iç dökme.. o anki ruh haliniz neyse onu aktardığınız ve okuyucu için de içinde bulunduğu ruh haline, bakış açısına, hayat deneyimine göre yorum katabileceği; dolayısıyla içinde sonsuzluğu barındırdığına inandığım şiir..
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kusa, bir çocuğa Yasamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yasamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatin sonsuz taze kani
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
Yıldızlarla dolu bir yol beni götürdüğün Çıkardığın yer yıldızlardan daha yüksek Bak Nasıl yandım ben bu yıldızlarla Ateşli yıldızlarla doldum ağzıma kadar Durgun sularından gecenin saf ve kırmızı balıklar gibi Yıldızlar topladım
Eskiden ne kadar uzaktı toprak Gökyüzünün mor köşelerine Yeniden duyuyorum şimdi Senin sesini Karlı kanatlı sesini meleklerin Bak nerelere ulaştım sonunda ben Samanyoluna, ölümsüzlüğe, bir sonsuzluğa
Birlikte çıktığımız doruklarda şimdi Yıka beni dalgaların şarabıyla İpeğine sar beni öpüşlerinin İşte beni yeniden bitmeyen gecelerde Bırakma artık beni Beni yıldızlardan ayırma
Bak tam karşımızda gecenin mumu Damla damla nasıl eriyor Nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla Gözlerimin simsiyah kadehi Senin ninnilerini dinlerken Ve bak nasıl Şiirlerimin beşiğine Sen doğuyorsun, güneş doğuyor
Şarkıcı nasıl söyler şarkısını, Dudakları dikilmişken efendim? Bir Arap şairi ölünce bugün Kim dua eder O'na? El öpmez benim şiirim Doğrusu sultanlara düşer Şiirimin ellerini öpmek!
meaşallaahh... gözleri kara,arz-ı endam içün, ceylan gibi gezinür. hane-i iffetinde bir arıza olmalı ki.! meclis-i sohbette bir erkek görse, guslü bozulur..
Gecenin en zifiri karanlığında bile odamı aydınlatan bu aşkı seviyorum En çokta hergün duyabilmek için çırpındığım sesini Seni özlüyorum işte... her kavgamızın sonunda çektiğim sancıları Seni kaybetmek korkusunun yüreğimin bir bıçak gibi kestiği anları bile Göz bebeklerimin içine yerleşmissin ve dünyada iyiliğe,güzelliğe dair ne varsa içinde de sen varsın bir papatya demetin üstündeki uğur böceği oluyorsun Ayın şavkında umudun mavisinde ki en çokta bu renge tutkunum bilirsin Sen varsın yüreğime yüreğime işlemişsin Hergün içimi ısıtan asıl sensin,sıcacık ışıklarınla tüm ruhumu saran,her yeni güne gözümü açar açmaz içine doluştuğun bir günaydınsın sen,özlemek dayanılmaz hale geldiğinde bile hiç isyan etmiyorum, çünkü, içimdesin ve seni göz yaşlarımla akıtmaya kıyamıyorum, özlemin sancılarıyla bedenim hergün birazdaha ölsede aslında hergün yeniden doğuyorum seni özlüyorum çünkü seni seviyorum hemde çook.... Doğruların yanlışların sorgulamadan bi çocuk yüreği gibi masumca taşıyorum,masumca yaşıyorum seni Bu hayatta verdiğim her nefeste gittiğin heryerde sende benimle birlikte varsın O yüzden yanlızlık nedir hiç bilmiyorum Asla değiştirmeden en katıksız halinle seviyorum seni...
... Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmada yağmur yağsın Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşık fısıldaşsın yine Gidersen birlikte gideriz yeni sevinçler buluruz hüzne benzeye
dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün..
