İslam adına konuşan çok zaatlar var ancak tavsiyem odur ki kişilerin şahsi kusuratlarını bakmayın ilim adına alacağınızı alın ilimden nasibinizi toplayın. Ve şunu mutlaka yapın ve bu fitne zamanının hakkınızdaki en karlısını namaz ve sabır ile Allah'tan yardım dileyerek isteyin zira herşeyi gören işiten bilen duyan zat-ı mutlak bu anlamda kuluna kulak verip kulunu cvapsiz ve çaresiz bırakmayacaktır zira Allah kulunu aciz birakmaz.hayirli akşamlar dilerim dilerim ki hayatınızda hakkınızda en hayırlısı en üstünü ve en güzeli ne ise öyle olsun amin.
Şu alttaki sözü Necip Fazıl söylemiş ancak Necip Fazılın hayattaki seyrüseferine,bilakis İslam'a aykırı hal ve hareketlerle dolu mazisine baktığımızda bu sözü bel ki en son söyleyecek kişidir.Allah rahmet eylesin. insanda yoksa edep neylesin ona medrese mektep okusa âlim olsa yine merkep yine merkep
Not kimse sütten çıkma ak kaşık değildir mazideki kusuratlarını unutup hatalarını unutup ahkam kesmek bence pek akıllıca değil.
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem Arabiyi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem Sırati müzre müstakim gözetirim rahimi Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acaip derde düştüm herkes gider karına Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem
Ey Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken Yarın şefaatlarım Ahmedi Muhtar iken Cümlenin rızkını veren ol gani serdar iken Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmiş mi ? Fethetti mi ?
Atatürk, cumhuriyeti kurmuş mu? Kurdu mu?
-miş,
…bir zenginlik mi? …gereksiz mi ?
Önce kişi mevcut hal ve durumunu bilmeli. Evet tarihini de bilmeli, ancak bilmediğini öğrenirse bildiği şeyleri tekrar edip zaman kaybı yaşamamalı baştan dediklerinizi doğru olarak kabul edelim zira insan kendisi doğru ise karşısındakinin de doğru olduğuna veya doğru sözlü olduğuna inanır.
Misal Alparslan türklere anadolunun kapısını açtı. bunu doğru kabul ederek başlıyorum. bu zafere başarıya nasıl ne hikmetle nasıl bir birlikle nasıl bir kuvvetle nasıl bir azimle ulaştı.ve bu kuvvet ve gücün menbaı sadace alet edavat mı yada asker sayısı ile alakalı mı.zira islam tarihinde ekseri zaferler az kişi çok düşmana galebe çalmıştır. demek ki bunun çoğunlukla alakası sanıldığı kadar kuvvetli değil.
gelelim Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u fethetti.
Bunu da doğru olarak kabul ederek. ancak fatih kimlerden ders ve ibret aldı niçin kendinden öncekiler fethedemedi de o fethetti.
m.kemal cumhuriyeti kurdu.
bunu da doğru kabul edelim.
Netice olarak: Bir hiç bir zafer tek başına kazanılmaz. hatta bir tarla dahi aletsiz edavatsız muavenetsiz yardımsız çalışılmaz. zira baştaki ifadelerden sondaki ifadeye kadar(yani Alparslan anadolunun kapılarını türklere açtı,Fatih istanbulu fethetti, m.kemal cumhuriyeti kurdu.)
bu ifadeler şu açıdan sakıncalı
Kumandan odur ki askerinin en merdi en yüreklisi en cesuru en yiğididir.Zira komutanlık liderlik budur. Ancak bir zafer kazanıldığı zaman ordu tüm neferleri ile beraber kazanmış olur yani her türlü ganimet maddi ve manevi en başta Ordunundur.Ordunun askerlerinindir canıyla malıyla bedeniyle orda bulunanlarındır.
Hem hiç bir zafer tek başına olmadığından tek başına kazanılmadığından zira tek başına tarla bile kazılamaz. Türklere kapıyı açan Alparslan değildir Alparslan komutasındaki ordunun milletine armağanıdır.Netice olarak kurulan küçük küçük devletçikler dahi Alparslan komutasındaki ordunun yurt bırakması sayesinde anadoluda tabiri caizse kendilerini yok iken var edene bir anlamda kendilerine yurt yok iken yurt veren Allah'a anadoluda secde etmedik yer dahi bırakmamışlar bir anlamda şükür secdesine kapanarak yurtlarını dahi Osmanlı gibi bir devlet oluşturarak genişletip m2 anlamında hicazdan baltıka kafkaslardan italya uçlarına kadar yurtlarını şükrettikleri müddetce genişletmişler zaferlerine zafer katmışlardır.
-Fatih İstanbulu fethetti meselesinde yine burada evet ordunun komutanı fatihtir ancak yine kimse tek başına tarla dahi kazamayacağından fatih ordusu ile beraber İstanbulu fethetti demek bir başarıyı bir kişiye mal etmekten daha akıllıcadır zira dediğim gibi tek bir kişi tek başına yardımsız muavenetsiz bir tarlayı dahi kazamaz. Hem Fatihten önceki padişahların İstanbulun önlerine doğru değil doğuya doğru hareket etse idiler Fatih sultan Mehmet Han dahi belki İstanbulun yüzünü dahi göremezdi zira Alparslan yoksa Osman bey yok Osman bey yoksa Orhan bey yok Orhan bey yoksa diğerleri de olmazdı demek ki burada bir inanç birliği bir ideal birliği bir azim birliği üstüne birde ordu birliği üstüne birde toprak birliği üstüne birde bilim fen ve teknik birliği ve bir ideal birliği mevcut ve mutlak.
İstanbulun fethinde en üstün ve son taş bel ki taç Fatih sultan Mehmet Han a ait ise ilk taş yani bu iyilik ve hayrın başı unutulmaz komutan Alparslan ve ordusuna ve tebasına aittir.
ALLAH HEPSİNDEN RAZI OLSUN AMİN.
