’bir yiyen pişman, bir yemeyen’ denir…yiyenin, doyumsuz tadından mütevellit ve/de yemeye bir başlayınca tatmakla kalmayıp yemeye devam edilesi bir tatlı olduğu için pişman olduğu söylenir…henüz yemeyeninde bu tadı tatmamasından dolayı pişman olacağı… tamam da buna neden yiyen karar veriyor…ben, hem yedim, hem pişmanım…bu pişmanlık çok beğendiğimden dolayı olmadığından, yemeden pişman olmak tercihim olurdu…lâkin yedim bir kere… çok pişmanım :)
genelde yolculuk esnasında mola verilen bir dinlenme tesisinden, ziyaretine gidilene alınması elzem hediye(!) bir tatlı…tesise girilir ve sanki şartmış gibi, ilk alınacak şey olan sıra sıra, üst üste dizilmiş pişmaniyelere doğru gayet emin gidilir ve alınır…. adı üstünde ‘hediyelik tatlı’, zaten hazır hediye paketlidir kendileri…pek matah bir şey olsa, hiç bir özelliği olmayan bu tatlı allanıp pullanarak satışa sunulmaz zaten :) (hem, bu pişmaniyenin alınması zorunluluğu da ne, bu bir şartlı refleks veya dürtü mü?) (geleneksel mi bu!) tıpkı hasta ziyaretine gidilirken mütemadiyen mandalina alınması gibi; ya da süt :)
şaka gibi bir tatlı bu pişmaniye… alırsınız elinize, (çatalla, yediğinize yiyeceğinize daha beter pişman ettirir zirâ) el, yüz, burun, çene bulaşmadan yiyebiliyorsanız bu bir yetenek derim…
Pişmaniye ilk kez Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde bir ŞEKERCİ tarafından bulunmuş ve imal edilmiştir. Üretimin devamı ise gene Kandıra Eşrafından HACI AGOP isimli bir Ermeni tarafından olmuştur. 1919 yılında İzmit'li İbrahim ÇINAR Pişmaniye üretimini öğrenmiş ve üretimini İZMİT'te devam ettirmiştir. Seneler ilerledikçe Pişmaniye üretimi İzmit'te daha ilerlemiş ve O zamanlar Patır Şekerlemede usta olarak çalışan Lütfü CANIGENİŞ 1954 yılında İPEKPİŞMANİYE yi kurarak bu günün temellerini atmıştır. Bu yıldan sonra pişmaniye üretiminde hep ilklere imza atıldı.
Adı başka şeyi çağrıştırıyor.tadı başka.İzmit pişmaniyesinin adı var,Düzce pişmaniyesinin tadı var.yeyipte baktınızmı bir deneyin. http://www.toksa.com.tr
izmitin pişmaniyesi meşhurdur..bazı iller yunanlılar gibi pişmaniyeyi sahiplenmeye çalışmışlar ama başaramamışlardır..şimdi size bunun tarifini kısaca bir yapayım ESKİ ADI:KETEN HELVA şimdi pişmaniye eskiden keten helva adıyla elde yapılırdı...tepsinin ortasına 10 ya da 5 -6 kişi toplanır keten helva kız saçı gibi oluncaya kadar çevirilir..çevirdikçe çevirler..kısaca çok zahmetlidir..şimdi teknolojinin gelişmesi ile birlikte çok zahmetsiz gamsız tasasız pişmaniyeler ortaya çıkmaktadır..ama şimdikiler dedelerimden duyduğuma göre eskilerin yerini tutmuyor..
pişman-i-ye
piş-
pişman-
pişti(!) ıı ıhh olmuyor, kökünü ekini ayrırabilene aşk ola :)
kim, nasıl, neye göre türetti bu terimi? ne mânâsız, çok pişmanım bu terime uğradığım için :)
’bir yiyen pişman, bir yemeyen’ denir…yiyenin, doyumsuz tadından mütevellit ve/de yemeye bir başlayınca tatmakla kalmayıp yemeye devam edilesi bir tatlı olduğu için pişman olduğu söylenir…henüz yemeyeninde bu tadı tatmamasından dolayı pişman olacağı…
tamam da buna neden yiyen karar veriyor…ben, hem yedim, hem pişmanım…bu pişmanlık çok beğendiğimden dolayı olmadığından, yemeden pişman olmak tercihim olurdu…lâkin yedim bir kere… çok pişmanım :)
genelde yolculuk esnasında mola verilen bir dinlenme tesisinden, ziyaretine gidilene alınması elzem hediye(!) bir tatlı…tesise girilir ve sanki şartmış gibi, ilk alınacak şey olan sıra sıra, üst üste dizilmiş pişmaniyelere doğru gayet emin gidilir ve alınır….
