İslam yoldur, sosyalizm ise bir dönemdir, dönemler geçer gider ama dikkat edilmesse yollar uzar gider...
İnsanda doğanın içindedir, maneviyatı olanı içinde barındırması bile doğanın maneviyatı içeridiğini gösterir. eğer maneviyatı içeren bir olguyu sadece materyalizmle açıklamaya kalkarsak eksik olur...
Bir de sadece dünyanın değil insanında doğası vardır, doğa bilimlerinden söz ediyorsak, insandaki doğaya gelince de maneviyat da söz konusu olur.
Daha da konu genişletilebilir. Ne de olsa bir noktadan sonsuz doğru geçer, bir çizgi oluşturmak içinse iki noktayı birleştirilmesi lazım ki o zaman belki ilim kelimesinin anlamına varıp bilimlerden daha yönlü bahsedebiliriz...
Özgür düşüncenin üst olduğu, insanlar arasında sınıf ayrımının olmadıgı, emeğin karşılığının alındığı, kısacası insanın insanca yaşayabileceği bir yönetim biçimidir.
Bugün bir bebek, doğduğu anda 'hakları elinden alınmış' olarak doğabilmekte.Eğer yoksul bir anne-babanın çocuğuysa ekonomik geleceği pek de parlak değildir.Hayatını kazanması çok büyük zorluklara katlanması gerekmektedir.Oysa zengin bir aile içinde doğan bebek doğar doğmaz trilyoner olarak doğabilir.
İşte Kapitalizm dünyamızı bu kadar uç noktada adaletsiz bir hale getirmiştir.Doğan 2 bebek de İNSAN'dır, kuldur.Ancak dünyada bugün uygulanan sistem sadece PARASI OLANLARA İNSAN GİBİ yaşama hakkı verir.
Elbetteki her insan hayatını kazanmak için ÇALIŞMALIDIR.Öyle 'yan gel yat....' ile kimsenin ADALET yada PARA beklemeye hakkı yoktur. Ancak daha yeni doğan bir BEBEK bile sağlık ve eğitim gibi en temel ihtiyaclarından yoksun olarak doğmaktadır.Bebek ölümleri Kapitalizmin sonucudur.
Dünyada herkese yetecek kadar besin vardır! Dünyada kıtlık oluşmaz, oluşturulur! Bugün 'dünyanın en zengin 200 insanı'nın serveti, tüm Afrika devletlerinin bütçesinden kat kat fazladır.
İşte sosyalizm bu adaletsiz gelir dağılımına, bu PARA merkezli insanlık dışı kapitalist sistem 'DUR' der.
Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba'da eğitim ilkokuldan doktora eğitimine kadar ücretsizdir. Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba'da okur yazar oranı ve okula devamlılık oranı %99 dur. Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba nüfusla oranladığınızda dünyanın en çok olimpiyat madalyası kazanan sporcularına sahiptir. Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba nüfusla oranladığınızda dünyada en çok öğretmenin olduğu ülkedir.
' Herkes istediği dini izlemek ya da dinsiz olmakta tamamen özgür olmalıdır. Vatandaşlar arasında dinsel inançları nedeniyle ayrım yapılmasına kesinlikle göz yumulamaz. '
Bir kitap: Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla / Leo Huberman
Yarım yüzyıl önce yazılan, birçok dile çevrilen ve ülkemizde de birkaç kez basılan bu kitap, alanında klasikleşmiş bir eserdir. İncelediği dönemin toplumsal ve ekonomik yapısıyla bu temel üstünde gelişen fikir ve eylemler arasındaki ilişkileri böylesine başarıyla ortaya koyabilen pek az çalışma vardır.
