Kültür Sanat Edebiyat Şiir

pandoranın kutusu sizce ne demek, pandoranın kutusu size neyi çağrıştırıyor?

pandoranın kutusu terimi Taskın Uygun tarafından tarihinde eklendi

  • Yüksel Özalp
    Yüksel Özalp

    gizli olan herhangi bir şey sihirli kutu

  • Yusuf Kiyancicek
    Yusuf Kiyancicek

    Yalnızca akıl yoktu pandorada.. çünkü o tanrılarda da yoktu...
    ' kadın insanlığı cezalandırmak için yaratılmıştır...'
    manyak güzel bir hikaye...!

  • Hamza Ressam
    Hamza Ressam

    Epimetheus a yazık oldu.halbuki abisi prometheus onu uyarmıştı zeus sana hediye gönderirse sakın açma diye ama Epimetheus ne yaptı pandorayı görünce adamın olmayan aklı gitti iyice.sonrası biliniyo zaten pandorada açtı kutuyu olan oldu.yok şu kadınların merakı arakadaş....

  • Leyla Acba
    Leyla Acba

    cok merak iyi degildir

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Hani biz büyüdük ve kirlendi dünya ya
    Hani adem elmanın o lezzetine karşılık dünyada açmış gözlerini ya
    Açın o zaman bütün Pandora'ların kutularını ;)
    Tamam acıları vardır belki ama, lezzeti ap ayrı olmalı...

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    İçindekilerinin ne olduğunu söylemez de bir çocuğun anlayamacağı birşey gibi yasaklarsan olacağı bu..

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Bilmek kötü mü?

  • Ahmet Eman
    Ahmet Eman

    aslında ben size sormuştum a.q. siz bana soruosunuz bu nasıl iş? ?

    küfür ettireceniz adamı ramazan ramazan....! ! ! ! ! ! !

  • Ömer Faruk Öztürk
    Ömer Faruk Öztürk

    yani ilk kez karşılaştım bu sözlükle bende anlamının ne oldugunu ve içerigini araştırıyorum ama mersinde pandora diye bir bar var bir çağrışım yapar mı bilmiyorum

  • Vedat Kocakaya
    Vedat Kocakaya

    pandoranın kutusu kara kutuysa ne kirli çamışırlar gizlidir orda.........................:P

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    Açtırma kutuyu,söyletme kötüyü dedi o kadar insanlar ama dinlemediler.Umudu beklediler...

  • Ayse Bozkurt
    Ayse Bozkurt

    bilmem ki

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    çoktan açıldı. artık bir gizemi yok :)

  • Sun Bule
    Sun Bule

    ah pandora keşke bu kadar meraklı olmasaydın

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    ne çeyizmiş ama!

  • Gamze Kırlangıç
    Gamze Kırlangıç

    sakin açmayin..

  • Hakan Abaci
    Hakan Abaci

    açılması çok sakıncalı

  • Dolce Farniente
    Dolce Farniente

    İçinde insanlar için bir tek 'umut' un kaldıgı ve açılmasıyla tüm kötü duyguların dünyaya yayıldıgı gizli kutuymuşş.işte doyumsuzluk ve hırs açtırmış.tıpkı hepimizin yaptıgı gibi..

  • Hey Sen
    Hey Sen

    Açıldı bir kere pandoranın kutusu...............

