bazi arkadaşlar yalan tarihlerine inaniyor ama bu gafiler tarihleride bilmiyor şeyh 1925 lozan 1923 yalan inkilap tarihi magdurru arkadaşlar ismet paşanin hatiralari kitabinda şeyh in ingilizlerle bir baglantisi yoktur demiştir musula kerkükü 1923 te kaybetik kiyam 1925 yapildi laleler tarihlerde bakmiyonuz bize ders vermeye başliyonuz lagamcilar önce tarihi güzel okuyun sonra nutuk atin.
şeyh sait bana cumhurıyet tarıhının ve öncesine dayanan tarihi taaaa.. peygamberler dönemine uzanan bır ırkın bır islamıyet soyunun bır başkaldırının kurd olmanın suçluluğunu taşımanın uzerımızdeki soykırımın unutulmaz izlerini taşıdığımız bu guzelim ulkemizde var olmadığimızı zanneden insanlara demesen doğru olur.muslumanız çok şukur deyıp kurlere zulmedenlere baş kaldırmış bır alim.dın adamı şerıat ve insanlığıyla geçmişteki peygamberler varıslerının yaptığı gıbı müslumanlara ve ırkçıllığa karşı baş kaldırmiş bır şehıd tır.hatırlatırsak muslumanız dıyen ırkcılara peygamber efendimizin sözunu.diyorkı.s.a.v:ırkçılık yapan bizden değildir.soruyorum peki sizce ırkçı olan insan nasıl muslumanım diyebiliyor.ancak munafıklar ve 2 yuzluler söyleybılır.allah göruyor işitiyor ve elbet hesabınıda soracaktır.amenna we saddakna.selamun aleykum.neyi paylaşamıyoruzkı gırecağimiz yer 1.5 metre derınlık ve yanımızda göturecek tek şeyimiz amelimizdir.allah bizi ameli salihlerden eylesin.uyanalımm kardeşlerim.
Şeyh Sait bir iki kelime ile antılacak şey değil. Ama bir iki kelime ile de özetlemek gerekirse; bir yok oluşun isyanıdır, zulme başkaldırıdır, yalanı düzenbazlığı kabul etmemedir. Tarih okullarda okunduğu gibi yaşanmamıştır. Devlet politikası gereği tarihi arşivlerini yalanlarla donatmayı bilmişlerdir. İlla da bir şeyler öğrenmek istiyorsa insan, tarih derslerini değil de arşivlere bakmak daha yerinde olur
2 tane Seyh Said vardir. Biri hepimizin bildigi Bedüzzaman Said Nursi hazretleri Digeri Seyh Said ayaklanmasinda bas roldeki Seyh... ikisi birbirine cok karistirliyor...Seyh said isyaniyla Bedüüzzaman hazretlerinin bir ilgisi yoktur... Aslında bütün problem bu sevgili devletimizin resmi belgeleri yayınlamaması ve bu milletten itina ile saklamasıdır...
2 tane Seyh Said vardir. Biri hepimizin bildigi Bedüzzaman Said Nursi hazretleri Digeri Seyh Said ayaklanmasinda bas roldeki Seyh... ikisi birbirine cok karistirliyor...Seyh said isyaniyla Bedüüzzaman hazretlerinin bir ilgisi yoktur... Aslında bütün problem bu sevgili devletimizin resmi belgeleri yayınlamaması ve bu milletten itina ile saklamasıdır...