Cumhuriyet meselesi evet cumhuriyet ise çanakkale zaferinde dahi olduğu gibi yine şehadete inanmış şahıslar canıyla malıyla ve bedeniyle en önde mücadele etmişler ancak ne var ki genel anlamda bu bir yurt savunma savaşıdır.Zira hicazdan viyanaya baltıktan mısıra kafkaslardan bağdata kadar Osmanlıya ait bu mezkur toprakları tarihen kaybetmişsin millet olarak kala kala elinde avucunda tabiri caizse Türkiye kalmış. Manevi anlamda toprak olarak ölçtüğümüzde geçmişe baktığımızda Alparslandan Osmanlı ya kadar uzanan topraklara m2 anlamında zafer diye biliriz. Ancak elimizde kalan hali hazırda şimdiki toprakların ise m2 bazında (olana şükür ancak)bence zafer de kazanmış olsan geçmişe projektör tuttuğumuzda sadece toprak kaybetmişiz ve ancak olanı muhafaza edebildiğimiz kadar muhafaza etmeye çalışmışız ancak sayısız şehit vermişiz ve bedeli çok ağır olmuş.
Bence Fatih ile hatta Osmanlı ile bugünkü kurulan Türkiyeyi ve aynı kumandanları kıyas bile edemem zira Osmanlı olarak bizim bu dünyadan çooook alacağımız var. Hem m2 bazında hem itibar bazında hem ekonomik bazda ancak fark şu onlar Osmanlı idi salih ecdadlar idi ki ALLAH ONLARDAN TEKRAR RAZI OLSUN.AMİN.
BİZİM MİLLETİN MEVCUT DURUMU İSE EKSERİYETEN İZAHTAN VARESTEDİR..
Evel zaman içinde, kalbur zaman içinde bir varmış bir yokmuş... Yani hikayede, manzumede nasıl geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanlamalarına göre nitelendirmeler varsa, bir olayı hikayemsi şekilde öze örnekleme durumu mevcutsa, acep durumuna göre mış, miş, muş ve müş eklenme belirteçleri..
Aslında şahitlik ibret ve ders almakla da alakalı zira birey her fiili yapmadan da neticesine bakarak ibret veya ders alabilir zira araba kaza yapmış hangi marka araba, kazanın şekli, sürücünün vaziyet ve durumu gibi mesela sürücü sarhoşsa adam ibret alarak veya çocuk ibret alarak der ki sarhoşken direksiyona geçmemeliyiz zira kaza olma ihtimali yüksek.Diyelim ki sarhoş değil sürücü nerede kaza yaptığı da önemli zira yolda giderken yolun durumu dahi kaza da önemli, ne zaman kaza yaptığı da önemli, zira gece yaptıysa gece araba sürmek biraz sıkıntılı der.Ya da telefonla konuştuğu halde kaza yaptıysa demek ki araba sürerken telefonla konuşmamalı der. Yani insan herşeyi yaşamak zorunda kalmaz yeri gelir sarhoştan ibret alır yeri gelir alimden ders alır yeter ki doğru tesbit ve teşhis yapabilsin.Hem her şeyi ibretsiz ders almadan ya da örnek almadan tecrübe etmesi şu zamanda bila mümkündür. siz de kötü neticeye götüren sebeplerden ibret iyi bir neticeye ulaştıran sebeplerden de örnek alabilirsiniz.Bence.Zira hayat herseyi deneyimleyip tadacak kadar uzun değildir. BEL Kİ DE ŞAHİT OLDUĞUNUZ HADİSELERE DAİR VERİLEN UZUVLAR KULAK GÖZ AKIL BUNUN İÇİN YANİ HAYATINA KOLAYLIK OLSUN DİYE VERİLMİŞ OLA BİLİR.YOKSA AKLINI ÇIKAR AT GÖZLERİNİ YUM KULAKLARINI DA KULLANMA BENCE BU İKİNCİ DURUM ÇOK DAHA ZARARLI VE MANTIKSIZ VE HİÇ DE AKILLICA DEĞİL.
Havada bulut yok bu ne dumandır? Ahmede ören yok bu ne figandır? Şu Yemen elleri ne de yamandır Ano Yemen'dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir? Burası Muş'tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir? Kışlanın önünde asker sesi var Bakın çantasında acep nesi var? Bir çift kundurayla bir de fesi var Ano Yemen'dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir? Burası Muş'tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir? Burası Muş'tur yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir?
bir de şu mevzu var ALİ yi seven ve onu lider seçen kişiler için de bu mevzu dahi önemli olabilir zira adam der ki ALİ yediyse bizde yeriz Ali oruç idi ise biz de oruç tutarız Ali namaz kıldı ise biz de kılarız önemli olan mevzu şahsa ve şahsın ismine önemine tebasına toplumdaki itibarına göre önem arz eder.
Bekir Şahin: Bahsi mevzu ettiğiniz mış,miş,muş,müş eklerin şarkıda söylediği gibi term(kavram) karşılığı "acep nedendir", galiba... Yani Acep fiili... Büyük dedemin ruhu şad ola, o' da gidip gelmeyenlerdenmişdi...
Türkçe’deki -mişli geçmiş zaman, İngilizce’de yok, başka bir dilde de yoktur muhtemelen.
Sizce -mişli geçmiş zaman kullanımı, bir zaruret mi yoksa gereksiz bir şey mi ?
Biraz daha açmak isterim: -mişli geçmiş zaman, şahit olmadığımız şeyleri ifade etmek için kullanılıyor. Örneğin: Ali, yemeğini yemiş. Bunu söyleyen kişi, Ali’nin yemek yediğine şahit olmadığından, ortamdan ya da birinin söylemesinden hareketle -miş ile ifade ediyor.
