. ... . ki üstünü örttüğüm her acım, bir gece yarısı üstü açık kalan bilincin altını üstüne getiren hırsızken...,
içim; alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı ve ucu saçak saçak suda yüzen bir halat gibi, kocamış kutsal balıkların geçtiği yosun tutmuş yoldayken içim…, bir düşkün silueti yansır aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü, brunonun sabîsine yamayan rüya çöplüğüm; ne çok görülmüş ve hayal meyal tasalı kâbuslarım, bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim, yolda kalmış susuzların imdadına koşar yardımın ve, anımsaması imkansız bir rüyada, muhabbete verilmiş bir sadaka olur kalbim..., ah; . ... .
Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir şey eker de ondan bir kuş, bir insan veya bir hayvan yerse bu, kendisi için bir sadaka olur. (Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 7, s. 121)
ki kalbim, şiir çöplüğüm ah; ne çok yazılmış, ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip, sonra kapansam kanayan dizlerinize ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi, öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım, bir gece yarısı üstü açık kalan bilincin altını üstüne getiren hırsızken...,
içim; alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı ve ucu saçak saçak suda yüzen bir halat gibi, kocamış kutsal balıkların geçtiği yosun tutmuş yoldayken içim…, bir düşkün silueti yansır aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü, brunonun sabîsine yamayan rüya çöplüğüm; ne çok görülmüş ve hayal meyal tasalı kâbuslarım, bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim, yolda kalmış susuzların imdadına koşar yardımın ve, anımsaması imkansız bir rüyada, muhabbete verilmiş bir sadaka olur kalbim..., ah;
ki kalbim, şiir çöplüğüm ah; ne çok yazılmış, ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip, sonra kapansam kanayan dizlerinize ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi, öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım, bir gece yarısı üstü açık kalan bilincin altını üstüne getiren hırsızken...,
içim; alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı ve ucu saçak saçak suda yüzen bir halat gibi, kocamış kutsal balıkların geçtiği yosun tutmuş yoldayken içim…, bir düşkün silueti yansır aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü, brunonun sabîsine yamayan rüya çöplüğüm; ne çok görülmüş ve hayal meyal tasalı kâbuslarım, bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim, yolda kalmış susuzların imdadına koşar yardımın ve, anımsaması imkansız bir rüyada, muhabbete verilmiş bir sadaka olur kalbim..., ah;
paha biçilmez meskenlerde süren feri geçmiş şömine hayatlarda, o isli camdan ışıyan cılız alev, ne kadar aydınlık verebilirdi yavan ilgili bireylerin odalarına, bu hangi devirde görülmüş, sanalı hakikatli bir firdevs…,
yatağına alabildiğine kırgın ve suyu zehir akan bir nehrin arsız dereleri yoldan çıkmışken, en kritik dönemecinde hayat bağrımda ecinnîler reçetesi bir muska gibi taşınırken, ruhu ve cismi ayrı yönlere aksak bir keklikken ben ve, göğün kirpiklerinin metanol yağmur kıymıklarına sımsıkı sarılmış zifîr gecenin ağarmasını öylece beklerken, ki göğüs kafesim uzlaşmasızken bütün kandillerin söndüğü bu çağla, ve yaşama sevinci özünün çekildiği, olgunluk evresi tenhalığında, inzivasına bigâne bir zavallıyken, mülevves yürek patikasından, meçhuller uçurumuna müflisçe yol hazırlığı yapa dururken; çırpınıyordu gözlerimde varlığına iknasız tuzlu bir deniz akmamak için ummanına senin, saklı illiyyunum;
ki bir yandan yalvar yakar ve fakat ne istediğini bilmez halde huzuruna çıkarken alemlerin rabbinin, ve çağrısı tamam olmuşken…; eski bir seccadenin yorgun alnını öpüyordu hükümsüzlüğüm…
ki kalbim, şiir çöplüğüm ah; ne çok yazılmış, ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip, sonra kapansam kanayan dizlerinize ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi, öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım, bir gece yarısı üstü açık kalan bilincin altını üstüne getiren hırsızken...,
içim; alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı ve ucu saçak saçak suda yüzen bir halat gibi, kocamış kutsal balıkların geçtiği yosun tutmuş yoldayken içim…, bir düşkün silueti yansır aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü, brunonun sabîsine yamayan rüya çöplüğüm; ne çok görülmüş ve hayal meyal tasalı kâbuslarım, bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim, yolda kalmış susuzların imdadına koşar yardımın ve, anımsaması imkansız bir rüyada, muhabbete verilmiş bir sadaka olur kalbim..., ah;
ŞEYH ŞAMİL der ki: dünyada menfaat için sevgi gösterisinde bulunan insanlar kadar alçağı yoktur
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur beklentisiz yapılan fedakarlık sadakadır ve sevgi duygusundan süt emer.
