Şairler şizofreni hakkında bize psikiyatri ya da psikofarmakolojinin öğretebileceğinden daha çok şey öğretebilir. Ne de olsa onlar geçmişimizin katmanlarına inmeyi, imgesel ve semboliği, bilinçdışı bilgimizi başka yere taşıyacak şekilde birleştirmeyi öğrenmişlerdir. Belki şairler, şizofrenler tarafından deneyimlenen zihinsel kesişmeye yakın bir noktada duruyorlardır. Bunun nasıl olduğunu kim bilebilir. Gelecekte şizofreni hakkında bizi kim bilgilendirecek. Bunun için bekleyip görmemiz gerek.
Çev. Mehmet GÜRSEL.
Christopher BOLLAS, Şizofreninin gizemi kitabından, İngiliz Psikanalist, 40 yıllık klinik tecrübelerine istinaden yazıyor, 1943 doğumlu, 2015 tarihli Yale Üniversitesi yayınlarından çevrilmiş. Yani çalışma yeni, tecrübe eski, aynı tarihli MIT çalışmasından bahsetmiştim, sonuç getirmeyen, ve Freud un ünlü sözü - Ne zaman insanın derinliklerine indiysem, orda benden önce gelmiş bir şair buldum. - ve Hölderlin, - Tanrı sonsuz bir şiirdir. - Karl Jaspersin hem Filozof hem de Psikiyatr olarak Sınır durumlar çalışmalarını, Psikopatolojiye yaptığı katkıların iyi üniversitelerde hala çalışıldığını ilave edelim. Biraz ezbercilikten sıyrılmak, kolaycılığı kenara itmek, her zaman yarar sağlayabilir, önümüzü de iyi görürürüz, göremeyen duvarla tanışabilir çünkü. Bilimsel diyenler için küçük bir not. Her şizofrenik yapı deliliği işaret etmez, öyle olsaydı binlerce yıldır milyarlarca dünya ziyaretçisinden iki sayfa vahiy-şiir kaydına raslanırdı, ama, yok. tek örnek Hz. Muhammed, vahiy şiirlerin tek tük raslandığı hikmet şairlerini zaten belirttim, ama, sadece tek tük. milyonlarca dünyayı görmüş şizofrenden bir iki bir şey kalırdı, olay psikiyatri konusuysa eğer, yok. ne şizofren olanında ne de olmayanından. jaspersin sınır durum çalışmaları bildiğim kadarıyla Türkçede yok, tıbbi olanlara gerek görülmemiş, herhalde, felsefi çalışmalarının bir kısmı var. Meraklısı bakabilir. Kolay gelsin.
İçses: Ne konuşuyon be kendi kendine? Dışses: moli tortilla falan diyom işte, Meksikan usulü acılı yemek tarifleri. İçses: Sevmezsin ki sen acıyı. Dışses: Acıyı sevmeyen sensin, ben severim acıyı.
insanı insanlar arası ilişkilerden kopararak kedine özgü içe kapanım oluşturan, düşünce, duygu ve algı bozuklukları ile seyreden, gerçeği değerlendirme yetisini bozan yıkıcı bir hastalıktır. hastalık süresince zihinsel bir yıkımla entelektüel kapasite azalır. genelde bu hastalar toplumdan izole olur. iş ve ailesel yaşantılarını sürdüremezler veya çok zorlanırlar. hastaların gerçeği değerlendirme yetisi bozulur ve kendilerine özgü, gerçek olmayan 'psikotik' bir dünyada yaşarlar.
