Konumuz resûl ve nebî kavramları. Gerçek anlamda Kur’ân’ın hakikatlerine tamamen ters düşen bir yozlaşma, dînimize musallat olmuş ve insanlar Kur’ân hakikatlerinde resûl ve nebî kavramlarını alt üst etmişlerdir. Herşey doğrudan yanlışa dönüşmüş durumdadır. Kur’ân-ı Kerim’de “nebî” kelimesi; Farsça “peygamber” kelimesiyle eşdeğerdir. Biz de Türkçemizde “nebî” kelimesi değil de “peygamber” kelimesini kullanırız. Kimdir peygamber? Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) peygamberdir. Kur’ân-ı Kerim tabiriyle nebîdir, hem de nebîlerin sonuncusudur. Allahû Tealâ Ahzab Suresinin 40. âyet-i kerimesinde diyor ki:
-33/AHZÂB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine) , ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen) . Muhammed (A.S) , sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir) . Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in (Peygamberler’in) Hatemi’dir (Sonuncusu) . Allah, herşeyi en iyi bilendir.
“Muhammed (A.S) , aranızdan hiçbir erkeğin babası değildir. O, Allah’ın Resûl’üdür ve hâtemen nebiyyîndir. Nebîlerin, peygamberlerin hatemidir, mührüdür, sonuncusudur. Peygamberlik O’nunla hitam bulur, son bulur.” Peygamberlik müessesesi Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile son bulmuştur. O’ndan sonra bir daha peygamber gelmeyecektir. Ama olay böyle olmasına rağmen insanlarda bir inanç vardır: “Nebî olmadan resûl olunmaz.” Burada bariz bir yanlışlığın adım adım bütün İslâm âlemini kapladığını görüyoruz. 1. yanlış; “Nebî olmadan resûl olunmaz.” İddiasıdır. 2. yanlış; “Bütün resûller nebîdir.” iddiasıdır. İnsanlar bir sürü yanlışa imza atarak: “Peygamber Efendimiz (S.A.V) sadece son nebî değildir, son resûldür.” diyorlar. Nübüvvet peygamberliktir, risalet ise elçiliktir. Velâyet, risalet ve nübüvvet birbirinin ardından gelen 3 kademedir. Velâyet en alttaki kademedir, risalet onun bir üstündeki kademedir, nübüvvet ise diğer ikisinin üstündedir. “Resûller kendilerine kitap verilen peygamberlerdir.” deniyor. Bu, bütünüyle yanlış bir ifadedir. Bütün resûller peygamber değildir, ayrıca resûllerin hepsine kitap verilmez. Bu her tarafı yanlış bir dizayn, gelmiş dînimizin üzerine çöreklenmiş, şeytan bir yılanla dînî bilgileri alt üst etmiştir. “Nebî” kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de mutlaka peygamberleri ifade eder. Akaidin temel ayaklarından sadece bir tanesi doğrudur: “Bütün nebîler resûldür.” Gerçekten bütün nebîler, bütün peygamberler aynı zamanda elçidirler, kendi kavimlerinin mutlaka resûlüdürler. Ama kâinatın peygamberidirler. Peygamberler kâinat için geçerlidir.
Hiç bir an unutmadım seni ben ey Sevgili, Sönmez içimde tutuşturduğun iman ateşi, Hep canlıydı gönlümde ki o hidayet ümidi, Kalbimde solmayacak o Gülü Muhammedi.
Seni tanıdım günden beri senindir kalbim, Huzur ile mutluluğa doygundur bu kalbim, Karanlıktan nurunla aydınlandı bu kalbim, Sen güneşin,aydınlandı seninle bu kalbim.
Yaratılıp tüm alemlere sen rahmet kılındın, Bütün kullara yol gösteren rehber kılındın, O son Peygamber,Hatem-ül Enbiya kılındın, Kurtuluş yollarına sen, mihmandar kılındın.
Ardından gelen kullara tüm yollar asan olur, Senin gittiğin yolda ki tüm tuzaklar bozulur, Burada sana uyan kul,cennette komşun olur, Hem dünya da hem ahret de kurtulmuş olur.
Seni anan bir gönülde ne acı ne de tasa olur, O kokunu duyan insanın içi gül gülistan olur, O gül yüzün kalbimiz de açar gonca gül olur, Sen kalplerimize girince cennet bahçesi olur.
siyah insanla beyaz insan, efendi ile köle, devlet başkanı ile sıradan bir insanın Allah katında eşit olduğunu bildirerek.. müstekbirlerin sömürüye dayalı sosyal nizamlarının temeline dinamit yerleştiren inkılâpçı insan..
