bundan kolay bişey yok elbette. bakıyosun, tekrar ediyosun. kelime moda, kılık moda, müzik moda... sonuçta herkes aynı. bu kızların hepsini kesecesin. silecesin, engellicesin.
Taklit, T (Akl) İt, kişinin aklını kullanarak daha iyisini yapmadığı durumlarda düştüğü hal.... Halk arasında taklit tahkike (araştırma) yöneliktir.... İyi taklit edilir söylemleri mevcuttur.
Düşünce ve davranışta taklitçilik yapmayan, taklitçilikten kaçınan ve özüne bağlı özüne dayalı çözümler üreten ülkeler kalkınmışlardır. Almanya ve Japonya buna en iyi örneklerdir.
İslam dünyasının temel sorunlarından biri bence taklitçiliktir. Avrupa özentisi, avrupalılaşma yandaşlığı, bizim toplum yapısına uymayan düünce ve davranışların taklit yoluyla ülkemize girişine sebep olmuştur.
Taklit, şekilciliktir. Kendi aklını kullanmadan, her hangi bir çaba harcamadan, başkalarının düşündüğünü düşünmek, başkalarının yaptığını yapmak, hastalığıdır.
'tahkike güç yetiremeyen kendini taklidle avutacaktır'............................ 'mukallidden ders alınmaz ve taklidle hakikate varılmaz.'.....................(*)
takliti bence doğadan alıyoruz her şeyi doğayı taklit ediyoruz diyenler var taklit ediyozruz ama insanların yaptığı şeylerin yararı kadar zararı da oluyor onun için doğayı hiç bir zaman ama hiç bir zaman tam anlamıyla taklit edemeyiz edemeyeceğizde
en buyuk taklitimiz dogadir,dagayi taklite bir numarayiz,bakin gunumuzdeki teknoloji dogadan esinlenerek bu duruma geldi,aslinda bu doga anadan aldigimiz faydali seylerdir elbete bu guzel yanidirda,lakin bizi besleyen doga anayada hoyratca yaklasiriz!
diger taklitse bilineni ezberleme ileri asamasi olmadigina inan digimiz inanclardir,bir cikis noktasi vardir ve ondan fazlasini bilmene izin vermezler gunah olur sonra 'kufre girer insan alimallah'inanc toplumlari curumeye,bilim toplumlariysa ilerlemeye mahkumdur.
Düşünmeden benimseme, aynen izleme.. Gastrit çok ciddi bir hastalık değildir, mide ağrısı yapar arasıra fakat tedavi edilmez ise 'mide ülseri' ne dönüşebilir. İşte bu ciddi bir hastalıktır. Taklit, mâsum gibi gözüksede, 'taassub' haline gelme riski yüksektir..
20. yüzyılda ortaya çıkmış bir sanat akımı.. yeryüzü bir sahne ve onyüzbinlerce oyuncu oynuyor bu oyunu.. içleri ağlayıp gülen bildiğine bilmiyorum taklidi yapan insanlar.. arasıra bir ağaca çıkıp seyretmek gerek arasıra kalabalığı ağaçtan tükürüp tükürükten önce aşağıya inip tükürüğün suratımıza gelmesini sağlayıp sonrada bağırarak -kim tükürdü ulen bana demek gerek mağdur taklidi yaparak...
HER ŞEYİMİZ TAKLİT Her an hayatımızdaki ürünlerin taklitleriyle karşılaşmamız mümkün.Yolda yürürken tezgahtar bağırır:”orijinal parfüm bunlar 20 YTL! ! ! ! ” şimdi buna inanmak mümkün mü acaba(!) Bunların orijinali 150 YTL den başlarken üstelik.Evleri gezen pazarlamacıların sattıkları tencereler,saatler,gömlekler,çantalar..Orijinallerinin çeyrek fiyatından bile daha az bu ürünler vatandaşa kandırılarak satılıyor orijinal diye. İstanbul’da bu iş daha da yaygın hale gelmiş durumda.Hatta bazı siyahi tiplerin (Senegalli,Kenyalı,Nijeryalı gibi Afrikalıların) sokak aralarında tezgah kurduklarını görmek mümkün.Ama gözü açık İstanbullu eskisi gibi bu ürünlere pek de tamah etmiyor. Marka taklitçiliği uluslar arası planda da çok zor durumlara sokuyormuş Türkiye yi Tescilli Markalar Derneği,Türkiye’deki taklit malı piyasasının dört milyar dolarlık bir hacme ulaştığını; TÜSİAD ise,fikri mülkiyet haklarının korunmadığı bir ortamda,yüksek katma değer yaratan ürünlerin kolaylıkla taklit edilebilmesiyle yaratıcılığın darbe gördüğünü ve Türkiye’nin AB rekabet politikalarından hızla uzaklaşacağını vurguluyor. Sahte marka imalatında üçüncü sırada yer alan Türkiye’de bununla ilgili yeni bir mücadele başlatılmış.O da “ marka dedektifleri”. Bunlar özellikle markalara istihbarat sağlayan araştırma şirketlerinin ve bu markaların hukuk bürolarında çalışan istihbarat elemanları.Bu marka dedektiflerinin,tüm taklit malların yüzde 70’inin İstanbul’da olmasının sebebiyle çalışmalarını İstanbul’da yapmaları da gayet normal aslında.Bu dedektiflerde kendi aralarında ayrılıyormuş.