2002de 'telegram zihin kontrolu' diye bir kitap yazmis.
2016ya kadar iceride ve sonrasinda olene kadarda disarida elektronik iskencelere maruz birakilan bir insan.
Disarida buna remote neural monitoring device derler veya Brain computer program device. Yani telsiz neural izlemci cihazi veya beyin bilgisaray program cihazi.
Insani bir implant araciligi ile, bilgisaray programi, kendisine ve Telegramcilarin istegine gore programlama ve yonlendirme cabasi.
Bir insani daha basarili yonlendirebilmek icin, onu onceden programlaman lazim.
Konu: Salih Mirzabeyoğlu kendini 'Mehdi' ilan etti...
////////////////////İBDA-C//////////////////////
1988'den beri cezaevinde bulunan, uzun süre hücre cezası çeken İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu, son kitabında kendisi için 'mehdilik' sıfatını ilk defa açıkça kullandı. İBDA-C'cilerin İslamiyet inanışına göre, üç mehdi gelecek. Son mehdi ise Hz. İsa olacak. Ama Hz. İsa, İBDA-C'nin fikirleriyle gelecek.
Artık onu televizyon haberlerinde ya da gazete sayfalarında uzun zamandır göremesek de; o, özellikle İBDA anlayışına bağlı olan gençler tarafından hâlâ ilgiyle izleniyor. Biz unutsak da onlar unutmuyor. Aldığı ömür boyu hapis cezası nedeniyle 1998’den beri cezaevinde yatan İBDA lideri Salih Mirzabeyoğlu, cezasını çekerken kaleme aldığı ideolojisini anlatan kitaplarıyla kendisine bağlı olanlara ulaşmaya devam ediyor. İBDA hareketi içinde, Mirzabeyoğlu’na bir liderden çok, bir ideolog gözüyle bakılıyor. Bu nedenle ne yazsa, ne söylese olağanüstü bir bağlılık anlayışı içinde doğruluğu kabul ediliyor. Tıpkı, son kitabı ‘Furkan Lûgat-ı Salihûn’da ilk defa açıkça kullandığı ‘mehdi’ sıfatına inanıldığı gibi. Salih Mirzabeyoğlu’nun son kitabı, adından da anlaşılacağı gibi bir sözlük. Arapça-Türkçe sözlükteki sözcükler alfabetik değil, ebcet hesabına uygun olarak aldıkları sayısal değerlere göre sıralıyor.
‘Furkan Lûgat-ı Salihûn’un ebcet şifreleri çözüldüğünde, sözlüğün yazarının yani Salih Mirzabeyoğlu’nun kendisini mehdi ilan ettiği görülüyor. Mirzabeyoğlu’nun mehdiliği İBDA taraftarları arasında da kabul görüyor. Kitaba ilişkin görüştüğümüz, İBDA içerisinde bir kişinin şu söyledikleri de bu kabulün net göstergesi: “Elbette her hareketin lideri, o hareketin üyeleri için kurtarıcıdır. Bu anlamda da Salih Mirzabeyoğlu bizim için kumandandır, bizi yetiştirendir, hayatımızı hayatına bağladığımız insandır. Bana, ‘Mehdi kimdir’ diye sorarsanız; ben size, ‘Salih Mirzabeyoğlu kim derse, mehdi odur’ derim.”
Salih Mirzabeyoğlu’nun kitabı hakkında konuşmak için gidilebilecek en doğru adres, İBDA’nın yayın organı olarak gösterilen ‘Aylık’ dergisi. Kendileriyle görüşme talebimizin kısa sürede kabul edilmesi, bizleri oldukça şaşırttı. Dergi, Kasımpaşa’da üç katlı bir binanın ikinci katında bulunuyor.
Kiminle görüşeceğimizi bilmeden gittiğimiz ‘Aylık’ta, bizi karşılayanların ilk tepkisi, ilgimizin nedenini anlayabilmek için soruları arka arkaya sıralamak oluyor. Bir yandan konuşacağımız kişiyi beklerken, bir yandan da Türkiye’deki yayın kuruluşlarının İslami yapılanmalara karşı olan tavırları hakkında bize sorulan soruları yanıtlıyoruz. Yani röportaj yapabilmek için röportaj veriyoruz.
Oturduğumuz odanın bir köşesinde yer alan camlı dolapta Mirzabeyoğlu’nun 47 kitaptan oluşan külliyatının tamamı bulunuyor. Önünde oturduğumuz masanın arkasında ise İBDA’nın ‘üç ışık’ misyonunun üç liderinin fotoğrafları: Salih Mirzabeyoğlu, Abdülhakim Arvasi (yüzyıl başında Anadolu’da yaşan bir Nakşibendi şeyhi) ve Necip Fazıl.
Sonunda, röportaj yapmamıza izin veriliyor. ‘Furkan Lûgat-ı Salihûn’ ve Mirzabeyoğlu ile ilgili sorularımızı yanıtlayacak olan kişi, ‘Aylık’ dergisinin editörü Ali Osman Zor. Niyetimizi ve kim olduğumuzu Ali Osman Zor’a da anlatıyoruz. Aradan bir saat geçtikten sonra da söyleşi başlıyor. Konumuz mehdilik, Salih Mirzabeyoğlu ve İBDA hareketi.
Aylık dergisi editörü Ali Osman Zor, başka insanların Mirzabeyoğlu(nun mehdiliğini tanıyıp tanımamalarının kendilerinin değil, onların sorunu olduğunu belirtiyor.
İslam dininde en çok tartışılan konulardan biri de mehdi kavramı. Mehdilik tartışmaları yüzyıllardır devam ediyor. Kimileri mehdiyi bir kurtarıcı sıfatıyla değerlendirirken, kimileri de kıyamet alametlerinden biri olarak görüyor. Kimileri ise, bir mehdi beklemenin İslam inancıyla tamamen zıt bir düşünce olduğu yönünde. Bu bağlamda, İslam tarihi boyunca onlarca, yüzlerce kişi bu sıfatla anılarak çevrelerinde bir inanan kitlesi oluşturdu. Hemen her cemaat kendi kurtarıcısını kendi içinden çıkardı. Çıkarmaya da devam ediyor.
