Bulutsuz yağmur olmayacağına göre, Gencebay'sız da müzik olmayacaktır. Evrensel kültürün ta kendisidir. Sevmek; notalar arasında raks eden rakkasedir onun eserlerinde. Türk müziğinin devrimcisidir.
bence okadarda büyütmemek lazım hoş güzel söylüyo ama bence aRABESK SÖYLEYENDE SÖYLENN ŞARKIDA BENİM İÇİN HİÇBİR ANLAM İFADE ETMİYO TAM TERSİNE arbesk insanı istemedeği durumlara bile sokabiliyo
orhan gencebay büyük bir müzik üstadıdır.bazı insanlar onun müziklerlni sevmiyor olabilir fakat bu onlara onun müziğine kötü deme hakkını vermez.yiğidi öldür hakkını yeme demişler.onun kişiliği hakında bir savunma yapamıyacağım çünkü o banim yakın arkadaşım değil huyu suyunu bilemem hakkı haklıya vermek gerekir,bu gün müzik orhan gencebayın yaptığı müzikler örnek alınarak yapılmaktadır,bir çok santçı onu örnek almaktadır.meyve veren ağaç taşlanır....
Kaderimin Oyunu Söz: Orhan Gencebay Müzik: Orhan Gencebay
Ne sevenim var, ne soranım var Öyle yalnızım ki Çilesiz günüm yok, dert arasan çok Öyle dertliyim ki Bana kaderimin bir oyunumu bu Aldı sevdiğimi verdi zulümu Dünyaya doymadan gideceğim Yoksa yaşamanın kanunu mu bu
Bıktım artık yaşamaktan Çekmekle biter mi bu hayat yolu Ah... Bu yalnızlık, bu dertler
Bekleyeceğim, bekleyeceğim Geri dönmese bile Alıştım kaderin zulmüne artık Bana gülmese bile
Geri dönmez artık giden sevgililer Her ümit ufkunda ağlıyor gözler Bitmeyen çilenin, derdin sarhoşuyum Kahredip geçiyor en güzel günler
Kitabın adı: Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski Yazarı: Meral Özbek Yayınevi: İletişim İSB-nosu: 9754701954 Türü: Araştirma-İnceleme
Türkiye'de arabesk müziği anlamlandırmaya dönük zaten çok sınırlı çabalara, farklı bakış açısı getiren bir inceleme. Arabeskin, teslimiyeti ve kaderciliği yayan bir oyalama kültürüne veya 'kültürsüzlüğe' indirgenemeyeceğini vurgulayan bir bakış bu: Arabesk müziğe, üretildiği, icra edildiği, dinlendiği, hitap ettiği toplumsal-sınıfsal atmosferden, kültür ikliminden, zaman ruhundan yalıtılmadan; bu ortamla ilişkisinin canlı dinamiği bağlamında bakılmalı. Onun sadece 'söz' değil, aynı zamanda 'ses' olduğunu da unutmadan... Meral Özbek, arabesk müziğe böyle bir pencereden ve onun klasiği sayılan Gencebay'ın eserlerinin sunduğu zengin malzeme üzerinden bakıyor.
Olivium Outlet Center müşterileri tarafından yılın babası seçilen ARABESK in kralı Orhan Gencebay, düzenlenen törenle ödülünü torunu Efe'nin elinden aldı. Sanatçı babalar gününde 'yılın babası' ödülünü almaktan son derece mutlu olduğunu belirtti. YENİ ŞAFAK
Beyaz’a en ‘kral’ konuk................................. 21.30 KANAL D
Çeyrek asrı aşan müzik hayatına onlarca albüm sığdıran, ‘‘Hatasız Kul Olmaz’’, ‘‘Batsın Bu Dünya’’, ‘‘Bir Teselli Ver’’ gibi yıllardır dillerden düşmeyen şarkılarıyla gönülleri fetheden, ARABESK in kralı Orhan Gencebay, ‘‘Beyaz Show’’a konuk olacak. Önümüzdeki günlerde yeni bir albüm çıkarmaya hazırlanan sanatçı, Beyaz'la müzik ve sinema üzerine söyleşecek ve izleyicilerin sorularını cevaplayacak. Sanatçının sevilen parçalarını da seslendireceği programın belgesel bölümünde ‘‘Nikah’’ konusu işlenecek. HÜRRİYET
Orhan gencebay yapyığı müziğin ne olduğunu kendisinin dahi bilmediği.Yıllarca taraftarlarını enayi yerine koyan Saltanatı Diğer arabeskciler piyasaya çıkana kadar süren değerli bir sanatcımız.Orhan GENCEBAY şarkıdan ziyade masal okuyan Belirli kalıpları aşamammış bir sanatcıdır. Ya nasıl olur da bir insan hem ben arabesk yapmıyorum der,hemde yaptığı müziğe isim koyamaz.Bununaçıklaması varmı.Yoksa bu bir kaçışmı. Orhan gencebay dinlemekte bir faklılığın var olduğu vehmiyle gencebay dinleyenler öyle anlaşılıyor ki.Dinledikleri müzikten ne anladıklarını dahi bilmiyor.O müziği neden dinliyor.Bilmem bu soruya kaç kişi adam gibi cevap verebilir.
oh what a pity oh what a pity this kind of destiny oh what a pity
everything is dark where is humanity who serves the servant oh what a pity
this world should sink this dream should end shame on the one who makes you laugh and then cry
unborn sufferings unlived worries a heart that longs for you should it be mine?
what did i doooo faith to youuuu you sentenced me to meeee with every breath i take lies a thousand reproach my complaint is to the creator my complaint is to the creator
is it you or is it me that surprise i doooon't know you gave a kind of worry i couldn't come to meee i'm at a blind alley i couldn't find my way oooof of of of of of of of.. OFFF!
