Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte Bir ölünün hala yatağı sıcak, Birinin saati işliyor kolunda. Yaşamak kolay değil ya kardeşler, Ölmek de değil;
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün.
Ortaokul da kütüphanemizden okumak için aldığım kitaplarda tanışmıştım, tanımıştım.
Ders kitaplarının arasında, derste, evde,bazen göstermeden okumam gereken, sakladığım şair ve yazarlardan biriydi.
Ders çalışma bahanesiyle evde, dersi dinliyor gibi yapıp okulda okuyordum.
Sanırım bazen okuduğum kitapları, kızların sevgililerini sakladığı gibi saklayıp, sevgilileriyle buluştuğu gibi yazarlarıyla da salonumuzda veya okulun tenha bankında buluştuğum hissi hakimdi.
O günleri hatırlatan birçok isimden biri. Gülerek hatırladığım Süleyman Efendi'nin nasırı:) **** Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allah'ın adını, Günahkâr da sayılmazdı.
Kusura bakma Orhan Veliciğim...Şu anda dünyanın en yorgun insanı olduğunu söyleyemem...Rolleri değiştik dünyanın en yorgun insanı benim...Çünkü hayatı birçok haliyle gördüm ve iyi yanlarını ayıklamakla geçiyor zaman...Ve çünkü onca çirkefliğe rağmen hala köşede bucakta güzellikle vardır deyip köşe bucak taramaktayım etrafı...Ama ille de ben yorgunum diyorsan senin yaptığını yapar durumu şiirselleştiririm...
Önce üstün başın eskidi Etlerin gözün kaşın eskidi Ne varsa taze bildiğin Eskidi oğlum eskidi Elden ayaktan oldun kardeşim Kalem parmaktan tırnaktan Bir canın vardı cıvıl cıvıl Candan oldun kardeşim Satırlara kaldı kitaplar içinde Hani saç kirpik deri Öf ne kötü dünyaymış Bir Orhan Veli varmış Gel gel kardeşim Orhan Benim ellerimi al, gözlerimi kullan.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun. gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın. yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde. hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi, hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha. hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun. hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde. hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun. ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile. dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince. yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane. unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım, sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
orhan veli... görmeden aşık olduğum adam. bir insan bu kadar mütevazi olup,ancak bu kadar inadına yaşayabilir! Yalansız, hesapsız gerçeğin tam kendisi! !
toplumun ta kendisi. şiire mizahı en güzel işleyen şairlerden biri. gülümsemeye ihtiyacı olanlara şiirler ilaç misali. iyiki sen yaşadın bizden biri, Orhan VELİ SAYGIYLA.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş!
Bütün mevsimlerin üstüne
Geriliyor bembeyaz bir kanat.
'Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.'
"Düşünme,
Umut et sade!
Bak, böcekler de öyle yapıyor."
.....
Bir şairin affına sığınarak..
Bir şairi anımsayarak...
İyi ki doğdun, Orhan Veli
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
quantitatif
güzel kadınları severim,
işçi kadınları da severim,
güzel işçi kadınları
daha çok severim
Orhan Veli
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak!..
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.
Ruhun şad olsun.
Eskiler alıyorum
Alıp yıldız yapıyorum
Musiki ruhun gıdasıdır
Musikiye bayılıyorum
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip Musikiler alıyorum.
Bir de rakı şişesinde balık olsam.
içkiye benzer bir şey var bu havalarda
kötü ediyor insanı, kötü...
içkiye benzer bir şey var bu havalarda,
sarhoş ediyor insanı, sarhoş.
Ortaokul da kütüphanemizden okumak için aldığım kitaplarda tanışmıştım, tanımıştım.
Ders kitaplarının arasında, derste, evde,bazen göstermeden okumam gereken, sakladığım şair ve yazarlardan biriydi.
Ders çalışma bahanesiyle evde, dersi dinliyor gibi yapıp okulda okuyordum.
Sanırım bazen okuduğum kitapları, kızların sevgililerini sakladığı gibi saklayıp, sevgilileriyle buluştuğu gibi yazarlarıyla da salonumuzda veya okulun tenha bankında buluştuğum hissi hakimdi.
O günleri hatırlatan birçok isimden biri.
Gülerek hatırladığım Süleyman Efendi'nin nasırı:)
****
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.
****
Köprüaltında yatıp kalkan gariban bir şair... şiirleri çok yaşamsal...
Kusura bakma Orhan Veliciğim...Şu anda dünyanın en yorgun insanı olduğunu söyleyemem...Rolleri değiştik dünyanın en yorgun insanı benim...Çünkü hayatı birçok haliyle gördüm ve iyi yanlarını ayıklamakla geçiyor zaman...Ve çünkü onca çirkefliğe rağmen hala köşede bucakta güzellikle vardır deyip köşe bucak taramaktayım etrafı...Ama ille de ben yorgunum diyorsan senin yaptığını yapar durumu şiirselleştiririm...
AĞIT
Önce üstün başın eskidi
Etlerin gözün kaşın eskidi
Ne varsa taze bildiğin
Eskidi oğlum eskidi
Elden ayaktan oldun kardeşim
Kalem parmaktan tırnaktan
Bir canın vardı cıvıl cıvıl
Candan oldun kardeşim
Satırlara kaldı kitaplar içinde
Hani saç kirpik deri
Öf ne kötü dünyaymış
Bir Orhan Veli varmış
Gel gel kardeşim Orhan
Benim ellerimi al, gözlerimi kullan.
Oktay Rıfat.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epiyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
Bakakalırım giden geminin ardında
Atamam kendimi denize
Çünkü dünya güzel
Serde erkeklik var
Ağlayamam
işte en çok sevdiğim dizeleri.Orhan Velinin şiirleriyle kendimi buluyorum.
orhan veli... görmeden aşık olduğum adam. bir insan bu kadar mütevazi olup,ancak bu kadar inadına yaşayabilir! Yalansız, hesapsız gerçeğin tam kendisi! !
Şairliğin yanı sıra postahanede memur olarak da görev yapmış ve bir ara çeviriciliğe de el atmıştır. Geçim sıkıntısından mıdır, emin değilim.
Orhan Veli, kültürlü ve çok bilgili bir insandı. Fransızca’sı mükemmeldi. Öyle ki, La Fontane Masallarını Türkçe’ye ilk Orhan Veli çevirmiştir.
bir gün ikimizden birimiz
içmek veya doldurmak için
burada olmayabiliriz.'
toplumun ta kendisi. şiire mizahı en güzel işleyen şairlerden biri. gülümsemeye ihtiyacı olanlara şiirler ilaç misali. iyiki sen yaşadın bizden biri, Orhan VELİ SAYGIYLA.
Dünyaya parmak atmış bir insandır Türk şiirinin devrimcisidir...
Sokakta giderken, kendi kendime
Gülümsediğimin farkına vardığım zaman
Beni deli zannedeceklerini düşünüp
Gülümsüyorum.
Orhan Veli
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda.
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum.
Her şeyi söylemek mümkün,
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum...
canan ki degüstasyon'a gelmez
balık pazarı'na hiç gelmez.
mevsime-ruh hallerimize- denk düşmesi babında, baharın ilk sabahları şiiri var ki her sabah okumak farz;
baharın ilk sabahları
tüyden hafif olurum böyle sabahlar;
karşı damda bir güneş parçası,
içimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
bağıra çağıra düşerim yollara;
döner döner durur başım havalarda.
sanırım ki günler hep güzel gidecek;
her sabah böyle bahar;
ne is güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
derim ki: 'Sıkıntılar durdursun! '
şairliğimle yetinir,
avunurum.