Konuşma dilimizde, bir mevzuya şahit olup olmamak neden bu kadar önemli olsun ki ? Bu, bizim nasıl bir toplum olduğumuzu gösteriyor?
mış miş gibi ekler misal verdiğiniz örnekten başlayalım Ali yemeğini yemiş. bunu kimden öğrenebilirsin birinci kaynak olarak Aliden öğrenebilirsin.ve alinin akaribinden yani ali yemeğini yediğini en yakınındaki fiziken yanında olan kişiye söylemiştir ki ondan öğrenmiş olursun tabiiki bu haberi Aliden yani bizzat yeme işlemi yapmış olan kişiden öğrenmek aradaki şüpheyi en aza indirerek doğru bilgilendirmenin en azından bilginin doğruluğunu teyid ve tasdik için çok az bir çaba sarfedersin ancak Ali sana bu işte ne kadar uzaksa araya ne kadar insan girerse şüphe bu haber açısından ve doğruluğu açısından en yüksek seviyeye çıkar bu haberdeki şüphe arttıkça da haberin doğruluğu veya doğru bilginin varlığı ve değeri Alinin yanında altın değerinde ise şüpheler attırılarak gelinen son halkada teneke durumuna düşer ve itibarsızlaşır.
Türkçe’deki -mişli geçmiş zaman, İngilizce’de yok, başka bir dilde de yoktur muhtemelen.
Sizce -mişli geçmiş zaman kullanımı, bir zaruret mi yoksa gereksiz bir şey mi ?
Biraz daha açmak isterim: -mişli geçmiş zaman, şahit olmadığımız şeyleri ifade etmek için kullanılıyor. Örneğin: Ali, yemeğini yemiş. Bunu söyleyen kişi, Ali’nin yemek yediğine şahit olmadığından, ortamdan ya da birinin söylemesinden hareketle -miş ile ifade ediyor.
Konuşma dilimizde, bir mevzuya şahit olup olmamak neden bu kadar önemli olsun ki ? Bu, bizim nasıl bir toplum olduğumuzu gösteriyor?
Bakınız yerel seçimlerde belediye başkanı seçiyorsunuz parti seçmiyorsunuz bunu bi güzel kafanıza yazın hangi kişi hem madden hem manen lehinizde ise onu seçersiniz bana gelince ben Ordu'dayım hiçbir şahsa oy vermiyorum eğer ki oy vermiş olsam en azından Allah'a teslim olduklarına şahit olduğum kişilere oy vermem icab eder. herkes kendine bu anlamda yakın kesbettiğine oy verir. Farkında Mısınız hala Gazze de zulüm var.
Bu millet hep en büyük ilerleyişini doğru liderlerin arkasında kenetlenince gerçekleştirdi. Hz muhammedin gosterdigi rotada istanbulu fetheden fatih de, doğuda büyük seferler gerçekleştirip batıya yönelecek olan ama ömrü vefa etmeyen Yavuzlar da, Mustafa Kemaller de ve onun istikbal goklerdedirvsiarinca davranıp uzaya çıkanlar da bizim liderimizdir. Ve Ali ki ona bir harf öğretecek olana kırk yıl köle olabilecek kadar eğitime ilme değer vermiştir. Âlimler de bizimdir.sizin olan bir şey yok sizin olan tek şey Yahudilere manavgattan su vermek evet bu size aittir.siz de kalsın.
Kiraz karslı .. Sataşma var cevap hakkımı kullanıyorum .. Uzaya gitme konusu .. Ahmet Arif'in dediği gibi..
Düşün uzay cağında bir ayağımız Ham carık, kıl çorapta olsa da biri Düşün olasılık, atom fiziği.. (Ama siz düşünmeyin)sizin yerinize de düşünüyorlar .. Ve siz onların düşündürdüklerini kendi düşünce özgürlüğünüz sanıyorsunuz .. Siz uzaya giderken SMA hastalarının anneleri sokaklarda para topluyorlardı .. Liderin arkasında kenetlenmek -:)) Yav ne zaman biraz iyi niyetli düşünüp belki bir bildikleri var desem hiç bir şey bilmediklerinin sabahıyla uyanıyorum .. Daha düne kadar isveç sen kuranı kerimin yakılmasına nasıl izin verirsin deyip natoya almıyordunuz .. Dün ilk işiniz natoya girmesi için meclisten onay aldınız .. Yav yıllarca Filistin'in acısını siyasette malzeme edip oy devşirdiniz .. Filistin yanarken israil ile ticaretiniz tavan yaptı .. Olan benim döktüğüm cola ya oldu .. Şimdi bura da Mısır,birleşik Arap emirlikleri ,Suudi Arabistan ,Suriye ,olaylarına hiç girmiyorum .. Hollanda'ya kızıp az mı portakal bıçakladım..
Üstelik c vitamini eksiğim varken ..
Yav Yunanistan adalarına taş attığım oluyordu ara ara ..
Ruslarla gerilim var diye domates bile satmazdım ..
Yav Allah aşkına böyle u dönüşleri olan bir ülkeyi kim ciddiye alır ..
Ve insanlık onuru nüfusunun % 2.5 müslüman olan güney Afrika'ya kalıyor ..
Dizi konusuna hiç girmeyelim milli ve yerli medyanız sabah kuşağı programlarında insanların yatak odalarında çıkmıyor ..
Ayrıca lost mükemmel bir dizi .. Ama size son izlediğim Assassin's Creed filimden bir kaç not bırakayım ..
İnsan hakları artık kimsenin umurunda değil... tek dertleri hayat standartları ... modern dünya özgürlük gibi mefhumları aştı ... İtaat etmekten memnunlar.. Ve size bir düşünce üretme ödevi .. Neden isveç İran ,Suudi Arabistan yada Afganistan gibi İslamiyetin özünden uzak bir dini anlayışı olan bu ülkelerin büyükelçileri önünde Kuranı Kerim yakılmadı da Türkiye'nin büyükelçiliği önünde kuranı yaktılar ..
Aşık fuzuli ve ruhi atışmasına döndü .. Buyrun saz sizde .. Bir de gerçekten merak ettim bu sezonki makarnalar kaliteli mi -:)))
Ama diyorsanız ki biz bir küçük rakiyla kafa bir milyon olup her gün Kıbrıs'ı yanındaki beyaz leblebiye satıp adaları Yunan'a meze niyetine bir tabak borulceye satıp sonra da mehtapda her gece her gece uzaya fezaya koşuyoruz sizin şu astronutunuz ne yazar Ona da okey diyoruz abim
Bu millet hep en büyük ilerleyişini doğru liderlerin arkasında kenetlenince gerçekleştirdi. Hz muhammedin gosterdigi rotada istanbulu fetheden fatih de, doğuda büyük seferler gerçekleştirip batıya yönelecek olan ama ömrü vefa etmeyen Yavuzlar da, Mustafa Kemaller de ve onun istikbal goklerdedirvsiarinca davranıp uzaya çıkanlar da bizim liderimizdir. Ve Ali ki ona bir harf öğretecek olana kırk yıl köle olabilecek kadar eğitime ilme değer vermiştir. Âlimler de bizimdir.
