Osmanlıca bir saray dilidir,arapça farsça türkçe karışımı biat kültürünün karışımını simgeleyen dünya dilleri arasında pek görünmeyen osmanlıda ve hatta günümüzde mezar taşları dili diye tabir edilen çok büyükken büyüklüğünü koruyamayan ufaldıkça ufalan itibarı az olan bir dildir
Osmanlıca denen garabet, Turkçe, Farsça ve Arapça karışımı bir dildir. Ne tutarlı bir gramer yapısı ne de bir tarihi vardır. Topu topu 600 yıl ömrü olan, Osmanlı hanedanı ve saltanatla birlikte ölmüş olan dildir. Çok mu gereklidir? Üniversitelerin İLGİLİ bölümlerinde eğitim gören öğrenciler için,evet ve zaten yıllardır Üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders olarak okutulmaktadır. Ayrıca. Türkçe her ne kadar sanıldığı gibi zengin bir dil olmasa da eğitim ve bilim için yeterli bir dildir. Ve yine ayrıca, yeterli olmasa da bu bizim dilimizdir ve buna sonuna kadar sahip çıkmamız şarttır. Arap hayranlığı,Osmanlı hayranlığı ile yapılan tamamen suların bulandırılmasıdır. Son söz: Yunus Emre Arapça,Farsça kullanarak mı bütün dünyanın sevgilisi oldu? ?
Türkçe, Arapça ve Farsça karışımı ölü bir dildir; hiçbir geçerliliği ve yararı yoktur. Recep Erdoğan isimli şahsın kendisinin bile bilinçli olarak tek kelime 'Osmanlıca' bilmediği halde bu ölü dili dayatması evlere şenlik bir konudur ancak AK DİNgiller ve diğer gerici yobazlar için 'çok faideli' bulunmuştur.
Üniversitlerde öğretmek ve öğrenmek mecburiyetinde kalanların sevemediği bi yazım dilidir.. Osmanlıca hadd-i zatında Türkçedir. Arapça ve Farsçayı içinde bulundurmasını yadırgayanlar olsa da bu onun için bi zenginliktir. Bunu yadırgamamak lazım; zira, kur’an Arapçadır. Çok dini eserler ise Farsçadır. İslamiyet merkezinde bu üç dilinde birleşmesi çok anormal bişey değildir. İşin doğal seyri budur zaten.
Osmanlıcayı zor kılan sebep; onu ders olarak öğrenmek zorunda kalmak. Yani, işin teorik bilgileri içinde boğulmak. Halbuki bu iş için düzenlenen kurslar çok faydalı olacaktır. Ya da etrafımızda Osmanlıcayı iyi bilen kişilerden yardım almak da faydalı olacaktır. Mesele teorik bilgilerden ziyade, rika hattıyla yazılmış metinler okuyarak çokça pratik yapmak. Hatta el yazması kitaplar bulunabilirse, onlardan okumak matbu yazıları okumak kadar kolaydır.
Osmanlıcayı üniversitede görmemiş buna rağmen onu günümüz Türkçesi kadar hızlı okuyabilen ve yazan birisi olarak size dostane tavsiyelerim bunlar.. bolca pratik yapmak.. bu iş bisiklet sürmeye benziyor. Denedikçe okudukça, açılacaksınız merak etmeyin. Bir de dikkat edilmesi gereken bi kaç kural var onlar sayesinde okumak çok basit.. yazmak ise, biraz uğraş isteyen ama bi o kadar da zevkli bir meşguliyettir..
'Osmanlıca' diye bir dil yoktur, o dil Türkçe'dir. 'Osmanlıca', eski devirlerin Türkçesi'ne, devletin 'Devlet-i Aliye-i Osmaniye' olan resmî adının verdiği ilhamla sonradan verilmiş isimdir. Bu dile gayet sıkı mantık kuralları hakimdir ve kelimeler de bu kurallar bir çeşit 'semantik' çerçevesinde kullanılmışlardır.
ecdadımızın kullandığı dil mazimizi bilmeden geleceğimizi nasıl yaşarız..arşiv kaynaklarımız osmanlıca dünyada en zengin kaynaklar..ben osmanlıcamı geliştirmeye ve kaynaklarımızı araştırmayı bir görev olarak görüyorum..
