Kültür Sanat Edebiyat Şiir

şeyh bedrettin sizce ne demek, şeyh bedrettin size neyi çağrıştırıyor?

şeyh bedrettin terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Martin Gore
    Martin Gore

    yarin yanagindan gayri,her yerde,herseyde,hep beraber olabilmek adina.....iste sosyalizmin o tarihteki tarifi....helal olsun...nazim onu anlatmasaydi zor haberimiz olurdu..agzina saglik nazim baba...

  • Aydın Aydın
    Aydın Aydın

    Sanmayın bu evren sahipsizdir ! bir sahibi vardır elbet ! ve evrenin sahibi birgün gelip evrenine sahip çıkacaktır.

  • Murat Omur
    Murat Omur

    kendisinin ve yuzyillar sonrasini en buyuk alimi
    Cennetinde cehenneminde bu dunyada oldugunu ve halklarin kendi cennetini bu dunyada kurmasi gerektigini soyledi. Egemenin kendi egemenligini korumak icin 'bu dunyada bize karsi gelmezseniz oteki dunyada mukafatlandirilacaksiniz' yalanlarina karsi insanlari bilinclendirmek icin muritlerini Aydin ve cevresine yollamistir.Muritlerinin Ortaklar adi verilen yerde kurdugu yasam sekli yillar sonra Marx ve Engel tarafindan Komunizm olarak yeni bir sistem sekli haline getirilecektir.Ama ne yazikki Avrupali devrimcileri dort dortluk taniyan Turkiye'deki solcu genclik dunyanin en buyuk devrimcisini tanimayacaktir bile.

    Hitit,Misir,Roma ve diger bircok egemenin zulumle yonetmeye calistiklarini ve bu yuzden yikildiklarini,sonuc olarak Osmanli'nin sonunda daha kisa bir surede ayni akibete ugrayacagini soylemistir ve soyledigi dogru cikmistir.Diger egemenlikler 1000 yil ve uzerinde surmusken Osmanli 600 yil sonra yikilmistir.

  • Yusuf Kiyancicek
    Yusuf Kiyancicek

    yağmur çiseliyor
    serezin esnaf çarşısında
    bir bakırcı dükkanının karşısında..
    bedreddinim bir ağaca asılı...

    insanlarda eşitlik mallarda ortaklık....
    sevdalımız kominist...

  • Özgür Kara
    Özgür Kara

    gelecek, geçmiş, ekmek kavgası

  • Bülent Sirkeci
    Bülent Sirkeci

    Hezâran şükr ü minnet ol Hudâ'ya
    Salavatlar verelim Mustafa'ya
    Eriştirdi bizi kutb-evliyaya
    Bizim mürşidimiz Şeyh Bedreddin'dir.
    ....
    Olup Mansur bu yolda verdi başın
    Hudâ aşkına hiç çatmadı kaşın
    Münafıklar atarlar ta'na taşın
    Bizim mürşidimiz Şeyh Bedreddin'dir.
    ....
    Ali gibi şehid oldu fenâda
    Melekler ah eder cümle semada
    Bugün bunda yarın yevm ül-cezada
    Bizim mürşidimiz Şeyh Bedreddin'dir.

    TÜRKLERE GEREKSE DİN, İŞTE ŞEYH BEDREDDİN

  • Lüset Z
    Lüset Z

    Nazım Hikmet'i....Ve eserin Avrupa'da sergilenişinde elde edilen başarıyı...