şeyh sait benm üstadım onun yolundan gidyorum bu ülkede yapılan şeylerin hiç birini doğru bulmuyorum şeyh sait bu ülkede isalmiyeti kaldırmaya çalışanlara elazığda başlattığı kıyamla karşı çıkmıştır ve mış ta yakalanarak şehadet mertebesine kıyam arkadaşlarıyla birlikte şehadet mertebesine ulaşmışltır allah herkesi bu mertebeye çıkmayı nasip etsin
Ermenileri silahlandıranlarla `soykırım yapıldı` diyenler aynı
Abdülilah Fırat, Ermenilerin Kürtlere karşı bir hıncı olduğunu söylüyor. Fırat`a göre bu hınç, Batılı devletlerin önerdikleri, `gelin Osmanlı`dan ayrılıp Ermenilerle beraber bağımsız bir devlet kuralım` önerisine Kürtlerin hayır demesiyle başladı. `Şimdi Avrupa bu fesadı devam ettiriyor.` diyen Fırat, sözlerine şöyle tamamlıyor: `Ermenileri dün silahlandırıp üzerimize salanlar, şimdi de başka bir manada soykırım yasalarıyla üzerimize salıyor. Yani bu 100 yıllık kampanya değişik usullerle halen devam ediyor. Kürtleri birlik içinde tutmanın tek yolu din duygusudur. Kürtler dinden uzaklaşınca kimse onların önünü alamaz. Hatta Ermenilerle birleşip ayrılırlar. Son 30 senedir bir kısım Kürtler sünnet olmadı, yani dinden bu kadar uzaklaştı.`
lozan sonrası misak-ı milli den sadece musul eyaleti sorun olarak kalmıştı...ingiltere bir türlü musul u bırakmak istemiyordu...türkiye de öyle...Atatürk bu iş için diplomasi ustası İsmet İnönü yü görevlendirdi. Görüşmeler çetin geçti..İsmet paşa diplomasi alanındaki her türlü kurnazlığı ve ustalığını sergiliyordu...İsmet paşa sürekli olarak Türk-kürt kardeşliğinden bahsediyor...gerekirse referandum yapılmasını söylüyordu...zaten ingiltere de tek buradan darbe yiyordu Türk-Kürt kardeşliği...bunu önlemeliydi...işler tamamen lehimize gidiyordu...derken 14 ili kapsayan bir isyan patlak verdi... Nakşibendi tarikatına mensup Şeyh sait denen bir ingiliz uşağı vatan haini bir isyan başlattı...isyan kısa sürede büyüdü..Hükümet hemen olağanüstü hal ilan etti ve bölgeye asker sevketti...çok çetin mücadelelerden sonra isyan bastırıldı suçlular yakalandı ama bu isyanın bedeli bize ağır oldu...petrol açısından zengin Musul eyaleti(Kerkük Musul Erbil Süleymaniye Telafer Zaho Dohuk) milletler cemiyeti tarafından İngiliz mandası altındaki Irak krallığına verildi... ve ortadoğu da anadoludan önce türkleşen musul eyaleti elimizden çıktı...Şeyh sait isyanı olmasaydı Atatürk ve karabekir paşa askeri operasyonda fikir birliğindeydiler...
ŞEYH SAİD YARGILAMA VE İNFAZ: 12 Nisanda 1925 de Diyarbakır'a gelen isyan (Kurdistan) bölgesi İstiklal Mahkemesi heyeti, birkaç gün içinde idamla sonuçlanacak olan Seyid Abdülkadir, Dr. Fuat ve Şeyh Eyüb'ın davalarına baktıktan sonra, 26 Mayıs'ta Şeyh Said'in davasına başladı. 81 sanığın bulunduğu duruşmalar Diyarbakır'daki bir sinema salonunda yapıldı. Savcıya göre, ayaklanma (kıyam) dış görünüş itibariyle şeriatçı olarak görünmesine karşın, 'asıl hüviyeti, iç bünyesi, ruhu ve tertipçilerin maksat ve gayesi bakımından ise tamamen bir Kürt milliyetçiliği, Kürt devlet ve hükümetçiliği olmaktan başka bir şey değildi.'
Bir ay kadar süren duruşmalar 28 haziranda sonuçlandı. Şeyh Said'in de aralarında bulunduğu 46 kürd şahsiyet idama mahkum edildi. İdamların infazı 28-29 Haziran gecesi yapıldı. İnfaz gecesinin en önemli özelliği, idamların bir kitle gösterisi şeklinde yapılması ve şeyhlerin iplerinin cellat yerine, toplumun çeşitli kesimlerinin temsilcileri (gazeteciler dahil) tarafından çekilmesiydi. Basında bu durum 'matbuat, tayyareciler, muhabereciler, şoförler namına, bu gruba mensup biri tarafından bir şeyh ipe çekildi' ve 'mahkumların çezasını halk verdi' sözleriyle yer aldı.
