Bir ateşim yanarım Külüm yok,dumanım yok.. Sen yoksan, Mekanım belli değil.. Zamanım yok.. Fırtınalar içinde Beni yalnız bırakma, Benim senden başka Sığınacak limanım YOK!
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi Bitti. Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim Belki bir yağmur yağar akşama doğru Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım Aşk da bitti diyordu ya bir şair Aşk bitti işte tam da öyle =ahmet telli=
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer! ! =can yücel=
yerine göre insana kahkahalar attıran ama beraberinde de gözlerinden yağmur damlaları döktüren yazanın içinde bulunduğu ruh halini okuyanın adeta bizzat yaşadığı dışardan bakınca sadece harf ittfakı gibi görünen ama itiraf yüklü bir kelime ordusudur
Ne kadar da yakın sanırdım Gülümseyen güneşimi Saklanırken karşı dağın ardına Üşümeye başlardım. Sanki, Sınırsız bir hüzün sarardı benliğimi Bir daha ısıtmayacakmış gibi Ürkek hayallerimi Koşmak gelirdi içimden Yetişmek..yakalamak..tutmak..
Ama Bilemezdim ki Ne kadar uzak olduğunu.. Benim Hemen şuracıkta sandığımın Binlerce dağın ardında, Omuzuma yükleyip Koskoca bir geceyi Tomurcuk umutlarımı da alıp yanına Senin gibi Kaybolduğunu. h.y.
Yağdı yağmur çaktı şimşek gök gürledi önce asfalta 3-5 damla düştü sonra sokak lambası ışığında izli mermiler çoğaldı bir köpek havladı yaprağa inleten sesler çoğaldı sonra su büyüdü damlalar suda şakımaya başladı bir şimşek daha çaktı heryer sırılsıklamdı erkek terini sildi kadın sırılsıklamdı
sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık bir elim sana uzanır öteki berikinin zaten elinde bırak yoluma gideyim bildiğimce yabancısı olduğum bişey değil yabancılar baktım yerlisi yabancısı, aşşağı yukarı hepsi benzer erkekler... eğer bir söz bir ses bekliyorsan bu adamdan içinde hiç gönderme isteği olmayan bir git lazımsa eğer işte orda duruyor, ağzının bir yerinde almak istermisin dilni sokup aklıma sana ait olan herşeyi bir nefeste, bir gözyumma anında bir soğuk telefon konuşmasında geri alabilirmisin? seni benden geri alabilirmisin? kovalbilirmisin beni senden? sevgilim yoksa sen sevgilim olmayabilirmisin?
M.NİHAT MALKOÇ Dünyada ve Türkiye’de geçmişten günümüze kadar edebî türler içerisinde üzerinde en çok kalem oynatılan tür, hiç şüphesiz ki şiirdir. Neredeyse insanlıkla yaşıt olan şiir, hep birinci sıradaki yerini korudu. Her gelen şâir, şiir zincirine kendince bir halka ekledi. Şiire aşırı derecede rağbet edilmesinin en büyük sebebi ruhumuza hapsettiğimiz insanî hisleri geniş kitlelerle paylaşma temayülüdür. Diğer bir neden de şiirin kolaylıkla, bir çırpıda okunabilme özelliğidir. Durum böyle olunca şiirin okuyucusu da diğer türlere göre daha çok oluyor. Yazmadaki pratiklik de bir başka etken olarak gösterilebilir. Bunu derken şiirin diğer türlere göre üretme açısından kolay olduğunu kastetmiyoruz. Şiir belki de ez zor yazılan türdür. Çünkü şiirde kelimeleri tasarruflu kullanmak zorundasınız. Diğer bir deyişle az sözle çok ve derin mânâlar ifade etme mecburiyeti vardır. Bu da duygu yoğunluğunu ve hissiyat üzerinde odaklaşmayı zorunlu kılıyor. Bugüne kadar milyonlarca şiir yazıldığı gibi, bu tür üzerinde fikir jimnastiği de yapıldı. Şâirler, yazarlar ve düşünürler şiire kendi pencerelerinden baktılar. Bakış açıları ölçüsünce gördüler ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştılar. Şimdi şiir üzerine sesli düşünen yerli ve yabancı aydınların düşüncelerini