  • F
    F

    Şeyh Bedreddin düşüncesinden kesitler:

    * hayatı ve dünyayı kendi küçük dünyaları ile sınırlı tutanlar bizi anlamazlar.
    * insanlar birbirlerine yahut haksız mala, meşru olmayan
    * paraya veya rütbe ve mevkilere yiyecek ve içeceklere ibadet ediyorlar da, allah’a ibadet ediyoruz sanında bulunuyorlar. bütün namazlar ve niyazlar ahlâkın düzeltilmesi için iç yüzün arınlanması için birer vasıtadan ibarettir. hakiki ibadetin hiç bir vakit kayıt ve şartı yoktur. hangi tarzda yapılırsa yapılsın, tanrının dileğine uygun olur. ibadetin temeli maksudun hak olmasıdır. bir cemaatte bu temel bulunmayınca yaptıkları ibadetler de kaybolur. yalnız kötü toplantılar kalır. fenalık üzerinde toplananlardan sen hemen uzaklaş.
    * çirkin işlerle uğraşan insanlar hak’tan uzaklaşmışlardır. cehennem işte budur. cennetle cehennemi başka yerde aramak saçmalıktır. insanlar eylemleriyle, düşünce ve fikirleriyle güzeli ve iyiyi bulabildikleri oranda hak’la kavuşmuşlardır.
    * insanlar müslümanlıktan önce somut bir puta taparlardı, çağımızda ise hayali bir puta tapıyorlar. belki bir gün hak kendisini gösterirde hak olarak ona taparlar.
    * gerçek tasavvufçu, hiç bir insan gözünün görmediği, kulağının işitmediği, gönlünün sezmediği şeyhleri bilir. onları halka, kafalarının alabileceği şekilde anlatır. ama aslını içinde gizler. eğer halk bunu öğrenirse, kendisini öldürür.
    * tanrı dünyayı yarattı ve insanlara verdi. demek ki; dünyanın toprağı ve bu toprağın bütün ürünleri insanların ortak malıdır. ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim, sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. çünkü bütün bunlar hepimiz içindir ve hepimizin malıdır.
    * tarih, gelecek için kavga verip, yitmiş bile olsa, insanlık için vuruşanları hiç unutmaz.
    * ibadet etmekten amaç; ezeli ve büyük varlığa gönüllerin yönelmesi ve kapılmasıdır. yoksa dünya umuruna dalmış bir kalp ile bin sene namaz kılmış, oruç tutmuş olsan, bundan dolayı hiç bir sevap ve mükâfat kazanamazsın.
    * ölmezden önce ölmek, dünyanın zevklerinden ve hayvani hırs ve şehvetlerinden sakınmaktır. onu yapabilen insan, şüphesiz ki; hakiki varlık ile birleşir. ve sonsuz hayat ile diri olur. ancak insanlar dünyanın bin bir türlü çekici ve aldatıcı zevkinden, çeşit çeşit yakıcı hırslarından ayrılmadıkları için buna gönül vermezler...

  • Var Mısın?
    Var Mısın?

    ahmet kayanın ve bir çok şarkıcının parçalarında geçer..

  • Var Mısın?
    Var Mısın?

    Edirne yakınlarında, bugünkü Yunanistan topraklarında bulunan Simavna kasabasında doğmuştur. Babası Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus'un torunu olduğu söylenen Abdülaziz'in oğlu İsrail, annesi ise Rum asıllı bir hristiyan iken müslüman olan Melek Hatun'dur. Babasının mesleği nedeniyle Simavna Kadısı Oğlu diye tanınmıştır. Edirne'nin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra ailesi ile buraya yerleşmiştir. Şeyh Bedreddin ilk tahsiline babasının yanında başladı. Daha sonraları Şahidi adlı bir hocadan ders aldı. Mevlana Yusuf'tan sarf ve nahiv okudu. Koca Efendi diye de bilinen Bursa Kadısı Şeyh Mahmud ile oğlu Musa Çelebi'nin I. Bayezid'in refakatinde Edirne'ye gelmeleri üzerine, ileride astronomi ve matematik alanlarında büyük şöhret kazanacak olan Musa Çelebi ile birlikte Koca Efendi'den ders almaya başladı; bu arada Mevlana Yusuf'un yanında fıkıh öğrenimine de devam etti.



