Lost in a dream Don't know which way to go If you are all that you seem Then baby I'm moving way too slow
I've been a fool before Wouldn't like to get my love caught In the slammin' door How about some information,please
Straight up now tell me Do you really want to love me forever oh oh oh Or am I caught in a hit and run Straight up now tell me Is it gonna be you and me together oh oh oh Are you just having fun
Time's standing still Waiting for some small clue I keep getting chills When I think your love is true
I've been a fool before Wouldn't like to get my love caught In the slammin' door How about some information,please
Straight up now tell me Do you really want to love me forever oh oh oh Or am I caught in a hit and run Straight up now tell me Is it gonna be you and me together oh oh oh Are you just having fun
You are so hard to read You play hide and seek With your true intentions If you're only playing games I'll just have to say,bye bye bye bye bye bye bye bye bye
Do do you love me Do do you love me Do do you love me Do do you love me
I've been a fool before Wouldn't like to get my love caught In the slammin' door Are you more than hot for me Or am I a page in your history-book I don't mean to make demands But the word and the deed go hand in hand How about some information,please
salt bir sewgidir bu, katıksız olanından... cümlemin sonuna 'lakin, ama, fakat...' gibi bağlaçlar koymadan sewerim... sadece sewerim... parmak uçlarımla dokunmak gibidir... gece başımı yastığa koyduğumda ilk düşüncemdir... yoktur bir kıstası sewgimin... işte öyle bir şey gibidir... ifadesizdir, tarifsizdir...
'Seni Seviyorum' derken hic yalan söylemedim, yalan söylerken de hiç 'Seni Seviyorum' demedim... Çoğumuz için yaşamın tadı, en sihirli sözcükleridir 'Seni Seviyorum'... Bu sozcükleri söylerken içiniz titremeli, onu hissetmelisiniz... Sadece söylenmiş olmak için çıkmamali ağızdan... Eşinizi, sevgilinizi mutlu etmek için, hergün karşısına geçip 'Seni Seviyorum' demek yetmez! ... Ellerinizle, gözlerinizle, yüreğinizle söylemelisiniz... Hiç düşündünüz mü, başkaları bu iki sihirli sözcüğü nasıl söylüyor diye? ... Almanı, İngilizi, Fransızı... Seni Seviyorum demenin 1001 şekli vardır... İşte size birkaç örnek...
ALMANCA Ich liebe dich ARAPÇA Ana ba heb-bak ARNAVUTÇA Te dashuroj BİRMANCA Chit pa de BULGARCA Jbichim te CAVACA Kulo tresno ÇEKÇE Miluju te DANİMARKACA Jeg elsker dig ENDONEZYACA Saya cinta kamu ESTONYACA Mina armastan sind FARSÇA Asheghetam FİLİPİNCE Iniibig Kita FİNCE Mina rakastan sinua FRANSIZCA Je t'aime GALCE Rwy'n dy garu di GRÖNLANDCA Asavakit HAWAİCE Aloha I'a Au Oe HIRVATÇA Ljubim te HİNTÇE Mai Thumbe Pyar Karta Hoon HOLLANDACA Ik hou van jou İBRANİCE Ani ohev otach İNGİLİZCE I love you İRANCA Mahn doostaht doh-rahm İRLANDACA Taim i'ngra leat İSPANYOLCA Te amo İSVEÇÇE Jag alskardig İTALYANCA Ti amo İZLANDACA Eg elska thig JAPONCA Ore wa omae ga suki da KAMBOÇÇA Bon sro lanh oon KATALANCA T'estim molt KORECE Tangshin-i cho-a-yo KORSİKACA Ti tengu cara KÜRTÇE Ez te hezdıkıme LAOCA Khoi huk chau