Seni anlatmak; sabahın ilk saatlerinde Üsküdar' a yol almak yolda açan bir çiçeğin kokusunu solumak, ruhuma işleyen bir serinlik gibi derinlere dokunmak.
Seni anlatmak; gökyüzüne bakarken yıldızları tarif etmeye çalışmak gibi, her biri ayrı bir parıltı, her biri başka bir alem. Seni anlatmak; deniz kokusunu kelimelere sığdırmaya çalışmak gibi, derin, ferah ve sonsuz. Seni anlatmak; aslında sadece seni hissetmek... ~~~~
Belkide farkında olmadan okuduğumuz bir kitabın aynı sayfasında ve kahramanlarında birbirimizi bulduğumuzu sanmıştım. Ben seni umutlarımda çoğaltıyorken.. Sen hangi hayallerin için beni yok sayıyorsun....
Sıcak ekmek kokusu geldi mi burnuna? Yolda kaç hayvanla göz göze geldin? Kuşlar uçuyordu ya, duydun mu sana seslenişlerimi? Ayakların geçerken sokakların kaldırımlarında, gölgenle boyadın mı şehri maviye? Çay yudumlarken, ellerimin üşüdüğünü hatırlayıp ürperdi mi kalbin? Bugün dualarına ekledin mi beni, öğle vakti gittiğin caminin halısında secde ederken?
özlem dolu bir sonbahar sabahı, kahve kokusu sarmış uzak diyarlardan, yapraklar dökülürken sessiz bir ağıt gibi, sana seslenir içimdeki hüzünlü rüzgârlar.
Seni anlatmak, ruhun en derin köşesine dokunmak gibi. İçimdeki duyguların, cesaretin ve güvenin seninle anlam bulduğu o yeri tarif etmek zor. Bir araya gelişimiz, sadece iki bedenin kavuşması değil; ait olduğumuz yeri bulmak, içsel bir huzura ermek.
Cesaretin en güzel hali, seninle gözlerimi kapatıp geleceğe adım atmak. Güven, her defasında beni hiç tereddüt etmeden sarışında saklı. Senin yanında olmak, dünyada en çok ait olduğum yeri bulmak demek.
Kavuşmak, sadece özlemin bitişi değil, her seferinde yuvama dönmek gibi. Çünkü sen, hem huzurun hem de tutkunun en güzel halisin. Sana kavuşmak, hayatın bana verdiği en büyük armağan.
Seni anlatmak hiç cesaret edemedim Çünkü çok korkaktı kelimelerim Bu yüzden bende üstelemedim Vermedim yeryüzüne seni Kaburgamın içinde büyüttüm ,büyüttüm seni Öylesi bir sevgi değmesin kimsenin ne gözü ne de dili
soğuk fırtınalı rüzgar kokunu getirdi, öyle sıcaktı ki.!
Huri Ç.
Ahhh sevgilim saçların dağınık memleketim gibi.!
Seni anlatmak;
bir gül yaprağının sabah çiyiyle dans etmesi,
sonsuz bir masumiyetin incelikle varlık bulması.
Bir hayal denizin sonsuzluğunda
Canıma can buldum sanmıştım..
Bulduğum canın canımı alacağını
Bilemedim.....
Sevgili Darcy;
Uzun süredir sesini duyamadığım için üzgünüm. Bu Kent’in kalabalığında kaybolduğumu düşünüyorum.
postalanmayan mektuplar 2~
Huri Çalışkan.
hüzün değdi bir anlık içime, özlemin olmalıydı diye düşündüm,
ve... seni sevdiğimi söyledim yine değen o parmaklara.... hep yaparım bilirsin....
Sen'ianlatmak için rahmetin koridorlarında yürümek gerekiyor.
Seni anlatmak;
sessizliğin içinde yankılanan bir melodi gibi,
her notasında bir huzur, her tınısında bir özlem taşımak.
Seni anlatmak;
sabahın ilk saatlerinde Üsküdar' a yol almak
yolda açan bir çiçeğin kokusunu solumak,
ruhuma işleyen bir serinlik gibi derinlere dokunmak.
Seni anlatmak;
sonsuz bir masalı dinlemek gibi,
bitmeyecekmiş gibi... lakin hep yeniden başlamak.
