Her şeyin en ağır tarafından yaşamayı seven ve benimseyen insan topluluğudur. Aslında yeryüzünde sayıları çok fazla görünse de, her dinde her ırkta olmasına rağmen, gerçek kurallarını, içtenlikle uygulayan bir avuç insan olduğunu düşündüğüm bir görüş.
Sofu odur ki; dünyalık düşünmez,halkı bırakır hakka koşar,haktan bir an olsun bile ayrılmaz.Sofunun dışı gülse de içi her zaman hüzünlüdür,her daim Allah(c.c.) ile beraberdir,malsivadan sakınır.Sofu bilir ki herşeyin arkasında Allahu Teala(c.c) vardır ve o dilemeden kimse dileyemez.Sofu sebepleri bırakır,sebeplerin arkasındaki sebepleri yaratana bakar.Sofu cennete girmeyi arzulamaz,ahireti düşünmez.Sofunun arzusu Allah(c.c.) 'tır,düşüncesi Allah(c.c.) 'a kavuşmaktır.Sofunun dostu Allah(c.c.) ve Peygamberimiz Hz.Muhammed(s.a.v.) 'tir.Hz.Muhammed(s.a.v.) efendimiz ile konuşur,onunla beraberdir.Bu nedenle gerçek manada sofuluk herkese nasip olmaz,sayıları yüzlerle ifade edilen çok az kişiye nasip olur. 'Allahım bize dünyada iyilik ver,ahirette de iyilik ve ve bizi ateş azabından koru...'Amin
Gerçek anlamda dinini yaşamaya çalışan kimse olarak kısaca tanımlanabilir.Bu zâtlar dini bütün ihlasalarıyala yaşamaya çalıştıkları için çoğu zaman keramat sahib kimselerdir. Sofu olmaya kendini adamış kimse, süluk olarak da tanımlanabilecek evrede,hatta evrenin hemen başında keramatlar görür veya görebilir.Yalnız, sofu kişi hiç bir suretle keramatlarını ifşa etmemeli kat'i suretle bundan sakınmalıdır - ki bu dönemdeki sofu adeta hayızlı bir kadın gibidir. Hayızlı kadın nasıl ibadet etmekten sakınıyorsa o da keramatları ifşadan sakınmalıdır - Nitekim tersini yaptığı zaman maneviyatı kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya gelir ve bu keramat görme durumu ortadan kalkmakla birlikte söz konusu sofunun manaviyatı adeta felce uğrar.Keramat görme her babayiğitin harcı olmamakla birlikte,ihlas sahibi, Allah'a bütün varlığıyla bağlı kişiler görebilir -ki kimi papazlar da keramat görürler - Sofu kimse yukarıda bahsedilen durumlardan sakındığı taktirde sofuluk mertebesinde basamaklar atlar olup, daha sonraki dönemlerde maneviyatının tehlikeli durumlara düşmesi söz konusu olmaktan çıkar.Hasılı kendisini sofu olarak nitelendirecek kimse sofuluk girişiminin başlanğıçında kendine ve keramatlarına sahip çıkmalıdır ki mertebe yükselsin yoksa ulvî olacağı yerde, sulfî olmaya mahkûmdur.
Sofistler falan varmış eskiden. Bunlar ta eski yunan çağında doğuyu keşfetmeye çıkan platon zamanında varmış. İşte onlarla bir alakası yok.
Sofu daha çok dinine harfiyen bağlı dolayısıyla yaptırımlarını eksiksiz yapan, söz konusu din islamiyet olunca da bariz şekilde sakallı, içe kapalı, çevresini lanetliyen, karısı kızı kapalı, cehennem kelimesinde dahi korkan, cennette arsa peşine düşümüş kişilere denir.
ben de bir sofuyum selam olsun bütün sofularaaa! !