İMÂM-I RABBÂNÎ'NİN ÖLÜLERE SADAKA GÖNDERME USÛLÜ Her zaman ki gibi sadakayı verdikten sonra Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) efendimizin ruhaniyetini kastettikten sonra meyyitin ruhaniyyetini niyetime aldım. Hayret ki sevinecek yere meyyite gam, keder, sıkıntı zuhura geldi. Aynı şekilde bir gün Resûlulah’ın (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) ruhaniyetine bir meblağ adadım. Bu adağıma sair enbiyayı kattım rızası zahir olmadı. Halbuki bir sadakaya diğer mü’minleri katınca daha makbul olup eksilmeden hepsine ayrı ayrı verilirdi. Bu mana doğruydu. Acaba üzüntü neden oldu? Sonra Allah’ın fazlı keremiyle keder ve hüzün manası çözüldü. Kimse katılmadan verilen bir sadakayı alan Meyyit Resûlullah’ın hizmetine götürür. Bu sadaka vasıtasıyla o meyyit çokça feyz ve bereket alır. Meyyit hem sadakanın sevabını alır hem de Resûlullah’a ithaf etmenin bereketi vardır. Ayrıca Resûlullah’a hediye götürmenin feyzi… Başkalarını katarsak bir derece, özel göndersek iki derece olduğunu hayretle gördüm. Bir büyüğe hediye götürürken onun yanındakilere olan hediyeyi siz büyüğe takdim edip o, çevresindekilere dağıtsın. Ben bu mana aleminde gördüm ki meyyitler hediyeleri tek başına gelsin istiyor. Yani sadaka karşılığı olan hediyeleri. Peki biz bir akrabamıza tek başına bir sadaka gönderirsek Allah Resûlü gücenmez mi? O’nun hakkı bizim üzerimizde herkesten çoktur. Öyleyse ne yapalım? Benim kalbime geldi ki; önce Resûlullah’ın şahsına özel bir sadaka hediyesi göndereyim. Resûlullah’ın yüzü suyu hürmetine o sadaka da makbul olur. Resûlullah efendimize okunan her salavat makbul olur. İsterse riya ve süm’a için bile olsa. O'na binlerce salat-ı selam olsun.
Tüm mülkün gercek sahibi Allah oldugunu bilerek, O`nu memnun edecek yolda maddi ve manevi harcama yapmaktir. Bunlarin bazisi farz (zekat) , bazisi vacip (kurban ve fitre) , bazisi da sünnettir (yedirmek, icirmek,giydirmek, tebessüm etmek, selam vermek v.s) .
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur sadakayı verip minnet yularını takarlar. köylerde kecilerin koyunların başına yular takarlar istediği yere çekerler götürürler hayvanları. işte minnet yularıda böyledir.secim sandığına götürürler istedikleri yerede attırırlar oyu.