Örneğin sahte tekstil ürünlerine bakan marka dedektifi parfümeriye bakan ayrı kişilermiş. Marka taklitçiliğini Türkiye’de yapanlara; birinci kez yaptığında hapis cezası yokken.,tazminat ve para cezası uygulanıyor.İkinci kez tekrarlarsa,taklitçiliğin boyutuna göre hapis cezası veriliyor. Her markalı ürün kaliteli ürün müdür? Bu tartışmaya çok açık bir soru aslında.Fahiş fiyatlara satılan markalı ürünler karşısında vatandaşın yapacağı kaliteli ürünü almak olacaktır aslında.Ve kesinlikle Napolyon’un dediği gibi; ” Ben ucuz mal alacak kadar zengin değilim..” Kaliteli ve orijinal günler dileğiyle….
Bir çocuğun ilk öğrenme sürecidir.
bundan kolay bişey yok elbette. bakıyosun, tekrar ediyosun. kelime moda, kılık moda, müzik moda... sonuçta herkes aynı.
bu kızların hepsini kesecesin. silecesin, engellicesin.
atalarımızı -ademoğlunu - taklit ederek yaşıyoruz hepimiz.
ilk yalanı kimin söylediğini merak etmiyorum da...biz ne güzel taklit etmişiz o ilk yalan söyleyen atamızı diye hayrete düşüyorum..
renk vermiyor kimse,çok iyi taklit bu..
taklitler, asıllarını yaşatmak için vardır..
Taklit, T (Akl) İt, kişinin aklını kullanarak daha iyisini yapmadığı durumlarda düştüğü hal....
Halk arasında taklit tahkike (araştırma) yöneliktir....
İyi taklit edilir söylemleri mevcuttur.
Düşünce ve davranışta taklitçilik yapmayan,
taklitçilikten kaçınan ve özüne bağlı özüne dayalı çözümler üreten ülkeler kalkınmışlardır.
Almanya ve Japonya buna en iyi örneklerdir.
İslam dünyasının temel sorunlarından biri bence taklitçiliktir.
Avrupa özentisi, avrupalılaşma yandaşlığı,
bizim toplum yapısına uymayan düünce ve davranışların
taklit yoluyla ülkemize girişine sebep olmuştur.
Öze dönmedikçe taklit hastalığından kurtulmak zordur.
Taklit, şekilciliktir.
Kendi aklını kullanmadan, her hangi bir çaba harcamadan, başkalarının düşündüğünü düşünmek, başkalarının yaptığını yapmak, hastalığıdır.
sen yokken
tayin edilen çerçeveler içerisinde
hapsolman..
Taklid: tahkike açılan kapı.
men gallede alimen * lakıyallahe salimen
bir alimi taklid eden * Allaha salimen kavuşur
Taklitleri her zaman aslını yaşatır........birileri tarafından taklit edilmek güzel de abartılınca komik duruyor......
taklit bir şeyin aslının fotokopisi yada benzeri asıl olmayan
'tahkike güç yetiremeyen kendini taklidle avutacaktır'............................
'mukallidden ders alınmaz ve taklidle hakikate varılmaz.'.....................(*)
takliti bence doğadan alıyoruz her şeyi doğayı taklit ediyoruz diyenler var taklit ediyozruz ama insanların yaptığı şeylerin yararı kadar zararı da oluyor onun için doğayı hiç bir zaman ama hiç bir zaman tam anlamıyla taklit edemeyiz edemeyeceğizde
en buyuk taklitimiz dogadir,dagayi taklite bir numarayiz,bakin gunumuzdeki teknoloji dogadan esinlenerek bu duruma geldi,aslinda bu doga anadan aldigimiz faydali seylerdir elbete bu guzel yanidirda,lakin bizi besleyen doga anayada hoyratca yaklasiriz!
diger taklitse bilineni ezberleme ileri asamasi olmadigina inan digimiz inanclardir,bir cikis noktasi vardir ve ondan fazlasini bilmene izin vermezler gunah olur sonra 'kufre girer insan alimallah'inanc toplumlari curumeye,bilim toplumlariysa ilerlemeye mahkumdur.