Mahkeme ve infaz sahasına ilişkin olarak gazetelerde yer alan haberlere göre, Şeyh Said ve hakimlerin ilginç bir 'diyaloğ' içinde olduğunu göstermektedir. Sorgu sırasında kendisine 'Şeyh hazretleri' şeklinde hitap eden heyet üyelerine Şeyh Said de, serbest bırakıldığında Hınıs'ta kuzu çevirmeyi teklif edecek kadar 'samimi' davranmış, darağacına giderken, 'Beni mi çok sevdin, yoksa diğer hakimi mi' gibi şakalaşmalar sürmüştür. Bu da gösteriyor ki Şeyh Said'e perde arkasında çok söz verilmişti. Verdikleri sözler arasında 'Eĝ er mahkeme esnasında, sadece din adına hareketi başlattıĝ ını, bu hareketin bir kürd hareketi olmadını söylese, kendilerini iki yıl içinde serbest bırakacakları ve kimseyi idam etmeyecekleri' idi. Buna inanan Şeyh Said' de, mahkemede sadece din adına kıyamı başlattını söylemiştir.
Düşman bu oyunlarını daha sonra gerek Seyyid Rıza ve gerek diğer davalarında da bir kez daha sahneledi. Ne yazik ki kürdler bütün bu oyunlara bakıp ibret alacakları yerde, hala düşmanlarının yalan ve oyunlarına kanmakta ve ders alamamaktadırlar.
Sadece Kürtler canlarından geçecek kadar cesurmuş o zamanlar demek ki ;) yok yok şaka Anadolununda hakkını yememek lazım onlarda az kıyam etmemişler... bknz: Atma Hamidiye din kardeşiyiz cümlesinin altında yatan hikmet...
Şeyh Said kıyama katılmak için hazırlığını yapar ve evden çıkacağı zaman hanımı ona şöyle der:
“Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun”. Bu soru karşısında Şeyh Said tarihi cevabını şöyle verir:
- Eğer ben ve bu bastonum yalnız da kalsak ben yine bu kafirlere karşı çıkacağım. Ne ben Hz. Hüseyin’den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir. Eğer ben bu kafirlere karşı çıkmazsam zebaniler sarığımdan tutup beni cehenneme atarlar, siz o zaman bana yardım edebilecek misiniz? Onlar bana demezler mi; “Ey Said Allah o kadar mal mülk verdi sana. Sen Allah için ne yaptın? Bunlar Allah’ın emirlerini ayaklar altına almışlar.
Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir!
Kardeşi Bahaddin ise O’na şöyle der: “Abi sen biliyorsun Kürt halkı bilgi yönünden pek gelişkin değil. Sen başaramazsın.”
Şeyh Said’in cevabı takdire şayandır.
- Bahaddin, Bahaddin! Hiç merak etme ben Amed’de asılacağım, sen de Kur’an’ın üzerinde şehit düşeceksin
din ile siyasetin......birbirinden ayrılmasına karşı çıkanların çıkardığı bu ayaklanma.....dışarıyla uğraşmak yetmedi...bir de bu tarz ayaklanmalarla uğraşıldı....en zor zaptedilen ayaklanmalardandır.......
Namussuz İngiliz ajanı diyenler dönüp kendilerine ve memleketlerini yabancılara masabaşlarında peşkeş çekenlere bakmalılar... İşte Şeyh Said ve Kıyam gerçeği:
'Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir'
Kıyam hareketinin temel nedeni Şeyh'in şu sözünden anlaşılır: “Bizler ve Türkleri bağlayan sadece din kalmıştı, Türk Hükümeti dini de kaldırdı ve artık bizi birbirimize bağlayan hiçbir şey kalmadı.” Kıyam hareketinin liderinin gerçekte ingiliz ajanı olup olmadığı idam sehpasında yazdığı arapça son cümleleri ve Kürtçe sözleri ile açıkça ortaya çıkar: Yazdığı son arapça vasiyeti:“ Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslâm içindir.'