“Anayasal düzeni değiştirip yerine şeriat esaslarını benimseyen bir devlet kurmaya çalışmak” suçundan ömür boyu hapis cezası alan ve bugün cezasını Bolu Cezaevi’ndeki tek kişilik hücresinde çeken İBDA lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun daha önceki kitaplarında mehdilik kavramına göndermeler yapılsa da, kendisini ilk kez bu kitapta açıkça mehdi ilan ediyor.
“Şaşırmadık, biliyorduk”
Söyleşi talebimizi kabul eden, ‘Aylık’ dergisinin editörü Ali Osman Zor, Mirzabeyoğlu’nun bu kitabında mehdiliğini açıkça ilan etmesinin kendileri için şaşırtıcı bir durum olmadığını, bunu kendilerinin zaten bildiğini söylüyor. Ali Osman Zor, başka insanların Mirzabeyoğlu’nun mehdiliğini tanıyıp tanımamalarının kendilerinin değil, onların sorunu olduğunu belirtiyor. Zor’a göre Mirzabeyoğlu’nun mehdiliğini başkalarının kabul edip etmemesi de hiç umurlarında değil. Ali Osman Zor, Mirzabeyoğlu’nun bu kitabı yazmaktaki amacının birtakım sözcükleri denk getirip, insanlara bir şeyler göstermek olmadığını, kitapta aslında bilinen bir şeyin sağlamasının yapılmış olduğunu söylüyor.
“İBDA, mehdilik misyonu üzerine olan bir harekettir. Tabii ki bu hareketin mimarları Necip Fazıl ve Salih Mirzabeyoğlu da bu misyonu icra eden insanlardır. Beklenen mesih de -her kimse- bütün yenileyiciliğini bu düşünce üzerine kuracaktır” diyen Zor, mehdilik kavramına bakışlarını şöyle anlatıyor:
“Bizim ‘üç ışık’ olarak tanımladığımız bir yapı var. Burada kastedilen Abdülhakim Arvasi, Necip Fazıl ve Salih Mirzabeyoğlu’dur. İBDA hareketi bu üç isimle yükselir. Mehdilikle ilgili bir hadis vardır. Buna göre üç mehdi vardır. Yine bu hadise göre sonuncu mehdi Hazreti İsa’dır. Zaten Hazreti İsa’nın kendisi de yenileyicidir. İslam inancına göre Hazreti Muhammed’den sonra bir peygamber gelmeyecektir. Buna göre, Hz. İsa’nın da, ‘Ben Hz. İsa'yım’ demeyeceği ortada. Bu yüzden Hz. İsa gelse bile, bunu herkesin anlayabilmesine imkân yoktur. Belki de mehdi çoktan geldi geçiyor bu dünyadan; ama yine de birileri mehdi bekliyor. Allah resulü nasıl geldiyse, mehdi de öyle gelecek; Allah resulü nasıl savaştıysa, mehdi de o savaşları yapacak; Allah resulü nasıl kan döktüyse, mehdi de kan dökecek. İslam savaşçılarının imanları, işkencelerle, cezaevlerinde yaşadıklarıyla sınandıysa, mehdinin ve ona bağlı olanların da imanları bu şekilde sınanacak. Hazreti Mehdi bize göre tasavvuftaki irşat kutbu makamına denk gelen insandır. Bu, genel bir tanımdır. Özel olarak ise bize göre Hazreti Mehdi üçüncü bin yılın yenileyicisi Hazreti İsa’dır.”
Mirzabeyoğlu, İsa mı?
Bu söylediklerinden, Mirzabeyoğlu’nun Hz. İsa’nın yeniden vücut bulmuş hali olduğu sonucunu çıkarıp çıkaramayacağımızı sorduğumuz Zor, şöyle yanıt veriyor:
“Hazreti İsa bir peygamberdir ve ehli sünnet inancına göre, Hazreti İsa geri gelecektir. Hz. İsa yenileyici olarak geri gelecektir. Hz. Muhammed sonrasında yeni bir peygamber gelmeyeceği için, İsa da peygamber olarak gelmeyecektir. Bu nedenle, insanların özellikle de Hıristiyanların İsa’yı bekliyor olmaları son derece boş bir beklenti. Belki de geldi geçti. Dolayısıyla İslam âleminde Mesih’ten daha çok mehdilik konuşulur. Gerçekte bize göre ikisinin de işlevi aynıdır. Bu nedenle mehdi kesinlikle Hazreti İsa’dır denemez. Ama şu tartışılmaz. Gelecek olan mehdinin misyonu ‘yenileyiciliktir’ ve bu misyon İBDA’dadır. İBDA da mehdilik misyonu üzerine kurulan bir harekettir. Bu hareketi ortaya koyan insanlar da doğal olarak mehdidir zaten. Mehdi bugün gelecek olsa, benim onu tanımama değil Salih Mirzabeyoğlu’na ihtiyacı olacaktır. Bize göre Hz. İsa geri geldiğinde yenileyicilik misyonunu İBDA fikri üzerine kuracak.”
Mirzabeyoğlu kitabı nasıl yazdı?
1998’den beri cezaevinde yatan Salih Mirzabeyoğlu, bu süreç zarfında birçok kitap yayımladı. 2000’e kadar Metris’te kalan Mirzabeyoğlu, buradan Kartal Cezaevi’ne, oradan da Bolu F Tipi Cezaevi’ne götürüldü. Cezasının önemli bir kısmını tek kişilik bir hücrede geçiren Mirzabeyoğlu, bu süreçte yaşadıkları nedeniyle 38 kiloya kadar düşmüş. Bunun nedenlerini Ali Osman Zor şöyle anlatıyor:
“Şu anda Bolu F Tipi Cezaevi’nde bir hücrede yatıyor. Kendisinin içinde bulunduğu şartları düşünürseniz, bu kitapların hangi zorluklar altında yazıldığını tahmin etmek hiç de zor olmaz. Mirzabeyoğlu’nun bugün yaşadığı şartlar ‘Telegram’ kitabında genişçe anlattığı gibi, gayri insani işkenceler içeriyor. Kendisinin kitap yazmaması için devletin çeşitli kurum ve yetkilileri elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Ben de Kartal’da yattım. Orada Mirzabeyoğlu’nun üzerinde zihin kontrolü çalışmaları yapılıyordu. Kendisi 1.87 boyundadır. Kartal’daki şartlar yüzünden bir ara 38 kiloya düştüğüne şahit oldum. Bugün Bolu Cezaevi’nde bu olaya devam edilmekte. Mirzabeyoğlu kendisine ne yapılmak istendiğini gayet iyi biliyor. Çünkü ‘Telegram’ kitabında zihin kontrolü çalışmalarının hangi yöntemlerle yapıldığını, ne amaçla yapıldığını ve sonuçlarının ne olabileceğini tüm detaylarıyla yazmıştı.