    6 ay sonra Musa Çelebi ve amcası Abdülmü'min'in oğlu Müeyyed ile birlikte 1 yıl süre ile Bursa Kaplıcaları Medresesi'nde yine Hoca Efendi'nin derslerini takip ettiler. Bu 3 öğrenci Bursa'dan Konya'ya gittiler ve orada Mevlana Feyzullah'tan mantık ve astronomi dersleri aldılar. 1 yıl sonra Musa Çelebi Semerkant'a giderek Uluğ Bey'in astronomi hocası olurken Bedreddin Simavi ve Müeyyed 1381'de Şam'a gittiler. Fakat Veba salgını nedeniyle Küdus'e dönerek Mescid-i Aksa'da İbnü'l Askalani'den hadis okudular. Daha sonraları Türk Beyi Ali Keşmiri'nin himayesinde Kahire'ye gittiler. Ali Keşmeri verdiği yemekte yapılan ilmi sohbet sırasında orada bulunan Şah el-Mantıki, Bedreddin Simavi'yi çok beğenmiş, bunun üzerine Bedreddin Simavi kendisinin en gözde öğrencisi olmuştur. 1383'te Hac için Mekke'ye giden Şah, Bedreddin Simavi'yi de yanına alır.

    Sultan Berkuk, Bedreddin'in başarısını öğrenmiş, bunun üzerine oğluna ders vermesi için kendisini saraya davet etmiştir. Bedreddin Üç yıl bu görevde kalmıştır. Sultan Berkuk, hocası olan Ahlatlı Şeyh Seyyid Hüseyin ile Bedreddin Simavi'nin tartışmalardaki başarılarından memnun kalmış ve Bedreddin'i cariyelerinden Cazibe ile, Ahlatlı Hüseyin'i de onun kardeşi Meryem ile evlendirmiştir. Bu evlilik onun ilmi ve fikri hayatında bir dönüm noktası olmuş, baldızı Meryem'le yaptığı tasavvufi sohbetler üzerine tasavvufun aleyhinde iken tavrını değiştirerek Ahlatlı Şeyh Hüseyin'e intisap etmiştir. Bir süre sonra hastalanan Bedreddin Simavi doğuya bir geziye çıktı.

    1402-1403 yıllarında Tebriz'e giderek Timur'un otağında İranlı alimlerle yaptığı tartışmalarda Timur'un ilgisini çekmiştir. Daha sonra Kahire'ye geçen Bedreddin Simavi, Şeyhinin gözetiminde çilesini doldurdu ve onun ölümü üzerine şeyhlik makamına geçmiştir. Diğer şeylerle arası açılınca Edirne'ye dönmeye karar verdi. Filistin, Şam ve Halep üzerinden Konya'ya geçmiştir. Daha sonra Tire'ye geçerek isyan hareketlerinin ileri gelenlerinden Börklüce Mustafa ile tanıştı. Daha sonraları İzmir'e geçti ve burada bir başka isyan hareketinin elebaşısı olan Torlak Kemal ile tanıştı.

    Şehzadeler mücadelesi sırasında Bayezid'in oğullarından Musa Çelebi'nin kardeşi Süleyman Çelebi ile yaptığı savaş sonunda Edirne'yi ele geçirmesi üzerine Şey Bedreddin kazaskerliğe tayin edildi ve aktif olarak siyasi hayata atıldı. Musa Çelebi'nin kardeşi Mehmed Çelebi karşısında yenik düşmesiyle 1413'te Şeh Bedreddin ailesi ile birlikte İznik'e sürgün edildi. Kendisine 1000 akçe maaş bağlandı fakat bu durumu kabulenmeyerek siyasi teşkilatlanmayı sağlamak üzere harekete geçti. Börklüce Mustafa'yı Aydın ve civarında propaganda faaliyetleri için görevlendirdi. Börklüce Aydın ve Karaburun'da binlerce sempatizan topladı. Ancak onun bu faaliyetleri nedeniyle kendisinin sorumlu tutulacağından kaygılanan ve bu gelişmelerin isyan hareketi başlatma imkanı hazırladığını düşünen Şeyh, göz hapsinde olmasına rağmen muhtemelenen 1416'da İznik'ten kaçmayı başarmış, Kastamonu'ya giderek İsfendiyar Bey'e sığınmıştır. Tatar iline ulaşmak niyetinde iken bu amacına ulaşamamıştır. Bunun üzerine Sinop Limanı'ndan bir gemiye binerek Rumeli'ye geçmiştir. Önce Zağra, oradan da Silistre, Dobruca ve Deliorman'a gitmiş ve buraya yerleşmiştir. Burada taraftarları oldukça hızlı bir şekilde artmıştır.