İlmin şehri kainatın efendisi alemin tek reisi peygamber efendimiz kapısı ise buyurdugu gibi Hz.Ali efendimizdir. Bu şehre girmenin edebi kapidan girmektir zira hem kapıyı hem kapıcı tanımayı da icab eder.bu nedenle derim ki ilim konusunda Ali demeyen edepten ve ilimden bahsetmesi muhaldir.cumaniz mübarek olsun.
Altında nice sevdalar yaşandı nice ayrılıklar oldu. Kimilerini küskün gönderdi ebedi yolculuğa kimilerini en huzurlu şekilde. Gökyüzü bunların hepsine şahitlik etti. Senden benden habersiz yaşayan milyarlarca insan ve her birisinin kendine ait fezaları. Sonsuzluğun içinde sonu aramak, yokluğun içinden varlığa ulaşmak, kaçarken yakalanmak, düşerken yaralanmak, ağlarken gülmek, severken sevilmek. Her birisi bu göğün altında gerçekleşiyor. Tufanlar kopuyor, zelzeleler oluyor, volkanlar patlıyor... Zaman su gibi akıp geçiyor, dünya dönmeye devam ediyor. Dünya döndükçe insanlar da farklı hallere bürünüyor. Ve bu döngü tüm olağan gücüyle işlemeye devam ediyor.
Cok karaktersizsiniz. Kurtlere, kermes yapmis masum kadinlar zararsiz oldugu icin vahsi hayvan kesilirsiniz Ipinjz siyonistin elinde oldugu icin onlara hosguru diye zirvalarsinjz Hastirin ordan adi insan artiklari... Hakaret sozcuklerine hakaret sayilir size hakaret etmek... Kûrtler oy ortagi olunca musluman olduklari halde ezersiniz, etmediginjz zulum kalmaz Kermes yapmis hamile, yeni dogum yapmis kadinlari hastanelerden hapislere tikarsinjz. Yahudilere hos goruymus. Hosgorunuzu sizin... Adi setefsizler... Yahudi siyonist olunca, ipleriniz elinde olunca peygamberimiz yahudiyi kirmazdi oluyor. Beni kureyza yahudileri Beni nadr yahudilerinin baslarina gelenleri inkar edersiniz Guc icin bu kadar assagilik olursunuz iste. Igrencsiniz diye bosuna demiyorum.
Peygamber efendimiz Yahudilerin müşriklerin kâfirlerin hepsini kırmıştır zira onlara itibar ve itaat etmeyi bırak Yahudilere hayatı boyunca abdest alırken dahi muhalefet etmiştir.siz ise su veriyorsunuz evet peygamber efendimiz hem Yahudileri hem müşrikleri kırmıştır zira onlardan tarafı değil kurandan tarafı olup yalnız Allah'a biat etmiştir.
Sevgili peygamberimiz insanlari hiç kirmamistir. Çevresinde bir çok yahudi asıllı olup sonradan İslam'a girenlerin var olduğunu , hatta bunların bazılarının peygamberimizin yanında müslüman gibi davranıp aslen bir baslarina kaldıklarında yahudilikten odun vermediklerini de iyi bilurdi. Lakin bunları yine de kırmaz yüzlerine bunu vurmazdi umulur ki bir gün bu riyakarliklarinda dönüp onun hoşgörüsu doğrultusunda ismama gönül vereceklerine inanırdı. Ve onlara güçleri ve liyakatlari mertebesine sirumluluklar da verirdi. Biz ondan daha mı iyi bileceğiz.kiraz Karslı son çareniz belliki yahudi avukatlığı yapmak peygamber efendimiz vefat edeli 1400 sene olmuş ve zulüm devleti sabit olan İsrail zulmüne devam ederken siz mecbur yahudi avukatlığı yaparsıniz.zira zulümden.nemalanirsiniz söyleyin Filistin gösterilerini mitinglerini yaparak iktidara geldiginiz halde manavgattan zalimlere zulmü sabit olanlara hala şu ve bir anlamda hayat vermeniz sizin kim olduğunuzu kimliğinizi izahtan vareste bir şekilde izhar ediyor.tarifi imkansız bir mahluksunuz.
kes biz de doğruya doğru sizin gibi biz şahıslara tapmıyoruz hakikat zorunuza gittiyse o başka.sütten çıkma ak kaşık seni.
İslam adına konuşan çok zaatlar var ancak tavsiyem odur ki kişilerin şahsi kusuratlarını bakmayın ilim adına alacağınızı alın ilimden nasibinizi toplayın. Ve şunu mutlaka yapın ve bu fitne zamanının hakkınızdaki en karlısını namaz ve sabır ile Allah'tan yardım dileyerek isteyin zira herşeyi gören işiten bilen duyan zat-ı mutlak bu anlamda kuluna kulak verip kulunu cvapsiz ve çaresiz bırakmayacaktır zira Allah kulunu aciz birakmaz.hayirli akşamlar dilerim dilerim ki hayatınızda hakkınızda en hayırlısı en üstünü ve en güzeli ne ise öyle olsun amin.
Allah kusuratlarını affetsin amin bizim dileğimiz o.
Şu alttaki sözü Necip Fazıl söylemiş ancak Necip Fazılın hayattaki seyrüseferine,bilakis İslam'a aykırı hal ve hareketlerle dolu mazisine baktığımızda bu sözü bel ki en son söyleyecek kişidir.Allah rahmet eylesin.
insanda yoksa edep neylesin ona medrese mektep okusa âlim olsa yine merkep yine merkep
Not kimse sütten çıkma ak kaşık değildir mazideki kusuratlarını unutup hatalarını unutup ahkam kesmek bence pek akıllıca değil.
