bence sebatay sevi hakkında dönme veya avdet denilen kişilerin konuşması gerek.Yoksa bilgiler kulak dolgunluğu şeklinde olur.Ama kim can havliyle dinin değiştirmez ki?
Son efe 'adlı arkadaşımız tarihsel süreci kısa ve öz bir şekilde anlatmış, bize söyleyecek pek birşey kalmamış.Sabetaycılar olarak adlandırılan Sevinin yolunu takip eden binlerce kişinin Musevi milletini(artık devletleri var) dünyada etkin,sözünü geçiren,kısaca herkesi-devleti parmagında oynatan hakim millet yapmaya çalıştıklarını biliyoruz.Şu anda dünya devletlerininin problemlerinde hangi taşı kaldırsan sabetay zihniyetinin modernize edilmiş halini görüyoruz.
Aklıma gelmişken bu modernize edilmiş şeyler 1 örnek vermek istiyorum:Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde kültür emperyalizmi gerçekleştirirken bazı sözleri topluma yayarlar:İşi yapar gibi gözükeceksin,yarın yapabilecegin işi,bugünden yapmana ne gerek var vs.vs
Allah; ülke ve devletimin her yanını saran bu yahudilerden, sabetayistlerden ve dönmelerden bu güzel yurdumun güzel tertemiz insanını korusun... 1626’da İzmir’de yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Din adamı olarak yetiştirilen Sabetay Sevi, 39'uncu yaşının eşiğinde yoğun bir mistisizme saplandı. Toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söylemeye başladı ve 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân etti. Yahudi inancına göre Mesih (kurtarıcı) , kendilerine bu günkü İsrail topraklarında bağımsız bir devlet kuracak ve dünyanın dört bir yayına dağılmış olan Yahudiler'i bir araya toplayacaktır. Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu. Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.
Bu akım, Hristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi'ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu. Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri Istanbul'a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.
Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi'nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: 'Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım.' der, Aziz Mehmet Efendi adını alır. Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder. Mesih, yâni kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. 'Can bedenden çıktı.' Diyerek, eski dinine döndüğünü îma eder.
Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. 1676 yılında Arnavutluk'a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk'ta ölür.
Sabetay SEVİ hareketi, ittihat ve terakki içinde de yer alan mason gruplarla osmanlının son zamanlarında tarihe mührünü basan bir varoluş paradigmasıdır.Cumhuriyetin kuruluşunda kadrocu burjuva kurultayında yüzünü batıya çevirmiş, uluslar arası lobilere sahip yahudi dönmeleridir. Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'ın büyük sırlarını da deşifre etmenin, ve bundan nemalananların maskelerini düşürmenin vaktidir artık.
Sabetay sevi, bin yıllardır Yahudiler tarafından beklenen kurtarıcı olduğunu iddia eden ve peygamberi Nathan'la bunun propagandasını yapan ve Osmanlı sultanı Avcı Mehmet'i hedef almasından sonra, canını kurtarmak için dininden dönüp müslüman olan zat.Hıristiyanların bekledikleri hz.İsanın yeniden dünyaya geleceği günden önce bir kehanete göre yahudilerin içerisinden bir mesih çıkıp onları günümüzün israilinde toplayacak olan ve kendini mesih ilan eden gene aynı zat.Takipçilerinden bir kısmı liderleri Müslümanlığı seçtikten sonra intahar eden ve bir kısmıda onunla birlikte Müslüman olan,ama gerçek dinlerini içten içe yaşamaya devam eden Sabetayistlerin oldukça sağlam bir iradeleri olmalı ki yüzyıllar boyu bu geleneklerini sürdürebilmişler Mesih'le beraber fahişeliğin kadını olarak bilinen karısı Sera da saraya Fatma Hanım olarak gelmiş, fettanlığını kullanarak Mesih'in davasına yardımcı olmaya çabalamıştır. Tüm bunların uzağında olmak isteyen padişahın sabetay sevinin canını bağışlayıp saraya almasıyla harem maceralarının başlaması, sarayda ardı arkası kesilmeyen entrikaların sonunda Mesih hala Mesih olduğunu savunmuştur..Bildiklerimizin ve geçmişin bize sunduklarının, hiç de anlatılanlar gibi olmadığını düşünmekte haklıyım galiba...
bence sebatay sevi hakkında dönme veya avdet denilen kişilerin konuşması gerek.Yoksa bilgiler kulak dolgunluğu şeklinde olur.Ama kim can havliyle dinin değiştirmez ki?
Sabetaistlik ne çağrıştırabilir ki başka.....