dervişin biri devesiyle çölde giderken bi çalının gölgesinde baygın vaziyette bi adam görür hemen su tulumuyla birlikte devesinden iner ve adama tam su içirecekken baygın adam birden canlanır ve dervişi birkaç yumrukla yere yıkar ve deveyi de alarak oradan uzaklaşmaya başlar derviş yattığı yerden devesini alan adamın arkasında bağırır bu yaptığını sakın bi yerde anlatma der.çünkü gerçekten ihtiyacı olan çölde kalmış insanlara karşı şüphe ve endişeyle bakılacaktır. bu günde sapa sağlam eli ayağı tutupta yada parası olup da dilenen insanların haberlerini duyuyoruz ve sırf bu yüzden gerçekten ihtiyacı olan insanlardan o sahtekarları ayırt edemediğimiz yada acaba kandırılıyormuyuz şüphesiyle dilencilere yardım etmiye biliyoruz.ve gerçekten ihtiyacı olanlara o yardımı yapamıyoruz.sadakayı alan haceti ihtiyacı görüldüğü için mutluluk hissedicektir ve sadakayı verende derin bi huzur hissedicektir ama bu sahtekar insanlar iki tarafında o lezzetli mutluluğu hissetmesine engel oluyorlar.ruhumuzun o duyguyu hissetmeye o kadar çok ihtiyacı varki.
Konfüçyüs(M:Ö 551) ,'Sen insana balık yadireceğine ona balık tutmayı öğret; böylece se da kurtul oda kurtulsun' deyip konu konu hakkında daha mantıklı,daha adil ve sosyal barış için daha uygun bir öneri getirmiştir.
Sadaka verilecek insan iyi seçilmelidir. Orada burada el açanlardan çok kendimiz sokak, sokak dolaşarak o mahallenin muhtarına, hocasına veya ileri gelenine sadakaya ihtiyacı olan kişileri sormamız gerekir. Zira ülkemizde öyle insanlar var ki, ihtiyaçları olduğu halde utandıklarından dolayı sıkışıklıklarınıı kimseye söyleyemiyorlar. Bu kişiler esas sadaka verilmesi gereken, bunu meslek haline getirmemiş baştacı edilesi güzel insanlardır. Emin olun bu erdemde olan insanlar zamanı geldiğinde şayet yardıma ihtiyaçları kalmadıysa size bunu başkasına vermenizi de söyleyecektirler. Sadaka olayını istismar edenler ise kişiliklerini satmışlardır aslında. Böyle insanları bağımlı kılmanın, köleleştirmenin de yoludur sadaka vermek.Sadakaya alışanlar, kendi başlarına yaşamla mücadele etmekle, karar vermekte ve özgür iradeleri ile üretken olmakta zorlanırlar. Yasal kölelik döneminde azat edilen kölelerin bir kısmının köleliğe aynen devam etmek istemelerinin nedeni, bir tür sadaka bağımlısı olmalarıdır aslında. Asgari ihtiyaçları efendileri tarafından karşılanan bu köleler, eğer fazlaca eziyet görmüyorlarsa, muhtemelen zaman içinde rahata, hazırcılığa alışıyorlardı. Mala, paraya önem veren bir kişiyi, eninde sonunda, sadaka ile, rüşvet ile kendinize bağımlı kılabilirsiniz ama önem vermeyen erdemli kimselere trilyonları verseniz dediğinizi yaptıramayacağınız kesindir..
Sadaka-i Cariye, Hayrı devam eden iyilikler.... Yararlanılan ilim..... Kendisine dua eden hayırlı evlat.... yukarıdaki 3 husus amel defterinin açık kalmasını sağlar......
Al-i imran Suresi (3/134) “Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar.” Bakara Suresi (2/262) “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” Tegabun (64/17) “Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühret verir) ” Bakara (2/274) “Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayan var ya, onların Rabblerin katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir.”
sadaka, kazanın belanın def'i için, kötülüklerden korunmak için ayni veya nakdi olarak yapılan yardımdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde 'Az sadaka çok belayı def eder' buyurmuşlardır.
ne murat'ın varsa versin diolar ki zaten adım murat diip geçiorum, daa sekiler ya da ateist bi dil edinseler belki vermee başlarım.
devlet ateistleri görmezden gelmesin, diyanet kapatılsın, vergilerinizi yine sizin için harcasın .... gibi dilekler dillendirseler tarafımdan sadakalancaklar
dini konulrda yazmam haddim değil ama buna yazacam maddi yardımlar ilk önce düşkün olan yakın akrabalara verilir. onlardan sorumluyuz her cuma hoca hutbeden söyler.iyilerse cevre sonra uzaklar..