Haykırdığı son sözleri:'Şu anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halkım için feda olduğuma pişman değilim. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahcup etmesinler.' Kıyamın sonucu:Kıyamda şehid sayısı
Bu kıyamın sonucunda 14 şehir, 700 köy, 9000’e yakın ev harabeye döndü. 50.000 kişi göç ettirildi, yaklaşık 7.500 kişi zindanlara atıldı, 660 kişi idam edildi. 80.000 Kürt erkek, kadın ve çocuk öldürüldü.
13 Şubat 1925.. Laiklik karşıtlarının çıkardığı bir ayaklanma.. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın dini siyasete alet etmesi.. Musul’un Türklerin eline geçmesini istemeyen İngiltere’nin Doğu Anadolu’daki bölge halkını kışkırtması.. Sonuç: Hükümet değişikliği yapıldı.. Bazı bölgelerde seferberlik ilan edildi.. Takrir-i Sükun kanunu çıkarıldı.. Türkiye Musul’daki haklarından bir süre sonra vazgeçmek zorunda kaldı.
bazi arkadaşlar yalan tarihlerine inaniyor ama bu gafiler tarihleride bilmiyor şeyh 1925 lozan 1923 yalan inkilap tarihi magdurru arkadaşlar ismet paşanin hatiralari kitabinda şeyh in ingilizlerle bir baglantisi yoktur demiştir musula kerkükü 1923 te kaybetik kiyam 1925 yapildi laleler tarihlerde bakmiyonuz bize ders vermeye başliyonuz lagamcilar önce tarihi güzel okuyun sonra nutuk atin.
allah rahmet etsin o bır şehıd tır.
şeyh sait bana cumhurıyet tarıhının ve öncesine dayanan tarihi taaaa.. peygamberler dönemine uzanan bır ırkın bır islamıyet soyunun bır başkaldırının kurd olmanın suçluluğunu taşımanın uzerımızdeki soykırımın unutulmaz izlerini taşıdığımız bu guzelim ulkemizde var olmadığimızı zanneden insanlara demesen doğru olur.muslumanız çok şukur deyıp kurlere zulmedenlere baş kaldırmış bır alim.dın adamı şerıat ve insanlığıyla geçmişteki peygamberler varıslerının yaptığı gıbı müslumanlara ve ırkçıllığa karşı baş kaldırmiş bır şehıd tır.hatırlatırsak muslumanız dıyen ırkcılara peygamber efendimizin sözunu.diyorkı.s.a.v:ırkçılık yapan bizden değildir.soruyorum peki sizce ırkçı olan insan nasıl muslumanım diyebiliyor.ancak munafıklar ve 2 yuzluler söyleybılır.allah göruyor işitiyor ve elbet hesabınıda soracaktır.amenna we saddakna.selamun aleykum.neyi paylaşamıyoruzkı gırecağimiz yer 1.5 metre derınlık ve yanımızda göturecek tek şeyimiz amelimizdir.allah bizi ameli salihlerden eylesin.uyanalımm kardeşlerim.
Şeyh Sait bir iki kelime ile antılacak şey değil. Ama bir iki kelime ile de özetlemek gerekirse; bir yok oluşun isyanıdır, zulme başkaldırıdır, yalanı düzenbazlığı kabul etmemedir. Tarih okullarda okunduğu gibi yaşanmamıştır. Devlet politikası gereği tarihi arşivlerini yalanlarla donatmayı bilmişlerdir. İlla da bir şeyler öğrenmek istiyorsa insan, tarih derslerini değil de arşivlere bakmak daha yerinde olur
ALAYINA İSYAN
2 tane Seyh Said vardir. Biri hepimizin bildigi Bedüzzaman Said Nursi hazretleri
Digeri Seyh Said ayaklanmasinda bas roldeki Seyh...
ikisi birbirine cok karistirliyor...Seyh said isyaniyla Bedüüzzaman hazretlerinin bir ilgisi yoktur...
Aslında bütün problem bu sevgili devletimizin resmi belgeleri yayınlamaması ve bu milletten itina ile saklamasıdır...
