İngiltere’de hangi şehirde kişi başına en fazla rock gurubu bulunur? Radiohead’e göre bu kendi yaşadıkları şehir olan Oxford. (Oxford, aynı zamanda Ride ve Supergrass’ında çıkış yaptıkları şehirdir) Gurubun beş üyesi de Oxford’un yerlisi. İlk olarak grup üyelerinden Thom Yorke ve Colin Greenwood; Joy Division’a, Magazine ve farklı giyim tarzlarına olan ilgileri yüzünden Abingdon’da tanıştılar.
Bir diğer solist ve gitarist olan Ed O’Brien ise guruba daha sonra katıldı. Guruba katılması sebebi ise Thom’un onu Morrisey gibi cool bulmasıydı. Daha sonra Colin’in küçük erkek kardeşi Johnny de topluluğa armonikasıyla katıldı. Fakat beşli ilerlemekte olan kariyelerine, gruptaki bir çok üyenin üniversite yollarına düşmesiyle ara vermek zorunda kaldı. Sırasıyla; Thom, Exeter Üniveristesi’ne Güzel Sanatlar ve Edebiyat okumaya, Ed, Manchester’a politika okumaya ve Colin’le Phil’de, Cambridge ve Liverpool’a İngiliz Dili okumaya gitti.
1991 yazında okulları biten grubun tüm üyeleri, Oxford’da tekrar toplandılar. Ve sonunda grup ismini Talking Heads’in; “True Stories” albümünde yer alan bir parçanın olan “RADIO HEAD” olarak değiştirdi. Radiohead üyeleri, kendilerine verilen diğer sorumlulukları bir kenara bırakıp, grubu ciddi bir şekilde ele almalarıyla birlikte, haklı başarılarını kısa sürede yakaladılar. Yaptıkları ilk çalışmalarla birlikte yirminin üzerinde plak şirketi grupla anlaşma yapmak için sıraya girdi.
Radiohead ilk çıkışını 1992 yılında 'Drill' adlı i EP ile İngiltere'de gerçekleştirdi. Parça, onların bir çok radyo programına çıkmalarına ve sadece bir kaç isim saymak gerekirse PJ Harvey, Tears For Fears ve James gibi gruplarla turnelere çıkabilmeleri için yeterli oldu. Fakat tabii ki bu sadece bir başlangıçtı. Daha sonra yapacakları ‘Creep’ adlı parça kariyerlerini bir anda tamamen değiştirecekti.
‘Creep’, iki sene boyunca İngiltere’de bir numarada kalmayı başardı. Yabancılaşmaya sunulan bir şükran duası olarak algılanan parça, 1993 yılında çıkardıkları albümleri “Pablo Honey”deki diğer şarkılarla da benzerlik gösteriyordu. Bazı ‘Creep’ hayranları göreceli bir hoşgörüsüzlük sergileyip albümden çıkan diğer parçalar karşısında hayalkırıklığına uğradıklarını belirttiler. Bununla birlikte bir çok kişi ise, grubun farklı ve çeşitli soundlarına duydukları hayranlıklarını gizlemedi. 1994 yılında grubun “My Iron Lung” adlı EP’si çıktı. Amerika’daki tüm radyolar; albümden çıkan ‘Fake Plastic Trees’ adlı single’ın üzerine atladı. Bu single aynı zamanda, 1995 yılında piyasaya çıkan “Clueless” adlı filminde soundtrackinde bulunuyordu. Böylece grup sonunda ‘Creep’ şöhretli müzik hayatlarından kurtuluyordu.
‘Fake Plastic Trees’in yavaş ve neredeyse kederli bir havası vardı, sanki daha önce çıkardıkları hit parçalarının kederli bir öğüdüydü. Bu sırada grup, neredeyse dünya nüfusuna yakın bir hayran kitlesi elde etti. Bu hayranlar arasında R.E.M.’in üyeleri de vardı ve Radiohead’e 1995 yılında yaptıkları Avrupa ve Amerika Turneleri sırasında ön gurupları olmalarını teklif ettiler. Bütün bunların yanısıra diğer gruplarda Radiohead’e olan saygılarını grubun parçalarının coverlayarak gösterdiler. Tears For Fears, grubun ‘Creed’ parçasının canlı performans kaydını yaptı ve bunu B-Side adı altında piyasaya sürdü. Ayrıca The Pretenders grubu da ‘Creep’i yorumladı. Bu parça grubun Isle of Video kliplerinde sunuldu fakat kayıt, cd’de yer almadı.