Sosyalizm; kapitalist sömürü ve zulmünün sonucu, insanlığın umut diye sarıldığı, ancak uygulanması hayal ve ütopyadan ibaret, tarihin müzesinde yerini almış bir ekonomik düşünce felsefesidir.
sosyalizm (ki hali vakti ortadadır) kesinlikle hak kavramını gözardı ederek uygulanan ülkelerde halkın ahlakının bozulmasına neden olmuştur. sosyalist kurallar zaten islama da aykırıdır.
demokratlar sosyalistler benzemez sosyalistlerde ittifak daima geçici, soğuk ve mesafelidirsosyalist dünya ortaklığın, paylaşmanın olmadığı bir dünyadır. Demokratlar ise birlikte olmaya mahkum olduğumuzun bilincindedir. Demokratlar için ittifak arayışı bir zorunluluktur ve kurulan her ittifak değerlidir.
araştırdığım ve öğrendiğim kadarıyla sosyalizm,mulkiyet araçlarının ortak paylaşımı ve üretim araçlarının topluma yayılması demektir.sosyalizm çok defa komünizmle karıştırılmaktadır.ikisinin tanımıda aynı kavramlarla yapılmaktadır.oysaki sosyalizmi komünizmden ayıran yönler vardır.öncelikle sosyalizmde devlet halen varlığını sürdürmektedir.oysaki komünizmde devlet yoktur.fırsat ve koşul eşitliği vardır.görüşmek üzere....eşitliklerle dolu bir evren ile..
iş ekmek özgürlük çerçevesi içerisinde yer alan sosyalizm kapitalizmin yıkıldıktan sonra komünizme geçiş aşamasıdır sosyalizm komünizmde sadece bir basamak olarak görülür asıl hedef komünizmdir Bu mesajımı sil
türkiyede çıkar yol mudur? burası tartışma konusu ama dünya ülkeleri arasında yavaş yavaş sindirilmeye başlandı..amerika bunda da başarılı oldu..küba,kuzey kore gibi ülkeler hariç amerikanın uygulamış olduğu sindirme harekatı bu ülkeleri de kıskaç altına almıştır kapitalizm mutlaka yıkılacaktır ama sosyalizmin dünyaya egemen olması sanırım uzun vadeli bir düşünce olsa gerek
bu ülkede halkın kendi kendine bir devrm yaratabilmesi olasılığı yok değilse bile çok azdır...şu örnek bence çok çarpıcıdır:
Abdülhamit, Mithat Paşa'yı gemi ile sürgüne göndermeden önce gemiyi bir gün boyunca İstanbul'da içinde Mithat Paşa olduğu halde bekletmiştir. Sonradan, kendisine neden böyle davrandığı sorulduğunda ise o bir gün boyunca halkın nasıl bir tepki vereceğini beklediğini belirtmiştir. Yazıktır ki halk maalesef hiçbir tepki vermemiştir. Ki Mithat Paşa'nın halk için neler yaptığını hepimiz biliriz. Bu örneğe bir ekleme Attila İlhan'dan şu şekilde gelir: Acaba Mustafa Kemal Anadolu'ya çıktığında herhangi bir şekilde yakalansa ve İstanbul'a getirilip, sürgüne gönderilmek üzere gemiye bindirilseydi halkın tepkisi ne olacaktı? Biraz düşünürseniz yanıtın ne kadar acı olduğunu siz de farkedersiniz...İşte biz böyle bir halkız arkadaşlar...
