filmdeki insani rahatsiz edecek derecede olan canilik, sogukluk, vicdansizlik, siddet ve kan esen havasi esasinda yonetmen Kihachi Okamoto'nun gencliginde tanik oldugu kotu donemlerin etkisinden gelir. Ve bu kotu hatiralar tum filmlerine yansimistir. Etrafindaki koca bir neslin yok olusuna tanik olmak kolay olmasa gerek...
filmi izlerken en cok zorlanacak durumlar: isim coklugu, kisileri birbirine karitirmak, olaylari kavrama - iliski kurma, japon kulturune ve tarihine yabaci olma vs vs.... :)
Belki filmin eski olmasindan dolayi, izleyene pek zevk vermeyebilir. Ne de olsa 1966 yapimi siyah -beyaz bir film cogu kisiye cekici gelmeyebilir. Hatta cogu kisiye pek anlam bile ifade etmeyebilir. Ama ve Ama bu filmden zamanin otesinde bir film olmasi suphe goturmez.... Ne de olsa Tarantiono filmlerini hayretler icersinde izliyoruz ama bu filmlerin yillar once yapildigini gormek belki sadece benim gibi film manyaklarini etkiliyor.
Sword of Doom izlerseniz zamanin cok otesinde bir film oldugunu hemen anlayabilirsiniz. Ozellikle son sahnesi Japon halkini bile daha once gormedigi derece de siddetli ve kanli sahneler olmasi. O zamanda daha once gorulmemis bu sahneler izleyenleri sok etmistir...
Mesela filmin bas kahramani Ryunosuke Tsukue kotu (evil) adami potre eder. Hatta bu potrelestirme, Henry:Portrait of a Serial Killer, gibi gerilim, aksiyon, hafiye turu Holywood filmlerine bile cok etkisi olmustur.
Sonracigima o zamanki Holywood filmlerinde kahramanlar sut emmis cocuklar gibi yapmacikken, bu filmde basrolde oynayan kisi caniyi resmeder.
Filmin cekimleri super, ozellikle kameranin hareketlerinin Alfred Hitchcock'tan etkilendigi belli... ama Roman Polanski bile etkileyecek gun isigini kullanmalari, o agaclarin arasindan suzulen gunes isigi, sanki o ani canlandirmak icin her gun ayni saatte resim cizmeye gelen eski ressamlar gibi yonetmenin ugrastigi cok belli. O zamana gore bence cekimler super, hele hele kahramanin tuzak kurulmus yola giris sahnesi, kameranin onemli yerlerde oyuncularin mimiklerine odaklanip soze ve oyuncularin el kol hareketlerine gerek kalmamasi, ozellikle caniyi canlandiran Tatsuya Nakadai caniligini, kafasindaki karisikligi, soguklugunu hissettirmesinde...
Ve filmin hic tahmin edilmeyecegi sekilde bitmesi, olaylarin gelisiguzel islenmis gibi gozukurken birlesmesi, Ornekler cogaltilabilir, dedigim gibi zamanin cok otesinde cok gercekci ve siradisi bir film. Ozellikle Tatsuya Nakadai super, adam kendini asmis.
Western denilen kovboy filmlerindeki karizmatik hava, kultur, hareketler cogu ABD tarihinden gelmez, gelenler zaten cok farkli kovboy filmleri yapmistir. Mesela bildigimiz kovboy filmlerinde ki iyi ve kotu adamlarinin yaptigi triplerin cogu Samuray filmlerinden gelir. Bu acidan Akira Kurosawa, Kenji Misumi, Kihachi Okamoto gibi japon yonetmenlerin Holywooda etkisi goz ardi edilmeyecek kadar fazladir ozellikle western filmlerine. Iste Seven Samurai, Sword of Doom gibi filmlerde ki atmosfer ve karakterler, western filmlerinde olusmasinda cok buyuk rol oynamistir. Ozellikle silahsorler, ceteler, serif, kasaba halki, vs vs kulturunun olusmasinda...Siralamakla bitmez...
Sinema tarihinde onemli bir yere sahip olan Japon filmi. Onemi ne dersiniz diye sorarsaniz, bugun agzimiz acik izledigimiz, ozellikle Tarantino'nun filmleri gibi, filmlerin etkilendigi filmlerin ve o filmlerinde etkilendigi filmlere ilham olmustur :) Mesela bir ornek vereyim:
Dai-bosatsu tôge filmi Lone Wolf and Cub filimine ilham olmus, Lone Wolf and Cub ise Kill Bill filmine. Ya da bu film Sam Peckinpah gibi asmis yonetmenlere ilham olmus, bu filmlerde diger filmlere gibi bir zincirleme reaksiyon olusmustur... Tabi filmin yapanlarda baskalarindan etkilenmiyor degil, ama o zamanlar icin sahnelenen goruntuler ve atraksiyonlar ilklerdendir...