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabiyi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem
Sırati müzre müstakim gözetirim rahimi
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem
Bir acaip derde düştüm herkes gider karına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem
Ey Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım Ahmedi Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
Seyid (İmadeddin) Nesimî
Nasıl sebep sonuç ilişkisi varsa.
...-mış, -miş, -muş ve -müş: Acep meğer ilişkisi.
Nasıl Sebep? Meğer Sonuç, İlişki.
Tarihte yaşanan ya da yaşan’mış’ bir olayı nasıl ifade edeceksiniz?
Alparslan, Anadolu’nun kapılarını Türklere açmış mı ? Açtı mı?
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmiş mi ? Fethetti mi ?
Atatürk, cumhuriyeti kurmuş mu? Kurdu mu?
-miş,
…bir zenginlik mi?
…gereksiz mi ?
Önce kişi mevcut hal ve durumunu bilmeli.
Evet tarihini de bilmeli, ancak bilmediğini öğrenirse bildiği şeyleri tekrar edip zaman kaybı yaşamamalı
baştan dediklerinizi doğru olarak kabul edelim zira insan kendisi doğru ise karşısındakinin de doğru olduğuna veya doğru sözlü olduğuna inanır.
Misal Alparslan türklere anadolunun kapısını açtı. bunu doğru kabul ederek başlıyorum.
bu zafere başarıya nasıl ne hikmetle nasıl bir birlikle nasıl bir kuvvetle nasıl bir azimle ulaştı.ve bu kuvvet ve gücün menbaı sadace alet edavat mı yada asker sayısı ile alakalı mı.zira islam tarihinde ekseri zaferler az kişi çok düşmana galebe çalmıştır. demek ki bunun çoğunlukla alakası sanıldığı kadar kuvvetli değil.
gelelim Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u fethetti.
Bunu da doğru olarak kabul ederek. ancak fatih kimlerden ders ve ibret aldı niçin kendinden öncekiler fethedemedi de o fethetti.
m.kemal cumhuriyeti kurdu.
bunu da doğru kabul edelim.
Netice olarak:
Bir hiç bir zafer tek başına kazanılmaz. hatta bir tarla dahi aletsiz edavatsız muavenetsiz yardımsız çalışılmaz.
zira baştaki ifadelerden sondaki ifadeye kadar(yani Alparslan anadolunun kapılarını türklere açtı,Fatih istanbulu fethetti,
m.kemal cumhuriyeti kurdu.)
bu ifadeler şu açıdan sakıncalı
Kumandan odur ki askerinin en merdi en yüreklisi en cesuru en yiğididir.Zira komutanlık liderlik budur.
Ancak bir zafer kazanıldığı zaman ordu tüm neferleri ile beraber kazanmış olur yani her türlü ganimet maddi ve manevi en başta Ordunundur.Ordunun askerlerinindir canıyla malıyla bedeniyle orda bulunanlarındır.
Hem hiç bir zafer tek başına olmadığından tek başına kazanılmadığından zira tek başına tarla bile kazılamaz.
Türklere kapıyı açan Alparslan değildir Alparslan komutasındaki ordunun milletine armağanıdır.Netice olarak kurulan küçük küçük devletçikler dahi Alparslan komutasındaki ordunun yurt bırakması sayesinde anadoluda tabiri caizse kendilerini yok iken var edene bir anlamda kendilerine yurt yok iken yurt veren Allah'a anadoluda secde etmedik yer dahi bırakmamışlar bir anlamda şükür secdesine kapanarak yurtlarını dahi Osmanlı gibi bir devlet oluşturarak genişletip m2 anlamında hicazdan baltıka kafkaslardan italya uçlarına kadar yurtlarını şükrettikleri müddetce genişletmişler zaferlerine zafer katmışlardır.
-Fatih İstanbulu fethetti meselesinde yine burada evet ordunun komutanı fatihtir ancak yine kimse tek başına tarla dahi kazamayacağından fatih ordusu ile beraber İstanbulu fethetti demek bir başarıyı bir kişiye mal etmekten daha akıllıcadır zira dediğim gibi tek bir kişi tek başına yardımsız muavenetsiz bir tarlayı dahi kazamaz.
Hem Fatihten önceki padişahların İstanbulun önlerine doğru değil doğuya doğru hareket etse idiler Fatih sultan Mehmet Han dahi belki İstanbulun yüzünü dahi göremezdi zira Alparslan yoksa Osman bey yok Osman bey yoksa Orhan bey yok Orhan bey yoksa diğerleri de olmazdı demek ki burada bir inanç birliği bir ideal birliği bir azim birliği üstüne birde ordu birliği üstüne birde toprak birliği üstüne birde bilim fen ve teknik birliği ve bir ideal birliği mevcut ve mutlak.
İstanbulun fethinde en üstün ve son taş bel ki taç Fatih sultan Mehmet Han a ait ise ilk taş yani bu iyilik ve hayrın başı unutulmaz komutan Alparslan ve ordusuna ve tebasına aittir.
ALLAH HEPSİNDEN RAZI OLSUN AMİN.
Cumhuriyet meselesi evet cumhuriyet ise çanakkale zaferinde dahi olduğu gibi yine şehadete inanmış şahıslar canıyla malıyla ve bedeniyle en önde mücadele etmişler ancak ne var ki genel anlamda bu bir yurt savunma savaşıdır.Zira hicazdan viyanaya baltıktan mısıra kafkaslardan bağdata kadar Osmanlıya ait bu mezkur toprakları tarihen kaybetmişsin millet olarak kala kala elinde avucunda tabiri caizse Türkiye kalmış. Manevi anlamda toprak olarak ölçtüğümüzde geçmişe baktığımızda Alparslandan Osmanlı ya kadar uzanan topraklara m2 anlamında zafer diye biliriz. Ancak elimizde kalan hali hazırda şimdiki toprakların ise m2 bazında (olana şükür ancak)bence zafer de kazanmış olsan geçmişe projektör tuttuğumuzda sadece toprak kaybetmişiz ve ancak olanı muhafaza edebildiğimiz kadar muhafaza etmeye çalışmışız ancak sayısız şehit vermişiz ve bedeli çok ağır olmuş.
