pekçok ilginç özelliğe sahip olan ve 1895 ten bu yana kullanılmakta olan ışınlar. örneğin elektrik alan ve manyetik alanla etkileşmezler ama kimyasal etkileşmelere girerler, fotoğraf filminde iz bırakırlar. zaten bütün olay buradan kopuyor; bu özellikleri ve küçücük (0,1-10 nm) dalgaboyları onların atom gibi, dna gbi, kristaller gibi çok küçük yerlere girip buraların fotoğrafını çekebilmemizi sağlıyor.
sonuna Cİ eki almazsa sakınca yok hatta yararlıdır. Din de yararlıdır, sonuna Cİ eki alıp DinCİ olmadıktan sonra. Röntgende Ci eki alıp RöntgenCi olursa o zaman sakıncalı bir durum var demektir.
Argoda,dikiz anlamına gelir.. Ci eki almış hali,dikizleyen kişiyi belirtir. Bizim mahallede çoktur.Birini cama tırmanmış halde yakalamışızdır,bizi polis olduğuna inandırmaya çalışıp,sahte polis kimliği çıkarmasına rağmen titrek hali kendini ele vermiştir.Kaçmıştır yakalayamamışızdır.
Ve karşı mahallenin bir röntgencisi vardır ki...Röntgenciliğinden çok,kız arkadaşının burnunu yaptırmasıyla meşhurdur.Gündüz iyi bir erkek arkadaş,gece meraklı bir röntgencidir. Bi tuhaftır,anlayamamışımdır.
Röntgen Nedir? Alman asıllı fizikçi olan Wilhelm Conrad Röntgen, 1845 yılında Rheinland'da doğdu ve 1923 yılında Münih'de öldü. Çocukluğu ve ilköğretim yılları Hollanda'da ve İsviçre'de geçti. Zürih'te üniversite eğitimi gördü. 1876'da Strassburg'da, 1879'da Giessen ve 1888'de Würzburg Üniversitelerinde fizik profesörü olarak öğretim görevi yaptı. 1900'de Münih Üniversitesi Fizik Kürsüsü'ne ve Yeni Fizik Enstitüsü'nün yöneticiliğine getirildi.
1885 yılında kutuplanmış bir yalıtkan hareketinin, bir akımla aynı manyetik etkileri gösterdiğini açıkladı. Fakat asıl ününü, 1895 yılında X ışınlarını keşfetmesiyle kazandı. Bu ışınları inceleyen Röntgen, X ışınlarının bir doğru boyunca yatıldığını, yansıma ve kırılmaya uğramadığını, elektrik veya manyetik alanların etkisiyle yön değiştirmediğini ispatladı. X ışınlarının, cisimlerin içinden geçme kabiliyetlerini inceledi ve bu ışınların havayı iyonlaştırdığını ortaya çıkardı.
1901 yılında tamamladığı bu araştırmaları sonucu, aynı yılın fizik dalında Nobel Bilim Ödülü'ne layık görüldü. X veya g ışımalarının miktar ölçümü birimine kendi ismini vermiştir. Günümüzde röntgen ışınları tıp alanında kullanılmaktadır.
Röntgenin tıpta kullanımı, X ışınlarının organik dokular tarafından eşit olmayan derecelerde emilmesine dayanır. Eşit olmayan bu geçiş, radyolojik gölgeler meydana getirir. Bunlar, ya flüoresan bir ekranda (radyoskopi) ya da gümüş tuzlarının fotoğraf filmi üzerine indirgenmesiyle (radyografi) değerlendirilir. İncelenecek doku ile çevresindeki doku arasında X ışınlarını geçirme miktarında bir fark yoksa, saydam olmayan kontrast maddeler kullanılır.
X ışınları, ışık ışınlarıyla aynı özelliktedir. Fakat frekansları daha büyüktür. X ışını, içinden geçtiği gazı iyonlaştırma özelliği taşır. X ışınlarının tespiti ve şiddetinin ölçülebilmesi için bu ışınlar, iyonlaşma odasından yani altın yapraklı elektroskopa bağlı iki tablası bulunan gaz dolu bir kaptan geçirilir. Elektroskop yapraklarının düşüş hızı, iyonlaşma derecesini ve dolayısıyla bununla orantılı olan ışıma şiddetini ölçer. Şiddet, röntgen cinsinden değerlendirilir.
Bir X ışını demeti, saydam olmayan bir cisimden geçerken yavaş yavaş enerjisini bırakır. Kaybedilen enerji kalınlığa göre artar veya azalır. Ayrıca dalga boyu kısa ışınlar, maddeye daha fazla etki eder ve ağır elementler daha fazla enerji yutar. Bu özelliklerden dolayı, bir maddeye X ışını verilerek maddenin atom yapısı kesinlikle tespit edilebilir.