adı üstünde ‘hediyelik tatlı’, zaten hazır hediye paketlidir kendileri…pek matah bir şey olsa, hiç bir özelliği olmayan bu tatlı allanıp pullanarak satışa sunulmaz zaten :)
(hem, bu pişmaniyenin alınması zorunluluğu da ne, bu bir şartlı refleks veya dürtü mü?)
(geleneksel mi bu!)
tıpkı hasta ziyaretine gidilirken mütemadiyen mandalina alınması gibi; ya da süt :)
şaka gibi bir tatlı bu pişmaniye… alırsınız elinize, (çatalla, yediğinize yiyeceğinize daha beter pişman ettirir zirâ) el, yüz, burun, çene bulaşmadan yiyebiliyorsanız bu bir yetenek derim…
parmak şeklinde preslenmişine met helvası denmekte...
Tatlı saçlar..yiyen pişman olmaz..
yapılışı çok zahmetli ama yemesi kadar tatlı bir şey yok...
Pişmaniye ilk kez Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde bir ŞEKERCİ tarafından bulunmuş ve imal edilmiştir. Üretimin devamı ise gene Kandıra Eşrafından HACI AGOP isimli bir Ermeni tarafından olmuştur. 1919 yılında İzmit'li İbrahim ÇINAR Pişmaniye üretimini öğrenmiş ve üretimini İZMİT'te devam ettirmiştir. Seneler ilerledikçe Pişmaniye üretimi İzmit'te daha ilerlemiş ve O zamanlar Patır Şekerlemede usta olarak çalışan Lütfü CANIGENİŞ 1954 yılında İPEKPİŞMANİYE yi kurarak bu günün temellerini atmıştır. Bu yıldan sonra pişmaniye üretiminde hep ilklere imza atıldı.
hayır diyemiceğim şeylerden..ayy canım istedi yaa..
pişmaniye izmit'den gelmiştir.
çok severim.. birde saray helvası vardır ki o başka güzeldir.. baklava dilimleri halinde böyle sıkıştırılmış pişmaniye benzeri bişey olsa da yesem..
pişman baylar için kullanılır
pişmaniye bayanlar için kullanılır...
pişmaniye nedir? pişmaniye tarihi
İzmitte beni kandırdılar ama yine de aldım.Kendimi almak zorunda hissettim.Narkadaşların yanına gidiyodum çünkiii.
Adı başka şeyi çağrıştırıyor.tadı başka.İzmit pişmaniyesinin adı var,Düzce pişmaniyesinin tadı var.yeyipte baktınızmı bir deneyin.
http://www.toksa.com.tr
yedim pişman olmadım yemedim yine olmadım yoksa bu bir çelişkimidir
tarihini araştımak istiyorum
yedim ama hiç pişman olmadım...severim kendisini....
İzmit ten her geçişimde mutlaka alırım..
Mükemmel bir tatlı...
İzmit'e özgü bir ürün.... Mutlaka deneyin. Çikolatalıları damak tadına değer verenler için kıymetli
izmitin pişmaniyesi meşhurdur..bazı iller yunanlılar gibi pişmaniyeyi sahiplenmeye çalışmışlar ama başaramamışlardır..şimdi size bunun tarifini kısaca bir yapayım
ESKİ ADI:KETEN HELVA
şimdi pişmaniye eskiden keten helva adıyla elde yapılırdı...tepsinin ortasına 10 ya da 5 -6 kişi toplanır keten helva kız saçı gibi oluncaya kadar çevirilir..çevirdikçe çevirler..kısaca çok zahmetlidir..şimdi teknolojinin gelişmesi ile birlikte çok zahmetsiz gamsız tasasız pişmaniyeler ortaya çıkmaktadır..ama şimdikiler dedelerimden duyduğuma göre eskilerin yerini tutmuyor..
Genellikle trenlerde ve şehirler arası dinlenme tesislerinde göze çarpan, baygınlık veren tatlı diyebiliriz...
şeker su ve unun mükemmel karışımı.....
merak eden varsa tarifini biliyorum....:=)