Amma ve lakin çok hoşumuza gittin sen. Bilahare ve filhakika bir daha terennüm eylecek olursak niyaz ve gerçek tahlili bir ikrahla şunu demem mükererdir ki, arabi bilinçlenmiş farisi şekillenmiş osmanlıca türkçesi ile günümüz türkçesi arasında pek bir fark yoktur. Olsa olsa fransızca kelimelerin yerini ingilizce kelimeler almıştır.
barındırdığı arapça ve farsça kelimelerinin çoğunun türkçe karşılıklarının da olduğu, özenti sonucu asimile olmuş, toplama dile,,,,,3 dili toplayan zengin bir kültür diyerek sahip çıkan özentili insanların sesli harf kullanılmayan ve arap alfabesiyle 8 sesli dili nasıl yazılacağı konusunda cahilliğin derinliğinde yüzdüğü dildir.üniversitede öğrendim. pek de tavsiye etmem.bu yazı dili zorluğu yüüznden osmanlıda okuma yazma oranının çok düşük olma sebepelrinden biridir ayrıca.
osmanlıca türkçenin bir dönemi içinde arapça ve farsça unsurları barındıran yüksek zümrenin edebiyatta kullandığı dil.artık ölü olan bir dil.bence lisans eğitimi sırasında gösterilmemeli türk-dili edebitatı bölümündeyse eski metinler tercüme edilerek aktarılmalı ve edebiyat öğretiminde klasik eserler okutulmalı ve göktürk abideleri ek ek inceleneceğine bu metinlerin ruhu anlatılmalı türk dilbilgisi ve noktalama işaretleri öğrenciye en iyi şekilde verilmeli bilimsel unsurlar sadece yüksek lisansda kullanılmalı
O zamanlar bütün dünyada milliyetçilik rüzgarları eserken T.C'nin de dilini arındırmak özüne dönmek çabası oldukça doğal karşılanmalıdır.Tarıh boyunca yüzlerce Türk devleti kuruldu Osmanlılarda Göktürk alfabesini bilmiyordu zaten.
Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkâr’ın savaşı...Hisarlar düşüyordu birer birer. Dost düşmana karıştı. Müstağripler bir ağızdan haykırıyordu. Teceddüt, teceddüt...
Nihayet İstiklal Savaşı...Yangın alevleri içinde doğan genç bir devlet. Evet, çetin bir imtihandan yüz akıyla çıkmıştık. Ateş mazinin bir çok levslerini temizlemişti, ama Pyrhusvâri bir zaferdi bu. Batı’nın silâhlı saldırısını püskürtmüş, Batılılaşma sevdasından kurtulamamıştık. Avrupa vazgeçmemişti avından. Aydınlar devrilen hisarlar karşısında sevinç çığlıkları atıyordu. DÜŞMANIN TESLİM ALAMADIĞI TEK KALE ALMIŞTI: HAFIZA, YANI DİL. Bugünü düne bağlayan köprü uçurulmadıkça tarihten kopamazdık. Tasfiyecilerin her taarruzu bozguna uğruyordu. Karşılarında mabedin şuurlu ve inanmış bekçileri vardı.
...
Osmanlıca da Türkçeleşmiyor muydu? Milliyet şuurunun uyanması bu cereyanı bir kat daha güçlendirdi. Aynı gelişmeyi Avrupa dillerinde de görmüyor muyuz?
Dil’de inkılâp olmaz. İhtiyar tarih dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir çılgınlığa şahit olmamıştır. Toplum geliştikçe, dil de gelişir. Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlıca, Anadolu’ya yerleşen ve İslâmiyet’i benimseyen Türkler’in dilidir. Yani HALİS TÜRKÇE'DİR, Batı Türkçesi.
Ilk zamanlar yalnizca okuyabilmenin bir maharet oldugunu sanan ben simdi anlaya bilmeninde ne cok getirisi oldugunu idrak ediyorum,tipki Kuran-i kerimi yalniz okuyabilmek gibi bir sey ah o eski ve tarih kokan kitablari okuyabilme ayricaligi..
https://twitter.com/tariharsivi/status/1637899710559076353?s=20
yi insan mutluluk,
Kötü insan tecrübe,
Yanlış insan ders,
Mükemmel insan iz bırakır.