dikkatlerinize sunmak istiyorum: “Şiir, güzellikte çarpışan tek gerçektir.” (GLFİLLON) “Bilimsiz şiir, temelsiz duvara benzer.” (FUZULİ) “Şiirin, düzyazıdan ayrıldığı nokta şudur: Az sözcükle çok şey söylemek.” (VOLTAİRE) “Şair ve sanatçı için iki şey gerek: Gerçeğin üzerine çıkmak, maddenin dışında kalmak.” (SCHİLLER) “Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, /Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.” (M.EMİN YURDAKUL) “Şiir, düşüncelerle değil, sözcüklerle yazılır.” (MALLARME) “Şiir benim içimde bir amaç değil, tutkudur.” (EDGAR ALLEN POE) “Biz şairler, nefretten nefret ederiz ve savaşa karşı savaşırız.” (NERUDA) “Özü fırtına olan şiirde, her imge bir tufan yaratmalıdır.” (NERUDA) “Yemiş gibi, güzel şiir de yavaş yavaş olgunlaşır.” (ALAİN) “Resim, dili olmayan bir şiir, şiir de kör bir resimdir.” (LEONARDO DA VİNCİ) “Resim, sözcüksüz şiirdir.” (HORATİUS) “Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır.” (CHATEAUBRİAND) “Şiir, ruhun müziğidir.” (VOLTAİRE) “Şâir, şiiri ve eylemleriyle halkının gelişip olgunlaşmasına katkıda bulunmalıdır.” (NERUDA) “Şiir demek, ıstırap demektir.” (BALZAC) “Şiir, bir akıl hastalığıdır.” (ALFRED DE VİGNY) “Şâir, doğa gibidir,kendisinde gizlenmiş güzellik hazinesini ancak onu keşfedebilmesini bilenlere verir.” (YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU) “Şâir, bir dünya yapar ve ona can verir.” (MAUROS) “Şiir, yalnızlığın dostudur.” (CERVANTES) “Şiir, tanrıların dilidir.” (TURGENYEV) “İçimizdeki şiir ikliminde her yıl, yepyeni ve taze istekler açılır.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU) “Gerçek şiirler, nesir hâline getirildiğinde bile, dizeye gereksinim duymazlar.” (VALERY) “Şiir, salgındır, bulaşıcıdır.” (ELUARD) “Şiir, bir süs eşyası değil, yararlı bir nesnedir.” (ELUARD) “Şiiri yirmi dört saat yaşamak gerek.” (RİTSOS) “Şiire, aşka ve ölüme inanıyorum.” (RİTSOS) “Şiir, hem ozanın hem de yazıldığı çağın resmidir.” (ERİK STİNUS) “Düzyazı yürümeye, şiir ise dansa benzetilebilir. Yürümenin kendisi dışında bir amacı vardır. Dansın amacı ise, kendisidir.” (VALERY) “Şiir, bizi ruh ve bedenimizle içine almadıkça nesirdir.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU) “Tüm çağlarda, yazarın soylusu ezilenden yana, soysuzu ezenden yana olagelmiştir.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU) “Şiir, güzellik işçisi ozanın sanatıdır.” (AHMET İNCE) “Halk, kendi yazarını buldukça uyanır, bulmadıkça uyur.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU) “Şiir olmayan yerde, insan sevgisi de olmaz. İnsanı, insana ancak şiir sevdirir.” (SAİT FAİK ABASIYANIK) “Halk, şâirden aydınlıkta ve karanlıkta olduğu gibi, sokakta ve dövüşte de yerini almasını ister.” (NERUDA) “Bahar nasıl isyancı ise, şiir de başkaldırıdır.” (NERUDA) “Ben kendimi şiire, şiirimi de evrensel sevgiye adadım.” (AHMET MUHİP DRANAS) “Şâir, her şeyden önce yaşadığı toplumun sorunlarına, giderek tüm dünyaya karşı sorumludur.” (NERUDA) Şiir üzerine söylenenler tabiki bunlardan ibaret değil. Bunları daha da çoğaltabiliriz.Fakat maksat hasıl olduğu için bu kadarla yetiniyorum. Bu tarz değerlendirmeler şiirin ufkunun genişlemesine katkıda bulunacaktır. Yerel şiirden evrensel şiire ulaşmak için sadece dar çerçevede kalmayıp ufkumuzu dünyaya çevirmek durumundayız. Her alanda olduğu gibi şiirde de kabuğumuzu kırıp evrensel olana yönelmeliyiz. Sanatta kalıcılık yerellikten öte, dünyaya ayak uydurmakla mümkündür.