Gençliğini 1980’lerin ortasından sonra yaşayan çoğu genç “Sosyalizm” kelimesine çok fazla aşina değildir.Zaten 1991 yılına kadar isminde “Sosyalist/komünist” kelimesi geçen bir parti yoktu.1991’den sonrada ancak seçim zamanı şehrin duvarlarına yapıştırılan parti afişleriyle tanıştılar bu kelimeyle.Ardından 90’lı yıllarda açılan özel tv kanallarındaki tartışma programlarında duyuldu bu kelimeler.O açık oturumlarda 70’lerin “terör-kargaşa” ortamını yaratanın “Kandırılmış dinsiz kominist gençler” olduğu söylendi.Medyada da genelde Özalizm’in getirdiği yenilikler, güzellikler(!) anlatıldı sürekli.Mc Donalds gençliği, artık hamburger yeyip, özel tvlerdn dünyayı seyrediyor, Türkiye dünyaya açılıyordu(!) Bu arada 90’ların gençliği artık ne ülke sorunlarıyla, ne Türkiyenin ekonomik durumuyla ne de “ciddi her hangi bir konu”yla ilgilenmez olmuştu.Giderek apolitikleşen gençlik bırakın sosyalizmi, “sağın -solun ne farkı olduğunu” bile bilmez, bilemez duruma getirildi.Atatürk’se gençlerin gözünde artık sadece “Türkiyeyi düşmanladan kurtaran adam” kalıbı içinde kaldı.Sadece heykellerde vardı.Birilerinin(!) yönlendirmeleriyle Atatürkçülük, “sadece” Laikliği savunmak haline getirildi.Tıpkı Sosyalizm/Komünizm’in “sadece terör/anarşi yaratan bazı kötü düşünceler..” olduğunun empoze edilmesi gibi...
Sosyalizme karşı “oluşturulan” önyargılardan biride bu ideolojini sadece SSCB de uygulandığı ve sonucunun vahşet-terör-hüsran olduğudur.Oysa SSCB de hiç bir zaman sosyalizm olmamıştır.Dahası SSCB yıkıldıktan sonra, vahşet ve terör daha da artmıştır.(Bosna, Kafkasya, Irak, Afganistan vb...) Ama her nedense bu vahşet-anarşi ve terör, “Kapitalizmin sonuçları” olarak değerlendirilmez! Kapitalizm her nedense haala dimdik ayakta ve ısrarla en güzel şey kapitalizmdir! Süper güçlere(AB-ABD) göre bu savaşlara ve teröre sebep olan sadece “bir kaç deli”dir, (Ladin, Saddam) ,kapitalizm veya petrol-dolar değil...!
İşte insan kanı üzerinde petrol pazarlıklarının yapıldığı, iktidar ve para hırsının vahşileştirdiği “Kapitalizm ve emperyalizme” karşı Sahabe Ebu Zerr’den, Şeh Bedreddin’e, Saint-Simon’dan Marks’a, Osmanlı Sosyalist Fırkasından, Nazım’a, Mehmet Ali Aybar’a kadar gelen süreçte verilen mücadeleye sosyalizm diyoruz!
1.Türkiye İşçi Partisi genel başkanı Aybar’in ölümünden sonra derlenen yazılarının yer aldığı “Marksizm ve Sosyalizm Uzerine Düşünceler” adlı kitabın başlangıcında Yaşar Kemal şunları yazıyor: “Tepeden inme, yani piramidik kuruluşlarla yönetilen ülkelerde sosyalizm ne adla olursa olsun yaşayamaz diyordu Aybar:’ Sosyalizm ithal edilemez, ihraç da edilemez. Sosyalizmi ancak o ülkenin emekçileri kurabilirler. Her şeyi onlar ürettikleri gibi kendi sosyalizmlerine onlar karar verebilir, sosyalizmlerini de onlar kurabilirler.’ Onların yerine sosyalizmi kuran öncüler, görüldüğü gibi, önce devlet kapitalizmini yaratırlar, ondan sonra da bir sömürücü durumuna düşen bürokrasiyi yaratırlar. Ve emekçiler adına, sözümona işçi diktatoryası, onunla birlikte de bürokrasiye dayanan işçi diktatoryası. Sonunda emeğin insanca paylaşımı yerine kapitalist sömürüden daha beter bürokrasi ve kişi diktatoryası....”
1970 li yılların Türkiye'sindeki sosyalizm adına yapılan mücadeleler, Kızıldere olayı, Ertuğrul Kürkçü, Mihri Belli, Yusuf Küpeli gibi dönemi devrimci liderleriyle yapılan söyleşiler, yapılan hatalar vs. Uğur Mumcu'nun 'ÇIKMAZ SOKAK' isimli kitabında yeralıyor.