Nitekim içinizde, sizden bir Rasûl irsal ettik; ki, ayetlerimizi size tilavet ediyor, sizi tezkiye ediyor, Kitab’ı ve Hikmet’i size ta’lim ediyor ve sizin daha önce bilmediğiniz, bilmeniz mümkün olmayan şeyleri ta’lim ediyor. (Bakara 151)
Resuller ve evliya denen zatlar, neden bu dünyaya önem vermemişlerdir hiç düşündünüz mü? Gerçekliğini hiç sorgulamadığımız dünyamiz acaba ne kadar gerçek? Beş duyuya karşılık gelen evrenimiz ve içindeki bizler.
Madde, mekan ve zaman olmadan birşeyler yaşanamaz mı, tıpkı rüyadaki gibi? Bilim 'madde denen şeyin aslında hayal olduğunu' çözdü. Bilimin en son geldiği nokta madde denen şeyin 'bakana göre' var olduğu tespiti.
Resullullah bu sistemi okumuş ve çözmüştür ve 'İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar' demiştir.
Ahir zamanda mutlaka bir adam zuhur edecektir. Bu kisi benim ehl-i beytimden olacaktır. Buna Mehdi denecektir. Daha sonra da Deccal ortaya çıkacak, Hz. Isa (a.s.) ile Mehdi birlikte yardımlaşarak Deccal'i öldüreceklerdir. (5) Ahir zamanda ümmetimin başına, sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler müslümanlara dar gelir. O zaman Allah, daha önce zulümle dolu olan dünyayi adaletle dolduran benim soyumdan birisini gönderecektir. (1) Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi gelmez.(1) Ashab-ı Kefh, Mehdi'nin yardımcıları olacaktır.(1) Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücüm ettiğinde, büyük, küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada onlardan adaletin kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayi adaletle dolduracak birini (Mehdi) gönderecektir.(1) Dünya hayatının sona ermesine bir gün bile kalsa, Allah zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak, Ehl-i beytten birini gönderecektir. (9) Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek: 'Ey insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir' demesine kadar devam edecektir. (2) Isa (a.s.) gökten inecek. Deccal'i öldürecek veya Mehdi'nin Deccal'i öldürmesine yardım edecek, bazı namazlarda Mehdi'ye uyacaktır. (8) Mehdi bizden, Ehl-i beyttendir. Allah onu bir gecede zafere erdirecektir. (6) Mehdi dünyaya sahip olur.(4) Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (2) Mehdi daha önce zulümle olan dünyayi adaletle dolduracaktır. (1) Mehdi'nin en büyük yardımcısi Hz. Isa'dir. Dünyaya inişinde onun rengi beyaz, saçları siyah ve uzun, yüzünde pek çok ben bulunacaktır. (7) Mehdi'nin yardımcılarının sayısı Talud ile nehri geçenler kadardır. (1) Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir. (1) Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahirzaman Mehdi'sinin yardımcılarıdır.(1) Ümmetim o devirde (Mehdi devrinde) öyle bir refah bulacaktır ki o güne kadar onun mislini kesinlikle bulmamıştır. (6) Ya Abbas! Bu işi Allah benimle başlattı, senin sülalenden biri ile bitirecek o delikanlı dünyayı evvelce zulümle dolduğu gibi tekrar adeletle dolduracaktır. (4) Yemin ederim ki bu ümmete öyle (şiddetli) belalar gelecek de, kişi zulümden gaddarlıktan kurtulmak için sığınacak bir yer bulamayacaktır. Öyle sıkıntılı bir sırada Allah Teala akrabamdan benim hanedanımdan bir kimseyi gönderecek.
Arapça, Elçi...
Kendisine kitap gönderilen pegamber...
ayrıca yalvaç kelimesi ile eş anlamlı
ingilizcesi prophet
Kendisine Allah tarafından kitap(kelam) gönderilen peygamberlere Resul denir.
Nuh, Salih, Lut, Şuayb, Davud, Musa, İsmail, Hud, İsa, Hz.Muhammed
İslam'da kitap ile gönderilen peygamber...
Konumuz resûl ve nebî kavramları. Gerçek anlamda Kur’ân’ın hakikatlerine tamamen ters düşen bir yozlaşma, dînimize musallat olmuş ve insanlar Kur’ân hakikatlerinde resûl ve nebî kavramlarını alt üst etmişlerdir. Herşey doğrudan yanlışa dönüşmüş durumdadır.
Kur’ân-ı Kerim’de “nebî” kelimesi; Farsça “peygamber” kelimesiyle eşdeğerdir. Biz de Türkçemizde “nebî” kelimesi değil de “peygamber” kelimesini kullanırız. Kimdir peygamber? Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) peygamberdir. Kur’ân-ı Kerim tabiriyle nebîdir, hem de nebîlerin sonuncusudur. Allahû Tealâ Ahzab Suresinin 40. âyet-i kerimesinde diyor ki:
-33/AHZÂB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine) , ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen) .