Propaganda ile anti propaganda tekniklerinin çok iyi harmanlanmış bir halidir...
aşşağlık başbelası cemaat
ülkenin yönetimini ele almış her sektöre el atmış avucunun içine almış insanların inandığığ yaratık! ! ! ! ! müslümanım diyen bir münafık
Son efe 'adlı arkadaşımız tarihsel süreci kısa ve öz bir şekilde anlatmış, bize söyleyecek pek birşey kalmamış.Sabetaycılar olarak adlandırılan Sevinin yolunu takip eden binlerce kişinin Musevi milletini(artık devletleri var) dünyada etkin,sözünü geçiren,kısaca herkesi-devleti parmagında oynatan hakim millet yapmaya çalıştıklarını biliyoruz.Şu anda dünya devletlerininin problemlerinde hangi taşı kaldırsan sabetay zihniyetinin modernize edilmiş halini görüyoruz.
Aklıma gelmişken bu modernize edilmiş şeyler 1 örnek vermek istiyorum:Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde kültür emperyalizmi gerçekleştirirken bazı sözleri topluma yayarlar:İşi yapar gibi gözükeceksin,yarın yapabilecegin işi,bugünden yapmana ne gerek var vs.vs
sabetay sevi: bu milletin başına bela olmuş birisi
onun yolundan gidenlerde başımıza bela olmaya devam eden insanlar topluluğu
Allah; ülke ve devletimin her yanını saran bu yahudilerden, sabetayistlerden ve dönmelerden bu güzel yurdumun güzel tertemiz insanını korusun...
1626’da İzmir’de yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Din adamı olarak yetiştirilen Sabetay Sevi, 39'uncu yaşının eşiğinde yoğun bir mistisizme saplandı. Toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söylemeye başladı ve 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân etti. Yahudi inancına göre Mesih (kurtarıcı) , kendilerine bu günkü İsrail topraklarında bağımsız bir devlet kuracak ve dünyanın dört bir yayına dağılmış olan Yahudiler'i bir araya toplayacaktır. Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu. Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.
Bu akım, Hristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi'ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu. Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri Istanbul'a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.
Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi'nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: 'Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım.' der, Aziz Mehmet Efendi adını alır. Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder. Mesih, yâni kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. 'Can bedenden çıktı.' Diyerek, eski dinine döndüğünü îma eder.
Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. 1676 yılında Arnavutluk'a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk'ta ölür.
Sabetay SEVİ hareketi, ittihat ve terakki içinde de yer alan mason gruplarla osmanlının son zamanlarında tarihe mührünü basan bir varoluş paradigmasıdır.Cumhuriyetin kuruluşunda kadrocu burjuva kurultayında yüzünü batıya çevirmiş, uluslar arası lobilere sahip yahudi dönmeleridir.
Yalçın Küçük ve Soner Yalçın'ın büyük sırlarını da deşifre etmenin, ve bundan nemalananların maskelerini düşürmenin vaktidir artık.
Sabetay sevi, bin yıllardır Yahudiler tarafından beklenen kurtarıcı olduğunu iddia eden ve peygamberi Nathan'la bunun propagandasını yapan ve Osmanlı sultanı Avcı Mehmet'i hedef almasından sonra, canını kurtarmak için dininden dönüp müslüman olan zat.Hıristiyanların bekledikleri hz.İsanın yeniden dünyaya geleceği günden önce bir kehanete göre yahudilerin içerisinden bir mesih çıkıp onları günümüzün israilinde toplayacak olan ve kendini mesih ilan eden gene aynı zat.Takipçilerinden bir kısmı liderleri Müslümanlığı seçtikten sonra intahar eden ve bir kısmıda onunla birlikte Müslüman olan,ama gerçek dinlerini içten içe yaşamaya devam eden Sabetayistlerin oldukça sağlam bir iradeleri olmalı ki yüzyıllar boyu bu geleneklerini sürdürebilmişler
Mesih'le beraber fahişeliğin kadını olarak bilinen karısı Sera da saraya Fatma Hanım olarak gelmiş, fettanlığını kullanarak Mesih'in davasına yardımcı olmaya çabalamıştır. Tüm bunların uzağında olmak isteyen padişahın sabetay sevinin canını bağışlayıp saraya almasıyla harem maceralarının başlaması, sarayda ardı arkası kesilmeyen entrikaların sonunda Mesih hala Mesih olduğunu savunmuştur..Bildiklerimizin ve geçmişin bize sunduklarının, hiç de anlatılanlar gibi olmadığını düşünmekte haklıyım galiba...