‘Furkan’ adlı kitabı da bu şartlar altında yazılmış bir kitaptır. Yani bize göre insan üstü bir gayret sonucu yazılmaktadır.”
Mehdilik iddiasıyla bugüne kadar ortaya çıkan isimlerin hemen hemen tamamına ‘meczup’ gözüyle bakıldı. Kendi cemaatleri dışında bu isimlerin hiçbirisi mehdi olarak kabul edilmedi. Gerçek mehdinin kim olduğu, kim olmadığı şeklindeki tartışmalar yapılırken, birtakım verilerle hareket ediliyor. Bunlar iki ana başlık altında toplanabilir. İlki, mehdinin kim olduğunu anlatan tahmini fiziksel özellikler. Kimi kaynaklarda mehdinin insan üstü vasıfları olacağı belirtilirken, kimilerinde de mehdinin bir mucizeden daha çok mevcut sistemi kökten değiştirecek, ideolojik, politik ve dini bir misyona sahip olacağı belirtiliyor. Bu durum anlatılırken de, kendi cemaati dışında hiç kimsenin ona inanmayacak olması, o kişinin gerçek mehdi olduğunu kanıtlayan bir delil olarak gösteriliyor.
Kendisine inanılıp inanılmamasının Mirzabeyoğlu’nu bağlamadığını söyleyen Ali Osman Zor, en çok rahatsız oldukları konunun mehdilik kavramının çoğu zaman İslam’ın karikatürize edilmesi için kullanılması olduğunu belirtiyor. Zor, Mirzabeyoğlu’nun mehdilik kavramına bakışını da şöyle anlatıyor:
“Normalde kimsenin ortaya çıkıp ‘Ben mehdiyim’ dememesi gerekir. Bu açıdan bakarsanız, mehdinin kendisinin mehdi olup olmadığını bilmemesi önemli değildir. Buradaki asıl mesele, mehdiyi tanıyıp tanımamaktır. Bunun için de mehdiliğin tanıtıcı vasıflarını iyi bilmek gerekir. Mehdilik yenileyiciliktir. Sadece bu da yetmez, neyi yenilediğini de bilmek gerekir. Mirzabeyoğlu’na göre insanların mehdiden beklentileri keramet noktasında kilitleniyor. Yani bir saksıyı dokunmadan uçurması gibi şeyler bekleniyor mehdiden. Bir sirk cambazı gibi davranması isteniyor. Bugün İslam dünyasının ihtiyacı olan, sadece İslam’ı muhatap olan bir ideolojidir. Bunu kim yaparsa, kim uygularsa, kurtarıcı da odur. Arkasından gidilmesi gereken de, sözünün dinlenmesi gereken de odur.”
Haber: Güçlü ÖZGAN
____________________
ZİKR-İ HAKİKAT:
_______________
BAKİ GERÇEKLER DEMİNE HU DOST ALLAH EYVALAH
GERÇEĞE HU MÜMİNE YA ALİ YA MEHDİ SAHİB-İ ZAMAN...
Mayıs 1983 de Kısakürek ‘Azrail’e Hoşgeldin’ dediğinde Salih 33 yaşlarındadır. ‘33 yıl işleyen saatler’ kesişir onunla... Necip Fazıl'ın vefatından sonra, 1984 yılında İBDA'yı kurdu. 1999 yılına kadar kırktan fazla eser vererek İbda Külliyatı'nı oluşturdu...
“Hicretten bin dört yüz sene sonraki akidlerden iki veya üç akid say [Hicrî 1420-1430 târihleri arası]. O vakit Mehdî-yi Emîn çıkar ve bütün dünyâ ile harb eder. Dalâlete düşenler [Hıristiyanlar] ve Allah’ın gadabına uğramış olanlar [Yahûdîler] ve [İslâm ülkelerinin başındaki] münâfıklar İsrâ ve Mi’râc beldesi olan Kudüs’teki ‘Meciddûn Dağları’nda onun için toplanırlar. Bütün dünyânın ve bütün hîlelerin melîkesi de Mehdî’ye karşı çıkar ki, onun ismi zâniyedir [Amerika]. Bu melîke [Amerika] o gün bütün dünyâyı dalâlet ve küfre sevk eder. Yahûdîler de o gün dünyâca en yüksek makamdadırlar. Bütün Kudüs’e, mukaddes beldeye hâkimdirler. Bütün dünyâ denizden ve havadan Mehdî’nin üzerine hücûm eder. Ancak çok soğuk ve çok sıcak beldeler müstesnâ [Afganistan işgáline karışmayan İskandinav ve Afrika ülkeleri]. Mehdî bakar ki, bütün dünyâ çirkin hîle ve planlarla aleyhinde ittifâk ettiklerini görür. Fakat, bilir ki, Allah daha şiddetli mekr sâhibidir ki, onların bütün hîlelerini akím bırakır. Ve bütün kâinât O’nun mülküdür ve O’na dönecektir ve merci yalnız O’dur. Ve bütün dünyâ aslı ve fer’iyle O’nun bir hilkat şeceresidir. İşte bu kudrete mâlik olan Cenâb-ı Hak, Mehdî’ye nusret için en şiddetli bir darbe ile onları vurur ve karayı, denizi ve semâyı onlar üzerine yandırır. Ve semâ da onların üstüne şiddetli yağmurunu yağdırır. O gün bütün ehl-i arz küffâra la’net eder. Allah da bütün küfrün zevâlini irâde eder.”