Muhammed (A.S) , sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir) . Fakat Allah’ın Resûl’ü ve Nebîler’in (Peygamberler’in) Hatemi’dir (Sonuncusu) . Allah, herşeyi en iyi bilendir.
“Muhammed (A.S) , aranızdan hiçbir erkeğin babası değildir. O, Allah’ın Resûl’üdür ve hâtemen nebiyyîndir. Nebîlerin, peygamberlerin hatemidir, mührüdür, sonuncusudur. Peygamberlik O’nunla hitam bulur, son bulur.”
Peygamberlik müessesesi Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile son bulmuştur. O’ndan sonra bir daha peygamber gelmeyecektir. Ama olay böyle olmasına rağmen insanlarda bir inanç vardır: “Nebî olmadan resûl olunmaz.” Burada bariz bir yanlışlığın adım adım bütün İslâm âlemini kapladığını görüyoruz.
1. yanlış; “Nebî olmadan resûl olunmaz.” İddiasıdır.
2. yanlış; “Bütün resûller nebîdir.” iddiasıdır.
İnsanlar bir sürü yanlışa imza atarak: “Peygamber Efendimiz (S.A.V) sadece son nebî değildir, son resûldür.” diyorlar.
Nübüvvet peygamberliktir, risalet ise elçiliktir. Velâyet, risalet ve nübüvvet birbirinin ardından gelen 3 kademedir. Velâyet en alttaki kademedir, risalet onun bir üstündeki kademedir, nübüvvet ise diğer ikisinin üstündedir.
“Resûller kendilerine kitap verilen peygamberlerdir.” deniyor. Bu, bütünüyle yanlış bir ifadedir. Bütün resûller peygamber değildir, ayrıca resûllerin hepsine kitap verilmez. Bu her tarafı yanlış bir dizayn, gelmiş dînimizin üzerine çöreklenmiş, şeytan bir yılanla dînî bilgileri alt üst etmiştir.
“Nebî” kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de mutlaka peygamberleri ifade eder. Akaidin temel ayaklarından sadece bir tanesi doğrudur: “Bütün nebîler resûldür.” Gerçekten bütün nebîler, bütün peygamberler aynı zamanda elçidirler, kendi kavimlerinin mutlaka resûlüdürler. Ama kâinatın peygamberidirler. Peygamberler kâinat için geçerlidir.
arkadaslar bana yardım edin rasül ve nebi ve peygamber sözcügünün farklı bir özelligini söylegin
Hiç bir an unutmadım seni ben ey Sevgili,
Sönmez içimde tutuşturduğun iman ateşi,
Hep canlıydı gönlümde ki o hidayet ümidi,
Kalbimde solmayacak o Gülü Muhammedi.
Seni tanıdım günden beri senindir kalbim,
Huzur ile mutluluğa doygundur bu kalbim,
Karanlıktan nurunla aydınlandı bu kalbim,
Sen güneşin,aydınlandı seninle bu kalbim.
Yaratılıp tüm alemlere sen rahmet kılındın,
Bütün kullara yol gösteren rehber kılındın,
O son Peygamber,Hatem-ül Enbiya kılındın,
Kurtuluş yollarına sen, mihmandar kılındın.
Ardından gelen kullara tüm yollar asan olur,
Senin gittiğin yolda ki tüm tuzaklar bozulur,
Burada sana uyan kul,cennette komşun olur,
Hem dünya da hem ahret de kurtulmuş olur.
Seni anan bir gönülde ne acı ne de tasa olur,
O kokunu duyan insanın içi gül gülistan olur,
O gül yüzün kalbimiz de açar gonca gül olur,
Sen kalplerimize girince cennet bahçesi olur.
Firkatin acısına can dayanmaz,
Bir gece geliver, Ya Rasulallah...
Tabibler yarama çare bulamaz,
Derdimin dermanı, Ya Rasulallah...
Kalplerin bağı, gönlümün huzuru,
Kaşın hilal, gözlerin çeşm-i ahu,
Yüzün güneş, rayihan gül kokusu,
Sen ayın ondördü, Ya Rasulallah...
Taş, toprak dekor canlı bir ahenksin,
Ulvi bir nasip, yegane rehbersin,
Hürmetle beklenen gül misafirsin,
Sen bahar müjdesi, Ya Rasulallah...
Ilgıt ılgıt esersin gönüllerde,
Davetin nurdur feyyaz şebnemlerde,
Sevgin büyüdü, devleşti kalplerde,
Sevgini çok görme, Ya Rasulallah...