yaziklar olsun yaziklar olsun kaderin boylesine yaziklar olsun
hersey karanlik nerde insanlik kula kulluk edene yaziklar olsun
batsin bu dunya bitsin bu ruya aglatip da gulene yaziklar olsun
dogmamis cileler yasanmamis dertler hasret ceken gonul benim mi olsun
ben ne yaptim kader sana mahkum ettin beni bana ehr nefeste bin sitem var sikayetim yaradana sikayetim yaradana
sasiran sen mi yoksa ben miyim bileeeemedim oyle bir dert verdin ki kendime geleeeeemedim cikmaz bir sokaktayim yolumu bulamadim oooof of of of of of of of.. OFFF!
vazgeç gönlüm, sen bu aşktan... sana kıymet veren mi var? unut dertten zevk almayı... seni ancak, seven anlar... kapat çile kapısını, girmesin o vefasızlar... dünya denen, şu alemde; elbet seni biri anlar...
sen attın bu kördüğümü... çare sende bende değil... kör olsun bu aşkın gözü, hata bende sende değil... kapat çile kapısını, girmesin o vefasızlar... dünya denen, şu alemde; elbet seni biri anlar...
Orhan Gencebay'ın yaşamında iki doğum tarihi vardır... Birincisi 1944 yılının 4 Ağustos'unda sıcak bir öğle vakti ilk soluk. İkincisi ise müziği kanında, duygularında solukladığı an. Müzik yaşantısına altı yaşlarında babasının 'eğlensin' diye aldığı mandolin ve kemanı çalarak başladı. Bunlar daha çok batı aletleriydi. Hocası viyolanistti, çok iyi öğrenim yapmış birisiydi... Kırım Türklerindendi ama Samsun'da berberlik yapıyordu. Küçük Gencebay yetenekliydi, kısa zamanda notayı öğrendi.
Ancak gözü Halk müziğindeydi. Yedi yaşında iken bağlama ile tanıştı. 12 yaşına geldiğinde artık tamburda çalıyordu. Şarkı söylemiyordu ama müziğin felsefesini tanımaya çalışıyordu. Konservatuar sınavlarına girdi, kazandı ve bir süre devam etti. Ancak aradığı ve düşlediği müziği bulamadığı gerekçesiyle ayrıldı. Ardından Ankara Radyosu sınavlarına girdi 20 yaşındaydı. Sınavları iftiharla kazandı, Halk Müziği'ni tercih etmişti.
Müzik aletleri içinde ona bağlama kadar yakın gelen yoktu. Sınavları kazandığı halde usulsüzlük yapıldı diye radyoya girmedi. İki yıl sonra İstanbul Radyosu'nun sınavlarına girdi, onu da iftiharla kazandı, 10 ay TRT'de çalışıp ayrıldı. O sıralar çeşitli arayışlar içindeydi ve bütün sorunda buydu zaten. Var olan müziğin yapısından tatmin olmuyordu. Türk müziğin'de çok iyi malzeme vardı, çok iyi yerlere gelmesi mümkündü. O yıllarda böyle düşünüyordu.
TRT'den ayrıldıktan sonra babasının da işlerinin bozulması üzerine yeniden Samsun'a dönen, ne var ki içindeki müzik tutkusu her geçen gün biraz daha yoğunlaşan Orhan Gencebay çalışmalarını bu kez İstanbul Plakçılar Çarşısın'da yoğunlaştırdı. Söz yazarı, besteci, yorumcu, bağlama sanatçısı olarak zirveye doğru uzanan bir maratona başladı. Sanatçı henüz şarkıcı olarak tanınmadan önce de bir çok bestesiyle şöhret olmuştu. 'Sevemedim Kara Gözlüm ', 'Koca Dünya', 'Sabır Taşı' adlı besteleri, besteci Orhan Gencebay'ın tanınmasına yetmişte artmıştı bile. Hatta 'Sevemedim Kar Gözlüm ' adlı bestesi rekor kırmış 45 sanatçı tarafından plak yapılmıştı.
Orhan Gencebay ses sanatçısı olarak adını ilk kez 'Başa Gelen Çekilirmiş' adlı 45'lik plağı ile duyurdu ve hemen ardından 'Derdim Dünyadan Büyük' adlı plağı geldi. 1969 yılında 'Bir Teselli Ver''in satışını katlayarak kırdığı rekor nedeniyle çalıştığı plak şirketş tarafından 'Altın Taç' ile ödüllendirildi. 1978 yılında yaptığı 'Yarabbim' adlı plağı yurt içinde ve dışında yaptığı satışlarla rekor kırdı.
Orhan Gencebay 1971 yılında İstanbul Plak'a ortak olmuş ve ilk plaklarının büyük çoğunluğu bu firmadan çıkmıştı. Sanatçı daha sonra merhum Yaşar Kekeva ile ortak olarak Kervan Plak şirketini kurdu ve kardeşi Burhan Gencebay ile birlikte çalışmalarını burada sürdürmeye başladı. Yaşar Kekeva Kervan Plak'tan ayrılıp kendi adını verdiği plak şirketini kurunca Kervan Plak Orhan ve Burhan kardeşlerin ortaklığı ile bugünlere geldi.
Orhan Gencebay'ın ilk evliliğini yaptığı Azize Gencebay'dan Altan adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi. Daha sonra oğlunun annesinden boşanan sanatçı 'Tanrı katında eşimdir' dediği Sevim Emre'yi kendine hayat arkadaşı olarak seçti. 1974 yılından bu yana birlikte olan ünlü çift çeyrek yüzyıla yakın bir zamandır beraberliklerini büyük bir uyum ve mutluluk içinde sürdürüyorlar.