Malum, şizofreni kelimesi yunanca skhidzein (ayırmak) ile phrenos (düşünce) kelimelerinin terkibinden oluşan bir kelimedir ve modern psikolojide kişiliğin parçalanması anlamında kullanılır….
bazı sayıklamalar nedense bu kelimenin analizini yapmaya mecbur kıldı beni… efendim, maalesef modern dünyanın oluşturduğu yabancılaşma atmosferinde şizofren sayıklamalarla diyalektik düşünce karıştırılır olmuştur…
şimdi, şizofren kelimesinin analiz ederken diyalektik kelimesi de nereden çıktı diyeceksiniz… hemen cevaplayayım…. diyalektik kelimesi de bir nevi şizofren kelimesinin kökünün çağrışımlarına sahiptir; fakat, biri hastalığın ifadesi iken diğeri sağlıklı düşüncenin ifadesidir… biz, burada kendilerinin bilmem hangi filozofun (bu filozofa dinler tarihi kitaplarında peygamber de denilir) yazdığı kitabı kendine isim olarak seçen kişilerin, isimden mülhem düşündüklerini/düşünebildiklerini zanneden arkadaşlarımızın, düşünce olarak serdettikleri şeyin bir şizofrenin sayıklamasından ibaret olduğunu görüyor ve üzülüyorum… -evet, öyle-))
Hamiş: sayıklamaları diyalektik zanneden şizofrenler, zevahiri kurtarmak adına acemice argoya sığınırlar; fakat, sayıklamanın gürültüsünden basitlik yaptıklarının da farkında değildirler….
Hamişin Hamişi: Yetersizlik, donanımsızlık sonucu kendini ifadede zorlanan kişinin duygusal çöküntüye uğraması hasebiyle başvurduğu küfür-argo, o kişinin çaresizliğini ve acizliğini kanıtlayan bir davranış bozukluğudur; ona göre ‘’has’’ bir güç sembolüdür; hayde bre, gerçekten ve maalesef ‘’has’’tır….
25 30 yaş arası genellikle erkeklerde görülen psikoljik rahatsızlık. Psikotik bozukluklardandır ve bu kişilerin düzelmesi çok zor hatta imkansızdır. Bu kişiler oldukça zekidir aynı anda birçok şey düşünebilir. Oldukça tehlikelidirler ve öldürme eğilimleri vardır. Süper rol yapabilirler yeri geldiğinde çok masum bazen de bir canavara dönüşebilirler.
Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür.Aynı zamanda hatırlama ve normal konuşma yeteneği genelde kaybolur.
beynin tümden gelim de kaymalar halisilasyonlarla farklı, gerçekle alakasız vargılara görünümlere ulaşım.hasta istediği tüm nesne ve obje lere ve kişilere istediği gibi bakabilmekte ve istediği gibi görebilmekte vargı ve kararlara varabilmekte bunda beynin çalışma, çarpıtma kaydırma hataları sös konusu yani beyin oyunlar oynamakta
Şizofrenler sadece tv'den medyadan, tesadüflerden mesaj almakla kalmaz. Aynı zamanda bu merkezlere bilgi de gönderir.
Fikirleri projeleri çalınıyor sanır, hayatları açıklama yapmak zorunda hissettiği detaylarla doludur. Birleşik uzay komisyonlarına varan paranoyalar taşırlar.
Bu ikinci paragraf uzun süredir yaşamadığım birşey. Yani fikirlerim projelerim çalınmak yerine (benim verdiklerimden) pozitif olanları seçilip uygulanıyor algılamam daha baskın. Böylece içe kapanma isteğimde kayboluyor.
Gerçeği kim belirliyor da kaybedenlere ya da kendisininkini oluşturanlara şizofren diyor anlamıyorum. Yaşamın kendisi bir sanrı değilse, bunca acı halisülasyon değil de gerçekse, işte o zaman hasya olur insan...