    Bu üç isyancının başarılarından endişelenen Sultan Mehmed, Şeyh'in üzerine büyük bir kuvvet göndermiştir. Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal bozguna uğratılmış, şeyin adamları dağıtılarak, şey esir alınmıştır. Padişah'ın emriyle bir heyet kurularak şeyh yargılanmıştır. Bu heyet Şeyhin, malı ve ailesi korunmak şartıyla idamına karar vermiştir. Bu fetva üzerine Şeyh Bedreddin 1420'de Serez'de idam edilmiş ve burada defnedilmiştir. 1961'de kemikleri, Sultan Mahmud'un Divanyolu'ndaki türbesi haziresine defnedilmiştir.

  • Seyfettin Yüzübenli
    Seyfettin Yüzübenli

    merhabalar
    güzel amaçlar uğruna mücadele ettiğini okuduğum.
    şeyh bedrettin. aradan çok uzun zaman geçmesine rağmen bizlere kadar ulaştın bir çok insana motivasyon oldun. insan ve doğayı seven ve bu uğurda mücadele eden herkesi çok seviyorum.özellikle bu günlerde bunlara çok ihtiyacımız var.
    sevgi ve selamlarımla

  • Oğuzhan Keskin
    Oğuzhan Keskin

    ben de 'simavne kadısı oğlu şeyh bedrettin destanı'nı öneriyorum yazarı: Nazım Hikmet...

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Bedrettin Mahmut Bin Kadı-i Simavna veya Simavna Kadısı oğlu Şeyh Bedrettin (Doğumu 1358 Simavna – Ölümü 1420 Serez) . Adı Fetret Devri’ndeki bir ayaklanmaya katılmasıyla ünlenen din adamı. Babası İsrail adında Simavna kadısıdır, annesi daha önce müslüman olup Melek Hatun adını alan Simavna tekfururnun kızdırı. İlk din eğitimini babasından ve çevresindeki hocalardan aldı. Bursa ve Konya’ya gitti. Fıkıh, mantık ve astronomi öğrendi.1382’de Kahire’ye gitti. Bir yandan da dönemin ünlü hocalarından ders alıyordu. Hacca giderek Mekke’de dört ay kaldı.

    Yeniden Kahire’ye döndü. Memluk Sultanı Belkuk’un oğlu Ferec’e ders verdi. Şeyh Hüseyin Ahlati ile tanıştı ve onun etkileriyle tasavvufla ilgilenmeye başladı. Sultan Berkuk’un hediye ettiği bir Habeş cariye ile evlendi, bir oğlu oldu.

    Şeyh Bedrettin 1404’te Tebriz’e gitti. Timur’un sarayında bilginler arasında tertiplenen tartışmalara katıldı ve dikkat çekti.

    Yine Kahire’ye döndü ve önce Ahlati’nin halifesi, onun vefatı üzerinede tekkenin şeyhi oldu.

    Hareketli kişiliği belli bir yerde kalmasını önlüyordu. Bir yıl sonra (1405) Mısır’ı ve tekkeyi terk ederek Konya, Aydın ve İzmir’de bir süre kaldıktan sonra Edirne’ye döndü. Edirne’de de çok kalmadı. Bu kez Batı Anadolu kent ve kasabalarına da içine alan uzun yolculuklar yaptı. Osmanlı Devletinin en buhranlı günleri idi. Yıldırım Beyazıt’ın oğulları arasında taht kavgaları oluyordu. Devlet sahipsiz kalmıştı.