filmdeki insani rahatsiz edecek derecede olan canilik, sogukluk, vicdansizlik, siddet ve kan esen havasi esasinda yonetmen Kihachi Okamoto'nun gencliginde tanik oldugu kotu donemlerin etkisinden gelir. Ve bu kotu hatiralar tum filmlerine yansimistir. Etrafindaki koca bir neslin yok olusuna tanik olmak kolay olmasa gerek...
filmi izlerken en cok zorlanacak durumlar: isim coklugu, kisileri birbirine karitirmak, olaylari kavrama - iliski kurma, japon kulturune ve tarihine yabaci olma vs vs.... :)
Belki filmin eski olmasindan dolayi, izleyene pek zevk vermeyebilir. Ne de olsa 1966 yapimi siyah -beyaz bir film cogu kisiye cekici gelmeyebilir. Hatta cogu kisiye pek anlam bile ifade etmeyebilir. Ama ve Ama bu filmden zamanin otesinde bir film olmasi suphe goturmez.... Ne de olsa Tarantiono filmlerini hayretler icersinde izliyoruz ama bu filmlerin yillar once yapildigini gormek belki sadece benim gibi film manyaklarini etkiliyor.
Sword of Doom izlerseniz zamanin cok otesinde bir film oldugunu hemen anlayabilirsiniz. Ozellikle son sahnesi Japon halkini bile daha once gormedigi derece de siddetli ve kanli sahneler olmasi. O zamanda daha once gorulmemis bu sahneler izleyenleri sok etmistir...
Mesela filmin bas kahramani Ryunosuke Tsukue kotu (evil) adami potre eder. Hatta bu potrelestirme, Henry:Portrait of a Serial Killer, gibi gerilim, aksiyon, hafiye turu Holywood filmlerine bile cok etkisi olmustur.
Sonracigima o zamanki Holywood filmlerinde kahramanlar sut emmis cocuklar gibi yapmacikken, bu filmde basrolde oynayan kisi caniyi resmeder.
Filmin cekimleri super, ozellikle kameranin hareketlerinin Alfred Hitchcock'tan etkilendigi belli... ama Roman Polanski bile etkileyecek gun isigini kullanmalari, o agaclarin arasindan suzulen gunes isigi, sanki o ani canlandirmak icin her gun ayni saatte resim cizmeye gelen eski ressamlar gibi yonetmenin ugrastigi cok belli. O zamana gore bence cekimler super, hele hele kahramanin tuzak kurulmus yola giris sahnesi, kameranin onemli yerlerde oyuncularin mimiklerine odaklanip soze ve oyuncularin el kol hareketlerine gerek kalmamasi, ozellikle caniyi canlandiran Tatsuya Nakadai caniligini, kafasindaki karisikligi, soguklugunu hissettirmesinde...
Ve filmin hic tahmin edilmeyecegi sekilde bitmesi, olaylarin gelisiguzel islenmis gibi gozukurken birlesmesi, Ornekler cogaltilabilir, dedigim gibi zamanin cok otesinde cok gercekci ve siradisi bir film. Ozellikle Tatsuya Nakadai super, adam kendini asmis.
Western denilen kovboy filmlerindeki karizmatik hava, kultur, hareketler cogu ABD tarihinden gelmez, gelenler zaten cok farkli kovboy filmleri yapmistir. Mesela bildigimiz kovboy filmlerinde ki iyi ve kotu adamlarinin yaptigi triplerin cogu Samuray filmlerinden gelir. Bu acidan Akira Kurosawa, Kenji Misumi, Kihachi Okamoto gibi japon yonetmenlerin Holywooda etkisi goz ardi edilmeyecek kadar fazladir ozellikle western filmlerine. Iste Seven Samurai, Sword of Doom gibi filmlerde ki atmosfer ve karakterler, western filmlerinde olusmasinda cok buyuk rol oynamistir. Ozellikle silahsorler, ceteler, serif, kasaba halki, vs vs kulturunun olusmasinda...Siralamakla bitmez...
Dai-bosatsu tôge 1966
Sinema tarihinde onemli bir yere sahip olan Japon filmi. Onemi ne dersiniz diye sorarsaniz, bugun agzimiz acik izledigimiz, ozellikle Tarantino'nun filmleri gibi, filmlerin etkilendigi filmlerin ve o filmlerinde etkilendigi filmlere ilham olmustur :) Mesela bir ornek vereyim:
Dai-bosatsu tôge filmi Lone Wolf and Cub filimine ilham olmus, Lone Wolf and Cub ise Kill Bill filmine. Ya da bu film Sam Peckinpah gibi asmis yonetmenlere ilham olmus, bu filmlerde diger filmlere gibi bir zincirleme reaksiyon olusmustur... Tabi filmin yapanlarda baskalarindan etkilenmiyor degil, ama o zamanlar icin sahnelenen goruntuler ve atraksiyonlar ilklerdendir...