arka arkaya tekrar edildiginde, insana nerede oldugunu unutturan, para kelimesinin sonunda beyinde yankılanan doks sesi, bir sure sonra ritmini bulmakta ve sahile vuran dalgalari hatirlatmakta ve huzur vermektedir. paradoksa dusmek denen olgu ise, sanırım bu dalgali sahilde uzanip, gunesin tadini cikartmak istegi ile etliye sutluye karismama egilimidir. kendi adini icermeyen kataloglar katalogu paradoksu ise cozmeyi birakin, anlatmasi bile zor bir eylemler butunu olup, russel paradoksunu temel aldigi gorulmektedir.
Kalan, Senfonisi kırık bir zaman, Üstü yağmur, Altı çamur bir şehrin hikayesi, Kaldırım yontan ayakların, Sevda mesafesi, İpek han içinde, Bekleşen silüetlerin, Kafeterya güncesi, Ve tutuşmanın yerine, Küllenmenin, Gecelenen gölgesi, Anlat sevdiğim, Savur beni rüzgarınla, Dinler seni serçe ürkekliğinde, Kanat çırpan gençliğim, Bu kaçıncı gelmeyişin, Kaçıncı mekan, Zamansız sırtımdan bıçaklandığım, Bu kaçıncı sevda sevdiğim, Anlaşılmayan, Dokunma artık aşk’a, Kaç hayat var, Bizi bizden saklayan, Yürekte paylaşılandan başka, Gel gör ki, Bir masal değil hayat, Düşlerinde bir hayal, Kendi kaderine suskunluk, Tarihine şairsiz kalan sanat, Gözleri ela, Sözleri yüreğimde saklanan, Takvim yaprağı sevdiğim, Durma benden öte, Yürürken, Karşına aldığın denize bak, Martıların çığlıklarında, Aforizmalar tünerken, Paradokslarında felsefe, Götürülürken sınırsızlığına, Elimdeki son mumu da sen yak, Ki bilsin seni yüreğim, Tanısın gözlerinden, Öpüşsün dudakların kumsalda, Yağmurla yıkansın, Uzaklığındaki bedenim, Kalsın ne kalacaksa, Sonrasına, Şehrimden sana, Aşk gibi, Erişemediğim...
hiçbir gücün karşı koyamayacğı ve akla hayale gelemyecek kadar büyük önüne gelen herşeyi yakıp yıkan bir alev topu düşünün ve birde her türlü güce dayanabilen hiçbir gücün yıkamayacağı yine akla hayale gelmeyecek kadar sağlam bir duvar düşünün.Bu alev topuyla bu duvar karşılaşırsa nolur? :D
Bir paradoksla sıçrayan, bir başkasıyla yoluna devam eder, sonsuzun beklentisinde.
Dışlaşmamamış dışarda bırakanı hep içinde taşıyarak.
gökhan.
''Hayatta ne kadar gül dikeni varsa o kadar da paradoks vardır''
Hatırladığını unuttuğunda
Hangisi daha ilk
Yada
Unut gitsin
paradox = yanılma.. doğru bilinen kalıplaşmış bir varsayımın uzun bi zaman sonra çürütülmesi... ayrıca tanımı kişiden kişiye değişir...
Durumun kendiyle çelişmesidir. En güzeli de Zenon'un Akhilleus ve kaplumbağa paradoksudur bence.
İkilem,çelişki,kısır döngü..
kendi icinde celisikmis gibi gorune,mantiksal olarak hem dogrulugu hem de yanlisligi kanitlanabilen onermedir paradoks.
Paradoks(Fr:Paradox) Kökleşmiş inananişlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce.
Kökleşmiş düşünceye karşılık olarak ileri sürülen görüş.
Aykırı düşünce...
iki ucu b.klu değnek...aşağı tükürsem bıyık,yukarı tükürsem sakal...
'öyle sarhoş olsam ki bir daha uyanmasam...
.................................unutarak uyansam....'
çelişkiler, zıtlıklar ve karmaşadan doğru bir sonuç çıkarmak mümkün müdür?