şiir bazen hece çlçüsüyle bazen de serbest ölçüyle yazmaya doğuştan mailli insanlar tarafından,ki başkaları asla yazamaz,duygularını yazdığı şiirdir.saçmaladım demi.ama şiir nedir sorusunun saçmalığını anlatmak için böyle bir şey yaptım.
hani kelimeler yağar gökten de bir kısım insan kağıt tutarlar bu kelimeler altına yalnızca... yaptıkları sadece budur aslında... kelimeler düşer satırlar oluşuverir ve yazardır bu hemcinslerimizin artık sıfatları....
ama şiir öyle değildir...
altlarına eteklerinizi açtığınızda düşüverip alelade sıralanışlar sergileyen bir yapı değildir şiir...
şiir yürek hezeyanıdır...her hezeyan insan ruhunun arz-ı endam edişidir...sancılarıdır...yürek tıpırtılarıdır...med-cezirleridir... şiir bir ince sızıdır...bir gizli sırdır...herkes okur..ama şair herkesin okuduğunu yazmamıştır...
o bir huruf-i mukatta tadındadır..şairde saklıdır özü..bizler sadece bir okyanus kıyısında kumsala vuran dalgaların ışıltısındayızdır,şiiri okurken...
Senin eşkin meni düşürdü dile Neçe aşıh olur bülbüller güle Hasret çektir, könül verdim, seni sevdim men Hasret çektir, könül verdim, seni sevdim Böyle bir güzele, eşkimir gazele Şiire gazele könül verdim şiire gazele Eger menden ayrıl, gezip dolansın Menim bu eşkime yigane kalsın Alışaram, ot tutaram, hem yanaram men Alışaram, ot tutaram, hem yanaram Bunuda bilmerem, sensiz men gülmerem Könlümü vermerem, heç kesemem könlümü vermerem
Çalıyor o gözlerinden o uzun saçsız boyacı; Gül-bombalı, atsız-arabasız, sakalsız boyacı. Dudaklarında bir ıslık var, yakasında bir çiçek, Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.
Özdemir Asaf ya nieyse bu şiiri bnden başka seven görmedim ama bn çk seviom
sen karanlık sokakların masum serserisi bense en güzel mutluluk masalının külkedisi ne gözlerdeki başka alemler nede aynı anda çılgınca atan yürekler fayda etmedi kopuşlara bumuydu nefes almanın zorluğu.oysaki; gözlerindeki uçsuz bucaksız karanlığı sevdim ben ve acıyı aşkında.. ne başı nede sonu olmayan virane hikayemin kahramı! ! seni tanımak için bile yaşamaya değermiş hayat. tercihler yaparken yüreğinde sen.. ŞİMDİİ git eller sarsın bedenini gözümde bile değil. istediğin gibi severim seni. git gidebildiğin yollar senin olsun AŞKın yeter bana.. kayboluşunda kedere salmaz küçücük dünyamı. kendime karşı kazandığım zafer çığlıklarımın en büyük sesiydi yokluğun. bunca sessizliğin arasında yüreğimde fırtınalar koparan SENN.. söyle beni terkedişin mümkünmü senin? ? ne başka dokunuş ne başka seviş nede başka ses unutturamaz beni sana YAZ BİYERE.. noktalardan sonra virgül koyarak devam edişler yoktur hayatımda. bir daha açılmamak üzere kapanır sayfalarım.. yürek yansada mantık isyan etsede gururludur aşk bende.. ben sevdiğime inkarcı sense sevildiğinden bihaber. ne biteriz ne kavuşuruz biz.. BÖYLE SÜRÜNÜR GİDERİZ İŞTEE...
Şiir,en güzel duygu paylaşımı,en öznel dünyaların yansıması,insan sıcaklığını ve ruhunu hissetmemizi sağlayan eşsiz bir sanattır bence.
Şiir Ak bir karanfil gibi çatlayıpta çekirdek Atom bahçelerine yürüyünce aydınlık Yalnız meraklıları değil bütün insanlık şiirin aynasında kendini seyredecek.
gussadan mahlas dilersen ey gönül,
adını divan-ı aşka yazdır...
(Necatî)
gussa: gam, keder
mahlas: takma isim
boş gezenin boş kalfasıydı
boş gönülle eza çekmiş
oturdu, büyük amaç saydı
aklı sahiplenecekmiş!
......
peah..