sızofrenı calısıyodum evde malum tam da sınav zamanı buraya bakıyım dedım bı baktım konu aynı sızlere sunu soylıyım ınanın sızofrenıden daha mutlu edecek daha cok haz duyacagınız hastalıklar var ben olsam manı depresıflıgı tercıh ederdım tutarsızca ve umarızca yasamak ıcın bır manı depresıfın sozuyle: gecem gunum benı neden tanımadı elım kolum benı nasıl saramadı o bendekı canı henuz yoramadı
Olmayı çok isterdim. Belki de öyleyim. Aciz ve yetkin olmak üzere ikiye ayrılırlar. İlerlemiş ve yetkin olanları kendisini tanrı sanır. İlerlemiş ve aciz olanları kendisine tanrı edinir. Edebiyatla uğraşanları dünyanın en tatlı insanlarıdır. Roman ve öykülerinde sever, sevilir, ölür, öldürürler. Yaşam içinde gizli bir bahçeleri vardır. Ve bizim sürekli taşladığımız, dallarını kırıp, büktüğümüz bol yemişli erik ve incir ağaçları. Yetkin ve ilerlemiş olanları, üstelik bir de edebiyatla uğraşanlarını seviyorum.
yaşadığı gerçeğin yerine istem dışı tarzda halüsünasyon ve paranoyaları koymak. psikyatrinin en zor hastalıklarından denir. şizofrenlerin çok ilginç hikayeleri olduğu söylenir. Hatta gizli şizofren denen türdeki şizofrenlerden bazılarının çok geniş topluluklara liderlik ettikleride bir başka söylenti.
Şairler şizofreni hakkında bize psikiyatri ya da psikofarmakolojinin öğretebileceğinden daha çok şey öğretebilir. Ne de olsa onlar geçmişimizin katmanlarına inmeyi, imgesel ve semboliği, bilinçdışı bilgimizi başka yere taşıyacak şekilde birleştirmeyi öğrenmişlerdir. Belki şairler, şizofrenler tarafından deneyimlenen zihinsel kesişmeye yakın bir noktada duruyorlardır. Bunun nasıl olduğunu kim bilebilir. Gelecekte şizofreni hakkında bizi kim bilgilendirecek. Bunun için bekleyip görmemiz gerek.
Çev. Mehmet GÜRSEL.
Christopher BOLLAS, Şizofreninin gizemi kitabından, İngiliz Psikanalist, 40 yıllık klinik tecrübelerine istinaden yazıyor, 1943 doğumlu, 2015 tarihli Yale Üniversitesi yayınlarından çevrilmiş. Yani çalışma yeni, tecrübe eski, aynı tarihli MIT çalışmasından bahsetmiştim, sonuç getirmeyen, ve Freud un ünlü sözü - Ne zaman insanın derinliklerine indiysem, orda benden önce gelmiş bir şair buldum. - ve Hölderlin, - Tanrı sonsuz bir şiirdir. - Karl Jaspersin hem Filozof hem de Psikiyatr olarak Sınır durumlar çalışmalarını, Psikopatolojiye yaptığı katkıların iyi üniversitelerde hala çalışıldığını ilave edelim. Biraz ezbercilikten sıyrılmak, kolaycılığı kenara itmek, her zaman
yarar sağlayabilir, önümüzü de iyi görürürüz, göremeyen duvarla tanışabilir çünkü. Bilimsel diyenler için küçük bir not. Her şizofrenik yapı deliliği işaret etmez, öyle olsaydı binlerce yıldır milyarlarca dünya ziyaretçisinden iki sayfa vahiy-şiir kaydına raslanırdı, ama, yok. tek örnek Hz. Muhammed, vahiy şiirlerin tek tük raslandığı hikmet şairlerini zaten belirttim, ama, sadece tek tük. milyonlarca dünyayı görmüş şizofrenden bir iki bir şey kalırdı, olay psikiyatri konusuysa eğer, yok. ne şizofren olanında ne de olmayanından. jaspersin sınır durum çalışmaları bildiğim kadarıyla Türkçede yok, tıbbi olanlara gerek görülmemiş, herhalde, felsefi çalışmalarının bir kısmı var. Meraklısı bakabilir. Kolay gelsin.
Şimdi hafifim, şimdi uçuyorum. Şimdi kendimi kendi altımda görüyorum, şimdi bir tanrı dans edip geçiyor içimden
İçses: Ne konuşuyon be kendi kendine?
Dışses: moli tortilla falan diyom işte, Meksikan usulü acılı yemek tarifleri.
