti gitti arabayla egzosuna boğuldum Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum Ustam geldi geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları
Hiçbir şarkıyı koyamam yerine....her hakkı mahfuzdur...
Tamir Sanatı
Kintsugi, diğer adıyla kintsukuroi, tarihi 15. yüzyıl Japonyası’na dayanan bir “tamir sanatı”. Eski Japonca kintsugi kelimesi dilimize “altın birleştirme/tamir,” ya da “altınla yamama” olarak çevriliyor.
Kintsugi zanaatının altında yatan felsefe kırılan veya eskiyen eşyalardaki güzelliği görmek şeklinde tanımlanan “wabi-sabi.” Bu felsefeye göre kintsugi tekniğiyle kırılan eşyalar yeniden bir araya getirilerek onlara yeni bir yaşam ve amaç kazandırılıyor.
Rivayete göre; zamanın Japon imparatoru, kırılan vazo ve çömleklerini tamir ettirmek için Çin’e gönderiyor ve çok değer verdiği bu eşyaların metal tellerle birbirine tutturulduğunu görünce, metal yerine altın kullanılmasını emrediyor.
Barış Usta ne diyorsun bu hususta.
tanıdığım en iyi tamirci Muğlada Barış Alkandır.Adamda onarır, arabada((((:::::
Ey ask, seni bi onaran ariyorum.....
kendi kendimi tamir etmeye çalışırken
hep bir kaç parça arttırıyorum
sana geldim
sen anlarsın benden
ama
yeni parçalarımı
eskileriyle değiştirmenden korkuyorum..
ayhan
çırağı..... ;))
herkes bir parça değilmi kii.
gözün kör olmayasıcaa tamirciiiii.....evindeki bütün beyaz eşyalar bozulsun da servis servis dolaşasın inşaallllaaaaaahhhhh...tüm musluklar tepene şıpıldasın inşaalllaaaaahhhhhh....evindeki lambalar sen değiştirdikçe patlasın inşaalllllaaahhhhh...duvara çaktığın çiviler yerinde durmasın ardından yere düşsün inşaaallaaahh...
yahu akıtıyo diyorum işte yaaa, a-kı-tııı-yooooo! ! ! ! ! ! sen gider gitmez ardından tekrar akıyoooooooooo:((((((
yıkıcı değil yapıcı olan
her derde bir derman bulmaya çalışan
cansız a can vermek için kendi canını dişine takan
hayata erken yaşta başlayıp erken olgunlaşan
ahilik esnaf kültür ü ve felsefesini bilien.....
işçisin sen işçi kal, ne işin var mercedesli hatunlarla, ana fikirli bi cem karaca klasiği :)
gururlu insanlar..
evine helal parayla ekmek götür..gerekirse salatalık sat prensibiyle yaşayan...
bu nedenle de fazlasıyla saygı duyduğum şahıslardır..
düşüncelerimle ^^tamirci çırağı^^ şarkısına duyduğum düşkünlüğün alakası yoktur...
Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar
Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar
Elleri bak yumuk yumuk ojeli tırnakları
Nerelere gizlesin şu avucun nasırları
Otomobil tamire geldi dün bizim tamirhaneye
Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye
Ayağında uzun etek dalga dalga saçları
Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları
Bir romanda okumuştum buna benzer birşeyi
Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitapçı
Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız
Yine böyle bir durumda tamirci çırağına
Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
Arkası kuşlu aynamda taradım saçlarımı
Gelecekti bugünleri arabayı almaya
O romandaki hayali belki gerçek yapmaya
(Romanlardaki hayali belki gerçek yapmaya)
Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan
Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan
Arabanın kapısını açtım açtım girsin içeri
Kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri
Çekti gitti arabayla egzosuna boğuldum
Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum
Ustam geldi geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları
İşçisin sen işçi kal giy dedi tulumları
Hiçbir şarkıyı koyamam yerine....her hakkı mahfuzdur...