**abla gönlünden ne koparsa? __ya bişe kopmuyorsa.... ______ bi de şu şekil dilenciler vardır...'ablam allah gönlüne göre versin' ne demek ya bu...'benim için iyi düşünüyosan,ii versin; kötü düşünüyosan,kötü versin! ' direk beddua et bana,riyakar olma... ______ 'ablam allah sevdiğine kavuştursun' ya imkansızsa? diyemıyorsun tabi yolda durup... bazen 'sadaka' verildikten sonra bu duaya maruz kalırım...yıllar sonra kocasıyla aynı dilenciyi bulur _Rate...'biliyor musun,izdivacımızı bu kadına borçluyuz' evet komik, 'be teyzeee birincisi ogrencıden sadaka mı ıstenır,bizim ihitiyacımız var,ikincisi madem dua etcen derslerle ilgili et de psikolojikrahatlama yaşiiim azcık' denmıyor tabı..... ____ ve seçimden sonra annemden tepkiler....'madem yönetim değişmedi,bunlar tok...başbakanın versin...'
.
...
.
ki üstünü örttüğüm her acım,
bir gece yarısı üstü açık kalan
bilincin altını üstüne getiren
hırsızken...,
içim;
alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı
ve ucu saçak saçak suda yüzen
bir halat gibi,
kocamış kutsal balıkların geçtiği
yosun tutmuş yoldayken içim…,
bir düşkün silueti yansır
aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü,
brunonun sabîsine yamayan
rüya çöplüğüm;
ne çok görülmüş ve
hayal meyal tasalı kâbuslarım,
bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi
dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim,
yolda kalmış susuzların
imdadına koşar yardımın ve,
anımsaması imkansız bir rüyada,
muhabbete verilmiş bir sadaka
olur kalbim...,
ah;
.
...
.
Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) buyuruyor ki:
Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir şey eker de ondan bir kuş, bir insan veya bir hayvan yerse bu, kendisi için bir sadaka olur. (Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 7, s. 121)
ki kalbim,
şiir çöplüğüm ah;
ne çok yazılmış,
ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip,
sonra kapansam kanayan dizlerinize
ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi,
öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım,
bir gece yarısı üstü açık kalan
bilincin altını üstüne getiren
hırsızken...,
içim;
alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı
ve ucu saçak saçak suda yüzen
bir halat gibi,
kocamış kutsal balıkların geçtiği
yosun tutmuş yoldayken içim…,
bir düşkün silueti yansır
aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü,
brunonun sabîsine yamayan
rüya çöplüğüm;
ne çok görülmüş ve
hayal meyal tasalı kâbuslarım,
bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi
dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim,
yolda kalmış susuzların
imdadına koşar yardımın ve,
anımsaması imkansız bir rüyada,
muhabbete verilmiş bir sadaka
olur kalbim...,
ah;
ki kalbim,
şiir çöplüğüm ah;
ne çok yazılmış,
ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip,
sonra kapansam kanayan dizlerinize
ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi,
öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım,
bir gece yarısı üstü açık kalan
bilincin altını üstüne getiren
hırsızken...,
içim;
alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı
ve ucu saçak saçak suda yüzen
bir halat gibi,
kocamış kutsal balıkların geçtiği
yosun tutmuş yoldayken içim…,
bir düşkün silueti yansır
aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü,
brunonun sabîsine yamayan
rüya çöplüğüm;
ne çok görülmüş ve
hayal meyal tasalı kâbuslarım,
bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi
dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim,
yolda kalmış susuzların