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Eros, ilerleyen yaşına rağmen evlenebileceği kızı bulabilmekte oldukça zorlanmıştı. İyi ve güzel olan herşeyi ruhunda bir bütün olarak bulunduran Eros, kendi karakterinde olan, kendini anlayabilecek bir kız uğruna herşeyini vermeye hazırdı. Eros, kendi karakterinde bir kız yetiştirebilmek için kolları sıvamış ve uğruna ömür vererek yetiştirmeyi düşündüğü kız için gerekli olan herşeyi fedakarca yerine getirebilmeyi düşünmüştü. Eros, kendi tecrübelerini göz önünde bulundurarak, kendi gelişimini göz önünde bulundurarak, yapacak olduklarının ne kadar zor olacağını düşünmüş ve büyük bir sabır örneği sergileyerek hayalindeki kızı yaratabilmek için mücadele etmesi gerektiğine inanmıştı. Tanrı Zeus’un yardımından mahrum kalacağının farkındalığını da yaşayan Eros; hayalindeki kızı yaratabilmenin ne kadar zor olacağının da bilincinde olarak, azimle çalışmalarına başlamıştı bile. Pandora, Eros’un yapmayı düşündüklerini öğrenince gözleri dolmuş ve sevdiği kız uğruna mücadele etmeyi düşünen Eros’a yardım edebilmek için elinden geleni esirgemeksizin yapmaya karar vermişti. Apollon, Pandora’nın yardımsever yüreğinde gözlemlediği dert paylaşımı ile iyice duygulanmış ve o da gözyaşları içinde paylaşımı yaşamaya ve yaşatmaya karar vermişti. Apollon, Pandora ve Eros; koordineli sıçramalarla hayatı göğüslemeye başlamışlar ve üç kişinin mutluluğuna sevinç gözyaşları gecikmeksizin imdatlarına yetişmişti. Mutluluklarını paylaşan insanların olmayışına da üzülen üç kişi; zaman-zaman başkaları adına hüzün ve kedere boğulup acı içinde kıvranıyorlardı. Apollon gözlemci yapısı ile fark edebildiklerini, lir eşliğinde şarkılar söyleyerek dile getiriyordu. Apollon sık-sık gözlemleyebildiği dostluk ortamından memnun kalışının izlerini; aşka gelerek; lirin telleri arasına bırakıyordu. Dostluk ateşinin tesiri altında kalarak, yangın yerine dönen Apollon; koşarak liri eline alıyor ve feryat ederek, titreşimlerle inleyen tellerin hüznüne ve sevincine kendi sesini de ustalıkla nakşediveriyordu. Koordineli sıçramalardan ibaret olan yaşamda; acı, keder, hüzün, sevinç, mutluluk ve umut iç-içe idi. Ve zaman yaşanılası dostluklara gebe kalmıştı. Günlerden bir gün Apollon yine dostluk ateşi ile tutuşmuş ve yangın yerine dönen ruh haliyle liri eline almakta pasif davranmamış ve yine her zaman ki gibi, yanık sesini lir tellerinin arasına nakşetmeye başlayırvermişti:

    AĞLADIKÇA

    Paylaşımın coşkusunda sevda ile titreyen bedenlere:

    Dağlarda öfkeli başım
    Serhat'ta hep akşam oluyor
    Nasipsiz kıştan mı, yağmurdan mı yoksa aşktan mı
    Ağladıkça, ağladıkça dağlarımız yeşerecek
    Görecek, göreceksin
    Ağladıkça, ağladıkça
    Geceyi tutacağız göreceksin.
    İlk yazda bitti telaşım
    Alnımda hep kavga duruyor
    Vakitsiz hırstan mı
    Bahardan mı yoksa aşktan mı
    Ağladıkça, ağladıkça bozkırlar yeşerecek
    Görecek, göreceksin
    Ağladıkça, ağladıkça
    Güneşi tutacağız göreceksin.
    APOLLON

    Apollon’un lir eşliğinde söylediği şarkıları ile iyice duygulanan ve çaresizliği ile yüzleşen Eros; taşımış olduğu düşüncesini bir yüreğe nakşederken bir çok zorluğu da göğüslemesi gerektiğinin bilincindeydi. Hayat zorlu duraklardan geçiyordu ve hiçe sayıyordu aşk ile çırpınan, serçe telaşlı minik yürekleri. Acı içinde, başkaları adına çırpınan yüreğinin cevapsız kalabileceğini düşünen Eros; yüreğindeki derin haykırışları sayfalara dökerken tedirginliği yaşıyordu:

    KUM GİBİ

    Aldanma bencilliğin kahkaha ile yırtılan sevincine:

    Martılar ağlardı çöplüklerde
    Biz seninle gülüşürdük
    Şehirlere bombalar yağardı her gece
    Biz durmadan sevişirdik.
    Acımasız olma şimdi bu kadar
    Dün gibi dün gibi çekip gitme
    Bırakta sarılayım ayaklarına
    Kum gibi kum gibi ezip geçme.
    Sonbahar damlarda damlarımıza
    Biz seninle sararırdık
    Aydınlansın diye şu kirli yüzler
    Biz durmadan savaşırdık
    Acımasız olma şimdi bu kadar
    Dün gibi dün gibi çekip gitme
    Bırakta sarılayım ayaklarına
    Kum gibi kum gibi ezip geçme.
    EROS

    Apollon’un sevda yüklü şarkıları ile duygu seli içinde gözyaşlarına boğulan Pandora; çaresizliği ile de olsa, sorumluluk bilinci taşıyan nefesi ile derin bir çığlık atarak; sesinin yankısını duyabilme adına, umutla beklemeye koyuldu. Pandora için, umut bir ışıktı, ve umut, anlatamıyordu kendini; yitik kalabalığın içinde tükenen, sahte gülümsemelerle hayatı göğüsleyen, maskeli mutlulukların sahte sevincine. Pandora’nın dağlarında; hüzün maske takmış, sahte bir gülüş atmıştı yitik kalabalığın bitip-tükenen yalnızlıklarına. Ve aldanıyordu yığınlar; hüznün maskeli sahte sevincine. Uyanışı bekleyen Pandora umut dolu nefesini dağların doruklarına gönderdi:

    ÇOCUK

    Sevgi dolu yüreğinde sıcacık bir umuttu;
    Bağımsızlığı ile nefes açtı sevda çiçekleri:

    Bir yerlerde bir çocuk doğdu
    Sancısını içimde duyuyorum
    Kimbilir kimin çocuğusun
    Gözlerinde güneşi görüyorum
    Gözlerinde hayat pırıl pırıl
    Ellerinde ümitlerimiz var
    Dünyanın tüm pisliklerine
    Sıkılmış o minik yumruklar

    Güzel bebek buram buram
    İnsan, sevgi kokuyorsun
    Bir küçük dünya gibi varlığın
    Sırtında dünyayı taşıyorsun

    Kim olursa olsun anan, baban
    Sorumluyum onlar kadar senden
    Adını hiç bilmesem bile
    Benim öz be öz çocuğumsun sen

    Güzel bebek buram buram
    İnsan, sevgi kokuyorsun
    Bir küçük dünyadır varlığın
    Gözlerinde umudu görüyorum
    PANDORA