LATİNCE Vos amo LİTVANYACA Tave Myliu LÜBNANCA Bahibak MACARCA Szeretlek MAKEDONCA Sakam te MALAYCA Saya sayangkan mu MALEZCE Saya cinta kamu MAYACA Canda munani NORVEÇÇE Jeg elsker deg PAKİSTANCA Mujhe Tumse Muhabbat Hai PERSCE Tora dost daram POLONYACA Ja cie kocham PORTEKİZCE Amo te ROMENCE Te Ador RUSÇA Ya vas liubliu SIRPÇA Ljubim te SLOVAKÇA Ljubim ta SLOVENCE Ljubim te SRİLANKACA Mama Oyata Arderyi SURİYECE Bhebbek TAHİTİCE Ua Here Vau Ia Oe TAYLANDCA Phom Rak Khun TUNUSCA Ha eh bak UKRAYNACA Ja tebe kohkhaju VİETNAMCA Toi yeu em YUGOSLAVCA Ya te volim YUNANCA S'ayapo ZULUCA Mena Tanda Wena
є ğє я ѕ є η ι η α ѕ ıℓ ν є η є к α ∂ α я ѕ є ν ∂ ι ğι м ι öğя є η м є к ι ѕ т ι у σ я ѕ α η в α η α у є η ι в ι я ∂ ι ℓ в υ ℓ м α ℓ ıѕ ıη çüη к ü ѕ α η α σ ℓ α η ѕ є ν gι м ι α η ℓ α т м α к ι çι η к є ℓ ι м є ℓ є я в υ ℓ α м ıу σ я υ м . α м α в ι я şє у ι в ι ℓ к ι ѕ є η ι çσ к ѕ є ν ι у σ я υ м
'Sevmek; farkında olmaksa yaşadığının Sevmek; bakmak değil görmekse eğer Aklın başından gitmesi değil, Duymak ve bilmekse eşit olarak; Yemeden, içmeden kesilmeden Çoğalmaksa sevmek eksilmeden, Çağına tanıklık ederek Ve kahrolmamaksa arabeske inat. İçin içine sığmamaksa Bir coşku, bir şenlik, bir erdemse sevmek; İnsanları, çocukları, kuşları unutmadan Verem olmamaksa sevmek senin aşkından Daha sağlam basıyorsam toprağıma, Unutmak, şaşkınlık, azap değilse; Bilinç, öğreti ve sevinçse, Paylaşılan bir ekmek gibiyse sevgi; SENİ SEVİYORUM! ..
Öyle güçlü, anlamlı, sihirli, insanı yerinden oynatan iki kelimedir ki; duyduğumuzda içimiz mutlulukla dolar. Hangi yaşta, hangi mevkide, ne olursak olalım, bu kelimeler bizi büyüler. Seni seviyorum, diyebilmek ve dedirtebilmek, aslında çok önemli. İnsan bu kelimeleri kendine de söylemeyi unutmamalı. Kendini seven ve değer veren insan, herkesi sevebilir ve sayabilir. Bazen kilometreler bir nefes kadar yakın olur. Hayat engellerle uğraşacak kadar uzun değil. Sevgi cesaret ister, emek ister, yürek ister. İçinizdeki sevda bitmesin diyorsanız eğer, yapacak daha pek çok şey olmalı. Hayat sizin, tercihler sizin. Zaman tüm haşmetiyle akıp gidiyor. Ve bizler hızlı dönen çarkın içinde bir oraya, bir buraya sallanıp duruyoruz. Ne kendimize, ne çevremize sevgiyi gösteremiyoruz. Korkuyoruz belki de. Başkalarının bizi nasıl gördüğü çoğu zaman daha önemli oluyor. İçimize sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti sindirmeliyiz. Neyi istersek, neyi çağırırsak, neyi dilersek önümüzde çoğu zaman onu buluruz. Yaşam zaten acımasız, insanoğlunu yıkmak için fırsat kolluyor. En kötü anda bile içimizde sevgi varsa, ışığı daha kolay görebiliriz. Bunu deneyerek anlayabiliriz. Tecrübeler ne işe yarar ki, ders alınmazsa. Yaşamdan edindiğim en büyük tecrübelerden birisi şu ki. Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene hiç kimse yardım etmez. Bizden sadece naçizane öneri. Seni seviyorum, seni seviyorum evet seni seviyorum bol bol tüketelim. Bizim için özel anlam ifade eden ve hayatımızda önemli bir yer teşkil ettiğini fark ettiğimiz insanlara, Seni seviyorum ruhumla ve kalbimle diyelim.