Kitap: Cornelius Castoriadis - Dünyaya, İnsana ve Topluma Dair
1948’den itibaren Fransa’da sosyalist düşüncede önemli bir odak oluşturan Sosyalizm ya da Barbarlık dergisinin yönlendiricilerinden, 1922'de istanbul'da doğmuş Yunan asıllı filozof Castoriadis’in, 1974-1989 döneminde yazdığı yazılardan, kendi onayıyla yapılan bir derleme. Felsefeden eşitliğe, iktidarda dine, K.Marks’ın günümüzde taşıdığı anlamdan gelişme ve özerklik sorunlarına dek yığınla sorun alanına uzanan düşünce yazıları.
Bir kitap: Kerim Sadi - ' Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı '
Türk solunun saygıdeğer ama “partisiz” olduğu için pek yadedilmeyen emektarı Kerim Sadi’den, 1. Enternasyonal’in ve Paris Komünü’nün Osmanlı’daki yansımaları, Osmanlı aydınlarının sosyalizme bakışı, İslamiyet ile sosyalizm ilişkisi üzerine tartışmalar, Millî Mücadele döneminde sosyalist akım ve Türkiye Komünist Fırkası, Mustafa Suphi, Aydınlık Çevresi ve 1928 İzmir Davası...
İslam yoldur, sosyalizm ise bir dönemdir, dönemler geçer gider ama dikkat edilmesse yollar uzar gider...
İnsanda doğanın içindedir, maneviyatı olanı içinde barındırması bile doğanın maneviyatı içeridiğini gösterir. eğer maneviyatı içeren bir olguyu sadece materyalizmle açıklamaya kalkarsak eksik olur...
Bir de sadece dünyanın değil insanında doğası vardır, doğa bilimlerinden söz ediyorsak, insandaki doğaya gelince de maneviyat da söz konusu olur.
Daha da konu genişletilebilir. Ne de olsa bir noktadan sonsuz doğru geçer, bir çizgi oluşturmak içinse iki noktayı birleştirilmesi lazım ki o zaman belki ilim kelimesinin anlamına varıp bilimlerden daha yönlü bahsedebiliriz...
Anlamak için zeki olmak gereken birşey.
Özgür düşüncenin üst olduğu, insanlar arasında sınıf ayrımının olmadıgı, emeğin karşılığının alındığı, kısacası insanın insanca yaşayabileceği bir yönetim biçimidir.
Bugün bir bebek, doğduğu anda 'hakları elinden alınmış' olarak doğabilmekte.Eğer yoksul bir anne-babanın çocuğuysa ekonomik geleceği pek de parlak değildir.Hayatını kazanması çok büyük zorluklara katlanması gerekmektedir.Oysa zengin bir aile içinde doğan bebek doğar doğmaz trilyoner olarak doğabilir.
İşte Kapitalizm dünyamızı bu kadar uç noktada adaletsiz bir hale getirmiştir.Doğan 2 bebek de İNSAN'dır, kuldur.Ancak dünyada bugün uygulanan sistem sadece PARASI OLANLARA İNSAN GİBİ yaşama hakkı verir.
Elbetteki her insan hayatını kazanmak için ÇALIŞMALIDIR.Öyle 'yan gel yat....' ile kimsenin ADALET yada PARA beklemeye hakkı yoktur.
Ancak daha yeni doğan bir BEBEK bile sağlık ve eğitim gibi en temel ihtiyaclarından yoksun olarak doğmaktadır.Bebek ölümleri Kapitalizmin sonucudur.
Dünyada herkese yetecek kadar besin vardır! Dünyada kıtlık oluşmaz, oluşturulur! Bugün 'dünyanın en zengin 200 insanı'nın serveti, tüm Afrika devletlerinin bütçesinden kat kat fazladır.
İşte sosyalizm bu adaletsiz gelir dağılımına, bu PARA merkezli insanlık dışı kapitalist sistem 'DUR' der.
Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba'da eğitim ilkokuldan doktora eğitimine kadar ücretsizdir.
Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba'da okur yazar oranı ve okula devamlılık oranı %99 dur.
Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba nüfusla oranladığınızda dünyanın en çok olimpiyat madalyası kazanan sporcularına sahiptir.
Dünyada sosyalizmin kısmen uygulandığı tek ülke Küba nüfusla oranladığınızda dünyada en çok öğretmenin olduğu ülkedir.
utopya
' Herkes istediği dini izlemek ya da dinsiz olmakta tamamen özgür olmalıdır. Vatandaşlar arasında dinsel inançları nedeniyle ayrım yapılmasına kesinlikle göz yumulamaz. '
V.İ. Lenin / 3 Aralık 1905
“Çok olanı bir kaç kişi arasında bölüştürmek değil, sahip olduğumuz azı çok kişi arasında bölüştürmektir...”
(R.Robaine)
Bir kitap:
Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla / Leo Huberman
Yarım yüzyıl önce yazılan, birçok dile çevrilen ve ülkemizde de birkaç kez basılan bu kitap, alanında klasikleşmiş bir eserdir. İncelediği dönemin toplumsal ve ekonomik yapısıyla bu temel üstünde gelişen fikir ve eylemler arasındaki ilişkileri böylesine başarıyla ortaya koyabilen pek az çalışma vardır.
Marksist-Leninst bir çizgiye kayan çoğu kişi hubermanın bu kitabını okuyarak sosyalist olma yolunda büyük adımlar atmıştır
hubermanın sosyalizmin alfabesi adlı kitabı yeni başlayanlar için tavsiye edilir
Sosyalizm; kapitalist sömürü ve zulmünün sonucu, insanlığın umut diye sarıldığı, ancak uygulanması hayal ve ütopyadan ibaret, tarihin müzesinde yerini almış bir ekonomik düşünce felsefesidir.
Sosyal adalet, sadece sosyalizmle tam olarak sağlanabilir.
sosyalizm (ki hali vakti ortadadır) kesinlikle hak kavramını gözardı ederek uygulanan ülkelerde halkın ahlakının bozulmasına neden olmuştur. sosyalist kurallar zaten islama da aykırıdır.
demokratlar sosyalistler benzemez sosyalistlerde ittifak daima geçici, soğuk ve mesafelidirsosyalist dünya ortaklığın, paylaşmanın olmadığı bir dünyadır. Demokratlar ise birlikte olmaya mahkum olduğumuzun bilincindedir. Demokratlar için ittifak arayışı bir zorunluluktur ve kurulan her ittifak değerlidir.
araştırdığım ve öğrendiğim kadarıyla sosyalizm,mulkiyet araçlarının ortak paylaşımı ve üretim araçlarının topluma yayılması demektir.sosyalizm çok defa komünizmle karıştırılmaktadır.ikisinin tanımıda aynı kavramlarla yapılmaktadır.oysaki sosyalizmi komünizmden ayıran yönler vardır.öncelikle sosyalizmde devlet halen varlığını sürdürmektedir.oysaki komünizmde devlet yoktur.fırsat ve koşul eşitliği vardır.görüşmek üzere....eşitliklerle dolu bir evren ile..
iş ekmek özgürlük çerçevesi içerisinde yer alan sosyalizm kapitalizmin yıkıldıktan sonra komünizme geçiş aşamasıdır
sosyalizm komünizmde sadece bir basamak olarak görülür
asıl hedef komünizmdir
Bu mesajımı sil
türkiyede çıkar yol mudur?
burası tartışma konusu ama dünya ülkeleri arasında yavaş yavaş sindirilmeye başlandı..amerika bunda da başarılı oldu..küba,kuzey kore gibi ülkeler hariç amerikanın uygulamış olduğu sindirme harekatı bu ülkeleri de kıskaç altına almıştır
kapitalizm mutlaka yıkılacaktır ama sosyalizmin dünyaya egemen olması sanırım uzun vadeli bir düşünce olsa gerek
EVET bence de
tıklayın paylaşın
Sosyalizmden çok, milliyetçiliğin tartışıldığı antoloji başlığı.