'Umum yeryüzüne dört kişi hakim olmuştur ki,ikisi Mü'min ve ikisi kafirdir.İki hakim müm'in Hz.Zülkarneyn ve Hz.Süleyman (a.s.) 'dır.İki hakim kafir ise Nemrud ve Buhtünasr'dır.Ve beşinci olarak ileride benim Ehl-i Beytimden birisi dahi bütün arza hakim olacaktır.'
'Birgün biz Hazret-i Ali'nin (R.A.) yanındayken,birisi Hazret-i Mehdi'den sual etti.Hazret-i Ali (R.A.) , 'Heyhat! ' dedi.Sonra eliyle bir dokuz yaptı ve şöyle dedi:
-O ahirzamanda,kişi 'Allah'dan kork! Allah'dan kork! ' denildiği zaman ortaya çıkar.Bulutların semada toplandığı gibi,Allah onun etrafında bir kavim toplar,onların kalblerini uzlaştırır.Onlar içlerinden şehit düşene üzülmez,kendilerine katılana da sevinmezler.Sayıları Bedir Ashabı kadardır.Evvelkiler onları geçemediği gibi,sonrakiler de onlara yetişemezler.Ve onların sayıları,Talud ile nehri geçenler kadardır.'
'Mehdi bendendir.Alnı geniş ve açıktır.Doğan ve çekme burunludur.Yeryüzü evvelce nasıl haksızlıklarla dolmuş ise,aynı şekilde o yeryüzünü adaletle dolduracaktır.O yedi yıl hükümdarlık edecektir.'
düşüncesinin DERDİNDE gariban.ancak öldüğünde kıymeti artacak.kalemine hakim ve farkında.memleket için fayda ama biz bu kafa ile daha çook 'yerinde say marş yaparız........
'Onun hilafetinden yer ve gök ehli,bütün yabani hayvanlar,kuşlar,hatta denizdeki balıklar bile razı olacaktır.' (age. sh.31)
'O kimsenin bilmediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir.'
'...Mehdi,Resulullah'ın bayrağı ile,insanların başlarına bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar.İki rekat namaz kılar.Namazdan dönünce şöyle der:'Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık.' (age. sf.55)
'Allah Konstantiniyye'yi (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının ehline fethedecek...Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak.' (Kıyamet Alametleri,Berzenci,sf.181)
'Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhisselam' dan şöyle buyurduğu rivayet edilir:Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi'nin) iki gaybeti vardır.Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki,bazıları:'O öldü',bazıları da:'o gitti' diyeceklerdir.Ne onu sevenler,ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler,sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir.' (el-Saa Fi Eşrat-is Saa sf.93 Mısır baskısı)
'Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek,o dağlarda kendisine yol bulacaktır.' (el kavlul...sh.39)
'O benim ümmetimden,tenezzül etmeyen (Allah'tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir adamdır.' (suyuti,el havi,2/24)
'Yüzünün nuru,saçının sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir.' (ismi uzun bir eserden)
'Andolsun,biz zikirden (Tevrat'tan) sonra Zebur'da da:'Şüphesiz arz'a salih kullarım varisçi olacaktır.'diye yazdık. (Enbiya Suresi,105) İslam alimleri bu ayeti şu şekilde tefsir etmişlerdir: İmam Bakır ve Sadık'tan rivayet edilmektedir:'Buradaki (ayette bildirilen) 'SALİH KULLAR',MEHDİ VE ARKADAŞLARIDIR.'
Nostradamus'un kehanetlerinin birçok yerinde geçen 'Mavi Türbanlı Müslüman Lider' bu kez ortaya çıkacak. Uzmanlara göre adayların arasında Beşir Esad da var. Yeni bir Nasır olacak denen bu lider, Arap Birligi'ni yeniden olusturacak. İran, Afganistan,Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Libya ve bazı Orta Asya ülkeleri birleşecekler. Arap Federasyonu kurulacak ve Batı'ya karşı tavır alacak. İran, Türkiye'ye saldirip, Trabzon'a kadar gelecek, Fas'ta büyük savaşlar olacak. İran'da Hatemi devrilecek yerine bir ihtimal yine İran dişindan Humeyni gibi bir lider gelecek. Bu kişi Usame bin Ladin veya Ahmed Şah Mesud da olabilir. Bu kehanet çok eski ve Mavi Türbanli Lider çoktandır bekleniyor ama hala çıkmadı. Ama gerçekten de Nostradamus'un (5.27) no'lu kehanetinde Persler'in Trabzon'a gelecekleri, Mısır'in ve Midilli'nin korkuyla titreyecegi, Adriatik'in Arap kaniyla sulanacagi yaziyor.
cezaevinde kimsenin sakalını ve saçlarını kesemediği (!) bir kısım terörist takunyacıların lideri......daha fazla cennet bonusu için, 'daha fazla kâfir zındık kafası kesin' emrini veren zavallı....
2002de 'telegram zihin kontrolu' diye bir kitap yazmis.
2016ya kadar iceride ve sonrasinda olene kadarda disarida elektronik iskencelere maruz birakilan bir insan.
Disarida buna remote neural monitoring device derler veya Brain computer program device. Yani telsiz neural izlemci cihazi veya beyin bilgisaray program cihazi.
Insani bir implant araciligi ile, bilgisaray programi, kendisine ve Telegramcilarin istegine gore programlama ve yonlendirme cabasi.
Bir insani daha basarili yonlendirebilmek icin, onu onceden programlaman lazim.
Kimden: 004-Mehdix (Bay, 39)
Kime: Grup: Hür İslam Halk Hareketi.
Tarih: 26.11.2006 15:59 (GMT +2:00)
Konu: Salih Mirzabeyoğlu kendini 'Mehdi' ilan etti...