Osmanlıca bir saray dilidir,arapça farsça türkçe karışımı biat kültürünün karışımını simgeleyen dünya dilleri arasında pek görünmeyen osmanlıda ve hatta günümüzde mezar taşları dili diye tabir edilen çok büyükken büyüklüğünü koruyamayan ufaldıkça ufalan itibarı az olan bir dildir
Osmanlıca denen garabet, Turkçe, Farsça ve Arapça karışımı bir dildir. Ne tutarlı bir gramer yapısı ne de bir tarihi vardır. Topu topu 600 yıl ömrü olan, Osmanlı hanedanı ve saltanatla birlikte ölmüş olan dildir. Çok mu gereklidir? Üniversitelerin İLGİLİ bölümlerinde eğitim gören öğrenciler için,evet ve zaten yıllardır Üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders olarak okutulmaktadır. Ayrıca. Türkçe her ne kadar sanıldığı gibi zengin bir dil olmasa da eğitim ve bilim için yeterli bir dildir. Ve yine ayrıca, yeterli olmasa da bu bizim dilimizdir ve buna sonuna kadar sahip çıkmamız şarttır. Arap hayranlığı,Osmanlı hayranlığı ile yapılan tamamen suların bulandırılmasıdır. Son söz: Yunus Emre Arapça,Farsça kullanarak mı bütün dünyanın sevgilisi oldu? ?
Türkçe, Arapça ve Farsça karışımı ölü bir dildir; hiçbir geçerliliği ve yararı yoktur. Recep Erdoğan isimli şahsın kendisinin bile bilinçli olarak tek kelime 'Osmanlıca' bilmediği halde bu ölü dili dayatması evlere şenlik bir konudur ancak AK DİNgiller ve diğer gerici yobazlar için 'çok faideli' bulunmuştur.
Üniversitlerde öğretmek ve öğrenmek mecburiyetinde kalanların sevemediği bi yazım dilidir.. Osmanlıca hadd-i zatında Türkçedir. Arapça ve Farsçayı içinde bulundurmasını yadırgayanlar olsa da bu onun için bi zenginliktir. Bunu yadırgamamak lazım; zira, kur’an Arapçadır. Çok dini eserler ise Farsçadır. İslamiyet merkezinde bu üç dilinde birleşmesi çok anormal bişey değildir. İşin doğal seyri budur zaten.
Osmanlıcayı zor kılan sebep; onu ders olarak öğrenmek zorunda kalmak. Yani, işin teorik bilgileri içinde boğulmak. Halbuki bu iş için düzenlenen kurslar çok faydalı olacaktır. Ya da etrafımızda Osmanlıcayı iyi bilen kişilerden yardım almak da faydalı olacaktır. Mesele teorik bilgilerden ziyade, rika hattıyla yazılmış metinler okuyarak çokça pratik yapmak. Hatta el yazması kitaplar bulunabilirse, onlardan okumak matbu yazıları okumak kadar kolaydır.
Osmanlıcayı üniversitede görmemiş buna rağmen onu günümüz Türkçesi kadar hızlı okuyabilen ve yazan birisi olarak size dostane tavsiyelerim bunlar.. bolca pratik yapmak.. bu iş bisiklet sürmeye benziyor. Denedikçe okudukça, açılacaksınız merak etmeyin. Bir de dikkat edilmesi gereken bi kaç kural var onlar sayesinde okumak çok basit.. yazmak ise, biraz uğraş isteyen ama bi o kadar da zevkli bir meşguliyettir..
'Osmanlıca' diye bir dil yoktur, o dil Türkçe'dir. 'Osmanlıca', eski devirlerin Türkçesi'ne, devletin 'Devlet-i Aliye-i Osmaniye' olan resmî adının verdiği ilhamla sonradan verilmiş isimdir. Bu dile gayet sıkı mantık kuralları hakimdir ve kelimeler de bu kurallar bir çeşit 'semantik' çerçevesinde kullanılmışlardır.
ecdadımızın kullandığı dil mazimizi bilmeden geleceğimizi nasıl yaşarız..arşiv kaynaklarımız osmanlıca dünyada en zengin kaynaklar..ben osmanlıcamı geliştirmeye ve kaynaklarımızı araştırmayı bir görev olarak görüyorum..
Şeb-i yeldayi müneccimle,muvakkit ne bilir; müptelayi gama sor,kim geceler kaç saat.
umarım gün gelir
adam gibi öğrenirim...
sadece matbu yazıları okuyabilirim
onu da zaten bebekler de okur, bilirim...