Ünlü sanatçı şimdiye karar 35 tane Yeşilçam filmi çevirdi. Sayısız filme müzik direktörü olarak imza atan Orhan Gencebay'ın kendi firmasından çıkan 25 albümü bulunuyor. 28 yıllık sanat hayatında plak ve kaset olarak 50 milyonu aşkın bir sayı ile erişilmesi güç bir rekoru elinde bulunduruyor.
en cok, aslinda sadece bunu, soylediğim(mirildandiğim) şarkısı batsın bu dünya... ... ben ne yaptim kader sanaaaaaa, mahkum ettin beni banaaaaaaa her nefeste bir sitem var, şikayetim yoktur benim(isyankarsizlaştırilmış hali :))) şikayetim yoktur benimmmmmmm şaşıran ben mi yoksa sen miydin bilemedimmmmmm öyle bir dert verdin ki kendime gelemedimmmmm, çıkmaz bir sokaktayım yolumu bulamadımmmmmm offfffffffffffffff, offffffffffffff, offfff
{Belkide siz 'Aksam gunesini'bestelediginiz aksam biz-de tum mahalle cocuklarina neferlere Gencebay biyigi yapmakla mesgulduk! olamazmi abi,,,}
...Yalniz kendim degil <> mahallemdeki tum neferler biyikliydi artik<> Sermayesi adambasi bir 'LIK' {gazoz kapagi mantari} <> Birgun bir nefere karasini fazla kacirmisiz-ki { mantar hatasi oysa demistim coca muka mantari degil Uliudag gazozu mantari diye kac kez} Bu neferin annesi anneme; HANIM HANIM senin oglun tum mahalleyi 'KADAYIF' biyikli yapiyor diyince! bir sure mahalle hatunlar sultanligi tarafindan ismimiz KADAYIFla yer degistirdi...Anasindan kotegi yiyen neferlerde guzelim makyaj malzemelerini { uludag gazozu mantari en iyisi} imha edince bizde makyaj dukkanini kapattik <> Birseyler bulmaliydim sabah eve gelen gasteye bakarken burun alti bos resimler gorunce fikir cakti <> artik her sabah gastedeki tum resimler biyikliydi biyik konusunda usta oldugum icin biyiklar tabii gorunurdu sikayet yoktu evde onceleri <>Birgun boyayi parmakla dagitip tabilestirme-yince suphe uyandi { bide benim hatam gastedeki tum biyiklar ayni model olup 'DALTONLASINCA'{redkit}yakalandik } abim den bir adet tokat ve oda dolusu hakaret yiyince el cektik hobimizden <> Ama burun alti bos resimlere bakinca ne kadar aci cekiyordum nerden bileceksiniz? Ortaokul bir yillarinda matbaada calisan bir arkadasim vardi ondan birsuru kagit alirdim evde birikince dedimki; cinlik yanima; soyle ne yaparim ben bu kagitlari okulda mektup yazmadik kizda kalmadi-ki! dusunceye merhamet buldum 'GASTE' cikaracaktim basladim baskiya resimler yaptim Orhan abimden uzun uzun haberler yaptim bir surude abonem vardi {bedava olunca } Bir gun {kara gun } Ferdici lerin hismina ugradik cephe actilar gastemize neymis efendim gaste tarafliymis kizlari Gencebay-ci yapiyormusum vs <> Hic takmadim dis bile gosterdim kalabaliga <> Ama nerden bilecektim gaste kagidi gelmeyince bildim-ki matbaacim-da Ferdiciymis<> bahaneyle kesti gaste kagidimizi <> Bittik kapandik <>
...Istanbuldayim Orhan abimde orda<> onu gorecem ucuyorum hemde kanatsiz! Hatta denize bile girmiyorum Ya bogulursam bogulurda goremezsem Orhan abimi! Tovbe ->>'devami var '
Türk Müziğinin yaşayan Dede efendisidir…4 Ağustos 1944 te Samsunda dünyaya geldi.Dedeleri Kırım tatarlarındandır ve Kırımdan göç etmiş bir ailenin oğludur.Müzik çalışmalarına çok küçük yaşlarda başladı.Hayatında üç dönüm noktası olduğunu belirtmiştir.Bir sokak köpeğinin onu çocukken ısırmasıyla sanatçı olduğunu çoğumuz bilmeyiz..Sokak köpeği onu ısırır ve babası onu iğne olmaya ikna etmek için çok sevdiği saz yerine bir mandolin alarak iğne olmaya ikna etmiştir ve Orhan Gencebay bu mandolinle ilk adımı atmıştır müzik hayatına..9 yaşında 50 nin üzerinde Türk Müziği Makamı bilen bağlama ve batı enstrumanlarını çözmüş bir çocuktur o…kendileri gibi kırım türkü olan çok değerli müzik adamı Mehmet emin tarakçı hocadan müzik dersleri alır.samsunda ve bir çok yerde halkevleri,müzik evleri gibi Bir çok sosyal örgütlenmelere öncülük etmiştir. İstanbul radyosu sınavlarını çok başarılı olarak kazanmış ve trt nin kalıplaşmış ve özgürlüğü sınırlayan katı kuralları sebebiyle bir süre sonra kendi isteği ile ayrılmıştır..