////////////////////İBDA-C//////////////////////
1988'den beri cezaevinde bulunan, uzun süre hücre cezası çeken İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu, son kitabında kendisi için 'mehdilik' sıfatını ilk defa açıkça kullandı. İBDA-C'cilerin İslamiyet inanışına göre, üç mehdi gelecek. Son mehdi ise Hz. İsa olacak. Ama Hz. İsa, İBDA-C'nin fikirleriyle gelecek.
Artık onu televizyon haberlerinde ya da gazete sayfalarında uzun zamandır göremesek de; o, özellikle İBDA anlayışına bağlı olan gençler tarafından hâlâ ilgiyle izleniyor. Biz unutsak da onlar unutmuyor. Aldığı ömür boyu hapis cezası nedeniyle 1998’den beri cezaevinde yatan İBDA lideri Salih Mirzabeyoğlu, cezasını çekerken kaleme aldığı ideolojisini anlatan kitaplarıyla kendisine bağlı olanlara ulaşmaya devam ediyor. İBDA hareketi içinde, Mirzabeyoğlu’na bir liderden çok, bir ideolog gözüyle bakılıyor. Bu nedenle ne yazsa, ne söylese olağanüstü bir bağlılık anlayışı içinde doğruluğu kabul ediliyor. Tıpkı, son kitabı ‘Furkan Lûgat-ı Salihûn’da ilk defa açıkça kullandığı ‘mehdi’ sıfatına inanıldığı gibi. Salih Mirzabeyoğlu’nun son kitabı, adından da anlaşılacağı gibi bir sözlük. Arapça-Türkçe sözlükteki sözcükler alfabetik değil, ebcet hesabına uygun olarak aldıkları sayısal değerlere göre sıralıyor.
‘Furkan Lûgat-ı Salihûn’un ebcet şifreleri çözüldüğünde, sözlüğün yazarının yani Salih Mirzabeyoğlu’nun kendisini mehdi ilan ettiği görülüyor. Mirzabeyoğlu’nun mehdiliği İBDA taraftarları arasında da kabul görüyor. Kitaba ilişkin görüştüğümüz, İBDA içerisinde bir kişinin şu söyledikleri de bu kabulün net göstergesi: “Elbette her hareketin lideri, o hareketin üyeleri için kurtarıcıdır. Bu anlamda da Salih Mirzabeyoğlu bizim için kumandandır, bizi yetiştirendir, hayatımızı hayatına bağladığımız insandır. Bana, ‘Mehdi kimdir’ diye sorarsanız; ben size, ‘Salih Mirzabeyoğlu kim derse, mehdi odur’ derim.”
Salih Mirzabeyoğlu’nun kitabı hakkında konuşmak için gidilebilecek en doğru adres, İBDA’nın yayın organı olarak gösterilen ‘Aylık’ dergisi. Kendileriyle görüşme talebimizin kısa sürede kabul edilmesi, bizleri oldukça şaşırttı. Dergi, Kasımpaşa’da üç katlı bir binanın ikinci katında bulunuyor.
Kiminle görüşeceğimizi bilmeden gittiğimiz ‘Aylık’ta, bizi karşılayanların ilk tepkisi, ilgimizin nedenini anlayabilmek için soruları arka arkaya sıralamak oluyor. Bir yandan konuşacağımız kişiyi beklerken, bir yandan da Türkiye’deki yayın kuruluşlarının İslami yapılanmalara karşı olan tavırları hakkında bize sorulan soruları yanıtlıyoruz. Yani röportaj yapabilmek için röportaj veriyoruz.
Oturduğumuz odanın bir köşesinde yer alan camlı dolapta Mirzabeyoğlu’nun 47 kitaptan oluşan külliyatının tamamı bulunuyor. Önünde oturduğumuz masanın arkasında ise İBDA’nın ‘üç ışık’ misyonunun üç liderinin fotoğrafları: Salih Mirzabeyoğlu, Abdülhakim Arvasi (yüzyıl başında Anadolu’da yaşan bir Nakşibendi şeyhi) ve Necip Fazıl.
Sonunda, röportaj yapmamıza izin veriliyor. ‘Furkan Lûgat-ı Salihûn’ ve Mirzabeyoğlu ile ilgili sorularımızı yanıtlayacak olan kişi, ‘Aylık’ dergisinin editörü Ali Osman Zor. Niyetimizi ve kim olduğumuzu Ali Osman Zor’a da anlatıyoruz. Aradan bir saat geçtikten sonra da söyleşi başlıyor. Konumuz mehdilik, Salih Mirzabeyoğlu ve İBDA hareketi.
Aylık dergisi editörü Ali Osman Zor, başka insanların Mirzabeyoğlu(nun mehdiliğini tanıyıp tanımamalarının kendilerinin değil, onların sorunu olduğunu belirtiyor.
İslam dininde en çok tartışılan konulardan biri de mehdi kavramı. Mehdilik tartışmaları yüzyıllardır devam ediyor. Kimileri mehdiyi bir kurtarıcı sıfatıyla değerlendirirken, kimileri de kıyamet alametlerinden biri olarak görüyor. Kimileri ise, bir mehdi beklemenin İslam inancıyla tamamen zıt bir düşünce olduğu yönünde. Bu bağlamda, İslam tarihi boyunca onlarca, yüzlerce kişi bu sıfatla anılarak çevrelerinde bir inanan kitlesi oluşturdu. Hemen her cemaat kendi kurtarıcısını kendi içinden çıkardı. Çıkarmaya da devam ediyor.
“Anayasal düzeni değiştirip yerine şeriat esaslarını benimseyen bir devlet kurmaya çalışmak” suçundan ömür boyu hapis cezası alan ve bugün cezasını Bolu Cezaevi’ndeki tek kişilik hücresinde çeken İBDA lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun daha önceki kitaplarında mehdilik kavramına göndermeler yapılsa da, kendisini ilk kez bu kitapta açıkça mehdi ilan ediyor.