imdadına koşar yardımın ve,
anımsaması imkansız bir rüyada,
muhabbete verilmiş bir sadaka
olur kalbim...,
ah;
paha biçilmez meskenlerde süren
feri geçmiş şömine hayatlarda,
o isli camdan ışıyan cılız alev,
ne kadar aydınlık verebilirdi
yavan ilgili bireylerin odalarına,
bu hangi devirde görülmüş,
sanalı hakikatli bir firdevs…,
yatağına alabildiğine kırgın
ve suyu zehir akan bir nehrin
arsız dereleri yoldan çıkmışken,
en kritik dönemecinde hayat
bağrımda ecinnîler reçetesi
bir muska gibi taşınırken,
ruhu ve cismi ayrı yönlere
aksak bir keklikken ben ve,
göğün kirpiklerinin metanol
yağmur kıymıklarına sımsıkı
sarılmış zifîr gecenin ağarmasını
öylece beklerken,
ki göğüs kafesim uzlaşmasızken
bütün kandillerin söndüğü bu çağla,
ve yaşama sevinci özünün çekildiği,
olgunluk evresi tenhalığında,
inzivasına bigâne bir zavallıyken,
mülevves yürek patikasından,
meçhuller uçurumuna müflisçe
yol hazırlığı yapa dururken;
çırpınıyordu gözlerimde varlığına
iknasız tuzlu bir deniz akmamak için
ummanına senin, saklı
illiyyunum;
ki bir yandan yalvar yakar
ve fakat ne istediğini bilmez halde
huzuruna çıkarken alemlerin rabbinin,
ve çağrısı tamam olmuşken…;
eski bir seccadenin yorgun alnını
öpüyordu hükümsüzlüğüm…
ki kalbim,
şiir çöplüğüm ah;
ne çok yazılmış,
ve yazılmamış dizelerim,
şimdi ayak seslerinizi dinleyip,
sonra kapansam kanayan dizlerinize
ve aşkı yazdıran elleri öpsem şimdi,
öpebilsem…,
ki üstünü örttüğüm her acım,
bir gece yarısı üstü açık kalan
bilincin altını üstüne getiren
hırsızken...,
içim;
alt çekmecenin en çıfıt tıkılmışı
ve ucu saçak saçak suda yüzen
bir halat gibi,
kocamış kutsal balıkların geçtiği
yosun tutmuş yoldayken içim…,
bir düşkün silueti yansır
aynada bana bakan; bana…,
ve ağlayan bir tebessümü,
brunonun sabîsine yamayan
rüya çöplüğüm;
ne çok görülmüş ve
hayal meyal tasalı kâbuslarım,
bir sırdaş adı sayıklıyor şimdi
dilsiz dudaklarım…,
ey rabbim,
yolda kalmış susuzların
imdadına koşar yardımın ve,
anımsaması imkansız bir rüyada,
muhabbete verilmiş bir sadaka
olur kalbim...,
ah;
ŞEYH ŞAMİL der ki:
dünyada
menfaat için
sevgi
gösterisinde
bulunan
insanlar kadar
alçağı yoktur
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur
beklentisiz yapılan fedakarlık sadakadır ve sevgi duygusundan süt emer.
yok
https://www.antoloji.com/nedir/bilim-kategorisi/
İMÂM-I RABBÂNÎ'NİN ÖLÜLERE SADAKA GÖNDERME USÛLÜ
Her zaman ki gibi sadakayı verdikten sonra
Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) efendimizin
ruhaniyetini kastettikten sonra meyyitin ruhaniyyetini
niyetime aldım. Hayret ki sevinecek yere meyyite gam,
keder, sıkıntı zuhura geldi.
Aynı şekilde bir gün Resûlulah’ın (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)
ruhaniyetine bir meblağ adadım. Bu adağıma sair enbiyayı
kattım rızası zahir olmadı. Halbuki bir sadakaya diğer
mü’minleri katınca daha makbul olup eksilmeden hepsine
ayrı ayrı verilirdi. Bu mana doğruydu. Acaba üzüntü neden oldu?
Sonra Allah’ın fazlı keremiyle keder ve hüzün manası
çözüldü. Kimse katılmadan verilen bir sadakayı alan
Meyyit Resûlullah’ın hizmetine götürür. Bu sadaka
vasıtasıyla o meyyit çokça feyz ve bereket alır. Meyyit
hem sadakanın sevabını alır hem de Resûlullah’a
ithaf etmenin bereketi vardır. Ayrıca Resûlullah’a
hediye götürmenin feyzi…
Başkalarını katarsak bir derece, özel göndersek
iki derece olduğunu hayretle gördüm.
Bir büyüğe hediye götürürken onun yanındakilere
olan hediyeyi siz büyüğe takdim edip o, çevresindekilere dağıtsın. Ben bu mana aleminde gördüm ki
meyyitler hediyeleri tek başına gelsin istiyor.