İstanbul a yerleşmiştir ve 70 li yılların başlarında ilk eserleri çeşitli sanatçılar tarafından seslendirilmektedir.kendiside bağlaması ile eşlik etmektedir erkin Koraylara ve nice sanatçılara…Hayatının ikinci dönüm noktası yapımcısıyla ile tavla oynarken girdikleri bir iddiadır. Yapımcı Orhan Gencebay a kendi eserlerini seslendirmesi için ısrar eder O ise geri planda kalmak kendi deyimiyle bu işin mutfağında kalmak istemektedir.Oynadıkları tavlayı Orhan Gencebay kaybeder ve ‘başa gelen çekilirmiş’ adlı ilk plağını yapar.Bunu sevemedim karagözlüm ler, Deryada bir salım yok lar takip eder…Yaptığı 45‘likler çok büyük ses getirir.. Bir teselli ver adlı plağıyla da da adete bir bomba gibi patlar müzik piyasasında.. Orhan Gencebayın Müzik piyasasına adım attığı yıllar köylerden kentlere göçlerin yoğun olarak yaşandığı yıllardır.Büyük şehirlere göç etmiş anadolunun farklı kültürlerinden insanlar bu büyük kentlerin varoşlarında yaşamakta ve genelde dar gelirli insanlardır.Kentliler bu insanları yadırgamakta ve bu alt kültüre burun kıvırarak bakmaktadır.Yıllarca ezilmiş yokluk sefalet çekmiş bu alt kültür mensupları ‘batsın bu dünya’ diye kokuşmuş sisteme isyan eden bir sesin arkasından çığ gibi akmışlardır…’her yer karanlık,nerde insanlık,kula kulluk edene yazıklar olsun’ diye kapitalizmin acımasız çarkına ve bu çarkta kaybolan değerlere ağıt yakmakta ve daha adil sevgi dolu bir sünya için batsın bu dünya demektedir Orhan baba..Halk dolmuşlarda yükselen bu sesleri başta yadırgamış ama her sosyal ve kültürel tabakadan insanların dinlemeye başladığı bir Orhan Gencebay vardır artık… 70 lerde yaptığı filmler kapalı gişe oynamaktadır ve çoğu kişi tarafından bilinmeyen bir olayda Ferdi Tayfurun başlattığı Orhan babanında sonrasında yaptığı filmlerle bu şarkılı türkülü filmlerle 70 li yıllarda yeşilçamda baş gösteren porno furyasının önünü kesmişlerdir….yaklaşık 35 senede 150 milyon albüm ve plak tiraja ulaşmış dünya çapında Beatles larla,michael jacksonlarla karşılaştırılabilecek bir tirajın sahibi olmuştur…Bateri dahil her enstrumanla ilgilenmiştir ve Bağlamayı Türkiye de en iyi konuşturan kişidir..Son yaşadığı kalp krizi olayını hayatının üçüncü dönüm noktası olarak görmüş ve ‘Rabbin ona adeta ikinci bir ömür daha verdiğini’ söyleyerek şüküre yönelmiştir…9 üniversiteden fahri doktora ve uluslar arası montu doktora ödülleri gibi bir çok ödülün sahibidir.Devlet sanatçısıdır.Müzik adamlığının yanı sıra kişilikli adam gibi adamdır Orhan baba…
Türk halk müziği ve türk sanat müziğinin katı kuralları dışında ama onlardan izler taşıyan serbest formlar olarak adlandırdığı çalışmalarına ısrarla arabesk denmesine bozulmaktadır baba…şarkılarında çok güzel Ankara tavrı bazen efe havalarına bazende uzun hava öğeleri ne sıkça yer verir… Önyargılar bir kenara bırakılıp dinlenildiğinde herkes onda kendinden bir şeyler bulacaktır..Kendisi ve yaptığı müzik hakkında üniversitelerde tezler hazırlanmış başlı başına bir araştırma konusu olmuştur Orhan Gencebay..en iyi anlatan Prof. Meral Özbek in ‘Populer kültür ve Orhan Gencebay arabeski’ adlı doçentlik tez araştırmasıdır…
Bunca yıl habersiz yaşadım seninle Bu gün de dün gibi dertlerimi dinle diyerek sevmelerin en güzelini tarif etmiştir bence…
Dedik ya Orhan Baba Türk Müziğinin yaşayan Dedesidir…Ömrün uzun olsun koca yürek…
...Genc-cecik bir zaman-da Gazoz mantarini yakar karasiyla-da burnumun altinda ki tuy olmayan yerlere ekleme yapar-dim! onun gibi...biyikli olmak icin...{gece ise yarar-di kimse anlamazdi cok yere girdim ciktim mantar karasi biyiklar-la! } Bazen Mantar karasi goruntumle felsefe-yi guldurecek sozler ederdim,ufak fakat tutkun hayran toplulugu-ma! derdimki; 'onun ismiyle goruntusunun arasinda kagit kalinliginda bile bosluk yok iste boyle tastamam sanatcidir orhan baba '... Topluluk anlamadigi sozu iyi agir soz bilirdi bende pek anlamadigim icin agir soz ettigimi sanirdim! {DEVAMI <> VAR }
Bulutsuz yağmur olmayacağına göre, Gencebay'sız da müzik olmayacaktır. Evrensel kültürün ta kendisidir. Sevmek; notalar arasında raks eden rakkasedir onun eserlerinde. Türk müziğinin devrimcisidir.
Bağrımda bir ateş var ne bileceksin
Ölsemde ne duyacak ne göreceksin
Hep seninle yaşadı öldü deseler de
Aşkından öldüğümü bilmeyeceksin...
cengiz kurtoğlu kadar sesi olmasa da yinede severim orhan babayı...
Sevgili Orhan Abi; seni yine senin sözlerinle anlatmak isterim:
'Ne güç yeter ne dil seni anlatmaya
Ömrüm yetmez belki bir sen daha bulmaya'
evrensel olabilecek bir sanati vardi, acilmadi dunya ya...
bence okadarda büyütmemek lazım hoş güzel söylüyo ama bence aRABESK SÖYLEYENDE SÖYLENN ŞARKIDA BENİM İÇİN HİÇBİR ANLAM İFADE ETMİYO TAM TERSİNE arbesk insanı istemedeği durumlara bile sokabiliyo
Batsin bu dünya
Bitsin bu rüya
Aglatip ta gülene
yaziklar olsun....