İçses: Sevmezsin ki sen acıyı.
Dışses: Acıyı sevmeyen sensin, ben severim acıyı.
DerinSes: Bi çözülün dilimden ya..
İnsan çok yalnızken içine kendinden bir tane daha doğuruyor... Şii sakin ol desin diye
insanı insanlar arası ilişkilerden kopararak kedine özgü içe kapanım oluşturan, düşünce, duygu ve algı bozuklukları ile seyreden, gerçeği değerlendirme yetisini bozan yıkıcı bir hastalıktır. hastalık süresince zihinsel bir yıkımla entelektüel kapasite azalır. genelde bu hastalar toplumdan izole olur. iş ve ailesel yaşantılarını sürdüremezler veya çok zorlanırlar. hastaların gerçeği değerlendirme yetisi bozulur ve kendilerine özgü, gerçek olmayan 'psikotik' bir dünyada yaşarlar.
içindeki çoklu kişiliği baskılamayı reddeden ruhlara verilen ad.
Çoğu sağlıklılardan zekiler
Malum, şizofreni kelimesi yunanca skhidzein (ayırmak) ile phrenos (düşünce) kelimelerinin terkibinden oluşan bir kelimedir ve modern psikolojide kişiliğin parçalanması anlamında kullanılır….
bazı sayıklamalar nedense bu kelimenin analizini yapmaya mecbur kıldı beni… efendim, maalesef modern dünyanın oluşturduğu yabancılaşma atmosferinde şizofren sayıklamalarla diyalektik düşünce karıştırılır olmuştur…
şimdi, şizofren kelimesinin analiz ederken diyalektik kelimesi de nereden çıktı diyeceksiniz… hemen cevaplayayım…. diyalektik kelimesi de bir nevi şizofren kelimesinin kökünün çağrışımlarına sahiptir; fakat, biri hastalığın ifadesi iken diğeri sağlıklı düşüncenin ifadesidir… biz, burada kendilerinin bilmem hangi filozofun (bu filozofa dinler tarihi kitaplarında peygamber de denilir) yazdığı kitabı kendine isim olarak seçen kişilerin, isimden mülhem düşündüklerini/düşünebildiklerini zanneden arkadaşlarımızın, düşünce olarak serdettikleri şeyin bir şizofrenin sayıklamasından ibaret olduğunu görüyor ve üzülüyorum… -evet, öyle-))
Hamiş: sayıklamaları diyalektik zanneden şizofrenler, zevahiri kurtarmak adına acemice argoya sığınırlar; fakat, sayıklamanın gürültüsünden basitlik yaptıklarının da farkında değildirler….
Hamişin Hamişi: Yetersizlik, donanımsızlık sonucu kendini ifadede zorlanan kişinin duygusal çöküntüye uğraması hasebiyle başvurduğu küfür-argo, o kişinin çaresizliğini ve acizliğini kanıtlayan bir davranış bozukluğudur; ona göre ‘’has’’ bir güç sembolüdür; hayde bre, gerçekten ve maalesef ‘’has’’tır….
25 30 yaş arası genellikle erkeklerde görülen psikoljik rahatsızlık. Psikotik bozukluklardandır ve bu kişilerin düzelmesi çok zor hatta imkansızdır. Bu kişiler oldukça zekidir aynı anda birçok şey düşünebilir. Oldukça tehlikelidirler ve öldürme eğilimleri vardır. Süper rol yapabilirler yeri geldiğinde çok masum bazen de bir canavara dönüşebilirler.
çok sevdiğim şiirlerimden birinin başlığı okuyun tanıma gerek kalmaz
Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür.Aynı zamanda hatırlama ve normal konuşma yeteneği genelde kaybolur.
en fazla ilgimi çeken ruhsal hastalık...sadece onun dünyası onun arkadaşları...şizofren nasıl olunur? :)
beynin tümden gelim de kaymalar halisilasyonlarla farklı, gerçekle alakasız vargılara görünümlere ulaşım.hasta istediği tüm nesne ve obje lere ve kişilere istediği gibi bakabilmekte ve istediği gibi görebilmekte vargı ve kararlara varabilmekte bunda beynin çalışma, çarpıtma kaydırma hataları sös konusu yani beyin oyunlar oynamakta
bir çeşit vicdan.
döllenme aşamasında yendiğin onca hücreyi(kardeşlerin) , hayallerde yaşatıyorsun.
