....artık seni yazmayacağım,çözülmüş labirentlerin noktası hep aynı kapıya çıktığının keşfindeyim.Tüm mesele adem ile havvanın elmayı yemesinde.Oysa sana uzanan elim,sana açtığım kapı ,yürek işçiliğiiydi...Yüreğinin açlığı değil sadece elmanın tadında,sanki her alacağın her yiyeceğin yeni bir megolanman egonun bacak aradı zaferi.İşte bu kadar küçük bir beynin var.Oysa beyni ve düşüncesi olmayan bir bedenin tadı tuzu olmaz diyorum.Yaşanacak bir an için açılacsk kapıların tümü sessizce kapanır.Sen sorgular düşünmedrn başka elma derdine düşersin ,ucuz diyorum,bu kadar ucuzsun.... Düşünmeyen bir bedenin bacağından süzülen damlalarda oluşan piç heceler... Kitaplara yazılmaz Şişr yada türkü olmaz diyorum Oysa yaşanmayan yazılmaz....
Lütfedip şu acize şans vermişsiniz, ne kadar cömertsizniz. Ölene kadar kül tablalarınızı ve cep telefonunuzu temizleyerek borcumu ödeyemem biliyorum. Aksi takdirde bu köleniz şanssız doğmuş.
Biraz bulutlu bir gökyüzü.. Biraz gökkuşağını arayan çocuk gibi.. Biraz orta şekerli bir kahve.. Biraz yarım kalmış şiir gibi.. Biraz hüzünlü bir şarkı.. Biraz teli kopmuş gitar gibi.. Çokça sade olsa da.. Bu aralar biraz karışık işte.
Kulaklığını takarsın en sevdiğin şarkıları dinlerken birden en en en sevdiğin şarkı başlar ve bu coşkuyla sesi yükseltmek için tuşa dokunursun fakat oda ne tuşları karıştırmış ve kapatma tuşuna basmışsındır.
Ruh halim nasıl diye sorma bana Fırtınalı okyanus gibidir Sevgiler dibinde parçalanan nice gemidir Cansız sevgililer sahile vurur Her gecenin davetsiz sabahında Suç ortağıdır sahil güvenlik Göz yumar kalp kaçakçılarına Sayısız dram yaşanır kıyılarımda Ölü bulunur aşklar kumsallarda Soluk benizle yatar boylu boyunca Ruh halim nasıl diye sorma bana Üç dünya ülkesi vatandaşı gibi işte Aldı başını gidiyor ıslak bir katliam Lakin ne gören var Ne duyan Kör oldu ressamlar Sağır oldu şairler Dilsiz oldu şarkıcılar Bu cinayeti görmezler Bu illeti işitmezler Bu vahameti dillendirmezler Ruh halimi sorma artık Ne olur
Ruh halim umudun ufkunda. Umut Kaf Dağı'nın ardında. Umut olmayınca insanın yaşayamayacağı söylenir. Ama yaşamıyor zaten, ölüyor insan. Yaşarken hemde bir ufka baka baka...
Bazen nefes almak Zor geliyor Ve de ağır Sesim çıkmıyor Ama içim Bağır bağır Ben hep duydum, Herkes nedense Bana sağır Söylesene azizim Nasıl dayansın Yaralı bağır . Kaybettim yaşama sevincimi Uzak şimdi herşey Göremiyorum bana Uzanan elleri Benimde oldu vaktiyle Başımda kavak yelleri Sen bakma bana Şimdi geçer bu Efkar halleri Koy bir kadeh daha Çalsın Neşat Ertaş Basalım yüreğe Çokça ağır bi taş. .. Canım yanıyor dedikçe Tuz basanlara Ben nefes kadar yakınken Uzak kalanlara Azıcık mutlu olsam Rahatsız olanlara Çokça selam olsun Hasretle öpüyorum yüreklerinizden Canınız hep cennete Ben giderim Sayenizde girdiğim günahlarla Cehenneme... A L I N T I
Şu anda çok kötüyüm islam aleminin kötüye gidişi beni çok üzüyor...şehitlerimiz beni çok üzüyor... çocuk istismarları çoğaldı çok üzüyor...ölmek istiyorum bunları görmek istemiyorum...
Kafada binbir türlü sıkıntılar dolaşıyor... allah sonumuzu hayır etsin....
İsmi halim olan ruhtan mı bahsediyoruz :) vallahi soru saçma:))
hatta ve hatta cefakâr bir ananın binbir zahmetlerle söğüt dalına yaptığı sıcacık yuvadan hain bir sinek tarafından kaçırmış manda yavrusu gibi :(((((
sabahlayın erkenden çift sürmeye giderken çiftçi emminin torbasından düşen öküz gibi :((((((
ciiinnn gibi..
melek gibi :)
....artık seni yazmayacağım,çözülmüş labirentlerin noktası hep aynı kapıya çıktığının keşfindeyim.Tüm mesele adem ile havvanın elmayı yemesinde.Oysa sana uzanan elim,sana açtığım kapı ,yürek işçiliğiiydi...Yüreğinin açlığı değil sadece elmanın tadında,sanki her alacağın her yiyeceğin yeni bir megolanman egonun bacak aradı zaferi.İşte bu kadar küçük bir beynin var.Oysa beyni ve düşüncesi olmayan bir bedenin tadı tuzu olmaz diyorum.Yaşanacak bir an için açılacsk kapıların tümü sessizce kapanır.Sen sorgular düşünmedrn başka elma derdine düşersin ,ucuz diyorum,bu kadar ucuzsun....