Üniversiteye hazirlanirken az söylemedik bu sarkiyi arkidislerle...
orhan gencebay büyük bir müzik üstadıdır.bazı insanlar onun müziklerlni sevmiyor olabilir fakat bu onlara onun müziğine kötü deme hakkını vermez.yiğidi öldür hakkını yeme demişler.onun kişiliği hakında bir savunma yapamıyacağım çünkü o banim yakın arkadaşım değil huyu suyunu bilemem
hakkı haklıya vermek gerekir,bu gün müzik orhan gencebayın yaptığı müzikler örnek alınarak yapılmaktadır,bir çok santçı onu örnek almaktadır.meyve veren ağaç taşlanır....
aşkım ağlıyor bak sessiz sessiz.....
tek satır bile yeter onu anlatmaya
ne güzel bi cümledir bu ya
Kaderimin Oyunu
Söz: Orhan Gencebay
Müzik: Orhan Gencebay
Ne sevenim var, ne soranım var
Öyle yalnızım ki
Çilesiz günüm yok, dert arasan çok
Öyle dertliyim ki
Bana kaderimin bir oyunumu bu
Aldı sevdiğimi verdi zulümu
Dünyaya doymadan gideceğim
Yoksa yaşamanın kanunu mu bu
Bıktım artık yaşamaktan
Çekmekle biter mi bu hayat yolu Ah...
Bu yalnızlık, bu dertler
Bekleyeceğim, bekleyeceğim
Geri dönmese bile
Alıştım kaderin zulmüne artık
Bana gülmese bile
Geri dönmez artık giden sevgililer
Her ümit ufkunda ağlıyor gözler
Bitmeyen çilenin, derdin sarhoşuyum
Kahredip geçiyor en güzel günler
Ne güzel söylemi?'Batsyn bu dünya'
Bence arabesk'i sadece Orhan Gencebay yorumlamaly.
Ne güzel söylemiş'Batsın bu dünya'
Bence arabesk'i sadece Orhan Gencebay yorumlamalı.
Kitabın adı: Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski
Yazarı: Meral Özbek
Yayınevi: İletişim
İSB-nosu: 9754701954
Türü: Araştirma-İnceleme
Türkiye'de arabesk müziği anlamlandırmaya dönük zaten çok sınırlı çabalara, farklı bakış açısı getiren bir inceleme. Arabeskin, teslimiyeti ve kaderciliği yayan bir oyalama kültürüne veya 'kültürsüzlüğe' indirgenemeyeceğini vurgulayan bir bakış bu: Arabesk müziğe, üretildiği, icra edildiği, dinlendiği, hitap ettiği toplumsal-sınıfsal atmosferden, kültür ikliminden, zaman ruhundan yalıtılmadan; bu ortamla ilişkisinin canlı dinamiği bağlamında bakılmalı. Onun sadece 'söz' değil, aynı zamanda 'ses' olduğunu da unutmadan... Meral Özbek, arabesk müziğe böyle bir pencereden ve onun klasiği sayılan Gencebay'ın eserlerinin sunduğu zengin malzeme üzerinden bakıyor.
'ORHAN BABA' YILIN BABASI
Olivium Outlet Center müşterileri tarafından yılın babası seçilen ARABESK in kralı Orhan Gencebay, düzenlenen törenle ödülünü torunu Efe'nin elinden aldı. Sanatçı babalar gününde 'yılın babası' ödülünü almaktan son derece mutlu olduğunu belirtti. YENİ ŞAFAK
Beyaz’a en ‘kral’ konuk................................. 21.30 KANAL D
Çeyrek asrı aşan müzik hayatına onlarca albüm sığdıran, ‘‘Hatasız Kul Olmaz’’, ‘‘Batsın Bu Dünya’’, ‘‘Bir Teselli Ver’’ gibi yıllardır dillerden düşmeyen şarkılarıyla gönülleri fetheden, ARABESK in kralı Orhan Gencebay, ‘‘Beyaz Show’’a konuk olacak. Önümüzdeki günlerde yeni bir albüm çıkarmaya hazırlanan sanatçı, Beyaz'la müzik ve sinema üzerine söyleşecek ve izleyicilerin sorularını cevaplayacak. Sanatçının sevilen parçalarını da seslendireceği programın belgesel bölümünde ‘‘Nikah’’ konusu işlenecek. HÜRRİYET
ORHAN GENCEBAY KRALDIR
Orhan gencebay yapyığı müziğin ne olduğunu kendisinin dahi bilmediği.Yıllarca taraftarlarını enayi yerine koyan Saltanatı Diğer arabeskciler piyasaya çıkana kadar süren değerli bir sanatcımız.Orhan GENCEBAY şarkıdan ziyade masal okuyan Belirli kalıpları aşamammış bir sanatcıdır.
Ya nasıl olur da bir insan hem ben arabesk yapmıyorum der,hemde yaptığı müziğe isim koyamaz.Bununaçıklaması varmı.Yoksa bu bir kaçışmı.
Orhan gencebay dinlemekte bir faklılığın var olduğu vehmiyle gencebay dinleyenler öyle anlaşılıyor ki.Dinledikleri müzikten ne anladıklarını dahi bilmiyor.O müziği neden dinliyor.Bilmem bu soruya kaç kişi adam gibi cevap verebilir.
