Tutamayıp kendimi dudaklarımdan dökülüyor O iki kelime, 'Özledim seni' Yakınımda olduğunu bilmek Huzur veriyor bana Ve ısıttığın kalbimde İnce bir sızı Yeni yeni fark ediyorum Yokluğunu aslında Biliyorsun ki; Hiç istememiştim gitmeni Geldin ya işte Özlemişim seni Hem de çok Biliyor musun? Yakındakiler de özlenirmiş Öğreniyor insan zamanla Ve yüreğine söz geçirmek En zor işmiş insana Ne kadar yasaklasa da.....
Ben ki alışkın değilim sensiz uyku tutturabildiğim gecelere, Duymadan o güzel sesini, uyku girmiyor işte bu yorgun gözlerime. Sabah gözümü ilk açtığımda elim hemen telefona gidiyor, acaba aradı mı? Diye. Ama her defasında senin dışında onlarca kişi görüyorum telefonuma numaralarını cevapsız diye bırakan.
Öyle özledim ki, sesinin sesimdeki yankısını! Çocuksu gülümsemene neden olan maymunluklarımı… Beni sevme şeklini öyle özledim ki…
Bu lanet dünyada her geçen gün soğuyor insan hayattan, yaşamaktan. Çünkü hiçbir şey istediğimiz gibi gitmiyor maalesef. Dünyanın adil olmasını bekliyoruz, hani hiç değilse bize zarar vermemesini, huzurlu olmayı… Ama sanırım sabır taşı misali, bizi tam ortamızdan çatlatmaya niyetli.
Öyle özledim ki, gözlerinin içine bakarken gözlerimden durduk yerde yaş gelmesini… Neden ağlıyorsun derdin, deli misin sen? Gözlerine bakınca neler gördüğümü bir bilsen, Sen olsaydın benim yerimde, mendil dayanmazdı gözyaşlarını silmene herhalde.
Öyle özledim ki seni aradığımda sesindeki neşeyi… Kuşum derdin, özledin mi beni derdin. Bende belki tam anlatamam sana olan hasretimi diye Nasıl özlediğimi, seni nasıl sevdiğimi ispatlayayım diye hep yemin ederdim.
Güzel gözlüm, öyle özledim ki seni… Yüreğim bir mecal kaldı şimdi. Her gece yatağıma geçip çalmasını bekliyorum lanet telefonumun. Her gece yalvarıyorum Allah ıma, bir an önce geçsin bu dertler bu sıkıntılar diye… Ve her gece uykuyu haram ediyorum gözlerime.
A kadınım, öyle özledim ki seni… Tıraş bile olmuyorum eskisi gibi. Batıyor sakalların git kes öyle öp beni derdin. Öptürmezdin gül yanaklarını sinek kaydı olmadan yüzüm. Ama geri döndüğümde de kokumu içine çekerek öyle bir öperdin ki beni, hep öyle kalalım isterdim.
Sevdiğim, öyle özledim ki seni… Sesini, nefesini, bana doğru kurduğun cümlelerin her bir kelimesini… Şimdi bekliyorken senden gelecek tek bir seslenişi, nasıl zor bir bilsen,
Nefes alıp verdiğimde hasret ciğerlerime yakıyor, özlem saçlarımdan tutup çekiştiriyor. Sensin onun dermanı diyor içimdeki ses her gece. Canımın taa içi, öyle özledim ki seni…
Her derdini alırdım üstüme, sen üzülme sen yorulma sen düşünme isterdim, ben bakarım çaresine… Yeter ki gülsün yüzün derdim, ben meydan okurum senin için bu alemin cümlesine…
Kurban olduğum, aşkların en güzeli, bir tanem, gül bakışlım, kalbimin birincisi… Öyle özledim ki seni, sesini, nefesini… Haydi geri dön artık ta, mutluluktan kes şu nefesimi…
Kaçsam bırakıp senden uzak yollara gitsem Kalbim yanıyor ismini hep kimden işitsem Derdinle ufuklarda sönen gün gibi bitsem Kalbim yanıyor ismini hep kimden işitsem...
Ayrılmak ne kadar zor unutulmak çok acı Dün gülen bakışların bugün bana yabancı O kadar zalim olma bu mahzun kalbe karşı Dün gülen bakışların bugün bana yabancı...
Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir Ne bir kuş ne bir haber ne de bir selam gelir Çaresiz seslenişler beyhude bekleyişler Bir teselli yerine hüzünlü akşam gelir...
Özledim be kadın! Özledim...
Saçlarında ki 'ben' kırıklarını özledim...
Gözlerinde boğulmayı özledim...
Dudaklarında haram'ı özledim...
Ellerinde sevabı özledim...
Sorma bana 'beni özledin mi? ' diye...
Özledim ulan! Özledim...
Tutamayıp kendimi
dudaklarımdan dökülüyor
O iki kelime,
'Özledim seni'
Yakınımda olduğunu bilmek
Huzur veriyor bana
Ve ısıttığın kalbimde
İnce bir sızı
Yeni yeni fark ediyorum
Yokluğunu aslında
Biliyorsun ki;
Hiç istememiştim gitmeni
Geldin ya işte
Özlemişim seni
Hem de çok
Biliyor musun?
Yakındakiler de özlenirmiş
Öğreniyor insan zamanla
Ve yüreğine söz geçirmek
En zor işmiş insana
Ne kadar yasaklasa da.....
Seni Öyle Çok Özledim ki......
Ben ki alışkın değilim sensiz uyku tutturabildiğim gecelere,
Duymadan o güzel sesini, uyku girmiyor işte bu yorgun gözlerime.
Sabah gözümü ilk açtığımda elim hemen telefona gidiyor, acaba aradı mı? Diye.
Ama her defasında senin dışında onlarca kişi görüyorum telefonuma numaralarını cevapsız diye bırakan.
Öyle özledim ki, sesinin sesimdeki yankısını!
Çocuksu gülümsemene neden olan maymunluklarımı…
Beni sevme şeklini öyle özledim ki…
Bu lanet dünyada her geçen gün soğuyor insan hayattan, yaşamaktan.
Çünkü hiçbir şey istediğimiz gibi gitmiyor maalesef.
Dünyanın adil olmasını bekliyoruz, hani hiç değilse bize zarar vermemesini, huzurlu olmayı…
Ama sanırım sabır taşı misali, bizi tam ortamızdan çatlatmaya niyetli.
Öyle özledim ki, gözlerinin içine bakarken gözlerimden durduk yerde yaş gelmesini…
Neden ağlıyorsun derdin, deli misin sen?
Gözlerine bakınca neler gördüğümü bir bilsen,
Sen olsaydın benim yerimde,
mendil dayanmazdı gözyaşlarını silmene herhalde.
Öyle özledim ki seni aradığımda sesindeki neşeyi…
Kuşum derdin, özledin mi beni derdin.
Bende belki tam anlatamam sana olan hasretimi diye
Nasıl özlediğimi, seni nasıl sevdiğimi ispatlayayım diye hep yemin ederdim.
Güzel gözlüm, öyle özledim ki seni…
Yüreğim bir mecal kaldı şimdi.
Her gece yatağıma geçip çalmasını bekliyorum lanet telefonumun.
Her gece yalvarıyorum Allah ıma, bir an önce geçsin bu dertler bu sıkıntılar diye…
Ve her gece uykuyu haram ediyorum gözlerime.
A kadınım, öyle özledim ki seni…
Tıraş bile olmuyorum eskisi gibi.
Batıyor sakalların git kes öyle öp beni derdin.
Öptürmezdin gül yanaklarını sinek kaydı olmadan yüzüm.
Ama geri döndüğümde de kokumu içine çekerek öyle bir öperdin ki beni, hep öyle kalalım isterdim.
Sevdiğim, öyle özledim ki seni…
Sesini, nefesini, bana doğru kurduğun cümlelerin her bir kelimesini…
Şimdi bekliyorken senden gelecek tek bir seslenişi, nasıl zor bir bilsen,
Nefes alıp verdiğimde hasret ciğerlerime yakıyor, özlem saçlarımdan tutup çekiştiriyor.
Sensin onun dermanı diyor içimdeki ses her gece.