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Apollon ve Pandora; Tanrı Zeus’un mucizesi ile gerçekleşen ve kutu kapağının açılmaksızın, kendiliğinden çıkarak Eros’un gözlerinde parlayan umudu günışığına çıkarabilmek için inançla mücadele etmeleri gerektiği hissine kapılmışlar ve bu uğurda yapılması gereken herşeyi göze alarak, Eros’u sevgi ile büyütmek için karar almışlar. Apollon ve Pandora; bireysel başarının kazanımlarına ulaşabilmiş olmalarının vermiş olduğu tecrübe ile Eros’un karakterine gerekli olan donanımı kazandırabilmek için büyük çaba sarf etmeye başlamışlar ve Eros’un da göstermiş olduğu bilgiye olan açlığı sebebiyle her geçen gün büyük gelişmeler göstererek eğitime devam etmişler. Tanrı Zeus, Eros adına verilen emeğe duyarsız kalmamış ve dünyanın kurtuluşu için Eros’a gerekli olan karakter donanımını cömertçe vermiş ve Tanrı Zeus kendinde bulunan karakter donanımı ile Eros’u da donatmış. Eros’un karakterinde bulunan donanımın farkındalığını yaşayan Apollon ve Pandora’nın mutluluğu her geçen gün artmış ve geleceği artan bir umut içinde karşılamaya devam etmişler. Eros, kişiliğinde gelişen karakter yapısı ile dünya üzerinde yaşayan her insana hakaretler yağdırmaya başlamış ve kendi iç dünyasında yaşadığı mutlulukları dış dünyasında yaşayamadığı için sürekli kahroluyormuş. Eros, insanlar içerisinde uyum içinde yaşayamadığı için sürekli yalnızlığı yaşamak zorunda kalmış. Eros, yalnız kalışlarında sürekli düşünmüş ve dünyanın kurtuluşu için farkında olmaksızın stratejiler geliştirmeye başlamış. Eros; hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsinden rahatsızlık duyuyormuş ve acılar içinde kıvranıyormuş. Büyük bir okuma istenci ile kitaplara sarılıp sayfalarca kitap okuyan Eros, bir gün gelmiş düşünmekten kitap da okuyamaz hale gelmiş. Eros, bir satır yazı okurmuş, sonra da bir kitap dolusu düşünürmüş. Eros; okuduğunu anlamayan, anlasa da inandığı gibi yaşamayan insanları fark edince deliye dönmüş ve 240 yaşlarına merdiveni dayayınca içi-dışı isyan ile dolmuş ve taşmış. Öfkesine yenik düşen Eros; kin güttüğü ne kadar insan varsa hepsini laf ile dövmüş. İnsanlarla yaptığı mücadelede bitkin düşen Eros; kin güttüğü insanların suratlarına; bir kitap dolusu anlam içeren kısa kelimeler savurma yolunu denemiş ve yorgunluğunu bir nebze olsun aza indirgemeyi başarabilmiş. Eros; insanlık adına söylediği sözlere lakayt kalan insanları gördükçe, geçen her gün kin ve nefretini büyütmüş. Eros, 330 yaşlarına varınca, Tanrı Zeus’un işine karıştığını ve Tanrı Zeus’a asi geldiğini fark etmiş ve devamında ağır bir pişmanlık yaşamış. Tanrı Zeus’tan bağışlanmayı uman Eros; pişmanlığı ile Pandora’ya gitmiş ve; “bir tutam UMUT ver...” demiş. Pandora, Eros’un dileğini yerine getirmemiş ve Eros 3 yıl yapayalnızlığı yaşamış. Eros; 3 yıl boyunca kendini yargılamış ve davranışlarında sergilediği tutumda insanlık adına zerrece “İYİ NİYET”i bulamamış ve her geçen gün yalnızlığına gömülmüş. Apollon ve Pandora; Eros’a doğum gününde bir sürpriz yapmak istemişler ve Eros’u dertlerinden kurtarabilmeyi düşünmüşler. Pandora ve Apollon, doğum gününde Eros’a; “KAÇ YAŞINA BASTIN EROS” demişler. Sorulan soru ile pişmanlıklar içinde kalmış ruh halinden birden kurtulan Eros’un gözlerinden umut günışığına çıkmış ve Eros tebessümle; “333” demiş. Sevinç içinde kalan Pandora ve Apollon’un mutluluklarına ortak olan Tanrı Zeus; Eros’un “333” dediği andaki tebessümü çiçeklerle dağlara nakşederek büyüklüğünü göstermiş.

    Tanrı Zeus; Pandora ve Apollon’un çalışmalardan hoşnut kalmış ve Eros’un kimseye bağımlı kalmadan, Eros’un kendince bulduğu, kendine özgü olan doğrulara ulaşabilmesi için kıyasıya uzun süre mücadele etmiş ve gereken fedakar davranışları sergileme aşamasında zerrece acizlik sergilememiş olan Pandora ve Apollon’a aşk ile dönen bir kalem hediye etmiş. Apollon ve Pandora; Eros’un eğitimi için harcadıkları emeklerinin karşılığını, Baş Tanrı Zeus’un yardımı ile daha da kolay alabileceklerine dair sonsuz inançları varmış. Apollon ve Pandora, işlemiş oldukları günahın affedilebilmesi için, Eros’un eğitimine büyük önem vermeleri ve büyük emek sarf etmeleri gerektiğine yürekten inanmışlar ve dur-durak demeksizin sürekli Eros’un geleceğini hazırlayabilmek için mücadele etmişler. Ve sonunda Eros sorumluluk bilinci taşıyan karakter yapısı ile yüreğinde akıp giden ırmağın sesini, sevinç içinde kağıda yansıtmış:

    Yağmur Düşleri

    Yeni ufuklar getirmiş, gülmeyi bilen çocuklara:

    Sorulmasın ahvalimiz yardan başka
    Saklımızda derin sancı, sırrımız var
    Soğumasın soluğumuz boranda kışta
    Kamil gönüllere giden sözümüz var

    Yağmurun düşlerinden
    Yazmışlar künyemizi
    kederin izlerinden
    Tanırız bizler bizi

    Ey edalım, esmer yanım
    Yüreklere aşk salanım
    Bize gülmeler yaraşır
    Çoğalalım çoğalalım

    Yolumuza yangın ne ki külden başka
    Kadirleri kıymet bilen özümüz var
    Biz günü güneşten ektik toprağa
    Karanlığa ışık tutan elimiz var
    EROS

    Ahım Kalacak

    Bencilliğin gölgesinde aşkı yitiren yalnızlıklara:

    Ömrümü bu rüzgarlara
    Savurmamı saymazsak
    Bu serseri yağmurlar da
    Aklım kalacak
    Yurt büyütüp divane
    Gezerken mapuslarda
    Aldırmadan yürüyende
    Ahım kalacak
    Yoruldum ve yanıldım
    Vuslatların izinde
    Beyhude kederlerde
    Sözüm kalacak
    Bu dünyadan gidilir gidilmesine de
    Günlerin yakasında elim kalacak
    Aldırmadan yürüyende ahım kalacak
    EROS

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Sana Geldim

    yağmurlar içinde ıslandım geldim
    bir kuru değneğe yaslandım geldim
    sıcacık çorbana muhtacım inan
    ölümlerden geçtim uslandım geldim

    üşüdü ellerim üşüdü kalbim
    yaban ellerinde taşlandım geldim
    sanki cehennemdi sensizlik bana
    bir anda yıllarca yaşlandım geldim

    ırmaklar boyunca sislendim geldim
    tren yollarında islendim geldim
    kalmadı hevesim kalmadı inan
    yıkandım arındım süslendim geldim

    üşüdü ellerim üşüdü kalbim
    yaban ellerinde taşlandım geldim
    sanki cehennemdi sensizlik bana
    bir anda yıllarca yaslandım geldim

    sana geldim sana kucaklar mısın
    bilmem yeniden bağışlar mısın
    APOLLON

    Yolumun İçinde

    umudum tükenmez sen yine bildiğinle kal
    nasıl olsa anlayacak ruhun herşeyi(gerçeği)
    kendini kaybeder aniden gördüğün masal
    nice gerçekler yok artık unut geçmişi

    yolumun içinde yol ayrı yolda değil
    dermanım derdimde saklı ayrı değil
    yolumun içinde yol ayrı yolda değil
    dermanım derdim de senden ayrı değil
    PANDORA

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Bedenimi Kuşatan Umut Ateşinde Tutuşacaksın

    çığlık çığlığa tutuşarak çoğalırım umut dolu nefesine;

    yalnızlığımda; çaresizdim, acizdim çoğu zaman.
    özlem dolu seslenişlerinde, çığlıklarınla bölünür;
    sevda ile, umut ile direnirim hayata çoğu zaman...
    sesinle tutunur; yalnızlığımla büyütürüm yangını.

    sokaklar bile aşınıyordu; çile sarılmış hasretinde.
    duvarlar bile tutuşuyordu; umut yüklü nefesinde.
    coşkun akan özlemin çığlıkları yankılanır içimde.
    yalnız nefesim değil; bedenim de umut ateşinde...

    aşk ile tutuşup durdurabilsek akıp giden zamanı! ..
    bir ihtimal ya da bir tanı; söndürebilir mi yangını? ..

    PANDORA’ya SEVGİyle...
    EROS

    Sana Geldim! ..

