Hadi dedim Azıcık dinesiye kadar rüzgâr Deniz sakinleşip durulasıya Şu kasvetli hava dağılasıya kadar Haftada iki gün uğrayayım mahalleye Hani “gözden uzak olan” diye bir söz var ya o misal “Gönülden de uzak olur” belki elinde taşla değnekle dolaşanlar Cıkkk olmuyormuş, eh olsun bakalım diyerekten Attık kendimizi ortalığa “ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin” nidalarıyla Farkında mısınız giderek uzuyor sanki satırlar, du bakalım Aman ne ölümü yaaa, kazara vurulmak gibi işte Vurulmak dedim de, ilkinin sesi sizin oralara kadar geldi demek ki Anlayacağınız, öyle göründüğü gibi değilmiş, epey ağırmış eli Vurulmak önemli değil de ha deyince ölemiyor insan Sürün Allah sürünüyor, ömür bitene kadar Hayat işte…
Gayet önemli not: Nazire mazire işleri bana göre değilmiş, Temel’in asılmadan önceki söz sözleri gibi oldu değil mi? “bu bana ders olsun”
Havanın güzel olması beni sevindirdi. Bir servet eder şu yüz kremi. Biraz dinlenmek için neler vermezdim. Kaç kez söyledim sana, ben çaba harcamadan bu güzel yere ulaşanlardan biriyim ama çaba harcamam da lazım.
Şiirin çıkış noktası Pir Sultan Abdal’ın “ALLAH ALLAH DESEM GELSEM” şiiridir. Bu şiirde dörtlükler 2. Tekille karşılıklı konuşmalar şeklinde ilerler. Şiir olabilmesi için ikinci kıtanın da yazılması bir gereklilikti. Fakat sizinle aynı düşüncedeyim, yorum olarak yazılan ilk kıta çok daha hoş geliyor kulağa. Teşekkürler.
Kuzeyin oğlu, Karadeniz’i seyreder gibi bakardık biz yüzüne. Ele avuca sığmaz, boyun eğmezdin tıpkı Karadeniz gibi.
Rengârenk kişiliğinle tıpkı kuzeyin ışıkları gibi aydınlatıp dolduruyordun göğümüzü, birden karanlığa gömüldü dünyamız sen gittiğinde.
Biz seni, karakışa, soğuklara meydan okuyan Kardelen çiçeğine benzetirdik bir de, Yüce Allah (cc) mekanını cennet eylesin inşallah, rahat uyu. Şiirlerin, şarkıların emanettir artık bu ülkenin evlatlarına.
“Suçluluk ile kırgınlık hissetmek arasında bir seçim yapmanız gerektiğinde, her defasında suçluluğu seçin. Bir şeyi reddetmek sizde suçluluk duygusu yaratırken, rıza göstermek ardında bir kırgınlık bırakacaksa suçluluğu tercih edin. Kırgınlık ruhun intiharıdır.”
Ben bir tane seçtim.
Sıra sende...
?si=Qa4CqtbEaHZomPh2
"Beni güzel hatırla"
https://youtube.com/shorts/Z4i5qTX94lY?si=fXL9VmMvatyCXDH7
Hadi dedim
Azıcık dinesiye kadar rüzgâr
Deniz sakinleşip durulasıya
Şu kasvetli hava dağılasıya kadar
Haftada iki gün uğrayayım mahalleye
Hani “gözden uzak olan” diye bir söz var ya o misal
“Gönülden de uzak olur” belki elinde taşla değnekle dolaşanlar
Cıkkk olmuyormuş, eh olsun bakalım diyerekten
Attık kendimizi ortalığa “ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin” nidalarıyla
Farkında mısınız giderek uzuyor sanki satırlar, du bakalım
Aman ne ölümü yaaa, kazara vurulmak gibi işte
Vurulmak dedim de, ilkinin sesi sizin oralara kadar geldi demek ki
Anlayacağınız, öyle göründüğü gibi değilmiş, epey ağırmış eli
Vurulmak önemli değil de ha deyince ölemiyor insan
Sürün Allah sürünüyor, ömür bitene kadar
Hayat işte…
Gayet önemli not: Nazire mazire işleri bana göre değilmiş, Temel’in asılmadan önceki söz sözleri gibi oldu değil mi? “bu bana ders olsun”
Kufeya çiçeğine benzer birazda ömrüm
Sahibinden çok az ilgi gören
Ama her dem yeşil
Her dem seven
Havanın güzel olması beni sevindirdi. Bir servet eder şu yüz kremi. Biraz dinlenmek için
neler vermezdim. Kaç kez söyledim sana, ben çaba harcamadan bu güzel yere ulaşanlardan
biriyim ama çaba harcamam da lazım.
Farklı dünyalara aittik seninle
İmkânsıza çıktı bu yüzden adımız
Bilmiyorlardı oysa
Sadece sevgiyle titrerdi kâinat
Anlamadılar
hikayesi
https://www.youtube.com/shorts/VPLnSZUypkY
kurban olduğum Allah'ım, bu nasıl sevmek...bu nasıl sevmek...bu nasıl sevmek
https://www.youtube.com/shorts/bD3zilUlRQA
Şiirin çıkış noktası Pir Sultan Abdal’ın “ALLAH ALLAH DESEM GELSEM” şiiridir. Bu şiirde dörtlükler 2. Tekille karşılıklı konuşmalar şeklinde ilerler. Şiir olabilmesi için ikinci kıtanın da yazılması bir gereklilikti. Fakat sizinle aynı düşüncedeyim, yorum olarak yazılan ilk kıta çok daha hoş geliyor kulağa. Teşekkürler.
Küçük bir ışıkla var oldum sandım
Bir küçük karanlıkta kayboldum yandım
Hep o dediği dedik yalnızlığım
senden sonra.. bir daha kimseye çorba içmeye gidelim mi ? diyemedim..
iki ters bir düz,
3 düz bir ters,
harika bir şal ördüm kendime,
üşüdükçe sıkı sıkı sarılıyorum işte.....
İtiraf
Çocukça duygularla
Âmin demişsem
Olmayacak bir duaya
Bağışla
İtirafımdır
Amel defterimde
Geçirilsin kayda
Ve yazılsın
Alnımın çatına
Kor demirlerle
Günahım
Kuzeyin oğlu,
Karadeniz’i seyreder gibi bakardık biz yüzüne. Ele avuca sığmaz, boyun eğmezdin tıpkı Karadeniz gibi.
Rengârenk kişiliğinle tıpkı kuzeyin ışıkları gibi aydınlatıp dolduruyordun göğümüzü, birden karanlığa gömüldü dünyamız sen gittiğinde.
Biz seni, karakışa, soğuklara meydan okuyan Kardelen çiçeğine benzetirdik bir de,
Yüce Allah (cc) mekanını cennet eylesin inşallah, rahat uyu. Şiirlerin, şarkıların emanettir artık bu ülkenin evlatlarına.
Kalbim yerinden söküldü sanki yerini koskoca bir boşluk aldı
“Suçluluk ile kırgınlık hissetmek arasında bir seçim yapmanız gerektiğinde, her defasında suçluluğu seçin.
Bir şeyi reddetmek sizde suçluluk duygusu yaratırken, rıza göstermek ardında bir kırgınlık bırakacaksa suçluluğu tercih edin.
Kırgınlık ruhun intiharıdır.”
(Gabor Mate)