Bence Fatih ile hatta Osmanlı ile bugünkü kurulan Türkiyeyi ve aynı kumandanları kıyas bile edemem zira Osmanlı olarak bizim bu dünyadan çooook alacağımız var. Hem m2 bazında hem itibar bazında hem ekonomik bazda ancak fark şu onlar Osmanlı idi salih ecdadlar idi ki ALLAH ONLARDAN TEKRAR RAZI OLSUN.AMİN.
BİZİM MİLLETİN MEVCUT DURUMU İSE EKSERİYETEN İZAHTAN VARESTEDİR..
Evel zaman içinde, kalbur zaman içinde bir varmış bir yokmuş...
Yani hikayede, manzumede nasıl geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanlamalarına göre nitelendirmeler varsa, bir olayı hikayemsi şekilde öze örnekleme durumu mevcutsa, acep durumuna göre mış, miş, muş ve müş eklenme belirteçleri..
?feature=shared
Zaman Şimdi. Hikaye Gelecek, Geçmiş.
Tarihte yaşanan ya da yaşan’mış’ bir olayı nasıl ifade edeceksiniz?
Alparslan, Anadolu’nun kapılarını Türklere açmış mı ? Açtı mı?
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethetmiş mi ? Fethetti mi ?
Atatürk, cumhuriyeti kurmuş mu? Kurdu mu?
-miş,
…bir zenginlik mi?
…gereksiz mi ?
Aslında şahitlik ibret ve ders almakla da alakalı zira birey her fiili yapmadan da neticesine bakarak ibret veya ders alabilir zira araba kaza yapmış hangi marka araba, kazanın şekli, sürücünün vaziyet ve durumu gibi mesela sürücü sarhoşsa adam ibret alarak veya çocuk ibret alarak der ki sarhoşken direksiyona geçmemeliyiz zira kaza olma ihtimali yüksek.Diyelim ki sarhoş değil sürücü nerede kaza yaptığı da önemli zira yolda giderken yolun durumu dahi kaza da önemli, ne zaman kaza yaptığı da önemli, zira gece yaptıysa gece araba sürmek biraz sıkıntılı der.Ya da telefonla konuştuğu halde kaza yaptıysa demek ki araba sürerken telefonla konuşmamalı der. Yani insan herşeyi yaşamak zorunda kalmaz yeri gelir sarhoştan ibret alır yeri gelir alimden ders alır yeter ki doğru tesbit ve teşhis yapabilsin.Hem her şeyi ibretsiz ders almadan ya da örnek almadan tecrübe etmesi şu zamanda bila mümkündür. siz de kötü neticeye götüren sebeplerden ibret iyi bir neticeye ulaştıran sebeplerden de örnek alabilirsiniz.Bence.Zira hayat herseyi deneyimleyip tadacak kadar uzun değildir. BEL Kİ DE ŞAHİT OLDUĞUNUZ HADİSELERE DAİR VERİLEN UZUVLAR KULAK GÖZ AKIL BUNUN İÇİN YANİ HAYATINA KOLAYLIK OLSUN DİYE VERİLMİŞ OLA BİLİR.YOKSA AKLINI ÇIKAR AT GÖZLERİNİ YUM KULAKLARINI DA KULLANMA BENCE BU İKİNCİ DURUM ÇOK DAHA ZARARLI VE MANTIKSIZ VE HİÇ DE AKILLICA DEĞİL.
-mişli geçmiş zaman bence toplum olarak -olumlu ya da olumsuz- başkalarına göre yaşadığımızın bir göstergesi olabilir.
Örnek:
Kızı kaçmış, karısı evi terketmiş, kocası aldatmış, ev almış, araba almış, şöyle yapmışlar, böyle etmişler…
Nakil, rivayet, tanıklık, şahitlik hep başkalarıyla ilişkili…
İnsan görmediği, bizzat şahit tanık olmadığı bir olaya kişiye niye bu ilgi duyar ki ?
Belki de bu yüzden ‘birey’ olamıyoruz. Ayaklarımız üzerinde duramıyoruz…
Havada bulut yok bu ne dumandır?
Ahmede ören yok bu ne figandır?
Şu Yemen elleri ne de yamandır
Ano Yemen'dir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir?
Burası Muş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir?
Kışlanın önünde asker sesi var
Bakın çantasında acep nesi var?
Bir çift kundurayla bir de fesi var
Ano Yemen'dir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir?
Burası Muş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir?
Burası Muş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir?
Neden Duman? Bulut Eller, Asker.
bir de şu mevzu var ALİ yi seven ve onu lider seçen kişiler için de bu mevzu dahi önemli olabilir zira adam der ki ALİ yediyse bizde yeriz Ali oruç idi ise biz de oruç tutarız Ali namaz kıldı ise biz de kılarız önemli olan mevzu şahsa ve şahsın ismine önemine tebasına toplumdaki itibarına göre önem arz eder.
Bekir Şahin: Bahsi mevzu ettiğiniz mış,miş,muş,müş eklerin şarkıda söylediği gibi term(kavram) karşılığı "acep nedendir", galiba... Yani Acep fiili...
Büyük dedemin ruhu şad ola, o' da gidip gelmeyenlerdenmişdi...
?feature=shared
Neden Gibi, Şarkı Söyle Dede.
Türkçe’deki -mişli geçmiş zaman, İngilizce’de yok, başka bir dilde de yoktur muhtemelen.
Sizce -mişli geçmiş zaman kullanımı, bir zaruret mi yoksa gereksiz bir şey mi ?
Biraz daha açmak isterim: -mişli geçmiş zaman, şahit olmadığımız şeyleri ifade etmek için kullanılıyor. Örneğin: Ali, yemeğini yemiş. Bunu söyleyen kişi, Ali’nin yemek yediğine şahit olmadığından, ortamdan ya da birinin söylemesinden hareketle -miş ile ifade ediyor.