“Şaşırmadık, biliyorduk”
Söyleşi talebimizi kabul eden, ‘Aylık’ dergisinin editörü Ali Osman Zor, Mirzabeyoğlu’nun bu kitabında mehdiliğini açıkça ilan etmesinin kendileri için şaşırtıcı bir durum olmadığını, bunu kendilerinin zaten bildiğini söylüyor. Ali Osman Zor, başka insanların Mirzabeyoğlu’nun mehdiliğini tanıyıp tanımamalarının kendilerinin değil, onların sorunu olduğunu belirtiyor. Zor’a göre Mirzabeyoğlu’nun mehdiliğini başkalarının kabul edip etmemesi de hiç umurlarında değil. Ali Osman Zor, Mirzabeyoğlu’nun bu kitabı yazmaktaki amacının birtakım sözcükleri denk getirip, insanlara bir şeyler göstermek olmadığını, kitapta aslında bilinen bir şeyin sağlamasının yapılmış olduğunu söylüyor.
“İBDA, mehdilik misyonu üzerine olan bir harekettir. Tabii ki bu hareketin mimarları Necip Fazıl ve Salih Mirzabeyoğlu da bu misyonu icra eden insanlardır. Beklenen mesih de -her kimse- bütün yenileyiciliğini bu düşünce üzerine kuracaktır” diyen Zor, mehdilik kavramına bakışlarını şöyle anlatıyor:
“Bizim ‘üç ışık’ olarak tanımladığımız bir yapı var. Burada kastedilen Abdülhakim Arvasi, Necip Fazıl ve Salih Mirzabeyoğlu’dur. İBDA hareketi bu üç isimle yükselir. Mehdilikle ilgili bir hadis vardır. Buna göre üç mehdi vardır. Yine bu hadise göre sonuncu mehdi Hazreti İsa’dır. Zaten Hazreti İsa’nın kendisi de yenileyicidir. İslam inancına göre Hazreti Muhammed’den sonra bir peygamber gelmeyecektir. Buna göre, Hz. İsa’nın da, ‘Ben Hz. İsa'yım’ demeyeceği ortada. Bu yüzden Hz. İsa gelse bile, bunu herkesin anlayabilmesine imkân yoktur. Belki de mehdi çoktan geldi geçiyor bu dünyadan; ama yine de birileri mehdi bekliyor. Allah resulü nasıl geldiyse, mehdi de öyle gelecek; Allah resulü nasıl savaştıysa, mehdi de o savaşları yapacak; Allah resulü nasıl kan döktüyse, mehdi de kan dökecek. İslam savaşçılarının imanları, işkencelerle, cezaevlerinde yaşadıklarıyla sınandıysa, mehdinin ve ona bağlı olanların da imanları bu şekilde sınanacak. Hazreti Mehdi bize göre tasavvuftaki irşat kutbu makamına denk gelen insandır. Bu, genel bir tanımdır. Özel olarak ise bize göre Hazreti Mehdi üçüncü bin yılın yenileyicisi Hazreti İsa’dır.”
Mirzabeyoğlu, İsa mı?
Bu söylediklerinden, Mirzabeyoğlu’nun Hz. İsa’nın yeniden vücut bulmuş hali olduğu sonucunu çıkarıp çıkaramayacağımızı sorduğumuz Zor, şöyle yanıt veriyor:
“Hazreti İsa bir peygamberdir ve ehli sünnet inancına göre, Hazreti İsa geri gelecektir. Hz. İsa yenileyici olarak geri gelecektir. Hz. Muhammed sonrasında yeni bir peygamber gelmeyeceği için, İsa da peygamber olarak gelmeyecektir. Bu nedenle, insanların özellikle de Hıristiyanların İsa’yı bekliyor olmaları son derece boş bir beklenti. Belki de geldi geçti. Dolayısıyla İslam âleminde Mesih’ten daha çok mehdilik konuşulur. Gerçekte bize göre ikisinin de işlevi aynıdır. Bu nedenle mehdi kesinlikle Hazreti İsa’dır denemez. Ama şu tartışılmaz. Gelecek olan mehdinin misyonu ‘yenileyiciliktir’ ve bu misyon İBDA’dadır. İBDA da mehdilik misyonu üzerine kurulan bir harekettir. Bu hareketi ortaya koyan insanlar da doğal olarak mehdidir zaten. Mehdi bugün gelecek olsa, benim onu tanımama değil Salih Mirzabeyoğlu’na ihtiyacı olacaktır. Bize göre Hz. İsa geri geldiğinde yenileyicilik misyonunu İBDA fikri üzerine kuracak.”
Mirzabeyoğlu kitabı nasıl yazdı?
1998’den beri cezaevinde yatan Salih Mirzabeyoğlu, bu süreç zarfında birçok kitap yayımladı. 2000’e kadar Metris’te kalan Mirzabeyoğlu, buradan Kartal Cezaevi’ne, oradan da Bolu F Tipi Cezaevi’ne götürüldü. Cezasının önemli bir kısmını tek kişilik bir hücrede geçiren Mirzabeyoğlu, bu süreçte yaşadıkları nedeniyle 38 kiloya kadar düşmüş. Bunun nedenlerini Ali Osman Zor şöyle anlatıyor:
“Şu anda Bolu F Tipi Cezaevi’nde bir hücrede yatıyor. Kendisinin içinde bulunduğu şartları düşünürseniz, bu kitapların hangi zorluklar altında yazıldığını tahmin etmek hiç de zor olmaz. Mirzabeyoğlu’nun bugün yaşadığı şartlar ‘Telegram’ kitabında genişçe anlattığı gibi, gayri insani işkenceler içeriyor. Kendisinin kitap yazmaması için devletin çeşitli kurum ve yetkilileri elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Ben de Kartal’da yattım. Orada Mirzabeyoğlu’nun üzerinde zihin kontrolü çalışmaları yapılıyordu. Kendisi 1.87 boyundadır. Kartal’daki şartlar yüzünden bir ara 38 kiloya düştüğüne şahit oldum. Bugün Bolu Cezaevi’nde bu olaya devam edilmekte. Mirzabeyoğlu kendisine ne yapılmak istendiğini gayet iyi biliyor. Çünkü ‘Telegram’ kitabında zihin kontrolü çalışmalarının hangi yöntemlerle yapıldığını, ne amaçla yapıldığını ve sonuçlarının ne olabileceğini tüm detaylarıyla yazmıştı.