Erkeklerin söyleyememelerinin ve kadınların 'illede duyacağım' diye ısrar etmelerinin psiko-sosyal sebeplerinin araştırılması kgereken meseledir. Meseledir zirâ ağzıyla zümrüdü ankâ yakalayan bir erkek, üstelik bunu sevdiği için yapan bir erkek yinede sevgisini ispatlayamamaktadır. Hazindir.
Bunun yanısıra baba-oğul diyaloğunda el-ense çekmek, 'eşek herif' demek hatta sinirli bir halde 'evlâd için bir şey yapanın' demek bile sevginin ifâdesi olurken kadınlar neden bu söze kilitlenmiştir. Ve erkeklerde ki bu dil tutulmasının kökeninde ne vardır; neden söylememekte diretirler, ve neden dile gelemez bir türlü.. ilginçtir.
Hekim kontrolünde sevmem lazımdı benim... Bünye uygunluğu testleri, Bol sorulu formlar, Günlerce sonuç beklemeler, İlgili onaylar, Reçeteli sevgiler...
Yattı balık yan gidiyor yine.. Sodyum fazlalığı, Potasyum eksikliği, Ortam ısısının uygunsuzluğu, Yada bilmem ne bela..
Yasak ama, .................'Günde altı saatte bir' den fazla yanında olmak istiyorum... Yasak ama, .................Avuçlarımdan avuçlarına ısı nakli denetimsiz.. Yasak ama, .................Gözlerinin ışıltısı tehlikeli, heyecanlandırıyor.. Yasak ama, .................Omzundan hiç kalkmak istemiyorum.. Yasak ama, .................Sana alışıyor bünyem..
Yasak ama, ................SENİ SEVİYORUM
dipnot: bu şiiri ben yazmış olmak isterdim fakat maalesef ki ben yazmadım.
Eskiden, “seni seviyorum” diyen herkese inanırdım. Şimdi, “neden? ” diye soruyorum. Aldığım cevapları defterlerime not ediyorum. Benzer bahaneleri sunanları gruplayıp üzerlerinde düşünüyorum. Sevilesi bir adam olup çıktığıma inanasım gelmiyor bazen. Komplo teorilerine, psikolojiye ve abuk sabuk şeylere bağlıyorum insanların beni sevmesini.
Sonra; sevmemiş, sevememiş olanları düşünüyorum, bir ara sevip sonra sevmemeye başlayanları. Yaptığım budalalıkların bedelleriydi bazıları, bazıları daha sevilesi adamlar, daha sevilesi şeyler bulup onların peşinden gitmişti.
Hayat bir oyundu ama onlar birer oyuncak değillerdi. Oyuncuyum demektense oyuncak değilim demeyi seçenlerdi.
Hayalperest, kaba ve kılıbık olmakla da suçlanmıştım. Kılıbık olmak dışındakiler biraz abartıydı. Ben de herkes kadar kaba, herkes kadar hayalperesttim. Hepimizin içindekiler hemen hemen aynıdır zaten. Bizi birbirimizden ayıran içimizdekileri sergileyip sergilemediğimiz ya da sergilerken kullandığımız üsluplardı.
Sıkıntıyı sıkıntılar içinde yaşayan biri olmadım hiç. Güneşin tekrar doğmayacağını hayatımda sadece bir gece düşündüm. Sonra güneş doğdu ve bunu da doğru çıkmayan öngörülerim arasına ekledim. Göz yaşlarımı silip halime güldüm. Evden çıktım, bir fanatik aldım ve bir börekçiye gittim. Kahvaltı ederken puan cetveline, evvelki günün at yarışı sonuçlarına ve o günün galoplarına baktım. Kahvaltımı bitirip okula gittim ve hayat bildiği yoldan akmaya devam etti.
