Bu sınırlılık boğuyor beni. Bu daracık insanlar. Bu köşe başı yağmacıları soluksuz kalmış, bir lokmacık gökyüzüne bile sahip olmayan bu insanlar! Bu kudurtan cehalet! Bu bayağılık! bu yozluk! Ve bu ilişki mezbahaları!
Kendine uygun bir ayna bile bulamadan, kalakalırsın baktığın boşlukta.. Bakarsın baktığın kadarsın, bundan sonrası geç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlı. Anlarsan, anlamanın anlamazsan, anlamamanın boşluğundasın... Murathan Mungan
Çok geç de olsa fark ettim ki Kocaman bir özür borçluyum bana.. Yaşanmamışlarımla,saklandığım anılarımla.. Tüm zorluklar karşısında duruşumla Bugünü unutup hep yarına bakışımla Omuzlarıma yüklediğim hep keşkelerimle Kocaman bir özür borçluyum bana..
Bugün ardıma baktığımda Çok haksızlık yapmışım bana Doya doya atamadığım kahkahalarım Kendime ayıramadığım dakikalarım Yüreğime akıttığım gözyaşlarım Bir gün mutlaka olacak avuntularım Umutlarım birer birer terk etti yüreğimi Kış güneşinin önündeki kar taneleri gibi. Ve Ben zamana yenik düştüm… Özür dilerim….
Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye Kalırsa, sadece o hüzün kalır.. Sen de anladın ki yapa-yalnızız… Buluşmamız yasak, Görüşmemiz uzak… Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız, Neylersin…
Ah güzelim, İncinmiş bir sesi vardır yağmurun; Yanaklarına vurduğunda hissedersin. Ve bir veda sözcüğü, saçlarına, Titreyen bir öpücükle dokunduğunda; Bu anı dondurmaya yetmez nefesin. Bir film sahnesi gibi Akar gider ayrılık, Neylersin…
Biz zaten hiçbir romanda Kendi hayatımıza rastlamadık. Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı. Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı. Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız. Oysa, tuttuğumuz balıkları bile Yeniden denize bağışlamıştık. Biz, hayata dair Hiçbir yanlış yapmamıştık… Neylersin…
Biz bu sonucu hak etmedik, Hayır etmedik… Ömrümüz bu talana lâyık değildi.
Bazen acı vurdu, bazen de yağmur Hiç gülmedi yüzümüz, Hiç büyümedi gülümüz… Bizi yalnızca akşamlar kucakladı, Biliyorsun, Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz…
Bir gün, bu öykünün sonuna gelince Ansızın desem ki: hoşça kal canım! Unutursun, Mecburen unutursun… Yıldızlar söner, bu aşk da biter! Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız. Neylersin…
Ah bebeğim, ah... Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının, Dudaklarına sızınca fark edersin. İçindeki vurgun aşklar mezarlığında, Ayrılık, ölümden üste yazılınca, Gideni durdurmaya yetişmez sesin… Bir inme gibi Dolanır bedeninde pişmanlıklar, Neylersin…
Biz zaten hiçbir sinemaya Tam vaktinde yetişemedik. Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı. Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı. Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi. Oysa Nuh’un gemisinde bile Bize yer kalmamıştı. Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı. Neylersin…
Biz bu aşkı sürdüremezdik, İnan, sürdüremezdik… Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.
Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur… Unutmasan bile artık Unutur gibi yapacaksın. Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda, Hiç bitiremediğim Bir şiir olarak kalacaksın…
elimizde, al'acele yaşanmış sarı müsvedde kâğıtlara üstünkörü yazılmış hayatlarımız vardı. keşke; biraz daha zamanımız da olsaydı bembeyaz sayfalarda temize çekilecek aşklar için... yüksel yeşilmenderes...
Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı ki yoktur hiçbir anlamı.
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında.. Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum...
Şehrime gel sevgilim. Yarın çık gel Bırak herşeyi, bir bekleyenim var de gel. Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın. Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın. Gel ki, nefes alayım. Gel... -Nazım Hikmet
Şiir dediğin ince ve narin olacak.. ama Sol yanına verdiği acı dünyaların savası kadar yakıp tüketecek.. biraz da akılları başa getirecek yeniden görmesiini sağlayacak..
ahh bayımm şiirden anlamayan kişilere mısra olmaya değmez.
Şairin imgesi.
Bir Şiir var beni anlartır
Bir Şiir var Seni anlatır
Bir Şiir var bizleri anlatır.
Bir Şiir de varki Ruhumu en derinlerimi anlatır.
Bu sınırlılık boğuyor beni.
Bu daracık insanlar.
Bu köşe başı yağmacıları soluksuz kalmış, bir lokmacık gökyüzüne bile sahip olmayan bu insanlar!
Bu kudurtan cehalet!
Bu bayağılık! bu yozluk!
Ve bu ilişki mezbahaları!
Murathan Mungan
Kendine uygun bir ayna bile bulamadan,
kalakalırsın baktığın boşlukta..
Bakarsın baktığın kadarsın,
bundan sonrası
geç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlı.
Anlarsan, anlamanın
anlamazsan, anlamamanın boşluğundasın...