[Puşkin]
'şiir' hayatın ta kendisidir.
iç dökme.. o anki ruh haliniz neyse onu aktardığınız ve okuyucu için de içinde bulunduğu ruh haline, bakış açısına, hayat deneyimine göre yorum katabileceği; dolayısıyla içinde sonsuzluğu barındırdığına inandığım şiir..
DOHTUR BEY
Verdiğin perhize budur gayratım,
Bundan başka uyameyom dohtur bey!
Üç sepet yumurta sabah kahvaltım,
Teker teker sayameyom dohtur bey!
İki leğen pilav bir yayık ayran,
İster yağlı olsun isterse yavan,
Yanına kesiyom beş kilo sovan,
Yeyom yeyom doyameyom dohtur bey!
Üç tencere bamya yerim bişinci,
Yirmi tas su içip biraz koşinci,
Her yanım sökülür karnım şişinci,
Sağlam göynek giyemeyom dohtur bey!
Şinciye acımdan çoktan ölürdüm,
Sağolsun komşular gönderir dürüm,
Bir guzudan çok yiyemem, var sözüm,
Ayıp olur cayameyom dohtur bey!
Bazı az geliyo beş kasa hurma,
Yedi lahanadan yapıyoz sarma,
Onuda mı yedin diye hiç sorma,
Utanıyom deyemeyom dohtur bey!
Günde iki çuval unum gidiyo,
Avradım her sabah ekmek ediyo,
Bir gazen fasille gönül ye deyo,
Artırmaya gıyameyom dohtur bey!
Senede gırk dönüm bostan ekerim,
Benden başka kimse yemesin derim,
Gavunu, garpuzu gabuklu yerim,
Aceleden soyameyom dohtur bey!
Bilmem bu işin sonu nere gider,
Buyumuş gısmetim, buyumuş gader,
Bir günde yediğim işte bu gader,
Daha fazla yiyemeyom dohtur bey!
Anonim
kendinde pencereyi açacak gücü bulmak...
Şiir, ruhu okşayan bir meltemdir...
Anlayana bu meltem bile yeterlidir...
Anlamayana, fırtına olsan yine az gelir...
'huruf-u mukattaa' gibidir şiir..
hani
'dert' hakkında kullanılır genelde; 'çeken bilir' denilir...
şiir hakkında da
manasını
'yazan bilir' desek yanılmış olmayız sanırım..
Şiir düş evreninden düşünce evrenine yaptığımız yolculuğun son durağıdır..
şiir benim ailem
şiir benim sevgilim
şiir benim dostum
can yoldaşım
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kusa, bir çocuğa
Yasamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yasamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatin sonsuz taze kani
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
ATAOL BEHRAMOGLU
........................
Yıldızlarla dolu bir yol beni götürdüğün
Çıkardığın yer yıldızlardan daha yüksek
Bak
Nasıl yandım ben bu yıldızlarla
Ateşli yıldızlarla doldum ağzıma kadar
Durgun sularından gecenin saf ve kırmızı balıklar gibi
Yıldızlar topladım
Eskiden ne kadar uzaktı toprak
Gökyüzünün mor köşelerine
Yeniden duyuyorum şimdi
Senin sesini
Karlı kanatlı sesini meleklerin
Bak nerelere ulaştım sonunda ben
Samanyoluna, ölümsüzlüğe, bir sonsuzluğa
Birlikte çıktığımız doruklarda şimdi
Yıka beni dalgaların şarabıyla
İpeğine sar beni öpüşlerinin
İşte beni yeniden bitmeyen gecelerde
Bırakma artık beni
Beni yıldızlardan ayırma
Bak tam karşımızda gecenin mumu
Damla damla nasıl eriyor
Nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla
Gözlerimin simsiyah kadehi
Senin ninnilerini dinlerken
Ve bak nasıl
Şiirlerimin beşiğine
Sen doğuyorsun, güneş doğuyor
FURUĞ FERRUHZAD
Şarkıcı nasıl söyler şarkısını,
Dudakları dikilmişken efendim?
Bir Arap şairi ölünce bugün
Kim dua eder O'na?