Yani sadaka karşılığı olan hediyeleri. Peki
biz bir akrabamıza tek başına bir sadaka
gönderirsek Allah Resûlü gücenmez mi? O’nun
hakkı bizim üzerimizde herkesten çoktur. Öyleyse
ne yapalım? Benim kalbime geldi ki; önce Resûlullah’ın
şahsına özel bir sadaka hediyesi göndereyim. Resûlullah’ın
yüzü suyu hürmetine o sadaka da makbul olur.
Resûlullah efendimize okunan her salavat makbul
olur. İsterse riya ve süm’a için bile olsa.
O'na binlerce salat-ı selam olsun.
(Mektubat c. 2, 440)
Tüm mülkün gercek sahibi Allah oldugunu bilerek, O`nu memnun edecek yolda maddi ve manevi harcama yapmaktir. Bunlarin bazisi farz (zekat) , bazisi vacip (kurban ve fitre) , bazisi da sünnettir (yedirmek, icirmek,giydirmek, tebessüm etmek, selam vermek v.s) .
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur sadakayı verip minnet yularını takarlar. köylerde kecilerin koyunların başına yular takarlar istediği yere çekerler götürürler hayvanları. işte minnet yularıda böyledir.secim sandığına götürürler istedikleri yerede attırırlar oyu.
dervişin biri devesiyle çölde giderken bi çalının gölgesinde baygın vaziyette bi adam görür hemen su tulumuyla birlikte devesinden iner ve adama tam su içirecekken baygın adam birden canlanır ve dervişi birkaç yumrukla yere yıkar ve deveyi de alarak oradan uzaklaşmaya başlar derviş yattığı yerden devesini alan adamın arkasında bağırır bu yaptığını sakın bi yerde anlatma der.çünkü gerçekten ihtiyacı olan çölde kalmış insanlara karşı şüphe ve endişeyle bakılacaktır. bu günde sapa sağlam eli ayağı tutupta yada parası olup da dilenen insanların haberlerini duyuyoruz ve sırf bu yüzden gerçekten ihtiyacı olan insanlardan o sahtekarları ayırt edemediğimiz yada acaba kandırılıyormuyuz şüphesiyle dilencilere yardım etmiye biliyoruz.ve gerçekten ihtiyacı olanlara o yardımı yapamıyoruz.sadakayı alan haceti ihtiyacı görüldüğü için mutluluk hissedicektir ve sadakayı verende derin bi huzur hissedicektir ama bu sahtekar insanlar iki tarafında o lezzetli mutluluğu hissetmesine engel oluyorlar.ruhumuzun o duyguyu hissetmeye o kadar çok ihtiyacı varki.
...
dua ve sadaka...
kaderi değiştirebilen yegane şeyler...
'Gülümsemek'
Konfüçyüs(M:Ö 551) ,'Sen insana balık yadireceğine ona balık tutmayı öğret; böylece se da kurtul oda kurtulsun' deyip konu konu hakkında daha mantıklı,daha adil ve sosyal barış için daha uygun bir öneri getirmiştir.
Sadaka verilecek insan iyi seçilmelidir. Orada burada el açanlardan çok kendimiz sokak, sokak dolaşarak o mahallenin muhtarına, hocasına veya ileri gelenine sadakaya ihtiyacı olan kişileri sormamız gerekir. Zira ülkemizde öyle insanlar var ki, ihtiyaçları olduğu halde utandıklarından dolayı sıkışıklıklarınıı kimseye söyleyemiyorlar. Bu kişiler esas sadaka verilmesi gereken, bunu meslek haline getirmemiş baştacı edilesi güzel insanlardır. Emin olun bu erdemde olan insanlar zamanı geldiğinde şayet yardıma ihtiyaçları kalmadıysa size bunu başkasına vermenizi de söyleyecektirler. Sadaka olayını istismar edenler ise kişiliklerini satmışlardır aslında. Böyle insanları bağımlı kılmanın, köleleştirmenin de yoludur sadaka vermek.Sadakaya alışanlar, kendi başlarına yaşamla mücadele etmekle, karar vermekte ve özgür iradeleri ile üretken olmakta zorlanırlar. Yasal kölelik döneminde azat edilen kölelerin bir kısmının köleliğe aynen devam etmek istemelerinin nedeni, bir tür sadaka bağımlısı olmalarıdır aslında. Asgari ihtiyaçları efendileri tarafından karşılanan bu köleler, eğer fazlaca eziyet görmüyorlarsa, muhtemelen zaman içinde rahata, hazırcılığa alışıyorlardı. Mala, paraya önem veren bir kişiyi, eninde sonunda, sadaka ile, rüşvet ile kendinize bağımlı kılabilirsiniz ama önem vermeyen erdemli kimselere trilyonları verseniz dediğinizi yaptıramayacağınız kesindir..
