Amerikalı besteci. “The School For Scandal” ve “Music for a Scene from Shelly”nin sahibi. “Adagio For String”leriyle meshur oldu.1957 tarihli operası “Vanessa”, “Pulitzer Ödülü”nü kazandı. Müziği liriksel ve tonlu olarak bilinir. Pennsylvania, West Chester doğumlu besteci yedi yaşında müzik yapmaya başladı. Daha sonra başarılı bir şekilde bariton bir ses geliştirerek profesyonel bir şarkıcı olmayı hedefledi.1935’de Roma’da, American Academy’ye girmeden önce, Philadelphia’da “Curtis Institute of Music”de okudu. Bir yıl sonra Adagio for Strings’inde String orkestrası için ikinci basamağı teşkil eden String “Quartet in B Major”ı yazdı. Bu parça, “William Orbit” tarafından remikslendi; “Platoon” ve de Elephant Man gibi filmlerde de kullanılarak popülerliğini günümüze kadar taşıdı. (“Ferry Corsten” remiksi de oldukça iyi bir satış yaptı) Adagio’nun popülaritesi Barber’ın diğer eserlerini bir şekilde gölgede bıraktı. Buna rağmen, kendisi yirminci yüzyılın en yetenekli Amerikalı bestecileri arasında yer almakta. Dönemin çoğu Amerikalı bestecisi gibi uçlarda gezinen deneyler yapmadı ve geleneksel harmonilere bağlı kaldı. Eserleri tutkusal bir biçimde romantik ve neo-romantik olarak sınıflandırılmakta.
Samuel Osborne Barber (1910 – 1981)
Amerikalı besteci. “The School For Scandal” ve “Music for a Scene from Shelly”nin sahibi. “Adagio For String”leriyle meshur oldu.1957 tarihli operası “Vanessa”, “Pulitzer Ödülü”nü kazandı. Müziği liriksel ve tonlu olarak bilinir. Pennsylvania, West Chester doğumlu besteci yedi yaşında müzik yapmaya başladı. Daha sonra başarılı bir şekilde bariton bir ses geliştirerek profesyonel bir şarkıcı olmayı hedefledi.1935’de Roma’da, American Academy’ye girmeden önce, Philadelphia’da “Curtis Institute of Music”de okudu. Bir yıl sonra Adagio for Strings’inde String orkestrası için ikinci basamağı teşkil eden String “Quartet in B Major”ı yazdı. Bu parça, “William Orbit” tarafından remikslendi; “Platoon” ve de Elephant Man gibi filmlerde de kullanılarak popülerliğini günümüze kadar taşıdı. (“Ferry Corsten” remiksi de oldukça iyi bir satış yaptı) Adagio’nun popülaritesi Barber’ın diğer eserlerini bir şekilde gölgede bıraktı. Buna rağmen, kendisi yirminci yüzyılın en yetenekli Amerikalı bestecileri arasında yer almakta. Dönemin çoğu Amerikalı bestecisi gibi uçlarda gezinen deneyler yapmadı ve geleneksel harmonilere bağlı kaldı. Eserleri tutkusal bir biçimde romantik ve neo-romantik olarak sınıflandırılmakta.