This World Should Sink / English version :))
oh what a pity
oh what a pity
this kind of destiny
oh what a pity
everything is dark
where is humanity
who serves the servant
oh what a pity
this world should sink
this dream should end
shame on the one who
makes you laugh and then cry
unborn sufferings
unlived worries
a heart that longs for you
should it be mine?
what did i doooo
faith to youuuu
you sentenced me
to meeee
with every breath i take
lies a thousand reproach
my complaint is
to the creator
my complaint is
to the creator
is it you or is it me that surprise
i doooon't know
you gave a kind of worry
i couldn't come to meee
i'm at a blind alley
i couldn't find my way
oooof of of of of of of of.. OFFF!
yaziklar olsun
yaziklar olsun
kaderin boylesine
yaziklar olsun
hersey karanlik
nerde insanlik
kula kulluk edene
yaziklar olsun
batsin bu dunya
bitsin bu ruya
aglatip da gulene
yaziklar olsun
dogmamis cileler
yasanmamis dertler
hasret ceken gonul
benim mi olsun
ben ne yaptim
kader sana
mahkum ettin
beni bana
ehr nefeste
bin sitem var
sikayetim
yaradana
sikayetim
yaradana
sasiran sen mi yoksa ben miyim
bileeeemedim
oyle bir dert verdin ki
kendime geleeeeemedim
cikmaz bir sokaktayim
yolumu bulamadim
oooof of of of of of of of.. OFFF!
(şarkının ingilizcesi mahmutabi.com'da bulunur)
işte bi mükemmellik daha...
vazgec gonlum
vazgeç gönlüm, sen bu aşktan... sana kıymet veren mi var?
unut dertten zevk almayı... seni ancak, seven anlar...
kapat çile kapısını, girmesin o vefasızlar...
dünya denen, şu alemde; elbet seni biri anlar...
sen attın bu kördüğümü... çare sende bende değil...
kör olsun bu aşkın gözü, hata bende sende değil...
kapat çile kapısını, girmesin o vefasızlar...
dünya denen, şu alemde; elbet seni biri anlar...
Orhan Gencebay
Orhan Gencebay'ın yaşamında iki doğum tarihi vardır... Birincisi 1944 yılının 4 Ağustos'unda sıcak bir öğle vakti ilk soluk. İkincisi ise müziği kanında, duygularında solukladığı an. Müzik yaşantısına altı yaşlarında babasının 'eğlensin' diye aldığı mandolin ve kemanı çalarak başladı. Bunlar daha çok batı aletleriydi. Hocası viyolanistti, çok iyi öğrenim yapmış birisiydi... Kırım Türklerindendi ama Samsun'da berberlik yapıyordu. Küçük Gencebay yetenekliydi, kısa zamanda notayı öğrendi.
Ancak gözü Halk müziğindeydi. Yedi yaşında iken bağlama ile tanıştı. 12 yaşına geldiğinde artık tamburda çalıyordu. Şarkı söylemiyordu ama müziğin felsefesini tanımaya çalışıyordu. Konservatuar sınavlarına girdi, kazandı ve bir süre devam etti. Ancak aradığı ve düşlediği müziği bulamadığı gerekçesiyle ayrıldı. Ardından Ankara Radyosu sınavlarına girdi 20 yaşındaydı. Sınavları iftiharla kazandı, Halk Müziği'ni tercih etmişti.
Müzik aletleri içinde ona bağlama kadar yakın gelen yoktu. Sınavları kazandığı halde usulsüzlük yapıldı diye radyoya girmedi. İki yıl sonra İstanbul Radyosu'nun sınavlarına girdi, onu da iftiharla kazandı, 10 ay TRT'de çalışıp ayrıldı. O sıralar çeşitli arayışlar içindeydi ve bütün sorunda buydu zaten. Var olan müziğin yapısından tatmin olmuyordu. Türk müziğin'de çok iyi malzeme vardı, çok iyi yerlere gelmesi mümkündü. O yıllarda böyle düşünüyordu.
TRT'den ayrıldıktan sonra babasının da işlerinin bozulması üzerine yeniden Samsun'a dönen, ne var ki içindeki müzik tutkusu her geçen gün biraz daha yoğunlaşan Orhan Gencebay çalışmalarını bu kez İstanbul Plakçılar Çarşısın'da yoğunlaştırdı. Söz yazarı, besteci, yorumcu, bağlama sanatçısı olarak zirveye doğru uzanan bir maratona başladı. Sanatçı henüz şarkıcı olarak tanınmadan önce de bir çok bestesiyle şöhret olmuştu. 'Sevemedim Kara Gözlüm ', 'Koca Dünya', 'Sabır Taşı' adlı besteleri, besteci Orhan Gencebay'ın tanınmasına yetmişte artmıştı bile. Hatta 'Sevemedim Kar Gözlüm ' adlı bestesi rekor kırmış 45 sanatçı tarafından plak yapılmıştı.
Orhan Gencebay ses sanatçısı olarak adını ilk kez 'Başa Gelen Çekilirmiş' adlı 45'lik plağı ile duyurdu ve hemen ardından 'Derdim Dünyadan Büyük' adlı plağı geldi. 1969 yılında 'Bir Teselli Ver''in satışını katlayarak kırdığı rekor nedeniyle çalıştığı plak şirketş tarafından 'Altın Taç' ile ödüllendirildi. 1978 yılında yaptığı 'Yarabbim' adlı plağı yurt içinde ve dışında yaptığı satışlarla rekor kırdı.
Orhan Gencebay 1971 yılında İstanbul Plak'a ortak olmuş ve ilk plaklarının büyük çoğunluğu bu firmadan çıkmıştı. Sanatçı daha sonra merhum Yaşar Kekeva ile ortak olarak Kervan Plak şirketini kurdu ve kardeşi Burhan Gencebay ile birlikte çalışmalarını burada sürdürmeye başladı. Yaşar Kekeva Kervan Plak'tan ayrılıp kendi adını verdiği plak şirketini kurunca Kervan Plak Orhan ve Burhan kardeşlerin ortaklığı ile bugünlere geldi.