Onca yoldan geçip paçalarımı bunca kirletmişken eve dönüp annemin beni hala sevdiğini ve paçalarımdaki çamurları temizleyebildiğini görünce sevindim. Sonra bir kadın çıkıp geldi ve hayatımdan bir parça istedi; “al” dedim, “zaten sana ayırmıştım” Şimdi o kadın ne zaman gülümsese, güneşi ertesi sabah da görebileceğimi biliyorum.
I've told every little star
Just how sweet I think you are
Why haven't I told you
I've told ripples in a brook
Made my heart an open book
Why haven't I told you
Friends ask me am I in love
I always answer yes
Might as well confess
If I don't they guess
Maybe you may know it too
Oh my darling if you do
Why haven't you told me
ah ah...ben de seni...
'Trapeze' (1956)
Carol Reed
sevmiş bulundum güzelim gayrı ne çare...
-seni seviyorum
-hadi yaaaaaaaaa başka maharetlerinde var mıdır böle :)))
Lost in a dream
Don't know which way to go
If you are all that you seem
Then baby I'm moving way too slow
I've been a fool before
Wouldn't like to get my love caught
In the slammin' door
How about some information,please
Straight up now tell me
Do you really want to love me forever oh oh oh
Or am I caught in a hit and run
Straight up now tell me
Is it gonna be you and me together oh oh oh
Are you just having fun
Time's standing still
Waiting for some small clue
I keep getting chills
When I think your love is true
I've been a fool before
Wouldn't like to get my love caught
In the slammin' door
How about some information,please
Straight up now tell me
Do you really want to love me forever oh oh oh
Or am I caught in a hit and run
Straight up now tell me
Is it gonna be you and me together oh oh oh
Are you just having fun
You are so hard to read
You play hide and seek
With your true intentions
If you're only playing games
I'll just have to say,bye bye bye bye bye bye bye bye bye
Do do you love me
Do do you love me
Do do you love me
Do do you love me
I've been a fool before
Wouldn't like to get my love caught
In the slammin' door
Are you more than hot for me
Or am I a page in your history-book
I don't mean to make demands
But the word and the deed go hand in hand
How about some information,please
Kamer çehre peri ru tende canım
Nigarım dilberim ruh-i revanım
Enisimsin benim yar-i civanım
Nigarım dilberim ruh-i revanım...
Bir sevda geldi başıma
Felek su kattı aşıma
Uyku girmiyor gözüme
Unuttun beni zalim
Gülüşün ince kıvrak şensin
Bir selam vermeden geçersin
Bilsen beni ne çok üzersin
Seviyorum seni zalim
Bir gün ümit veriyorsun
Sonra gülüp kaçıyorsun
Sen beni öldürüyorsun
Unuttun beni zalim...
seni sewiyorum...
salt bir sewgidir bu, katıksız olanından...
cümlemin sonuna 'lakin, ama, fakat...' gibi bağlaçlar koymadan sewerim...
sadece sewerim...
parmak uçlarımla dokunmak gibidir...
gece başımı yastığa koyduğumda ilk düşüncemdir...
yoktur bir kıstası sewgimin...
işte öyle bir şey gibidir...
ifadesizdir, tarifsizdir...
'seni seviyorum' dedi..
demedim bişey..bakışlarımı gezdirdim yüzünde....
'korkma' dedi..
göğsüne düştü başım..
sarıldı..
elimi tuttu...uzun zamandır o'na uzanır halde duruyordu zaten...
Ez te hezdıkıme.
birdahaaaaaaaaaa söyleee
bende seni seviyorum.
bir vedanın en acısı cümlesiymiş....
vedadan sonra unutamamanın hikayesiymiş....
'Seni Seviyorum' derken hic yalan söylemedim, yalan söylerken de hiç 'Seni Seviyorum' demedim...