El öpmez benim şiirim
Doğrusu sultanlara düşer
Şiirimin ellerini öpmek!
Nizar Kabbani
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
şiir şiir şiir şiir şiir
meaşallaahh...
gözleri kara,arz-ı endam içün,
ceylan gibi gezinür.
hane-i iffetinde bir arıza olmalı ki.!
meclis-i sohbette bir erkek görse,
guslü bozulur..
(zat-i ben el müslim)
Gecenin en zifiri karanlığında bile odamı aydınlatan bu aşkı seviyorum
En çokta hergün duyabilmek için çırpındığım sesini
Seni özlüyorum işte...
her kavgamızın sonunda çektiğim sancıları
Seni kaybetmek korkusunun yüreğimin bir bıçak gibi kestiği anları bile
Göz bebeklerimin içine yerleşmissin ve dünyada iyiliğe,güzelliğe dair ne varsa içinde de sen varsın
bir papatya demetin üstündeki uğur böceği oluyorsun
Ayın şavkında umudun mavisinde ki en çokta bu renge tutkunum bilirsin
Sen varsın yüreğime yüreğime işlemişsin
Hergün içimi ısıtan asıl sensin,sıcacık ışıklarınla tüm ruhumu saran,her yeni güne gözümü açar açmaz içine doluştuğun bir günaydınsın sen,özlemek dayanılmaz hale geldiğinde bile hiç isyan etmiyorum, çünkü, içimdesin ve seni göz yaşlarımla akıtmaya kıyamıyorum, özlemin sancılarıyla bedenim hergün birazdaha ölsede aslında hergün yeniden doğuyorum seni özlüyorum çünkü seni seviyorum hemde çook....
Doğruların yanlışların sorgulamadan bi çocuk yüreği gibi masumca taşıyorum,masumca yaşıyorum seni
Bu hayatta verdiğim her nefeste gittiğin heryerde sende benimle birlikte varsın
O yüzden yanlızlık nedir hiç bilmiyorum
Asla değiştirmeden en katıksız halinle seviyorum seni...
mısraların ardına saklanış........
ya da......kana kana içilen su gibi olmalı
...
Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmada yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşık fısıldaşsın yine
Gidersen birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeye
Ahmet TELLİ
Okumak güzel.
dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün..
şiir bazen hece çlçüsüyle bazen de serbest ölçüyle yazmaya doğuştan mailli insanlar tarafından,ki başkaları asla yazamaz,duygularını yazdığı şiirdir.saçmaladım demi.ama şiir nedir sorusunun saçmalığını anlatmak için böyle bir şey yaptım.
huruf-u mukattaa gibi
sadece yazanın bilebileceği..
hani kelimeler yağar gökten de bir kısım insan kağıt tutarlar bu kelimeler altına yalnızca... yaptıkları sadece budur aslında... kelimeler düşer satırlar oluşuverir ve yazardır bu hemcinslerimizin artık sıfatları....
ama şiir öyle değildir...
altlarına eteklerinizi açtığınızda düşüverip alelade sıralanışlar sergileyen bir yapı değildir şiir...
şiir yürek hezeyanıdır...her hezeyan insan ruhunun arz-ı endam edişidir...sancılarıdır...yürek tıpırtılarıdır...med-cezirleridir...
şiir bir ince sızıdır...bir gizli sırdır...herkes okur..ama şair herkesin okuduğunu yazmamıştır...
o bir huruf-i mukatta tadındadır..şairde saklıdır özü..bizler sadece bir okyanus kıyısında kumsala vuran dalgaların ışıltısındayızdır,şiiri okurken...
vesaire vesaire vesaire... ;)
Senin eşkin meni düşürdü dile
Neçe aşıh olur bülbüller güle
Hasret çektir, könül verdim, seni sevdim men
Hasret çektir, könül verdim, seni sevdim
Böyle bir güzele, eşkimir gazele
Şiire gazele könül verdim şiire gazele
Eger menden ayrıl, gezip dolansın
Menim bu eşkime yigane kalsın
Alışaram, ot tutaram, hem yanaram men
Alışaram, ot tutaram, hem yanaram
Bunuda bilmerem, sensiz men gülmerem
Könlümü vermerem, heç kesemem könlümü vermerem
Çalıyor o gözlerinden o uzun saçsız boyacı;
Gül-bombalı, atsız-arabasız, sakalsız boyacı.