    çığlığını duyar oldum...
    PANDORA’ya sevgiyle:

    aşk ateşi ile yanmayana
    hangi sözden ne çare? ..

    bencilliği ile ömür tüketenler
    dost olabilir mi dertli insana? ..
    EROS

    Kim Anlar Halimden

    Bulutsuz yağmurumla
    Her şeyden kaçtım sana
    Ben bir öksüz deli rüya
    Mutsuzluk uykusuzken
    Kahrımdan ellerimden
    Aşktan anla beni atma

    Sensin gözümde şarkı şiir düş bilmece
    Adın dilimde nakış dudak eş bir hece

    Kim anlar halimden
    Ben nerde diliyorum
    PANDORA

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Sen Yangınım Ol Ben Ateşinde Yanayım! ..

    Kutusuna kurban olduğum PANDORA’ya sevgiyle...

    GGezdiğim dağlarda;
    EEzilmiş halkların suskun çığlığı...
    LLakaytlıkları ile tükeneceklerin
    İİİzini sürmekten vazgeçmedim...
    YYalnızlığı ile çiçek olup açanlar;
    OOlmaz acılar içinde bırakıldı.
    RRadikal düşüncenin kavurucu ateşi;
    UUsul usul engereklerin çevresini saracak...
    ZZalimce düşünen beyinlerin kökü kurutulacak...

    AAçar çiçekleniverir yalnızlığın yediveren gülbeyazı...
    DDerman bulur yüreklerimiz; bir mısra ya da bir satır ile...
    IIIşığın vurur tutuşuruz umut içinde ve sarkarız aydın geleceğe...
    MMısraların coşkusu ile; çocuksu bir sevinçle çığlık atar yüreklerimiz...

    AAşkın ile kırılıp, yansıtmak isterken yedi rengi
    DDoruklara sevdalı dizelerde tutturamadım ahengi
    IIIşıtıp, ışıtmak isterken yediveren yalnızlığımla;
    MMavzer bakışlı gözlerinle çapraz ateş pusudayım...

    Mecburiyetimde; çapraz tutuş; TETİK tutarım kalemi...
    AŞK tek kişilik bir oyun değil ki kuralları değiştirilsin! ..
    EROS

    Aşksız Öleceksin

    Kendini unutamayan bencilliğin çirkinliğine:

    Gel bir uçurumun kenarına gidelim
    Bir sen bağır bir ben!
    Hangimizin parası daha azsa
    Onun sesi daha az çıksın..
    Al aşkı ortamıza
    Bir sen itele bir ben
    Hangimizin aşkı daha kıtsa
    Aklını kapıp kaçsın!
    Koy ömrünü bir önüne
    Bir ben diyeyim, bir sen söyle
    Hangimizin öldürdükleri daha çoksa
    Ebediyen yalnız kalsın!
    EROS

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Umut Nöbetine Çapraz Tutuş Kalem! ..

    Kutusuna kurban olduğum PANDORA’ya saygıyla:

    AAşk ile kırpıştırırken kirpiklerimi;
    YYalnızlık ateşine körüklenen dizeler;
    ŞŞaşkına döndürür haince benliğine hitap edenleri...
    EEzmiş tüketmiş kendini; içi boş sevdaların kör deminde...
    NNarsisliğinde tutuşacak, zalimce sergilediği bencilliğine gömülecek...
    UUmursamadan yaşamış, kundaklamış kendini yalan aşkların gölgesinde...
    RRadikal düşüncelerin ezici ağırlığında nefes nefes yalnızlığında tükenecekler...

    YYitik yalnızlıklarında tükenerek tadacaklar AŞKSIZ ÖLÜMÜ...
    AAldanmışlıkları ile; geçen saniyelerin girdabında boğulacaklar...
    ZZalimce düşüncesinin esiri olan, hatalarında ısrarcı olan zavallılar;
    IIIŞIK OLUP, AYDINLATAN UMUT SAVAŞÇILARINI tüketemeyecekler...
    CCan çekişen bencilliklerinde, düşünce bazında insan kopyalan çaresizler;
    IIIstırap içinde kalan pişmanlıkları ile; ölümün ağırlaşmış nefesini hissedecekler...
    EROS

    Ölüm Dörtlüğü

    Ölüm her aklına geldiğinde
    Ah edip vah edip inleme
    Bu halinle Tanrıyı incitmiş olacaksın
    Ecel kapını çaldığı zaman
    Evi telaşa verme
    O geldiği zaman
    Sen gitmiş olacaksın
    EROS