Canımın taa içi, öyle özledim ki seni…
Her derdini alırdım üstüme, sen üzülme sen yorulma sen düşünme isterdim, ben bakarım çaresine…
Yeter ki gülsün yüzün derdim, ben meydan okurum senin için bu alemin cümlesine…
Kurban olduğum, aşkların en güzeli, bir tanem, gül bakışlım, kalbimin birincisi…
Öyle özledim ki seni, sesini, nefesini…
Haydi geri dön artık ta, mutluluktan kes şu nefesimi…
Özlemek nafile, gel de özlediğini ispatla görme isteği gerçekleşemeyecekse kuru kuru 'özledim' de dur laf...
Peh!
her gece gelen mesaj =)
Mem nelere gark olmadı Zin'in ateşi için
Ferhat dağı delmedimi Şirin'in düşü için.
bende...
Bakıp da güldüğün o anların
Tutamaz yerini hiç kimse
Yerini hiç kimse bilmez
Usulca geçtiğin o yolların
Bilemez yerini hiç kimse
Yerini bilen de dönmez
...
sus sus...
baba..
seni çok özledim..
İzahtan vâreste..
seni çok seviyorum..
Deymen benim gamlı yaslı gönlüme
Ben bir selvi boylu yardan ayrıldım
Evvel bağban idim dostun bağında
Talan vurdu ayva nardan ayrıldım
Kuşlar gibi gökyüzünde dönende
Baykuş gibi viran yurda konanda
Çok ağladım Mecnun gibi çöllerde
Ferhat gibi Şirin yardan ayrıldım...
Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeter ki gel bana senede bir gün...
Sensiz kalan gönlümde bil ki hayat virane
Sen yoksun ya yanımda bu alemden bana ne...
Kerem et aklından çıkarma beni...
Suya gider bir incecik yolu var
Altın kemer takmış ince beli var
Söylerim söylemez canım tatlı dili var
Ay da doldu göremedim yar seni...
Öyle özledim ki sevgilim seni
Hasret zincirini kırasım geldi
Sevgiyle bakan o güzel gözlerini
Özledim sevgilim göresim geldi...
Kaçsam bırakıp senden uzak yollara gitsem
Kalbim yanıyor ismini hep kimden işitsem
Derdinle ufuklarda sönen gün gibi bitsem
Kalbim yanıyor ismini hep kimden işitsem...
Gök yüzünde duman duman bulutsun
Söyle seni kalbim nasıl unutsun...
Sen her gece rüyalarımda gelip bana ağlıyorsun
Kim bilir beni kimlerden sorup haber alıyorsun...
Sonunda hicranı öğrettin bana
Ben sana sevmeyi öğretemedim...
Ayrılmak ne kadar zor unutulmak çok acı
Dün gülen bakışların bugün bana yabancı
O kadar zalim olma bu mahzun kalbe karşı
Dün gülen bakışların bugün bana yabancı...
İçimdeki özlemi
Uyutamıyorum yar
Gözlerimdeki nemi
Kurutamıyorum yar...
Bütün ışıklar sönmüş terkedilmiş hatıran
Bir senin aydınlığın karanlık sokaklarda...
kokusu olan tek cümledir bu
Bahar bitti güz bitti
Artık bülbül ötmüyor
Yare tel çekem dedim
Tel derdim iletmiyor...
Seninle bir sonbahar mevsimiydi tanıştık
Sanki birbirimizi yıllarca aramıştık
Düşmeden el diline mesut günler yaşadık
Yabancı olduk şimdi yazık birbirimize
İstersen gel dönelim eski günlerimize
Bazı gün ben küserdim darılırdın bazı sen
Barıştırırdı bizi alnıma konan busen
Ayrıldık ayrılalı ne haldeyim bir bilsen
Yabancı olduk şimdi yazık birbirimize
İstersen gel dönelim eski günlerimize
senle geçen günlerimin deyerini bilmedim...
Haleli gözlerin hayale döndü
Aşkımın ateşi melale döndü
Gönlümde hüzün var yaklaştı akşam
Ömrümün güneşi zevale döndü
Hayalsiz bir ömür durgun bir gölmüş
Sevdasız bir hayat susuz bir çölmüş
Sevmek sevilmekmiş cihanın zevki
Raşesiz bir ömür farz et ki ölmüş...
Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir
Ne bir kuş ne bir haber ne de bir selam gelir
Çaresiz seslenişler beyhude bekleyişler
Bir teselli yerine hüzünlü akşam gelir...
Çoktan unuturdum ben seni çoktan
Ah bu şarkıların gözü kör olsun...