Herhangi bir konuda farklı ya da zıt düşünür.
Örn:hem çok sevmek hem de nefret etmek...
Allah allah bana pek aşina geldi! ! !
neyse...
Yeryüzünde her 100 kişiden 1'i şizofrenmiş.
bknz. durex terimi
tedavisinde kullanılan ilaçlar sempatik hissettiriyormuş, şizofren bi arkadaşım söylemişti...
bugn kendimi çok sempatik hissediyom nedense.)
düşünce kanseri
genetiğin rolü var,
ilginç.
Şizofrenler sadece tv'den medyadan, tesadüflerden mesaj almakla kalmaz. Aynı zamanda bu merkezlere bilgi de gönderir.
Fikirleri projeleri çalınıyor sanır, hayatları açıklama yapmak zorunda hissettiği detaylarla doludur. Birleşik uzay komisyonlarına varan paranoyalar taşırlar.
Bu ikinci paragraf uzun süredir yaşamadığım birşey. Yani fikirlerim projelerim çalınmak yerine (benim verdiklerimden) pozitif olanları seçilip uygulanıyor algılamam daha baskın. Böylece içe kapanma isteğimde kayboluyor.
üniversitede beraber kaldıgım ev arkadaşım olan virüs takma lakaplı ev elemanımız. kendisi şizofrendir. :) ciddiyim
Farklı bi dünya, farklı bakış, korkutan gözler, anlamsız künt bir ifade, çaresizlik, elektroşok....
LSD dreams.
sonu yok.ozenilesi yok.donulesi yok.tek kisilik.
Gerçeği kim belirliyor da kaybedenlere ya da kendisininkini oluşturanlara şizofren diyor anlamıyorum. Yaşamın kendisi bir sanrı değilse, bunca acı halisülasyon değil de gerçekse, işte o zaman hasya olur insan...
toplumun kendi gibi olmayanlara bastıkları etiket.Tamamen kişisel bir tercih.ne mutlu şizofrenlere.
sızofrenı calısıyodum evde malum tam da sınav zamanı buraya bakıyım dedım bı baktım konu aynı sızlere sunu soylıyım ınanın sızofrenıden daha mutlu edecek daha cok haz duyacagınız hastalıklar var ben olsam manı depresıflıgı tercıh ederdım tutarsızca ve umarızca yasamak ıcın bır manı depresıfın sozuyle: gecem gunum benı neden tanımadı elım kolum benı nasıl saramadı o bendekı canı henuz yoramadı
Olmayı çok isterdim. Belki de öyleyim. Aciz ve yetkin olmak üzere ikiye ayrılırlar. İlerlemiş ve yetkin olanları kendisini tanrı sanır. İlerlemiş ve aciz olanları kendisine tanrı edinir. Edebiyatla uğraşanları dünyanın en tatlı insanlarıdır. Roman ve öykülerinde sever, sevilir, ölür, öldürürler. Yaşam içinde gizli bir bahçeleri vardır. Ve bizim sürekli taşladığımız, dallarını kırıp, büktüğümüz bol yemişli erik ve incir ağaçları. Yetkin ve ilerlemiş olanları, üstelik bir de edebiyatla uğraşanlarını seviyorum.
yaşadığı gerçeğin yerine istem dışı tarzda halüsünasyon ve paranoyaları koymak. psikyatrinin en zor hastalıklarından denir. şizofrenlerin çok ilginç hikayeleri olduğu söylenir. Hatta gizli şizofren denen türdeki şizofrenlerden bazılarının çok geniş topluluklara liderlik ettikleride bir başka söylenti.