1895’te Röntgen, Wilhelm Conrad (1845-1923) Alman fizikçi, X ışınlarını keşfedip vücut içindeki kemikleri ve organları görüntülemek için bir teknik geliştirdi ve röntgen ışınlarını buldu. Bu olay görmeye dayalı algılamanın önem kazanmasını hızlandırdı.
Görmeye Dayalı Bilginin Yükselişi: www.sizinti.com.tr/konular/97/nisan/gorme.html
8 Kasım 1895’de Almanya’da Würzburg Üniversitesinde Wilhelm Conrad Roentgen benzer deneyler yapıyordu. Tüpü siyah kartonla kapattığı halde floresan bir kağıtta parlama fark etti. Bilinmeyen bir ışın olduğunu düşünerek x-ışını adını verdi. Tüple floresan ekran arasına elini koyduğunda iskeletinin şekillendiğini fark etti. 1896’dan itibaren x-ışınları tıpta kullanılmaya başlandı. İlk kullanılan kaydediciler bir yüzüne fotografik emülsiyon sürülmüş cam plaklardı. Aralık 1895: X-ışınlarını ilk kez tıbbi amaçla kullanıldı. 1896: X-ışınları ilk kez tedavi amacıyla kullanıldı. Thomas Edison, kalsiyum tungstatlı ranforsatörlerin kullanımındaki fizik prensipleri ileri sürdü. 1901: W.C. Röntgen, ilk fizik Nobel ödülünü aldı. X-ışınları ilk kez meme kanseri tedavisi amacıyla kullanıldı.
pekçok ilginç özelliğe sahip olan ve 1895 ten bu yana kullanılmakta olan ışınlar.
örneğin elektrik alan ve manyetik alanla etkileşmezler ama kimyasal etkileşmelere girerler, fotoğraf filminde iz bırakırlar. zaten bütün olay buradan kopuyor; bu özellikleri ve küçücük (0,1-10 nm) dalgaboyları onların atom gibi, dna gbi, kristaller gibi çok küçük yerlere girip buraların fotoğrafını çekebilmemizi sağlıyor.
eskiden cama dama bacaya çıkarak yapılan ama şimdilerde kameralarla halledilen bir çeşit dikizleme işi
insan vücudundaki gizli ve normalde gözle görülemeyecek olan yerlerin tespitinde kullanılan bir araç
dikizlemek
gizli seyir zevki
Çok amaçlı bir kelime,aleniyet ilk aklıma gelen...
için dışı bir olmayanı görünce öten makine
Dikizcilerin mesleği
Wilhelm Roentgen tarafindan tesadufen kesfedilmis bir icattir...
Pek cok hastalikta kullanilir.
Allah razi olsundur...
üzerinizi çıkarın...
iyice yapıştırın göğsünüzü....
kollar serbest....
derin bir nefes alıp, tutun....
sakın kıpırdamayın.....
lanet olası, foto çekiminde bi gülümsemen yeterlidir
içi gösteren alet
Wilhelm Röntgen'in yıllar önce bulduğu ve bulduktan sonra sapıkça düşüncelere malzeme olacağını bilseydi bulmaktan vazgeçeceği olağanüstü icat...
sonuna Cİ eki almazsa sakınca yok hatta yararlıdır.
Din de yararlıdır, sonuna Cİ eki alıp DinCİ olmadıktan sonra.
Röntgende Ci eki alıp RöntgenCi olursa o zaman sakıncalı bir durum var demektir.
amacına göre değişir röntgen çeken doktor vardır,röntgencilik yapan sapık ruhlu insanda vardır...
Röntgen cihazı insanın iç organlarını gösterir tamam da,
insanın duygularını düşüncelerini gösteren cihazda bulunur mu acaba?
Argoda,dikiz anlamına gelir.. Ci eki almış hali,dikizleyen kişiyi belirtir.
Bizim mahallede çoktur.Birini cama tırmanmış halde yakalamışızdır,bizi polis olduğuna inandırmaya çalışıp,sahte polis kimliği çıkarmasına rağmen titrek hali kendini ele vermiştir.Kaçmıştır yakalayamamışızdır.
Ve karşı mahallenin bir röntgencisi vardır ki...Röntgenciliğinden çok,kız arkadaşının burnunu yaptırmasıyla meşhurdur.Gündüz iyi bir erkek arkadaş,gece meraklı bir röntgencidir. Bi tuhaftır,anlayamamışımdır.
Röntgeni kim bulmuştur
Röntgen insan sağlığında bulunmuş çok önemli hasta teşhis cihazı
Röntgen Nedir?
Alman asıllı fizikçi olan Wilhelm Conrad Röntgen, 1845 yılında Rheinland'da doğdu ve 1923 yılında Münih'de öldü. Çocukluğu ve ilköğretim yılları Hollanda'da ve İsviçre'de geçti. Zürih'te üniversite eğitimi gördü. 1876'da Strassburg'da, 1879'da Giessen ve 1888'de Würzburg Üniversitelerinde fizik profesörü olarak öğretim görevi yaptı. 1900'de Münih Üniversitesi Fizik Kürsüsü'ne ve Yeni Fizik Enstitüsü'nün yöneticiliğine getirildi.