Bu şiir böyle devam eder.. Despot kendi karanlık düşlerine tuzak kurar. Kelimeler fukaradır. Yeni kavramların önü tıkanır. Despot kendi karanlığına bir kurban arar.
Sessiz İleti
Açarsam varsın,
yazarsam anlarsın
susarsam kızarsın.
Bazen
düşünmek istemediklerimdir
yazdıklarım
Okuduğun.
Zira
bir cümleyi
binbir anlama sokar
ses tonum
Yinede anlatabildimse seni
ne mutlu bana
sevgimi aşkımı
yazdımsa
Sessiz iletilerle
sana.......
Evet doğru, nazımı dünya bir vatan haini olarak kabul etmiş.
Tüh be Necip Fazıl yanlış yaptı Sultan-uş Şuara kabul edilmekle...
Vatanı satacaktı vatanı...Bak o zaman nasıl severdiniz.
Bir ateşim yanarım
Külüm yok,dumanım yok..
Sen yoksan,
Mekanım belli değil..
Zamanım yok..
Fırtınalar içinde
Beni yalnız bırakma,
Benim senden başka
Sığınacak limanım YOK!
Ü.Y.O.
duyguların mısralarda hayat bulması
bazen sevinç ve hüzün,bazen tebessüm ve gözyaşı,bazen gurget ve vuslat.......
abdurrahim karakoçla bir sohbetimizde şiirle ilgili güzel bir şey söyledi:
'şiir, şairim diyenlerin hezeyanıdır.'
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım
Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle
=ahmet telli=
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer! !
=can yücel=
sen de her şey gibi...
'dünyenın dışına atılan bir çığlıktır'...
İmzasıdır duyguların, yaşanmışlıkların...
yerine göre insana kahkahalar attıran ama
beraberinde de gözlerinden yağmur damlaları döktüren
yazanın içinde bulunduğu ruh halini okuyanın adeta bizzat yaşadığı
dışardan bakınca sadece harf ittfakı gibi görünen ama
itiraf yüklü bir kelime ordusudur
UZAKTAKİ GÜNEŞİM
Ne kadar da yakın sanırdım
Gülümseyen güneşimi
Saklanırken karşı dağın ardına
Üşümeye başlardım.
Sanki,
Sınırsız bir hüzün sarardı benliğimi
Bir daha ısıtmayacakmış gibi
Ürkek hayallerimi
Koşmak gelirdi içimden
Yetişmek..yakalamak..tutmak..
Ama
Bilemezdim ki
Ne kadar uzak olduğunu..
Benim
Hemen şuracıkta sandığımın
Binlerce dağın ardında,
Omuzuma yükleyip
Koskoca bir geceyi
Tomurcuk umutlarımı da alıp yanına
Senin gibi
Kaybolduğunu.
h.y.
Yağdı yağmur
çaktı şimşek
gök gürledi
önce asfalta 3-5 damla düştü
sonra sokak lambası ışığında
izli mermiler çoğaldı
bir köpek havladı
yaprağa inleten sesler çoğaldı
sonra su büyüdü
damlalar suda şakımaya başladı
bir şimşek daha çaktı
heryer sırılsıklamdı
erkek terini sildi
kadın sırılsıklamdı
müzikte dahil olmak üzere ruhumun gıdası,sonsuz güzellik,umut,sevda...
Etkili, kafiyeli, özet anlatım biçimi
DÜŞ VE ŞİİR
Hep bilinen yaşantılar,
Hep bilinen imgeler.
Nasılsa bir düşte birleştiler,
Sonsuz yeni biçimlerle.
Hep bilinen duygular,
Hep bilinen sözcükler.
Nasılsa bir şairle buluştular,
Sonsuz yeni şiirlerle.
Sarhoş olunca anlar insan şarabın gücünü,
Aşka düşünce aşkı:
Siz benim şiirlerimi yazamazsınız
Ben sizin düşlerinizi göremem.