,, hayatın ta kendisiymiş gibi seni solumak ''
Seni anlatmak;
gökyüzüne bakarken yıldızları tarif etmeye çalışmak gibi,
her biri ayrı bir parıltı, her biri başka bir alem.
Seni anlatmak; deniz kokusunu kelimelere sığdırmaya çalışmak gibi,
derin, ferah ve sonsuz.
Seni anlatmak;
aslında sadece seni hissetmek...
~~~~
Belkide farkında olmadan okuduğumuz bir kitabın aynı sayfasında ve kahramanlarında birbirimizi bulduğumuzu sanmıştım.
Ben seni umutlarımda çoğaltıyorken..
Sen hangi hayallerin için beni yok sayıyorsun....
,, şimdi biz senle ayrı ayrı şehirlerde
aynı şarkıyı, dinliyoruz belki de
benim aklım sende seninki nerde...''
Yaşar / Aşk Bozumu
herkesin baktığı gökyüzü var, birde senin baktığın.!
denk geldiğimizde şöyle derim, işte buradasın, ruhumun ışığı...
senden öncesi anı seninle olan ise yaşamdır~
Herkes kırıldığından bahseder "kırdığından" habersiz..
?si=DR_7_qrrwpPOFlCj
yalnızlığımın gölgesi...unutma.!...<<<< fırtına var yürüme dediler, güneş yerine rüzgara aşık olduğumu bilemediler, bilemeyecekler >>>>
seni seveceğim
dünden çok,
yarından emin,
BUGÜN MÜKEMMEL.
,, ama yüreğimde çıtırdayan sesler var.
Ve...
sana gülümsüyorlar.''
,, onsuzdum ve bir avuç sakinleştirici yutan hasta gibi kendimden geçiyordum ''
seni nasıl mı özledim.?
üzerimde yorgan olsa, hasretin üşüyor.
biri var sevdiğim!
gördüklerimden daha çok özlediğim...
Sıcak ekmek kokusu geldi mi burnuna? Yolda kaç hayvanla göz göze geldin? Kuşlar uçuyordu ya, duydun mu sana seslenişlerimi? Ayakların geçerken sokakların kaldırımlarında, gölgenle boyadın mı şehri maviye? Çay yudumlarken, ellerimin üşüdüğünü hatırlayıp ürperdi mi kalbin? Bugün dualarına ekledin mi beni, öğle vakti gittiğin caminin halısında secde ederken?
Bugün aklında mı, kalbinde miydi adım?
sevgiyle
özlem dolu bir sonbahar sabahı,
kahve kokusu sarmış uzak diyarlardan,
yapraklar dökülürken sessiz bir ağıt gibi,
sana seslenir içimdeki hüzünlü rüzgârlar.
Seni anlatmak, o tarifsiz yerde, o boşlukta, güzelliğe kelimelerle duvar örmektir.
Seni anlatmak?!.. Ne mümkün :((
Seni anlatmak, ruhun en derin köşesine dokunmak gibi. İçimdeki duyguların, cesaretin ve güvenin seninle anlam bulduğu o yeri tarif etmek zor. Bir araya gelişimiz, sadece iki bedenin kavuşması değil; ait olduğumuz yeri bulmak, içsel bir huzura ermek.
Cesaretin en güzel hali, seninle gözlerimi kapatıp geleceğe adım atmak. Güven, her defasında beni hiç tereddüt etmeden sarışında saklı. Senin yanında olmak, dünyada en çok ait olduğum yeri bulmak demek.
Kavuşmak, sadece özlemin bitişi değil, her seferinde yuvama dönmek gibi. Çünkü sen, hem huzurun hem de tutkunun en güzel halisin. Sana kavuşmak, hayatın bana verdiği en büyük armağan.
Seni anlatmak hiç cesaret edemedim
Çünkü çok korkaktı kelimelerim
Bu yüzden bende üstelemedim
Vermedim yeryüzüne seni
Kaburgamın içinde büyüttüm ,büyüttüm seni
Öylesi bir sevgi değmesin kimsenin ne gözü ne de dili
biri var sevdiğim, gördüklerimden daha çok özlediğim.