2 tane Seyh Said vardir. Biri hepimizin bildigi Bedüzzaman Said Nursi hazretleri
Digeri Seyh Said ayaklanmasinda bas roldeki Seyh...
ikisi birbirine cok karistirliyor...Seyh said isyaniyla Bedüüzzaman hazretlerinin bir ilgisi yoktur...
Aslında bütün problem bu sevgili devletimizin resmi belgeleri yayınlamaması ve bu milletten itina ile saklamasıdır...
3.Yılmaz Erdoğan'ın eşinin büyük amcasıdır...
cumhuriyete karşı ilk ayaklanmayı yapanların başını çeken cumhuriyet düşmanı
şeyh sait benm üstadım onun yolundan gidyorum bu ülkede yapılan şeylerin hiç birini doğru bulmuyorum şeyh sait bu ülkede isalmiyeti kaldırmaya çalışanlara elazığda başlattığı kıyamla karşı çıkmıştır ve mış ta yakalanarak şehadet mertebesine kıyam arkadaşlarıyla birlikte şehadet mertebesine ulaşmışltır allah herkesi bu mertebeye çıkmayı nasip etsin
_keçika pıti_; aynen katılıyorum sana...Çok güzel ifade etmişsin Tebrikler...
Ayaklanmalar imparatoru...
Ermenileri silahlandıranlarla `soykırım yapıldı` diyenler aynı
Abdülilah Fırat, Ermenilerin Kürtlere karşı bir hıncı olduğunu söylüyor. Fırat`a göre bu hınç, Batılı devletlerin önerdikleri, `gelin Osmanlı`dan ayrılıp Ermenilerle beraber bağımsız bir devlet kuralım` önerisine Kürtlerin hayır demesiyle başladı. `Şimdi Avrupa bu fesadı devam ettiriyor.` diyen Fırat, sözlerine şöyle tamamlıyor: `Ermenileri dün silahlandırıp üzerimize salanlar, şimdi de başka bir manada soykırım yasalarıyla üzerimize salıyor. Yani bu 100 yıllık kampanya değişik usullerle halen devam ediyor. Kürtleri birlik içinde tutmanın tek yolu din duygusudur. Kürtler dinden uzaklaşınca kimse onların önünü alamaz. Hatta Ermenilerle birleşip ayrılırlar. Son 30 senedir bir kısım Kürtler sünnet olmadı, yani dinden bu kadar uzaklaştı.`
mekanı cennet olsun.... serok barzani nin babası ile irtibatı kopmuştu... yoksa şimdi cennet yurdum güllük gülistanlıkytı.
kürt ne zaman ulus olduki?
kıyım veya soykırım tarzı bişey yapılsın!
lozan sonrası misak-ı milli den sadece musul eyaleti sorun olarak kalmıştı...ingiltere bir türlü musul u bırakmak istemiyordu...türkiye de öyle...Atatürk bu iş için diplomasi ustası İsmet İnönü yü görevlendirdi.
Görüşmeler çetin geçti..İsmet paşa diplomasi alanındaki her türlü kurnazlığı ve ustalığını sergiliyordu...İsmet paşa sürekli olarak Türk-kürt kardeşliğinden bahsediyor...gerekirse referandum yapılmasını söylüyordu...zaten ingiltere de tek buradan darbe yiyordu Türk-Kürt kardeşliği...bunu önlemeliydi...işler tamamen lehimize gidiyordu...derken 14 ili kapsayan bir isyan patlak verdi...
Nakşibendi tarikatına mensup Şeyh sait denen bir ingiliz uşağı vatan haini bir isyan başlattı...isyan kısa sürede büyüdü..Hükümet hemen olağanüstü hal ilan etti ve bölgeye asker sevketti...çok çetin mücadelelerden sonra isyan bastırıldı suçlular yakalandı ama bu isyanın bedeli bize ağır oldu...petrol açısından zengin Musul eyaleti(Kerkük Musul Erbil Süleymaniye Telafer Zaho Dohuk) milletler cemiyeti tarafından İngiliz mandası altındaki Irak krallığına verildi...
ve ortadoğu da anadoludan önce türkleşen musul eyaleti elimizden çıktı...Şeyh sait isyanı olmasaydı Atatürk ve karabekir paşa askeri operasyonda fikir birliğindeydiler...