Orhan Gencebay'ın ilk evliliğini yaptığı Azize Gencebay'dan Altan adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi. Daha sonra oğlunun annesinden boşanan sanatçı 'Tanrı katında eşimdir' dediği Sevim Emre'yi kendine hayat arkadaşı olarak seçti. 1974 yılından bu yana birlikte olan ünlü çift çeyrek yüzyıla yakın bir zamandır beraberliklerini büyük bir uyum ve mutluluk içinde sürdürüyorlar.
Ünlü sanatçı şimdiye karar 35 tane Yeşilçam filmi çevirdi. Sayısız filme müzik direktörü olarak imza atan Orhan Gencebay'ın kendi firmasından çıkan 25 albümü bulunuyor. 28 yıllık sanat hayatında plak ve kaset olarak 50 milyonu aşkın bir sayı ile erişilmesi güç bir rekoru elinde bulunduruyor.
ORHAN GENCEBAY KRALDIR.EN BÜYÜK MÜZİK USTASIDIR.MÜZİĞİN İMPARATORUDUR.
mevsim bahar olunca...
Sosyetenin arabesk yüzü...
en cok, aslinda sadece bunu, soylediğim(mirildandiğim) şarkısı
batsın bu dünya...
...
ben ne yaptim kader sanaaaaaa, mahkum ettin beni banaaaaaaa
her nefeste bir sitem var,
şikayetim yoktur benim(isyankarsizlaştırilmış hali :)))
şikayetim yoktur benimmmmmmm
şaşıran ben mi yoksa sen miydin bilemedimmmmmm
öyle bir dert verdin ki kendime gelemedimmmmm,
çıkmaz bir sokaktayım yolumu bulamadımmmmmm
offfffffffffffffff, offffffffffffff, offfff
{Belkide siz 'Aksam gunesini'bestelediginiz aksam biz-de tum mahalle cocuklarina neferlere Gencebay biyigi yapmakla mesgulduk! olamazmi abi,,,}
...Yalniz kendim degil <> mahallemdeki tum neferler biyikliydi artik<> Sermayesi adambasi bir 'LIK' {gazoz kapagi mantari} <>
Birgun bir nefere karasini fazla kacirmisiz-ki { mantar hatasi oysa demistim coca muka mantari degil Uliudag gazozu mantari diye kac kez} Bu neferin annesi anneme; HANIM HANIM senin oglun tum mahalleyi 'KADAYIF' biyikli yapiyor diyince! bir sure mahalle hatunlar sultanligi tarafindan ismimiz KADAYIFla yer degistirdi...Anasindan kotegi yiyen neferlerde guzelim makyaj malzemelerini { uludag gazozu mantari en iyisi} imha edince bizde makyaj dukkanini kapattik <>
Birseyler bulmaliydim sabah eve gelen gasteye bakarken burun alti bos resimler gorunce fikir cakti <> artik her sabah gastedeki tum resimler biyikliydi biyik konusunda usta oldugum icin biyiklar tabii gorunurdu sikayet yoktu evde onceleri <>Birgun boyayi parmakla dagitip tabilestirme-yince suphe uyandi { bide benim hatam gastedeki tum biyiklar ayni model olup 'DALTONLASINCA'{redkit}yakalandik } abim den bir adet tokat ve oda dolusu hakaret yiyince el cektik hobimizden <> Ama burun alti bos resimlere bakinca ne kadar aci cekiyordum nerden bileceksiniz?
Ortaokul bir yillarinda matbaada calisan bir arkadasim vardi ondan birsuru kagit alirdim evde birikince dedimki; cinlik yanima; soyle ne yaparim ben bu kagitlari okulda mektup yazmadik kizda kalmadi-ki! dusunceye merhamet buldum 'GASTE' cikaracaktim basladim baskiya resimler yaptim Orhan abimden uzun uzun haberler yaptim bir surude abonem vardi {bedava olunca } Bir gun {kara gun } Ferdici lerin hismina ugradik cephe actilar gastemize neymis efendim gaste tarafliymis kizlari Gencebay-ci yapiyormusum vs <> Hic takmadim dis bile gosterdim kalabaliga <>
Ama nerden bilecektim gaste kagidi gelmeyince bildim-ki matbaacim-da Ferdiciymis<> bahaneyle kesti gaste kagidimizi <> Bittik kapandik <>
...Istanbuldayim Orhan abimde orda<> onu gorecem ucuyorum hemde kanatsiz! Hatta denize bile girmiyorum Ya bogulursam bogulurda goremezsem Orhan abimi! Tovbe ->>'devami var '
...Orhan abi-min
Sabahtan aksama senelerdir yasamimin parcasi olduguna once 'Yaradan ' sonra ufak ama saglam hayran toplulugum sahit <> {hayran kelimesin-dende nefreet ederim taa o gunlerden beri-dir } {devami var}
Türk Müziğinin yaşayan Dede efendisidir…4 Ağustos 1944 te Samsunda dünyaya geldi.Dedeleri Kırım tatarlarındandır ve Kırımdan göç etmiş bir ailenin oğludur.Müzik çalışmalarına çok küçük yaşlarda başladı.Hayatında üç dönüm noktası olduğunu belirtmiştir.Bir sokak köpeğinin onu çocukken ısırmasıyla sanatçı olduğunu çoğumuz bilmeyiz..Sokak köpeği onu ısırır ve babası onu iğne olmaya ikna etmek için çok sevdiği saz yerine bir mandolin alarak iğne olmaya ikna etmiştir ve Orhan Gencebay bu mandolinle ilk adımı atmıştır müzik hayatına..9 yaşında 50 nin üzerinde Türk Müziği Makamı bilen bağlama ve batı enstrumanlarını çözmüş bir çocuktur o…kendileri gibi kırım türkü olan çok değerli müzik adamı Mehmet emin tarakçı hocadan müzik dersleri alır.samsunda ve bir çok yerde halkevleri,müzik evleri gibi Bir çok sosyal örgütlenmelere öncülük etmiştir. İstanbul radyosu sınavlarını çok başarılı olarak kazanmış ve trt nin kalıplaşmış ve özgürlüğü sınırlayan katı kuralları sebebiyle bir süre sonra kendi isteği ile ayrılmıştır..İstanbul a yerleşmiştir ve 70 li yılların başlarında ilk eserleri çeşitli sanatçılar tarafından seslendirilmektedir.kendiside bağlaması ile eşlik etmektedir erkin Koraylara ve nice sanatçılara…Hayatının ikinci dönüm noktası yapımcısıyla ile tavla oynarken girdikleri bir iddiadır. Yapımcı Orhan Gencebay a kendi eserlerini seslendirmesi için ısrar eder O ise geri planda kalmak kendi deyimiyle bu işin mutfağında kalmak istemektedir.Oynadıkları tavlayı Orhan Gencebay kaybeder ve ‘başa gelen çekilirmiş’ adlı ilk plağını yapar.Bunu sevemedim karagözlüm ler, Deryada bir salım yok lar takip eder…Yaptığı 45‘likler çok büyük ses getirir.. Bir teselli ver adlı plağıyla da da adete bir bomba gibi patlar müzik piyasasında..