Amma ve lakin çok hoşumuza gittin sen. Bilahare ve filhakika bir daha terennüm eylecek olursak niyaz ve gerçek tahlili bir ikrahla şunu demem mükererdir ki, arabi bilinçlenmiş farisi şekillenmiş osmanlıca türkçesi ile günümüz türkçesi arasında pek bir fark yoktur. Olsa olsa fransızca kelimelerin yerini ingilizce kelimeler almıştır.
burda birini gördüm... türkçeden çok arapça-farsça-osmanlıca takıntısı olan...
ne iş çözemedim...
yaşlanmış galiba :)
arap fars özentisi sonucu ortaya çıkan,
barındırdığı arapça ve farsça kelimelerinin çoğunun türkçe karşılıklarının da olduğu,
özenti sonucu asimile olmuş, toplama dile,,,,,3 dili toplayan zengin bir kültür diyerek sahip çıkan özentili insanların sesli harf kullanılmayan ve arap alfabesiyle 8 sesli dili nasıl yazılacağı konusunda cahilliğin derinliğinde yüzdüğü dildir.üniversitede öğrendim. pek de tavsiye etmem.bu yazı dili zorluğu yüüznden osmanlıda okuma yazma oranının çok düşük olma sebepelrinden biridir ayrıca.
en sevdigim kelimeler Kerime, Mahdum, Zevce, Valide, Emice, El-Fetih, El -hamas, Yarabbi sükür, abdurrahman bin lado, Arafat,
osmanlıca türkçenin bir dönemi içinde arapça ve farsça unsurları barındıran yüksek zümrenin edebiyatta kullandığı dil.artık ölü olan bir dil.bence lisans eğitimi sırasında gösterilmemeli türk-dili edebitatı bölümündeyse eski metinler tercüme edilerek aktarılmalı ve edebiyat öğretiminde klasik eserler okutulmalı ve göktürk abideleri ek ek inceleneceğine bu metinlerin ruhu anlatılmalı türk dilbilgisi ve noktalama işaretleri öğrenciye en iyi şekilde verilmeli bilimsel unsurlar sadece yüksek lisansda kullanılmalı
Osmanlıca çok estetik,okumanın zor,yazmanın kolay olduğu,bu yüzden de kalmama sebep olan yazı şekli.Ayrıca osmanlıca bir dil değildir.
O zamanlar bütün dünyada milliyetçilik rüzgarları eserken T.C'nin de dilini arındırmak özüne dönmek çabası oldukça doğal karşılanmalıdır.Tarıh boyunca yüzlerce Türk devleti kuruldu Osmanlılarda Göktürk alfabesini bilmiyordu zaten.
Emmiolunun en başarılı olduğum derslerimden dediği dersin adı
Osmanlıca=Türkçe+Farsça+Arapça
...
Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, iman’la inkâr’ın savaşı...Hisarlar düşüyordu birer birer. Dost düşmana karıştı. Müstağripler bir ağızdan haykırıyordu. Teceddüt, teceddüt...
Nihayet İstiklal Savaşı...Yangın alevleri içinde doğan genç bir devlet. Evet, çetin bir imtihandan yüz akıyla çıkmıştık. Ateş mazinin bir çok levslerini temizlemişti, ama Pyrhusvâri bir zaferdi bu. Batı’nın silâhlı saldırısını püskürtmüş, Batılılaşma sevdasından kurtulamamıştık. Avrupa vazgeçmemişti avından. Aydınlar devrilen hisarlar karşısında sevinç çığlıkları atıyordu. DÜŞMANIN TESLİM ALAMADIĞI TEK KALE ALMIŞTI: HAFIZA, YANI DİL. Bugünü düne bağlayan köprü uçurulmadıkça tarihten kopamazdık. Tasfiyecilerin her taarruzu bozguna uğruyordu. Karşılarında mabedin şuurlu ve inanmış bekçileri vardı.
...
Osmanlıca da Türkçeleşmiyor muydu? Milliyet şuurunun uyanması bu cereyanı bir kat daha güçlendirdi. Aynı gelişmeyi Avrupa dillerinde de görmüyor muyuz?
Dil’de inkılâp olmaz. İhtiyar tarih dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir çılgınlığa şahit olmamıştır. Toplum geliştikçe, dil de gelişir. Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlıca, Anadolu’ya yerleşen ve İslâmiyet’i benimseyen Türkler’in dilidir. Yani HALİS TÜRKÇE'DİR, Batı Türkçesi.
...
- Cemil Meriç -
Suçlu Kim?
Mağaradakiler
(İletişim Yayınları, 1. Baskı, 1997, Sf. 263-270)
Ilk zamanlar yalnizca okuyabilmenin bir maharet oldugunu sanan ben simdi anlaya bilmeninde ne cok getirisi oldugunu idrak ediyorum,tipki Kuran-i kerimi yalniz okuyabilmek gibi bir sey ah o eski ve tarih kokan kitablari okuyabilme ayricaligi..
karmaşa
Dillerin efendisi...
Arapca,Türkce ve farscadan mütesekkil bir dil..