Aglasa derd-i derûnum çesm-i giryânim sana Âsikâr olurdu gâlib râz-i pinhânim sana
Sevgili! Içimdeki dertler ile, yas dolu gözlerim senin için aglayacak olsa, gönlümdeki gizli sirlarim gözyaslarima gâlip gelir ve sirlar sana asikâr olurdu.
Gerçek mutluluk sevgiyle birlikte olmaktır. Yürümek sevgiliyle, aynı yolda adım atmaktır. Gülmek, sevgilinin gülüşünde hayat bulmaktır. Ağlamak, sevgilinin gözyaşlarına dokunmaktır. Ahiret, ebediyen onunla oturmak ve konuşmaktır. Sevgiliyle yürürken yolların sonu yoktur. Sevgilinin yanında zaman da yoktur.
İnsan bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor,yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkartıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya,hiç sorun olmuyor.
Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir çoksuyla sonsuza kadar yapılan isler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü is paylaşılabiliyor,birlikte benzer isler üretiliyor. Müthiş bir keyifle dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karisini, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan insanin hayatini idame ettirebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.
Ama insan sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor.
İnsan, sevgiliyken, evliyken çok daha hassaslaşıyor. En küçük şeye bile 'Bana bunu nasıl yapar? ' oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. İnsan her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor, bütün gün başka insanları dinlemiş olduğundan yorulmuş oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da karsındaki seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, 'Tetiği ilk kim çekecek? ' diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde isin içine başkalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, 'biz'i düşünmekten 'ben' karambole gidiyor.
Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor, hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana en iyisi, en güzeli bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek.
Hem arkadasın hem sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı hem sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi sarılabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyorlar zaten.
Bi yerde yakaladığımda asla bırakmama niyetinde olduğum,ve bu yüzden tercih etmede çok zorlandığım,fol yok yumurta yokken bile ızdırap çekmemi sağlayan tanımadığım kişi... selamlar.
olmadık anda hayatınıza girip o çekilmez sabahları 'hadı yaa yine sabah oldu bu gün de uğraş dur' halinden 'ne kadar güzel bi sabah kuşlar böcekler falan' şeklinde bir sabah şekerine dönmenizi sağlayan insandır. hayatınıza olmadık sürprizler ekleyip bütün mutsuzlukları çıkaran yaraları saran ve üstüne de huzur ve mutluluk ekleyendir. 'canım'deyip içi boş kaldı diye üzüldüğünüz 'hayatım' denince belki biraz anlam kazanan ama yine de tanımlamaya yetmeyendir
Sevgiliden bir parça sevgi alıp bana verenler,
Buna karşılık canımı alıp sevgiliye verdiler...
Fuzuli
Sevgili;
iyiki varsın, sen herşeysin diyebildiğindir...
Aglasa derd-i derûnum çesm-i giryânim sana
Âsikâr olurdu gâlib râz-i pinhânim sana
Sevgili! Içimdeki dertler ile, yas dolu gözlerim senin için aglayacak olsa, gönlümdeki gizli sirlarim gözyaslarima gâlip gelir ve sirlar sana asikâr olurdu.
ister güneş ol yak beni;
yağmurum ol ağlat beni;
zircirleri yüreğimin artık sende..
Marifet; can için sevgili aramakta değil, sevgili için can taşımaktadır....
cân-ârâ.
Cenâb-ı Sevgili..
..
Sevgili! ..
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize...
önemli olan sevgili olabilmek değil..sevgili kalabilmektir!
Hayatımın basit kurallarından biriydin sadece, kuralsız yaşarken hayatıma kural koymayı öğreten.
Sevgili
Gerçek mutluluk sevgiyle birlikte olmaktır. Yürümek sevgiliyle, aynı yolda adım atmaktır. Gülmek, sevgilinin gülüşünde hayat bulmaktır.
Ağlamak, sevgilinin gözyaşlarına dokunmaktır. Ahiret, ebediyen onunla oturmak ve konuşmaktır. Sevgiliyle yürürken yolların sonu yoktur. Sevgilinin yanında zaman da yoktur.
Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz / İsmail Acarkan
Sevgili-Arkadaş İlişkisi
İnsan bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor,yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkartıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya,hiç sorun olmuyor.
Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir çoksuyla sonsuza kadar yapılan isler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü is paylaşılabiliyor,birlikte benzer isler üretiliyor. Müthiş bir keyifle dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karisini, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan insanin hayatini idame ettirebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.
Ama insan sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor.
İnsan, sevgiliyken, evliyken çok daha hassaslaşıyor. En küçük şeye bile 'Bana bunu nasıl yapar? ' oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. İnsan her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor, bütün gün başka insanları dinlemiş olduğundan yorulmuş oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da karsındaki seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, 'Tetiği ilk kim çekecek? ' diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde isin içine başkalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, 'biz'i düşünmekten 'ben' karambole gidiyor.
Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor, hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana en iyisi, en güzeli bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek.
Hem arkadasın hem sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı hem sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi sarılabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyorlar zaten.
sevilendir; sevilmeyi dileyendir...
arayıpta bulamadığım
çok istiyorum :)
arayan bulur
ey olmayan sefgilim şimdi sana bir şarkıyla sesleniyorum:P
söyle sevgili, sevgili söyle,
söyle bana gözbebeğim,
dalım, yaprağım, çiçeğim,
senin aşkındır dileğim,
seviyorum, seveceğim.
ne füsûn ettin rûhuma böyle,
söyle sevgili, sevgili söyle.
zor is.....
sevdim sevilmedim
seveni sevemedim
canimdan öyle bezdim amaaaan
gezdim dolastim
zar zor ulastim derken kayboldum amaaan..
Bi yerde yakaladığımda asla bırakmama niyetinde olduğum,ve bu yüzden tercih etmede çok zorlandığım,fol yok yumurta yokken bile ızdırap çekmemi sağlayan tanımadığım kişi...
selamlar.
(genelde) iki kişiden oluşur...
(genelde) geçiş töreni yaparlar bir uçtan bir uca...
Bugün-yarın, uzak-yakın, umutla-umutsuzca yolu beklenen, her nefeste özlenen...
uzatma dunya surgunumu benim...sezai karakoc.
Ayrılamadıgınızdır sevgili...ayrılıgı imkansız kılandır.
Sevgili, cana can katandır.
Sevgili verdiği canı iki katı alandır.
Sevgili, görmeyen gözlere fer getirendir.,
Sevgili gören gözleri kör edip, kendinden başkasını göstermeyendir.
Ahmet ÇETİN
(askermehmet)
İLAH
'Canına sevgili isteyen,sevgili için can isteyen....'
Sevilen şey, içten duygu yüklenilen şeydir. Bu vatandır, bayraktır, Annedir, Allah'tır, kişidir. Kıasaca herşeyolabilir. Yeterki içten duygularla sevelim
olmadık anda hayatınıza girip o çekilmez sabahları 'hadı yaa yine sabah oldu bu gün de uğraş dur' halinden 'ne kadar güzel bi sabah kuşlar böcekler falan' şeklinde bir sabah şekerine dönmenizi sağlayan insandır.
hayatınıza olmadık sürprizler ekleyip bütün mutsuzlukları çıkaran yaraları saran ve üstüne de huzur ve mutluluk ekleyendir.
'canım'deyip içi boş kaldı diye üzüldüğünüz 'hayatım' denince belki biraz anlam kazanan ama yine de tanımlamaya yetmeyendir
Sevgili suya benzer aslında ama günümüzde suyun azalmaya baslaması gibi gercek sevgililerin de nesli tükenmekte....
içerden çıkacak birazdan adam...
yılların tortusu çökmüş yüzüyle (mon amor)
Arayıp arayıp bulamadığım,
Düşlemekle, düşünmekle sevdiğim..
yaprak döken gençliğimin satırarlarında altı kırmızıyla çizilmiş ve tırnak içine alınmış suskunluğumun başharflerisin...SEVGİLİ...(n.dağlı)