Murathan Mungan
Şiir öyle bir orkestradır ki, bütün doğanın ve insanların sesini yansıtır. (Victor Hugo)
Al ağrını git burdan
en uzun eylülü ömrümüzün
uyutmuyor seni ne kömürleşmiş bu gurur
ne göğsündeki kaplan.
M. Mungan
-bu şiiri alman şair gothe yazmıştır.
-neden kağıt bulamamış mı?
Çok geç de olsa fark ettim ki
Kocaman bir özür borçluyum bana..
Yaşanmamışlarımla,saklandığım anılarımla..
Tüm zorluklar karşısında duruşumla
Bugünü unutup hep yarına bakışımla
Omuzlarıma yüklediğim hep keşkelerimle
Kocaman bir özür borçluyum bana..
Bugün ardıma baktığımda
Çok haksızlık yapmışım bana
Doya doya atamadığım kahkahalarım
Kendime ayıramadığım dakikalarım
Yüreğime akıttığım gözyaşlarım
Bir gün mutlaka olacak avuntularım
Umutlarım birer birer terk etti yüreğimi
Kış güneşinin önündeki kar taneleri gibi.
Ve Ben zamana yenik düştüm…
Özür dilerim….
Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa, sadece o hüzün kalır..
Sen de anladın ki yapa-yalnızız…
Buluşmamız yasak,
Görüşmemiz uzak…
Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
Neylersin…
Ah güzelim,
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
Ve bir veda sözcüğü, saçlarına,
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
Bir film sahnesi gibi
Akar gider ayrılık,
Neylersin…
Biz zaten hiçbir romanda
Kendi hayatımıza rastlamadık.
Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı.
Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
Oysa, tuttuğumuz balıkları bile
Yeniden denize bağışlamıştık.
Biz, hayata dair
Hiçbir yanlış yapmamıştık…
Neylersin…
Biz bu sonucu hak etmedik,
Hayır etmedik…
Ömrümüz bu talana lâyık değildi.
Bazen acı vurdu, bazen de yağmur
Hiç gülmedi yüzümüz,
Hiç büyümedi gülümüz…
Bizi yalnızca akşamlar kucakladı,
Biliyorsun,
Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz…
Bir gün, bu öykünün sonuna gelince
Ansızın desem ki: hoşça kal canım!
Unutursun,
Mecburen unutursun…
Yıldızlar söner, bu aşk da biter!
Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız.
Neylersin…
Ah bebeğim, ah...
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca fark edersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin…
Bir inme gibi
Dolanır bedeninde pişmanlıklar,
Neylersin…
Biz zaten hiçbir sinemaya
Tam vaktinde yetişemedik.
Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
Oysa Nuh’un gemisinde bile
Bize yer kalmamıştı.
Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
Neylersin…
Biz bu aşkı sürdüremezdik,
İnan, sürdüremezdik…
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.
Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur…
Unutmasan bile artık
Unutur gibi yapacaksın.
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,
Hiç bitiremediğim
Bir şiir olarak kalacaksın…
Yusuf HAYALOĞLU
elimizde,
al'acele yaşanmış
sarı müsvedde kâğıtlara
üstünkörü yazılmış hayatlarımız vardı.
keşke;
biraz daha zamanımız da olsaydı
bembeyaz sayfalarda
temize çekilecek aşklar için...
yüksel yeşilmenderes...
Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör
sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur
ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır
gürültücü bir salağın anlattığı
ki yoktur hiçbir anlamı.
Biraz susmali insan..
Bir siirde ki bir noktanin vuruşu kadar..
.. İsyan şiirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
Harfler harp düzeni almıştır mısralarında.
ŞİİR, herkesin hayâl pazarına çıkardığı ama gerçekte karaborsa bir üründür.
güneş doğduğunda
başlıyordu gün
battığında ise gece
ya yaşamak
o nerde başlıyordu usta
ölmek nerde
arzu eşbah
Herkes vurulur bir gün biraz. Herkes biraz kanar ummadıgı yerden 'Ben de mi' deme.........Sen de
Özdemir ASAF
Cemal Safi-Rucu...en sevdigimmm...
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında..
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum...
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Mavi, bazen bir ses tonudur.
Onu duymak, yüzünü gökyüzüne boyamak gibi.
Bir renk ama rengarenk...
Bilal Kızmaz
Sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki; yine gelsen yine severim seni.'
Cemal Süreya
Eylüllerden yaz yap bana..
bir dönümlük, bir çocukluk..
Murathan Mungan
Şehrime gel sevgilim.
Yarın çık gel
Bırak herşeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki, bu şehir adımlarınla anlamlansın.
Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki, nefes alayım.
Gel...
-Nazım Hikmet
yaşam kaynağı tarzı nefes
Anla ki şiir de sensin, duâ da
Nefes almaktır.
kelimelerin kanatlandırılmış halidir.
arkamı tarihe dayadım, yüzüm şiire dönük.
'Şiir, insan kalbinin bir püskürtüsüdür.'
Şiir dediğin ince ve narin olacak..
ama Sol yanına verdiği acı dünyaların savası kadar yakıp tüketecek.. biraz da akılları başa getirecek yeniden görmesiini sağlayacak..
ahh bayımm şiirden anlamayan kişilere mısra olmaya değmez.
şiir kelimesi şiir sitesinde az tıklanmış bence.. yüklensek nasıl olur?