Her şeyin en ağır tarafından yaşamayı seven ve benimseyen insan topluluğudur. Aslında yeryüzünde sayıları çok fazla görünse de, her dinde her ırkta olmasına rağmen, gerçek kurallarını, içtenlikle uygulayan bir avuç insan olduğunu düşündüğüm bir görüş.
Hakiki sofu İslam dininin emirlerine harfiyen uyan her yapacağını inşeAllah Allahın izni ile diyen kimsedir.
Sofu odur ki; dünyalık düşünmez,halkı bırakır hakka koşar,haktan bir an olsun bile ayrılmaz.Sofunun dışı gülse de içi her zaman hüzünlüdür,her daim Allah(c.c.) ile beraberdir,malsivadan sakınır.Sofu bilir ki herşeyin arkasında Allahu Teala(c.c) vardır ve o dilemeden kimse dileyemez.Sofu sebepleri bırakır,sebeplerin arkasındaki sebepleri yaratana bakar.Sofu cennete girmeyi arzulamaz,ahireti düşünmez.Sofunun arzusu Allah(c.c.) 'tır,düşüncesi Allah(c.c.) 'a kavuşmaktır.Sofunun dostu Allah(c.c.) ve Peygamberimiz Hz.Muhammed(s.a.v.) 'tir.Hz.Muhammed(s.a.v.) efendimiz ile konuşur,onunla beraberdir.Bu nedenle gerçek manada sofuluk herkese nasip olmaz,sayıları yüzlerle ifade edilen çok az kişiye nasip olur.
'Allahım bize dünyada iyilik ver,ahirette de iyilik ve ve bizi ateş azabından koru...'Amin
Dinin emir ve yasaklarina butunuyle uyan kimselere denir...
Gerçek anlamda dinini yaşamaya çalışan kimse olarak kısaca tanımlanabilir.Bu zâtlar dini bütün ihlasalarıyala yaşamaya çalıştıkları için çoğu zaman keramat sahib kimselerdir.
Sofu olmaya kendini adamış kimse, süluk olarak da tanımlanabilecek evrede,hatta evrenin hemen başında keramatlar görür veya görebilir.Yalnız, sofu kişi hiç bir suretle keramatlarını ifşa etmemeli kat'i suretle bundan sakınmalıdır - ki bu dönemdeki sofu adeta hayızlı bir kadın gibidir. Hayızlı kadın nasıl ibadet etmekten sakınıyorsa o da keramatları ifşadan sakınmalıdır - Nitekim tersini yaptığı zaman maneviyatı kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya gelir ve bu keramat görme durumu ortadan kalkmakla birlikte söz konusu sofunun manaviyatı adeta felce uğrar.Keramat görme her babayiğitin harcı olmamakla birlikte,ihlas sahibi, Allah'a bütün varlığıyla bağlı kişiler görebilir -ki kimi papazlar da keramat görürler -
Sofu kimse yukarıda bahsedilen durumlardan sakındığı taktirde sofuluk mertebesinde basamaklar atlar olup, daha sonraki dönemlerde maneviyatının tehlikeli durumlara düşmesi söz konusu olmaktan çıkar.Hasılı kendisini sofu olarak nitelendirecek kimse sofuluk girişiminin başlanğıçında kendine ve keramatlarına sahip çıkmalıdır ki mertebe yükselsin yoksa ulvî olacağı yerde, sulfî olmaya mahkûmdur.
Sofistler falan varmış eskiden. Bunlar ta eski yunan çağında doğuyu keşfetmeye çıkan platon zamanında varmış. İşte onlarla bir alakası yok.
Sofu daha çok dinine harfiyen bağlı dolayısıyla yaptırımlarını eksiksiz yapan, söz konusu din islamiyet olunca da bariz şekilde sakallı, içe kapalı, çevresini lanetliyen, karısı kızı kapalı, cehennem kelimesinde dahi korkan, cennette arsa peşine düşümüş kişilere denir.
kutsal kitapta söylenenlere eksiksiz uyan kimse
Bizim şirkette koloni şeklinde yaşayan insanlar.