Grubun bir başka hayranı ise Alanis Morissette. Morissette, 1995-1996 yılında verdiği her konserinde ‘Fake Plastic Trees’i söyledi. Aynı zamanda gruba, 1996 Ağustosun’da yaptığı turnede birlikte sahne alma teklifinde bulundu. Grubun ikinci albümü 'The Bends' ise 1995 yılında piyasaya çıktı. Radiohead üçüncü albümlerinin çalışmalarına 1996 yılının ilk yarısında başladı. Fakat işi ancak Alanis Morissette’le çıktıkları turneden sonra ciddiye alabildi. Grup, albüm kayıtlarını aktrist Jane Seymor’a ait 14. yüzyıldan kalma bir malikanede gerçekleştirdi. Bu bina aynı zamanda Cure’un, “Wild Mood Swings” albümlerini kayıt ederken de kullandıkları yer olarak gayet şöhretliydi.
Kayıtlara başlandığında albümün adının “Ones and Zeros” olması kararlaştırılmıştı. Fakat 1997’de kayıtlar birer birer tamamlanmaya başladıkça albümün adı da “OK. Computer” olarak değişti. Prodüktörlüğünü Nigel Godrich'in yaptığı albümdeki parçalar, görkemli balo salonundan geçitlerine kadar Seymour Malikanesinin farklı köşelerinde kaydedildi. Basçı Colin Greenwood, New Musical Express’le yaptığı bir röportajda elde ettikleri müzikal kaliteyi “uçmuş bir Radiohead” versiyonu olarak değerlendirdi. Albümden çıkardıkları ilk single ‘Paranoid Android’, İngiltere müzik listelerine, 3 numaradan girdi. Bir sonraki ay ise parça bir numaraya yükseldi.
Radiohead, piyasaya sürdükleri albüm “OK Computer” için turnelere çıkıp Amerika’da, Kasım ve Aralık ayında daha fazla şova çıkmayı kabul ettikleri halde yeni ve farklı bir müzik tarzı planlıyordu. Grup, DJ. Shadow’a üzerinde çalışması için ‘Subtrerranean Homesick Alien’ parçalarını verdi. Aynı zamanda “Ok. Computer” albümünün tümünü, remix versiyonunu hazırlaması için Massive Attack’e önerdi. Temelinde bir indie grup olarak türeyen Radiohead, ‘Creep’ ile birlikte global bir mikroskobun altına itilmiş ve “OK. Computer”ın sismik mastır çalışmalarıyla birlikte kendilerini, büyük bir itinayla düzenlenmiş ileriyi gören tanrılar olarak buldu.
Thom Yorke’un çaba göstermediği ıstrabı elbetteki yeni bir şey değil. Fakat müzikal olarak grup, “Kid A” için nerdeyse bütün diğer yol gösteren levhaları daha öncede dikmişti. Başından sonuna kadar gitarlar, 21. yy ses teknisyenlerinin klostrofobik tuzağına düştü, elektronik olarak uyguladıkları kes yapıştır tekniği Radiohead’in iskelet yapısını lekeledi. Prodüktörlüğünü Nigel Godrich'in yaptığı “Kid A” albümü, elektro fx ve atmosferiklerin bir bütününden oluşuyor. Seken vuruşlar ve music-box tekniği, Yorke’un pervane sesi gibi robotlaşmış haykırışları albümü acımasızca karmakarışık bir hale sokuyor. Çatırdayan ve ufalanan ritmler yere düşen demir paraların sekmesine karşı Yorke sesiyle melodiyi taşıyor.
Açıkçası grubun diğer yarısının “Kıd A”yle nasıl başa çıkacağı bilinmiyor. Söylentilere göre parçalardan birinin yapımı nerdeyse bir yıl sürmüş ve bu albüme dahi konulmamış. Bir başka söylenti ise bu parçanın Yorke’un solo albüm çalışmasında olacağı yönünde.