ŞEYH SAİD YARGILAMA VE İNFAZ:
12 Nisanda 1925 de Diyarbakır'a gelen isyan (Kurdistan) bölgesi İstiklal Mahkemesi heyeti, birkaç gün içinde idamla sonuçlanacak olan Seyid Abdülkadir, Dr. Fuat ve Şeyh Eyüb'ın davalarına baktıktan sonra, 26 Mayıs'ta Şeyh Said'in davasına başladı.
81 sanığın bulunduğu duruşmalar Diyarbakır'daki bir sinema salonunda yapıldı. Savcıya göre, ayaklanma (kıyam) dış görünüş itibariyle şeriatçı olarak görünmesine karşın, 'asıl hüviyeti, iç bünyesi, ruhu ve tertipçilerin maksat ve gayesi bakımından ise tamamen bir Kürt milliyetçiliği, Kürt devlet ve hükümetçiliği olmaktan başka bir şey değildi.'
Bir ay kadar süren duruşmalar 28 haziranda sonuçlandı. Şeyh Said'in de aralarında bulunduğu 46 kürd şahsiyet idama mahkum edildi. İdamların infazı 28-29 Haziran gecesi yapıldı. İnfaz gecesinin en önemli özelliği, idamların bir kitle gösterisi şeklinde yapılması ve şeyhlerin iplerinin cellat yerine, toplumun çeşitli kesimlerinin temsilcileri (gazeteciler dahil) tarafından çekilmesiydi. Basında bu durum 'matbuat, tayyareciler, muhabereciler, şoförler namına, bu gruba mensup biri tarafından bir şeyh ipe çekildi' ve 'mahkumların çezasını halk verdi' sözleriyle yer aldı.
Mahkeme ve infaz sahasına ilişkin olarak gazetelerde yer alan haberlere göre, Şeyh Said ve hakimlerin ilginç bir 'diyaloğ' içinde olduğunu göstermektedir. Sorgu sırasında kendisine 'Şeyh hazretleri' şeklinde hitap eden heyet üyelerine Şeyh Said de, serbest bırakıldığında Hınıs'ta kuzu çevirmeyi teklif edecek kadar 'samimi' davranmış, darağacına giderken, 'Beni mi çok sevdin, yoksa diğer hakimi mi' gibi şakalaşmalar sürmüştür. Bu da gösteriyor ki Şeyh Said'e perde arkasında çok söz verilmişti. Verdikleri sözler arasında 'Eĝ er mahkeme esnasında, sadece din adına hareketi başlattıĝ ını, bu hareketin bir kürd hareketi olmadını söylese, kendilerini iki yıl içinde serbest bırakacakları ve kimseyi idam etmeyecekleri' idi. Buna inanan Şeyh Said' de, mahkemede sadece din adına kıyamı başlattını söylemiştir.
Düşman bu oyunlarını daha sonra gerek Seyyid Rıza ve gerek diğer davalarında da bir kez daha sahneledi. Ne yazik ki kürdler bütün bu oyunlara bakıp ibret alacakları yerde, hala düşmanlarının yalan ve oyunlarına kanmakta ve ders alamamaktadırlar.
büyük bir şahsiyet allah mekanını cennet etsin.
Sadece Kürtler canlarından geçecek kadar cesurmuş o zamanlar demek ki ;)
yok yok şaka Anadolununda hakkını yememek lazım onlarda az kıyam etmemişler...
bknz: Atma Hamidiye din kardeşiyiz cümlesinin altında yatan hikmet...
kardeş kavgasını başlatan adam eğer gerçekten isyan din için olsaydı isyana sadece kürtler katılmazdı...sadece kürtlermi müslüman...