Konuşma dilimizde, bir mevzuya şahit olup olmamak neden bu kadar önemli olsun ki ? Bu, bizim nasıl bir toplum olduğumuzu gösteriyor?
Lütfen yorumlarınızı belirtiniz.
Teşekkür ederim
Saygılarımla
mış miş gibi ekler misal verdiğiniz örnekten başlayalım Ali yemeğini yemiş.
bunu kimden öğrenebilirsin birinci kaynak olarak Aliden öğrenebilirsin.ve alinin akaribinden yani ali yemeğini yediğini en yakınındaki fiziken yanında olan kişiye söylemiştir ki ondan öğrenmiş olursun tabiiki bu haberi Aliden yani bizzat yeme işlemi yapmış olan kişiden öğrenmek aradaki şüpheyi en aza indirerek doğru bilgilendirmenin en azından bilginin doğruluğunu teyid ve tasdik için çok az bir çaba sarfedersin ancak Ali sana bu işte ne kadar uzaksa araya ne kadar insan girerse şüphe bu haber açısından ve doğruluğu açısından en yüksek seviyeye çıkar bu haberdeki şüphe arttıkça da haberin doğruluğu veya doğru bilginin varlığı ve değeri Alinin yanında altın değerinde ise şüpheler attırılarak gelinen son halkada teneke durumuna düşer ve itibarsızlaşır.
Türkçe’deki -mişli geçmiş zaman, İngilizce’de yok, başka bir dilde de yoktur muhtemelen.
Sizce -mişli geçmiş zaman kullanımı, bir zaruret mi yoksa gereksiz bir şey mi ?
Biraz daha açmak isterim: -mişli geçmiş zaman, şahit olmadığımız şeyleri ifade etmek için kullanılıyor. Örneğin: Ali, yemeğini yemiş. Bunu söyleyen kişi, Ali’nin yemek yediğine şahit olmadığından, ortamdan ya da birinin söylemesinden hareketle -miş ile ifade ediyor.
Konuşma dilimizde, bir mevzuya şahit olup olmamak neden bu kadar önemli olsun ki ? Bu, bizim nasıl bir toplum olduğumuzu gösteriyor?
Lütfen yorumlarınızı belirtiniz.
Teşekkür ederim
Saygılarımla
Bakınız yerel seçimlerde belediye başkanı seçiyorsunuz parti seçmiyorsunuz bunu bi güzel kafanıza yazın hangi kişi hem madden hem manen lehinizde ise onu seçersiniz bana gelince ben Ordu'dayım hiçbir şahsa oy vermiyorum eğer ki oy vermiş olsam en azından Allah'a teslim olduklarına şahit olduğum kişilere oy vermem icab eder. herkes kendine bu anlamda yakın kesbettiğine oy verir. Farkında Mısınız hala Gazze de zulüm var.
Bu millet hep en büyük ilerleyişini doğru liderlerin arkasında kenetlenince gerçekleştirdi.
Hz muhammedin gosterdigi rotada istanbulu fetheden fatih de, doğuda büyük seferler gerçekleştirip batıya yönelecek olan ama ömrü vefa etmeyen Yavuzlar da, Mustafa Kemaller de ve onun istikbal goklerdedirvsiarinca davranıp uzaya çıkanlar da bizim liderimizdir. Ve Ali ki ona bir harf öğretecek olana kırk yıl köle olabilecek kadar eğitime ilme değer vermiştir. Âlimler de bizimdir.sizin olan bir şey yok sizin olan tek şey Yahudilere manavgattan su vermek evet bu size aittir.siz de kalsın.
Kiraz karslı ..
Sataşma var cevap hakkımı kullanıyorum ..
Uzaya gitme konusu ..
Ahmet Arif'in dediği gibi..
Düşün uzay cağında bir ayağımız
Ham carık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün olasılık, atom fiziği..
(Ama siz düşünmeyin)sizin yerinize de düşünüyorlar ..
Ve siz onların düşündürdüklerini kendi düşünce özgürlüğünüz sanıyorsunuz ..
Siz uzaya giderken SMA hastalarının anneleri sokaklarda para topluyorlardı ..
Liderin arkasında kenetlenmek -:))
Yav ne zaman biraz iyi niyetli düşünüp belki bir bildikleri var desem hiç bir şey bilmediklerinin sabahıyla uyanıyorum ..
Daha düne kadar isveç sen kuranı kerimin yakılmasına nasıl izin verirsin deyip natoya almıyordunuz ..
Dün ilk işiniz natoya girmesi için meclisten onay aldınız ..
Yav yıllarca Filistin'in acısını siyasette malzeme edip oy devşirdiniz ..
Filistin yanarken israil ile ticaretiniz tavan yaptı ..
Olan benim döktüğüm cola ya oldu ..
Şimdi bura da Mısır,birleşik Arap emirlikleri ,Suudi Arabistan ,Suriye ,olaylarına hiç girmiyorum ..
Hollanda'ya kızıp az mı portakal bıçakladım..
Üstelik c vitamini eksiğim varken ..
Yav Yunanistan adalarına taş attığım oluyordu ara ara ..
Ruslarla gerilim var diye domates bile satmazdım ..
Yav Allah aşkına böyle u dönüşleri olan bir ülkeyi kim ciddiye alır ..
Ve insanlık onuru nüfusunun % 2.5 müslüman olan güney Afrika'ya kalıyor ..
Dizi konusuna hiç girmeyelim milli ve yerli medyanız sabah kuşağı programlarında insanların yatak odalarında çıkmıyor ..
Ayrıca lost mükemmel bir dizi ..
Ama size son izlediğim Assassin's Creed filimden bir kaç not bırakayım ..
İnsan hakları artık kimsenin umurunda değil...
tek dertleri hayat standartları ...
modern dünya özgürlük gibi mefhumları aştı ...
İtaat etmekten memnunlar..
Ve size bir düşünce üretme ödevi ..
Neden isveç İran ,Suudi Arabistan yada Afganistan gibi İslamiyetin özünden uzak bir dini anlayışı olan bu ülkelerin büyükelçileri önünde Kuranı Kerim yakılmadı da Türkiye'nin büyükelçiliği önünde kuranı yaktılar ..