“Kıd A”, doğal olarak inatçı denemelerle ve hoşgörülü bir şekilde, Radiohead’in mükemmeliyetine feragat ediyor. Aynı zamanda bu albüm, şaşırtıcı akıl edilmez siperlerlerine rağmen elde ettikleri cesaretli zaferleridir. “Kid A” albümünü dinlemekle bir daha asla vazgeçemiyeceğiniz bir virüsün sisteminizden içeri sızmasına imkan veriyorsunuz demektir.
Radiohead’in yeni albümü ise 4 Haziran’da piyasaya çıkan ve prodüktörlüğünü bu albümde de birlikte çalıştıkları Nigel Godrich olan “Amnesiac”. Grup bu albümle birlikte albüm sayısını da beşe çıkarttı. Alt yapısı elektronik müziğe dayalı albümden çıkan ilk single ise 'Pyramid Song'.
ben thom yorke abimizin ses tellerini çalmak istiyorum........bir ses nasıl bu kadar etkili olabilir anlayamıyorum..........özellikle 'rabbit in your headlights' adlı şahesere girişi sözkonusuysa ben olayda yokum.........bu gruptan bahsederken kelimeIer hiçbir şekilde yetmiyor....
I'm a rabbit in your headlights Scared of the spotlight You don't come to visit I'm stuck in this bed
Thin rubber gloves She laughs when shes crying She cries when she's laughing
Fat bloody fingers are sucking your soul away... (away....away....away....)
I'm a rabbit in your headlights Christian suburbanite Washed down the toliet Money to burn
Fat bloody fingers are sucking your soul away...
If you are frightened of dyin' and youre holding on... You'll see devils tearing your life away. But...if you've made your peace, Then the devila are really angels Freeing you from the earth.....from the earth....from the earth
Rotworms on the underground Caught between stations Butterfingers I'm losing my patience
I'm a rabbit in your headlights Christian suburbanite You got money to burn....
Fat bloody fingers are sucking your soul away..... Away, away, away, Away, away, away.........................
Her green plastic watering can For her fake Chinese rubber plant In the fake plastic earth That she bought from a rubber man In a town full of rubber plans To get rid of itself
It wears her out, it wears her out It wears her out, it wears her out
She lives with a broken man A cracked polystyrene man Who just crumbles and burns He used to do surgery For girls in the eighties But gravity always wins
It wears him out, it wears him out It wears him out, it wears him out
She looks like the real thing She tastes like the real thing My fake plastic love But I can't help the feeling I could blow through the ceiling If I just turn and run
It wears me out, it wears me out It wears me out, it wears me out
If I could be who you wanted If I could be who you wanted all the time
Destiny, destiny protect me from the world Destiny, hold my hand protect me from the world Here we are with our running and confusion And I don't see no confusion anywhere And if the world does turn And if London burns I'll be standing on the beach with my guitar I wanna be in a band when I get to heaven Anyone can play guitar And they won't be a nothing anymore Grow my hair, grow my hair I am Jim Morrison Grow my hair I wanna be wanna be wanna be Jim Morrison Here we are with our running and confusion And I don't see no confusion anywhere And if the world does turn And if London burns I'll be standing on the beach with my guitar I wanna be in a band when I get to heaven Anyone can play guitar And they won't be a a nothing anymore...
İnsanüstü yeteneklere sahip Thom Yorke isimli bi soliste sahip grup.Onların şarkılarını dinlerken hiç bişey yapamazsınız.Olduğunuz yere çivilenirsiniz.Ruhunuz izinsiz gezilere çıkar zaten izin alacak zihin de yerinde değildir,paramparça olursunuz. Yeni albümlerini sabırsızlıkla bekliyorum.
elektronik beyinlerin rock benim gibi rock&roll kaçkınlarının elektronik hayatıdır RADIOHEAD. Hayatın kıçlarına tepik vurduğu insanların müziğidir RADIOHEAD.
1995 cikan asagidaki sarki 1993 yilinda Thom tarafindan yazilmis. Grubun en mukemmel buldugu bu guclu duygular iceren sarki son, ölüm, caresizlik yani tum korkularimizla ilgiliymis. Tek kelimeyle anlatmak gerikirse 'umitsizlik'...
