Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Sıradan Delilik Öyküleri sizce ne demek, Sıradan Delilik Öyküleri size neyi çağrıştırıyor?

Sıradan Delilik Öyküleri terimi Gökçen Şahin tarafından tarihinde eklendi

  • Ahenk Leyan
    Ahenk Leyan

    Dokunmak, temas algı mı açıyor. Gördüğümü koklamalı ve dokunmalıyım tam algılayabilmek için.

  • Ahenk Leyan
    Ahenk Leyan

    Sesi avuçluyorum.Sessizliği de.
    Sessizlik ele avuca gelmedi bile.

  • Ahenk Leyan
    Ahenk Leyan

    Mekan sabitken,zaman ilerliyor halbuki ne kadar birbirine karışmış gibi duruyor.Zaman mi mekanı,mekan mi zamanı taşıyor?

  • Belki Dee Değil
    Belki Dee Değil

    Diyor ki 77. sayfasında:
    ' İyi seçerdim boksörlerimi - yüzde doksan gibi- ama görmeliydim onları önce. Fazla hareket etmeyen, dövüşmek istemiyormuş gibi duranı seçerdim hep ve böksörlerden biri gongdan önce istavroz çıkarmışi ve diğeri çıkarmamışsa adamını bulmuştun - istavrozu çıkarmayanı seçerdin...'

  • Gönül Ersin
    Gönül Ersin

    Hiç birşeyi takmadansınırsız ve bazende fütursuzca yaşamı, yaşayanları...
    Üzerlerine cuk oturmuş taşınmayacak kadar ağır, bir o kadar da külfetsiz
    ucuz kıyafeti...
    Güleriz ağlanacak halimize dedirten manzaraları...

  • Onur Umut
    Onur Umut

    bebek, neden başkaları arabaları ile bize çarpmaya çalışıyorlar? '
    'çünkü mutsuzlar ve mutsuz insanlar acı vermeyi severler, annem.'
    'mutlu insan yok mu? '
    'mutluymuş gibi yapan çok insan var'
    'neden? '
    'çünkü utanıyorlar, korkuyorlar, itiraf edecek cesaretleri yok'

  • Onur Umut
    Onur Umut

    Oyuncular: Katılanlar:
    Charles Bukowski, Sean Penn, Bono, Linda Bukowski, Harry Dean Stanton
    ABD, 2003
    İngilizce; Türkçe altyazılı
    Betacam Video / Renkli / 121’

    Efsanevi edebiyat ozanı Charles Bukowski’nin renkli hayatına ve dönemine odaklanarak müteveffa şair, yazar ve adı çıkmış hedonist üzerine aydınlatıcı bir genel bakış sunan bu film, muazzam bir seyir keyfi veriyor... Çok sayıda şiir kitabının, basındaki köşesi Pis Bir İhtiyarın Notları’nın, Postane ve Kadınlar gibi otobiyografik romanların ve Barbet Schroeder’in biyografik film denemesi “Barfly”ın yazarı Bukowski, 1994’te ölmüştü. Filmde Bono, Sean Penn ve Harry Dean Stanton gibi ünlü hayranlarının övgülerinin yanısıra, basımcılardan, içki arkadaşlarından ve sevgililerinden anekdotlar ve içyüzünü ortaya çıkaran bilgiler de bulunuyor. Ancak, çeşitli kaynaklardan toplanan olağanüstü arşiv görüntüleri sayesinde, filmin asıl yıldızı, kapısına gelen herkesle konuşmaya gönüllü görünen Bukowski’nin kendisi. Schroeder ve Taylor Hackford gibi isim yapmış Hollywood yönetmenlerinin çektiği filmlerden bölümler dışında, Avrupa televizyonlarından alınmış, seyirci önünde yaptığı okumaların zor bulunan görüntülerinin de dahil olduğu parçalar var. Sonuçta bu cazip ve geniş kapsamlı biyografik film, sanatçının benzeri az bulunur yeteneğinden ve hayatını alışılmışın sınırlarının epey ötesinde yaşamaya yönelik öfkesinden kuvvet alan, karizmatik bir yaşam-gücü olarak portresini ortaya çıkarıyor.

    Bilgi, İstanbul Festivali'nin sitesinden alınmıştır.

  • Onur Umut
    Onur Umut

    aynı adı taşıyan 1981 yapımı bir 23.istanbul film festivalinde gösterilen senaryosunu bukowskinin yazdığı bir kült filmdir..kitaptan esinlenerek

  • Onur Umut
    Onur Umut

    kuma oturup suya bakardı, her şeye zor inanılırdı suya bakınca, çin diye bir ülke olduğuna ya da abd'ye ve vietnam'a, bir zamanlar çocuk olduğuna, hayır, buna inanmak zor değildi, onu unutamazdı. bir de erkeklik çağını: çalıştığı işler ve kadınlar, sonra kadınsızlık, şimdi de işsizlik. altmışında bir berduş, bitmiş. bir hiç. bir dolar yirmi sent nakit vardı cebinde. bir haftalık kirasını ödemişti bir de. okyanus... kadınları düşündü yine. birkaçı iyi davranmıştı ona. diğerleri kurnaz, gürültücü, biraz deli ve çok zor kadınlar olmuşlardı. odalar ve yataklar ve evler ve noeller ve işler ve şarkılar ve hastaneler ve donukluk, donuk günler ve geceler ve anlam eksikliği ve fırsat eksikliği. ve şimdi, altmış yılın karşılığı: bir dolar yirmi sent....yine c.bukowski

  • Onur Umut
    Onur Umut

    insanlarla birlikteyken iyi hissetmem kendimi. benden uzak $eylerden soz ediyorlar, benim duymadigim heyecanlar duyuyorlar. ama onlarla birlikteyken kendimi guclu hissediyorum. $oyle du$unuyorum: onlar butunun kucuk parcalari ile hayatlarini surdurebiliyorlarsa, ben de surdururum. ama yalniz kaldigimda, kendimi bir duvarla, soluk almakla, tarihle, kendi sonumla kıyaslayabildigimde bazi tuhaf $eyler olmaya ba$liyor. zayif bir adamim ben anla$ilan. incil'i denedim. filozoflari, $airleri denedim, ama hepsi bir $ekilde hedefi iskalami$lardi. tamamen farkli $eylerden soz ediyorlardi. ben de uzun sure once okumaktan vazgectim. icki, kumar ve seks biraz ise yariyordu, ya$antimla cemiyetin, kentin, ulkenin bir ferdi gibiydim; ancak tek fark benim ba$arma istegi duymamamdi. boyleydim; entelektuel degildim, sanatci degildim, siradan insani kurtaran koklerden de yoksundum. arada derede kalmi$ bir$eydim, bu da deliligin ba$langici olsa gerek......c.bukowski