Gül cemalim dururken ne yapacaksın takliti... Boşverrrr... :)))
Düşünmeden benimseme, aynen izleme..
Gastrit çok ciddi bir hastalık değildir, mide ağrısı yapar arasıra
fakat tedavi edilmez ise 'mide ülseri' ne dönüşebilir. İşte bu ciddi bir hastalıktır.
Taklit, mâsum gibi gözüksede, 'taassub' haline gelme riski yüksektir..
20. yüzyılda ortaya çıkmış
bir sanat akımı..
yeryüzü bir sahne
ve onyüzbinlerce oyuncu oynuyor bu oyunu..
içleri ağlayıp gülen
bildiğine bilmiyorum taklidi yapan insanlar..
arasıra
bir ağaca çıkıp seyretmek gerek arasıra kalabalığı
ağaçtan tükürüp
tükürükten önce aşağıya inip
tükürüğün suratımıza gelmesini sağlayıp
sonrada bağırarak
-kim tükürdü ulen bana
demek gerek
mağdur taklidi yaparak...
HER ŞEYİMİZ TAKLİT
Her an hayatımızdaki ürünlerin taklitleriyle karşılaşmamız mümkün.Yolda yürürken tezgahtar bağırır:”orijinal parfüm bunlar 20 YTL! ! ! ! ” şimdi buna inanmak mümkün mü acaba(!) Bunların orijinali 150 YTL den başlarken üstelik.Evleri gezen pazarlamacıların sattıkları tencereler,saatler,gömlekler,çantalar..Orijinallerinin çeyrek fiyatından bile daha az bu ürünler vatandaşa kandırılarak satılıyor orijinal diye. İstanbul’da bu iş daha da yaygın hale gelmiş durumda.Hatta bazı siyahi tiplerin (Senegalli,Kenyalı,Nijeryalı gibi Afrikalıların) sokak aralarında tezgah kurduklarını görmek mümkün.Ama gözü açık İstanbullu eskisi gibi bu ürünlere pek de tamah etmiyor.
Marka taklitçiliği uluslar arası planda da çok zor durumlara sokuyormuş Türkiye yi Tescilli Markalar Derneği,Türkiye’deki taklit malı piyasasının dört milyar dolarlık bir hacme ulaştığını; TÜSİAD ise,fikri mülkiyet haklarının korunmadığı bir ortamda,yüksek katma değer yaratan ürünlerin kolaylıkla taklit edilebilmesiyle yaratıcılığın darbe gördüğünü ve Türkiye’nin AB rekabet politikalarından hızla uzaklaşacağını vurguluyor.
Sahte marka imalatında üçüncü sırada yer alan Türkiye’de bununla ilgili yeni bir mücadele başlatılmış.O da “ marka dedektifleri”. Bunlar özellikle markalara istihbarat sağlayan araştırma şirketlerinin ve bu markaların hukuk bürolarında çalışan istihbarat elemanları.Bu marka dedektiflerinin,tüm taklit malların yüzde 70’inin İstanbul’da olmasının sebebiyle çalışmalarını İstanbul’da yapmaları da gayet normal aslında.Bu dedektiflerde kendi aralarında ayrılıyormuş.Örneğin sahte tekstil ürünlerine bakan marka dedektifi parfümeriye bakan ayrı kişilermiş.
Marka taklitçiliğini Türkiye’de yapanlara; birinci kez yaptığında hapis cezası yokken.,tazminat ve para cezası uygulanıyor.İkinci kez tekrarlarsa,taklitçiliğin boyutuna göre hapis cezası veriliyor.
Her markalı ürün kaliteli ürün müdür? Bu tartışmaya çok açık bir soru aslında.Fahiş fiyatlara satılan markalı ürünler karşısında vatandaşın yapacağı kaliteli ürünü almak olacaktır aslında.Ve kesinlikle Napolyon’un dediği gibi; ” Ben ucuz mal alacak kadar zengin değilim..”
Kaliteli ve orijinal günler dileğiyle….
sevdiğin bazen de sevmediğin kişileri ya da canlıların senin bedeninle yeni anlam kazanması...yasemin yalçın da en iyi yapanlardan...
enjoythe silence..üzülmeyin..taklitler asıllarını yaşatır :)) (fazla klişe ve tarızım değil ama yeri geldi)
yalnız bir türlü aşk var...ancak taklitleri binlerce...
...mış gibi yaşayıp kendimizi taklit edişimiz en kötüsü.
BİR YETENEK
türk insanının genlerinde olan
'herkes kendinde eksik olani sever'...
boynuz kulağı geçermiş ama istisnalar da kaideyi bozmazmış..taklitlerden sakının..