‘Furkan’ adlı kitabı da bu şartlar altında yazılmış bir kitaptır. Yani bize göre insan üstü bir gayret sonucu yazılmaktadır.”
Mehdilik iddiasıyla bugüne kadar ortaya çıkan isimlerin hemen hemen tamamına ‘meczup’ gözüyle bakıldı. Kendi cemaatleri dışında bu isimlerin hiçbirisi mehdi olarak kabul edilmedi. Gerçek mehdinin kim olduğu, kim olmadığı şeklindeki tartışmalar yapılırken, birtakım verilerle hareket ediliyor. Bunlar iki ana başlık altında toplanabilir. İlki, mehdinin kim olduğunu anlatan tahmini fiziksel özellikler. Kimi kaynaklarda mehdinin insan üstü vasıfları olacağı belirtilirken, kimilerinde de mehdinin bir mucizeden daha çok mevcut sistemi kökten değiştirecek, ideolojik, politik ve dini bir misyona sahip olacağı belirtiliyor. Bu durum anlatılırken de, kendi cemaati dışında hiç kimsenin ona inanmayacak olması, o kişinin gerçek mehdi olduğunu kanıtlayan bir delil olarak gösteriliyor.
Kendisine inanılıp inanılmamasının Mirzabeyoğlu’nu bağlamadığını söyleyen Ali Osman Zor, en çok rahatsız oldukları konunun mehdilik kavramının çoğu zaman İslam’ın karikatürize edilmesi için kullanılması olduğunu belirtiyor. Zor, Mirzabeyoğlu’nun mehdilik kavramına bakışını da şöyle anlatıyor:
“Normalde kimsenin ortaya çıkıp ‘Ben mehdiyim’ dememesi gerekir. Bu açıdan bakarsanız, mehdinin kendisinin mehdi olup olmadığını bilmemesi önemli değildir. Buradaki asıl mesele, mehdiyi tanıyıp tanımamaktır. Bunun için de mehdiliğin tanıtıcı vasıflarını iyi bilmek gerekir. Mehdilik yenileyiciliktir. Sadece bu da yetmez, neyi yenilediğini de bilmek gerekir. Mirzabeyoğlu’na göre insanların mehdiden beklentileri keramet noktasında kilitleniyor. Yani bir saksıyı dokunmadan uçurması gibi şeyler bekleniyor mehdiden. Bir sirk cambazı gibi davranması isteniyor. Bugün İslam dünyasının ihtiyacı olan, sadece İslam’ı muhatap olan bir ideolojidir. Bunu kim yaparsa, kim uygularsa, kurtarıcı da odur. Arkasından gidilmesi gereken de, sözünün dinlenmesi gereken de odur.”
Haber: Güçlü ÖZGAN
____________________
ZİKR-İ HAKİKAT:
_______________
BAKİ GERÇEKLER DEMİNE HU DOST ALLAH EYVALAH
GERÇEĞE HU MÜMİNE YA ALİ YA MEHDİ SAHİB-İ ZAMAN...
ümmetin son kurtuluş çaresi... kafirin korkulu kabusu... KUMANDAN MİRZABEYOĞLU! kanımız canımız O'na feda olsun.
Mayıs 1983 de Kısakürek ‘Azrail’e Hoşgeldin’ dediğinde Salih 33 yaşlarındadır. ‘33 yıl işleyen saatler’ kesişir onunla... Necip Fazıl'ın vefatından sonra, 1984 yılında İBDA'yı kurdu. 1999 yılına kadar kırktan fazla eser vererek İbda Külliyatı'nı oluşturdu...
salih mirzabeyoğlu kumandanımızdır ibda mimarıdır insanlığın kavrulan çölüne düşen mübarek bir damladır!
http://www.ibdayayinlari.com/
ibda-c nın komutanı amerıkan karsıtı avrupa karsıtı mıllı gorusculuk
“Hicretten bin dört yüz sene sonraki akidlerden iki veya üç akid say [Hicrî 1420-1430 târihleri arası]. O vakit Mehdî-yi Emîn çıkar ve bütün dünyâ ile harb eder. Dalâlete düşenler [Hıristiyanlar] ve Allah’ın gadabına uğramış olanlar [Yahûdîler] ve [İslâm ülkelerinin başındaki] münâfıklar İsrâ ve Mi’râc beldesi olan Kudüs’teki ‘Meciddûn Dağları’nda onun için toplanırlar. Bütün dünyânın ve bütün hîlelerin melîkesi de Mehdî’ye karşı çıkar ki, onun ismi zâniyedir [Amerika]. Bu melîke [Amerika] o gün bütün dünyâyı dalâlet ve küfre sevk eder. Yahûdîler de o gün dünyâca en yüksek makamdadırlar. Bütün Kudüs’e, mukaddes beldeye hâkimdirler. Bütün dünyâ denizden ve havadan Mehdî’nin üzerine hücûm eder. Ancak çok soğuk ve çok sıcak beldeler müstesnâ [Afganistan işgáline karışmayan İskandinav ve Afrika ülkeleri]. Mehdî bakar ki, bütün dünyâ çirkin hîle ve planlarla aleyhinde ittifâk ettiklerini görür. Fakat, bilir ki, Allah daha şiddetli mekr sâhibidir ki, onların bütün hîlelerini akím bırakır. Ve bütün kâinât O’nun mülküdür ve O’na dönecektir ve merci yalnız O’dur. Ve bütün dünyâ aslı ve fer’iyle O’nun bir hilkat şeceresidir. İşte bu kudrete mâlik olan Cenâb-ı Hak, Mehdî’ye nusret için en şiddetli bir darbe ile onları vurur ve karayı, denizi ve semâyı onlar üzerine yandırır. Ve semâ da onların üstüne şiddetli yağmurunu yağdırır. O gün bütün ehl-i arz küffâra la’net eder. Allah da bütün küfrün zevâlini irâde eder.”