Yoktur mislin, vücud-i mübareksin,
Gidilecek yol, en parlak çizgimsin,
Ummanlar gibi en derin fikrimsin,
Salat, selam sana, Ya Rasulallah...
resul peygamber ve nebi kelimesinin anlamı nedir?
Bir ümmi isen de ya rasul Allah
Ancak sen okursun yüregimizi
siyah insanla beyaz insan,
efendi ile köle,
devlet başkanı ile sıradan bir insanın
Allah katında eşit olduğunu bildirerek..
müstekbirlerin sömürüye dayalı sosyal nizamlarının temeline
dinamit yerleştiren
inkılâpçı insan..
Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı..
Nitekim içinizde, sizden bir Rasûl irsal ettik; ki, ayetlerimizi size tilavet ediyor, sizi tezkiye ediyor, Kitab’ı ve Hikmet’i size ta’lim ediyor ve sizin daha önce bilmediğiniz, bilmeniz mümkün olmayan şeyleri ta’lim ediyor.
(Bakara 151)
Resuller ve evliya denen zatlar, neden bu dünyaya önem vermemişlerdir hiç düşündünüz mü? Gerçekliğini hiç sorgulamadığımız dünyamiz acaba ne kadar gerçek? Beş duyuya karşılık gelen evrenimiz ve içindeki bizler.
Madde, mekan ve zaman olmadan birşeyler yaşanamaz mı, tıpkı rüyadaki gibi? Bilim 'madde denen şeyin aslında hayal olduğunu' çözdü. Bilimin en son geldiği nokta madde denen şeyin 'bakana göre' var olduğu tespiti.
Resullullah bu sistemi okumuş ve çözmüştür ve 'İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar' demiştir.
haber getiren anlamındadır
Resulullah (s.a.v) buyuruyor:
Ahir zamanda mutlaka bir adam zuhur edecektir. Bu kisi benim ehl-i beytimden olacaktır. Buna Mehdi denecektir. Daha sonra da Deccal ortaya çıkacak, Hz. Isa (a.s.) ile Mehdi birlikte yardımlaşarak Deccal'i öldüreceklerdir. (5)
Ahir zamanda ümmetimin başına, sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler müslümanlara dar gelir. O zaman Allah, daha önce zulümle dolu olan dünyayi adaletle dolduran benim soyumdan birisini gönderecektir. (1)
Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi gelmez.(1)
Ashab-ı Kefh, Mehdi'nin yardımcıları olacaktır.(1)
Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücüm ettiğinde, büyük, küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada onlardan adaletin kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayi adaletle dolduracak birini (Mehdi) gönderecektir.(1)
Dünya hayatının sona ermesine bir gün bile kalsa, Allah zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak, Ehl-i beytten birini gönderecektir. (9)
Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek: 'Ey insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir' demesine kadar devam edecektir. (2)
Isa (a.s.) gökten inecek. Deccal'i öldürecek veya Mehdi'nin Deccal'i öldürmesine yardım edecek, bazı namazlarda Mehdi'ye uyacaktır. (8)
Mehdi bizden, Ehl-i beyttendir. Allah onu bir gecede zafere erdirecektir. (6)
Mehdi dünyaya sahip olur.(4)
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (2)
Mehdi daha önce zulümle olan dünyayi adaletle dolduracaktır. (1)
Mehdi'nin en büyük yardımcısi Hz. Isa'dir. Dünyaya inişinde onun rengi beyaz, saçları siyah ve uzun, yüzünde pek çok ben bulunacaktır. (7)
Mehdi'nin yardımcılarının sayısı Talud ile nehri geçenler kadardır. (1)
Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir. (1)
Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahirzaman Mehdi'sinin yardımcılarıdır.(1)
Ümmetim o devirde (Mehdi devrinde) öyle bir refah bulacaktır ki o güne kadar onun mislini kesinlikle bulmamıştır. (6)
Ya Abbas! Bu işi Allah benimle başlattı, senin sülalenden biri ile bitirecek o delikanlı dünyayı evvelce zulümle dolduğu gibi tekrar adeletle dolduracaktır. (4)
Yemin ederim ki bu ümmete öyle (şiddetli) belalar gelecek de, kişi zulümden gaddarlıktan kurtulmak için sığınacak bir yer bulamayacaktır. Öyle sıkıntılı bir sırada Allah Teala akrabamdan benim hanedanımdan bir kimseyi gönderecek.
Allah'ın elçisi
Kitaplı peygamber
* Bir erkek ismi.
* Elçi, haberci.
*
messanger
Kendisine yeni bir kitap ve şeriat gönderilmiş olan zat...
Kendisine kitap gönderilen peygamber.
Kitap gönderilen peygamber.Elçi.Allah'ın emirlerini kullara ileten insan.