Aşık fuzuli ve ruhi atışmasına döndü ..
Buyrun saz sizde ..
Bir de gerçekten merak ettim bu sezonki makarnalar kaliteli mi -:)))
Hay sana mat dediğim şah çektiğim fazla lost dizisi izleyen al bakalim sazı eline de bakalım ne diyeceksin
Ama diyorsanız ki biz bir küçük rakiyla kafa bir milyon olup her gün Kıbrıs'ı yanındaki beyaz leblebiye satıp adaları Yunan'a meze niyetine bir tabak borulceye satıp sonra da mehtapda her gece her gece uzaya fezaya koşuyoruz sizin şu astronutunuz ne yazar
Ona da okey diyoruz abim
Bu millet hep en büyük ilerleyişini doğru liderlerin arkasında kenetlenince gerçekleştirdi.
Hz muhammedin gosterdigi rotada istanbulu fetheden fatih de, doğuda büyük seferler gerçekleştirip batıya yönelecek olan ama ömrü vefa etmeyen Yavuzlar da, Mustafa Kemaller de ve onun istikbal goklerdedirvsiarinca davranıp uzaya çıkanlar da bizim liderimizdir. Ve Ali ki ona bir harf öğretecek olana kırk yıl köle olabilecek kadar eğitime ilme değer vermiştir. Âlimler de bizimdir.
İlmin şehri kainatın efendisi alemin tek reisi peygamber efendimiz kapısı ise buyurdugu gibi Hz.Ali efendimizdir. Bu şehre girmenin edebi kapidan girmektir zira hem kapıyı hem kapıcı tanımayı da icab eder.bu nedenle derim ki ilim konusunda Ali demeyen edepten ve ilimden bahsetmesi muhaldir.cumaniz mübarek olsun.
Altında nice sevdalar yaşandı nice ayrılıklar oldu. Kimilerini küskün gönderdi ebedi yolculuğa kimilerini en huzurlu şekilde. Gökyüzü bunların hepsine şahitlik etti. Senden benden habersiz yaşayan milyarlarca insan ve her birisinin kendine ait fezaları. Sonsuzluğun içinde sonu aramak, yokluğun içinden varlığa ulaşmak, kaçarken yakalanmak, düşerken yaralanmak, ağlarken gülmek, severken sevilmek. Her birisi bu göğün altında gerçekleşiyor. Tufanlar kopuyor, zelzeleler oluyor, volkanlar patlıyor... Zaman su gibi akıp geçiyor, dünya dönmeye devam ediyor. Dünya döndükçe insanlar da farklı hallere bürünüyor. Ve bu döngü tüm olağan gücüyle işlemeye devam ediyor.
---Cehalete kin, kibir nefret eklenince, kaos-kargaşa kaçınılmazdır...
Nefisler terbiye edilmedikçe, onur-gurur, Şeref-haysiyet taşınılmazdır...
Hilafet Rüzgârı batıldan estikçe, hür medeniyet düşünülmezdir...
Troliçenin enerjisine bakılırsa ,bu yıl ki makarnaların besin değeri bayağı yüksek..
Cok karaktersizsiniz.
Kurtlere, kermes yapmis masum kadinlar zararsiz oldugu icin vahsi hayvan kesilirsiniz
Ipinjz siyonistin elinde oldugu icin onlara hosguru diye zirvalarsinjz
Hastirin ordan adi insan artiklari...
Hakaret sozcuklerine hakaret sayilir size hakaret etmek...
Kûrtler oy ortagi olunca musluman olduklari halde ezersiniz, etmediginjz zulum kalmaz
Kermes yapmis hamile, yeni dogum yapmis kadinlari hastanelerden hapislere tikarsinjz. Yahudilere hos goruymus. Hosgorunuzu sizin...
Adi setefsizler...
Yahudi siyonist olunca, ipleriniz elinde olunca peygamberimiz yahudiyi kirmazdi oluyor.
Beni kureyza yahudileri
Beni nadr yahudilerinin baslarina gelenleri inkar edersiniz
Guc icin bu kadar assagilik olursunuz iste.
Igrencsiniz diye bosuna demiyorum.
Peygamber efendimiz Yahudilerin müşriklerin kâfirlerin hepsini kırmıştır zira onlara itibar ve itaat etmeyi bırak Yahudilere hayatı boyunca abdest alırken dahi muhalefet etmiştir.siz ise su veriyorsunuz evet peygamber efendimiz hem Yahudileri hem müşrikleri kırmıştır zira onlardan tarafı değil kurandan tarafı olup yalnız Allah'a biat etmiştir.
Sevgili peygamberimiz insanlari hiç kirmamistir. Çevresinde bir çok yahudi asıllı olup sonradan İslam'a girenlerin var olduğunu , hatta bunların bazılarının peygamberimizin yanında müslüman gibi davranıp aslen bir baslarina kaldıklarında yahudilikten odun vermediklerini de iyi bilurdi. Lakin bunları yine de kırmaz yüzlerine bunu vurmazdi umulur ki bir gün bu riyakarliklarinda dönüp onun hoşgörüsu doğrultusunda ismama gönül vereceklerine inanırdı.
Ve onlara güçleri ve liyakatlari mertebesine sirumluluklar da verirdi.
Biz ondan daha mı iyi bileceğiz.kiraz Karslı son çareniz belliki yahudi avukatlığı yapmak peygamber efendimiz vefat edeli 1400 sene olmuş ve zulüm devleti sabit olan İsrail zulmüne devam ederken siz mecbur yahudi avukatlığı yaparsıniz.zira zulümden.nemalanirsiniz söyleyin Filistin gösterilerini mitinglerini yaparak iktidara geldiginiz halde manavgattan zalimlere zulmü sabit olanlara hala şu ve bir anlamda hayat vermeniz sizin kim olduğunuzu kimliğinizi izahtan vareste bir şekilde izhar ediyor.tarifi imkansız bir mahluksunuz.
?si=HyUxMZvttjDWWQU2
Bu da ruhumuzun bu günkü gıdası olmakliga aday fakirane