Rows of houses, all bearing down on me I can feel their blue hands touching me All these things into position All these things we'll one day swallow whole And fade out again and fade out
This machine will, will not communicate These thoughts and the strain I am under Be a world child, form a circle Before we all go under And fade out again and fade out again
Cracked eggs, dead birds Scream as they fight for life I can feel death, can see its beady eyes All these things into position All these things we'll one day swallow whole And fade out again and fade out again
Immerse your soul in love IMMERSE YOUR SOUL IN LOVE
no alarms and no surprises..
pulp
İngiltere’de hangi şehirde kişi başına en fazla rock gurubu bulunur? Radiohead’e göre bu kendi yaşadıkları şehir olan Oxford. (Oxford, aynı zamanda Ride ve Supergrass’ında çıkış yaptıkları şehirdir) Gurubun beş üyesi de Oxford’un yerlisi. İlk olarak grup üyelerinden Thom Yorke ve Colin Greenwood; Joy Division’a, Magazine ve farklı giyim tarzlarına olan ilgileri yüzünden Abingdon’da tanıştılar.
Bir diğer solist ve gitarist olan Ed O’Brien ise guruba daha sonra katıldı. Guruba katılması sebebi ise Thom’un onu Morrisey gibi cool bulmasıydı. Daha sonra Colin’in küçük erkek kardeşi Johnny de topluluğa armonikasıyla katıldı. Fakat beşli ilerlemekte olan kariyelerine, gruptaki bir çok üyenin üniversite yollarına düşmesiyle ara vermek zorunda kaldı. Sırasıyla; Thom, Exeter Üniveristesi’ne Güzel Sanatlar ve Edebiyat okumaya, Ed, Manchester’a politika okumaya ve Colin’le Phil’de, Cambridge ve Liverpool’a İngiliz Dili okumaya gitti.
1991 yazında okulları biten grubun tüm üyeleri, Oxford’da tekrar toplandılar. Ve sonunda grup ismini Talking Heads’in; “True Stories” albümünde yer alan bir parçanın olan “RADIO HEAD” olarak değiştirdi. Radiohead üyeleri, kendilerine verilen diğer sorumlulukları bir kenara bırakıp, grubu ciddi bir şekilde ele almalarıyla birlikte, haklı başarılarını kısa sürede yakaladılar. Yaptıkları ilk çalışmalarla birlikte yirminin üzerinde plak şirketi grupla anlaşma yapmak için sıraya girdi.
Radiohead ilk çıkışını 1992 yılında 'Drill' adlı i EP ile İngiltere'de gerçekleştirdi. Parça, onların bir çok radyo programına çıkmalarına ve sadece bir kaç isim saymak gerekirse PJ Harvey, Tears For Fears ve James gibi gruplarla turnelere çıkabilmeleri için yeterli oldu. Fakat tabii ki bu sadece bir başlangıçtı. Daha sonra yapacakları ‘Creep’ adlı parça kariyerlerini bir anda tamamen değiştirecekti.
‘Creep’, iki sene boyunca İngiltere’de bir numarada kalmayı başardı. Yabancılaşmaya sunulan bir şükran duası olarak algılanan parça, 1993 yılında çıkardıkları albümleri “Pablo Honey”deki diğer şarkılarla da benzerlik gösteriyordu. Bazı ‘Creep’ hayranları göreceli bir hoşgörüsüzlük sergileyip albümden çıkan diğer parçalar karşısında hayalkırıklığına uğradıklarını belirttiler. Bununla birlikte bir çok kişi ise, grubun farklı ve çeşitli soundlarına duydukları hayranlıklarını gizlemedi.
1994 yılında grubun “My Iron Lung” adlı EP’si çıktı. Amerika’daki tüm radyolar; albümden çıkan ‘Fake Plastic Trees’ adlı single’ın üzerine atladı. Bu single aynı zamanda, 1995 yılında piyasaya çıkan “Clueless” adlı filminde soundtrackinde bulunuyordu. Böylece grup sonunda ‘Creep’ şöhretli müzik hayatlarından kurtuluyordu.