(Naim bin Hammad, Kitâbü’l-Fiten, 291)
'Umum yeryüzüne dört kişi hakim olmuştur ki,ikisi Mü'min ve ikisi kafirdir.İki hakim müm'in Hz.Zülkarneyn ve Hz.Süleyman (a.s.) 'dır.İki hakim kafir ise Nemrud ve Buhtünasr'dır.Ve beşinci olarak ileride benim Ehl-i Beytimden birisi dahi bütün arza hakim olacaktır.'
(Fetava-i Hadisiyye,İbn-i Hacer-i Heytemi-39)
necip fazıl ı
'Birgün biz Hazret-i Ali'nin (R.A.) yanındayken,birisi Hazret-i Mehdi'den sual etti.Hazret-i Ali (R.A.) , 'Heyhat! ' dedi.Sonra eliyle bir dokuz yaptı ve şöyle dedi:
-O ahirzamanda,kişi 'Allah'dan kork! Allah'dan kork! ' denildiği zaman ortaya çıkar.Bulutların semada toplandığı gibi,Allah onun etrafında bir kavim toplar,onların kalblerini uzlaştırır.Onlar içlerinden şehit düşene üzülmez,kendilerine katılana da sevinmezler.Sayıları Bedir Ashabı kadardır.Evvelkiler onları geçemediği gibi,sonrakiler de onlara yetişemezler.Ve onların sayıları,Talud ile nehri geçenler kadardır.'
(Muhammed b. Hanefi)
'Tilki gelip Resulullah'ın minberine oturuncaya ve kimse kalkıp onu oradan kovmayıncaya kadar kıyamet kopmaz.'
Ebu Hureyre
'Mehdi bendendir.Alnı geniş ve açıktır.Doğan ve çekme burunludur.Yeryüzü evvelce nasıl haksızlıklarla dolmuş ise,aynı şekilde o yeryüzünü adaletle dolduracaktır.O yedi yıl hükümdarlık edecektir.'
İmam-ı Şarani'nin Muhtasar-ı Tezkireti'l-Kurtubisi'nden
düşüncesinin DERDİNDE gariban.ancak öldüğünde kıymeti artacak.kalemine hakim ve farkında.memleket için fayda ama biz bu kafa ile daha çook 'yerinde say marş yaparız........
www.fikirkulubu.org
saçı sakalı biribirine karışmış terörist müsvedesi. kendini mehdi ilan eden deli.
'Onun hilafetinden yer ve gök ehli,bütün yabani hayvanlar,kuşlar,hatta denizdeki balıklar bile razı olacaktır.' (age. sh.31)
'O kimsenin bilmediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir.'
'...Mehdi,Resulullah'ın bayrağı ile,insanların başlarına bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar.İki rekat namaz kılar.Namazdan dönünce şöyle der:'Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık.' (age. sf.55)
'Allah Konstantiniyye'yi (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının ehline fethedecek...Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak.' (Kıyamet Alametleri,Berzenci,sf.181)
'Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhisselam' dan şöyle buyurduğu rivayet edilir:Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi'nin) iki gaybeti vardır.Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki,bazıları:'O öldü',bazıları da:'o gitti' diyeceklerdir.Ne onu sevenler,ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler,sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir.' (el-Saa Fi Eşrat-is Saa sf.93 Mısır baskısı)
'Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek,o dağlarda kendisine yol bulacaktır.' (el kavlul...sh.39)
'O benim ümmetimden,tenezzül etmeyen (Allah'tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir adamdır.' (suyuti,el havi,2/24)
'Yüzünün nuru,saçının sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir.' (ismi uzun bir eserden)
'Allah onu 3 bin melekle destekleyecektir.'
(el kavlul muhtasar fi-alametil mehdiyyil muntazar,ahmed ibni hacer mekki,sf.41)
'Andolsun,biz zikirden (Tevrat'tan) sonra Zebur'da da:'Şüphesiz arz'a salih kullarım varisçi olacaktır.'diye yazdık. (Enbiya Suresi,105)
İslam alimleri bu ayeti şu şekilde tefsir etmişlerdir:
İmam Bakır ve Sadık'tan rivayet edilmektedir:'Buradaki (ayette bildirilen) 'SALİH KULLAR',MEHDİ VE ARKADAŞLARIDIR.'
(Hüseyn es-Şirazi,sf.113)
Mavi Türbanlı Lider yani Mehdi geliyor
Nostradamus'un kehanetlerinin birçok yerinde geçen 'Mavi Türbanlı Müslüman Lider' bu kez ortaya çıkacak. Uzmanlara göre adayların arasında Beşir Esad da var. Yeni bir Nasır olacak denen bu lider, Arap Birligi'ni yeniden olusturacak. İran, Afganistan,Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Libya ve bazı Orta Asya ülkeleri birleşecekler. Arap Federasyonu kurulacak ve Batı'ya karşı tavır alacak. İran, Türkiye'ye saldirip, Trabzon'a kadar gelecek, Fas'ta büyük savaşlar olacak. İran'da Hatemi devrilecek yerine bir ihtimal yine İran dişindan Humeyni gibi bir lider gelecek. Bu kişi Usame bin Ladin veya Ahmed Şah Mesud da olabilir. Bu kehanet çok eski ve Mavi Türbanli Lider çoktandır bekleniyor ama hala çıkmadı. Ama gerçekten de Nostradamus'un (5.27) no'lu kehanetinde Persler'in Trabzon'a gelecekleri, Mısır'in ve Midilli'nin korkuyla titreyecegi, Adriatik'in Arap kaniyla sulanacagi yaziyor.
cezaevinde kimsenin sakalını ve saçlarını kesemediği (!) bir kısım terörist takunyacıların lideri......daha fazla cennet bonusu için, 'daha fazla kâfir zındık kafası kesin' emrini veren zavallı....
üstadı
'Fikir çilesi haysiyetinin müstesna genci...' Necip Fazıl
dava adamı
çileli bi hayat
kullanılmışlığın dramatizasyonu
hayranıyım
cinnet
s.mirzabeyoglu davasını savunan bir kişidir
Bir deli...
necip fazıl kısakürek
Tilki Günlüğü...
Sadece seviyor olmakla teselli.Ve müsbetlerini oraya duydugu sevgiden bilme...