Çoğumuz için yaşamın tadı, en sihirli sözcükleridir 'Seni Seviyorum'... Bu sozcükleri söylerken içiniz titremeli, onu hissetmelisiniz... Sadece söylenmiş olmak için çıkmamali ağızdan... Eşinizi, sevgilinizi mutlu etmek için, hergün karşısına geçip 'Seni Seviyorum' demek yetmez! ... Ellerinizle, gözlerinizle, yüreğinizle söylemelisiniz... Hiç düşündünüz mü, başkaları bu iki sihirli sözcüğü nasıl söylüyor diye? ... Almanı, İngilizi, Fransızı... Seni Seviyorum demenin 1001 şekli vardır... İşte size birkaç örnek...
ALMANCA
Ich liebe dich
ARAPÇA
Ana ba heb-bak
ARNAVUTÇA Te dashuroj
BİRMANCA
Chit pa de
BULGARCA Jbichim te
CAVACA Kulo tresno
ÇEKÇE Miluju te
DANİMARKACA Jeg elsker dig
ENDONEZYACA Saya cinta kamu
ESTONYACA Mina armastan sind
FARSÇA Asheghetam
FİLİPİNCE Iniibig Kita
FİNCE Mina rakastan sinua
FRANSIZCA Je t'aime
GALCE Rwy'n dy garu di
GRÖNLANDCA Asavakit
HAWAİCE Aloha I'a Au Oe
HIRVATÇA Ljubim te
HİNTÇE Mai Thumbe Pyar Karta Hoon
HOLLANDACA Ik hou van jou
İBRANİCE Ani ohev otach
İNGİLİZCE I love you
İRANCA Mahn doostaht doh-rahm
İRLANDACA Taim i'ngra leat
İSPANYOLCA Te amo
İSVEÇÇE Jag alskardig
İTALYANCA Ti amo
İZLANDACA Eg elska thig
JAPONCA Ore wa omae ga suki da
KAMBOÇÇA Bon sro lanh oon
KATALANCA T'estim molt
KORECE Tangshin-i cho-a-yo
KORSİKACA Ti tengu cara
KÜRTÇE Ez te hezdıkıme
LAOCA Khoi huk chau
LATİNCE Vos amo
LİTVANYACA
Tave Myliu
LÜBNANCA Bahibak
MACARCA Szeretlek
MAKEDONCA Sakam te
MALAYCA Saya sayangkan mu
MALEZCE Saya cinta kamu
MAYACA Canda munani
NORVEÇÇE Jeg elsker deg
PAKİSTANCA Mujhe Tumse Muhabbat Hai
PERSCE Tora dost daram
POLONYACA Ja cie kocham
PORTEKİZCE Amo te
ROMENCE Te Ador
RUSÇA Ya vas liubliu
SIRPÇA Ljubim te
SLOVAKÇA Ljubim ta
SLOVENCE Ljubim te
SRİLANKACA Mama Oyata Arderyi
SURİYECE Bhebbek
TAHİTİCE Ua Here Vau Ia Oe
TAYLANDCA Phom Rak Khun
TUNUSCA Ha eh bak
UKRAYNACA Ja tebe kohkhaju
VİETNAMCA Toi yeu em
YUGOSLAVCA Ya te volim
YUNANCA S'ayapo
ZULUCA Mena Tanda Wena
adam_seni seviyorum
kadın_olur sarayımmı burdamı seveceksin
adam ___seni seviyorum
kadın___neden bende benim görmediğim bişeymi gördün?
“seni seviyorsam bundan sana ne? ”
є ğє я ѕ є η ι η α ѕ ıℓ ν є η є к α ∂ α я ѕ є ν ∂ ι ğι м ι öğя є η м є к ι ѕ т ι у σ я ѕ α η в α η α у є η ι в ι я ∂ ι ℓ в υ ℓ м α ℓ ıѕ ıη çüη к ü ѕ α η α σ ℓ α η ѕ є ν gι м ι α η ℓ α т м α к ι çι η к є ℓ ι м є ℓ є я в υ ℓ α м ıу σ я υ м . α м α в ι я şє у ι в ι ℓ к ι ѕ є η ι çσ к ѕ є ν ι у σ я υ м
Biliyorummm...))