‘Fake Plastic Trees’in yavaş ve neredeyse kederli bir havası vardı, sanki daha önce çıkardıkları hit parçalarının kederli bir öğüdüydü. Bu sırada grup, neredeyse dünya nüfusuna yakın bir hayran kitlesi elde etti. Bu hayranlar arasında R.E.M.’in üyeleri de vardı ve Radiohead’e 1995 yılında yaptıkları Avrupa ve Amerika Turneleri sırasında ön gurupları olmalarını teklif ettiler. Bütün bunların yanısıra diğer gruplarda Radiohead’e olan saygılarını grubun parçalarının coverlayarak gösterdiler. Tears For Fears, grubun ‘Creed’ parçasının canlı performans kaydını yaptı ve bunu B-Side adı altında piyasaya sürdü. Ayrıca The Pretenders grubu da ‘Creep’i yorumladı. Bu parça grubun Isle of Video kliplerinde sunuldu fakat kayıt, cd’de yer almadı.
Grubun bir başka hayranı ise Alanis Morissette. Morissette, 1995-1996 yılında verdiği her konserinde ‘Fake Plastic Trees’i söyledi. Aynı zamanda gruba, 1996 Ağustosun’da yaptığı turnede birlikte sahne alma teklifinde bulundu.
Grubun ikinci albümü 'The Bends' ise 1995 yılında piyasaya çıktı.
Radiohead üçüncü albümlerinin çalışmalarına 1996 yılının ilk yarısında başladı. Fakat işi ancak Alanis Morissette’le çıktıkları turneden sonra ciddiye alabildi. Grup, albüm kayıtlarını aktrist Jane Seymor’a ait 14. yüzyıldan kalma bir malikanede gerçekleştirdi. Bu bina aynı zamanda Cure’un, “Wild Mood Swings” albümlerini kayıt ederken de kullandıkları yer olarak gayet şöhretliydi.
Kayıtlara başlandığında albümün adının “Ones and Zeros” olması kararlaştırılmıştı. Fakat 1997’de kayıtlar birer birer tamamlanmaya başladıkça albümün adı da “OK. Computer” olarak değişti. Prodüktörlüğünü Nigel Godrich'in yaptığı albümdeki parçalar, görkemli balo salonundan geçitlerine kadar Seymour Malikanesinin farklı köşelerinde kaydedildi. Basçı Colin Greenwood, New Musical Express’le yaptığı bir röportajda elde ettikleri müzikal kaliteyi “uçmuş bir Radiohead” versiyonu olarak değerlendirdi. Albümden çıkardıkları ilk single ‘Paranoid Android’, İngiltere müzik listelerine, 3 numaradan girdi. Bir sonraki ay ise parça bir numaraya yükseldi.
Radiohead, piyasaya sürdükleri albüm “OK Computer” için turnelere çıkıp Amerika’da, Kasım ve Aralık ayında daha fazla şova çıkmayı kabul ettikleri halde yeni ve farklı bir müzik tarzı planlıyordu. Grup, DJ. Shadow’a üzerinde çalışması için ‘Subtrerranean Homesick Alien’ parçalarını verdi. Aynı zamanda “Ok. Computer” albümünün tümünü, remix versiyonunu hazırlaması için Massive Attack’e önerdi.
Temelinde bir indie grup olarak türeyen Radiohead, ‘Creep’ ile birlikte global bir mikroskobun altına itilmiş ve “OK. Computer”ın sismik mastır çalışmalarıyla birlikte kendilerini, büyük bir itinayla düzenlenmiş ileriyi gören tanrılar olarak buldu.
Thom Yorke’un çaba göstermediği ıstrabı elbetteki yeni bir şey değil. Fakat müzikal olarak grup, “Kid A” için nerdeyse bütün diğer yol gösteren levhaları daha öncede dikmişti. Başından sonuna kadar gitarlar, 21. yy ses teknisyenlerinin klostrofobik tuzağına düştü, elektronik olarak uyguladıkları kes yapıştır tekniği Radiohead’in iskelet yapısını lekeledi.