Orhan Gencebayın Müzik piyasasına adım attığı yıllar köylerden kentlere göçlerin yoğun olarak yaşandığı yıllardır.Büyük şehirlere göç etmiş anadolunun farklı kültürlerinden insanlar bu büyük kentlerin varoşlarında yaşamakta ve genelde dar gelirli insanlardır.Kentliler bu insanları yadırgamakta ve bu alt kültüre burun kıvırarak bakmaktadır.Yıllarca ezilmiş yokluk sefalet çekmiş bu alt kültür mensupları ‘batsın bu dünya’ diye kokuşmuş sisteme isyan eden bir sesin arkasından çığ gibi akmışlardır…’her yer karanlık,nerde insanlık,kula kulluk edene yazıklar olsun’ diye kapitalizmin acımasız çarkına ve bu çarkta kaybolan değerlere ağıt yakmakta ve daha adil sevgi dolu bir sünya için batsın bu dünya demektedir Orhan baba..Halk dolmuşlarda yükselen bu sesleri başta yadırgamış ama her sosyal ve kültürel tabakadan insanların dinlemeye başladığı bir Orhan Gencebay vardır artık… 70 lerde yaptığı filmler kapalı gişe oynamaktadır ve çoğu kişi tarafından bilinmeyen bir olayda Ferdi Tayfurun başlattığı Orhan babanında sonrasında yaptığı filmlerle bu şarkılı türkülü filmlerle 70 li yıllarda yeşilçamda baş gösteren porno furyasının önünü kesmişlerdir….yaklaşık 35 senede 150 milyon albüm ve plak tiraja ulaşmış dünya çapında Beatles larla,michael jacksonlarla karşılaştırılabilecek bir tirajın sahibi olmuştur…Bateri dahil her enstrumanla ilgilenmiştir ve Bağlamayı Türkiye de en iyi konuşturan kişidir..Son yaşadığı kalp krizi olayını hayatının üçüncü dönüm noktası olarak görmüş ve ‘Rabbin ona adeta ikinci bir ömür daha verdiğini’ söyleyerek şüküre yönelmiştir…9 üniversiteden fahri doktora ve uluslar arası montu doktora ödülleri gibi bir çok ödülün sahibidir.Devlet sanatçısıdır.Müzik adamlığının yanı sıra kişilikli adam gibi adamdır Orhan baba…
Türk halk müziği ve türk sanat müziğinin katı kuralları dışında ama onlardan izler taşıyan serbest formlar olarak adlandırdığı çalışmalarına ısrarla arabesk denmesine bozulmaktadır baba…şarkılarında çok güzel Ankara tavrı bazen efe havalarına bazende uzun hava öğeleri ne sıkça yer verir… Önyargılar bir kenara bırakılıp dinlenildiğinde herkes onda kendinden bir şeyler bulacaktır..Kendisi ve yaptığı müzik hakkında üniversitelerde tezler hazırlanmış başlı başına bir araştırma konusu olmuştur Orhan Gencebay..en iyi anlatan Prof. Meral Özbek in ‘Populer kültür ve Orhan Gencebay arabeski’ adlı doçentlik tez araştırmasıdır…
Bunca yıl habersiz yaşadım seninle
Bu gün de dün gibi dertlerimi dinle
diyerek sevmelerin en güzelini tarif etmiştir bence…
Dedik ya Orhan Baba Türk Müziğinin yaşayan Dedesidir…Ömrün uzun olsun koca yürek…
...Genc-cecik bir zaman-da Gazoz mantarini yakar karasiyla-da burnumun altinda ki tuy olmayan yerlere ekleme yapar-dim! onun gibi...biyikli olmak icin...{gece ise yarar-di kimse anlamazdi cok yere girdim ciktim mantar karasi biyiklar-la! }
Bazen Mantar karasi goruntumle felsefe-yi guldurecek sozler ederdim,ufak fakat tutkun hayran toplulugu-ma! derdimki; 'onun ismiyle goruntusunun arasinda kagit kalinliginda bile bosluk yok iste boyle tastamam sanatcidir orhan baba '... Topluluk anlamadigi sozu iyi agir soz bilirdi bende pek anlamadigim icin agir soz ettigimi sanirdim!
{DEVAMI <> VAR }
eski sanatcilardan, cok agir, halk dilinde damar sarkilar söylemistir. Kendisi Samsun'lu olup galiba kafkas kökenli bir aileye mensuptur.
kaybedenler kulubü milli marşı: bir teselli ver!