'Sevmek; farkında olmaksa yaşadığının
Sevmek; bakmak değil görmekse eğer
Aklın başından gitmesi değil,
Duymak ve bilmekse eşit olarak;
Yemeden, içmeden kesilmeden
Çoğalmaksa sevmek eksilmeden,
Çağına tanıklık ederek
Ve kahrolmamaksa arabeske inat.
İçin içine sığmamaksa
Bir coşku, bir şenlik, bir erdemse sevmek;
İnsanları, çocukları, kuşları unutmadan
Verem olmamaksa sevmek senin aşkından
Daha sağlam basıyorsam toprağıma,
Unutmak, şaşkınlık, azap değilse;
Bilinç, öğreti ve sevinçse,
Paylaşılan bir ekmek gibiyse sevgi;
SENİ SEVİYORUM! ..
....Enis Fosforoğlu....
İşte buuuuu...
Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe etmeli, çünkü; aşk sessiz,sevgi dilsizdir
Öyle güçlü, anlamlı, sihirli, insanı yerinden oynatan iki kelimedir ki; duyduğumuzda içimiz mutlulukla dolar. Hangi yaşta, hangi mevkide, ne olursak olalım, bu kelimeler bizi büyüler.
Seni seviyorum, diyebilmek ve dedirtebilmek, aslında çok önemli. İnsan bu kelimeleri kendine de söylemeyi unutmamalı. Kendini seven ve değer veren insan, herkesi sevebilir ve sayabilir.
Bazen kilometreler bir nefes kadar yakın olur. Hayat engellerle uğraşacak kadar uzun değil. Sevgi cesaret ister, emek ister, yürek ister. İçinizdeki sevda bitmesin diyorsanız eğer, yapacak daha pek çok şey olmalı. Hayat sizin, tercihler sizin.
Zaman tüm haşmetiyle akıp gidiyor. Ve bizler hızlı dönen çarkın içinde bir oraya, bir buraya sallanıp duruyoruz. Ne kendimize, ne çevremize sevgiyi gösteremiyoruz. Korkuyoruz belki de. Başkalarının bizi nasıl gördüğü çoğu zaman daha önemli oluyor. İçimize sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti sindirmeliyiz. Neyi istersek, neyi çağırırsak, neyi dilersek önümüzde çoğu zaman onu buluruz. Yaşam zaten acımasız, insanoğlunu yıkmak için fırsat kolluyor. En kötü anda bile içimizde sevgi varsa, ışığı daha kolay görebiliriz. Bunu deneyerek anlayabiliriz. Tecrübeler ne işe yarar ki, ders alınmazsa. Yaşamdan edindiğim en büyük tecrübelerden birisi şu ki. Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene hiç kimse yardım etmez. Bizden sadece naçizane öneri.
Seni seviyorum, seni seviyorum evet seni seviyorum bol bol tüketelim. Bizim için özel anlam ifade eden ve hayatımızda önemli bir yer teşkil ettiğini fark ettiğimiz insanlara, Seni seviyorum ruhumla ve kalbimle diyelim.
bundan sonra birbirini sevenler 'atin olumu arpadan olsun be canim'demeli
daha romantik, erotik falan filan :)))
Normaldir, üstünde durma...Havalardandır.Bana da oluyor bazen.. :)))
cok kliselesmis bir cumle, sevgiyi degersizlestiriyor artik.
Erkeklerin söyleyememelerinin ve kadınların 'illede duyacağım' diye ısrar etmelerinin psiko-sosyal sebeplerinin araştırılması kgereken meseledir. Meseledir zirâ ağzıyla zümrüdü ankâ yakalayan bir erkek, üstelik bunu sevdiği için yapan bir erkek yinede sevgisini ispatlayamamaktadır. Hazindir.