Prodüktörlüğünü Nigel Godrich'in yaptığı “Kid A” albümü, elektro fx ve atmosferiklerin bir bütününden oluşuyor. Seken vuruşlar ve music-box tekniği, Yorke’un pervane sesi gibi robotlaşmış haykırışları albümü acımasızca karmakarışık bir hale sokuyor. Çatırdayan ve ufalanan ritmler yere düşen demir paraların sekmesine karşı Yorke sesiyle melodiyi taşıyor.
Açıkçası grubun diğer yarısının “Kıd A”yle nasıl başa çıkacağı bilinmiyor. Söylentilere göre parçalardan birinin yapımı nerdeyse bir yıl sürmüş ve bu albüme dahi konulmamış. Bir başka söylenti ise bu parçanın Yorke’un solo albüm çalışmasında olacağı yönünde.
“Kıd A”, doğal olarak inatçı denemelerle ve hoşgörülü bir şekilde, Radiohead’in mükemmeliyetine feragat ediyor. Aynı zamanda bu albüm, şaşırtıcı akıl edilmez siperlerlerine rağmen elde ettikleri cesaretli zaferleridir. “Kid A” albümünü dinlemekle bir daha asla vazgeçemiyeceğiniz bir virüsün sisteminizden içeri sızmasına imkan veriyorsunuz demektir.
Radiohead’in yeni albümü ise 4 Haziran’da piyasaya çıkan ve prodüktörlüğünü bu albümde de birlikte çalıştıkları Nigel Godrich olan “Amnesiac”. Grup bu albümle birlikte albüm sayısını da beşe çıkarttı. Alt yapısı elektronik müziğe dayalı albümden çıkan ilk single ise 'Pyramid Song'.
paranoid android... her dinlediğimde kendimden geçiyorum... böyle bi şe yok....
ben thom yorke abimizin ses tellerini çalmak istiyorum........bir ses nasıl bu kadar etkili olabilir anlayamıyorum..........özellikle 'rabbit in your headlights' adlı şahesere girişi sözkonusuysa ben olayda yokum.........bu gruptan bahsederken kelimeIer hiçbir şekilde yetmiyor....
I'm a rabbit in your headlights
Scared of the spotlight
You don't come to visit
I'm stuck in this bed
Thin rubber gloves
She laughs when shes crying
She cries when she's laughing
Fat bloody fingers are sucking your soul away...
(away....away....away....)
I'm a rabbit in your headlights
Christian suburbanite
Washed down the toliet
Money to burn
Fat bloody fingers are sucking your soul away...
If you are frightened of dyin' and youre holding on...
You'll see devils tearing your life away.
But...if you've made your peace,
Then the devila are really angels
Freeing you from the earth.....from the earth....from the earth
Rotworms on the underground
Caught between stations
Butterfingers
I'm losing my patience
I'm a rabbit in your headlights
Christian suburbanite
You got money to burn....
Fat bloody fingers are sucking your soul away.....
Away, away, away,
Away, away, away.........................
'Fake Plastic Trees'
Her green plastic watering can
For her fake Chinese rubber plant
In the fake plastic earth
That she bought from a rubber man
In a town full of rubber plans
To get rid of itself
It wears her out, it wears her out
It wears her out, it wears her out
She lives with a broken man
A cracked polystyrene man
Who just crumbles and burns
He used to do surgery
For girls in the eighties
But gravity always wins
It wears him out, it wears him out
It wears him out, it wears him out
She looks like the real thing
She tastes like the real thing
My fake plastic love
But I can't help the feeling
I could blow through the ceiling
If I just turn and run
It wears me out, it wears me out
It wears me out, it wears me out
If I could be who you wanted
If I could be who you wanted all the time
All the time...
All the time...
gece yatmadan...
içkiden sonra bir nefes cigaranın yanında
uyuşuk bedenime iyi geliyor....