Hu ŞÖ
şiir yaşam ve ölüm demek bence ikisi arasında yaşanan hayat ötesi olamaz
sen aşka aşıksın
müsaitsin gördüğünü abartmaya
biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım
aşık olmadık
bir elim sana uzanır
öteki berikinin zaten elinde
bırak yoluma gideyim bildiğimce
yabancısı olduğum bişey değil yabancılar
baktım yerlisi yabancısı, aşşağı yukarı hepsi benzer
erkekler...
eğer bir söz bir ses bekliyorsan bu adamdan
içinde hiç gönderme isteği olmayan bir git lazımsa eğer
işte orda duruyor, ağzının bir yerinde
almak istermisin dilni sokup aklıma
sana ait olan herşeyi bir nefeste, bir gözyumma anında
bir soğuk telefon konuşmasında
geri alabilirmisin?
seni benden geri alabilirmisin?
kovalbilirmisin beni senden?
sevgilim yoksa sen sevgilim olmayabilirmisin?
ŞİİR ÜSTÜNE SÖYLENENLER
M.NİHAT MALKOÇ
Dünyada ve Türkiye’de geçmişten günümüze kadar edebî türler içerisinde üzerinde en çok kalem oynatılan tür, hiç şüphesiz ki şiirdir. Neredeyse insanlıkla yaşıt olan şiir, hep birinci sıradaki yerini korudu. Her gelen şâir, şiir zincirine kendince bir halka ekledi.
Şiire aşırı derecede rağbet edilmesinin en büyük sebebi ruhumuza hapsettiğimiz insanî hisleri geniş kitlelerle paylaşma temayülüdür. Diğer bir neden de şiirin kolaylıkla, bir çırpıda okunabilme özelliğidir. Durum böyle olunca şiirin okuyucusu da diğer türlere göre daha çok oluyor. Yazmadaki pratiklik de bir başka etken olarak gösterilebilir. Bunu derken şiirin diğer türlere göre üretme açısından kolay olduğunu kastetmiyoruz. Şiir belki de ez zor yazılan türdür. Çünkü şiirde kelimeleri tasarruflu kullanmak zorundasınız. Diğer bir deyişle az sözle çok ve derin mânâlar ifade etme mecburiyeti vardır. Bu da duygu yoğunluğunu ve hissiyat üzerinde odaklaşmayı zorunlu kılıyor.
Bugüne kadar milyonlarca şiir yazıldığı gibi, bu tür üzerinde fikir jimnastiği de yapıldı. Şâirler, yazarlar ve düşünürler şiire kendi pencerelerinden baktılar. Bakış açıları ölçüsünce gördüler ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştılar. Şimdi şiir üzerine sesli düşünen yerli ve yabancı aydınların düşüncelerini dikkatlerinize sunmak istiyorum:
“Şiir, güzellikte çarpışan tek gerçektir.” (GLFİLLON)
“Bilimsiz şiir, temelsiz duvara benzer.” (FUZULİ)
“Şiirin, düzyazıdan ayrıldığı nokta şudur: Az sözcükle çok şey söylemek.” (VOLTAİRE)
“Şair ve sanatçı için iki şey gerek: Gerçeğin üzerine çıkmak, maddenin dışında kalmak.” (SCHİLLER)
“Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, /Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.” (M.EMİN YURDAKUL)
“Şiir, düşüncelerle değil, sözcüklerle yazılır.” (MALLARME)
“Şiir benim içimde bir amaç değil, tutkudur.” (EDGAR ALLEN POE)
“Biz şairler, nefretten nefret ederiz ve savaşa karşı savaşırız.” (NERUDA)
“Özü fırtına olan şiirde, her imge bir tufan yaratmalıdır.” (NERUDA)
“Yemiş gibi, güzel şiir de yavaş yavaş olgunlaşır.” (ALAİN)
“Resim, dili olmayan bir şiir, şiir de kör bir resimdir.” (LEONARDO DA VİNCİ)
“Resim, sözcüksüz şiirdir.” (HORATİUS)
“Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır.” (CHATEAUBRİAND)
“Şiir, ruhun müziğidir.” (VOLTAİRE)
“Şâir, şiiri ve eylemleriyle halkının gelişip olgunlaşmasına katkıda bulunmalıdır.” (NERUDA)
“Şiir demek, ıstırap demektir.” (BALZAC)