1885 yılında kutuplanmış bir yalıtkan hareketinin, bir akımla aynı manyetik etkileri gösterdiğini açıkladı. Fakat asıl ününü, 1895 yılında X ışınlarını keşfetmesiyle kazandı. Bu ışınları inceleyen Röntgen, X ışınlarının bir doğru boyunca yatıldığını, yansıma ve kırılmaya uğramadığını, elektrik veya manyetik alanların etkisiyle yön değiştirmediğini ispatladı. X ışınlarının, cisimlerin içinden geçme kabiliyetlerini inceledi ve bu ışınların havayı iyonlaştırdığını ortaya çıkardı.
1901 yılında tamamladığı bu araştırmaları sonucu, aynı yılın fizik dalında Nobel Bilim Ödülü'ne layık görüldü. X veya g ışımalarının miktar ölçümü birimine kendi ismini vermiştir. Günümüzde röntgen ışınları tıp alanında kullanılmaktadır.
Röntgenin tıpta kullanımı, X ışınlarının organik dokular tarafından eşit olmayan derecelerde emilmesine dayanır. Eşit olmayan bu geçiş, radyolojik gölgeler meydana getirir. Bunlar, ya flüoresan bir ekranda (radyoskopi) ya da gümüş tuzlarının fotoğraf filmi üzerine indirgenmesiyle (radyografi) değerlendirilir. İncelenecek doku ile çevresindeki doku arasında X ışınlarını geçirme miktarında bir fark yoksa, saydam olmayan kontrast maddeler kullanılır.
X ışınları, ışık ışınlarıyla aynı özelliktedir. Fakat frekansları daha büyüktür. X ışını, içinden geçtiği gazı iyonlaştırma özelliği taşır. X ışınlarının tespiti ve şiddetinin ölçülebilmesi için bu ışınlar, iyonlaşma odasından yani altın yapraklı elektroskopa bağlı iki tablası bulunan gaz dolu bir kaptan geçirilir. Elektroskop yapraklarının düşüş hızı, iyonlaşma derecesini ve dolayısıyla bununla orantılı olan ışıma şiddetini ölçer. Şiddet, röntgen cinsinden değerlendirilir.
Bir X ışını demeti, saydam olmayan bir cisimden geçerken yavaş yavaş enerjisini bırakır. Kaybedilen enerji kalınlığa göre artar veya azalır. Ayrıca dalga boyu kısa ışınlar, maddeye daha fazla etki eder ve ağır elementler daha fazla enerji yutar. Bu özelliklerden dolayı, bir maddeye X ışını verilerek maddenin atom yapısı kesinlikle tespit edilebilir.
nezle olsam annem tarafından zorlandığım hadise
-anne hastayım burnum akıyo
-hadi doktora bi filmini çeksinler
-oh yea :)
ilk nobel fizik ödülünü alan bilim adamı..
1895’te Röntgen, Wilhelm Conrad (1845-1923) Alman fizikçi, X ışınlarını keşfedip vücut içindeki kemikleri ve organları görüntülemek için bir teknik geliştirdi ve röntgen ışınlarını buldu. Bu olay görmeye dayalı algılamanın önem kazanmasını hızlandırdı.
Görmeye Dayalı Bilginin Yükselişi:
www.sizinti.com.tr/konular/97/nisan/gorme.html
RADYOLOJİ TARİHİ
8 Kasım 1895’de Almanya’da Würzburg Üniversitesinde Wilhelm Conrad Roentgen benzer deneyler yapıyordu.
Tüpü siyah kartonla kapattığı halde floresan bir kağıtta parlama fark etti.
Bilinmeyen bir ışın olduğunu düşünerek x-ışını adını verdi.
Tüple floresan ekran arasına elini koyduğunda iskeletinin şekillendiğini fark etti.
1896’dan itibaren x-ışınları tıpta kullanılmaya başlandı.
İlk kullanılan kaydediciler bir yüzüne fotografik emülsiyon sürülmüş cam plaklardı.
Aralık 1895: X-ışınlarını ilk kez tıbbi amaçla kullanıldı.
1896: X-ışınları ilk kez tedavi amacıyla kullanıldı. Thomas Edison, kalsiyum tungstatlı ranforsatörlerin kullanımındaki fizik prensipleri ileri sürdü.
1901: W.C. Röntgen, ilk fizik Nobel ödülünü aldı. X-ışınları ilk kez meme kanseri tedavisi amacıyla kullanıldı.
X-ışını Wilhelm Rontgen tarafından 1895 yılında icat edilmiştir.
X-ray kullanarak radyolusen ve radyoopak alanları ve dolayısıyla organ ve kemik oluşumlarının durumunu ayırt etmeye yarıyan cihaz...
Radyoloji anabilim dalında vazgeçilmez unsurlardan...