Şeyh Said kıyama katılmak için hazırlığını yapar ve evden çıkacağı zaman hanımı ona şöyle der:
“Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun”. Bu soru karşısında Şeyh Said tarihi cevabını şöyle verir:
- Eğer ben ve bu bastonum yalnız da kalsak ben yine bu kafirlere karşı çıkacağım. Ne ben Hz. Hüseyin’den daha değerliyim ne de benim ailem onun ailesinden daha kıymetlidir. Eğer ben bu kafirlere karşı çıkmazsam zebaniler sarığımdan tutup beni cehenneme atarlar, siz o zaman bana yardım edebilecek misiniz? Onlar bana demezler mi; “Ey Said Allah o kadar mal mülk verdi sana. Sen Allah için ne yaptın? Bunlar Allah’ın emirlerini ayaklar altına almışlar.
Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir!
Kardeşi Bahaddin ise O’na şöyle der: “Abi sen biliyorsun Kürt halkı bilgi yönünden pek gelişkin değil. Sen başaramazsın.”
Şeyh Said’in cevabı takdire şayandır.
- Bahaddin, Bahaddin! Hiç merak etme ben Amed’de asılacağım, sen de Kur’an’ın üzerinde şehit düşeceksin
o ayrı.......
gökten uçaklarla yağan paralar.......olmasaydı zor ayaklanırlardı......
din ile siyasetin......birbirinden ayrılmasına karşı çıkanların çıkardığı bu ayaklanma.....dışarıyla uğraşmak yetmedi...bir de bu tarz ayaklanmalarla uğraşıldı....en zor zaptedilen ayaklanmalardandır.......
Namussuz İngiliz ajanı diyenler dönüp kendilerine ve memleketlerini yabancılara masabaşlarında peşkeş çekenlere bakmalılar...
İşte Şeyh Said ve Kıyam gerçeği:
'Evet ben cihada başladım ve korkanlar, cihat edemeyecekler, hastalar gelmesinler. Bu yol korkakların yolu değildir'
Kıyam hareketinin temel nedeni Şeyh'in şu sözünden anlaşılır: “Bizler ve Türkleri bağlayan sadece din kalmıştı, Türk Hükümeti dini de kaldırdı ve artık bizi birbirimize bağlayan hiçbir şey kalmadı.”
Kıyam hareketinin liderinin gerçekte ingiliz ajanı olup olmadığı idam sehpasında yazdığı arapça son cümleleri ve Kürtçe sözleri ile açıkça ortaya çıkar:
Yazdığı son arapça vasiyeti:“ Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ki ölümüm Allah ve İslâm içindir.'
Haykırdığı son sözleri:'Şu anda fani hayata veda etmek üzereyim. Halkım için feda olduğuma pişman değilim. Yeter ki torunlarım düşmanlarıma karşı beni mahcup etmesinler.'
Kıyamın sonucu:Kıyamda şehid sayısı
Bu kıyamın sonucunda 14 şehir, 700 köy, 9000’e yakın ev harabeye döndü. 50.000 kişi göç ettirildi, yaklaşık 7.500 kişi zindanlara atıldı, 660 kişi idam edildi. 80.000 Kürt erkek, kadın ve çocuk öldürüldü.
Musul ve Kerkük ü alamamıza sebep olan isyanı çıkaran kürt şeyhi.
13 Şubat 1925..
Laiklik karşıtlarının çıkardığı bir ayaklanma..
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın dini siyasete alet etmesi..
Musul’un Türklerin eline geçmesini istemeyen İngiltere’nin Doğu Anadolu’daki bölge halkını kışkırtması..
Sonuç:
Hükümet değişikliği yapıldı..
Bazı bölgelerde seferberlik ilan edildi..
Takrir-i Sükun kanunu çıkarıldı..
Türkiye Musul’daki haklarından bir süre sonra vazgeçmek zorunda kaldı.
Niyeti ne idi bilmiyoruz ama Ahmet'i Mehmet'e kırdırıp,bin yıldır beraber yaşayan halkın arasını açtığı muhakkak.
SEYH SAIT gozunu iktidar hirsi burumus ve bunun icin ingilizlerle isbirligi yapmis bir serefsizdir cikardigi ayaklanmayla ugrasirken musulu kaybettik bozguncu yagmaci duzenbaz simdi torunuda onun izinde
İsyanı bir türlü gerçek anlamda aydınlatılamamış kişi...
Kürt halkının en büyük kahramanlarından.