SOSYALİZM sizce ne demek, SOSYALİZM size neyi çağrıştırıyor?
murada ermeden miyadım doldu
bu çağda buna inanan hala var mı..
bu çağd abu kafa..pes doğrusu...
bu ülkede halkın kendi kendine bir devrm yaratabilmesi olasılığı yok değilse bile çok azdır...şu örnek bence çok çarpıcıdır:
Abdülhamit, Mithat Paşa'yı gemi ile sürgüne göndermeden önce gemiyi bir gün boyunca İstanbul'da içinde Mithat Paşa olduğu halde bekletmiştir. Sonradan, kendisine neden böyle davrandığı sorulduğunda ise o bir gün boyunca halkın nasıl bir tepki vereceğini beklediğini belirtmiştir. Yazıktır ki halk maalesef hiçbir tepki vermemiştir. Ki Mithat Paşa'nın halk için neler yaptığını hepimiz biliriz. Bu örneğe bir ekleme Attila İlhan'dan şu şekilde gelir: Acaba Mustafa Kemal Anadolu'ya çıktığında herhangi bir şekilde yakalansa ve İstanbul'a getirilip, sürgüne gönderilmek üzere gemiye bindirilseydi halkın tepkisi ne olacaktı? Biraz düşünürseniz yanıtın ne kadar acı olduğunu siz de farkedersiniz...İşte biz böyle bir halkız arkadaşlar...
Türkiye'de uygulabilirliği tartışılabilir niteliktedir..
Gençliğini 1980’lerin ortasından sonra yaşayan çoğu genç “Sosyalizm” kelimesine çok fazla aşina değildir.Zaten 1991 yılına kadar isminde “Sosyalist/komünist” kelimesi geçen bir parti yoktu.1991’den sonrada ancak seçim zamanı şehrin duvarlarına yapıştırılan parti afişleriyle tanıştılar bu kelimeyle.Ardından 90’lı yıllarda açılan özel tv kanallarındaki tartışma programlarında duyuldu bu kelimeler.O açık oturumlarda 70’lerin “terör-kargaşa” ortamını yaratanın “Kandırılmış dinsiz kominist gençler” olduğu söylendi.Medyada da genelde Özalizm’in getirdiği yenilikler, güzellikler(!) anlatıldı sürekli.Mc Donalds gençliği, artık hamburger yeyip, özel tvlerdn dünyayı seyrediyor, Türkiye dünyaya açılıyordu(!) Bu arada 90’ların gençliği artık ne ülke sorunlarıyla, ne Türkiyenin ekonomik durumuyla ne de “ciddi her hangi bir konu”yla ilgilenmez olmuştu.Giderek apolitikleşen gençlik bırakın sosyalizmi, “sağın -solun ne farkı olduğunu” bile bilmez, bilemez duruma getirildi.Atatürk’se gençlerin gözünde artık sadece “Türkiyeyi düşmanladan kurtaran adam” kalıbı içinde kaldı.Sadece heykellerde vardı.Birilerinin(!) yönlendirmeleriyle Atatürkçülük, “sadece” Laikliği savunmak haline getirildi.Tıpkı Sosyalizm/Komünizm’in “sadece terör/anarşi yaratan bazı kötü düşünceler..” olduğunun empoze edilmesi gibi...
Sosyalizme karşı “oluşturulan” önyargılardan biride bu ideolojini sadece SSCB de uygulandığı ve sonucunun vahşet-terör-hüsran olduğudur.Oysa SSCB de hiç bir zaman sosyalizm olmamıştır.Dahası SSCB yıkıldıktan sonra, vahşet ve terör daha da artmıştır.(Bosna, Kafkasya, Irak, Afganistan vb...) Ama her nedense bu vahşet-anarşi ve terör, “Kapitalizmin sonuçları” olarak değerlendirilmez! Kapitalizm her nedense haala dimdik ayakta ve ısrarla en güzel şey kapitalizmdir! Süper güçlere(AB-ABD) göre bu savaşlara ve teröre sebep olan sadece “bir kaç deli”dir, (Ladin, Saddam) ,kapitalizm veya petrol-dolar değil...!