Bunun yanısıra baba-oğul diyaloğunda el-ense çekmek, 'eşek herif' demek hatta sinirli bir halde 'evlâd için bir şey yapanın' demek bile sevginin ifâdesi olurken kadınlar neden bu söze kilitlenmiştir. Ve erkeklerde ki bu dil tutulmasının kökeninde ne vardır; neden söylememekte diretirler, ve neden dile gelemez bir türlü.. ilginçtir.
Hekim kontrolünde sevmem lazımdı benim...
Bünye uygunluğu testleri,
Bol sorulu formlar,
Günlerce sonuç beklemeler,
İlgili onaylar,
Reçeteli sevgiler...
Yattı balık yan gidiyor yine..
Sodyum fazlalığı,
Potasyum eksikliği,
Ortam ısısının uygunsuzluğu,
Yada bilmem ne bela..
Yasak ama,
.................'Günde altı saatte bir' den fazla yanında olmak istiyorum...
Yasak ama,
.................Avuçlarımdan avuçlarına ısı nakli denetimsiz..
Yasak ama,
.................Gözlerinin ışıltısı tehlikeli, heyecanlandırıyor..
Yasak ama,
.................Omzundan hiç kalkmak istemiyorum..
Yasak ama,
.................Sana alışıyor bünyem..
Yasak ama,
................SENİ SEVİYORUM
dipnot: bu şiiri ben yazmış olmak isterdim fakat maalesef ki ben yazmadım.
Eskiden, “seni seviyorum” diyen herkese inanırdım. Şimdi, “neden? ” diye soruyorum. Aldığım cevapları defterlerime not ediyorum. Benzer bahaneleri sunanları gruplayıp üzerlerinde düşünüyorum. Sevilesi bir adam olup çıktığıma inanasım gelmiyor bazen. Komplo teorilerine, psikolojiye ve abuk sabuk şeylere bağlıyorum insanların beni sevmesini.
Sonra; sevmemiş, sevememiş olanları düşünüyorum, bir ara sevip sonra sevmemeye başlayanları. Yaptığım budalalıkların bedelleriydi bazıları, bazıları daha sevilesi adamlar, daha sevilesi şeyler bulup onların peşinden gitmişti.
Hayat bir oyundu ama onlar birer oyuncak değillerdi. Oyuncuyum demektense oyuncak değilim demeyi seçenlerdi.
Hayalperest, kaba ve kılıbık olmakla da suçlanmıştım. Kılıbık olmak dışındakiler biraz abartıydı. Ben de herkes kadar kaba, herkes kadar hayalperesttim. Hepimizin içindekiler hemen hemen aynıdır zaten. Bizi birbirimizden ayıran içimizdekileri sergileyip sergilemediğimiz ya da sergilerken kullandığımız üsluplardı.
Sıkıntıyı sıkıntılar içinde yaşayan biri olmadım hiç. Güneşin tekrar doğmayacağını hayatımda sadece bir gece düşündüm. Sonra güneş doğdu ve bunu da doğru çıkmayan öngörülerim arasına ekledim. Göz yaşlarımı silip halime güldüm. Evden çıktım, bir fanatik aldım ve bir börekçiye gittim. Kahvaltı ederken puan cetveline, evvelki günün at yarışı sonuçlarına ve o günün galoplarına baktım. Kahvaltımı bitirip okula gittim ve hayat bildiği yoldan akmaya devam etti.
Onca yoldan geçip paçalarımı bunca kirletmişken eve dönüp annemin beni hala sevdiğini ve paçalarımdaki çamurları temizleyebildiğini görünce sevindim. Sonra bir kadın çıkıp geldi ve hayatımdan bir parça istedi; “al” dedim, “zaten sana ayırmıştım” Şimdi o kadın ne zaman gülümsese, güneşi ertesi sabah da görebileceğimi biliyorum.
G.O
karşındakinden duymak çok güzel bişey olsa gerek...söylemekte tabi...