Düşünmeyen bir bedenin bacağından süzülen damlalarda oluşan piç heceler...
Kitaplara yazılmaz
Şişr yada türkü olmaz diyorum
Oysa yaşanmayan yazılmaz....
....yaz sıcağına vuran ayaz yangınlarındayım şimdi.Bitişler başlangıçlara gebedir ya.Başlamayan yağmayan bir yağmurun ardından ,gelmeyecek bir gökkuşağını bekler gibiyim.
....umut yarına ,güneş yine sıcak,yüreğim yine ayaz
....yüreğim diyorum//yürek sizim
Lütfedip şu acize şans vermişsiniz, ne kadar cömertsizniz. Ölene kadar kül tablalarınızı ve cep telefonunuzu temizleyerek borcumu ödeyemem biliyorum. Aksi takdirde bu köleniz şanssız doğmuş.
Umut dolu ama elleri bağlı
Biraz bulutlu bir gökyüzü..
Biraz gökkuşağını arayan çocuk gibi..
Biraz orta şekerli bir kahve..
Biraz yarım kalmış şiir gibi..
Biraz hüzünlü bir şarkı..
Biraz teli kopmuş gitar gibi..
Çokça sade olsa da..
Bu aralar biraz karışık işte.
Kulaklığını takarsın en sevdiğin şarkıları dinlerken birden en en en sevdiğin şarkı başlar ve bu coşkuyla sesi yükseltmek için tuşa dokunursun fakat oda ne tuşları karıştırmış ve kapatma tuşuna basmışsındır.
Biri gelip de bozmazsa gayet iyi. :)
Ruh halim nasıl diye sorma bana
Fırtınalı okyanus gibidir
Sevgiler dibinde parçalanan nice gemidir
Cansız sevgililer sahile vurur
Her gecenin davetsiz sabahında
Suç ortağıdır sahil güvenlik
Göz yumar kalp kaçakçılarına
Sayısız dram yaşanır kıyılarımda
Ölü bulunur aşklar kumsallarda
Soluk benizle yatar boylu boyunca
Ruh halim nasıl diye sorma bana
Üç dünya ülkesi vatandaşı gibi işte
Aldı başını gidiyor ıslak bir katliam
Lakin ne gören var
Ne duyan
Kör oldu ressamlar
Sağır oldu şairler
Dilsiz oldu şarkıcılar
Bu cinayeti görmezler
Bu illeti işitmezler
Bu vahameti dillendirmezler
Ruh halimi sorma artık
Ne olur
Bir ara insanları anladığımı sandım, sonra sandığımı anladım.
Ruh halim; köpek balığını kovalayan çılgın hamsi.
Dilin lâl, kalemin çaresiz kaldığı zamanlar...
Ruh halim umudun ufkunda.
Umut Kaf Dağı'nın ardında.
Umut olmayınca insanın yaşayamayacağı söylenir.
Ama yaşamıyor zaten, ölüyor insan.
Yaşarken hemde bir ufka baka baka...
Aramak erdem. Bulmak nasip. Bulduğunu kaybetmekse hüsran.
- Sen hangisisin: arayan mı, bulan mı, kaybeden mi?
- Hiçbiri.
- Kaybolmuşsun.
7 harfli ışıklı panonun hala okunabilen 3 harfi gibiyim...... yitirdiklerimle kaybolurken, mevcut varlığımla anlam bulmaya çalışıyorum.......
karanlığa yenik düşmekten korkan sokak lambası gibiydim, göz kırpıyorum çapak sancılarıma.....
Ruh halim;
Dervişin "Allah'la aran nasıl diye" sorusuna verdiği cevap gibi:
"Nasıl olsun, hep onun dediği oluyor..."
Bazen nefes almak
Zor geliyor
Ve de ağır
Sesim çıkmıyor
Ama içim
Bağır bağır
Ben hep duydum,
Herkes nedense
Bana sağır
Söylesene azizim
Nasıl dayansın
Yaralı bağır .
Kaybettim yaşama sevincimi
Uzak şimdi herşey
Göremiyorum bana
Uzanan elleri
Benimde oldu vaktiyle
Başımda kavak yelleri
Sen bakma bana
Şimdi geçer bu
Efkar halleri
Koy bir kadeh daha
Çalsın Neşat Ertaş
Basalım yüreğe
Çokça ağır bi taş. ..
Canım yanıyor dedikçe
Tuz basanlara
Ben nefes kadar yakınken
Uzak kalanlara
Azıcık mutlu olsam
Rahatsız olanlara
Çokça selam olsun
Hasretle öpüyorum yüreklerinizden
Canınız hep cennete
Ben giderim
Sayenizde girdiğim günahlarla
Cehenneme...
A L I N T I
Şu anda çok kötüyüm islam aleminin kötüye gidişi beni çok üzüyor...şehitlerimiz beni çok üzüyor...
çocuk istismarları çoğaldı çok üzüyor...ölmek istiyorum bunları görmek istemiyorum...
Batan bir kayık gibi :/
bomba gibi.
Dondurmasına kızgın ütü basılmış gibi...
Doğru bildiğimi yanlış yapmış gibiyim
Hasta değilim;
Kırgınlığın var üzerimde..!
Sürekli tom tarafından kovalanan jerry gibi.