İşte insan kanı üzerinde petrol pazarlıklarının yapıldığı, iktidar ve para hırsının vahşileştirdiği “Kapitalizm ve emperyalizme” karşı Sahabe Ebu Zerr’den, Şeh Bedreddin’e, Saint-Simon’dan Marks’a, Osmanlı Sosyalist Fırkasından, Nazım’a, Mehmet Ali Aybar’a kadar gelen süreçte verilen mücadeleye sosyalizm diyoruz!
1.Türkiye İşçi Partisi genel başkanı Aybar’in ölümünden sonra derlenen yazılarının yer aldığı “Marksizm ve Sosyalizm Uzerine Düşünceler” adlı kitabın başlangıcında Yaşar Kemal şunları yazıyor:
“Tepeden inme, yani piramidik kuruluşlarla yönetilen ülkelerde sosyalizm ne adla olursa olsun yaşayamaz diyordu Aybar:’ Sosyalizm ithal edilemez, ihraç da
edilemez. Sosyalizmi ancak o ülkenin emekçileri kurabilirler. Her şeyi onlar ürettikleri gibi kendi
sosyalizmlerine onlar karar verebilir, sosyalizmlerini de onlar kurabilirler.’ Onların yerine sosyalizmi
kuran öncüler, görüldüğü gibi, önce devlet kapitalizmini yaratırlar, ondan sonra da bir sömürücü
durumuna düşen bürokrasiyi yaratırlar. Ve emekçiler adına, sözümona işçi diktatoryası, onunla birlikte de bürokrasiye dayanan işçi diktatoryası. Sonunda emeğin insanca paylaşımı yerine kapitalist
sömürüden daha beter bürokrasi ve kişi diktatoryası....”
1970 li yılların Türkiye'sindeki sosyalizm adına yapılan mücadeleler, Kızıldere olayı, Ertuğrul Kürkçü, Mihri Belli, Yusuf Küpeli gibi dönemi devrimci liderleriyle yapılan söyleşiler, yapılan hatalar vs. Uğur Mumcu'nun 'ÇIKMAZ SOKAK' isimli kitabında yeralıyor.
Bazı büyük kitapçılarda bulabileceğiniz bir sosyalist dergi.Tam adı 'Patronsuz, generalsiz, bürokratsız Sosyalizm' dir.(www.pgbsosyalizm.org)
doğru yolu bulmuş insan topluluğu
Kitap: Cornelius Castoriadis - Dünyaya, İnsana ve Topluma Dair
1948’den itibaren Fransa’da sosyalist düşüncede önemli bir odak oluşturan Sosyalizm ya da Barbarlık dergisinin yönlendiricilerinden, 1922'de istanbul'da doğmuş Yunan asıllı filozof Castoriadis’in, 1974-1989 döneminde yazdığı yazılardan, kendi onayıyla yapılan bir derleme. Felsefeden eşitliğe, iktidarda dine, K.Marks’ın günümüzde taşıdığı anlamdan gelişme ve özerklik sorunlarına dek yığınla sorun alanına uzanan düşünce yazıları.
Bir kitap:
Kerim Sadi - ' Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı '
Türk solunun saygıdeğer ama “partisiz” olduğu için pek yadedilmeyen emektarı Kerim Sadi’den,
1. Enternasyonal’in ve Paris Komünü’nün Osmanlı’daki yansımaları, Osmanlı aydınlarının sosyalizme bakışı,
İslamiyet ile sosyalizm ilişkisi üzerine tartışmalar,
Millî Mücadele döneminde sosyalist akım ve Türkiye Komünist Fırkası, Mustafa Suphi,
Aydınlık Çevresi ve
1928 İzmir Davası...