1. suan yalan sölüorum
2. suan hem yalan hem doğru mu sölüorum
3. bu bi çelişkimi?
şuan yalan söylüyorum. sizce?
abim..
paradoks benim beynimi bulandırıyor sizin kini ne yapar bilmem
arka arkaya tekrar edildiginde, insana nerede oldugunu unutturan, para kelimesinin sonunda beyinde yankılanan doks sesi, bir sure sonra ritmini bulmakta ve sahile vuran dalgalari hatirlatmakta ve huzur vermektedir. paradoksa dusmek denen olgu ise, sanırım bu dalgali sahilde uzanip, gunesin tadini cikartmak istegi ile etliye sutluye karismama egilimidir.
kendi adini icermeyen kataloglar katalogu paradoksu ise cozmeyi birakin, anlatmasi bile zor bir eylemler butunu olup, russel paradoksunu temel aldigi gorulmektedir.
ilk algıda koplex ve girift algılanan ve yanılsamaya yönelten ancak düşündükçe realiteye ulaşılan durum olay yada kavram....
Bana göre içinden çıkılmaz gibi
paradox: bence karmaşılık içinden çıkamama bi durum
Kendi içerisinde hem doğruluğu hem de yanlışlığı kanıtlanabilir olan...böyle olunca da kelimenin kendisi de bir paradox değil mi?
paradoks; soyut veya somut bir olguya bir biri içinde karışık bakış açısı, aynı olgunun ana özelliğinden ayrılmadan onu tanımlama...
tuhaf..tuhafın kendisi bır tuhaf.
Kalan,
Senfonisi kırık bir zaman,
Üstü yağmur,
Altı çamur bir şehrin hikayesi,
Kaldırım yontan ayakların,
Sevda mesafesi,
İpek han içinde,
Bekleşen silüetlerin,
Kafeterya güncesi,
Ve tutuşmanın yerine,
Küllenmenin,
Gecelenen gölgesi,
Anlat sevdiğim,
Savur beni rüzgarınla,
Dinler seni serçe ürkekliğinde,
Kanat çırpan gençliğim,
Bu kaçıncı gelmeyişin,
Kaçıncı mekan,
Zamansız sırtımdan bıçaklandığım,
Bu kaçıncı sevda sevdiğim,
Anlaşılmayan,
Dokunma artık aşk’a,
Kaç hayat var,
Bizi bizden saklayan,
Yürekte paylaşılandan başka,
Gel gör ki,
Bir masal değil hayat,
Düşlerinde bir hayal,
Kendi kaderine suskunluk,
Tarihine şairsiz kalan sanat,
Gözleri ela,
Sözleri yüreğimde saklanan,
Takvim yaprağı sevdiğim,
Durma benden öte,
Yürürken,
Karşına aldığın denize bak,
Martıların çığlıklarında,
Aforizmalar tünerken,
Paradokslarında felsefe,
Götürülürken sınırsızlığına,
Elimdeki son mumu da sen yak,
Ki bilsin seni yüreğim,
Tanısın gözlerinden,
Öpüşsün dudakların kumsalda,
Yağmurla yıkansın,
Uzaklığındaki bedenim,
Kalsın ne kalacaksa,
Sonrasına,
Şehrimden sana,
Aşk gibi,
Erişemediğim...
bi önceki terime yaptığım yorum da biraz var sanki :)))
Şuan yalan söylüyorum
Hadi gelinde işin içinden çıkın :))
kalıplaşmış düşüncelerin yerine yeni düşüncelerin ortaya atılması...
Paradoks; ne doğru ne yanlış olan kavramdır.
hiçbir gücün karşı koyamayacğı ve akla hayale gelemyecek kadar büyük önüne gelen herşeyi yakıp yıkan bir alev topu düşünün ve birde her türlü güce dayanabilen hiçbir gücün yıkamayacağı yine akla hayale gelmeyecek kadar sağlam bir duvar düşünün.Bu alev topuyla bu duvar karşılaşırsa nolur? :D
kağıt kalem ve mantık illüzyonu