  • Kemal Kabcık
    Kemal Kabcık

    Pandora da tıpkı tüm kadınlar gibi doğuştan meraklı olduğunda dünyaya gelir gelmez kutunun içinde ne olabileceğini düşünmeye başladı ve Zeus'un uyarısını unutarak kutuyu açtı. Kutunun içindeki hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya gibi insanları rahatsız edecek ve onları felakete sürükleyecek ne kadar kötülük varsa hepsi açılan kutudan kuşlar gibi uçuştular. Pandora hatasını anlayarak biraz sonra kutuyu kapadı ancak kutuya kapatılan kötülüklerin arasında, insanları yaşatacak, teselli edecek 'ümit' te vardı. Fakat ümit dışarı çıkamamış kutuda kalmıştı.. Böylece Zeus ilk kadını beraberinde kötülüklerle dolu bir kutuyla yeryüzüne yollayarak insanlardan intikam almıştı.

    Gururla Bakıyorum Dünyaya

    Kutusuna kurban olduğum PANDORA’ya sevgiyle:

    DDüşüncemde
    OOlgunluğu aradım;
    ĞĞüzelliklerine
    UUlaşmak için...
    MMıh gibi yine çakılmışım sevdana...

    GGerilla bakışlarına
    ÜÜrkekçe titremelerdeyim...
    NNitelikli karakterine
    ÜÜslup arayışı içinde kıvranırken;
    NNezih bir ortamda mutluluklar dilerim sana...

    KKardeş türkülerin coşkusunda
    UUzlaşarak bir ikrarda duralım...
    TTutuşmuş gönüllerin dost çağrılarında;
    LLakayt kalmadan, kuşanalım sevgi ve dostluğu...
    UUzayıp giden nice yıllara dostluk ateşini sunalım...

    OOlmadık işler peşinde koşan,
    LLakaytlığı ile kendini tüketen insanlara
    SSuskunluğumu bozmayacağım...
    UUslanmama adına alçakca direnen,
    NNamertçe düşünen beyinlerine esir olmuş,
    NNarsisist düşünce ile yaşama tutunan acizlerin
    NNamert pazarında yokoluşlarını gururla seyredalacağım...
    EROS

    Senin için anlamlı olan bir günde ÇAT KAPI gelebilmeyi isterdim. Bugün için sana ulaşabilmem imkansız. Hayalini kurduğun dünyayı keşfedebilseydim; bir demet gül yerine, bir demet UMUT serpebilmek isterdim yüreğine...

    Yaşam boyu, YÜREK DOLUSU MUTLULUKLAR seninle olsun...

    NİCE MUTLU YILLARA...

    SAYGILARIMLA...

    Doğum Günü

    İnsanların yüzlerini göremiyorum
    Boğazım düğüm düğüm çözemiyorum
    İstesen de yanına gelemiyorum
    Tutsam şu karanlığı
    Tutsam da yırtsam
    Ah elim tutuşmasa, elini tutsam
    Susmasan konuşsan sesini duysam
    Tutsam güzel yüzünü bağrıma bassam

    Doğum günüm bugün
    Doğum günüm gülüm
    Doğum günüm diyorsun;
    Doğum günün kutlu olsun
    Mutlu ol senelerce
    Sana boncuktan kuş yaptım
    Konacak pencerene
    Karakollar beni alır sorgular gecelerce
    Hiç bekleme belki gelmem gelemem senelerce.
    EROS

  • Rr
    Rr

    umut bu kutuya kaldıysa....

  • Hüseyin Deniz
    Hüseyin Deniz

    Yaşamın başlangıcı ve sonunu içinde bulunduran bilgelik kutusu. belkide yaşamın anlamı son bulmasında saklı...

  • Tayfun
    Tayfun

    Kutudan en son çıkan şeyin 'umut' olması nedeniyle, umudun her şeyden -hastalıklardan, haksızlıklardan, ölümlerden vs- üstün olduğunu anlatan mit.
    Umudun olmadığı yerde hayat yoktur...