    1411’de Edirne’de hükümdarlığını ilan eden Musa Çelebi, Şeyh Bedrettin’i Kazaskerlik’e getirdi. Bedrettin bu görevde üç yıl kaldı ve tüm Rumeli’de fikirlerini yaydı, kendine bağlı olanları önemli görevlere getirdi. Musa Çelebi’nin, kardeşi Çelebi Mehmet’e mağlup olması ve öldürülmesi üzerine Bedrettin’in Kazaskerlik görevi sona erdi. Devlet için gerçek bir tehlike konumunda olmadığı düşüncesiyle cezalandırılmadı ve ayda bin akçe maaş verilerek İznik’te ikamete mecbur edildi (1413) .

    Şeyh Bedrettin’in İznik’teki ikameti sırasında müridlerini devlete karşı ayaklandırmak isteyip istemediği bilinmiyor. Fakat en yakın iki adamı Börklüce Mustafa ile Torlak Kemal, Aydın ve Manisa dolaylarında ayaklanarak etrafına topladıkları kimselerle köy ve kasabaları ele geçirmeye başlayınca Bedrettin önce İznik’ten kaçıp İsfendiyaroğulları’na, daha sonra da Sinop üzerinden Kıram’a geçip Edirne Kazaskerliği sırasında tanıdığı Eflak Beyi Mircea’ya sığındı. Mircea’nın yardımıyla kısa sürede çevresine binlerce adam topladı. Fakat Anadolu’daki adamları Börklüce ve Torlak Kemal’in isyanları bastırılmış kendileri de öldürülmüştü. Durumun vehametini anlayan Bedrettin, Deliorman’a saklandı. Fakat kısa sürede Çelebi Mehmet’in adamları tarafından yakalanarak Serez’e getirildi.

    Orada, din adamlarından oluşan bir mahkemede yargılandı ve idam edildi. Kemikleri halen İstanbul’da Sultan Mahmut’un türbesinde gömülüdür.

    GÖRÜŞLERİ:
    Bedrettin, Vahdet-i Vücut felsefesi yerine Vahdet-i Mevcut düşüncesine taraftardır. Ona göre Tanrı ve tabiat birdir. Madde ve ruhu birbirinden ayırmak mümkün değildir. İkisininde önemi aynıdır. Cennet ve cehennemi kabul etmez. Bunların dünyadaki durumları simgeleyen şeyler olduğunu söyler. Kıyamete de inanmaz. Kuran’ın yorumlanmasında Bedrettin de Batiniler gibi düşünmekte, ayetlerin birer simge olduğuna, asıl anlamların içerde, derinde olduğuna inanır. En önemli eseri Varidat’tır.

    Arap dilini, İslam fıkhını ve tasavvufu inceleyen eserleri, günümüze kadar gelememiştir. Bedrettin’nin son yıllarda isminden çok bahsedilip üzerinde tartışmalar açılmasını önemli nedenlerinden biri de onun mülkiyette ortaklığı savunmuş olmasıdır. Bu fikirleri sosyalist ve özellikle Marksistler’e sempatik gelmiş, devlete baş kaldırması olayı çağının şartlarından soyutlanarak değerlendirilmiştir.

    Şeyh Bedrettin’in adına ölümünden sonra kurulan Simaviye tarikatı Rumeli’de bir süre etkili olmuştur.

    Not: Bu yazdıklarımı koyma sebebi tartışma çıkartmak değildir. Esas amacım bilgi akışımına katkıda bulunmaktır. Lütfen tarihte adı geçen kişileri eleştirirken başka insanların duygularına dikkat edip, saygı göstererek yermeye götürmeyelim olayı. Dikkat edin ki bu terimlerin girilmesi bir kişiyle diğer kişiyi ayırt etmek ya da karşılaştırmak değildir