bakmayın az paha biçildiğine... kendi aslen zengin bir cicektir... ve bakmayın heryerde acabildiğine... gülümseten cehresini herkişiye göstermeyen bir cicektir... hosgeldın papatya.. yeniden istanbula...
Papatya tarlası... Bir papatya tarlası düşün.. İlkbahar ayı.. Ve sen, onun yanından geçen yolda yürüyorsun... Ve o papatya tarlasında bir papatya dikkatini çeker.. Binlercesinden birisidir ama sen, onun yanına gidersin.. Onda seni çeken bir seyler vardır.. O papatyayı olduğu yerden koparırsın.. Sadece senin olsun istersin, sadece senin.. Öleceğini düşünmeden. Ve gidersin o tarladan... İçindeki şiddetin durduramadığı bir bencillik ama bir o kadar güzel ve hapsedici. İşte bu TUTKU...
Yine o tarlanın kenarındaki yolda yürüyorsundur.. Yine milyonlarcası arasında bir tanesi seni çeker.. Yaklaşırsın, yanına gidersin o papatyanın.. Gözlerin başkasını görmez olur o an. Onun için herşeyi yapmak istersin... Dokunmak istersin.. Dokunamazsın, orda, onunla ölmek istersin. Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir başka güzel çiçek kokusu gelir burnuna.. Dayanamazsın onun kokusuna.. Unutturur herşeyi bir anda ve o kokunun geldiği yöne gidersin.. O papatya orda kalmıştır, yüreğinin bir kenarında.. Paylaşılmamıştır bi çok şey.. Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona.. İşte bu AŞK...
Yine o yoldasın.. Papatya tarlasının yanından geçen.. Ve yine bir papatya... Milyonlarcasının içinde seni çeker.. Gidersin yanına.. Orda kalakalırsın.. O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsın.. Tüm gücünle onunla olmak istersin.. Oradan seni koparacak hiç bir güç olmadığına inanırsın.. Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalırsın... İşte bu da SEVGİ...
Papatyanın yaprakları dökülmez, onu döken insan elidir.İnsan elinin değdiği yerler yeşerir mi ki! .İnsanlar nasıl aşk için yaprakları döktük derlerse; o yapraklarda insanların aşkı için aynı şeyi söyler' Biz de onalrın yapraklarını döktük'
bahçeyi yabancı otlardan temizlerken arada fark edilen ve canı bağışlanan güzel çiçek.....
ah şu papatya falları...
sözleri nadir göktürk e ait bir ezginin günlüğü şarkısı...
BOYNU BÜKÜK BİR PAPATYA
OLDUĞUMA BAKIP DA
SENDEN VAZGEÇTİM SANIP
SAKIN ALDANMA...
YEDİ KAT YERİN ALTINDAN ÖRGÜTLENİP
TAKILIVERDİM SAÇININ ARASINA...
karlar altında bir istanbul sabahındayım..papatya çayının tam zamanıdır derim ben ;)
kestik,biçtik,doğradık..aha noldi içbişi paşam hiçbişi...sevio sevmiyo.la yokki sevede sevmiyede...bilemedik pabadyalar bilemedik güzelliğinizi anlamak içün öldürüp yakından bakmak lazım gelio sandık.....ister sevsin ister sevmesin :)))))
çiçeklerin taşıdıkları anlamlar literatüründe 'seni anlıyorum' anlamına geliyor. bana da nedense hep masum bir tebessümü anımsatıyor..
sevgilere yüzde 50 hak tanıyan çiçek falı için gerekli: seviyooor, sevmiyoor..
kır çiçeği koparıyorum, gözlerine benzeyen..
benim ennn sevdiğimmm çiçeklerrrrrr
verilebilecek en güsel armaganblardan biri bence...fal aracı...en masum cicek..
karasal bir bitki olduğunu söylemişti bir Caretta...
Seviyor,sevmiyor...seviyor,sevmiyor.... sapınıda sayarsam seviyor çıkıyor :)))
seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor seviyor sevmiyor...senin yapragin eksik......
en sevdiğim çiçek.. Doğallık,içtenlik, samimiyet.. hepsi bir arada...
bakmayın az paha biçildiğine...
kendi aslen zengin bir cicektir...
ve bakmayın heryerde acabildiğine...
gülümseten cehresini herkişiye göstermeyen bir cicektir...
hosgeldın papatya.. yeniden istanbula...
Seviyor-Sevmiyor
Hep bizi kandırıyor
en sewdiğim çiçek...bana çocukluğumu anımsatır herzaman...içimdeki saf çocuğun simgesi.
o papatya, son bir defa bana bak, seninle kim kalacak, ışıklar kapanınca, benden çok uzakta...
papatya aşk demek baglılık demek sadakat demek papatya güzellik demek. kötülüğün olduğu yerde papatya göremezsiniz... papatya ben demek.
TUTKU-AŞK-SEVGİ
Papatya tarlası...
Bir papatya tarlası düşün..
İlkbahar ayı..
Ve sen, onun yanından geçen yolda
yürüyorsun... Ve o papatya tarlasında
bir papatya dikkatini çeker..
Binlercesinden birisidir ama sen,
onun yanına gidersin..
Onda seni çeken bir seyler vardır..
O papatyayı olduğu yerden koparırsın..
Sadece senin olsun istersin, sadece senin..
Öleceğini düşünmeden. Ve gidersin o tarladan...
İçindeki şiddetin durduramadığı bir bencillik
ama bir o kadar güzel ve hapsedici.
İşte bu TUTKU...
Yine o tarlanın
kenarındaki yolda yürüyorsundur..
Yine milyonlarcası arasında
bir tanesi seni çeker..
Yaklaşırsın, yanına gidersin o papatyanın..
Gözlerin başkasını görmez olur o an.
Onun için herşeyi yapmak istersin...
Dokunmak istersin.. Dokunamazsın,
orda, onunla ölmek istersin.
Ama birden hafif bir rüzgar eser ve
bir başka güzel çiçek kokusu gelir burnuna..
Dayanamazsın onun kokusuna..
Unutturur herşeyi bir anda
ve o kokunun geldiği yöne gidersin..
O papatya orda kalmıştır,
yüreğinin bir kenarında..
Paylaşılmamıştır bi çok şey..
Unutulmaz belki
ama geri de dönülmez ona..
İşte bu AŞK...
Yine o yoldasın..
Papatya tarlasının yanından geçen..
Ve yine bir papatya...
Milyonlarcasının içinde seni çeker..
Gidersin yanına..
Orda kalakalırsın..
O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsın..
Tüm gücünle onunla olmak istersin..
Oradan seni koparacak hiç
bir güç olmadığına inanırsın..
Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalırsın...
İşte bu da SEVGİ...
Ne olurdu?
Bir Yaprağın daha olsa
Bak!
Sevmiyor çıktı
Yine Falımda...
....ah şu papatya falları..
Papatyanın yaprakları dökülmez, onu döken insan elidir.İnsan elinin değdiği yerler yeşerir mi ki! .İnsanlar nasıl aşk için yaprakları döktük derlerse; o yapraklarda insanların aşkı için aynı şeyi söyler' Biz de onalrın yapraklarını döktük'
Kırların vazgecilmez ciçeği; baharın cıvıl cıvıl renklerine karışan küçük beyaz yapraklarıyla saflığı simgeliyen,
sevgililerin olmazsa olmazlarindan...
Onun en sevdiği çiçek.O da benim en sevdiğim çiçek olduğuna göre, papatya benim de en sevdiğim çiçek..
seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor...kırların ve paylaşmayı bilen insanın sevdiği...artık koparmıyorum yapraklarını...