Az sadaka çok belayı def eder..
Sadaka kötü ölümlere manidir..
ve Sosyal olarak insanların dayanışma ve yardımlaşma duygularını artırır..
Sadaka-i Cariye,
Hayrı devam eden iyilikler....
Yararlanılan ilim.....
Kendisine dua eden hayırlı evlat....
yukarıdaki 3 husus amel defterinin açık kalmasını sağlar......
Al-i imran Suresi (3/134) “Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar.”
Bakara Suresi (2/262) “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.”
Tegabun (64/17) “Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühret verir) ”
Bakara (2/274) “Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayan var ya, onların Rabblerin katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir.”
Sadaka, s(Adak) a tır.... Yani kişinin kendi kendini manyetik alan (manevi çember) a alması... sigortalamasıdır....
sadakalar içinde bir sadaka vardır ki şeyenlillah sadakası..... Allah için karşılıksız verilen sadakadır....
sadaka, kazanın belanın def'i için, kötülüklerden korunmak için ayni veya nakdi olarak yapılan yardımdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde 'Az sadaka çok belayı def eder' buyurmuşlardır.
ne murat'ın varsa versin diolar ki
zaten adım murat diip geçiorum,
daa sekiler ya da ateist bi dil edinseler
belki vermee başlarım.
devlet ateistleri görmezden gelmesin,
diyanet kapatılsın, vergilerinizi
yine sizin için harcasın
....
gibi dilekler dillendirseler
tarafımdan sadakalancaklar
_boş geçmeyelim camiye yardım, camiye yardım,
çocukluğumdan kulağımda kalan
sadaka ınsanların dılenerek baska ınsanları kandırıp oların parasını almaktır.bu ınsanları sıddetle kınıyorum............
dini konulrda yazmam haddim değil ama buna yazacam maddi yardımlar ilk önce düşkün olan yakın akrabalara verilir. onlardan sorumluyuz her cuma hoca hutbeden söyler.iyilerse cevre sonra uzaklar..
**abla gönlünden ne koparsa?
__ya bişe kopmuyorsa....
______
bi de şu şekil dilenciler vardır...'ablam allah gönlüne göre versin' ne demek ya bu...'benim için iyi düşünüyosan,ii versin; kötü düşünüyosan,kötü versin! ' direk beddua et bana,riyakar olma...
______
'ablam allah sevdiğine kavuştursun' ya imkansızsa? diyemıyorsun tabi yolda durup...
bazen 'sadaka' verildikten sonra bu duaya maruz kalırım...yıllar sonra kocasıyla aynı dilenciyi bulur _Rate...'biliyor musun,izdivacımızı bu kadına borçluyuz' evet komik, 'be teyzeee birincisi ogrencıden sadaka mı ıstenır,bizim ihitiyacımız var,ikincisi madem dua etcen derslerle ilgili et de psikolojikrahatlama yaşiiim azcık' denmıyor tabı.....
____
ve seçimden sonra annemden tepkiler....'madem yönetim değişmedi,bunlar tok...başbakanın versin...'
düşürüp kaybedilen para için 'sadakam olsun' denilmesi beni dumura uğratır hep :)
haytın sigortası, geleceğin tapusu.. uzun yaşamanın sırrı.. belaların defi mutluluğun anahtarıdır SADAKA....sadakayı sadıklar verir.. sadıklar sahil-i selamete sadaka gemisiyle emniyet içersinde girerler...
Dilencinin pozisyonunu görüp iç sızısı ile yapılan davranış.
bazen komşunuza bile gülümsemek bir sadakadır.
(hadisi şerif)