Destiny, destiny protect me from the world
Destiny, hold my hand protect me from the world
Here we are with our running and confusion
And I don't see no confusion anywhere
And if the world does turn
And if London burns I'll be standing on the beach with my
guitar
I wanna be in a band when I get to heaven
Anyone can play guitar
And they won't be a nothing anymore
Grow my hair, grow my hair
I am Jim Morrison
Grow my hair
I wanna be wanna be wanna be Jim Morrison
Here we are with our running and confusion
And I don't see no confusion anywhere
And if the world does turn
And if London burns I'll be standing on the beach with my
guitar
I wanna be in a band when I get to heaven
Anyone can play guitar
And they won't be a a nothing anymore...
bu grubun depresifligini,melankolisini seviyorum :)
yaşadığımı hissettiren müziği yaratan insanlar topluluğu.
melankoli müziğin tanrısı,herşeyin başlangıcı ve sonu,hem yaşam hem ölüm isteği
esrar kullanmadan,ot çekmeden kelleyi uçurmak isteyenler varsa,buyursun gelsin..melankolik,hüzünlü,terkedilmiş..
İnsanüstü yeteneklere sahip Thom Yorke isimli bi soliste sahip grup.Onların şarkılarını dinlerken hiç bişey yapamazsınız.Olduğunuz yere çivilenirsiniz.Ruhunuz izinsiz gezilere çıkar zaten izin alacak zihin de yerinde değildir,paramparça olursunuz.
Yeni albümlerini sabırsızlıkla bekliyorum.
En çok Thom'un şarkı söyleyiş tarzı hoşuma gider. Böyle sarhoş gibi... Ne bileyim başka bir hava ayrı bir tat var Radiohead şarkılarında...
radiohead dinlerseniz ölümü tadarsınız demek.çukurların en derinini görürsünüz hiç bişey artık sizi hayata bağlayamaz demek
bence ölümün sesinden konuşmak demek, yada son nefesinle şarkı söylemek demek...birazda tükenenlerin sesi demek
insanı önce intihara sürükler sonra elinden tutup yeniden hayata bağlar. bu bir döngüdür ve herkes memnundur
elektronik beyinlerin rock benim gibi rock&roll kaçkınlarının elektronik hayatıdır RADIOHEAD. Hayatın kıçlarına tepik vurduğu insanların müziğidir RADIOHEAD.
Street Spirit (fade out)
1995 cikan asagidaki sarki 1993 yilinda Thom tarafindan yazilmis. Grubun en mukemmel buldugu bu guclu duygular iceren sarki son, ölüm, caresizlik yani tum korkularimizla ilgiliymis. Tek kelimeyle anlatmak gerikirse 'umitsizlik'...
Beni maf eden sarkisi, klibide muhtesemdir:
Street Spirit (Fade Out)
Rows of houses, all bearing down on me
I can feel their blue hands touching me
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out
This machine will, will not communicate
These thoughts and the strain I am under
Be a world child, form a circle
Before we all go under
And fade out again and fade out again
Cracked eggs, dead birds
Scream as they fight for life
I can feel death, can see its beady eyes
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out again
Immerse your soul in love
IMMERSE YOUR SOUL IN LOVE
Radiohead - 1995
Album: The Bends
karma polis arrested this world....
atladığım diger dünyam,saol radiohead
Bass çıları bi harika, sadece onun için bile dinlenesi :)
I am the key to the lock in your house
That keeps your toys in the basement
And if you get too far inside
You'll only see my reflection
It's always best when the light is off
I am the pick in the ice
Do not cry out or hit the alarm
You know we're friends till we die
And either way you turn
I'll be there
Open up your skull
I'll be there
Climbing up the walls
It's always best when the light is off
It's always better on the outside
Fifteen blows to the back of your head
Fifteen blows to your mind
So lock the kids up safe tonight
Put the eyes in the cupboard
I've got the smell of a local man
Who's got the loneliest feeling
That either way he turns
I'll be there
Open up your skull
I'll be there
Climbing up the walls
Climbing up the walls
Climbing up the walls
En güzel tribal hallere sürükleyen enfes bir ses, tınılar ve ParanoidAndroid....
Efsanelerden sonra müziğin en gür sesi.....
keyifli melankoli
When u were here before,
Couldnt look in ur eye
U just like an angel
Ur skin makes me cry..
I wish i was special
So f*ckin' special..
But im a creep
Im a weirdo
Wht the hell am i doin' here?
I DONT BELONG HERE!
dinleyinceendinizi ucuyo gibi hissetmeniz cok fazla zaman almicak...