“Şiir, bir akıl hastalığıdır.” (ALFRED DE VİGNY)
“Şâir, doğa gibidir,kendisinde gizlenmiş güzellik hazinesini ancak onu keşfedebilmesini bilenlere verir.” (YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU)
“Şâir, bir dünya yapar ve ona can verir.” (MAUROS)
“Şiir, yalnızlığın dostudur.” (CERVANTES)
“Şiir, tanrıların dilidir.” (TURGENYEV)
“İçimizdeki şiir ikliminde her yıl, yepyeni ve taze istekler açılır.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU)
“Gerçek şiirler, nesir hâline getirildiğinde bile, dizeye gereksinim duymazlar.” (VALERY)
“Şiir, salgındır, bulaşıcıdır.” (ELUARD)
“Şiir, bir süs eşyası değil, yararlı bir nesnedir.” (ELUARD)
“Şiiri yirmi dört saat yaşamak gerek.” (RİTSOS)
“Şiire, aşka ve ölüme inanıyorum.” (RİTSOS)
“Şiir, hem ozanın hem de yazıldığı çağın resmidir.” (ERİK STİNUS)
“Düzyazı yürümeye, şiir ise dansa benzetilebilir. Yürümenin kendisi dışında bir amacı vardır. Dansın amacı ise, kendisidir.” (VALERY)
“Şiir, bizi ruh ve bedenimizle içine almadıkça nesirdir.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU)
“Tüm çağlarda, yazarın soylusu ezilenden yana, soysuzu ezenden yana olagelmiştir.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU)
“Şiir, güzellik işçisi ozanın sanatıdır.” (AHMET İNCE)
“Halk, kendi yazarını buldukça uyanır, bulmadıkça uyur.” (SABAHATTİN EYÜBOĞLU)
“Şiir olmayan yerde, insan sevgisi de olmaz. İnsanı, insana ancak şiir sevdirir.” (SAİT FAİK ABASIYANIK)
“Halk, şâirden aydınlıkta ve karanlıkta olduğu gibi, sokakta ve dövüşte de yerini almasını ister.” (NERUDA)
“Bahar nasıl isyancı ise, şiir de başkaldırıdır.” (NERUDA)
“Ben kendimi şiire, şiirimi de evrensel sevgiye adadım.” (AHMET MUHİP DRANAS)
“Şâir, her şeyden önce yaşadığı toplumun sorunlarına, giderek tüm dünyaya karşı sorumludur.”
(NERUDA)
Şiir üzerine söylenenler tabiki bunlardan ibaret değil. Bunları daha da çoğaltabiliriz.Fakat maksat hasıl olduğu için bu kadarla yetiniyorum. Bu tarz değerlendirmeler şiirin ufkunun genişlemesine katkıda bulunacaktır. Yerel şiirden evrensel şiire ulaşmak için sadece dar çerçevede kalmayıp ufkumuzu dünyaya çevirmek durumundayız. Her alanda olduğu gibi şiirde de kabuğumuzu kırıp evrensel olana yönelmeliyiz. Sanatta kalıcılık yerellikten öte, dünyaya ayak uydurmakla mümkündür.
Bu şiir böyle devam eder..
Despot kendi karanlık düşlerine tuzak kurar.
Kelimeler fukaradır.
Yeni kavramların önü tıkanır.
Despot kendi karanlığına bir kurban arar.
Şiir hayat demek; emek demek; duygu, özlem,acı,neşe,doğa, mutluluk demek EN ÖNEMLİSİ AŞK DEMEK
İnsana şair dedirten duygusal ifadelerin kağıda dökülmüş hali..
aşk yaşam şiirinin bir ğ,parçası. şiir yaşam aşkının bir parçasıymış....
ben bilmem
öyle diyor bilenler...
ben onların yalancısıyım
şiir,içimdeki deli fırtınadır,yaşam tarzıdır,ekmek sudur.şiir varolmaktır,nefes almaktır,ihtiyaçtır,şiirin şiiri yazılamazki anlatayım...şiirce yaşamamız dileğiyle...
Soyutlama gücüdür.
ben'im..
aşk insan olmak sevgi aklına ne gelırse güzel olan her şey
...onlar taş mı attı?
biz gül atalım.
onlar demire mi sarıldı?
biz pamuk bulalım.
bulalım ki,
yücelik bizde kalsın.
Pazar/TOKAT_2005
sihirden daha tesirli belki bir,kitabın anlatamadığını bir cümleyle anlatan musiki gibi ruh okşayıcısı
'dünyanın zihinsel imgesi..'öyle diyor hilmi yavuz...