şimdi sana geldim...heybetli mihrabına dokunup, vakarla kafanı kaldırışına daldım....daldım daldım...daldığım yerden beni kimse çıkartamadı...bu senin iç alemindi ya zahirin ellerini açmış ve büyük bir samimiyetle hakka sunmuşsun......ve istanbulun en anlamlı yerine oturmuş insanların senden faydalanmasına izin vermişsin... yeşil olan eteğine oturup senin heybetli oturuşunu saatlerce izleyebilir ve sende kaybolabilirim......
Iste ask kosturuyor arka bahcesinde süleymaniyenin...rüzgar atakda yesili ve denizi ayni anda yasamak istiyorsaniz namazinizi kilip duanizi mutlak cimenlerin üzerinde etmelisin...
Arka bahçesinde bir ağaç kütüğü vardır... Üzerinde hazerfenin hissettiklerine yakın şeyler hissedilen Ah... Arkada Süleymaniye,Huzurda İstanbul... Bu surura kalp nasıl dayanır!
Bir kere mutlaka arka bahcesi...ve yalniz basina uzaktan göz kirpan denizin rüzgarla yüzüne vurmasi...tefekkürün doruk noktasi kendine eksilerin icin hesab sormalar yanit alamamalar..manzaranin her karesini cizmek zihne..ve beklenen sorularin ardi ardina gelmesi..kimsin nerden geldin nereye gidiyorsun...
Eyvallah süleymaniye camii amma gayri söze ne hacet herkes denilecek her seyi söylemis ikrami kendime sakliyordum halbuki onu bile birakmamislar ya cömert bir manzarasi vardir süleymaniye camiinin sinan erciyesin tepelik kisminda oturdugu icin etkilenmisdir ve camiiyide bir tepe üzerine insa etmisdir bildigim güzel kissalar var camiinin yapilisi esnasinda meydana gelmis amma burasi nedir! !
Ve camiideki o dört kolonunsa dört halifeyi temsil ettigini söylenirki her kolonunda bir halifeye aid oldugu ismilerinin yazilmasi sebebiyle bilinmektedir.
Hele karsisindaki ikram caybahcesi; bir siginak yada dinginligin ve huzurun gris kapisi sanki camiiden cikinca olmazsa olmaz ugrak mekan simdiki ismi lalezar ama orasi hala ikram.
Farkli yerlerden getirtilen dört büyük tasin üzerine insa edilen süleymaniye camii insanin idrakde zorlanicagi bir sahaserdir bir manzaranin bu kadar cömert davranmasi takdire sayan,
1556 'da Kanuni'nin Mimar Sinan'a yaptırdığı şahane yapı.. içi de dışı kadar heybetli,huzur verici.. heybetli diyorum ama,ustanın yaptığı en 'sade' eserlerden biri..
şimdi sana geldim...heybetli mihrabına dokunup, vakarla kafanı kaldırışına daldım....daldım daldım...daldığım yerden beni kimse çıkartamadı...bu senin iç alemindi ya zahirin ellerini açmış ve büyük bir samimiyetle hakka sunmuşsun......ve istanbulun en anlamlı yerine oturmuş insanların senden faydalanmasına izin vermişsin...
yeşil olan eteğine oturup senin heybetli oturuşunu saatlerce izleyebilir ve sende kaybolabilirim......
Süleymaniye Camii...âh! haziresinde bir dikili taş olaydım da huzura varaydım..
Sen İstanbul'u seyre dalmışsın,bu fakir seni...
Ders çıkışı kendimizi sende buluşlarımızı,gizlenip elifle ses verişlerimizi de seviyoruz...
Bir ömür Istanbulu izlemek..
Her an yeniden tazeden
Acilan bir yelpazeden
Hic sasmadan ezel-ebed
Yerküreye bes nöbet
Hayyealelfelah süzerler
kılınan ikindi namazı...
hafif rüzgar... ağır bir manzara...
ikaramda çay keyfi... ve nargile kokusu...
Manzarasina birde namazdan kalma duainizi katarsaniz askin tanimi budur derim...
Haziresine gül mevsiminin gelişi yakındır...
Iste ask kosturuyor arka bahcesinde süleymaniyenin...rüzgar atakda yesili ve denizi ayni anda yasamak istiyorsaniz namazinizi kilip duanizi mutlak cimenlerin üzerinde etmelisin...
Arka bahçesinde bir ağaç kütüğü vardır...
Üzerinde hazerfenin hissettiklerine yakın şeyler hissedilen
Ah...
Arkada Süleymaniye,Huzurda İstanbul...
Bu surura kalp nasıl dayanır!
Bir kere mutlaka arka bahcesi...ve yalniz basina uzaktan göz kirpan denizin rüzgarla yüzüne vurmasi...tefekkürün doruk noktasi kendine eksilerin icin hesab sormalar yanit alamamalar..manzaranin her karesini cizmek zihne..ve beklenen sorularin ardi ardina gelmesi..kimsin nerden geldin nereye gidiyorsun...
âh...
Insanin asik olasi geliyor orda ama asik olunasi en güzel varliga tabiki ne yaziktir uzaklasinca bu duyguyu kabediyor insan...
Eyvallah süleymaniye camii amma gayri söze ne hacet herkes denilecek her seyi söylemis ikrami kendime sakliyordum halbuki onu bile birakmamislar ya cömert bir manzarasi vardir süleymaniye camiinin sinan erciyesin tepelik kisminda oturdugu icin etkilenmisdir ve camiiyide bir tepe üzerine insa etmisdir bildigim güzel kissalar var camiinin yapilisi esnasinda meydana gelmis amma burasi nedir! !
Ve camiideki o dört kolonunsa dört halifeyi temsil ettigini söylenirki her kolonunda bir halifeye aid oldugu ismilerinin yazilmasi sebebiyle bilinmektedir.
Sanirim sadirvanin girisine konulan bir tas o zamanin insanlarinin kalb gözlerinin nede acik oldugunu idrakde yardimci oluyor
Hele karsisindaki ikram caybahcesi; bir siginak yada dinginligin ve huzurun gris kapisi sanki camiiden cikinca olmazsa olmaz ugrak mekan simdiki ismi lalezar ama orasi hala ikram.
mimari kayserili oldugu icin evi bir tepedeydi bu sebeple etklinerek camii de bir tepe üzerine insaa ettigi rivayet edilir.
Farkli yerlerden getirtilen dört büyük tasin üzerine insa edilen süleymaniye camii insanin idrakde zorlanicagi bir sahaserdir bir manzaranin bu kadar cömert davranmasi takdire sayan,
1556 'da Kanuni'nin Mimar Sinan'a yaptırdığı şahane yapı..
içi de dışı kadar heybetli,huzur verici..
heybetli diyorum ama,ustanın yaptığı en 'sade' eserlerden biri..