Dudaklarında bir ıslık var, yakasında bir çiçek,
Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.
Özdemir Asaf
ya nieyse bu şiiri bnden başka seven görmedim ama bn çk seviom
Gitti şiir önemi...artık o olmayacak...
Bitti zira dönemi...ne yazık bulmayacak...
sevgilerde
kalemimi bi güzel açtım.
bıçakla açmadım, kalemtraşla açtım.
bıçağı sevmiyorum.
ak kağıt üstüne bi güzel yazdım.
öğrendiğim ilk sözcükleri:
barışı, kardeşliği seviyorum.
evler çizdim kırmızı kiremitli,
bacalarında duman tüten...
bacası tüten evleri seviyorum.
analar, babalar, çocuklar el ele,
ağaçlar, çiçekler gülüyor,
ağaçları, çiçekleri, insanları seviyorum.
güneş cömertçe uzatmış ışınlarını
herkese cömertçe ve eşit...
güneşi, cömertliği, eşitliği seviyorum.
tüm güzelliklere yetiyor kalemim,
ölümler, kavgalar, kötülükler neden?
onları zaten çizmiyorum, sevmiyorum! ..
şahin çandır.
Bana sukunet bahşedilen bir anda
tanda
olanda
mekanda
Bana sukunet bahşedilebilirmi zamanda
Beni anlar kılar mı derinden
inden
irinden
Diplerden gelen uyuşup kalma isteği
Varmı hissem dünya nimetlerinden
ziynetlerinden
cinnetlerinden
Zeytin ve incirin hikmetlerinden
Ve her şeyi bırakta git diyen
inden
cinden
bizden
İçimizden birimi
(Benim değil alıntıdır, hırsızlık yapmayalım yani :)))
sen karanlık sokakların masum serserisi
bense en güzel mutluluk masalının külkedisi
ne gözlerdeki başka alemler
nede aynı anda çılgınca atan yürekler fayda etmedi kopuşlara
bumuydu nefes almanın zorluğu.oysaki;
gözlerindeki uçsuz bucaksız karanlığı sevdim ben ve acıyı aşkında..
ne başı nede sonu olmayan virane hikayemin kahramı! !
seni tanımak için bile yaşamaya değermiş hayat.
tercihler yaparken yüreğinde sen..
ŞİMDİİ git eller sarsın bedenini gözümde bile değil.
istediğin gibi severim seni.
git gidebildiğin yollar senin olsun AŞKın yeter bana..
kayboluşunda kedere salmaz küçücük dünyamı.
kendime karşı kazandığım zafer çığlıklarımın
en büyük sesiydi yokluğun.
bunca sessizliğin arasında yüreğimde fırtınalar koparan SENN..
söyle beni terkedişin mümkünmü senin? ?
ne başka dokunuş ne başka seviş nede başka ses
unutturamaz beni sana YAZ BİYERE..
noktalardan sonra virgül koyarak devam edişler yoktur hayatımda.
bir daha açılmamak üzere kapanır sayfalarım..
yürek yansada mantık isyan etsede gururludur aşk bende..
ben sevdiğime inkarcı sense sevildiğinden bihaber.
ne biteriz ne kavuşuruz biz..
BÖYLE SÜRÜNÜR GİDERİZ İŞTEE...
Şiir,en güzel duygu paylaşımı,en öznel dünyaların yansıması,insan sıcaklığını ve ruhunu hissetmemizi sağlayan eşsiz bir sanattır bence.
Şiir
Ak bir karanfil gibi çatlayıpta çekirdek
Atom bahçelerine yürüyünce aydınlık
Yalnız meraklıları değil bütün insanlık
şiirin aynasında kendini seyredecek.
Nazım Hikmet Ran